20 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

20 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

= 20 HazJrân 1933 Cttmhtrriyet SON TELGRAFLAQ "Büyük Alman milleti Kolonel Saru bu akşam parya halinde kalamaz!,, memleketine gidiyor Alman Başvekili Hitler 50,000 kişilik bir içtimada yeni bir nutuk söyledi Erfust 19 (A. A.) Başvekil M. Hitler beraberinde Almanya Dahi liye Nazırı M. Frik olduğu halde buraya gelmiştir. Almanyanın her tarafmdan reislerini selâmlamak ü zere koşup gelmiş olan 50 bin nas yonal hücum kıtaatı efradı tarafın dan büyük bir nümayiş yapılmıştır Bu münasebetle M. Hitler, bir nu tuk »öyliyerek millî hayatın yeni a hengine uyamıyacakları anlaşılan ve Almanyanın haricinde, uyanmakta olan millete karşı mukavemet gösterebilecekleri zannıda bulunan kimselerden bahsetmiştir. Başvekil demiştir ki: Bu gibi tarihin merdanesı onların Uzerinden geçecek ve Almanya onlara rağmen doğacaktır. Bu büyük millet hiçbir zaman ebediyen parya halinde kalmıyacaktır. Bilâkis, biz parya olduğumuz histini taşıdıkça parya kalaeağız. Fakat memleketimiz dahilinde esaret boyun • duruğundan kurtulduğumuz gün Almanya hariçte hukuk müsavatını istirdat edecektir. Hükumet geniş bir programi tatbik mevkiine kovmak tasavvurunda dır. Fakat bu program bir iki gün zarfında tatbik olunmaz. Dört sene ister. Hükumet iktidar mevkiine geleli bir sene olmuştur. Bu kısa zaman zarfında işsizler miktarının 1,200,000 eksilmiş olduğu gurur ile kaydedilebilir. Yalnız hükumet iş • sizliği tamamen ortadan kaldırmaktan ibaret olan gayesini tahakkuk ettirmeden rahat, dinlenme nedir tanımıyacak, çalışacaktır.» tstediğimiz şey, amele, bur juva, proleter, cumhuriyetçi, salta • natçi, katolik, protestan, memur, müstahdem, patron ve. s. den mii rekkep ve kat'iyyen bozulmaz bir birlik vücude getirmektir. O zaman Almanların kendi memleketlerinde serbestçe yaşamaları imkânı hâsıl ola • caktır. O zaman kendi hesabımıza neslimızin borcunu ödemiş olacağız ve neslimiz vicdant müsterih ve bizden sonra geleceklerin muahazesinden masun olduğu halde ölecek olanlann me • zarlarına şu kitabe yazılabilecek tir: «Çetin dürüşt, gönül hatır tanı maz kimselerdi, fakat halis Almandılar!.» Ecnebi bîr dostu Kaybediyoruz [HEM iktısadî program Elifi öldürmedikçe... İNKARA MEKTUPLARl .,#ı »».. r NALİNA MIHINA Ankarada çalışmağa başhyan heyet şef lerinden Mr. Sammervil memlekete dair malumat topluyor Ankara 18 (Hususî) tktısat Vekâlet; tarafmdan memieketin umum; ahvali iktısadiyesini tetkik etmek ve alınmajı lâzım gelen tedbirler hakkında hükumete bir rapor vermek ü zere Amerika dan bir mütehassıslar heyetinin davet edildiği malumdur. Bu heyetin miidür muavini olan Mr. Samervil iki haf "mnlmım«lılllWllllltllllMIHf|W|inilHllllllllllimmımnılHl«»« Selânikte Intihap nıücadelesi M. Papanastasyu hükumete şiddetle hücum etti Atina 19 (Hususî) Selânik halkı tarafmdan M. Papanastasyu ve M. Sof • yanopulosa yapılan hararetli istikbal Âhrar ftrkasına olan merbutiyeti gös <ermek itibarüe hususî ehemmiyeti haizdir. tki liderin notkunu bmlerce kişi îdinlemiştir. Reisicumhur Hazretlerinin 6azianteplilere iltifatlan Gaziantep 19 (A.A.) Reisicumhur Hazretlerinin, Ankarada bulunan belediye reisimizi kabul buyurarak memleketimizin kahra1 manlık ve tarihinden sitayişkâ • rane bir lisanla bahis ve halkıtnıza selâm ve iltifatlarınm