Agustos Cnmhariyet' SON TELGRAFLAQ AlmanyaAvusturyaj y° eylulün meseîesi ve Fransa Rusya seyahatisürecek 10 una kadar Fransız Başvekili «Avusturyanın istiklâlini temine azmettik» dîyor Paris 27 (A.A.) Havas Ajansı bildiriyor: Son zamanlarda yapılmış olan miidafaa işlerini teftiş etmek a . zere bugün Paristen Loren hududuna gidecek olan M. Daladiye Pötit Pari • riyen gazetesinin bir muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: « Miidafaa sistemimizin tamamile müessir olması için ittihaz ettiğimiz tedbir ne suretle tatbik edilmekte olduğunu bizzat görmeğe gidiyorum. Kalkan yerindedir ve iyi madendendir. Memleketin artık endişeye düşmesine ma • hal yoktur. Biz yalnız sulh ve asayiş istiyoruz. Mlsli görülmemiş uzun •« feci bir harpten falio cikan hiçbir millet Avrupanm uzlaşma sıyaseti için bizim kadar fedakörlıklarda bulun muş değildir. Hali hazırdaki müşkül . ler ne olursa olsun biz beynelmilel teş riki mesai usullermi halisane tatbik et meğe karar verdik. Fakat kendi hürri vAtimizi bizzat tanzim etmek te vazi femizdir. Bizim bu bürriyeti temin et meğe kudreb'miz olduğu nekadar ma lum olursa bu hürriyete o derece riayet edilir. Avrupa hayatraın nazımı olan Mü • letler Cemiyeti ile Lâhey divanının kararlanna herkesi de riayet ettirmeğe çahfmamız lâzmndır. Bu kararlar, Avu* . turyanm siyasî ve Ortısadî istiklâlinin muhafazasmı âmirdir. Biz, bu istik lâli temine azmettik. Daha küçük nü • fuslu, daha az kuvvetli devletler ser be»t yaşamaK nususunda nüfus ve arazice kendilerinden büyiik olan devlet lerin malik olduklan ayni haklara malik olmalıdırlar.» Moskova 27 (A.A.) M. Heryo, Odesa gazetelerine verdiçi beyanatta Sovyet Rusyanın umumî kültür, zira at ve sanayi sahaiannda elde ettigi te. rakkileri bizzat görmek niyetinde olduğunu sövlem'stir. M. Heryo, Rusyada eylulün 10 una kadar kalacağmı ümit ediyor. Tas aiansınm bildirdiğine göre M. Hervo, Odesaya vardığı zaman şehir meclisi azaları, hariciye komiseri mü messili, gazeteciler ve bfrçok sahsiyetler kendîstni rıhhmda karsılamulardır. Hariciye komiseri tniimessili Gelfand yoldaf kendisine «Ho? ?eld<n» demis, Odesa icra komitesi reisi Panhomoy yoldas mmtaka isçileri namma M. Heryonun sahsmda «solh yolunda yorul • maz mücadelesi He tanılsn *dam» ı se. lâmlamıstir. M. Heryo, Gelfand yoldaşa, Sovyet hükumeh'ne RÖsterdî?i kabulden dolayı minneHarliBinı bildirnnesini r;ra etmis, seyahatinin sulh eserme ve iki memlekete favdalı olacağını ümit ettiğini biM'rmistir. Moskova 27 (A.A.) M. Hervo ile refakatindeki zevat Krasnvi ve Löut<sch ko'kozlannı zivaret etmislerdir. M. Hervo Kolkozlarm iktısadî hayatlan . mn teferruatı hakkmda malumat a'mts ve bilhassa gündelik is meselesine karsı hususî bir alâka göstermistir. Aksatn, Odesa icra komitesi reiri M. Pachomov, M. Heryo serefine bir ziyafet vermistir. Ziyafetten sonra M. Heryo ile refak»tindeki zevat Kiyefe hareket etmislerdrr. Açık mektup M. Leon Pierre Quinte Iarı artan mücerret kelimelerin düşmanı oldugumu size nekadar hararetle tekrar ettiğimi hatırlarsmız. Valeryrim, bu fikirleri benden çok daha mükemmel ve tam ifade etmis olduğunu siz burada iken bilseydim, cümlelerini zikreder ve kendimi anlatmak, sizi