Cumharîyet Kurtuluşun ikinci manzarası : = Dil anketi =•• 64 üncii liste Ankara 17 (A.A.) T. D. T. Cemiyetinden verilmistir: Karsılıklan aranacak arapça ve farsça kelimelerin 64 No. lu listesi şudur: : 7MES'UÜYET 1MERHEM 1 8MEStRE 2MESAFE : 9.MEŞGUÜYET 3MESAHA 110MEŞREP 4MESLEK İUMEŞRU SMESKENET \l2MESRUHAT 6MESKON \13MEZ1YYET Ya istiklâl, ya ölüm! (Btrind sahıfeden mabait) dufunu görmekle dilhun, gözleri önünde derinlesen karanhk felâket uçurumu kenarıida dimasları çare, carei Kalâs aramakla meşgul.. Burada, pek mühim olan, bir noktayı da kayit ve izah etmelidir. Millet ve ordu, padisah ve halifenin hiyanetinden naberdar olmadığı gibi o ırtıama ve o makamda bulunana karşı asırlann kökleştirdiği dinî ve an'anevî rabıta iarla muti ve sadık. Millet ve ordu çarei halâs düsünürken bu mevrus itiya dm aevkile kendmden evvel makamı muallâyt hilâfet ve saltanahn halâs ve masuniyetini düşünüyor. HaJife ve pa«iişahaz hayatın manasuu anlamak istidadmda değil.. Bu akideye muhallf, rey ve içtihat izhar edeceklerin vay haiine! Derhal dinsiz, vatansız, hain, merdut olur.. Diğer mühim bir noktayı da ifade etmek lâzımdır. Çarei halâs ararken, tn giltere, Fransa, İtalya gibi düveli mu azzamayı giicendirmemek esas gibi telâkki olunmakta idi. Bu devletlerden yalmz birile dahi başa çıkdamıyacağı vehmi, hemen bütün dimağlarda yer etmisti. Osmanlı devletinm yamnda, koskoca Almanya (Avusturya • Macaris tan) varken hepsini birden mağlup e den, yerlere seren ttilâf kuvvetleri kar • sısntda, tekrar onlarla husumete miin • cer olabilecek vaziyetler almaktan daha büyük manhksızlık ve akdsızlık olamazdı. Bu sihiMyette olan yahuz avam değildi; bilhassa havas, denilen msanlar böyle düşunüyordu. O halde çarei halâs ararken iki şey mevzuu bahsolmıyacakh. Bir defa tti • lâf devletlerine karşı vaz'ı husumet a • Immıyacaktı ve padişah ve halifeye canla başla merbut ve sadık kalmak şarb esasî olacaktı. Şimdi efendiler; müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım, bu vaziyet ve şerak karşısmda halâs için, nasıl bir karar varidi hatır olabilirdi? tzah ettiğim malumat ve müsahedata göre üç nevi karar ortaya atdmışh. 1) incisi tngiHere himayesini talep etmek. 2) incisi; Amerika mandasmı talep etmek. Bu iki nevi karar sahipleri, Osmanh devleh'nm bir kül halinde muharazasım düşünenlerdL Osmanlı menudSdnm muhtelif dev]#tl*r]»eyninde taksimin den ise kül halinde bir devletin tahh hhnayennde bulundurmağı tercib edenlerdi. 3) öncu karar, mahallî halâs çarelerîne matuftu. Meselâ; bazı nuntakalar, kendilerinm Osmanh devletinden fek • kedîleeeği nazariyesine karşı ondan ayrılmamak tedbirlerine tevessül ediyor. Bazı mmtakalar da Osmanlı devletmin imha ve Osmanlı memleketlerinfn taksim olunacağını emrivaki kabul ederek kendi başlannı kurtarmağa çahşiyor lar. Bu üç nevi karann esbabı mucibesi vermis olduğum izahai meyanmda mevcuttur. Efendiler; ben, bu kararların hiç bi rinde isabet gormedim. Çünkü, bu kararların istinnt ettiği bütün deliller ve mantıklar çürüktü, esassızdı. Hakikati halde, içinde bulunduğumuz tarihte; Osmanlı devletinin temelleri çökmüş, Ömrü tamam olmuştu. Osmanlı mem leketleri tamamen parçalanmışh. Ortada bir avuç Türkün banndığı bir ana yurdu kalmıştı. Son mesele, bunun da taksimlni teminle uğraşılmaktan iba retti. Osmanh devleti, onun istiklâli, padisah, halife, hükumet, bunlar hepsi