îviayis Camhttriyet' SON TELGRAFLAB MÜLÂHAZALAR. Bir yanlış anlaşma! Geçenlerde bu sütunda, sehrimizde buluann M. Leon Pierre • Quinte dair bir fıkra yazmış ve Fransız muharririnin «camileri dans salonu yapahm» gibi pek miinasebetli olmıyan bir fikrine tetnas etmiştik. Bu yazı bir Fransızca gazeteye tercüme olunduğu için M. Quintin nazarı dikkatini celbetmiş, Fransız muharriri dün kendisini gören arkadaşlanmıza, «sırf bir lâtife maksadile sÖylediği bu sözün yalnış anlaşıldığından çok müteessir olduğunu» beyan etmiştir. Kendisile dauna dost kalmağı istediğimiz M. Quintin, sözlerini tavzih etmesi üzerine, biz de kendisi hakkındaki düşüncemizi memnuniyetle geri alabiliriz. Ancak bu mesele, başka bir muharriri, hemedense gazetesinin sütunlarmda bağırıp çağır • mağa sevketti. Bir ecnebi mu • harrire yaranmak gayretile M. Quintin peşinde dolaşmaktan bir türlü başalamıyan bu muharrir, yazısında meslektaşlık çerçeve sinin haricine çıktığı için kendisine cevap vermiyoruz. Yunan Meclisinde fırhna! Münakaşalar bütün şiddetile devatn ediyor. M. Çaldaris te mes'uliyeti M. Venizelosa yükledi Atîna 17 (Hususî) Dün meclis toplanmamıstır. Bununla beraber sükunet avdet etmemiştir. Venizelos meselesi etrafında çarpışan iki hacım taraf gazeteleri arasında miinakaşalar »ir'detle devam etmektedir. Umumiyetle vaziyet pek karanlık görünüyor. Meclis bugün saat beşte tekrar toplanacaktır. Fırkalar reisleri bu eelsede söz alacaklardır. M. Venitelot meclism bugünkü ve gelecek günler celselerine iştirak etmekten içtinap edecektir. Muhalefetle teşriki me«ai eden liderlerden M. Papanast&syu, M. Kafandaris ve M. Mihalakopulos »öz alarak geçen eel»ede cereyan eden hâdiseleri protesto edecek ve M. Çaldaris«, meclis ictimaında tükunetin muhafazası hakkmda vermiş olduğu vadi ifa etmediği içm hücum edecekler ve bundan sonra protesto makamında mecli» salommu terkede • ceklerdir. olduğu bir mektupta meclis içthnarada tahkir görmüş ve hürriyeti kelâmı tahdit edilmiş olduğundan dolayı protesto etmiştir. Meclis reisi bu ana kadar M. Venizelosun mektubuna bir cevap vermemiştir. Hitler beklenen nutkunu Dörtler misakı İngiliz gazetelerine göre dün Rayiştagda söyledi ümit bu misakta (Birinci sahtfeden mabait) mflleti iktısaden yıkıp mahvetmek suretile diğer milletlere iyilik etmek diişüncesi o kadar manasız ve mantıksızdır ki bugün bu fikri açıktan açığa teklif etmeğe hiç kimsenin dili varmemak • tadır. Daha evvelce AJman millettni • sebepler ve neticeler kanununa göre ergeç bir felâkete sürükiyeceği muhakkak olan bir takım tedbirlerle yıkmağa girisilmiş olması çok daha mantıksız bir hareket olmuştur.» M. Hitler nutkuna şu suretle devam etmiştir: «Avrupada arazi bakımından yapı • lan yeni teşkilât hakikî milli hudutlar esasına göre vücude getirilmiş olsaydı Büyük Harpte dökülen kanlar ihtimal ancak o zaman boşa gitmemiş olurdu.» Tamirat işme de temas eden M. Hitler AJmanyanın uhdesine düşen veeibe ve mükellefiyetlen bunlann mühh'k netieeıer vereceğini evvelden kestirmeğe müsait ağır bir yiik teşkü etmelerine regmen