de anlamak zahmetinden kurtara • bilirdim. Fakat bu şerefim teahhdr et . ti. Hiçbirseye inanmıyan adam değilim. Bunu kabul etmesemz btle herhangi bir Türk romancısmm fikrfni vüksek efkan umumiyenize yanlış aksettirmemenizi rica ederim. Makalenizde, beni memleketime ve müdafaa ettiğim aziz davalara karsi garip vaziyette b*rakan üç dört satu daha var. Gene burada ben olduğuma derhal hükmedilen «yeni neslm bir romancısı», size, Türkiyede eski ruhun değişmediğini ve bu inkılâbm bir <gardrop inkılâbı» olduğunu söylemiş a . ma bedbmlerin bu hezeyanlarma al • dıran yokmus. Aziz dostum, üç yüz sahife kitap yazmak için Türkiyede üç gün kalan bütün ecnebi muharririer, memleketimize, kozmopolit Bevoğlu otellerinden biri nin penceresinden dürbünle bakariar ve ancak bir smema rejisörü tecessü . sile, sizin de makalenize giren birkaç dekoratif manzara kaydetmekle kalırIar: Ramazanda mahvaiara yalnız dmî değil, iktısadî ve ahlâkî vecizeler va • zılması; festn, kafesin, çarsafm kalkman; altmış yaşında bir hanımm yüzünü ük defa açması... Velhasıl, büyük dostum uz Farrere Cenaplannm An • karalı hanımlan gibi sankt bütün ka . dmlartmız her manasile dekoltedirter ve sanki Türk mkılâbı yalnız bir dekorla kıyafet değismesinden ibaretth*. MaicaJenizde sizin bütiin meslektasIarınızdan ziyade, isaretlerden mana lara intikal hassast gösterdiğinizi mernnuniyetle kaydettikten sonra hemen hanrlatmak isterim ki ben ve arkadas. larrm bir srece size miaiâbrmran bu kadar zahirî olmadığim izaha çahstik. Hatta siz, bütün krymetlerin yeniden konmasmı icap ettiren büyük, toptan ve radikal bîr inkılâp yapmıs olduğu ımmı kabul ve tekrar ediyordunuz. Belki de ecnebi muharrirler arasmda bunu en çok anlrvanlardan biri de srzsmiz. Fakat hatnlarsmtz ki «Farrere» m Idtabtndan bahsederek, Türk mkılâbmı hannnlanmızın. çarsaflartm atıp dansetmelermden ibaret sanan ve Türk rönesanstmn yarntz ışaretlermi kav . detmeUe kalan ecnebüerin sathi . liklerinden ilk tanıshğnmz gün de size sikâyett etmistim. Hatta siz tstanbula gelmeden «Farrere» in «Ankaranm dört kadmı» ismtndeki e . seri hakkmda bir makale de yazdım ve Türkiye otellerinde on gün misafir kalarak, birkaç kayık •afası ve birkaç ta çay sohbeti yaotJrtan sonra, Anka rantn dört kadmı değil, dört ked'si hakkmda bile roman yazılablhnesine hayret edeceğimi söyledi m. Sizmle toplandığimız gecejerden *»:rinde de, nedense Avruoahlann cok ehemmiyet verdikleri alelâde bir kı yafet değismesine mhisar eden bir in. kılâbın sizce bir «gardrop hrkıiâbı» zannediiebfleceğfne isaret *tmek istemiştim. Gene o geee, mkı'&bm pano ramasını kavdetmekle ikt^fa oltnwna masmı, Türkivede tarih, dm, dil, hu kuk ve daha bütün içtimaî müessese . lerin gecirdiği yen'den kurulus devresinin mahiyetmi anlamanız için mem'e ketimtzin ic vanısmı tetkik etmek lâ zım geldiğini size aniatmağa çalıstım. Bütün gayretim, Türkiyenin her saha smdaki yeniden doğusun snlanm bir çamasır doiabtnin icinde aramamamz içindi. O pece üc dört saat süren mu . sahabemizi üç dört satınn içinde, hem de tam aksi sekîlde hulâsa edisinizi hayret ve teessürle kannladım. Fakat bunu fena niyetinize değil, Balkanlarda ve Anadoluda yaphğınız tüvük seyeha tin mtıba