medlulü kalmamış bir takım bimana elfazdan ibaretti. Nenin ve kimfn masuniyeti için kim • den ve ne muavenet talep olunmak istemiyordu? O halde ciddî ve hakikî karar ne olabilirdi? Efendiler, bu vaziyet karşısmda bir, tek karar vardı. O da hakimiyeti mil liyeye müstenit, bilâkaydü şart müstakil yetti bir Türk devîeti tesis etmek! İjte, daha, İstanbuldan çıkmadan evvel duşündüğümüz ve Samsunda Anadolu topraklanna ayak basar basmaz tatbikahna başldıfımız karar, bu karar ohnustur. * ** Bu kararm istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas; Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak istiklâli tarnme malikiyetle temin olunabilir. Nekadar zengin ve müreffeh olursa o!sun istiklâlden mahrum bir millet, beşeriyeti mütemeddine nıuvacehesinde usak olmak mevkiinden yiiksek bir muameleye kesbi liyakat eEcnebi bir devletin himaye ve sa habetini kabul etmek iıjsanlık evsafmdan mahrumiyeti, aciz ve meskeneti itiraf tan başka bir şey değildir. Filhakika bu derekeye düşmemiş olanlarm istiyerek baslarma bir ecnebi efendi getirmeleri•e asla ihtimal verilemez. Halbuki Türkün haysiyet ve izzetmefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evlâdır! Binaenaleyh, ya istiklâl ya ölüm! fşte halâsı hakiki istiyenlerin parolası bu olacaktı. Bir an için, bu karann tatbikahnda ademi muvaffakiyete düçar olunacağını farzedelim; ne olacakb? Esaret! Peki efendim. Diğer kararlara mu tavaat halinde neb'ce bunun ayni değil miydi! Şu fark ile, ki istiklâli için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinm icabı olan bütün redakârlığı yapmakla müteselli olur ve bittabi esaret zincHini kendi elile boynuna geçken miskin, haysiyetsiz bir miUete nazaran yarüağyar nazarmdaki mevkü farklı olur. Sonra; Osmanh hanedan ve salta natının idamesine çakşmak, elbette, Türk milletine karşı en büyük fenalığı i&lemekti. Çünkü millet her türlü fedakârlığı sarfederek istiklâlini temin etse de, saltanat devam ettiği takdirde, bu istiklâle müemmen nazarile bakılamazdı. Arbk, vatanla, milletle hiç bir alâkai vicdaniye ve fikriyesi kalmamış bir sürü mecaninin, devlet ve millet istiklâl ve haysiyetmin muhafızı mevkiinde bulundurulması nasıl tecviz olunabilirdi ? Hilâfet vaziyetîne gelince; ilim ve fennin nurlara müstağrak kıldığı haki kî medeniyet âleminde gülünç telâkki edihnekten başka bir mevzuu kalmış mıydı? Görülüyor, ki verdiğimiz karann tatbikatım temin için henüz mflletm ünsi yet etmediği meselelere temas etmek lâzım geliyordu. Umumca mevzuu bahsolmasmcia azim mahzurlar tasavvur oolunan hususlann mevzuu bahsolma • sında zarureti mutlaka bulunuyordu. Osmanlı hükumetine, Osmanh padi şahına ve mü«'iminin halifesine isyan etmek ve bu Türk milleti ve orduyu isyan etthmek lâzım geliyordu. Türk ata yurduna ve Türkün istiklâline tecavüz edenler kimler olursa olsun onlara bütün milletçe müsellâh»; mukabele ve onlarla mücadele eylemek icap ediyordu. Bu mühim kararm bütün icabat ve zaruriyahnı ilk günânde izhar ve ifade etmek, elbette musip olamazdı. Tatbi • katı bir takım safhalara ayırmak ve vakayi ve hâdisattan istifade ederek milletin hissiyat ve efkânnı ihzar eylemek ve kademe kademe yürüyerek hedefe vâsıl olmağa çalışmak lâzım geliyordu. Nkekim öyle ohnustu. Ancak 9 senelik ePal ve icraatımız bir silsilei manhkiye fle mütalea olunursa, ilk günden, bugüne kadar takip ettiğimîz istikameti