yerine getirdiğmi söylemiş ve demiştir ki: «Beynelmilel tktısadî buhran bu iddianın dogruluğjnu tamamile gösteren bîr delil mahiyetmdedir. Ef er Avrupa komünistlik korkusile çal kanıp altüst olaydı hududu ölçül miyeeek ve sonu bilînmiyen bir müddet devam edecek daha geniş bir buhran dünyanın inkişaf ve terak kisini sekteye uğratacaktır. Böyle bir ihtimalm gerçekleşmesine millî hükumetin diğer milletlerle samimî surette ve elbirlîği ile çalışarak mâni olması temennîye değer.» Harp mes'uliyetinin kime ait ol duğunu bîlmek meseiesine gelince, M. Hitler şu sözleri söylemişttr: «Bu haksızhk Milletler Cemiyetinm vücude getirildiği bîr sırada büyük bir milletin diğer milletler tarafından hakaret ve zillete uğratılması demekth*.» Bundan sonra M. Hitler deviet ler arasınd«Vi münaseSetlerin umumt müsavüik esasma dayanmaaı lizım geldiğini söylemiş ve sözttne şu suretle devatn etmiştir: «Versay muahedesi dünya meselelerinir halli için bir çare teşkil etmez. Bununla beraber hiç bir Al man hükumetî bu tesviye suretini yerine daha iyisini koyarak onu bir tarafa atacak bir vaziyete gelme dikçe • kendi dileğile bozup yıkmı • yacaktır. Almanya diğer milletle • rîn de silâh kuvvetlerini azaltma • larını istiyor. Çija»kü Almanyanm hukuk btraberliği dileği meşru ve ahlâka uygundur. Almanya başkalatrına vermeğe hazır ve mütemayil olmadığı hiç bir şey istemiyor.» M. Hitlerin nutku bittikten sonra meclisin kabul ettiği bir karar »uretinde Başvekilin nutkunu ve hü • kumetm silâhlan azaltma hususundaki siyasetini tasvip etmiştir. « Almanyaya karşı bir takua müeyyedeler tatbikına kalkışUması aleyhinde bulundum. Bugün şunu ilâve ede • yim ki, bazı devletler hariciye nazırlannın bu kabil projeleri, esasen gergin olan vaziyeti daha ziyade vahimleştirecek mahiyettedir. Almanlann bu noktayı ehemmiyetle kaydetmeleri muvafık olur. Almanyada hâkim olmak tehdidini arzeden tahripkâr sulhçuluk telâkkisine karşı yapılan mücadelenra harbi hazırlamak veya harpcuyane temayüller beslemek demek olamıyacağını da izah etmeğe çalıştım. Bir millet sıfatile bizi hata eden tehlikelere mukavemet edecek .«urette dahilî ruhî hayatımızı tensik etmek istiyoruz.» Londra 17 (A.A.) • İngiliz gazeteleri, beynelmilel vaziyet hak kındaki yazılarında bütün ümitle • rin bu yakınlarda tngiltere ile Italya tarafından teklif edilen dört devlet misakmda toplandığını kaydet • mektedir. Bu gazeteler, hiçbir hal ve za • manda hiçbir İngiliz askerinin Manş denizini geçerek Avrupada dövüşmeğe gitmiyeceğini de temin etmektedir. Kabinenin fevkalâde içtimm Çaldarit te çatacak? Muhalefet liderlerinden sonra Başvekil M. Çaldaris bir nutuk irat ederek vukubulan hâdisatm mes'uliyeti; firari ve fesatçı bir adamı bir kahraman seviyesinde tasvir etmiş olduğundan dolayı M. Venizelosa atfedecektir. Muhalefet liderleri bugün matbuatta p^'r^tmek üzere mâsterek bir Drotesto ile M. Çaldarisin firkası olan halk ftrkasının 1922 ihtilâlinin neticelerini hiçe taymak suretile evve'ee vermiş olduğu yenv'ne sadakat etmedrğint izah edecektrr. Diğer taraftan M. Venîzelos