çoklugrma atfediyorum. Size hitaben bu mektubu yazdıran niyet, şahsî bir müdafaadan zivade, genç nesilden «herhangi» bir Türk romancısma isnat ettiğiniz fHnrlerin Türkadar rendelenmişti ki Salih kımıl damadi: Peki... Dedi, ne vakit? Bir hafta geçsin, olmaz mı?.. Eğer bu hafta içihde bir ihtiyacın varsa inat etme, söyle .. Nezahet ayağa kalktıs Biraz dur .. Diyerek odadan çıktı. Biraz son ra elinde yirmi bes lira ile odaya girdi ve parayı Salihe uzattı: Al bunu, al. dedi. fakat beni biraz seviyorsan ?dam olmağa calıs. Sözümü d'nle. B^r» snna gene arada bir yardım ederim. Salih parayı *ldı ve aviğa kalk • tı: Gelecek hafta, bugün, damla • rım, dedi. Gene mırın kırın yok ha!. Hayır. Seni bekliyeceğim. Hem de yemeği bende yiyeceksin. Yalnız sarhoş gelme. öyle abuksabuk ta söylenme. MHer Ode8ada Hanımlar yüzme müsabakası Leylâ Hanım 32 dakikada birinci oldu Birinci sahifeden mabat vantn çok sert ve dalgah ohnasmı nazan itibara alarak müsabıklar hesa . bma bu mesafeyi 2500 metre adde debitiriz. Bir müddet müsait giden hava ge * çen persembe günü birdenbire değif b mis, cuma günkü erkekler müsabaka « smda yüzücüleri çok yormuştu. Dün • kü müsabakada hanımlar da ayni müskülâtla çarpışmıslardır. Müsabakaya giren hannnlardan beşi yarışı ikal etmiş, üç tanesi de havanra sertliğinden müsabakayı terketmeğe mecbur kalmişlardır. Neticede Fenerbahçeden Leylâ Hanım 32 dakikada birinci olmuş, Mat • roazel Eva Alter 36 dakikada ikinci, Cavidan Hanım 38 dakikada üçüncü, Nüzhet Hanım 41 dakikada 4 üncfi, Güzin Hanan 55 dakikada beşinci gelmişlerdir. ' Hanunlanmızın aldıklan dereceler, havanra sertliği ve denizin çok dalgah olmasına rağmen çok şayanı memnu. niyettir. Müsabaka esnasmda ufak bir de kaza olmuştur. Müsabık hanımlar ve hakem heyetini hâmil olan büyük mo • tor devrilmistir. Hanımlar, denize at • larlarken havanm sertüğinin de inzi • mamile müvazenesi bozulan motor sol tarafa meyletmiş ve devrilmistir. Mo . törde bulunanlar bu vaziyet üzerme de» nize atlamışlardır. Müsabık hanımlar yanşa devam ederlerken, denizde ba; lunanlar da kurtanlnruslardır. Müteaddit tahlisiye sandal ve mo • törleri denizde bulunanlan pek lasa bir zaman içinde toplamıslardır. Müsabakadan evvel her ihtimal düfünülerek icap eden tedbirler almdı . ğı için kazanın neticesi nihayet birkaç kisinin elbiselerinra ıslanmasma mhi • sar etmistir. Bir taraftan bu hâdise c«reyan ederken diğer taraftan hanımlar mÜ5?^«kaya devam etmişler, muteaddB sandallar tarafmdan takip edile edüe halkm alkışlan arasmda sahile çıkmif • ardır. Müsabakadan sonra kazinoda hanmv Iar serefine bir çay ziyafet verilmiş « tir. ııınııımiHmillllllılllllllinillllllilllllllllllHtinillNi1'"'11"11' Yeni bir îktısat konferansı mı? Bir konferans daha yapılacak deniyor Cleveland 27 (A.A.) Londra tktisat konferansı Amerikan murahhaslanndan M. James Cod bir ikinci dünya konferansınm gayrikabili içtinap oL duğunu zannetmektedir. Bu arada diğer devletler evlerine intizam verebieceklerdir. M. James Coda göre Londra kon feraruınm muvaffak olmaması sebeplerinden birisi şudur: Buhrandan müteessir olmuş muhtelif devletler muhtelif nekahat devrelerinde idiler. Biran evvel iyileşmeleri için hepsine