ıCumhuriyet ' S ON TELGRAFLAQ Bana kalırsa Köklere doğru! âfi derecede salâhiyetli bir zat bana şunları söyledi: Birkaç gün evvel Gem likte 1836 kilo esrar yakaladık; bu, o havalide bulunan miktarın binde biri değildir. Son altı ayda tstanbulda birkaç fabrika ve adam yakaladık; bu da, şehirde bulunan gizli merkezlerin ve alâkadarlarının yüzde biri değildir. Köprüüstü cinayeti Müdafaa vekili Tıbbı Adlinin, Ali Fedai Efendi hakkmda verdigi rapora itiraz ediyor rapora Köprü üstünde Anadolu Ajansı daktüolanndan matmazel Suzanı öldüren Ali Fedai Efendinin muhaketnesine dün Ağırceza mahkemesinde devam edil • nmtir. Dünkü celsede evvelâ Tıbbı Adlî dairesinin Ali Fedai hakkındaki raporu okunmuştur. Bu raporda, maznunun Cenevre 16 (A.A.) Asuriler kikati ortaya çıkarmaktan başka melânkoli hastalığmın musatma oldu . tarafından verilen istidanın tetkiki bir maksat gözetmiyen bir müza Bir Avrupa gazetesi de şu satırları ğu ve görülen âraztn, geçirdiği hâdi*e işinin geri bırakılması hakkinda Ikereyi geri bıraktırmakia mana yazıyor: neticesinde olabileceği izah edilmiştir. rak hükumetinin Milletler Cemiyeti ned'ir? Uyuşturucu maddeler, milli hu Rapor okunduktan sonra maznun venezdinde yaptığı tesebbüs beynel Her hangi bir mahkeme huzu dutlart adeta rüzgânn kaldırdığı kili davanm esasma temas ederek sun tnilel matbuatta şiddetli muahaze runda davacılardan biri vakit ka tozlar gibi geciyor. Milletler Meclilan söylemistnr: Ve tenkitlere yol açmıştır. zanmağa kalkışacak olursa, hâkisinin istişare komitesi istatistikler « Mahkentelerimiz, Avrupa mahmin vicdanında, davasının çürük olJournal de Geneve bu hususta üzerine endişe ile iğiliyor. Müthiş kemeleri derecesine yükselmis oldugu duğu, yaptığı işin uyandırdığı hebilhassa şunları yazıyor: miktarlar. Fakat mevcuduna kıyat kanaatindeyina. Muhakemeye baflan yecan ve teessürün hafiflemesini edilirte ele geçenler hiç kalır. «Bir hükumetin, Hariciye Nazırımazdan evvel, müekkilimin ahvali rubekled'ği hissini uyandırır. Irak nı bir tezin müdafaası için Millet hiyesi üzerindeki tetkikatm ilmen te . hükumetinin bu tehir talebi de ta1er Cemiyeti Meclisine göndermesi Başka bir Avrupa gazetesi de kemmül etmesi lâztnvlır. mamile ayni tesiri hâsıl etmiştir. çok iyi birşey olmakla beraber zayazıyor ki: tdarî raporlar ve gayriilmî mülâha Ortada ehemmiyetli bir mesele, ruri değildir. Bilhassa Irakın Ce Eğer Marsilya, Havr veya Hamzalarla hükum verilemez. Tıbbı Adlî, nevrede daimî bir murahhası vardır. bahse mevzu bulunuyor. Milletler burg gibi bir limanda föyle bir gezAli Fedai Beyfn ruhunda inhkat bu • Bu murahhas, hükumetini mec mîşliğiniz varsa pek iyi bilirsiniz ki Cemiyeti azasından biri hakkında lunduğunu ve melânkoli olduğunu, fali»te pekâli temsil edebilir. Irak hünhtımların iistüne yığıh tonlarla eşsürülerle insan öldürtmüş olmak rtkat bu hastalupn cnrum islendiği sa • kumetinin neşrettiği tebliğlerden ya denkleri arasmda hakiki bir konman mevcut ounadığmı ifade