srinievvell 33 umhuriyei' FAYDAH jmeraklı şeyler] Zelzeleyi haber veren makine Cava adasında Batavya şeh • rmde oturan bir Hollandalı âlim ltalya ve Japonya gibi sıksık zelzele olan raemleketlerde çok HİKAY Şarkı söyliyen böcekler Biz, memleketimizde şarkı söy liyen küçük hayvanlardan en meçthur olarak ağustos böceğini tanırız. Fakat Japonyada bu böceklerin muhtelif cinsleri vardır. J JaDonlar bunlan kutular icin e tfizim meşhur avcı Sadi Beyi çoktanberi gördüğüm yoktu. Birbirimize hemen hemen bir senedir hasrettik. Geçen gün Köprüde kendisine rasgeldim. Rengi uçmuş, topallar gibi bir vazi • yette... Ne o geçmiş olsun, dedim, hasta mıydın? Sorma başıma gelenleri. Gel şurada, bir yerde oturalım da anlatayım. Me§er bizimki gözle kaşın a • rasinda gene Afrikaya gitmiş. Kahvelerimizi îçmeğe baslamazden o söze başladı ve şöyle an • lattı: Ah... Ah.... Airikanîn merkezine «eçen def«ki teyahatle rim, bende gayet iyi Intıbalar bırakmıştı. Ben orayı âdeta avcı larm cenneti zannediyordum. Meğer bu fikrim ne boş hayal • miş. Meselâ Rodesya havalisi bizim memleketten geniş her türlü av hayvanatım sinesinde top lamış bir yerdir değil mi? Işte ben bu genie sahada birkaç de • faki seyahatlerimde hiçbir teh likeye maruz kalmamıştım. Geçen sene temmuz nihayet lerinde gene kalkıp oraya gittim. önümde kânunusaniye kadar uzanan uzun bir zaman vardı. Bol zürafa, gergedan ve saire avlayabilecektim. Kendimi dünya nın en mesırt adamı addediyor • dum. Ağustos sonlarına doğru Luangwa vadilerine vasıl olmuştum. Bu havalide gergedan çok bol Üur. Yalnız üzerlerine ateş etmemek lâzımdır. Fakat ben bu hale rağınen muhakkak bir gergeIdan avlarnak istiyordum. Amnıa hiç te böyle bir müca Seleye hazır bulunmadığun bir zamanda bu hayvanın karşıma çıkmasmı istememiştim. Halbu ki bir akşam güneş batmağa yaklaştığı bir sırada kulübeme dö > nerken tam ormanın kenar ta • raflanndan birinde siyah ve korkunç bir gergedanla karşıkarşıya bulunmıyayım mı? Iri hayvan küçük kuyruğunu lâkaydane sallıyarak bana bakıjordu. Uzaklığı benden ancak eîli metre ya var ya yoktu. ' Biraz sonra lâkaydane hal ve tavn değisti. Başını aşağı yukarı nareket ettierek. gözleri pırıl • pınl parlıyarak bir bücum va • fciyetİ aldı. Gergedana kurşun atmamak. Ora hükumetinin koyduğu nizam bu merkezde idi. Lâkin kendisi•i nasıl müfadaa etmeli? Can pazarı bu .. Ne olursa oısun diyerek tüfeğime saldırdım. Ivice nişan alıp tetiei cektim. Heyhat kurşunum istediğim yere tesadüf etmediği için hayvana bir zararı dokunmak şöyle dursun, onu büsbütün hiddetten çılBaşka vapacak bir r«y olma dığı için hemen tabanları kaldırıp kaçmağa başladım. Bu ha » reketîmle sığınacak bir yer bulurum ümidindevdim. O da arkamdan böğürerek kosuyordu. Cok şükür yaralanmış olması dolayısile pek hjzlı gelemiyordu. Derken ayaklarım yumuşak