Cumhuriyet' İki yangın oılvıya Sidney kayboldu Holivuttan layyare ile kaçan esmer yıldızdan haber yok HoKvnt 5 ağustos (Hu.Mu) Yıl. dızlann hayallerini beyaz perde üze • rinde seyretmek, seslerini hoparlörler. den dinlemek hoştor ama, onlarla geçinmek ve uğraşmak doğrusu çok müşkül iş.. Buna ben birkaç senedir bura. da yakından gorüvoram. Hele mese . lenm ruhaf tarafı bu yıldızlar seyircüere nekadar hoş gcrünüycrlarsa stüdyoda o nisbette huysuzdurlar. Direktörlere bmbir naz, rejisörlere akla gelmedik aksflikler gösterirler. Meselâ kariierin daima masum ve zavallı rollerde gördük. leri Janet Gaynorun elinden Fok» müdGrlerinia cekti*i kalmsz. «Aikapon!» fiimind çok ımrvaffak olan Ann Dvorak derhal lıaftalığınm ikj misline çı . kanlmasuıı istemiş, arzusuna naü o . lamayınca da kendi kendine bir seneUfe bîr izîn vererek çıkıp Avrupaya gitmiştir. Marlene Dietrichin neden Pa. ramtmt kumpanyasiie arası bozuidu? Hep kaprisleri yuzönden. Greta Garbo MG.Mayer stüdyosunda çahsırken aynca siniriendi mi hemen: t think t go bom« (ben eve gidî. yorum. Ne haliniz vana görun!). Der ve kapıdan dısan fırlar. Fakat Silviya Sidneyîn yantığı bareketi yapmaga şimdîye kadar hıçbir limma ar , tisti* eesaret gösterememişt'. Bu Rume.ı •e Rns kırmasi esmer yıldız hiç kim • seye birşey »Sylemeden tayyareye atlayıp kaçh. Bazi tahmınVre gore Nevyorka rndiği, oradan da Avmpaya m3. teveceihen ycla c.ktığı rannediliyor. T Suviya Sidney btmu niçm yapti? He. n6z seb«>i kat'î clarak beDi değil. Fakat belli olan bir şey vırsa Paramunt kronpanyasmın bn fîrar yuzunden en aşağı 100 bm dolarlık bîr zarara uğradi. Bir ev yandı, birisi de yanarken kurtarıldı C ALTINLARINI GERİ AL Öz dil müsabakamız: 25 Eskicmm otnrdugu y«rm karsura» daki büyük evde çok zengin biri otururdu. parasını bir gün olup ta bitireceğînî veya çaldıracağım dü • şünerek günlerini îlinti ile geçtrir ve geceleri de bu kuruntu ile uykusunu kaçınrdi. Eskicinn gülerek, oynıyarak sen yaşayışına îmrenir v« oyle olmasma çok özenirdi. Bh gün, bu zengtn komşu, sen eskiciye bîr ryilik yapmasmı gonlunden geçirdi. Ve yüz altm gönderdi. Eskici, bu altmları ahnca ilkin yüzü gülmeğe ve sevinmeğe başladı. Bu sevmci çok sürmedi. Kendisini bh* düşfincedv4 aldı. Çalışmak istiyor bir ürlü işe yanaşamıyorda. Her hattgi brri, paranın olduğu yeri sezer ve aşinr korkusile gündüzleri olduğu yerden ay nlamıyor, uykuda iken biri gelirde bu altmları çalar kuruntusuyla ge • celeri de uyuyamıyor. Eskicinm o şen ve sakrak sesi artık duyulmaz oldu. Altınlar kendismde kaldıkça ilintiden kurtulamıyacağim ve bu üzüntüyu bir gün daba çekmeğe artık dayanamıyacağmı anhyan es • kici, koşarak komşusu zengine gitti. Ve altanlan yere fırlatarak: «Altinlannı geri al ve bana benim şen duygulanmı bırak!» diye bağırdı... Seyrîtefainde H. Ziya Yüksek bir yapı, ve onun en üst katinın bir bucağmda bir eskici otururdu. Oracıkta çahştığı ve yat tığı için nesi varsa orada görüliirdü. tki küçük iskemle, şöyle böyle uy • durma bir masacık, masanın ü»tünde birkaç iğne, birkaç yumak