tebliğini arzu buyurdukları öğrenilince coşkun bir sevinçle şehir kâmilen donatılmıştır. Saat onda belediye önünde on binlerce halk karşısında buna ait telgraf şiddetli alkışlar arasmda okunmuştur. Fırka vilâyet reisi ömer Asım Bey bu teveccühün kıymetini izah ede • rek arzı teşekkür edilmesi teklifinde bulunmuş ve bu teklif alkışlarla kabul edilmiştir. Şehrimiz bayram yapıyor. Fransanm Tür • kiye sefareti ata • şemiliteri Kolo nel Saru tekaü' olmuş, yerine kaymakam Moris dö Kurson dö Vi . enöf tayin edil mişti. Kolonel Saru bu aksam mem • leketme avdet e decektir. M. Saru Türk Ieri çok seven ve kolonel Saru türkçeyi pek iyi bilen bir Fransız as keri ve Türkiyeye bir asra yakın bir zamandanberi iktısadî rabıtalarla merbut olan bir ailenin çocuğu idi. Am calanndan ikisi 1854 senesinde Fransız ordusile beraber Krim harbine iş tirak etmisti. Babası ve büyük kardeşi nafıa mühendisi olarak Osmanlı İm paratorluğunun şimendifer idaresinde çalışmıştır. Kolonel Saru ilk tahsilini İstanbulda Yüsekkaldınmda Sen Benua Fran•»ız Hsesinde yapmış ve bilâhare Fransaya giredek zabit olmuştur. 1904 senesinde jandarma tensikatma memur olan Fransız mütehassıs heyeti ile bir • likte Türkiyeye gelerek bir müddet Makedonyada bulunmuştur. M Saru o L zaman tttihat ve Terakkinin yaphğı genç Türk inkılâbmı yakmdan takip ve tesvik eden Türk dostu ecnebilerden biri idi. Mr. Sammervil Ankarada iş baştnda... retle elde edeceğimiz malumatı bir tetkik seyahati esnasında yapaca ğımız müsahedelerle takviye ettikten sonradır ki memleketinizin ik tısadî şeniyetlerine nüfuz etmiş olabileceğiz. Bu tetkikattan hükümler çıkarmak ancak birinci safhanın hitamından sonra mümkün olabilir. Şimdi herşeyden evvel hanei noktaları tamik etmek lâzım geldiğini, eksik «lan malumatın neierden ibaret olduğunu arastırmakla mesıu • lüz. Bunu geniş bir çerçeve dahilinde yapmağa mecburuz. Meselâ memleketin tabiî coğrafyasını, iklimini, ziraat şartlarını, sanayimi, madenlerini, ormanlarını, pazarlarını, nakil vasrtalannı, kredi mekanizma sını, haricî ticaretmi ve devlet ma • liyesini bütün teferrüatile tesbit emek icap ediyor.» Söz arasmda Her Mollerin ve M. Ristin raporlarının da diğer bir çok vesaik meyanmda mütehassısa tevdi edilmiş olduğunu öğrendik. Daha sonra bahis Mr. Hinesin şahsiyetine mtikal etti. Mr. Samer • vilin verdiği malumata göre Mr. Hines Amerikanın maruf iktısatçı larından Reisicumhur M. Ruzveltin yakın dostlarındandır. Umumî Harp esnasında Birlesik Amerika Dev • letleri ülkelerindeki şimendifer şe • bekesini idare etmis ve «Umumî Harp*e Amerika şimendiferlerinin tarihl» namile bir eser yazmıştır. Mumailevh Avrupaca da tanmmış bir iktısatçıd'ır. Milletler Cemiyeti tarafmdan Ren ve Tuna nehirlerindeki seyrisefainin azalmasi esbabını tet» kike memur edilmis ve bu esn»da bilhassa Tuna merfleketlerinin ik tısadîyatmı tetkik etmiştir. Bir müdde sonra gene Milletler Cemiveti tarafmdan nehirler üzerindeki nak livattan mütevellit ihtilâfatın halli için "hakem tavin edilmistir. Mr. Hines hakkında kaydc de • Ser mühim bir nokta da Mister Ruzveltin Cumhurreisi intihap edilince Amerfkanm iktısadî sivasetinin ne olması lâzım geleceği hakkında kendisinin «nütaleasını almış olma • sıdır. Bu suretle gerek heyetin calısma tarzı ve gerek Mr. Hinesin sahsiveti etrafinda hayli malumat edindikten sonra Mr. Samervil ile asıl mevzaa