bir tek ilâç bulmak imkânı yoktu. Halbuki, yeni bir konferans için bu kabil olacaktır. Italyada yapılan harp manevraları Manevralar bitti, M. Mu solini bir nutuk söyledi Gara*»io (Italyada) 27 (A.A.) tttefani ajansı bildiriyor: Büyük manevralarm sonuncusu dün yapılmıştır. Kral ile M. Muso lini son manevralarda hazır bulunmuslardır. Müteakıben Kral Briç Pedaggeraya gitmiş, bütiin askerî kuvvetler erkânı tarafmdan karşılanmısttr. Kral oradan yazlık ika metgâhı olan Santanna Valdieriye gitmiştir. Bu esnada Santanna Valdieride manevralara iştirak etmiş olan iki bin zabit toplanmıştır. Bu toplantıda Müstemlekât, Bahriye, Hava tsleri Nazirlarile mareşallar ve Harbiye müsteşan da bulunmuşlardır. Ma • n«vralan idare etmiş olan kuman danm raporu ile iki taraf kuman • danlarmm raporlan okrmduktan sonra Erkâni harbiye reisi muhte lif meselelere ait tetklikatı hulâsa etmiş, efradın kuvvei maneviyesini Düçe ile faşist fırkasının icraatını methü sena etmistir. Bundan sonra M. Musolini zabitleri ve kîtaatı metederek bu se neki manevralann her bakımdan eski manevralara faik olduğunu, badema manevra müddetlerinin daha uzun süreceğini ve gelecek seneJri manevralara yüz bm kisinin istirak edeceğmi söylemistir. u mektubu size hususî olarak yollamak istiyordum;Temps gazetesinde, Türk gençliği hak. kında çıkan yazınızm bazı şahsî kısım lan, içrimaî temayüUerin birer sembolü gibi göründükleri için, bunlara cevap olan mektubumun zarfmı Türk okuyucuları önünde yırtmakta mahzur gör medim. Evvelâ veni Türkiyenin Büyük Mi man Gazi Mustafa Kemal, Türk genç . Hği, Türk milliyetperverliği hakkında brtaraf bir müsahidin veciz notlarmı tasıyan (rüzel makalenizden dolayı size hararetle tesekkür ettikten sonra, bazı ciim'eleriniz arasında kabaran burusuklar üstüne hakikatin ütüsünü basmak niyetinde oldugumu hemen bildirmek iaterim. AZJZ ve kıymetli dostum, yazmızda tsim zikredilmemiş oldugu halde, «genç ve yeni neslm romanctsı» sıfatlan al tmda iki defa bahsi geçen adamdan sahsımın kastedildiği, burada, alâkadarlar tarafmdan pek iyi bilindiğri için, beîki de. ace'e tutuhuı bir not defte . rinin sahJfelerindekî anarsiye kurban olarak makaienize Dck yanlıs akseden sözlerimi dfizeHmek haklam bama çok görmiyececmizden eminîm. S'zin tabTrinizle btı €gyttema • tiçuement aceptiqueT> yani «bu daimî bir sÜDhenm zebunu» romancı, size büyük seylere manmadıgmı, buna rağmen milliyetperver oldunmu, çünkS rmilfyetperverligi bîr ihtiyaç, bir müdafna insivaln telâkki ettiğini söv lemis. Bu cok doğru, fakat yanht mü lâhazalara meydan verecek kadar da eksik. Hafızamzm mürüvvetme iltica ede . rek hatırlahnak isterfm ki bem hiçbir seye manmıyan bir adam olarak tam . dıgmız için, hararetli bir milliyetper ver olusuma, hatta ecnebiler hakkmda bütün dunya tnatbuahna aynen ve kismen geçen bir yazrma da hayret gosteren sîrdiniz. Ben de kat'ivven hiçbir seye manmıyan bir adam o'rnad';"rnı ve milliyetperverligi adeta fizyoloiik diyebüeceğimiz kadar tabiî bir mödafaa refleksi telâkki ettiğimi soyledikten sonra ecnebiler hakkmdaki yanmm vanlıs aniaşıldığmi ve nendekmden fazla onlarda bulurtan miilî bir taasstjKa kurban oldugumı rzaha çalıstnıstmv. Zi. ra o yazrm, yalnız