Cnmhnrîyet =11 Teşrinievvel 1933 Bizde ve komşu memleketlerde turizm Mısırdan Yunanistana bu kanallarîa sene 50,000 seyyah gitti Bataklık suları akıtılıyor Sakaryaya ^ . Türk dostu her ecnebi propagandaya karşı gösterdigimiz lâkaydiden acı acı şikâyet ediyor Kahire, teşrinievvel (Hususî) Seyahatim müddetince kiminle görüştümse, bizim; memleketimizi, memleketi • mizin yeniliklerini, güzelliklerini, mahsullerini, mamulâtını, denizini, havasnu, sayunu velhasıl herşeyini propaganda etmek hususundaki lâkaydimizden acı acı şikâyet etti. Memleketi harice tanıtmak ve dalma hatırlatmak, yabancılann alâkasnu o memleket için daima uyanık bulundurmak bugün her hükumetin kabal ve ısrarla tatbik ettiği millî bir amdedir. Turizm meselesi bütün memleketlerde en hayatî bir mevzu olarak ele alın • mıştır. Bize gelince, Kocaeli meb'usu muhterem Reşit Saffet Beyefendinin ba sahadaki feragatkâr mesaisini istisgar etmemekle beraber bu işte henüz emekletr.e devrevirde bile olmadığımızs itiraf etmeuyiz. Turizm :?;nin ehemmiyctini vaktfle takJir ebniyerek hu hususta lüzumu vçhile çalış^.amızın memlekete neler kaybettirdiğini anlaraak ve görmek için şoyle bir seyahate çıkmak kâfi çeliyor. Başka memleketler turizm için rakamlan birkaç milyondan aşağı düşmiyen bütçelerle çalışıyorlar. Seyyah celbehnek için onlann bulduklan usuller, vücude getirdikleri eserler, gösterdfkleri kolaylıklar msanı hayretlere düşurecek kadar çok, güzel ve caziptir. Kahirede vize almak için hangi konsoloshaneye gittimse bütün duvarlan renk renk, boy boy, her biri birbirinden güzel afişlerle kaplanmış gördiim. Bunlar, size en güzel dekorlar, en zarif renk» ler içinde o metnleketin dağlannı, nehirlerini, kaplıcalannt, plâjlarmı, statlannı, müzelerini, meşhur abidelerini gösteriyor. Her biri birer güzel san'at eseri olan bu ilânlan, resimleri seyre • derken msanın içinde: Ah, buralan görmek ne zevkli birşey olacak. Tarzında bir arzu uyamyor. Siz bunIan seyrederken konsolosu karşuuzda görüyorsunuz. Sizi nezaketle odasına götürüyor, koltuk gösteriyor, ikram edi • yor ve hiç üşenmeden, yorulmadan mubalâğasız, size memleketi hakkmda yanm saatlik propaganda konferansı veriyor. Bu şifahî tafsilât bittikten sonra konsolos efendinin ziie bastığını ve nşağma bazi emirler verdiğini de go rüyorsunuz. Bir dakika sonra kavas 8nünüze bir sürü kitap koyuyor. Bunla • nn hepsi en iyi kâgıda basılmış, en güzel, en modern reklâm ve propaganda Idtaplandır. Bunlann en küçüğü elîi sahifelidir. Her sahifesinde sekiz renkü bir resim size adeta gülümsüyor. Bunlan siz pe kâlâ kesip, çerçeveletip salonunuza a sabilirsiniz. Konsolos Efendi, size ba bir kucak khabı hediye eder, seyahatinizde size her türlü kolayhğın gösterilmesi için yardım edeceğmi, hatta biletlerinizde mümkün olan tenzilâb da yaphracağı m vadederek sizi selâmetler. Bu sah • ne, her ecnebi konsoloshanesi?de böyledir. Konsoloslar, memleketlerinm millî birer propaganda memuru gibi çalışıyorlar. Kahiredeki sefarethanemizi ziyaret ettim. Parlâmento binasınm karşısmda saray gibi muazzam bir bina!... Fakat, konsolosluk kısmmda bir Türkiye ha • ritasüe bir