iplik, mum, tutkal, çivi, bıçak, bız, eğe, I törpü, çekiç, örs, deri. Masanın a] tinda ağn kırık bir su testisi, ma sanın solunda yırtık, pırtık yatak, yorgan, yastık. Olmuşu olacaği bütün van yoğu bunlardı. Her gün erkenden kalkarak elini yüzüınü yı kar ve işinin basma geçer. Yapa • cagı ayakkaplarını eline alır dikilecek yerlerini diker, yama vuru lacaklan yamar, çivilenecek yerlerî çîviler giilerek eğlenerek çalisir durur ve ancak yaşatmağa yetişebilen Oün yanâri'evTer Şehrümizde dün iki yangm ol pek az brr kazancı ile geçinîrdi. mustur. Şehrenmrind« Haticesultan Ortalık kararmağa baslar başlamaz mahalle«ind'e Baynr sokağında 51 masasi bafindan çekilir elini yüzü numaralı tsatnalU Efendinin hane nü yıkar, temizlenir peynir ekmek aînde paıthcan kızartırken yangın ne bulduysa onu da yer ve yatağına çıkmıs, evtn üst katı tamamen yanuzanarak dinlenmeğe baslar. Ve rnış ve itti»a.liı>deki evin de bir kısma yandıği hald« ateç söndürül sakrak sesle türkü, sarkı söylerdi. naüştür. Sonunda derin ve tatlı bir uykuya Bozdoğankemerinde Mustafa Be • dalardı. Yıllarca böylece üzüntüsüz, ym evinin mutfağmdan yangm çıksıkintısız, gönül şsnliğile günlermi mıs ve perdeler yandıgı balde söngün ederdi. ' ° *" durühnüstür. i M. Çaldarisin Başmuharririmize beyanatı Rustu. Henuz Beş yaşînda iken sahne hayatma ahlıp bir müddet tiyatro mek. tebinde okuduktan sonra Brodvayda büyük muvaffakiyetler kazanan genç kız sessiz filmlerinde pek nazan dik • kati celbetmemesine rağmen sözlü film. ortaya çıkınca birdenbire parladı. O • nun ani y&kselişine sebep biraz da Klara Bowun ortadan çekiHşi sebep oL du. Lâkin Silviya Klaranın bir kayma • kamı değil, başlıbaşına H ' şahsiyet s*. bibi olduğunu RÖsterince iç değişti. Kol tuklan kabardı. öteki büyiik yıldızlar gibi huysuz ve nazîı olmağa başladı. Di. ger taraftan Greta Ga'bo tertibi çok esrarengiz yaşıyan, arasıra da bu kadından beklenemiyecek derecede müthiş (eşebbüslere girişiycrdu. Dığer yıdıvlardan bir tnsmı gibi a»k w fiıdır. / Çunkü Sflvlya Sîdney Paramuntun Moris Şövalîyeye son çevirtmekte ol . 3uğu cAşk Yolu» ismhtdeki fOmde öynıyordu. Bunun bitmesini bekleme. den ortadan kaybohnası neticesi ba • tön onun bultmdağn sahnelerîn yeni • den yapılmasnri îcap ettiriyor. Maamafih Silviyadan böyle bir hareket pek te beklenmez değildi. Ro • manyalı musevi bir dişçinin sulbün • den dönyaya gelen bu kızın annesi bir Te sevda îslerinde r&svay oîup ta dıllere diısmediği herkese karşı haysiyet ve şerefini muhafaza edebiliyordu. Fakat, nihayet mehtaph bir gecede, arkasından kumpanyanın açacağı da • vanın vahametini bile düıünmeden ka. festen kaçan bir kuş gibi pırradan u çup gitti. Kontratını bozup parçaladık. tan maada istikbalini de tehlikeye koydu. Baıılan diyorlar ki Silviya sevdiği Şulberg isminde gene sinems sanayii ile meşgul bir adamla kacmıs. Pek zan . netmiyorum. Zira bu ıskandala, sebebiyet vermeden, bu maddî zararlan gö. ze almadan sevişmezler miydi? Film işleri nekadar karışık ve esrarlı işe yıldız. larm bazı hareketleri de birer mııammadır. doğrusu! P. N. 1933 1934 Mevsim filimleri İ 9 3 3 . 