îstismarctlara aitti ve bütün ecnebüeri kastetmiyordu. Bunu sizlerden henüz khnseye anlatabilnus değilîm. Yazmın şiddetüe haldkati birbirine kanstınldu Bir de şunu tekrar euı»ek isterrm ki ben asla sept3c olmadun. lnanrmyan bir adam için yazı yazmak de5ü, beHti serçeparmaihnı kımtldatmak bile im kânsızdır. Kaldı ki ben memleketimde ictimM bir vazife yapıyorum: Muharririm. Siz tstanbuldan ayrıldıktan bir müddeft sonra Andri Afouroianin tntroduction â la methode de Paul Valery isminde bir konferansmı o kumak, bana, büyük sairmizle kendi filrirlerim arasmda, fimdiye kadar asla farkmda ohnadığnn bir akrabalık bu . Iımduğunu ögrenmek şerefinî verdL Thailarmm mahdut olmasmdan dolayı eserlerînm bir kısrram henüs okuva • mamıs bulundusrum Valery de, be nim size büvük bir ihrirasla izaha ça lışhğım fikirleri, mükemmel surette formule sokmuf bulunuyor. O da realifelere değil, kelimelere inanmryor: «'Hiçbir k^'rmeye itimadım yok, cürkü ^n ufak bir teemmül, söylenen sözün abes olduğunu meydana çıkanr.» divor. Septik, hakikatlere inannnyan adam drr, kelimelere değil. Gene Valery için on dokuzuncu asnn en büyük hatası, rmhbet ilimlerin ame'i muvaffakiyetlerile sarhos olarak, bu ilimlerin usuDermi, ruhiyat ve îctimaiyat denilen sahte büeilerin usullerine k»n*fırmasıdır. On bes senedenberi, yani büyük saîrinizin ismi bile bizim tarafta mechul olduğu bir zamandanberi, hemen bü . tun kitaplarrmda bu tezi müdafaa et tigimi, son defa da, geçen kıs, felsefe cemivetinde bu mevzuda bir konferans verdiğimi size söylemiştim. O&;'efnin vasfı olmaktan uzaklashkca tezatze de ne oldu? Biriniz bey gibi, ötekiniz de hanım gibi yaşıyorunuz. Haydi... Ben dolma yutmam de • dim a... Salih, beni söyletme! o adam la herşey bitti. Artık ismini bile ağzıtna almak istemiyorum. Fakat sen onun bana yaphklarını bilmezsin. Allah allah... Ne yapnuş sa • na?.. * Bak simdi çok sinirlîyîm. An • latamam. Başım dönüyor. Allah aşkina... Anana biraz acı .. Başka bir gün konusalım. Salih yayık yayık bir gülüş gül dü: Evet , dedi, heybe delik, da ğarcık boş, söylenecek lâkırdı yok, baş döner, RÖZ söner... Hayır! Setıi atlatmıyorum ben.. Söylenecek çok şeyim var, çok.. Senin de parcnağın ağzında kalacak .. Fakat biraz sabır... Busrün değil, şimdi değil... Haydi... Birkaç gün sonra... Olmaz mi?. Olmaz mı Salih? Nezahetin sesi ince bir şefkatle o Yeni ortamektep ve liseler Ankara 27 Bu sene Bergama, Ayvalık, Barhn, Osmaniye, Develi, Düzce, Eebistan, tskilip, Karaman, Mardin, Zile, Edremit, Hope ve ts> tanbulda (Uluköy) de birer orta mektep açılacak, Kars, Yozgat, Denizli, KütaJıya orta mektep leri de lise halini alacaktır. Bu yüzden Maarif kadrosunda mühim değrsiklik ler yapıImaJttadır. Orta Tedrisat nmum müdürü Fuat Bey yeni kadroyu Maarif Vekâleti vekili Refik Beyin ta»d£kına arz için pazar ak • sami tstanbula hareket ediyor. tki yüze yakm muallim arastnda de • gişiklik olacaktır. fngiltere Bankatı müJürü Amerikada HaydJPark 27 (A.A.) Nevyork reserve federal bankası umum rrriidü* rö M. Henrisontm talebi üzerine M. RuzveH, gelecek hafta Hayd parkta tngütere bankası umum müdürü M. Montagu Normam kabul edecektir. Siyasî mehaffl bu görüsmeğe büvük IMT ehemmiyet