umutniyenin ilk karann çizdiği hattan ve teveccüh eylediği hedeften asla inhiraf eylememiş olduğu kendiliğinden tebarüz eder. Burada, zihinlerde mevcut olması ihtimali bulunan bazı tereddüt düğümlerinin, çözülmesini teshil için, bir hakikati beraber müşahede etmeliyiz. Tezahür eden millî mücadele, haricî istilâya karşı vatanın halâsını yegâne hedef addettiği halde bu millî mücadelenin muvaffakiyete iktiran ettikçe safha safha bugünkü devre kadar iradei milliye idaresintn bütün esasat ve eskâlini tahakkuk ettirmesi tabiî ve gayrikabili içtinap bir seyri tarihî idi. Bu mukaddem seyri tarihiyi an'anevî itiyadatile, derhal ihtisa* eden hanedanı hükümdarî ilk andan itibaren millî mücadelenin hasmı biamanı oldu. Bu mukadder seyri ta • rihiyi ilk anda ben de müşahede ve ihtisas ettim. Fakat nihayete kadar şamil olan bu ihtisasahmızı ilk anda kâmilen izhar ve ifade etmedik. Müstakbel ihti • malât üzerine fazla beyanat, giriştigimiz hakikî ve maddi mücadeleye, hayalât mahiyetini verebilirdi; haricî tehlikenin yakm tesiratı karşısmda, müteessir o • lanlar arasmda, an'anelerine ve fikrî kabiliyetlerine ve ruhî haletlernıe mu • gayir olan muhtemel tahavvülâttan ürkeceklerm ilk anda mukavemetlerini tahrik edebilirdi. Muvaffakiyet içm amelî ve emin yol her safhayı vakti geldikçe tatbik etmekti. Milletrn mki şaf ve itilâsı için selâmet yolu bu idi. Ben de böyle hareket ettim. \c 18 Mayıs 1933 Gümriik muharebesi Bir çok memleketler gümriik resmini artırdılar, pek çoğu da ithalâtı tahdit ettiler Bir çok memleketlerm ithalât eşyasma karşı kayitler koyduklan malum dur. Ihracat Ofisi, ihraç emteannzı aIâkadar etmesi itibarile, bu takyidatı gösterir bir broşür hazvrlamıştır. Broşüre nazaran Avusturyada bir çok esyanm gümriik resimleri artmlmıstır. Bir çoklarmın ithali memnudur, bir kısmt için de evvelden müsaade almak lâzımdır. Bunlardan bizi alâkadar edenler taze meyva ve tütündür. Almanya bazı tahdidat koymuşsa da ihraç maddelerimizi fazla alâkadar et memektedir. Arabistan, Filistin ve Efgamstan, Lübnan, Şili, Arnavutluk ve Aroerikada tahdidat yoktur. Belçikaya azotlu maddelerin ithali memnudur. Tereyağ, et ithali tahdit edilmiştir. Bahk kontenjana tâbidir. lpekli eşya ithali için mtisaade almak lâzımdr. Brezilya ithalât eşyasmm gümriik restmlerini artırmışhr. Arjantm de gihnrük resimlerini umumiyetle tezyit et • miştH". Bulgaristanda bir çok eşyanm ithali millî bankarun müsaadesine tâbidir. Bunlardan bizi alâkadar edenler şun • lardv: Her nevi bahk, her nevi kereste, taşiar, havyar, hun deri, ham ipek, ham yün, kıl, pamuk, ve mamulâh... Bulgaristana Hhal edilecek sanayie roahsos iptidaî maddelerin gütnrük resimleri de artınhnısbr. Fransa ve Cezairde ithalât konten jan tâbidir. Paralan kıymetten düşen memleketler için hususî gürarük re^kn • leri vardır. Çekoslovakyaya, memleketm mfib • rem ihb'yacından ohruyan eşyayı Hhal edebUmek, evvelden müsaade almağa bağlıdır. Fmdık ve incirlerimizm Çe • koslovakyaya ithali hiç bir kayde tâbi değildir. Dövizleri de verilmektedir. Danimarkaya Hhal edilecek bir çok eşya içm döviz komisyonundan izin almak lâzımdır. Bunlardan bizi alâka • dar eden halıdır. Polonya ve Danzig te bir çok mad delerin gümriik Hhal resimlerini te* • yH ebnişlerdir. Hindistanda gümrük rüsuma değiş • miş, Ingiltereye umumî bir gümriik tarifesi konmuştur. tranda haricî b'caret