3 4 sinema mevsiminin baş • lamasina şurada bir aydan bile az bîr zaman kaldı. Eylulün on beşi gelince aşağı yukan biitün sinema salonlarmm faaliyete geçecekleri şuphesizdir. Tabît karilerimiz bu sene görecekleri fömleri inerak ederler. Ileride her sinemanm gosterecegi kordelâlann birer listesi • B! nesretmek üzere bu^un beyeti nnra • tıuyesi bakkında bir fikir vermeğe çah. facagız. Evvelki ve geçen seneki tecröbelere nazaran her sinema ba sene kendisL ne gore bir veçhe almıstır. Meselâ Melek ve tpek (Eski Onera) sinemalaru rri tntmakta olan «tpekfilm» stSdyo lari sahiplen tpekçi kardesler bilhassa tiirkçe mamulâta ve dnblajlara ehemralyet vermişlerdir. Târkçe dort büyük, birkaç küçük kordefâdan maada, di. ger Bsanlardaki fHmlerden dort beş tanesintn mükâlemelerini de türkçeye çevirmîşlerdir. T5rk sinemasî bilnassa fransîzca ko. noşan filmleri mtihap etmif, Amerikan kordelâlarmi da framızca mükâleme. lerini tercih eylemiştir. Artistik smemasmm programlari da ekseriyeti aknanca ve rransızca kord« • lilardan mSrekkepUr. 1 Glorya sinemasî da fransız ve A merikao mamulatmdan fransızca söz . 19 kordelâlar gSsterecekt». Bu sine . manm Miltonun filmlerînden birinin mukâlemelerinl türkçeye çevhrmis veya çevirtmekte olduguna dair bir rivayet te vardır. Elhamra rinemasma gelince b'u sa . lon tpekçi kardeşlerden şhndiye kadar Hrmci gosteri» yapmakta olan sinema!an idarede mütehassu Kadri Bey ve çurekâsına devredildigrnden onun tu • tacağı sivaset hakkında henuz kât'î bir tahminde bulunmak mümkfin de . ğildir. FihnTertn cfots ve mahiyetlerine gelince programlarda en ziyade yer ala eak kordelâlar operetler, macera film. leri, «eyahat ve vahşi hayvanlar kordelâlan, korkunç fflmler, hissî kordelâlardır. Hafif komedilerle, tarihî vak'a. iar programlarda pek aş yer tutacakbr. Iki yıldız mahkemede Brigit Helm Berlin, Mari Pikfor Nevyork mahkemesiniıj, huzuruna, ^uçlu olarak çıkıyorlar Başmakaleden mabat Diyordu. Cümlesini ikmale müsaraat ederek: Vişiye yapılacak bir tedavi seya. hati için buradan geçerken dost mem. leketin muhterem Basvekilini görmeği en zevkli bir iş saydım, bana bu imkânı bahsettiğiniz için zatı alinize hassaten tesekkür ederim. Dedim, ve: Hususile meclislermiz de toplantı halinde bulunuyormus, binaenaleyh işterinizin çokluğu arasında... Diye ilâve ettim. Orası öyle ama, dedî, dost memleketin gazeteci ve meb'usu olan zatı âlinizle görüsmek te bîzim için kıymetli bir iş olur. Böyle bir mülâkata nasıl ol. sa vakit bulurduk. Betıi görmek istemiş olmanızı memnuniyet ve tefekkürle kar. şdanm. Bu ilk sözleri müteakıp M. Çaldaris beni isticvap etmeğe başladı: Dostumuz Türkiye nasıl? Dostlarunız Tevfik Rüştü Bey ve Ismet Paşa Hazretferi ne yapıyorlar? Tevfik Rfiştü Bey, son Avrupa seyahati dönüşunde bize ugramak lutfunda bulundu. kendisile Kifisyadaki evimde uzun un n ve tatlı tatlı konuştuk. Hariciye Vekiliniz harikulâde bir zattır. Avrupa seyahatinde bir takun zevatla çok esaslı mevzular üzerinde