Teşrinievvel J 'O umhuTlyct' SON TELGBAFLAB Bana kalırsa Türkçe bilmiyen ecnebi muhabirleri "Tanın,, mühim bir yazısı «Hitler, programile siyasî tecritten birisini tercih etmek tnevkiindedir!» Paris 1 (A.A.) Temps gazetesi bugün Almanyanın vaziyetine dair ehemmiyetli bir makale neşretmiş tir. Hitlerin idaresine geçtikten sonra Almanyanın Avrupa hâdtsatı karşısında aldığı mevkii tahlil eden bu yaztda Temps, hulâsatan diyor ki: « Silâhlan bırakma konferansmıa umumî bir şekilde neticelenmesi, bu dakikada, Başvekil Hitlerin takip ede • ceği siyasete bağhdır. Bu siyaset AI manyanın kat'î vaziyetini tayin edecektir. Esasen Hitler Hiikumeti, mürteci çiftçilerin ve büyiik sanayicflerin tazyiki altuıda, evvelâ ihtilâlcı olan programının esasını füen değiştirmeğe mecbar olmuştur. Alman millî programınm ana hatlan şunlardır: 1 Yeniden ailâhlanma, 2 Avusturya ile birleşme, 3 Komşu memleketlerde Nazi propagandası.. Şimdi Hitler, pancermanizme karşı kendisini müdafaaya karar vermiş olan Avrupada bu program 0e liyasî ve manevî ticaretten biri " »ini tercih etmek mevkiinde bulunmaktadir. Bütün bunlara Alman mflletinin ba kış maruz kmlacaği müşküller de ilâve edilirse, Hitler hükumetmin, millî sos yalist nazariyelerinin halledemiyeceği meseleler karşısında bulundugu görü • Kir.» ((Balkanlılar anlaşması mutlak tahakkuk edecektir» M. Venizelos dün Başmuharririmize mühim beyanatta bulundu bulunduğuna nedense Sofyada her zaman dikkat olunamamaktadır. Fakat bu hakikatin ergeç bu komşumuz ta rafmdan dahi takdir olunacağmdan ünv'tsiz obnağa mahal yoktur. Yugoslavya ile Selânik limanmdan istifade hususunda aktettiğimiz itilâfnamenin ihzarmda bir hayli müşkülât çekilmisti. Yugoslavya Hariciye Nazırı M. Marnikoviç bana rasgeldikçe çekilen müşkülâta rağmen tatbikahn hayrett olunacak kolaylıklar içinde cereyan etmekte oldugunu mütemadiyen tekrar eder durur. Filhakika o zaman müşkülâtı çıkaranlar daha ziyade Yugoslav lardı, kendilerini ikna için zorluk ce ken de bendim. Şimdi onlar işlerin cereyanmdan pek ziyade memnundurlar. o kadar ki aramızda bu yüzden en ırfak anzaya bile mahal kalmam^tır. Bul gar komşularantzın dahi vaziyete fntibak etmek külfetini ihtiyar etmekle en makul yolda yürümeğe dökülmüş ola caklarmda şüphe yoktur. Türk Yunan dostlugunun u rrrumî bir Balkanlılar anlaşmasma do§ru terakki edip edemiyeceği hakkmda mütaleai devletlerini öğrenebilir miyim? Bence bu gerek Balkanlı mem leketlerin ayn ayn her biri içm ve gerek umumî sulh fikri için behemehal tahakkuk edecek bv emeldir. En ırfak pürüzden an bir samimiyetle kurulan Türk • Yunan dostlugunun bu büviik ve dünya sulhu için ehemmiyetli anlasrnamn temeltasmı teskü etmekte olmasile ancak iftflıar edebiliriz. Yalıuz bazı terahürleri son günlerde de görüldüğü veçhiie bu fildrle uzlaşmalan azçok zor olanlar bolonursa, meselâ Bulçarlar gibi?... Bence Bulganstan biraz gecScse bile onun umumî Balkan anlaşmasmda mevkii daima mahfuz ve ne zaman gelirse oturacağı sandalyesi de mevcut bulunacak olursa, ld süphesfz böyle olur, umumî Balkanlar anlaşmasmm tahakkuku bu sebepten dolayı