takvimden başka birşey görünmiyen çıplak duvarlar karşumda içim MzladL Bizimkilerde memleket propagandasmm liizum ve ehemmiyetmi takdir ediyorlar. Onlar da diğerleri gibi çahşmak, Türk vatanım harice ta nıtmak, memlekete seyyah akınlan hazırlamak için oğraşmak arzusu gösteriyorlar. Fakat; ne imkân, ne de vesait bulamıyorlar. Yalnız, Turingkulüp bir miktar memleket albümü göndermiş. Onu da beş Mısır kuruşuna sahlsm di • ye... Yani bizim paramızla 35 kuru • şa... Bu gibi propaganda kitaplannı para ile almak âdet olmadığından sefaretin bir köşesinde stok halinde kalmış dunıyor. Sözün kısası: Memleketimize fazla seyyah celbehnek için birşey yapmıyoroz. Kendi kendilerine gelenler de i • lerde birer birer izah edeceğim sebep • lerden dolayı bir daha gelmiyorlar. Eskiden hepsi tstanbula gelen Mısırlı seyyahlann şimdi yüzde kırkı Lübnana, yüzde kırkı Yunanistana, yüzde yirmi si de Italyaya ve Rodosa gidiyorlar. Lübnan için Mtsırda yapılan reklâmlara kif, yaz hiçbir mevsimde fasıla verilmiyor. ttalyanlann Kahirenin en marof cad delerinden biri olan Opera meyda • nında büyük bir turizm bürotu var. Buraya giren, ttalyayı mutlaka gidip görmek kararnu vermeden dışan çıkıroyor. Komşumuz Yunanistan bu husus • ta takatinin fevkinde mesai sarfediyor ve... bittabi mükâfahnı ümidhtden ve tahminmden fazla görüyor. Size en son ve en hakikî bir hesap... Bu sene, Kahiredeki Yunan konso • loshanesi Yunanistan için 50 bîn sey • yah pasaportu vize etmiştir. Yazı ge çirmek için Atina sayfiyelerine giden bu kadar Muırlıdan her birinin vasatî olarak bir buçuk ay kaldığmı ve bu müddet zarfmda en asgarî bir hesapla on beşer Mısır lirası sarfettiklerini kabul edelim. Kara cümleme pek güvene mem ama, bir Mıstr lirası takriben yedi Türk lirasına muadil olduğuna gö • re bu sene Mısırdan Yunanistana gi • den seyyahlann bu kücültülmüş ve dar tutulmuf hesaba göre Yunanistana bi • zim paramızla beş milyon 250 bin li • racık bıraktıklan anlaşılıyor. Rakam • lartn bu belâgati karşumda boyun iğ • mek lâzım. Mısır bile kısm seyyah celbi için neler yapmıyor. Pariste, Fransanm turizm reisinin riyasetinde Fransa, Almanya, tngiHere, Belçika ve Mısınn iştirakile beynelmilel bir komite teşekkül etmiştir. Turizm işlerinin tanzhni ile uğra • şacak olan bu komite bir afiş müsabakası acb. Ortaya bir ahm kupa ve ge • ne altın, gümüş ve bronzdan üç madalya konuldu. Propaganda mevzuunda yapılacak afişlerde birinciliği kaza • nacak millet altın kupayı alacak. Bu müsabaka her sene tekrar edilecek. Kim birinci olursa ahm kupa ona devredflecektir. Kahirede çıkan (Elehram) gazetesinin 14 eylul 1933 tarihli nüs • hasmda okuduğum fıkrayı da aynen naklediyorum: c Kral Fuat Hazretleri, turizm hakkmda en iyi ilân yapanlara veril • mek üzere tahsis etmiş olduğu kupa • nın verilmesi için lâzım gelen şartlan, yüksek turizm meclisile bilmüzakere tesbit etmek içia Muır Demiryollan umumî kâtibi Behçet Elşimi Beyi Avru paya göndermiştir.» Herkes böyle çalışıyor. Biz Avru • panm şarka gelecek otomobilli sey • yahları için yegâne geçit olan tstanbulEdirne yolunu bile bütün hüsnü niyet • lere rağmen henüz