mhisara tâbi dir. tspanya ile aramızda mukavele ol duğundan Türiayeden ihraç edilen mallarm dövizleri verilmektedir. tsveç gümrükleri arbnnışbr. tsviçre bir çok eşyanm gümruk res • mini arbrdığı gibi, kontenjan da koy • muştur. Bunlardan memleketimizi alâkadar eden yalnız halıdır. ttalya gümrüklere yâzde 15 ntsbetinde zam yapmıştır. Japonya, Kanada, Norveç hükumetleri gSmrük resimlerini artmmslardır. Kontenjan sistemmi tatbik etmeği de düşönmektedirler. Kıbnsa ithalât içm tahdidat yok tur. Mtsa da aşağı vukan ayni vazi • yettedir. Portekiz hükumeti Hhalâbm tahdit etnaş, gümruk resimlermi de jgâzd* 20 derecesinde arbrmiftv. Litvanya da güıuıük resimlerini arhrnuştır. Macarittana ihraç edilcoek bir çok eşya içm evvelden müsaade almak lâ zımdn. Bunlar arasmda memlekeb'mi zi alâkadar edenler şunlardv: Kuru incir, fmdık, meyva ve hak. Romanyaya bir çok esyanm it'#.K de ticaret ve sanayi nezaretinden izin almağa bağhdv. Yugoslavya tahdidat koymamış, fakat inhisar albnda olan tuz, tütün, sigara kâğıdı, petrol ve benzin gibi «syarnn hhaüni menetmişts. Yunanistanda ithalât kontenjana tft • bidir. Küçük ve büyük Irasaphk bay • vanlar, kümec bayvanJan, yunfcırta, mangal kömürü, odun, kuru sebze, sahire, taze balık, lâkerda, çiroz, taze meyva ve diğer bazı eşya Yunan ban • kasntnı müsaadesüe ve yöıde yüz Yunan mahsulüe takas yapıfanak şartile Hhal edilebilir. Bu akşamki Istanbul radyosu 18 gramofon plâklan neşriyah18,3 " fransızca ders (ilerlemiş olanlara) 19 alaturka saz (Nebil oğlu Ismail Hak ki Bey) 19,45 alatuıka saz (Ülkü Hanım) 20,30 alaturka saz: (Tanburî Refik Bey ve arkadaşlan) 21.30 gramofona devam 22 ajans, borsa hafcerleri, saat avan. 1 ASKERL1K 1ŞLERİ Gayrimübadiller Telâş içinde {Birind sahifeden mabait) riyetin sütunlan daima hakikate tercüman olduğu içm bu meselenin hakikatini de gazetenizle büdirmek isterim. Takdiri kıymet komisyonunun Ankaraya nakli gayrimübadiller idare heyetinin hotbehot yaptığı veya terviç ettiği bir teklife müsenit değildir. Takdiri kıymet komisyonundaki işlerinin uzadığını ve daha tetkik olunacak 1500 den fazla dosya mevcut olduğunu gören bir çok gayrimübadiller, komisyonun tarzı mesaisinden şikâyet edip du • rurlardı. Filhakika bu gidişle o dosyalann arkası beş, altı seneden evvel alınamazdı. tdare heyeti bu hakikati ve gayrimübadillerin pek haklı bulduğu şikâyelerini vazi • fesi icabı olarak Vekâlete arzetti. Vekâlet; komisyonun Ankarada sıki ve daimî bir murakabe altında çalistırılmasına taraftar olmakla beraber bu iş gayrimübadillere ait olduğundan onlar arzu ederse komisyonun Ankaraya nakledileceğini söyledi. Bu mesele sırf idarî mahiyette olmakla beraber idare heyeti daha esaslı bir tedbir olmak üzere 40 50 kadar gyarimübadili davet ederek kendilerile görüştü. Onlar Htifakla komisyonun Ankaraya nakli lüzu • munu kararlaştırdılar. Bu karar üzerine Vekâletçe nakle tevessül o • lundu. Komisyonun Ankaraya git " mesi gayrimübadillerin htanbul • dan Ankaraya kadar zahmet v« külfet ihtiyar etmelerini mucip olacak değildir. Esasen komisyon gay • rimübadillerle görüşerek değil on ların verdikleri vesaiki tetkik ede rek hüküm verir. Maamafih •gayrt • mübadillerin komisyon nezdindeki taleplerini terviç etmek vazifesi cemiyet idare heyetine aittir ve cemiye tidare heyeti bu vazifeyi alâka darlar menfaatine mükemmelen yapmak için her türlü tedabiri