ediyor. hamı ileri sürülüyor. Bu vak'alara de anlaşıldığı üzere bizzat vak'alar trol yapmak imkânsızdır. Hayır! EvHskikat, mahkemei adaletinizle Tıbait bir tetkik ve müzakerenin her hakkmda ortada muhtelif iddialar velâ ittihsalle mücadele etmek lâ • bı Ad'î arasmda müzakere teatisile vardır. hangi bir suretle geciktirilmesi yal zımdtr; transit veya ihracat imkânmümkün olamaz. nız Iraka değil, fakat bizzat Millet lartna karft koymağa Böyle olunca ortadaki iki t«zin çabalamak Anasmı, babasını zehirliyen bir kızn karşılaştınlmasını gecikthraekte, ha ler Cemiyetine de zarar verebilir.» nafiledir. ahvali ruhivesinde hâkimler tarafından nHI«NrHimillllllWİ!ini|||H|lliniHlllfliltlllliminmmnımm>.. Pariste tetkikat yapılırken müteaddk Henüz hiç kimse insanlarda uyusdefalar maznun kız, hayafa tehlikede turucu madde kullanma ihtiyacının olan anasmın yatağına götürüi^rek ko. ruhî kökleri üstünde zihin yormağa nusturulmus, o mükâlemeler üzerinde baslamış değildir. Doktorlar bu illebî'» delillf aranılmıstır. tin isaretlerini ve tesirlerini kaydetDuruD dururken bir adamköorküs . mekle kalıyolar; muhafaza ve em • tünde cinayet işlemez. Eğer bu ci • niyet teskilâtı, gözlerini kaçakçının nayeti müekkilim işlemişse, ki ben heizine saplamıstır; matbuat, benim de nüz kani değilim, herhalde akıllı bir bir iki defa yaptığım jjibi, kuru bir adamın isi değüdir. Ruhî bir ıstırar olcayırtı koparıp geçiyor. Bütün bunmadıkça köprü üstünde adam öldürii . lar lâzımdır. Fakat, dikkat edelim, lemez. Rapor, Mecüsi Tıbbı Adlmin Bükreş 16 (A.A.) Hükumet ecParis 16 (A.A.) Macar Hariciye sebepler üzerinde değil, isaretier ve muayenesine müstenh değildir. Geçen nebi memleketlere yaptığı tediyeleri Nazın M. de Kanya, yakrada Macarisnetîceler üzerinde yoruluyoruz. ts celsede cevap veribnenni istediğim sudurdurmağa bu yakınlarda karar ver tanm Pariı elçisi oldugu halde Harici • tihsalle mücadele bile kâfi değil • aüerfn cevaDları raporda yoktur. Aü diğmden ecnebi alacaklılarm bu ala • ye nezaretine gelerek M. Pol Bonkur dir. Fakat «efendim, terbiye, terbicaklannda tenzilât yapıunasun derpif ile görüşmüştür. ye!» diyerek te en güç, şüphelj ve etmek için kendisile müzakereye girişM. de Kanya, hariciye nezaretfne karışık bir tedavi çaresi üstünde de melerini ecnebi alacaklılardan iste . gediği vakit, gazetecilerin sorduklan ısrar edecek değîlim. Daha köklere miştir. Fakat alacakhlar, Romanya hüsuallere verdiği cevaplarda, Budapeş • islemek lâzım. Harp sonunda intan(cumetinin bu isteğini kabul etmemifteye dönmek üzere pazartesi akşamı Ian bu çesit zehirlenmeğe «ürüklilerdir. Paristen aynlacağmı, ay sonunda Ce . yen yeni bir haleti ruhiye doğmusnevreye gideceğmi, birinciteşrinin ortaNazırlar meclismin dünkü tonlantı tur. Bunu kaba bir marksizmle ve sına doğru Türkiyeyi ziyaret etmesi »înda, hükumet, ecnebi alacaklılarm iktısadî âmillerle izaha çalışmak muhtemel olduğunu söylemiştir. müzakereye yanaşmamak hususunda Berlin 16 (A.A.) Haridye