atfedivorlar. îki hafta danberi Amerikada bulunan M. Monlaga Normanm seyahatin» gayeleri ta. m m e a esrarengi* olarak kalmaktadtr. Bununla beraber Reisieumhurun, Amerika dövizi tabiî bir seviyeye *el medikçe ve diğer devîetler paralarmı sağlam esaslar üzerîne getirmedikçe dolarm istacran aleyhinde olduğu tekrar edibnektedir. Galafasaraylı futbolcular Samsunda Dayısını öldOren Yahudi tzmir 24 Yuda ismin'de Davinin naklini mah daha ucuz retle dayısı ile kalkişmıştır. Arabacılık yapan bir Musevi dayısı taahhüt ettiği bir nakletmeğe, bu surekabet yapmağa Samsun 27 (Hususî) 30 ağus tos ve 1 eylulde Samsun tdman Yur dile iki maç yapacak olan Galatasaray futbolculan bugün Bülent vapurile geL diler. tskelede şehh* bandosu ve kesif halk ve sporcu kütlesi tarafmdan kar « şilandılar. Fas Sultanı Viside Paris 27 (A.A.) Fas Sultam, Vîşiye gitmiştir. Fasa dönmeden birkaç gün orada kalacaktır. Adliye fntîhap encömeni toolanıyor Eskişehir 27 Adliye intihap encümeni 5 eylulde Ankarada top • lanacakttr. tntihap encümenine Temyiz birinci reisi thsan Beyle azadan Mustafa Fevzi, Kilisli Ni • yazi ve Cevdet Beyler istirak ede ceklerdir. Kuvvetli tahmmlere göre Adliyede mühim tebeddüller vukua gelecektsr. Sar havzast Parit 27 (A.A.) Tan gazetesi, M. Von Papenm Sandey Ekspreste Almanyanm Versay muahedesi mu eibînce 1933 te yapılması îcap eden reyiâmme müracaate hacet kalma dan Sarm istikbali hakkmda Fransa ile bir uzlaşma yapmak istediği tar zındaki sozlermde Aimanlann brr netice ummadıklan tehdk usulünden vaz geçerek rasgeldiklerî müskülleri sadece reyiâmme miiracaati kaldır tnak suretile bertaraf etmek istedik lerrae dair bir emmare görüyor ve diyor kît «1935 te reyiâmme müracaat Fransa veya Almanyaya değil, istikbalmi serbestçe tayin edebilme«i için Sar halkına vadedilmiştir.» Davi bundan müteessir olmus, Yudaya çıkısmıs ve zarar ettiği 125 kuruşu istemiştir. Yuda Daviyi dövmüş, iş karakola aksetmiştir. Yuda bununla da iktifa etmiyerek iki gün sonra dayısı Daviyi bulmus, üze rine saldrrarak kama ile öldür müştür. Katil Davinin oğlu llyayı da yaralamıstır. Dr. BESİM OMER Pş. UzOm ve Ozümle tedavi Dördüncü defa adeta yeniden yazılmış ve büyütültnüştür. Kanaat ve Ikbal kütüphaneierinde 50 kuruşa satıimaktadır. Yazan: Yeni bir hava rekoru Kuebec 27 (A.A.) Amerikalı tayyareci Frank Hawks, yeni bir sürat re. koru yapmıştır. Tayyareci 4.850 ki lometrelik bir mesafeyi saatte 320 kilo. metre siiratle uçmustur. Odesa 27 (A.A.) Tas Ajansı bildiriyor: Türk amele ve teknisyenlerinden 46 kisi, hâlen Türkiyede insa halinde o . lan mensucat sanayii hükumet komis yonu azasmdan Şevket Turgut Beyin refakatinde bı*aya muvasalât «ttmiflerdir. Bunlar 10 aylık bir kurs takip edecekler ve 2 ay da Sovyet mensucat fabrikalannda tatbikat yaparak Tür . kiyede kurulacak makinelerin isleme şeraitini tetkik edeceklerdir. serseri miydi, esrarkeş miydi, zilzurna sarhoş muydu, ne idi? Ben ondan ayrılmadım, o beni boşadı. Neden boşadı ? Sen kör müydün, topal mıydın, sümüklü müydün, u • yuz muydun, ne kabahatin vardı? Onu bana ne soruyorsun? Ona sor?! Ona sordum ben. Bir de sana soruyorum. Elbette sebebmi sen de bilirsin. Sebebi o. Ne yaptı sana / Ne yapacak?.. Daha