al tnıştır. Komisyonun Ankaraya git mesinde bazı tarafların menfaatleri haleldar olabilirse de bunlar gayrimübadillikle alâkadar kimseler olmadığmdan bittabi bizce nazarı dikkate alınmaz. Şurasını da unutmamak lâzımdır ki Türkiyenin muhtelif vilâyetlerinde bulunan bir çok gayrimübadiler ihtiyaç görüldükçe tstanbula gelip komisyonda işlerini takip ettikleri gibi ayni takip muamelesini Ankarada da yapabilirler. Maamafih cemiyet gayrimübadilleri bu zahmetlerin hepsinden kurtaracak tedabiri şimdiden almıştjr. îşin içyüzünü bilmiyen gayrimübadillere bu hakikatin muhterem Cumhuriyetin sütunlarında ilânını vazife addettim.» Diğer taraftan bu işleri pek iyi bilen bir gayrimübadil de dün kendisile konuşan bir muharrimize şu sözleri söylemiştir: « (1500) den fazla dosyanın takdiri kıymet komisyonundan çıkmayışı, komisyonun tekâsülünden mütevellit olmadığı benim yakinen malumumdur. Bu dosyaların sahipleri henüz gayrimübadilliklerini tesbit ettir medikleri için dosyalar iki ay evvel gayrimübadilliklerinin anlaşılması zımnında Maliye Vekâleti tarafin • dan Muhtelit Mübadele komisyo • nuna tevdi edilmiştir. Bunlardan tesbit edilenler pey • derpey takdiri kıymet komisyonu • na gelmekte ve muameleleri neticelenmektedir. Bu dosyalardan başka komiayonda pürüzlü olmalarından dolayı kalmış 200 kadar dosya olduğunu da biliyorum. Bunların ekserisi veraset f«nedi ve tasanruf evrakı mefkut veya noksan bulunanlarla Evkaf dosyaları dır ki komisyonun noktai nazarı Evkafın gayrimübadil olamıyacağı merkezinde olduğu ve bu mesele Heyeti Vekilece derdesti müzakere bulunduğu için intaç edilememiştir. Diğerleri bazı maden desyalarıdur. Komisyon bu madenlerin işlemis veya işlemekte bulunmuş olduklannın tevsikmi şart ittihaz etmis, fakat sahipleri bu ciheti tesbit edememiş lerdir. Müstak Beyin gayrimübadiller cemiyeti idare heyetinin 40 50 kadar gayırimübadili davet ederek takdiri kıymet komisyonunun Ankara ihtiyat zabitleri yoklaması Üsküdar Askerlik şubeslnden: Her sene olduğu gibi bu sene de şubemlze mensup bilumum ihtiyat umera ve zabitan ve askeri memurlann yuklama lanna 1 haziran 933 de baslanaeak ve 30 haziran 933 de bitirilecektir. Bu müddet aarfında yoklamasını yaptırmıyan • lar hakkında (1076) numarab kanunun 10 uncu maddesi muclblnce muamele yapüacagından her aatın kanunen muayyen içbu müddet zarfında muayenelerini yaptırmalan ilan olunur. Konferans İstanbul Halkevi reisliğindenT Bugün saat (18) de eyimlz konferans aalonunda İsmall Haoip Beyefendi tarafından (Halk edebiyatının kıymetl) mevxulu bir konferans verüecektir. Herkes gelebilir. Bir tavzih Gaaetenüzin 13/5/933 tarlhli nflshasında halk sütununda Balat saç fabrikan ameleslnden Zühtü Bfendinin, lşinden çıkanldığına dair bir sikâyet mektubu çıkmıçtı. Mezkur fabrika müdürü Salamon imzasile aldıgımu bir mektupta Zühtü Efendinln tabrika nizamatına mugayir harekette bulunduğu için muvakkaten lşinden çıkarıldjğı, esasen bu sırada fabrikanın bir kısım İşlerini de tatil etml^ olduğu, maamafih mumalleyhin tekrar vazifeye alınmıs olduğu bildirilmektedir. İRTtHAL Yenişehir eşrafından Raşk Bey cade Mehmet Beyin kızı ve Narif Beyin re • fikası Hatice Nesibe Hanımefendi dün irtüud efaniştir. Cenazesi bugün namazı öğle üstü Valde camünde kümdıktan sonra Merkezefendideki a3e kabrista • Bffl* gömülecektir. Tanrı rahmet ey • lesin. . (3426) Fazla ecza süriilen meyvalar iade edidli Bazı kuru meyvalarla pestillerm uzun müddet dayanmalan içm bir takım eczalarla muameleleri icap etmekte ve bu usule eskidenberi devam edilmektedir. Ancak kanstırı • lacak ilâcın nisbeti tayin edilmemif olduğundan, son günlerde BulgarUtana gönderilen bir xısun p**tillerimiz fazla eczalı olduğu cevabile memlekete iade edilmiştir. Pestilleri ihraç eden zatın müracaati üzerine mesele heyeti Vekilede görüşülmüs ve sürülecek eczanın ihraç edilecek mallara %O,125 nisbetmi gecmemesi lâzım geldiği kararlaştınlmiş ve bu karar alâkadarlara bildhilmistir. ispanyaya ihracat için mösaadeye lözum yok lspanya hükumetmc* her nevi hayvanî mahsulâtrn müsaadei mahsusa ile tspanyaya khaii hakkında tspanya Ziraat Nezareti tarafından 5 mayıs 1933 te bir kararname neşredilmişti. Türkiye ile tspanya arasında ayrıca bir tîcarî Hilâfname mevcut olduğu cihetle tspanya Ziraat Nezaretmin bu karannm Türkiyeden tspanyaya gönderilecek hayvanî mahsulât ve ezcümle yumurta hakkında tatbik edflmetnesi lâzım geleceği İhracat Ofisine bildirümiştir. MİLLÎ SiNEMADA 2 sözlü büyük film birden Tcizil »açlı CLARA BOW m ilk sözlü sarkıh büyük filmi ı ÇILGIN KONGORİLLA Tamamen Afrikanın göbeginde çekflmiş müstesna filim muvaffakiyetle devam ediyor I Her yer 25 kuruş H ' 3 4 6 4 N H # ] m Ayrıca KIZ Esnaf kayit mOddeti bitiyor Esnafın cemiyetlerine akyit müddeti bu aym sonunda bîtmektedir. Cemiyetler ay nihayetine kadar kayrt ve tescil edilmiyen ve aidatlanm vermiyen esnaf hakkında zabıtlar tntacaklardır. Zabıtlar esnaf mu • rakabe heyetinden ticaret odası meclisine verilecek, meclis (e 10 lîraya kadar para cezasma hükmedecek • tir. Bu akşatndan itibaren T Ü R K (sabık Majik) SİNEMASINDA Bir ttalyan mühendinnin ihtirat Bir ttalyan romühendisi, taze meyvaların uzun müddet muhafazası için bir usul bulmuş v« bu usulün Türkiyece de tatbikî için Ihracat Ofisine müracaat ehniştir. Müracaat tetkik edilmektedir. 2 filim pirden MEKTEPLi KiZLAR SON TAYYARECİLER Yaz için fiatlarda tenzılât 3456 GAtP KÖPEK ARANIYOR Sırtı koyu kahve rengile siyah, alnı beyaz boynu, kuyruk altı ve kuyruk beyaı on ayhk bir Kapay köpeği mayıs 13 te kaybolmuştur. Bulan zkdeki ad • rese haber verirse memnun edilecektir. Osmanbey Beynazar aparbmanı kapıctsına müracaat. (3409) tstanbul birind ticaret mahkemesin den: Merhun ohıp satıhnasî mukarrer 449 adet (Adapazan Türk Ticaret Bankası hisse senadah) m ahnak istiyenlerm 2 4 mayM 1933 tarihine musadif çarşam • ba günii saat 14 te borsada haznr bulunmaları lüzumu ilân olunur. (3412) Fransızlar Turk sigarası yaptılar Fransız tütün rejisi «kur diplo matik» namile çıkarmakta olduğu sigaraları kaldırmis, yerine ikame ettiği sigaralara «sigaret Türk» ismini vermîştir. Palamut ve kalkan boiluğu Uskumru ve palatmıt bolluğun dan sonra piyasada kalkan bolluğu da başlamıştır. Bilhassa Karade • niz sahillerinden hayli kalkan gelmekte ve okkası perakende olarak 25 kurusa kadar satılmaktadır. Diğer memleketlere çiroz ihra • catımız devam etmektedir. Sözün âşikâr olan en doğrusu komisyonun burada kalmasının bü • tün gayrimübadiller için sühulet ve selâmet olduğundan îbarettir. Müştak Beyin asıl unuttuğu ve ya haırlahnakan çekindiği gayet ehemmiyetli bir mesele vardır ki o da takdiri kıymet komisyonunun yalnız kıymet takdirile mükellef olmayıp gayrimübadillerin âdeta bir noterlik dairesi gibi