bir sahaya girdiğimi bana an • laltı. Bir bataklığın kenarındaydım. Biraz ileride bir ağaç göriinünce bütün kuvvetimîe is'ikameti o yana çevirdim. Su dizle rime kadar çıkıyor, ben elimden gelen bütün gayreti sarfediyor • dum. Nihayet ağacın kahnca bir dalını yakalamağa muvaffak oldum. Hızla yukarıya fırladım. Lâkrtı can havlile ve telâşla tü • feğimi düşürmüştüm. Silâhımı tekrar iğilip almam mümkün değildi. Çünlrii gerge • dan da soluyarak ağacın dibine gelmişti. Şimdi ne yapacaktım? Ebe diyen bu ağacın üzerinde kalamazdım ya. . Acaba hizmetimde bulunan ki yerli şimdi ne yapıvorlardı? Hiç süphesiz sreç vakit avdet etmedîğimi srördükleri için bavullarımdaki eşyayı takcime kovulmuslardı. Ben o halecan içinde iken u zaklardan da tam tekerlek bir ay çıkıp ortalığı bütün kuvvetile aydınlattı. Baktım, gergedan hiç bir teşebbüse girişmeksizin ağacın dibinde sükunetle bekliyor du. Aşağı düşünce evvelâ boy nuzlarile karnımı deşecek sonra ağır cüssesile üzerimden geçip intikamını alacaktı. öyle müşkül vaziyette idim ki şimdi bile tahayyül ettikçe tit • riyorum. Aksi gibi, her zaman üzerimde taşıdığım tabancamı da o gün almağa unutmuştum. Peki nasıl kurtulacaktım? O anda garip ve tehlikeli bir fikir akhmdan geçti. Belimden bıçağımı çıkarıp kuşağımla çizme min ökçesine sıkıca bağladım. O suretle ki bıçağm yüzü mah muz gibi dışında kalmışh. Ayağımı gergedanm kafasının bu lunduğu tarafa uzattım. Gözünü nişan alarak ayağımı varkuvve rimle bastırdım. Hayvan müthiş bir iniltı çıkardı. Bir gözünü kör saklarlar ve onlann otüşlerini dinliyerekten tıpkı bir konserdeymişler gibi zevk alırlar. Bunları yakalamak için bazı yaz geceleri kırlara dökülürler. Bazıları da sırf onları dinlemek için dağlara çıkarlar. Böcekleri yakalamak ancak parlak ziyalı fenerler kullanmakla kabil olur. Japonlar, bu böcekleri seslerine göre tıpkı insanlar gibi ince, orta ve kalın sesli diye muhtelif kısımlara ayınrlar. Tokvoda ve Jaoonyanm baş Iıca şehirlerinde bunlar icin hususî pazarlar kurulur ve kamış kutular içinde bu böcekler sa tılır. Böceklerden bazıları cok para eder. Japon zenginleri misa firlerine bu böceklere ait kolleksiyonlarını iftiharla gösterirler. ,,, Fakat gitgide Japonyadaki bu merak azalmaktadır. Asrî Japonlar da diğer memleketlerdeki insanlar gibi gramofon ve radyo» yu tercih etmektedirler. makbule geçecek bir makine icat ettiğini iddia eylemektedir. ^u gorduğünüz iki Fransız yavrusuna babaları bu küçük otomolı.