Na nafiledir. Sınıfların üstünde yeni bir urarlan halinde ecnebi memleketlere M. de Kanyanm M. Pol Bankur ile zın Von Neuratin, dün aksam saat 10,30 beseri sıkıntı var. Hanımefendi koborçlu olduğu paralan artık ödeme • göriişmesi saat 11 den 12 ye kadar »iir. da ecnebi gazete muhabirleri önünde kain çekiyor, küfeci çırağı da eroin. mek husoaundaki esJd kararma bağh müstür. Bu konuşmada hariciye kâtibi Almanyanın siyaseti hakkmda bir nu Aralanndaki f iat f arkı hicbirsey »öykaîmağı karsrlasbrmutır. umumisi M. de Legor da bulunmustur. tuk söylemiştir. lemez: Haleti ruhiye birdir. M. de Kanya, hariciye nezaretin Alman Haridye Nazınna göre son Demek isterim ki uyuşturucu madden çıktıktan sonra gazetecilere her aylada beyneknilel mesai birliği vü . de kaçakçılarım tanımak sarttır, Ankara 16 (Telefonla) Medis hangi bir beyanatta bulunmak isteme. cude getirmek için yapılmı» olan te ayn mesele; fakat ondan evvel bil1 teşrmisanide açılacağı cihetle miştir. şebbüsler beynemlilel konferanslann meğe, tanımağa mecbur oldugumuz meb'usların birçoğu Ankaraya geltesirsizliğini göstermistir. Von Neurath Paris 16 (A.A.) Havas Ajan • şey içtimaî, ruhî ve daha bilmem raişlerdir. demiştir ki: sından: »evî sebeplerdir. Bir yandan muha< tki taraflı bir çok müzakereler Macar mahfilleri M. de Kanyanm faza memuru ve polis kaçakçınm yapılmakta ve fakat bunlar beklenilen yanında mütehassıs mfatile hiç kimizi üstünde koşarken, öte taraftan da Ankara 16 (Telefonla) lktı neticeyi vermemektedir. senin bulunmadığı hususunu ısrarla insan ruhunun fenercileri (ruhiyat»a* Vekili Celâl Bey bugün Vekâ Avrupada siyasî sulhün teminindeki çı, terbiyeci, romancı...) acayip bir lete gelerek Vekâlet erkânının hu kaydetmektedir. M. de Kanyanm imkânsızlığın sebebi, versai'Jes sistemi zurlarile muhtelif işleri tetkike başFransız n«ZTrlarile yapaeağı konuş yeni harp sonu maneviyeti üstünde zihniyetin hâlâ siyasete hâkim olmakia lamıştır. Bu meyanda takas işleri malar, sadece iktısadi meseleler hak çok durmalıdırlar. nin de tetkik ohınduğu anlaşılmakdevam etmesidir. kında ve mahdut bir mahiyette olaPEYAMt SAFA Udr. caktır. Memleketler arasmda iki taAvrupaya ait meselelerin halli yolun. raflı anlaşmalar yapılmasında daha da en mühim adım, M. Mussolininin yapgeniş bir sisteme müracaat edilmesi mış oldugu büyük teşebbüstür. Bu te derpîş olunmjyacaktır. şebbüsün neticesi, dört devlet misakı Kahire 16 (A.A.) Yüzde 3 fanin imzası olmustur. M. Mussolininin ilk M. de Kanya, Fransa ile Maca iz v« ncramiyeli kredi fonsiye tahvüdüşüncesinin misakın kat'î şeklmde açık ristan arasındaki iktısadî münase ' lertnin 15 eylul 1933 tarihli çekili • ça ifade edilip edilmediği bos yere mübetlerin inkîşaf edeceği ümidindedir. şinde kazanan numaralar şunlardn*: nakaşa ediliyor. Mühim olan cihet, 1886 senesi tahvillerinden 309,021 Almanyanın hiçbir çareyi ihmal etmiş Buenos Aires 16 (A.A.) As • Ankara 16 (Telefonla) Buraohnamak içm imza etmis oldugu misa . numara 50,000, 1903 senesi tahville . somptiondan bildiriliyor: da yağmurlar baslamış, hava »o • rinden 694,302 numara 50,000, 1911 Harbiye Nazın, Paraguay ordusu . ğumuştur. senes! tahvillerinden 35,408 numara nun büyük bir muvaffakiyet kazanmıs, 50,000 frank. Akhiaar 16 (Hususî) Burada bir bes Bolivya alayının imha, iki miralay orte mektebm açılmasma Maarif Ve ile birçok zabrt ve 850 Bolivyalı nefekâletince müsaade edilmiştir. Mekte. rht esir edilmiş olduğunu bildirmiştir. Viyana 16 (A.A.) On beş yirbin heyeti taümiye kadrosu beklen • Bağdat 16 (A.A.) Kral Faysa 12 ağır, 43 hafif mrtralyoz ile 900 tü. mi kişJlik bir komünist kalabahğı bu. mektedir. fenk ve mühim miktarda malzeme iti • Im nasnu getiren harp gemtn, dün gün öğle vaktine doğru Alman elçitiği nam ohnustur. Bağdada gelmiftir. Cenaze alayı pek bînası önünde bir numayiş yapmtş, bihüzünlü bir surette yapılmiftır. Kralın Budapeste 16 (A.A.) M. Von nanm pencerelerntt taşlatnuhr. Cam naşı, bir lâhide konmustur. Giresun 16 (A.A.) Bu sabah sa Papen, beraberinde müşavir M. Von lardan bir çoğu kmlmış, dört nüma • at Uride birden bire şiddetli bir fırhna Posse ile Von Tschirschky oldugu halyişçi yakalanmıstır. Elçü3c binası önünçıkmıştır. de buraya gelmiştir. M. Kanyanm dön. Motkova 16 (A.A.) Fransız Hade durmakta olan bir tek pous, tak • Fırtma ufkatefek hasar yapmış ise de mesmi bcklemek için üç gün müddetIra İşleri Nazm M. Kotu Rusyaya ge • viye müfrezeleri gelmciye kadar, nü . huanca zayiat yoktnr. Denizde fındık le şerefme tertip o/unan avlarda hazır mayişçileri tabancasmm lehdidi altmtiren hava fflosa dun Gronviç saati ile yüklü bir motör hrtmanm siddetinden bulunacakhr. karaya vurarak parça parça olmustur. da durdurmaga muvaffak olmustur. 13,20 de Moskovaya gelmiştir. Asuriler meselesi ve Milletler Cemiyeti İHEM NALINA MIHINA Beden terbiyesi I Avrupa gazeteleri Irakın müzakereyi tehir ettirmek istemesini şiddetle tenkit ediyorlar Romanya borçlarını ödemiyecek Fransız Macar görüşmeleri Bükreş hükumeti kat'î Macar Hariciye Nazırınîr kararmı verdi Paristeki mülâkatları Almanyanın haricî Alman Hariciye Nazın, ecnebi gazete muharrirlerine Almanyanın bugünkü siyasetihi ahlattı fleb'uslar Ankaraya dönOyorlar Ce'âl Beyin tetkftatı Kredi Fons'ye keş'desi Amerikada harp Ankarada hava soğ udu Praguay ordusu büyük bir zafer kazandı umhuriyet HaBc Fırkan bedetf terbiyesine büyük ehemmiyet veriyor. Çünkü beden terbıyed sıhhat işidir, memleket müdafaas isi • dir. Nesil sağlam ve gürbüz olmadıkça rnkıraz tabit ve muhakkaktir. Btrynlc Harpte tngStere ile Amerika strf be • den terbiyesine, apora ehemmiyet ver« dtkleri için, ellermde mevcut milyonlarca delikanJıyı en kua bir zamanda asker yapıverdiler. Sıska ve çüJnnldnri nesillerden seneler süren bir harbm bedenî meşakkatlerine tahammül bekle mek abestir. Gürbuz vücutlü msanlarda mürekkep olmryan ordularm maddî ve manevf laymeti stfım müncer olur. Seferm mihnet ve meşakkatlerme taluun. mül edemiyen