meclisi meVusan reisi M. Vozikise göndermiş Atma 17 (Hususî) Nazırlar meclisi dun fevkalâde bir içtima aktederek hasıl olan vazîyeti tetkik etmiş, itidal taraftan olan M. Maksimos ve M. Loverdos, M. Çaldarise müfrftler üzerindeki bütün nüfuzunu istimal ettnesini tavsiye etmişler ve neticede ahvalin kendi inkişafmm bırakihnasi kararlaş • tırı'mısbr. Atma 17 (Hususi) Bugün meclis müzakeratmdan sonra araya müracaat edilecektir. M. Venizelosun mahkemeye sevki hakkmdaki teklifinin ahrar fırkan taraftarlarmm Iehte rey vereeekle • rmden kabul edüeeeği muhakkaktır. Reyler toplandıktan sonra hükumet tarafından meclis mözakerahnm tatili istenecektir. Möfrftler tahkikat komis yonununun teşkilmden sonra M. Venizelosun hemen tevkif olunup muhakemesmm mevkufen yapılmasını istiyor lar. Telgrafçı Ali Bey Millî mücahedenin mü tevazı bir unsuru Cumhuriyetir ötedenberi kat' kanaatle tuttuğı bir fikre göre bu bizim telgrafçı lar esasen ve u • tnumen ryi ve bilhasaa fedakâr adamlardır. Baş mu h ar ri ri miz son günlerde çıkan makalele rinden birinde 1920 seneşi martının 16 sinda Is Telgrafçı Ali Bey tanbulun filen ve resmen işgalinden sonra Kocaeli yarımadasi içeri«in • den Ankaraya doğru giderken Kuşçalı mevkiinde tesadüf ettiği seyyar bir telgrafçıya Ankarada Heyetl Temsftiye Reisi Mustafa Kemal Paşayı buldurarak makine başında konuştuklamnı hikâye ediyordu. O seyyar telgrafçı işte bugün re»mi ni koymakta olduğumuz Ali Bey • dir ki elyevm Türkiye B. M. Meclis! Pocta ve Telgraf müdürü olduğunu da hâdiseyi tasdikan bize gönder • diği mektubundan memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. O sıralarda bu telgrafçı maki • nelerini omuzlamış, tehlike *y»ın takasmdan çıkarak, fakat gene daima tehlikeler içinde yaşıyarak meslekî vazifesini yüksek bir vatanperverlikle seyyar bir halde ifa edip gidiyordu. Alın size tstiklâl cid'ali abidesine bir taş daha ki ifa edilmiş vazifeden memnun, bugün huzur ve sükun içinde hiç sesini çıkarmakaızm gene çalışmasında devam edip gidiyor. Alsas Loren meselegi mahlul Berlin 17 (A.A.) Mattmo «azetesi, M. Von Papenin bir mulâkatmı neşretmekîedir. Mumaileyh, Almanyada saltanatın iadesi mümkün olduğunu söyleniistir. M. Von Papen, Almanyanm sulh cuyane niyetlerinden bahsetmiş, Alsas • Loren meselesmi tamamen halledilmiş telâkki etmekte olduğunu ve Almanyanm Lehistana ve /\vurpaya karşı bir guna taarruz ftkri besleme mekte olduğunu ilâve eylemiştir. M. Vemzelos ta Çoldarisi itham ediyor Atma 17 (Hususî) M. Venîzelos kendi taraftan gazetelerden birfne beyanatta bulunarak M. Çaldarisin bir taraftan itidal taraftan göriinmek ve diğer taraftan müfrklere serbestç* hareket etmek müsaadesmi bahsetmek sureti'e iki yüzlülük yaptığmı söylemiştir. Amerikan donanması ihtiyat halinde Vaşington 16 (A.A.) Bahriye Nezareti, donanmanın ve deniz hava filosunun üçte birinin tasarruf maksadile önümüzdeki temmuz ayının birtnden itibaren ihtiyat kuvreti halinde bulundurulmasını emretmiştir. CUMHURİYET Geçenlerde Amerika donanmasımn kıamen ihtiyat haline honulmasının düsüniildüğa