görüşmüş. Bunlan ve görüşmelermi oğrenmekten çok memnun kaldtm. Malum a artık bizim ttyn gaynrmz yok, baricî ne işlerimiz varsa bunlardan yekdiğerimizi haber. dar ediyoruz. kadar, bütün fenauklara mastar olmak istidadmda bir diyar ad ve itibar ede. geldiği Balkanlarda bütün dünyanm hayret gözüne böyle kuvvetü ve yük . sek manzara arzeden. iki millete men sup olmakla siz Türkler de, biz Yunanlılar da alabildiğine memnun ve müf. tehir olabiliriz. «Bu şerait içinde Ankara •eyahatme şahsan nekadar ehemmiyet vermekte olacağırm pek kolay takdir edeniniz. Fazla olarak oraya yüksek insan deha ve azminin tarihi taklip etmekte gös • terdiği harikulâde muvaffakiyetleri te. maşa etmek için de gidiyorum. Gazî Mustafa Kemal gibi, bir azim ve irade emredince nasıl çorak çöllerden ma . mureler çıkar, nasd esasen yüksek kabiliyetli bir millet yepyeni bir hayata intıbak ederek adeta mudzeye benziyen mkılâplar gösterir, Ute ben, Ankara seyahatimle bütün bu heyecan ve • ren hakîkatleri görmeğe gitmiş olaca . ğım. «Siz bu büyük inkılâplann içinde yu. varlandığıntz için beDd onlarm büyük mahiyet ve menzillerini bizim kadar takdire imkân bulamazsmız. Turkiyede dini dünya işlerinden tefrik eden kudretin azametine hayretler içinde hür • met etmek lâzundv. Turkiyede din kalkmış değildir. O, din olarak olduğu gibi duruyor; yalnız dünya işlertne ka . nşmaktan tefrik edilmiştir. Fakat mem. leketiniz için bu kadan dahi çok bü • yük, ama cidden çok büyük bir hâdisedir. «Ya kadın mkılâbı?.. On beş yirtni sene evvel kime inandırmak mümkün olurdu ki Turkiyede bir gün, hem ba kadar yakın bir gün gelecek te kadmı cemiyetten ayıran çarşaf ve kafes or tadan kalkacak, *Türk kadmlan dahi diğer müterakki memleketlerin kadın ları gibi tam ve kâmil birer insan ola . rak 1 cemiyete kanşacaklar ?.. Bu ol . maz şeyi olduran kuvvet ve kabiliyet te bir millet önünde hürmetle iğilmek tâzımdır. «Nihayet Türk yaznuu da Lâtm alfabesine irca etmiş bulunuyorsnnuz. Hangi birini sayıp dökeceginde insam şaşırtacak kadar çok olan bu büyük işter ciyannı ziyaretin, benim gibi Türk dostluğunu kalbinde tabiî bir aldde gibi taşıyan biri için en büyük zevk olacağmı kolay anlarsınız. Bütün bu mu . azzam hâdUelerin iki büyük sım var . dtr: Gazi Mustafa Kemalin kudreti ve binnefis Türk mHletmm kabiliyetL Turkiyede tarihin nadir kaydettiği bu Büyük Adamın eserlerini yakmdan temaşa etmeğe gidceğira, ve dost büyük rmlleti büyük işleri içinde çalışıp ilerliyor görmekten nihayetsiz zevkler duyaca. gun. Dostumuz Yunanistanda dahi ah. valin iyi cereyan içinde bulunduğunu takdir etmekten Türklerin hassaten memnun bulunduklannı zatı âlinze a n ve temin edebilirim. Dedim. Hamdolsun, dedi, hamdolsun öyledir. Son zamanlarda nıalumunuz olan bazı vekayi ile bazı anzalı ve müşkiil safhalar karşısında bulunduk ama bu va. ziyetler hükumetin ciddî tedbirleri ve milletin huzur ve sükun istiy€0^1ussi se. limi sayesinde mütemadiyen bertaraf oldu, ve bugün düne kıyas kabul etmL yecek iyilikler safhasında bulunuyoruz. Vaziyetin yarın ıs£tha