herhangi bir gecikme anzasma ugraımadan he defîne varabflir. Ben btma kanöm. Türk Yunan dostlugu Balkanlar ve Balkanlılar için harbin değil, sulh içinde dostane ve hatta kardesçe yasamarnn bîr îdeal olması lâzım geidigine kâfi ve kovvetli bir isaret teşkil ctıuek tedir. M. Vetnzelo* BaOcanMar arasmda anlasmanm küçük devletleri büvük devletlerin bazan mutezat olan tesirlenn den azade bulundurmak gibi bir fazi leti oldugunu ve bununla beraber Balkanlılarm büyük devleüerm kâffesfle en iyi münasebetleri idame etmelerine hiçbir mâni bulunmadığmı kaydetti. Dostumuzu kâfi derecede yormus tuk. Müsaadelerîni istiyerek avnlmağa hazırlanırken geçen yaz Atinada geçirdigi suscasti yadederek onu selâmetle atlatmts olmalarma ait memnuniyeti • mizi tekrar ettik. M. Venizelos tesek • kür ederek tahkîkatm son gimlerde daha liyade ciddiyetle yürüven bir sekil almasmdan memnun oldugunu da ilâve etti. M. Venizelos bin te*yi lurfunda bulunmak için aya§a kaHchğmda gülerek bugün programda biiiseye gitmesi mukarrer oldu^unu ve şimdi oraya gidecegmi söyled3cten sonra kaprya kadar bize refakat ederken: Beş altı sene evvel Berlindeld mülâkabmızı hanrlıyor musunuz? O zamandanberi müsbet yolda hatm sayılacak kadar büyük mesafeler ka tettsc, değfl mi? Diye soruyordu. Hakikaten bugün teceüiyatı içinde bulunduğumuz dostluk üzerine M. Venizelosla ilk defa olarak beş altı sene evvel BerHnde görüşmüştük. Bu iBc mülâkatm bizdeld esaslı intibaı M. Venizelosun çok ciddî ve samimî bîr zat olduğu merkezinde idi. Bu haldkat bugün an'anesile sabittir aruic» YUNUSNADİ iki defadan fazla gelmez. Besleme kız tekrar içeri girdi ve Tahir Beyin iyice uyandığmı, oturduğunu ve onlan çağırdıgını haber verdL Üçü birden odaya girdiler. Salih biraz hayret etti. Sanki odada baska bir adam oturuyor. Hiç biraz evvelki toprak suratlı, kuru, acayip hasta değil. Gözleri parlamaya başlamrş, adam gibi bakıyor, oraya buraya takılıp kalmıyor. Salih, gel, kardeşim, şuraya iliş bakayım, dedi, affedersin, aksi zamanda nöbetim tuttu, bizim ba şımızda da bu dert var işte... Bu yüzden yalnız başıma sokağa çıkamam, yol ortasına yığılır kalır, ö . lürüm diye korkanm. Onun için seni de arayamadım. Yoksa çok görmek isterdim. Salih otururken hasta ona dik katle baktıktan sonra ilâve etti: (Mabadi var) Basmakaleden mabat artacağı mufaakkak olan kuvveti buradadtr. tlk zamanlarda beHd bu işi Yunantstan tarafmdan ben, Türldye tarafmdan da tsmet Paşa ve arkadaşlan yaptdt diye farzedenler ve binaena leyh bu büyük esere daha ziyade sah^î mahiyet atfeyliyenler bulunabilirdi. Isleri yapmakta şahıslann tesirleri gayrimGnkir olmakla beraber biz TürkYunan dostulğunun haddi zatmda hakikî bir ihtiyactan ve her iki milletçe bu ihtiyacm derin idraldnden dogducımu dahi yaldnen bilenlerdendik. Tahakkukuna tavassut ettiğimiz bu ihb'yaç zaten her iki milletin kalplerinde meknuz tdi, ve fimdi arhk kendi kendine büHin kovvetBe yürümekte bulunuyor. M. Çaldarism de zaten inandıgı bu haki kati bu defaki seyahatmde bizzat mü şahedeye fırsat bulnruş olmaktan pek ziyade memnun kalmts bulunduğunda süphem