hakktnda gelen bir telgraft bir çok refiklerimiz Amerikanın harbe hazırlandığı suretinde tefsir etmişlerdi. Biz ite bu habmrin iktt»adt dufüneelerle verilmif bir kadroyu daraltma karart demek olabileceğini aöylemiftik. Yukarıdaki telgraf bizim nokai nazanmızda haklı olduğumuzu »arahale anlat • makadır. Almanyada eserleri menedilen miiellifler Berlin 17 (A.A.) Alman kütüphaneleri matbuat sendikası, Alman Iriiltüriinü koruma cemiyeti ile mutabık kalarak, Emii Ludwig, Henrich Mann, Erich Maria Remarque, Alfred Kerr, Arthur Halitscher, Egon Erwrin Kisch, Theodore Plivier, Kurt Fucholsky, Arnold Zvreigın eserierini cermanizm için zararlı addetmeğe karar vermiş ve Alman kütünhane sahiplerini bundan böyle bu müVHiflerin eserierini netret • memeğe davet eyleraiştir. ı.»mılıımitliniHIIIIIIIIHIIIIII!!yilinlltll!IIIHmmıııımnK.ı«ı.«t»., MOtehassıs veya mafevki o'mıyan memurların terfii Ankara 17 Mavefki olmıvan veya ilmî, fennî ve mesleki bir ihtı•asa ihtiyaç gösteren, yahut uzun müddet şahsı tebeddül etmemesi devletçe menfaati mutazammın olan , memuriyetlerde bulunanlara her terfi müddeti geçtikçe zam yapılmatı hakkinda bir lâytha hazirlanmı«tır. Ticaret mOmessil ve mOdörleri raporlarını verdiler Ankara 17 (Telefonla) İktısat Vekâleti tarafından davet edilen haricî ticaret mümessilleri ve tica • ret mmtaka müdürleri Vek&letm sorduğu sualler hakkındaki rapor • larmı hazırlayıp Vekil Beye verdiler. Celâl Bey bu raporlan tetkik edecek, gerek teşkilât, gerek ihra cat hususunda icap eden tedbirleri alacaktır. Siyasî mehafilin kanaati Düyunu Umumiye veznedarı beraet etti Ankara 17 (Telefonla) Düyunu umumiye suiistimalinde methaldar olmakla maznun eski Düyunu umumiye veznedarı M. Merinin Ankara Ağıreeza mahkemesinde cereyan eden muhakemesi neticesinde fhtilâsta alâkataı goriilmemiş, beraetine karar verilmiştir. Başaşajjı uçuş Roma 16 (A. A.) ttlayan pilotlarından mUlâzim Guglielmo Baro • lannın Breda 19 sistemmde bir tayyare ile Centocelle tayyare lrmanın • da başaşağı olarak yaptığı uçuş müddeti tecrübeleri ttalyan tayyare ku lUbünün salâhiyettar fevkalâde memurları tarafından kontrol edilmistir. Bu uçuş müddeti 1 saat 5 dakika 51 saniye olarak tesbrt olunmuştur. Uçuş bittikten sonra pilou muayene eden doktor, pilotun sıhhî vaizyetinin tamamile tabiî bir halde olduğunu görmüştür. Bu uçuşun neticeleri tescil fdil • mek üzere Italyan tayayre kulübüne ve beynelnrilel tayyarecilik fede • rasyonuna bildirilecektir. 6ece sokajja inen tayyare Calais 16 (A.A.) Londradan hareket eden bir tngiliz tayyarecisi karanlık içinde kaybolarak Manş denizin geçmiş ve Galaiste bir sokağa, elektrik tellerinin altına bu tellere hiç dokuntnaksizm inmiştir. Yere inerken yalnız tayyarenin bir tekerlegi kırılmıştır. Yeni MDIkiye MOfettişleri Ankara 17 (Telefonla) Münhal bulunan mülkiye müfettişlikle rine kaymakamlardan Adalar kaymakamı Hayri, birin<ji umumî mü • fettiflik hususî kalem âmiri Fey . zullah Sacit Beyler tayin edilmiş • lerdir. Maksim Gorkinin bir telgrafı tsUnbul 17 (A.A.) Meshur Rus edibi Maksim