iyi olacağına şüphe yoktur. Bizde zaman zaman azçok şiddet arzeden parti nizalan vaziyeti bilhassa harice, çok ciddî gibi gösterebilir ama haldkatte ekseriya bu işler olduğundan fazlasma alınmış olur da onun için böyle görünür. Yoksa bizde dahi, miHetin esasen çok iyi olduğu muhakkak bulunduğuna göre neticenia iyiliği hususunda burada dahi tered • dSde mahal yoktur... Nasd oldu bilmem, iktuadî bubrana temas etmiş olduk. M. Çaldarise sabahleyin gezdiğim Yunan millî mamulât ve mahsulâtı sergisinden takdirle bah. •ettim, ve bötün samimiyethnle YunanistanHi iktuaden iyi yolda saydabfle • ceğini söyledinv Çahşıyoras, Dedi, ve: Başka «aremiz yoktur, çahş« • cağu. Diye ilftve etti, ve çok durmadau şöylece devam etti: TahnK b s YananMar dejil, sis Turkler de Syle. Biz de çalışacağız, six de çahşacaksmz, hulâsa bütün Balkanhlar çaJışacaklar, ve hutusüe 3ctnaden beraber yurümeği anlıyacaklar. Bu işia başka çıkar yolu yoktur. Dünya buh . ranmm biz BalkanMara öğretnuş ola . cagı hakikatm bilhassa bundan ibaret olması lazım geleceği kanaatmdeyim, Siyast anlaşmalar belki azçok zaman tşi olabilir, fakat flctısadî anlaşmanın nekadar a* zamanda tahakkuk ettiri • lirse o kadar musip olacak bir zaruret bulunduğunda şüphe yoktur. M. Çaldarise galiba bir karar hulâsası getirerek son Sir tasvibini daha almak Utiyorlardı. Zaten kâfi derecede işgal ettiğim Başvekilden izm istjyerek ayağa kaBcbm. O da ayağa kalkarak beni teşyi sadedinde bm iyi şey söylemek için ağır ağn şhndi odanra ortask na kadar, simdr kapıya kadar flerli . yordu.» YVNUS NADİ Bertinden aidığimîz bir habere gore agustosun dördünde Berlin mSddeiu . mumiliğine bir istida verilmistir. lsttdayı imzalıyan VVersbah isminde bir kadındır. Davanm sebebi de şudur. Madam VVersbah mart ayı zarfmda bir gun yblda bisikletle giderken kendisi . ne bir otomobil çarpmış ve yere devi . rerek yaralanmasma sebebiyet vermiş ve gaze basarak kacıp gitmistir. Kadta marttanberi tankikat yapa yapa o o . tomobili idare edenin Brigit Helm olduğunu anlamıs ve yukan da yazdığnnız gibi ancak bu ay basmda mahkemeye müracaat etmiştir. Diğer taraftan Nevyorktan gelen telgraflar Glaydys Fairbarks aleybine a. çılan bir davadan bahsediyorlar. Glay. dys Fairbanks, Mari Pikforun hakikî is. mi olduguna göre suçlu mevkiine ge . çen maruf film yıldındır. Davayı a çan hususî kâtibidir. Mukavelesmi sebepsiz bozdugu için 250 bin dolar tazminat istemektedir. Bu adam AUah vere de Klara Bowun Rusyada «Lenin» in hayatına dair bir film hazırlamnağa basladı. Kızıl Orduya ait yapılan «Baba ve Oğul» ismindeki kordelâ Moskovadaki ilk temsilinde büyiik muvaffakiyet kazandı. Sizi dostlannız Ankarada bekliyor. İar? Dedira, ve bu sözümle M. Çaldarisin bu sene için Ankaraya mukarrer seyahati hakkmda vaziyetin ne merkezde bulunduğunu öğrenmek istedim. Bu, seyahati dedi, eylulün on beşme doğru yapabileceğimi tahmin edi. yorum, ve onu büyük memnuniyet . lerle yapacağun. Bazı müstacel işler den dolayı mecUslerin toplanmasma zaruret ha«ıl oldu. Onlar biter bitmeı Ankara