yoktur. FJcselâns, dedik, Türk • Yunan dosthıgu memleketlerunizm hudutlan harictnde dahi geregi jsrfbi nazan dikkati celbetmeğe basladı. Kücük itilâf dev letlermm son Sinaya konferansmdaki takdirlerine şünhesiz dikkat buyur mussunuzdur. Nitekim Yugoslavya hükümdarlan Hazerahnm bir iki gün zarfmda Reisicumhurumuz Gazi Mustafa Kemal Hazretlerini ziyaret edecek olmalarmda da bu veni vaziyetin bariz bir alâmetini gorebiliriz, değil mi? ümitlerimize ve hatta kanaatle rimîze tamamen tetabuk etmek üzere vaziyetin bu yollarda inkisafı elbette cümlemizi memnun eylemek lâzım ge lir. Biztm samhnî maksadımız ciddî bir sulh ve müsalemettir. Sulhu sevenlerin bizhn ciddî ve samimî vaziyeti " mizi gittikçe artan bir ehenunîyetle nazan dikkate aimamalanna imkân tasavvur olunamaz. Türkiye ile Yunanîstan evvelâ kendi aralarmdaki vaziyeti bu suretle takrir evledikten sonra bu sulh fikrinin bütün Balkanlara şumulünü ta~ biî ve kezalîk samimiyetle temennî e derlerdi. Biz bunun dahi zamanla bu yolda ve böyle tecelli ve tahakkuk e • deceginden kuvvetle fimitvar bulunuyoruz. Ben «u banaatteyim ki Balkanlarda sulhun bu suretle teeyyüdu bütün dünya için ibreti mucip bir muvaffakiyet teskfl edecektir. ı Ekselâns son Türk Yunan mi " sakmın Bufgaristanda bazı mertebe suitefehhumle telâkki edilmiş olduöomdan tabiî haberdar olmussunuzdur. Bere ket versin tsmet Paşa Hazretlerinin Sofyayı ziyaretleri hemen vaki oldugu cihetle vaziyet, oraca dahi, büyük kısmmda vuzuh ve salâh peyda etmistir, dernlebilir. Zatı devletleri de öyle görmez misiniz? Bu sakefehbüme sadece teessüf olunur. Hususiie vaziyette bövle bir suitefehhüme mahal verecek hiçbir sebeo te yoktur. Meselenin muahedelerin tadSi etrafmdaki propagandalardan ilham ve kuvvet aldıgırn bilivoruz. Bulgarlann Dedeağaç tarafında Adalar dentıinde bir mahrece malik oknalan meselesi... Pek iyi ama sulh mü zakerelerinde bizzat ben bulunduğum için orada icap ederse herguna teshiIâta mazhar olmalan bütün bir hüsnü niyetle mevzua bahsolmtıstur. Hak%at budur ki Bulgarlarm Dedeağaç tara fmda bir Itman vucude getiruıek ve o Hmana ittisal peyda etmek için ihtiyar edecdderi her fedakârlık kendilerinin Karademzde malik olduklan mükem • mel Burgaz Kmanmdan istifade etme lerme nisbetle pek fahis görülmüf ve görülmektedir. tktısadî vaziyet bu oldugu gibi Garbî Trakya havalisinde tamamen üıtiyarî bir ahali mübadelesi de yapılmışhr. Bugün bütün Yunanistanda dört beş bmden fazla Btdgar yoktur, ve bunlaruı çogu da Garbî Makedonyadadr. Bu serak içinde Yunanıstanla Bulganstan arasmda araziye ait «rya»î ihtilâfm hiçbir mevzuu kabnamış Neden o ? Ah, bilmezsin. Bu çoeuk pek içlidir yavrum. Bir kere birine gücendi mi bir daha... Peki ya, neden içerlemîs? Onu kendisile görüsürsün. Belki bilmezsin sen. Kardeşimin bir de Şukran isminde yetismis kızı vardı. Biliyorum, biliyorum. Nereden bileceksin? O zaman sen memede miydin? tki üç yasm • da mıydm? Fakat ismini duymuş • sundur. Duydum, biliyorum, Adada ölmüs. Eve* yavrum, îste Tahirim der ki Şükran, Nezahet yüzünd'en ölımis. Neden? Sorma. Kendiu anlatsm. Fa • kat bugün biraz