gelmekte eecikmedik. Fakat ^u ı*»fa soran ve öprenmek istiyen Mr. Sanjervîlfidi. Cnlıstığı mevzularda az çok <Hkkate lâyık olan her mütalea ve fikri ehemmivetle dinlemek i*tediğini «?ordÜ2Ümüz mumailevh. böv. lece, bize ivi bir anketçi olduğunu da gostermN oldu. Mükâlememiz memlekptimirin ktısadî meselelerinin birinden <'î5e rine sererek dfvara ediyordu. v e <a ^> ha da bir hayli deva»n edebilirdi. Fakat nazik ve sevrmli muhatabı mizın kendisi kadar memlek^timir hesabına da kıymetli olan saatlerini işfral etmemek icin müsaadesini istedîk ve muvaffakiyet temenni ederek aynldık. ALİ SÜREYYA ı \ M. Papanastasyu ve Sofyanopulos alkışlarla inkıtaa uğrıyan nutuklannda hükumetin mühim memleket meselele rini karşılıyacak vaziyette olmadığını efkân umumiyenin şiddetli galeyanım samimî ve fedakârane mesai ile tatmin edecek yerde caniyane fiillere tevessül ettiğini söylemişlerdir. Papanastasyunun hitabesmin so nunda ahali Venizelos ve Plastiras şerefine yaşasm diye bağırmışlar ve hü kumeti kahrokun caniler nidalarile tel'in etmislerdir. M. Papanastasyu geceleyin gazete cilere beyanatta bulunarak Selânikte gördüğü hüsnü kabulden memnuniye • Belgrat 19 (A.A.) Stefani A • tini izhar etmiş ve intihabat neticesinin jansı bildiriyor: Haber verildiğine Yunanistanın şerefme sürülen lekeyi tegöre Zagabriada tes'it edilen «Adrimizliyeceğini ilâve eylemiştir. yatik günü» münasebetiie şehrin Muhalefet, Harbiye Nazın Kondilisin tnuhtelif sokaklannda yapılan geçit hifakçuyane hareketinden dolayı asa • resminde, (Kahroisun ttalya, kah • rolsun Musolini, tzonzoya kadar hubileşerek Başvekili, ya Kondilisin beyadudun yeniden tetkikini istiyoruz.) natmı reddetmeğe veya bütün mes'u • liyeti uhdesine alarak bunları tensip et diye bağinşmalar olmuştur. tiğini bildirmeğe davet ediyor. ttalyan gazeteieri, ttalya alevhinde olan bu haberleri verirken ItalMühim ifşaata Intizetr edîliyor yanın Avrupamn sulh ve intizammı Atina 19 (Hususî) Mülâzim (Labozabılecek her türlü teşebbüslere üyaninin dostu M. Abazanidis bugün mâni olmağa hazır bulunduğunu istintak hâkimine ilk defa ifadesini vekaydediyorlar. recektîr. Bu ifade tahkikata yeni istikametler vereceğinden ehemmiyetli telâkki ediliyor. Mevsuk malumata göre AAnkara 19 (Telefonla) Deniz yo) bazanidis ifadesmde suikastte zimethal lan inşaat reisliğine reis muavini Razi siyasî sahsiyetlerin isimlerini söyliye • Bey taym olunmuştur. cektir. Mvhtelif liderler neler söylediler?. Yugoslavyada ttalya aleyhtarlığı «Adriyatik günü» tesit edilirken nümayisler oldu Deniz yolları inşaat reisüği Eski sanayi ofisi miidürü Ankara 19 (Telefonla) İlga ediIen sanayi ofisinin müdürü Şerif Bey Ziraat Bankası sanayi müşavirliğine tayin oluntnuftur. Ankara San'at mektebinde serg Ankara 19 (Telefonla) Ankara San'at mektebinde yartndan itibaren mekiep talebeshun vücude getirdikleri eserler sergi halinde teshir edilecektir. tadanberi Ankarada i*e başlamış, bulunmaktadır. Heyetin reisi Ame rikan iktısatçılarından Mr. Hiens ise temmuz iptidalarında Nevyorktan hareket edecektir. Maamafih Mr. Hiens burada çok kalmıyarak memleket iktısadiyatının tetkiki için arkadaşlan tarafmdan yapılmış olan ilk hazırlıkları gözden geçirdiken sonra toplanacak malumatm esaslı terkip ve tahlilmi bizzat yapmak ve bunlardan hükümler çıkarmak için tekrar gelmek üzere Amerika ya dönecektir. Mütehassıslar