Gorki, tstanbuldan aynlacagı sırada Sovyetler Birliği hükumetinin Türkiye büyük elçisi M. Suriçe şu telgrafı göndermiştir: «Çok »evgili yoldaşım, tstanbulda hakkımda göaterilen ve hatırası zihnimden hiçbir vakitte siliruniyecek olan »amimî kabulden ötürii can ve gönülden teşekkürlerimi tstanbul Vali muavini Ali Rıza Beyefendi ile Cumhuriyet Halk Fırkası tstanbul mümessili Cevdet Kerim Beyefendiye ve tstanbuldaki bütün içtimaî mahfillerin mümessillerine lutfen bildirecek olursanız mmnettar kalırım. Bu güzel şehirden ayrıldığım şu •ırada Sovyet Birliğinin en kuvvetli ve en büyük dostu olan bir memle kette daha fazla kalmak imk&nın • dan mahrum olduğuma pek çok acmıyorum.» Berlin 17 (A.A.) Wolf ajansm dan: Cevenre buhranı hakmda mütalealarda bulunan siyasî mehaffl Almanyanın bu seneki müzakereler esnasında yalnn hukuk müsavatı talebmde bu • lunmuş olduğunu ve onun bu hakkmı 11 kânumıevvel 1932 Hflâfmın birinci maddesinin tanımakta bulunduğunu hatırlatmaktadır. Askeri «istemlerin bir şekle sokulmasrnı mütemadiyen ileri sürmek ve si > lâhlan bıralcma meselesile dîğer memleketlerin ağzına kadar dohı olan imalâthaneleri ile Almanyanm boş imaIâthanelerini karşı karşıya getirecek o* lan harp levazımı meselesmden bahsetmemek için herşeyi yapmak suretile takip edilen gaye, süâhlarm hırakılmasi arzu e^ilmediğinden dolayı askeri sistemlerin bir şekU sokubnası meselesinde konferansm metaismi suya düsürmektedir. Mötehassıslar tötüne dair rapor verdile Amerikalı mütehassıs Mr. Wallas Klarkın riyaseti altında tütünleri miz hakkmda tetkikat yapmif olan ihtuas heyeti tütün hakkındaki raporunu tnhisarlar umum müdürlü • ğüne vermiştir. Bu münasebetle müdîri umumî Hüsnü Beyin riyaseti altında şube müdürlerinden mürekkep bir heyet içtima ederek raporu mUzakereye başlamıştır. Bir çok gazeteci tevkif olundu İtalyan gazeteleri Almanya lehinde Roma 17 (A.A.) ttalyan gazeteleri, silâhlan bırakım meselesinde a • ciktan açığa Alman tezmi iltizam et • mekte ve Almanyanm guya silâhlan makta oldugona dair olan iddialarla Almanyaya isnat olunan bir takım tasavvurlann asılsiz olduğunu yazmaktadır. istatistik teşkilâtı Ankara 17 tstatistik umum müdürlüğü merkez teşkilâtına dair olan ve encümenlerde tadil edilerek meclis ruznamesine alınan lâyihaya göre umumî istatistiklerle her sene yapılan istatistiklerin nevi ve ?ü • mullerini ayırmak üzere âli bir istatistik komisyonu teşekkül edecektir. Yeni teşkilât dolayısile umumî müdürlük kadrosuna 14 yeni me murîyet ilâve edilmiştir. Amerıka Sovyet Rusyayı tanıyacak mı? Wa»hington 17 (A.A.) M. Rozveltin beyannamesini SovyetRusya hükumetine göndermiş olması, siyasi mehafilin bilhassa nazarı dikkatini celbetmektedir. Âyandaki demokratların şefi olan M. Robinson, bu h&disenin SovyetRusyayı tanımak tasavvurunun mevcut olduğunu göstermemekle beraber M. Rozveltin bu teşebbüsünün böyle bir netice verebileceğini be • yan etmiştir. Mamaf ih hükumet mehafili, Rusyaya yapılan bu tebliğin Rusyayı tanımağa doğru atılmış bir adım teşkil etmemekte olduğu hakkında teminat vermişlerdir. Sovyet