yapamadık. Söy • lendigine göre diğer vilâyetlerin Belediye bütçeleri kifayetsiz oldugundan yapacağımu da yok. thsan Arif G e y v e d e sıtma mücadelesi basladı Balkan sulhu Bir Fransız gazetesinin yazdığı makale Parist* çıkan tnformation (Enformasion) gazetesinin dün gelen nüshasında «Türkiye ve Balkanlar» mevzuu etrafında mühim bir ma • kale vardır. M. Maurice Pernot (Moris Perno) tarafından yazılan . bu makalede M. Çaldarisin Ankaraya gelişi, tsmet Paşamn Sofyaya gidişi, sonra Yugoslavya haneda nraın Gazi Hz. ni ziyaretleri izah olunmakta ve bütün bu hâdiselerle Türkiyenin umumî Balkan sulhun da oynadığı rol tahlil edilmektedir. M. Pernotnun bu güzel yazısının son kısmını aşağıya iktibas ediyo ruz: <... Ne olursa olsun, Türkiye de, dahil olduğu halde, Balkan devletIerini birbirlerine yaklaştırmayı ve ister iktısadî, ister siyasî sanada onları menfaatperest ecnebi kuv veftleri himayesinden korumayı istihdaf ed'en bütün gayretler memnuniyetle ve hüsnü niyetle karşi • lanmalıdır. Eğer işin içine haricî entrikalar karışmamış olsaydı Balkan meseleleri ve bilhassa Make donya meselesi, şimdiye kadar çoktan hallonunabil'rdi. Bankalan Balkan memleketlerine inhisar ettiren her hareket Av rupa sulhunu kolaylaş.tıracak ha yırhah bir iştir.> M.Pernot bundan başka makalesinde Romanya Hariciye Nazın M. Thuleskonun Ankaraya mukarrer ziyaretini mevzuu bahsetmekte ve Balkan devletlerile Küçük itilâf arasında bazı münasebetler görmektedir. Kanlı bir cinayet Ajans murahhaslan Bursada hiç yüzünden bugün geKyorlar iki adam öldü Bursa (Hususî muhabirimiz • den) Apolyortt köyünde sokak muharebesini andıran bir kavga oldu ğunu ve bu kavgada iki kişinin öldüğünü ve iki kişinin de yara landığım telefonla bildirmiştim. Vak'a şöyle olmuştur: Köy kenarındaki gölde tuttukları balıklan tarttırmakta iken sıra bekIemek yüzünden tbrahim ile Mevlut ve Fethi Umindeki üç kişinin ara sında çıkan münakaşaya tbrahimin kayınpederi Haşim de kanşmış ve Fethiye bir tokat vurmuştur. Esa sen Fefthi eskiden Haşimin kızını istemiş ve alamamış oldugundan Haşime karşı muğber bulunuyormuş... Bunun üzerine Mevludün kardeşi ve Fethinin de amcası olan köy korucusu Ramiz, kırdan gelince hâdise kendisine anlatılmış ve hep bir • likte Haşimin evine gitmişlerdir. Bunlar Haşime: «Kabadayı isen dışan çık!» demişler; Haşimle oğlu dışan çıktıklan sırada bu sokak doellosu başlamış, Mevlutla Fethi tüfek kurşunlarile ölmüşler, Haşimle korucu Ramiz de bacaklanndan yaralanmışlardır. Müddeiumumî muavini Fahri Bey vak'a yerine giderek tahkikat yapmış ve yaralı Haşimle Ramiz i yakalatarak merkeze getirtmiştir. Müd'deiumumilikçe haklannda ' katil davası açılmış ve ikinci is • tintak hâkimliği de tüfeklerini muayene ettirmiş, Mevludün cenazesi otopsi için hastaneye kaldırılmiş, diğer yaralılar da sorgudan sonra tevkif olunarak hastanenin hapi • sane koğuşuna yahnlmışlardır. Musa Murahhaslar şerefine dün Ankarada ziyafet verildi Ankara 10 (A.A.) Ziyaret ve tetkikat için Ankaraya gelen ecnebi tel graf ajanslaruun müdürleri şerefine dün gece Anadolu ajansı tarafından Ankarapalasta bir ziyafet verilmiştir. Hariciye