ı hediye etmiştir. Çocuklardan direksiyonun başrnda oturan 6 bu çuk, öbür taraftaki beş yaşındadır. Otomobilin haznesi ancak üç küo benzin almakla beraber araba saatte 50 kilometre gtdebilmektedir. Bu makine guya zelzele olacağını bir memleket ahalisine ev* velden haber verebiliyormuş. Nasıl ve ne şekilde? Hollandalı âlim, henüz bunu bildirmemesine rağmen, Batavyada yapılan tecrübeler bu keşfin ciddî olduğuna dair bir kanaat vermiş • miş. Hediye kazananlar Içlerinde alfabenin iki üç harfi tekerrür eden vilâyetler bil mecesinde mükâfiat kazananların isimlerinden bir kısmını geçen hafta basmıştık. Yerimiz kal madığı için diğerlerinin isimleri bu defaya kalmıştı. Onları da aşağıya yazıyoruz: Birer dolma kurşun kalem kaza nanlart Kastamonu mektupçusu Tevfık Bey kızı Perıhan, Ticaret lısesmde Necati, Malatya ortamektebi 155 Oğuz, Eldirne San'at mektebi 143 Ag&h, Pertevnıyal 11sesl 475 Şevkı, Uskudar Ihsaniye İlk mektep talebesinden Azade, Kadıkoy Moda Fransız mektebinden Nejade ZeM, Samsun Tayyare cemlyetl ambar memunı Oaman Bey kızı Muazzez, Kadıköy lise slnden 166 Mustafa Cezmi, 44 uncu ilk mektep 53 Bulent Fahri, Şişli Terakkl llsesmden Saml Refık, Maltepe ükmek tebı 73 Alâettin, Mudanya Merkez mektebı 82 Jale, Bursa Ulucami karşısmda No 1 Mahmure, Gunen Ikind mektep 116 Seyit Yalçın, Kocaell Akmeşe na hiyesi mudürü oğlu Enrer, Erzincan Askerl ortamektebi fcedrlsat müdürü Kâmü Bey kızı Bedla, Konya avukat Izzet Cemal Bey oğlu Remzı, Istanbul Suleymanıye Talât, Kadıkoy ortamektep All oğlu Danis, Kızıltoprak 6 ıncı ilk mek tep 5 Incı sınıf Satıa. Birer deste kâğtt zarf kazanan lar: Adana kız lisesi 281 Fevziye, Kutahya Vilâyeti mektupçusu Şukrü Bey kızı Leman, Feneryolu Istasyon karşısı 14 Şevket Hâmit, Hayrıye lısesı ilk kısım 107 Neclâ Cemal, Adapazan Turk Ticaret Bankası memurlanndan Husrev Bey kızı Mellha, Dortyol Hacı Mıstık oğlu Ukka? Nihat, Izmir Kramer caddesinde Ma nastır otell karşısmda 107 Hasan Za fer, Pangaltı kız Fransız mektebinden Mila, Istanbul kız lisesi 354 Muallâ, Hendek nahiyesı muallım Ismail Hakkı Bey vasıtasıle Burhan, Kastamonu Defter dan Fahrettln Beyın kızı Sacıde, Kay seri lısesınde 2 c subesmde Kâmran, Malatya Sinema caddesi Dernek mahallesı muallım Faık Bey evinde Reşat Bey oğlu Uğur, Malatya ortamektep 152 Cihat, Sıvas Keçelızade oğlu Bekir, Sıvas Ziraat Bankasında memur Fahri Bey oğlu Celâlettin, Yozgat Ismet Paşa mektebı 71 Ruştu, Samsun Saıt Bey camıi imamı Ibrahım Efendi kızı Melâhat, Istanbul Erkek lısesınden 200 Nejat, Samsun Yenıkırbaç mahallesı Bostancıkmazı 5 Yuksel Birer kitap kazananlar: Osmanbey Afıtap sokağı Araksı apartımanı Necdet Mahmut, Nişantaşı Fey ziye lısesı 248 Perüıan Avni, Fatih Ni şanca Fırın sokağı 12 Abdullah Nacl, Bursa Altıparmak ılkmektebi 18 Kemal, Cumhuriyet ortamektebi 1075 Salıha Mehmet, Çengelkoy Feyzı Paşa konağı Beyhan, Şıslı 112 numarada Samoel, Beyoğlu Italyan ilkmektebı 171 Yeşua, Tahtakalede 14 Muzaffer, Adana Ziraat Bankası muhasıbı Tevfık Bey yeğeni Hakkı, Adana dış doktoru Kurt oğlu Cavit Bey vasıtasile Mehmet Celâl, Eskişehır Odunpazarı Paşa mahallesi Kavak Emin sokağı numara 4 te Orhan, Çoruh Vilâyeti Defterdarı Muhsın Bey oğlu Kâmıl, Çengelkoyunde Alı Nusrat, Aksaray Sineklibakkalda Fevzı Irfan, Uskudar Selâmsızda Mihrıba Fazılet, Hırkaışerıfte Nurıye Melıh, Salkımsoğutte Fahrıye Enver, Topkapıda Mehmet Nurı, Ulukoyde Rerifa Behçet Hanım ve Beyler Mükâfatlar, pazartesiden iti . baren dağılmıya başlıyacaktır. îstanbuldakiler matbaamıza gelip al»nlar. Diğer yerdekiler tarafımız dan gönderilecektir. Sporcu bir hırsız Zamanımızdaki spor merakı malum. Her gencin bu hususta gösterdiği heves pek haklıdır. Eski bir atalar sözü fehvasınca «sağlam fikir ancak sağlam vücutte bulunur.» Fakat her iyi vasıta bazan fena yollarda kulla nılabilir. Avustralya adasında Melburn şehrinde bir hırsız 60 metre yüksekliğindeki yuvarlak bir f abrika bacasına tırmanmaya muvaffak olmustur. Bu hırsız eski bir cambaz olan Mario Kotlesstir. Aysız bir gecenin karanhğından istifade ederek bu bacaya çıkmıştır. Yalnız zannetmeyin ki Mario bu zah meti bir rökor kırmak için ihti yar etmiştir. Hayır... Bacanm tepesinde bulunan plâtin bir paratdneri çalmak i";r« Malum ya Meksika beygirlerinin ecdadı Meksikanın ücra vilâyetlerin • den birinde çok eskiden yazıl mış bir kitap meydana çıkarıl • mış. Bu kitapta Meksika tarihine ait birçok garip malumat mev cutmuş. Meselâ bugün ehlî ve yabanî atların yetiştiği en mii • him merkezlerden biri olan bu rada Ispanyolların gelmesinden evvel beygir nedir bilinmezmiş. Yerliler bu hayvanı Allah zan nedip taparlarmış. Nitekim Meksikaya ilk giren at öldüğü zaman kendisine mü kellef bir mezar yapılıp üzerine heykeli dikilmiş. Yerliler zaman zaman gidip bu mabut önünde yere etmeğe muvaffak olmuştum. Akan kaniardan bunu ı nlıyordum. Büsbütün hiddetlenen ikinci ve üçüncü savletler yapmaktan geri kalmadı. Ayni manevra ile ikinci gözünü de çıkardım. Hayvan kafasını öteye beriye çarpa çarpa uzaklartı. Ben de halsizlikten sürüne sürüne kulübeme gelebildim. On beş gün hasta yatmama rağmen, kalkar kalkmaz gene ava çıkmaktan geri kalmadım. Neyse cok «ükür sağ salim gene lstanbvla gelebildim. Ne vapayım, azizim, elimde , deÜnl, Sen ı^erak de. delilik de, | nedersen de! plâtin gayet pahalı bir maden dir. Mario bu işte muvaffak ol « muş, f\ncak plâtini bir kuyum cuya satarken yakalanmıştır. 1 inci teşrin bulmacası 29 İçinde bulunduğumuz ay Hükumetimizin şekli 10 Size verdiğimiz şu dört şey ne ifade eder. Bunu bize bir cümle şeklinde bildiriniz. Doğru cevap gönderenler den birinciye 5 lira, ikinciye bir îş Bankası kumbarası, üçün cüye Foto Etemde 6 kartpostal 1 agrandisman yaptırma hak ki, diğer yüz kişiye muhtelif hediyeler verilecektir. Cevaplar 1 inci teşrinin yirmi beşine kadar «Cumhuriyet Çocuk sahifesi muharriri» ad resine gönderilmeli ve mutla ka gazetede çıkan bu parça da kesilip mektuba konmahdır. Bu1 şartlara riayet etmiyenler mükâfat kazanamazlar. Okse