bütün işlerini görmekte olmasıdır. Komisyona binlerce haciz, temlik, taksrm muamelderi gelmekte ve bunlar kayit, tatbik ve icva edilmektedir. Komisyonun Ankaraya nakli halinde yüzde doksanı tstanbulda olan ve hiç değilse yüzde kırkı bu işlerle alâkadar bulunan gayrimübadiller m işlerini nasıl görecekleri dü«ünülecek meseledir.» Beyanahnı kaydettiğimiz zattan başka dün diğer bir çok gayrimü badiller takdiri kıymet komisyonu na müracaat ederek komisyonun bazı münasebetsizliklerin önüne geçtiğini, Ankaraya nakli halinde işleri yakından takip edemiyecek lerini ve müşkül vaziyete düşecek lerini söyiemişlerdir. UzDm tedavi istasyonları Bulgarlar Varnada tesis ettikleri «üzüm tedavi istasyonu» ndan iyi neticeler ahnışlardır. Memlekett mizde de üzüm yetiştiren mıntaka • larda böyle bir istasyon tesisi için tetkikat yapılmaktadır. ya nakline dah mutalealannı aldığını söylediğinden bahsediyorsunuz. Ufak tefek işlerde lüzumsuz yere kongre toplama'k suretile iş görmeğe alışan cemiyet idare heyetinin böyle mühim bir meselede yalnız kendi menfaatlerini rfüşünen bazı eşhası celbetmelerine ne mana verilebilir, bilemeyiz?. Gene Müstak Bey gayrimübadillerin komisyon nezdindeki taleplerini terviç vazifesi idare heyetine aittir, diyormuş. Cemiyetin böyle bir vekâleti haiz olup olmadığı her cihetten tetkike şayandır. Her halde şurası muhakkaktır ki takdiri kıymet komisyonu bugüne kadar cemiyet idare heyetinin velev bir gayrimübadil için müracaat ve şefaatini işitmiş değildir. Komisyonun Ankaraya nakli bazı tarraflann menfaatlerini haleldar edeceği hakkındaki sözün manası da anlaşılır şey değildir. Kimlerin menfaati haleldar olur? Olsa olsa komisyonun tstanbulda kalması ve bilhassa şekli hazırını muhafaza etmek suretile kalması belki bazı açıkgöz gayrimübadillerin menfaatlerme mugayir olabilir. Ancak bu ameli ve emin mavaffakiyet yolu, yakm refiki mesaim olarak tamnmış zevattan bazı larile aramızda zaman zaman içtihdatta, muamelâtta, icraatta eesaslı ve tâli birtakım ihtilâtlar, iğbirarlar ve hatta iftirakların da sebebi ve izahı olmuştur. MiU li mücadeleye beraber başhyan yolculardan bazıları, milli hayatın bugünkü Cumhuriyete ve Cumhuriyet kanunlarına kadar gelen tekâmülâtmda, kendi fikriyat ve ruhiyatımn ihatası hududu bit tikçe bana mukavemet ve muha • lefete geçmişlerdir. Bu noktalart, tenevvür etmeniz, efkârı amutniynin tenevvürüne medar olmak için, sırası geldikçe, birer birer işaret etmeğe çalışacağım. Bu son sözlerimi hulâsa etmek lâzım geürse, diyebilirim, ki, ben milletm vicdanında ve istikbalinde ihtisas ettiğim büyük tekâmül istidadmı bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak peyderpey, bütün heyeti içtimaiyemize tatbik ettir mek mecburiyetinde idim.» KARÎLER1M1ZE KOLAYLIK Aylık abone Hususiie vilâyetlerdeki bir çok karflernniz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerine alabil • mek içm bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bn aziz karilerm arzularmı yerine getirmek Szere Cumhuriyet için aylık abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay • lık abone bedelı yalnız 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderflmek îâzımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerîntn inkıtaa uğramamasinı istiyen karüerimizhı paralannı idareye vaktinde yeti • secek veçhile döndermekte devam ebneleri Octiza edecektir.