fertlerle dolu siperle* ve ordugâhlar btrer hastanedeo bctşksi bir*ey değildir. Onun içindir, ki beden terbiyesi •ulbMasnan Ali Fedai Ef. ta da, harpte de bir mflletm •arhğrat Fedai Beyin melânkoEsmm nev'i tasrih koruma meselesidir. Hayah muhafaza edilmemîstir. endişesi ise* en taba bir hktir. Bu iti « Maznun askî bir melânkoKve müp • barla Cumhuriyet HaOc Fırkasaıtn betelâ ise mahkeme, yeni bîr ilim ve a den terbiyesine ehemmiyet veıınesi gadalet mevzuile karşılasacakbr. tcap eyet tabiidir. Beden terbiyesi ve spor içi derse muhterem Tıbbı Adlî heyeti bu. yapılacak teşkilâtta en evvel nazan dikraya celbediierek suallerimtze cevap kat e ahnacak sey gayenin tesbitidir. versinler. tlim ve hakikat namına adaNe yapmak istiyoraz? leb' tenvir ettikten sonra muhakemeye Aslar mı yetiştîrmek »tiyoruz, yokdevam edilsin.» sa kütleye beden terbiyesi mi vermell Vekil müteakiben mahkemeye bir istiyo" 11 ? sual listesi tevdi ederek bunlarm Tıbbı Hiç şüphesiz ki gaye ikmciaîdir. AAdlî heyetmden sorulmasmı istemis vusturya futbol takum Alman futbol tir. Bu soaller meyanmda bilhassa takımlarmı evire çevire yener ama A« maznunun psikopat olmasmın nazarî vusturyada 2500 profesyonel futbolcu bir maluliyet mütevellit olup ol • vardır. Almanyada ise bir milyona ya« m?dığınm tesbiti isteniliyordu. km insan futbol oynar ve 1516 mfl « Mahkeme heyeti, müdafaa vekili . yon kulüplere mukayyet sporcu var « nin müdafaa ettiği noktalar hakkmda 1 mahkemece bir karar Rtflıazı için ev • dv. Biz de, nihayet, lârtm gelen tedblr velemirde bu müdafaanm tahrirî ola . rak mahkemeye verilmesme karar veleri almca, ismen amatör, hakikatte prt1 rerek muhakemeyi 23 eylul saat on fesyonel olarak mükemmel futbol ta üç buçuğa talik etmistir. kımi yetistirebiliriz. Kırk elK mfistait genci, maişetlerini temin edip yanş ati gibi ihtimamla, itma ile haarlayınca i« olur, biter. Bu futbol cambazlan iyi IM* ticeler kazamrlar, iftihar ederiz a n » bu muvaffakiyetler, kütle soor yap • mıyorsa, milletm beden terbiyesi itiba * rile, bir faide temin etmez. km metni değildir. Asıl olan, Alman • Beden terbiyesmde devletîn hedef t yayı zarara düçar etmek gayesinin tagayesi evvelâ kütledir. Bu vazfyette kip edemiyerek müsavî haklara sahip işi ikiye ayırmak lâzımdır. En evvel, devletler arasmda anlaşma temininm bütün gençliğm bedenî terbiyesmi te < istihdaf olunmasıdır. tnin etmek, ondan sonra da beynehni < Her tarafca hüsnünîyet gösterildiği lel müsabakalarda, er meydanmda, takdirde bütün siyasî meselelerde dört Türkün gücünü gösterecek, bize pro * devlet arasmda bir Hilâf vücnde getirilmesinin mümkün oldugu k&naatmde . paganda yapacak, millî gururamuzu yim. yükseltecek aslan yetiştirmek. Ecnebi memleketlerde harpten bah tsm ruhu, temeh' bHndsidir, ikincl • sediliyor. Almanyada hiç kimse harpcu. si de süsü, cilâsıdır. Dediğim gibi, Almaf yane emeller beslememektedir. Almanfutbol takımlarmm Avrupadaki mev • ya, emniyet istiyor, hukuk müsavah iskii pek yüksek değildir ama bütün AL tiyor. manya beden terbiyesine fevkaüde Almanya 3e Avusturya arasmda hali hazırda mevcut olan münasebetlere gehemmiyet vermekte, sağlam ve rmde1 lmce, ecnebi memleketlerin Almanyanın bir gençlik ve millet, dimdik ayaktt hattı hareketi karşısmda calî bir infial durmaktadır. göstermekte olmalarma teessüf ederim. Asıl gaye, millete, usul ve bıtizam M. Musolininin telâkki ve görüşü ni. akmda, fikir terbiyesi gibi beden terbfhayet galebe çalacaktır. Dört devlet miyesi de vermek oldugu içm mesaknia sakı ünzalandığı sırada M. Musolini ba noktaya teksif edilmelidir. Güç» şoyle demisti : «Almanya, altmıs bes milyonluk münevver nüfusile Avrupa . mühim ve elzem olan budur, bu te • nin göbeğinde bulunuyor. Gayesi sulh min ediidikten sonra öteki, mahdut olan hiç bir Avrupa siyaseîi Almanyamiktarda as yetistirmek bmnisbe ko • sız ve Almanya aleyhinde yürüyemez.» laydnr. siyaseti nedir? Kral Faysalın cenazesi Viyanadaki Alman Sefarethanes'ni taş'adılar Akhisar ortamektebe kavuştu Fransız sefirinin teş ebbOsatı Pari» 16 (A.A.) Havas Ajansından: Berlindeki Fransız sefirmm Al man hariciye nezareti nezdinde yapmış oldugu tesebbüsrten bahseden Matin gazetesi diyor ki: «Bir taraftan M. von Neuraith, M. Ponsite teminat verirken Alman matbuatı bu teşebbüsat hakkında can »î'kacı yazılar neşretmektedirler. Şimdi vaktile AvuSturya mesele*i dolayısile Fransa îngîltere ttalya tarafından yapılmış olan tesebbüs sırasında irate dilmiş olan süalm yeniden sorulması icap ediyor.» rini sık sık açıp kapıyarak: Haberin yok mu?.. dedi, polisler geldi, Fofoyu alıp götürdüler! Salih afalladı. Arkasını kapının dışındaki yan duvara dayıyarak: Tuh! dedi ve düşünmeğe başladı. Madam Roza: Gir içeri, gir de anlatayım! diyordu. Salih, içinde felâketler ve tehli keler gizli hniş gibi evin taşhğma korku ile baktıktan sonra girdi ve kapı kapandıktan sonra sordu: Ne vakit yahu?.. Bu sabah. Sen gittin. Bir saat geçmiş, geçmemiş. İki polîs geldi. Kapıyı ben açtım: « Burada Salih isminde bîri o • turuyor mu?» diye sordular. Salih Rozanm sözünü kesti: Ha> Allah belâsmı versin. Burayı da öğrendiler ha?.. Sen tabiî «•oturuyor» dedin. Ne yapayım çocuğum?.. Ben korkarım her şeyden... Cumhuriyet Nüshası 5 KuruştuT Karadenizde fırtına Von Papen Peştede Fransız Hava Nazırı Moskovada şeraiti I •?'" Senelik İ400 Kr. 170Ö Kr. Alttaylık 750 1450 Üç ayhk 40Q 800. Bir ayhk 150 yoktur Peki, sonra ? Oturuyor ama dedim, burada. yoktur kendisi... Fofoyu sordular... tşte... gizliyemem a yavrum... söy • ledim doğrusunu... Tuh Allah ceza^ınn versin! Salih Madam Rozayı daha fazla dinlemek istemiyordu. Orada diır • maktan korktuğu için: Hele bakayım! Diyerek sokağa fıriadi ve Çakınn kahvesine giderek bir köşeye çeki • lip oturdu. Hiçbir şey düşünemdyor ve beynine bin çeşrt küfür hücum ediyordu. Cam o kadar sıkılıyordu ki ne içeceğini soran Çakınn sesinî duymadı. Kahveci de çoğu serserüerden ibaret olan müsterilerinin böyle «kıntılı zamanlannı çok gördüğü için aldırmadı ve üstüne varmadl. Dükkân tenha idi. Bir aralık Sa lih başını kaldırdı ve Çakirla gözgöze geldi: Kötü be... dedi. * (Mabadi • ar) Tefrika: 4» SERVER BED1 Sabahsız Geceler Salih brrdembire sandalyesinî çefterek bağırdı: i Sen anamla söz birliği mi ettin jrahu .. O ne söylerse sen de onu •öylüyorsun. Ne diyormuş o? Tıpkı böyle işte... Artık ben t>u aynasız dalga ile uğraşmamalı tmişim; kendi çıkarıtna bakmalı imişim; eğer namusumla çahşırsam bekri evlendirirmiş. Sen o fillığm sözüne bakma. Fakat yalan mı?.. Böyle didinmek • ten ne anhyorsun? Ben bundan sonra adam ol nam, efendi ağabey. Elde okuyup yazma yok, kâtiplik edemem; za • n»Kt yok, bir ustanm yanında çırakHk M « edemem; kolda kuvvet yok, küfecilik bile edemem. Pekî, ne düşünüyorsun? Ne olacak «enin »onun?.. Salfhin birdenbire iştahi kesildi. Elinden çatalı bıraktı ve derin bir nefes aldı: Bilmem, dedi, sürünüyoruz işte... Ben hepsine baş vurdum be!.. Olmuyor, olmuyor vesselâm. Elitn • den hiçbir is gelmiyor. Yalnız ka • takulliye aklım yatıyor. Hoşuma da gidiyor bu: Enayi boğmak, bes on kuruş aparmak, şunu bunu mandepsiye basttrmak... Bunun sonu hapisanedir, ev lât! Somınu düşünen var mı be?.. tnsan elinden ne gelirse onu yapar. Ben de bunları öğrenmişkn. Onun için adamakılit îçerliyorum y«... Beni bu hale koyanı bulmak Utiyorıun. Peki... Buldun diyelhn, ne o* Iacak? Artık orasını Mevlâ bilir. Ya • beynini patlatacağun, yahut ta başım sıkışıtıkça onun tepesine çulla nacağım. Bak şimdi benim aklım fikrim doktorda. Gidip şu kulağımı göstereceğim, bir böy anlıyacağım: Meret anadan doğma nu böy le, yoksa sonradan mı olmuş? Sahiden dokrtor anlar mı bunu be? Anlar tabiî ama sen şimdi bırak bunları... Nafiz Bey uzun bir nasihate başladı. Yemekten kalktıktan ve kahvelerini içtikten sonra bile an Iatıyordu. Salihin genç olduğunu, bundan sonra da lıayatını kaza nabilecek işler öğrenebileceğini söyledi, meselâ günün birinde büyük bir perukâr dükkânı açarak zengin olabileceğini de temine çahştı. Salih, can sıkıntısı içinde ctesini berisini kaşıyarak, yahut ta yerinde'n kalkıp dolaşarak bu nasîhatleri dinledL Sonra Nafiz Beyle beraber evden çıktılar ve ayni vapurla tstanbula indiler, Köprü de ayrıldılar. Nafiz Bey Salihe vadettiği haftahğı verirken: Sen! gelecek hafta daha akıllı uslu görmek isterim, demiş/ti. Salih bir tramvaya atladi. Kemli kendine: «İlk iş bir hekimi ensele mek...» diyordu. Tramvayda camlardan bakarken iri harflerle yazilmış bir doktor tabelâsı görmek Utiyordu. Küçük harfleri çabuk okuyamadığı içm aradığmı bulamadı. Beyoğlunda tram\'aydan mdi ve bir doktor aramakla eve gitmek arzulan arasında epey tereddüt etti. Ağır ağır yürürken oturduğu so • kağın köşesine gelmiş oldugu için gayriihtiyarî saptı ve evinin kapı sını çaldı. Madam Roza evvelâ pencereden bakmışt). Salihi görünce, garip bir telâşla bağırdı: Ha... sensin?.. V* kapıyı «çar açmaz, ellerîni kollarını sallıyarak, telâşla gözle \