seyahati için yola çiacağım. Ankarada dahi seyahatmizin e • hemmiyetle beklendiğini haber vermekIe mütekabil dostluğumuzun ifadesini ikmal etmiş olurum. Rcyülâyn göre . eeksiniz ki Türk Yunan dostluğu mü. şahhas ve fırka mülâhazalan üstünde hakikaten memleketten memlekete milU bir siyasettir. Zaten şahsan sizin kanaatmizm böyle olduğunu bfliyoruz. Evet, dedi, Türk Yunan dost luğu tarihin cereyanmda müstesna e . hemmiyet kazanan çok samimî bir mü. nasebet şeklidir. Bu dostluğun istinat ettiği bir misak vardır ama ben bu dostluğu ba türlu misaklara dayanan dostluklann da fevkmde bir hâdise sayı yorum. Buna adeta tabiî dostluk diyomm. öyle ki Türklerle Yunanlılar b!'birlerile daha dün veya evvelki gün dost olmadılar, bu îki memleket yekdiğerlermin, oldumolasıya, dostlany Ostte Brigît Helm. Sağda Mari dılar demekte ben hiçbir hata tasav • Pikfor ve eski kocan vur edenruyonmı. Kardesler arasmda Doaglas Fairbanks zuhur etmis olacak en »iddetli kavga İar dahi nihayet nasıl kardesliği orta kâtibesinin hanımınm »ürüklediğî re . dan kaldıramazsa Türklerle Yunanlılar zaletler gibi Marinin başına bir felâket arasmda da böyle olmuştur, diyebiliriz. getirmese! Ve sonra benim kanaatime göre biz Türk . Yunan dostluğile yalnız iki mil. let arasmda ve yalnız dünyanm böyle bir köşeciğinde sulha hizmet etmekle «Cennet Perisi» filminde yekdi kalmış olmuyoruz. Ben bu dostlukta ğeriyle gayet ahenktar bir çift te» cihan sulhuna hizmet eden kuvvetli tekil eden Dolores del Rio ile Joel Mak mellerden birini görüyorum. Gayemi zm yüksekliği seref ve haysiyetimizi arKrea «Aşk Dansı» isminde yeni kîr x tnan bir amildir. Herkesin, daha düne film çevireceklerdir. Bursa orman idaresinin bir kararı Bursa (Hususî muhabirimizd«n)> Orman idaresile buradaki fabrikatörler arasında bîr ihtüâf çıkmıs • br. Orman klaresi; fabrikmUrda bulunan odunlarm mâsaderesme ve müzayede ile sablmasına. karar verildiğmi fabrika sahiplerme teblif etmtfth*. Sebeplerden birincîai: Fabrika • lardaki odunlann kaçak ofanası ihtimalidir. Ikincd sebep t Köylülerin intif a nakkı kanununun yedinci mad» desi ile fabrikalarda odun yakılma» stnın menediknif bulunmasıdir. Fabrikacüar, orman idaresmin bu karanna itiraz içm Bursa ticaret ve sanayi odası reisliğine müracaat etmişlerdk. Fabrikatörler, idarenin sebep olarak gösterdiği kaçak ol • mak ibtimalile odunlann mttsadere kararını haksız bularak böyle bir zan ve ihthnal ile vatandaş huku • kunun nazan dikkate alınmama • sından şikâyaT etmekte ve hiçbir f abrikada kaçak odun bulunmasına imkân C/lmadığını söylemektedirler. labrikatörler gösterflen ikinoi »ebep içm de: Fabrîkalarm koza kurutma fınnlannda odun yakılması gayet tabiî olduğunu; kanunun menettiği cihetin kazan ocaklan ol duğunu ileri sürerek bu ocaklarda ise kömürden başka birşey yakıl • madığını söylüyorlar. Fabrikacıiar orman idaresmin bu karanm, faa liyetleri için çok tehlrkeli bulmakta olduklanm bildirerek meselenin bir an evvel halli içm Ticaret Odasının teşebbüs ve delâletini istemiş lerdir. Dolores ve Joel