perileri üstünde. Fazla halecanlanır diye korkuyo • rum. Hoş bh* kere açıhrsa basba • yağı konusur. Bu nöbetier ayda bir İHEM NALINA MIHINA T ıııiMiıniUHIIIIHIIIIimilllliailllllllllll!! Fransa ve Küçük itilâf devletleri Anıerikanm deniz inşaat programı ekrar edelim: Pariste fransnca, Londrada ingilizce, Berlinde almanca, Romada italyanca bilmiyen ecnebi gazete muhabirme tesadüf edemezsiniz. Hefc su son 3a memlekette bovle mâHî bîr kaza vuka bulacak olursa Hitler ve Mussolini cıldınrlar. Avnmanm herhansri bir seh rmde, bulundugu memleketin dilini bilmiyen bir ecnebi ınuharrirmin yazı yazmasma değü, teneffus dhaxmm ifkmesine biV izm vermezler. Bizi «sm miliivetçilikle itham eden yavuz Avrupalı, bu işte o kadar mntaassıp br. Hal^ııkî Türkiyede bulunan ecnebi garetecilerinm yüzde doksan dofcnsBi Hîrkce bilmerler. Hemen hiçbirinln Türk muhitlerile Jemadan yoktnr. Fakat, üstelik bir de Türk Dostacm ve Türk telgrafcHi. onlaan buradaln dü»1 man unsurlarmdan edindBcler! yp "*yvılıs malumatı Avrupa ve Amerika matbuafcna yollamalan iem delâlet ederler. Bu noktadald mucamahamîzîn hiçblr sebebmi lehimlze kabul etmek Kumandanlarm anlattıklarından I eçenlerde «biz tarihi yapartz, M kat yazmayız» demiştik. Geçen hafta, Harp ve Deniz Harp Akan demilerinde diploma tevzfinden sonray başta Büyük Erkânıharbiye Reisi Mü • şir Fevzi Paşa Hazretleri ohnak üz«< re Cumhuriyet ordusunun yüksek kui manda heyetmi teşkil eden mnhterenrt paşalarla hasbihal ederken tarihi yap • tığırruzı, fakat yaanadıgnnızı bir da « ha. gördünu O gün, bir müşir, beş birinciferik, mâV teaddit ferik ve liva pasa ile görüşmelc serefile mübahi oldum. Hepsî, daha Haf bive mektebmden çıktıklan gündeq itı'baren saytsız vakayie kanşmıslardî( tşkodradan Basraya, Akabeden Rize ^ ye, Sabrayikebirdeki Fizandan Hakâ * riye kadar uzanan adeta sonsuz Os < manlı devletmin içinde ve dwmda nic^ vak'aiara »ahit obnuşlardır. Şöyle ha 4 tmma gelenleri sayarsam hayretle/ içinde kalnsrmz: Bulgar ihtilâli, meşrutfyetîn Bâm| 31 mart vak'ası, hareket ordusunun ta< tanbula geEşi, Adana Ermeni ihti'âl^ müteaddit Arnavutluk ve Yemen isyam lan, Hicaz, Asâ ve Dürzü kryamlarî) Trablus"»aro harbi, Balkan harbi, U * mumî Harbin on, on iki cephesindekl kanlı muharebeler, mütareke vakaySj tstıklâl harbi, büyük taarns ve bfiyü* zafer... Eğer bizim zabttlerimn ve kanan 9 danlanmız, Avruoalılarm yaphklari gibi gördükieri hâdisat ve vakayie daift hatıralar, tarihçeler, hatta notlar yvik salardı, vallahi obumaça yetJsemer % dik. Fakat itiraf etmek lâzrnı gelirtÖ onlarm tarihi yapmaktan yazmaga v«i» kitleri ohnamışar. O gün Yıldızda kumandan pasalartt w m saatlik bir »örüsmed*, soz vm» smda doydvı^um bir iki güzei hatınu. Türk a?kerlik ve kahramanlnr tarîhi îçj bocrünkü kumandan neslinm gSrüp ?eçrdfği vafcavnn nasıl tükenmez bftT menkıbeler kavmğı oldugtma bana b> daha isoat etti. O gün duyduklanmnf bir ilrismi yazmaktan kendimi miyorum. fftanbuTun pek' İyi tanid'nK ve cofk sevdı'Sî bir kumandan, mütarekenhİ ilk Rünlerinde GeUboludedır. Mütteffl kîn donanması Boğazdan gecHkleri euj mülâzbn ve yüzbaşı rütbesînde 3ci Mi» gfliz zabrh" gelip kendisile görüşmek îal tivorlar. Kumandan, ben'm kendilerü^ görüsecek birseyim yok. Erkânmarbivfl reN'ni göVsünler, diyor. Israr edivorl»»1 ve resmî degil. hususf surette görüşmek istiyoraz, diyorlarV Kınnandan. bunun üzerine tnguız bitlerin! kabul edivor, şuradan bura İ dan komışuyorlar. Bki meğrurane son* yor: * Türinve rJcm Ingftereye lcarj( harbe «irtK? Bu suaK bana degü, cfiplon»tlarti sbrmek lâztm gelir. Ben askerim, oV»< Kt emceltı, harbettım. Gene o emrev derse, kîme karşı olursa ohon, harbede' rim. Ama fngiitere, her zams» T&r> kiyeye yardım etmis, onu kuıtorıif 4 tir. fmnltere kendi menra«H fçfc» Ie hareket e*mfc ve her defasmda bu yardım» bedava yanmanoa, mdcR 4 bilmde btrcok »evler alrmstır. Ben sunn harbe nerlen gbxn%nıM bfliyoram. Aimanya sîze Mısm verme< §i vadetti de onun hpn bize karşı sfltfl ha sanldmnc Kum'ndan sn cevabt verryort Yüzbasî efendî siz ne dfyoriB v nuz? H^rbi kazansaydık va^Mz Mısin de^1: Hindistant bile elmizden d a < etsîyor. Bu sefer arkadasî mBstehzfyane Sf» ruyor: ^ Ivumsnoan, donanm ğazdan gedsrnı fördünüz mö? Havır, RÖrmedim. Neden, bakmaga korktunur taS yoksa! Siznn donanmanm Çanakkale mi harebelerinde avlarca ates ederken, b « tarken ve kaçarken gördüm. Simdi ne* sine bakacağım ve nesfnden korkaca 4 ğım. Soğukkanh tngilizlere bu eevap bfa* soguk dt» tesiri yapryor. Smirleniyor ve kalkıp gidiyorlar. Cevat Paşa Hazretlerinin bir hatmn larmı da yann yazacagsn. Hariciye nazırları arasın Bahriye Nazırı 101 gemi da Cenevrede yapılan daha yapılabileceğini mühim bir mülâkat söylüyor Cenevre 1 (A.A.) Fransa Hariciye Nazırile Küçük îtflaf Hariciye nazırlan arasmda Sinaia konfe. ransını silâhlan bırakma işi içm Cenevrede iera ohman müzakerelere ait noktai nazar t e a t v i yapılmifhr. Küçük îtilâf nazırları bu nususta Fransanm almıs olduğu vaziyeti iyi bulraaktadırlar. Nazırlar Franaa 8 e tngiltere T « Amerika ara*mda mevcut noktai nazar mutabakatına büyük bir kıymeft vermektedirler. Bu husuata Franssz mehaf ilmd* de memnuniyet göa4eriliyor. Honolulu 1 (A.A.) Bahrhmıhit te bir seyahat yapan Amerika Bahri • ye Nazm M. Svonson gazetecilere verdiği beyanatta Amerikanın bahriye insaah plânı mucibince bugün yapılmakta olan gemfleri brardikten sonra Londra muahedesinin kendisme verdiği müsaade hududuna varabilmek için daha 101 gemi yapabüeeeğini bildirmiştir. Nazîr bu 101 geminin yapılabilme tinin Amerikanm iktısadî vaziyete bagh oldugunu ilâve etmiştir. kftn yoktnr. Bbtm milîîyetçiKümÎT yamw bir proKram süsü mudür? Böyle de far aedibe, hükumet ftrka«ntn programMcî merr»Î^Vet gösterebiKrsinâ ki era vm ecnebi ?axetaci« yerli casmlan tercüman olarak kuHansm ve o metnleket aleyhme sazetesine uydorma haberler Folksm? Nacvonalizm tezi harîcinde : ka^an bu mese'e, artçak m 'H mudafaa hak'an içinde düşünulmelidir. Bu ecnebi Bazetecilerinin Beyog • lunda, hanei muhitlerde nefes aldıklarmı ve Sz Turkiyeye ne dereee bagli ve valcH» olduklanm bOmivop muvuz? Hatta mütarcke devresinm faal simal m . hâlâ ayni mulıitlerdt ve ayni rol • lerfce devam ediyorlar. tstiklâl süpürgeamin hk]K a^ntmdiSÜ y e hâlâ doku namadıâı adarolar var. Hariçte propagandadan bahsediyo ruz. Oraya kadar gitmiyelim. Garp efkân umumiyesini aleyhimize hazirh yan fikirler, burada, aramnda. Be yoğlu fabrikalarmda imal edSiyor ve kaçak esya arasmda degil, açıkca, ?8zumüzün önünde, posta ve telgraf idarelerimiz vasıtasîle ıew»en d^anya gönderiKyor. Türkçe bilmiyen ve Türk muhitle rile hîç teması olmtyan bu ecnebi gazetecileri, medenî teamüllere Haate mecbur edihnedikçe garp efltân umamiyesmi kazanmak ihtimali. bir piyango sansı kadar tesadüfe baglı kalacakfar. TürkYunan misakı Rus balonu 19000 metreye çıktı ve Cemiyeti Akvam kmda izahat verdi Âtma 1 ( H u m i ) M. Çaldaris, Cemiyeti Akvam meclUinSn son içtimamda Türk Yunan misakı hakkmda izahat vermif, bu misakm Cemiyeti Akvam tarafmdan tasvip edilen misaklann çerçevesmd'en harice çıkmadığmı, Yunanistanon haricî siyasetinin daima »ulhperver olduğunu söyleımştir. Balon 8 saat 15 dakika havada kaldı Moskova 1 (A.A.) Attmîş metre ySksekliğinde olan muazzam Sovyet Rusya ismini taşıyan Stratosfer balonu dün sabah saat tam 8,51 de havalanmış ve karargâh ile mütemadî radyo irtibatn» muhafaza etmistir. Balon saat 8,54 te 3000, 9,22 de 15 bin ve 9,25 te 17,200 metreye çıkmış bulu nuyordu. Saat 9,50 de 17,900 ve nîhayet saat 11,02 de azatnî ir tifaı yani 19000 metreyi bulmustur. Balon 1250 de saniyede 2 1 / 2 metre süratle râmege başlamıştır. Saat 13,30 da 17000 saat 15,45 te 13,500 ve 16,23 te 1000 metreye inmif bulunuyordu. Nihayet balon dün aksam 'saat 17 de Moskovadan 115 kilometre mesafede bulunan Kolome fabrikasmın şarkma ve Moskova ırmağınm kenarmda bir tarlada yere inmiş ve mezkur fabrikanm iki bin amelesi ve civar köylüler tarafmdan hararetle karşılanmıştır. Gerek balon gerek içindeki aletler mükemmel bir haldedir. Balonda bulunanlann sıhhati mükemmeldir. Hemen orada derîıal bir mrting akto . hmmuş ve baloncular ihtisas • lannı anlatmışlardır. Balon havada 8 saat 15 dakika kalrmştır. 19000 metre balonun yüksekliği son haddobnuştur. Balonun dısmdaki haraket askari 67 dereceyi ve balonun içmdeki azamî hararet te 30 dereceyi bulmuştur. Hava taxyiki balonun yukselebildiği 19000 metrede 50 milirfletreye düşmüştur. Bu duş6ş nazart hesaplann doğruluğunu is pat etmis ve Strayosferde fennî mü " sahadelerde bulunmak hnkânınm mev PEYAMİ SAFA Vaü ve kavmakamların nakil ve becayişleri Ankara 30 Dahüiye Vekâlefa* bazı vali ve kaymakamlann nakO ve becayisleri hakkmda tetkikat icra etmektedir. Bu husustaki teftis raporlan tet Irik olunmaktadır. Kangal cinayeti davası bittl Ankara 1 (Telefonla) Kangal hâkimi Galip Beyi oldürmekten maınun Askerlik şubesi reisi binbafi Müf tt Beym muhakemesi Ağıreeza mah. kemesinde bitmiş ve Müfk Bey beş sene hapse mahkum olmuştur. KObada musademeler La Havane 1 (A.A.) Şehirde nisbeten sükunet vardır. Dün kıtaat ile komünistler arasında olan çarpıs mada 12 kisi ölmüş, 40 kisi kadar yaralanmıştır. Komünistler hükuraeti ele geçirmek istiyorlardı. Fakat kıtaatın şiddelti mUdahalesi arhk onlan bu plândan vaz • geçirmişe benzemektedir. cut oldugunu göstermistir. Balonculann kanaatine göre kifmda böyle bir nçuş yapmak mümkündür. Makineler ve bütün aletler kat'iyen anzasız olarak islemişlerdir. Bu uçuş esnasmda evvelde hazırlanan fennî müşahedeler programı tamamile tahakkuk ettirilebilmişhr. Balonda bulunmu» olan Prokofief Brunbaun ve Godunuf bu uçustan maksadm dünya rekorlan tesis degil, fakat fennî tetkikatta bulunmak oldugunu ve bu vazifelerini tamamile yapmıs olduklanm söylemişlerdir. lemenin daveti üzerine Tahirin yamna gitmişler, fakat onım hâlâ is. trrahate muhtaç oldugunu görerek gene oteki odaya çekiknislerdi Salih kendi kendine: «Çattık be, diyordu, bu sarsaktan ümit yok; ne hatırlayıp ta bana söyliyecek?» Fakat teyze hanım Tahirin onu çok görmek istedigini tekrar edip duruyordu. Bu kadar ahbaplık nereden? Vakiâ Şükran, Nezahetin ak • rabası imis ama Tahir gidip Salihm anasını bulsun, kendisile ne ahşverişi var? Bunu merak etmeğe baflamıştı ve sordu: Hanım teyze, dedi, affedersin ama, Tahir ağabey beni tanımas. Gidip anamı niçin görmemis te beni aramış? Kadm biçok seyler biliyormuf gibi derin bir. gülüşle güldü: Evlâdım, dedi, aöz aramızda, Tahirciğim Nezahete küskündür. Darılma, gücenme ama anneni hiç sevmez. Jrta tedrisat mödOrö istifa etti Ankara 1 (Telefinla) Maarif Vekâleti orU tedmat müdürü Fuat Bey vazifesinden aynlmıştn*. M. Heryonun sıhhati Liyoo 1 (A.A,) Dün aksam M • at 17,30 da M. Heryonun devamh bir ateşi vardu Fakat böbreklermin faali yetmde hissedilir bir iyillt kaydedfl • nüşbr. M. Heryoya D. Makdonah namtna Ingütere »Wiri ve Butgtr Başveknt tarafmdan «geçmis okun» teigraflan gjjnderilmiştir. Bir tren kazası Koelm 1 (A. A.) Veldorf istasyonunda iki yolcu trenî çarpışmıştır. 10 kişi hafifçe yaralanmıştır. Tehika: 62 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Onu en yaktn odaya tasıyarak geniş bb* «edrrin üstüne yatardılar. Neden sonra Tahire derîn bir uykn gelmişti. O vakte kadar, kadmla beraber hastanm bafucımda duran Salih: tstersen ben gideyim, hanım teyze, dedi, baska zaman gelirim. tatersen kalayım, »ana yardun ede. yîm. Kadm derin bir nefes aldı: Ah oğlum, dedî, sana zanmet blda. Tesadüf i»te... Ayda bir bile olmaz bn... Demek ayda bh oluyor?.. A... Elbet! Sar'a nöbeti diyorJar. Ben de eskiden buıra bilme» dim. tlkinde çok sasırdım, fakat simdi ahştım. We vaklt kendine gelir? Yarım saaA kadar böyle uyur, sonra açılır. Ben gideyim mi, kalayım mı, hanım t e y z e ? Kalırsan memnun olurum. Kimsemiz yok. Basüstüne. Hastanm yanmda beslemeyi bı. rakarak baska bir odaya çekildiler. Kadm dedi ki: Bilsen evlâdım, Tahir seni ne kadar görmek btiyordu. Neler çektiğini Konyadan hep duyduk. Allah vermesin fena seyler de söylediler. Guya sen katil olmuşaun, hapislere girmissin... tnanmadık ama çok sıkıntı çektiğini haber alıyorduk. Hastanm iyice kendisine gele • bilmesi için iki saatten fazla bek • lemek icap etti. Birkaç defa be* • Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur I Türkiye Hariç içitf şeraiti 1 '^ n Senelik 1400 Kr. 1700 tfr. Altı ayhk 750 1450 Üç aylık 400 800 Bir aylık 15Ö yoklur