Rusya ile Amerika arasında evvelce de bir takraı notalar teati edilmiş olduğu ehemmiyetle kaydolunmaktadır. Katovicz 17 (A.A.) tlustro • vany Kurjee gazetesinin muhabiri Reichstagin toplantısında bulunmak üzere Almanyaya giderken hudutta Alman polisleri tarafından tevkif edilmistir. Mumaileyhin Uzerinde Berlin makamatı tarafından usulü veçhile vize edilmiş muteber bir pasaport ile beynelmilel Matbuat Cemiyetinin vesikası ve Reichstaga dühuliye kartı bulunuyordu. Hudut makamatının şiddetli müdahaleleri üzerine mumaileyh nihayet serbest bırakılmıştır. Hamdullah Subhi B. gidiyoı Btr müddettenberi Ankarada bu lunan BÜkreş sefirî Hamdullah Suphi Bey şehrimize gelmiştir. Bugün Bükreşe yidecektir. Muahedelerm tekrar gözden geçirılmesi aleytarları Bükreş 17 (A.A.) Bükreşte ve memleketin Jiğer büyük şehirierinde bu ayın 27 inci günü muahade lerin tekrar gözden geçkrilmesi aleyhinde nümayişler yapılacaktır. Ayni günde Lehistan, Çekoslo • vakyada da bu kabHden nümayiş • ler yapılacaktır. Bu nümayişlerin herhangi bir memleket aleyhine mUteveccih olmıyacağı, yalnız muahedelerin tekrar gözden gecirilmesi ve tehlikeleri aleyhine olacağı tasrih edilmek • tedir. Dört sene, ha?.. diye nurıldandım. Peki... Seni sevdiği halde... niçin Hicranla evlenmek istedi? Bu sualbı onu ürperttiğini hissettim. Belki de, Sabahatin Hicrana karşı beslediği müthiş kıskançlık duygusunun tam üstüne basmıştım. Ayaklarını sinirli sinirli, şiddetle salladı. Bir türlü cevap veremedi • ğini hissediyordum. Birdenbire, öfkeli bir se*le: Ne olacak? dedi, siz erkekler hep böylesiniz! Fakat bu cevabından pişman oldu ve sun'î bir kahkaha attı: Hayır, hayır, dedi, saka edi • yorum. Ben evlenince, tabiî onun da evlenmeğe hakkı vardı. Ona izin verdim ben. Peki niçin birbirinizle evlen • medîniz? tçini çekmekten kendini alamadı; fakat hemen gene değişerek bir kahkaha daha attı: Ah, dedi, ben genç kızlığım danberi... thtiyarlarla evlenmek ve M. Von Papenin beyanatı Berlin 17 (A.A.) Wolf ajansmdan: BaşvekO muavini M. Von Papenin son nutku, ecnebi gazeteleri tarafm • dan yanlış tefsir edümiştir. Bizzat Başvekil muavininin mütaleasma göre bu tefsir, Alman noktai nazannı tefsir etmek için bir takım temayüller mevcut olduğunu açıkça göstermektedir. M. Von Papen, bu husus hakkında aşağıdaki izahatı vermiştir: bayılırım. Sen bir Kleopatrasın. Bana, bunu o da söyler. O kim? Nedhn. Sormak ayip olmasın ama Nedimle aranızdaki münasebet nezamandanberi devam ediyor? Ne münasebeti? Haydi, şimdi tana sofuluk taslama... Arkadaşız artık .. Bîr kahkaha daha attı: Hoşuma gitti burada «sofuluk? sözü! dedi. Haydi, ne zamandanberi? Dört sene! Babamla evlenmeden evvel! Tabiî. Ah kendimi nasıl tutuyordum, ben bilirim. En büyük ahlâksızhğını itiraf ederken bende uyandırdığı öfkenin derecesini bilseydi ye • rmden firlar, kollarını havaya kaldınr, «yalan, yalan!» diye haykırırdı. tçimi ifşa etmesinden korkarak gözlerimi hep ondan »aklıyor ve Snüme bakıyordum. Avusturya Başvekili tekrar italyaya gidecek Roma 17 (A.A.) Avusturya Başvekili M. Dollfusaün Avusturya ile Papalık arasında yapılan kon • kordatoyu imzalamak için yakında Romaya geleceği bildîrilmektedir. M. Dollfussün ttalyan idaresinin başında bulunanlarla yeni görüş • meler yapması muhtemeldir. Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur Türkiye Hariç 2700 Kr. 1450 800 Yokrar Çinin mukavemete kudreti kalmadı Pekin 17 (A.A.) Çinlilerin mukavemeti tamamen tükenmek alâ metleri göstermektedir. Japon tayyareleri Tangshamdan çekilmekte olan Çin kuvvetlerini bombardiman etmişlerdir. Bir kadın hastahkları dokto runun muayenehanesinde beklerken onu görmüşler. tşte bütün bildiğim bukadar. Ust tarafını ben uydur ducn. Ne zeki, ne yaman kadınsın! Korktum senden. Fakat bayılıyo rum sana. Gene kahkahalarla gülüyordu. Fakat, bir aralık, samimiyetimden şüphe ederek yüzüme baktı; onu büyük bir hararetle kucakladım, gene aldandı ve kahkahalanna devam etti. Sonra, sonra?.. dedim, Nedimi nasıl aldattın? Ona da hep ayni hikâye. Fakat bana Hicranı onun metresî olarak söyledin; ona kimin tnetresi olarak gösterdin? Senin! Vay kâfir vay. Birdenbre öyle bir gözüme girdin ki... tşte hakikî kadınhk zekâsı budur vallahi... Rakibelerini herne pahasına olursa ol*un ezen merhametsiz kadınlara şeraiti* Senelik Altı aylık 0ç aylık Bir ayhk iç ™ 1400 Kr. 750 400 150 MİÜİ tefrikamız : 63 Yazan: SERVER BED1 Hep Senin İçin! Hele... Seni daha yakından tanıdıktan sonra. Bir elimi çıplak kolunun üstüne koydum. Şuh bir kahkaha attı: Farkındayım, dedim, farkında olmaz olur muyum? Demin sana söyletnedim mi ? Kâfi!.. Beni de ondan soğutan sensin! Elbette! Peki... Nasıl! Nasıl!.. Onu söylesene... Yok... Onu söyliyemem. E«rardn o. Niçin? Oknaz. Hem belki kizarsm bana. Senden korkuyorum dogrusu. Ben mi? Ben mi kızarım? Ço! Hem ne yaptığını biraz da tahmin ediyorum. Kızın aleyhine beni doldurdun. Sabahat bir kahkaha daha ath. En zeki görünen kadınlann bile gururlan okşanınca ne safhklar yapabileceklerini anlamağa başlamıstım. Ona biraz daha sokuldum ve kolu üstimde elimi gezdirerek: Söyle, kuzum söyle, diye yalvardım. Ne söyliyeyîm? Anladın işte... Bunlar birer marîfetth, iyice an • latılmaz ki... Ne anladım? Beni Hicran aleyhine doldurdun. O bamilelik filân hikâyesi... Mükemmel!.. Fakat kız hakikaten biraz hasta imiş. Canım adi bir kadın hastalıği. Peki... A şeytan... Bunu nereden haber aldınT gençlerle eğlenmek isterdim! îşte... «Şecaat arzederken merdt kıpti sirkatin söyler!» Buna derler. Söyle bakalım, söyle daha, şekerim, söyle, bülbül gibi şakra, saka gibî öt, haydi... Fakat ben kendimi zor tutuyorum. Ne halde bulunduğumdan haberi olmıyan Sabahat gene de söyledi • ğine pişman olmuş gibîydi: Şrnıdi bütün kızlar böyle dü şünüyorlar, değil mi? dedi. Çıkmak istedikçe batıyordu. Hepsi! cevabını verdim. T Dogrusu da budur, değil mii Dişlerimi sıkarak: Elbette, dedim; meselâ... ben de... ihtiyar ve zengm bir kadmla evlenmek, onun parasmı yiyerek genç bir kadınla eğlenmek ister dim. Fakat, Nedim Bey öyle yap mak istememiş. İhtiyar bir kadınla değil, güzel bir kızla evlenmeğe kalkışmış! (Mabadi vttr)