Vekâleti ve matbuat erkânî. nm bulunduğu bu ziyafette Anadolu ajansı umum müdürü Muvaffak Bey lasa bir mıtukla misafirlere hoş geldiniz demiş ve müttefik ajanslarm müdürleri namına Havas müdürü M. Meynot cevap vererek kendisine ve arkadaşlarma yeni Türkiyenin merkezini ve Türk azim ve iradesinin her sahada tahakkuk ettirdiği çok kıymetli eserleri görmek fırsatmı veren bu ziyaretten unutulmaz inhbalar götüreceklerini söylemiş, gördükleri mL saürperverlikten dolayı teşekkürlerini ifade etmiştir. Misafir ajans müdürleri dün ve bugün eski ve yeni Ankarayı, tsmet Paşa kız enstitüsü ile Ankara Halkevini ve Gazi orman çiftliğini gezmişler, bugün Dahiliye Vekili Şükrii Kaya Bey tarafından Anadolu kulübünde şereflerine verilen öğle ziyafetinde bulunmuşlardır. Ziya fette Hariciye Vekâleti kâtibi umumisi Numan Rifat Beyle Hakimiyeti Milliye, Müliyet Başmuham'rleri, Hariciye Vekâleti umum müdürlerinden bazdan diğer matbuat erkânı hazır idiler. Ajans mOdürleri memleketlerine dön. mek üzere bu akşamki trenle Ankaradan aynlmışlardır. Geyve (Hususî) Geyvede bu sene sıtmanm devamlı ve tnüzmin bir şekil alması Vilâyet sıhhiye mücadele heyetnin nazan dikkatini celbetmiştîr, Vflâyetteki mücadele hevetinden gön . derilen bh mühendisle bir doktorun sıtmalı sahada icra ettikleri tetkikat ne. ticesinde bataklık sulannın 2700 metre tuKinde üç büyük kanalla Sakarva nehrine akıtılmasma karar verilmiştir. Bu isin tatbikı için kavmakam Hüs. nü Bevin rivasetmde teşekkül eden sıt . nw mücadele heyeti geceli gündüzlü ça, lum'ktadtr. Sıtmah rmntakalarda ohıran ve 15 yasnndan 65 yaşma kadar olan bilumurr halkm amelei mökellefe suretfîe be denen çalışmalanna karar verümiş ve bu kararın 1 tesrmievve'den itfbaren tatbiipne haşlanmnst». Simdi yüzlerce ha'k hergün bu bataklık!a»da ve ka nallarm açılmasmda çahştna'ktadır. Memlelcetm hvatî bV isi o'an bu mü. cidele î«'nde kaymak'm Hüsnü Bevin pövterdiği faaliyet cidden şayanı tak. dirdir. Bataklîklann kurutuTması îsinde»î sonra hastalı°ı ve sıtma nrkroplarmı he nüz •"iicuî!e"Tnde sakiıvanlara da lüzu mu kadar kmîn tevzîi tem:n oiımursa Geyvenin ebedî dertlerinden bîri o'an sırmnnın da darrei sirayeti tahdit edîle. cektir. Galatasaraylılar cemiyetinde bir konferans Galatasaraylılar cemiyetinin Beyoğlunda lstiklâl caddesindeki merkezinde 12 tesrinievvel 933 perşembe akşamı saat 6 da, otomobille Avrupaya gidip gelen Osman Kemal Bey tarafından bu seyahat hakkmda bir konferans verilecektir. Şeyh Üdebalinin asıl ismi ne imiş? Bursa (Hu. Mu.) Bursada Tevfik Bey isminde çok sevilen bir doktor vardır. Türk dili hakkında etraflı tet . kikatı bulunan bu zat, geçenlerde Cum. huriyette Şeyh Üdebalinin mezarma ah bir haber görünce beni bularak dediki: « Ben hergün gazetenîzi okurum. Geçenlerde Üdebalinin mezarma ait bir yazı nazan dikkatimi celbetti. Halkuı ağzuıda şimdiye kadar yanbş bir şekilde doiaşıp gelen bu ismm aslmı anlatayım: Üdebalinin ash Edebalıdn, Balî kelimesi arapça Balî değildir. Türkçede ve Türklerin ağzmda daima Balı diye söyendiği fimdan belii ki: Bursa hava. lisinde yeni Balı, edci Bah, Balılar, Edebah gibi köy atlan vardır. Bahm dL ye sultan ismi vardır. Edebalinin başradalci (ede) tiirkçe (ata) nın muhaffefıdir. Ve Kazan lehçesinde (ata) keli • mesi (ete) olarak telâffuz edilir. Hat. ta Volga sahülerinde mütemekkin Çovaş Türklerile Macarlar ata kelimesini (Atya) olarak kullanm.ı;lardır. (Atflla) ismmîn de AvruDahlarca ba (Atya) kelimesinden tahrif edildiği mu . hakkaktır.» Bir batında Oç çocuk Posia Telgraf ve Telefon umum mOdiriyetinin bir tavzihi Gazetemizin 16 eylul 933 tarihli nüshasında E»tern telgraf kum panya.sımn Posta ve Telgraf idaresi namına yaptırmatta olduğu telsiz istasyonları hakkında bir haber vardı. Pos*« ve Telgraf ve Telefon Umum müdürlüğünden aldığımız bir tezkerede bu istasyonların inşaatı henüz bitmediği için simdiye kadar ne teslim ve ne de tesellüm mete lesinin mevzuu bahsolmadığı ve bu maksatla bir tetkikat ta yapılmadığı ve mukavele mucib'nce Posta idaresine devredilecek Estern me murlannı, idarenin lüzum gördüğü hizmetierde kullanacağı bildiril mektedîr. Haymana (Hususî) Hayma nanm Eskiçalış köyünde tzzet oğlu Gazinin ailesi Ayşe Hanım bir batmda üç çocuk doğurmuştur. Ço cuklarm üçü de kızdır ve sıhhatleri yerindedir. Yalnız bir anamn sütü üç çocuğu doyurmad'ığından çocuğun biri baska kadın tarafından emzirilmektedir. Çocukların babası diyor ki: < Oğlum var, kızım yoktur. Onun için kiz çocuğunu pek sever • dim. Şimdiye kadar hiç kız çocu ğum olmadı. Şimdi de Allah hep sini birden verdi.> KARtLERtMtZE KOLAYLIK Aylık abone Hususöe vüayetlerdeld bfr çok karflerimiz gazetelerim munta • zaman kendi adreslerine alabfl • mek içm bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karilerin arzulannı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aylık abone usulu ittihaı etmege karar verdik. Ay • hk abone bedeli yalnıs Tuna devletlerinin kalkınması işi ve Türkiye 150 tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderflmek lâznndır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelermin inkıtaa ogramamasmı ısbyen karuernmzın paralannı idareye vaktinde yeti • şecek veçhile göndermekte devam ebneleri örtiza edecektir. Amerikalı milyarder gitti Hususî yatile şehrimize gelen Amerikali milyarderlerden Mister Vanderbilt dün Yunanistana git mişrtir. Bilecik Valis'nln faaliyeti Bilecik (Hususî) Bileciğe t«yininde hususî muhasebeyi çok borçlu bulan Vali Ali Kemal i Bey üç ay zarfmda bütçeyi intizama solrmuş ve dört aycfır maaş almıyan mual limlerin ve hususî bütçeden maaş alan memurlarra bütün maaşlarını verdirmiştir. Yazdığı kıymetli Erzincan tarihi île Erzincanlılara unutulmaz hiz met ve iyilik eden Ali Kemali Bey Büeciğin de tarihini yazmak tasavvurundadır. Vaktile Haydarpaşa istasyonu ve Tıbbiye mektebi yapılırken meşhur Gülümbe taşından isifade etmek için «Gülümbe» köyünden Vezirhan isıtasyonuna bir şose yapılmıştır. BiIeciği Verizhana ve Gölpazanna bağlıyan bu şose bakımsızlık dola • yısile harap ve geçilmesi mümkün olmıyan bir hale gelmişti. Bu şose yapılmakla beraber bütün fen memurlan vilâyet dahilinde yeni yol • lann yapılması için muhtelif is tikametlere gönderilmişiir. Çetin Bu hâdise Şombergin canını sıktı. Matmazel Paprikayı mutlâka bulmak lâzımdı. Sordu: !yi ama kapıdışan edince he men vapura binip memleketine avdet etmedi ya... Nerede ikamet ettiğini biliyor musunuz? tlâhi mösyö... Buradaki enayileri bırakıp nereye gidecek! Uşak, bu ziyaretçinin de kovu lan dansözün prestişkârlannd'an olması ihtimalini bir an için akhndan geçkrerek kızardı. Ve gafını tamir etmek için: Adresini biliyorum mösyö, arzu ederseniz gidip çağırayım, dedi. Hayır hayır. Ben bizzait gider bulurum. Adresini veriniz bana. Borsa civannda Pire oteli. Şomberg, Nikonun avucuna on Mısır kuruşu sıkıştırdıktan sonra Pire otelini aramağa çıktı. Borsanın nerede olduğunu esasen biliyordu. Bir çiçekçi mağazasma Tapu idaresindeki tahkikat lecektir. Bu heyetler üç gün sürecek melesine ailt iskân müzekkeresmin, dosyasında bulunmaması meaelesi ile alâkadar görülen 6 metnur istiç. vap altına almmışlardır. Henüz, bu müzekkerenm ne olduğu anlaşı . lamamıştır. Birinci sahifeden mabat M. Pol Bonkur, yann gelmesi beklenilen Sir Con Simon ile görüştükten sonra perşembe günkü kabine içtünamda bu. lunmak üzere Parise gidecek ve cumartesi z^o^ Cenevreye dönerek süâhlan bırakma konferansı büro içb'maında bulunacaktır. Cenevre 10 (A.A.) Fransa mo li rahhası M. Germain Martin, Tuna mem. leketlerinde Stresa konferansmdan alı M^tKmrn^nan neticelere uygun bir tarzda yeni bir düzen verilmesi işinde Fransanın ttal • ya ile ayni düsüncede olduğunu bil dirmiştir. Bu bildiriş, Cenevre mahfillerinde çok iyi bir tesir yapmıştır. Yeniçıktı Olüler Evinin Hatıraları Dolar ne olacak Vaşingion 10 (A.A.) Harp borçlan müzakerelerinde Ameri • kan parasuıın istikran meselesi birinci safta gelmketedir. Söylendiğine göre dolar eski altm kıymetinin üçte ikisinde istikrar ettirilecektir. Yazan: Dastayevakî Tercüme: Haydccr Rifat B. Bir kaçakçı mahkum oldu Adapazarlı kahveci Hüseyin is minde biri, dün adliyedeki %tı*as mahkemesinde, esrar kaçakçıhğın • dan bir sene hapse mahkum olmuş tur. Şafak Kütüpanesi, 125 kuruş Satılık ev Vefada Darülhadis mahallesinde Türbe sokağtnda 8 numarah ikiye kabili taksim, yeniden tamir edilmis ' iki kat üzerinde beş oda, iki kuyu dört sarnıç, iki yüz arşuı bahçeli hane satılıktır. TaL'plerin görmek için içinde . kflere ve pazarhk içm Liman Şirketi veznedan Abdurrahman Beye müra . caatleri. Galata İthalât Gümrüğü Müdürlüğünden: Müdürlüğümüz aklâm odalarile salon müdürlüğüne kurulacak 24 sobadan muhtacı tamir olanların tamirile yerlerine konmaaı ve boru ve 'dirsek ve sair levazımı pazarhk suretiîe yaptırılacaktır. İ&teklile • rin 10 lira pey akçelerile birlikte tesrinisaninin ikinci perşembe günü saat 2 de ve şartnameyi görmek için de ihaleden evvel Baskâtibe müracaatleri. (5514) sordu. Bilmiyorlardı. Tuhaf şey... Otelleri herkesten iyi çiçekçi mağazalan tanır. Dar bir sokağa saptı. Burasını müthiş bir sarmısak ve yanık kahve kokusu isiilâ etmişti. Biraz yürüdükten sonra bir bakkal dükkânile, yaş meyva satan bir mağazanın arasına sıkışmış harap bir evin kapısı üstündeki tabelâya gözü ilişti. Pire oteli burasıydı. Içeri girdi. Pire oteli, ne muazzam bir palas, ne de ikinci derecede basit bir oteldi... Bitpazanndan toplanmış alelâde eşyalarla mefruş bir pan siyondan ibaretti. Kapıcıya Matmazel Paprikayı sordu: İkinci kat, 14 numara. Gıcndıyan tahta merdivenleri çıktı. 