heyetinin deruhte ettiği işin bizim için haiz olduğu ehemmiyet meydandadır. Çünkü heBu Türk dostu Fransız zabiti meşyet raporile gelecek seneler zarfınrutiyetten sonra bir kere daha jandar da millî iktisadiyatımın genişletmek ma tensikah için tstanbula gelmiş, E • ve ilerletmek için takip edilecek dirne, Ankara, Kastamonu ve Bursa vi proğramı çizecekfir. Bu proğramın lâyetlerinde jandarma ıslahatı için ça nasıl bir program olacağı şu daki • lışmış ve jandarma mektepleri müfettiş kada bizzat heyet için de meçhul liğinde bulunmuştur. O zaman orman dür. Maamafih, onun, an« hatlan jandarma teşkilâtı yapılmasım hüku ve istikameti daiıa millî cidalin ilk mete teklif ederek kabul ettirmişti. Hü günlerinden Hibaren ilân ediimiş kumet bu teşkilâta kendisini memur et olan millî iktisat siyasetimizin he mişse de o sırada Umumî Harp çıktı deflerme bir an evvel varabilmek ğmdan bu teşkilât yapılamamış ve M. için tevessül edilmesi icap eden a Saru da memleketine dönmüştür. Bun melî çareleri, memlekette vücut verdan sonra mütarekede Jeneral Folon mek istediğimiz tnüvazeneli ve a ile birlikte gene jandarma işlerinde çahenkli iktısat si»teminin kuruluşunu lışmıştır. 1921 de Franklen Buyyon imümkün kiimak ve ona devamlı bir le birlikte Ankaraya giderek millî hüinkişaf temin etmek için hatır a ge > kumetle ilk itiiâflann hazırlanmasına Len.pck <;ok tedbirlerden hangileri • istirak etmis, Fransızlann işgalinde bunin nasıl ve hangi sıra ve tertip dalunan Anadolu ve havalisinin tahliyehiKnde tatbik edileceklerini göste • sinde bir hâdiseye meydan verilme ren tatbikî mahiyette bir program mesi için çok hizmet etmiştir. Izmirin dan başka bir ş«y olamıyacağı füpistirdadından sonra gene Franklen Buy hesizdir. Böyle oimakla beraber işin yon ile birlikte Mudanya mütarekesi • gerek onu hartrlatnak ve gerek tatnin esaslan üzermde çahşmıştır. bik etmek noktasından ehemmiyetinin azalmış olamıyacağı da tabiidir. 1925 te Fransanın Türkiye CumhuÇünkü güçlük bir millî iktısat bünriyeti nezdmdeki ilk elçisi olan Alber yesinin inkişaf istikametlermi tayin Saro ile tstanbula gelerek ataşemHiterlik etmekte değil, onun nasıl tahakkuk vazifesini deruhde ve bu vazifeyi sekiz ettirilebileceğini yanılmadan gö« sene ifa etmiştir. Kendisi 39 seaelik as terebilmektedir. dir. Bu itibar ile Amerikalı mütehasKolonel Saru Türkiyede dürüst bir assıslar heyetmm meşgul olduğu bu ker, centilmen ve dost bir ecnebi ha mühim işle yakından alâkadar olatırası bırakarak gidiyor. Kendismden ayrak Mr. Samervil ile gorüstük. nlırken teessürlerimizi bildirmeği ve Kendisini ziyaret eftiğimiz sırada Kolonele iyüikler temenni etmeği vamillî bankalarımızdan birmm son zife sayanz. bilânçosu üzerinde çalışmakta olan Amerikalı müte'hassıs, bu alâkamızı çok tabiî bulmakla beraber işe yeni başlamış olmasından dolayı bize müBursa 19 (Tele.>nla) Yeni Vali fit olamıyacağmdan müteessif ol Zeynelâbidin Bey bugün geldi. Kendisini duğunu kaydertikten sonra dedi ki: Belediye reisi Muhittin, Mektupçu Şev« tşin henüz başlangıcındayız. ket Beyler Karaköyden karşdadılar. O kadar ki tetkik edeceğimiz tnev zuların bütün teferrüatını ihata e den bir fihristini bile daha tamam lıyamarmş bulunuyoruz. Bir mem leket iktısadiyatınm bütün şubele rini tetkik etmek iki hafta gibi kısa Nüshası 5 Kuruştur bir zamana sıirmıyacak genis ve büyük bir iştir. Daha uzunca