ne yapa cak?... Nezahet durdu. O kadar sinirlen misti ki bir ayağile yeri burguluyor, halıyı buruşturuyor, ellerile de es vabının eteğini didikliyor, tırnaklı yordu. Birdenbire haykırdı: Sen bilmezsin. Beni daha fazla söyletme! Ben bilmiyeceğim de kim bi • Iecek be?... Sürünen benim! îkini • tessz) kiyede bir cereyanı temsil ettigme, Fransız okuyucularınm inanmalan korkusudur, Vakıâ siz böyle bir yanlıs zan m kökünden söküp atacak tarzda mükemmel yazmızla buradaJd inkdâp gençüğinin meyillerine tercüman ol • dunuzsa da, sizce efaemmiyetsîz olabilecek bazı teferruatın bizce büyük bir ehemmiyet kazanabileceğini de kabul edeceğinizden eminîm. Eğer hahrala . rtnızın bu sOik noktaîannı tamamlıya rak fikirlerfnizi tashih eder ve ettirîr seniz, bakkmızdaki ha^ranhğımın Hi tunü, eserleriniz ve şahsmız arasmdaki muvazenesmi asla kavbetrrrivecektir. PEYAMt SAFA Peki... Fakat şimdi senden bir şey soracağım. Sor. Senm dilinîn altında birşey var. Anlıyorum ben. Şimdî söyle bana. Olmaz. Şimdi olmaz. Kısaca an latılmaz bu. Salih kapıya doğru yürüdü. Ko ridora çıkınca onu gören hizmetçi kı« gene korku ile irkümişti, fakat bu sefer kaçfnadı. Salih arkasından gelen annesine: Eyvallah! Diye bir selâm sarkıttıktan sonra dışarı çıktı merdivenleri hızla indi. Aşaenda kapıcıyı aramıştı: Süleyman, dedi, o beş papeli ver. Ondan da parayı aldıktan sonra büyük bir sevinçle sokağa fırladı. Kendi kendine: «cotuz! otuz lira be.. Vay canına!.. ömrümde bu kadar parayı bir arada görmedim desem yalan olmaz !> (Mabadi var) Trabzonun tOtOn mahsulO "iVabzon 26 Bu sene Trabzon mıntakasında tütün mahsulü çok bereketlidir. Türk ustaiarı Odesada Fransa hava na7irı Rusyaya gidiyor Paris 27 (A.A.) Gazetelere göre Hava Nazmnın Moskova seyahati, eylulün 8 inde yapüacaktu. Hava Nazırmm filosu 3 tayyareden ibaret ola . caktr. Bu tayyarelerden birisi askerî tayyaredir. Tefrika: 31 SERVER BEDİ Sabahsız Geceler Bir serserile basa çıkamadımsa kabahat benim mi? Seni adam etmek için elknden geleni yaptım, olma dm, olmadm, olmadm. Bak sapıt mağa da baslamışsın. Ne yapayım? Evimi soydun, haydut gibî üstütne yürüdün, beni az daha öldürüyordun, haysiyetimi ayaklar altına a'dın, sana daha nasıl bakabilirdim? Sene lerdenberi sana nekadar yalvardım, adam olmana çalıştım, «Salih! Bu gitlişin sonu fenadır, iki yakan bir araya gelmez, sürünürsün!» dedim, dınledin mi? tnsan gibi yaşadın, mektebe gittin, çalıştm, söz dinle • dm de ben senden ne esirgedim ? Senin için ben evler, arsalar sattım, (•eeleri aykusus kaldun, sabahlara kadar ağl^dım, öteki ne yaptı ? Acaba evine, çocuğuna bes kuruş har • camıs mıdır? Bir kadın, bir ana, bundan daha fazla nasıl fedakârlık eder? Salih kahkahaya benziyen boğuk bir ses çıkardıktan sonra dedi ki: Oh, oh, masallah .. Bülbül gibi şakıyorsun. Amma da güzel ezber lemişsin ha!... Ben senden hiç böyle takım taklavat palavra dinlememiş • tîm. Bu işin içinden tertemîz çıktın vesselâm! Salih elini annesinin yüzüne doğru sallıyarak: Baksana bana tango ana!.. Dedi, biz küs dinlemişiz... Bin dereden su getireceğin yerde kepçeni doğru lâfın içine daldır da öyle konuş! Hiç kabahatin yoktu da kocandan niçin ayrıldın? O da benim gibi it miydi,