14 numarah kapıya vurdu. Bir daha vurdu. Ses gelmeyince kapıyı usulca açtı ve ayaklanmn ucuna basarak içeriye girdi. Pan jurlar kapalı oldugundan oda adeta karanlıktı. Ağır bir küf ve sigara kokusu her tarafı istilâ etmişti. Siyah demir karyolanm üzerinde bir insan şekli farketti. O tarafa doğru yürüdü. Paprika yüzükoyun yatmış, ba şmı yastığın içine gömmüş, çıplak iki kolunu yastığın üzerinden kar> yoladan aşağı sarkıtmıştı. Üstünde elbise olarak ince bir jüp ile «an bir sütiyenden başka birşey yoktu. Çorapları. pabuçsuz ayaklanmn üstüne düşmüştü. Bu vaziyette arasıra hıçkırarak sessiz sa<fasız ağlıyor ve göz yaşından sırsıklam olan tango renkli mendilini dişlerinin arasmda ısınyordu. İlk hjçkmk arasında söylendi: Rahat bırakın beni... Odami sonra toplarsmız! Şomberg, karyolaya biraz daha yaklaştı. Elini usulca çıplak omzun üstüne koyd.: ve başin sesine aza • mî yumuşaklık vererek sordu: Demek çok üzüldünüz!.. öyle mi Matmazel Paprika?.. ^Mabadi var) DOnkü sis . Dün sabah limanda kesif bir sis olmuş ve bu yüzden vapurlar, saat sekİEe kadar seferlerini intizamsız bir şekilde yapabilmişlerdir. Sis saat s«kiz buçukta tamamen zail olmu>tur. mösyö!.. Kaçta avdet edeceğini tah min ediyorsunuz? Bir daha avdet etmiyecek!.. Patron deminden kapıdışan etti. Yok canım?.. Niçin?.. Neden olacak, dün geceki rezaletten... Dün gece burada yok muydunuz?. Hayır. Anlatayım öyle ise... Dün gece localardan birinde bir boks maçına sebebiyet verdi. Bereket ver sin yaralanan kimse olmadı. Fakat Mösyö Zafiridesi polis komiserli ğine davet ettiler ve bir daha böyle bir vak'a zuhur ettiği takdirde dansingin seddedileceğini söylediler. Onun üzerine Mösyö Zafîrides te tabiî kızd*ı. Paprikaya haber gön derdi. Buraya gelince kavga etti ve kovau. Mösyö Zafirides müessesenin patronu mu? Evet. Tefrika: 48 Moris Dökobradan naklen Aşkın Kudreti Anlıyorum... Esasen bu ço cuk hiç te fena değil. Tatlı, cazi beli birşey. Yann, sabah kahval . tuından sonra bizzat gidip bulu • nun. Ve dün akşamki halâskârının, iki sarhoşun tesallutundan kurta • ran kahramamn. Andromedde kendisine bir çay vermek arzusunda olduğunu söylerim. Davetinizi ka . bul etmemesi için hiçbir sebep görmüyorum. Size tekrar teşekkür trderim doktor. Sozünttn son kisımlannı söyler ken doktor Şomberg, salona giden merd.'venin ilk basamaklarınj ini • yordu. Durdu. Döndü. Ve ayni esrarlı sima ve ayni esrarlı tebessümU Uâve etti: Bunu vazife telâkki ederim... 9 Doktor Şomberg, bann kapıcisina sordu: Matmazel Paprika ile görüşmek istiyordum. Acaba burada mî? Bilmiyorum mösyö. Nikoya sorunuz. Şomberg bomboş d'ansinge girdi. Genç bir uşakla karşılaştı. Niko siz misiniz? Evet mösyö. Ne istiyorsunuz? Matmazel Paprika burada mı acaba? Kendisile görüşmek isftiyorum. Suratı buldoğ köpeğine benziyen Niko, muhatabına manalı bir nazar atfetti ve mükemmel bir fransızca ile cevap verdi: • Matmazel Paprika ile mi görüşmek istiyorsunuz? Geç kaldınız