bir müd\ TurkiyJ Hariç det icmdeki meşguliyetimiz bizzarur memleketin umumî ve tabiî şartla nna, Türk millî iktısadınm muhte Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. lif snbelerine ait malumat toplama1450 Alhayhk 750 ğa, bu malumatın noksan veva müp800 Üç ayhk 400 hem cihetleri hakkında alâkadar yoktur Bir aylık 150 hükumet müeueselerinden izahat almağa münhasır kalacaktır. Bu su ani bir hikâye vardır: Bir köyde çocuklar mektepten ve hocadan bıkıp usanmışlar. Ah şu mektep bir yan sada kurtulsak diye dua ederlermiş. Günün birinde mek tep yanmış; fakat çocukları daha kötü bir binaya so kup oradaokutmağa başlaınışlar. Mektebin yanmasından birşey cıkmadığını gören çocuklar bu te fer de, ah hoca ölse de kurtultak diye duaya başlamışlar. Tesadüfen bir gün hoca da ölmüs, fakat yerine başkası, bu defa daha sert bir hoca gelmiş.. Hocanın ölü münden de birşey cıkmadığını gören çocukların biri: Su elifi öldürebiliyor mu • yuz? Onu öİdürmedikçe kurtu • lus yok, demiş! Peyami Safanın kitap cehen • neminde Kemal Zaim Beyin Fi* zik kitabını yakmak istiyenlerin çoğaldığım görünce, elifi öldür mek istiyen köy cocuklarının hi kâyesini hatırladım. Reklâmomani! azhar Osman Bey dos • tumuzun galiba tımar • hanedeki işleri azalmış olacak ki «İstanbul Seririyatı» ismindeki tıbbî ve fennî mecmuasında gazetecilere hücum ediyor. Dünkü nüshamızın yeni eserler sütununda «gazeteciler aleyhine yazı okumak istiyenlere tavsiye » deriz» cümlesile reklâm ettiğim bu mecmuanın o yazısını oku * yan bazı arkadaşlar hiddetlendiler, bence hiddete hiç lüzum yoktur. Doktor, her vesile ile kendir.e reklâm yaptırmağa, kendinden bahsettirmeğe bayılır. O kadar ki «Reklâmomani» diyebileceği • miz tedavisi Bakırköyünde bile gajrikabil asabî bir hastalığa müptelâdır. Onun için üstadı hoş ve mazur CVr MAHMUT YESARİ Tipi Dindi ROMAN Son zamanların levkle okunacak en güzel eseridir. Fiatı yalnız 65 kuruştur. tstanbulda: Bütün kitaphanelerde. Beyoglunda Haş«t kitapha • nesinde. Ankarada: Akba kitap evle • rinde bulabilirsiniz. Taşradan arzu edenler kita bın bedelini posta ile veya posta pulu olarak mektuba leffen pöndermelidirler. Kendilerine derhal ve posta ücreti alın.'na • dan irsalât yapılacaktır. Yeni Bursa valisi Cumhuriyel şeraiti) S'oarişlerniz için (Matbaacılık ve neşriyat TOrk Anonim şirketi; istanbul) adresine müracaat ediniz. lanm evine damlamağa karar ver • dim. Avukat muvaffakiyetrmi te menni ederek beni kucakladı, hatta öpüştük. Vallahi, dedi, gözlerimin ağ • rısı bile geçti. Geçer zâhir, dedim, ben artık hayatta muvaffakiyetin sımnı bili • yorum. Zorbalara karşı zorbahk söküyor. Artık ben o *ski sessiz, uysal, mülâyim genç değilim. tcap ederse bir kadının boğazına sarılmalı, bir avukatın gözlerine parmak sokmalt ve bir Mollaya sahte bıçak çekmeli! Cebimden kâğit keseceği çıkararak bir kahkaha attım: Şuna bir kılıf geçireyim, ka • madan hiç farkı kaknaz. Mollaya sapını göstersem kâfi. Sen benim ona ne kıyafetle gideceğimî bir görsen Avukat gülerek sırtımı sıvadı. Büyük bir şevk ve iştiha ile handan çıktım ve evvelâ kâğıt keseceğe mükemmel bir kılıf aradım. Mabadi var MiUt tefrikamtz : 93 Yazan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! Zira Herşeyden evvel mesleğinin â şıkt bir herifim. Neydi o söylediğin sey? Sahiden beni Müddeiumumiye sikâyet ettin mi? Evet, fakat evvelâ sikâyet oIarak değil; sonra da Umini söyle • medim. Allah aşkına!. Yemin ederim. Âlâ. Fakat onu söyliyecektim. Başka avukat bu işin içinden çıkamaz. Malum ya, bir mütevelli meselesi var. Şakir Molla ilâmın ve senetlerin üstüne oturmuş. Yeni baş • tan büvük bir dava lâzım. Bu hikâ • yeyi bîliyorsun değil mi? Kevser Hanımdan yüz defa dinledim, fakat hâlâ aklım ermedi. Gene de ermez, Anlatma. Zaten kafam kazan gibi. Yalnız onu söyle: Neden bu işi başka avukat beceremez? Becerir ama uzun sürer. Belki de beceremez. Molla evrakın üstüne oturmasaydı en küçük avukat bile bu meseleyi iki ayda çıkarır ve elli bin lirayı Evkaftan çatır çatır ahrdı. Ben şöyle bir kabardım: Demek iş Mollada. Peki, niçin evraktn üstüne oturuyor? Paranın üstüne otucmak için. Biliyor ki dava uzun sürecek. Belki bîz gevşeriz de onunla ufak bir paraya sulh oluruz. Ben araya girmeseydim Molla Kevser Hanımı çok tan... Yumruğumu masanın üstüne vu rarak avukatın sözünü kestim: Ben bu heriften evrakı alaca ğım diye bağırdım, hem de bu ak şam! Avukat, «nasıl ?> der gibi yüzüme baktı. Alacağım, hem de bu akşam! diye tekrar ettim, perilerim üstümde iken yapanm. Yani senin prensi • binle! Herifin tepesine dikilip gö zünü yıldırarak! Avukat biraz düşündü ve tasdik makamında başını salladıktan sonra: Bak bu olujr, dedi, sen yapar sın, diyeceğim yok. Mollayı iyice bir korkutursan evrakı verir. Zaten herifte kalp nastalığı var. Urkektir. Telâşa, çarpıntıya gelemez. Hele bana yaptığın gibi parmaklarını gözlerine daldınrsan Avukat gülüyor ve gözlerini uğuşturuyordu. Oldu bu, aldım, evrakı cebimde biliyorutn. Parmak değil... Bu sefer başka bir usul... Yazı masasının üstünde duran ve tam bir bıçak şekltnde sedef kak mah siyah saplı kemikten bir kâğıt keseceği elime aldım: Bunu bana ver, kâfi, dedim. Simdi sokakta ben buna bir kılif uydururum. Bıçaktan farkı olmaz. Herifi korkutmak için kâfidir. Polise düşsek bile teşhrri silâh değüdir. Avukat bu sefer kahkahalarla gülüyordu: Eğer, dedi, su Molladan ilâmı ve senetleri alabilirsen şaşat kalı rım. Kâğıt keseceği cebitne yerleşti rerek: Göreceksin, dedim, alacağım ve bu paraları kurtaracağız. Sana da gene avukatlık hisseni vereceğim. O bir şey değil. Benim parada gözüm yok. Fakat dikkat et ha .. Başına bir... Aldırma... Hicranın uğrunda her tehlikeye atılırım. Yalnız sen ba na şu vakıf işini kısaca anlatabilir misin? Hay hay, dur sana dosyayı çıkarayım. Avukat, bitişik odaya gitti ve e linde bir tomarla geldi. masanın üstüne bir sürii kâğıtlar yaydı ve bana kanşık bir vakıf meselesini mümkün mertebe kısa ve vazih bir surette anlattı. İşi gene tamamile kavrıya madımsa da, Molladan ilâm ve iki senet alındığı takdirde, uzun bir davaya ve bir çok şahitlere, keşiflere, bir şeylere lüzum kalmadan büyük bir servet ele geçeceğine aklım kesmişti. Avukat bu davayı kazanırsa imiş, Kevser Hanımdan yhmi bin lira vekâlet ücreti alacakmış. Bu evrakı ele geçirdiği takdirde yirmi bin li ranın on iki binini ben, sekiz binini kendisi almak ve bir daha bizimkilerin semtine uğramaması şartile uyuştuk. Mollanm adresini aldım. Fatihte oturuyormuş. Hazır iradem, cesaretim, taşkınlığım üzerimde ve ok yaydan çıkmak üzere iken bu kabadayilığı da yapmağa karar verdim. tş ertesi güne kalırsa belki üstüme bir rehavet, bir gevşeklik ve pısı rıklık çöküverdi. Hemen o akşam Mol

Bu sayıdan diğer sayfalar: