23 M«rt I 9 Î 3 Bir san'natkârın 25 senelik sahne hayatı İzahh tiyatro temsîlleri Behzat elektrîk mühen disü Kanh bir turne Izmarit topbyan aktör 2[•] Sahne san'atkârlarmnz arasmda i • kinci bir Behzat daha oiduğu t • çin kendisine daha çok BSyük Behzftt dcnilen Behzat Haki hayahnı anlat mağa devam ediyor: « (Sahnei Heves) m işleri pek parlak gitmiyordu. Az kazamyor, fakat çok cahsıyordak. Bir eseri haftalarca rnutemadiyen prova ettiğimiz olurdu. Bir gün Ahmet Mithat Efendi bizden Beykoz Teavün cemîyeti için bîr oyun ictedi. Düşünduk, taşmdık ve «Amatorler» diye bir komediyi sectik. Komedi amatörlerin hayabnı anlabyor. Provasız temsil edilmeğe kalkışüan bir eserin ne kadar kepazece bir şey olacağını gosteriyordu. Amatörler şaşm yorlar, •«uflör deligmden fırhyor, vel hasd bir cnrconadır kopoyordn. Muazzez Bey, Nasit, ben, diğer aktörier çahsmağa başladık. Provasız sahneye konmuş bir eserin akibetini tasvir eden komedi mükemmel bir şekilde prova ediidi. Muayyen günde Beykoz'a gittik. OyonurmiTU oynad'k. Fakat garip de$il mi, seyircilerden bir tek kişi olsun giümedi. Halbuki komedi hiç te fena bir *ey deeildi. Şanp kaldık. Perde inince Ahmet Mithat Efendi ken ter içinde sahneye koştu: i Muazzez, beni kepaze ettin! diye bağırarak içeri girdi. Yahn, şunu bir kere olsun prova edeydmiz? YazıkJar obon size.. Bu nasıl oyun ? Oynn defil kepazelik. Aktorler rollermi ezberlememişler. O kadar bodala şeyler ki »iiflörü bile çileden çıkardüar. Adamcağız sahneye fırladı. Bu son cümle bize muammanın a nahtarmı verdi. Gülmekten kahlıyor • dok. Komedi anlaşılmamışb. Aktörler sahiden rollermi ezberlememisler, sa mlmışto. Ahmet Mithat Efendiye vaziyeti anlatttık. O da katıla katıla gül • meğe basladı. Perde yeniden açıldı. Ahmet Mithat Efendi komedi hakkmda uzun boyhı izahat verdi. Ve bizde tekrar oynadık. Demm saratlanm ek • şken seyircfler simdi yerlerinde durarmyorUr,Jkahkahadan kmlıyorlardu «Sahnei Heves» sahnei tan'atta u•an mflddet tatnnamadı. Bprhanettin fle bîrleserek «Mürebbiyei Hissiyat»kumpanyasmı teskîl etti. Derken 31 mart oldo. Ortalık kanştı. Bu kınnpanya da dağıldı. Aktör oldoğuaa için beni bir türlü arfetnriyen annem buyük yangında evi yanmea Haleb'e, herruiremin yanma gHmtşti. tstanbul'da akraba olarak yalnn teyzem vardı. Teyzem halî vakti yerinde bir kadmdı. Beni de çıldırasiya severdi. Yegâne meşgalesi bana aktörrakten vazgeçmem için yalvarmakh. Omra yardımma ihtiyacun vardı. Eğer yalmz sahnedeki kazancım fle iktifaya mecbar kalsam açbktan öleceğim mahakkaktı. Değil o zamanlar, birinci smıf aktörler nrasma geçtighn zamanlarda büe bir oyımdan bissenıe düsen para 5060 parayı geçmedi. Tabiî ba parayı almadıktan maada tiyatro kirasmı ödiyebümek Szere 6ste para verdiğimiz vünleri bahisten hariç tutuyorom. Ba vaziyet karşnmda teyzemin nasihatlerine va lanaktan oban «peki» demek mecbanyebnde idim. 31 mart vak'asında ortalık kanşmca bn «peki» ler biraz ciddüesir gibi oldu. Teyzeme: Bana para ver, tahsfle gideeefim. Aktorlokten vazgeçiyorum! dedina. Kadmcagız itiraz etmeden çıkardı, 35 aftm Kra verdi. Nimet, Cemal, Hu [*] Birinci yazı evveDci günkü nüshatnızda çıkmıştır. Sehzad'tn üânt hürriyetten Wr tict sene sonra çekilmig bir resmi IÛM [ * * ] isminde üç arkadaşunla birHkte elektrik mühendisi olraak üzere ttalya'ya gönderflmekliğimm Hariciye Nezaretinden istedim. Bu müracaat ttalya'daki sefîrîmizin elektrik tahsil edecek dört Türk genci istediği kaydiie yapılımsb. 31 mart vak'an hükumet teskîlâtrnı alHist etmisti. Kimsenin kimseden haberi voktu. Sanki sefırin dört talebejitedlgi doğru imi» gibi btzi kaldınp Italya'ya gönderdüer. Birim ar • Kamızdan 1015 kişilik bir talebe lu». filesi da^a sökun etti. Romi sefirnniz Hakkı Bey jar'rına dönmütü. Biçare adam «ben talebe fîlân istetnedinı. Ru adamlar akıllannı nn kaçırdı'ar, nedir?» diye a^a» avaz bagnyordu. Biz Itaiya'ya elektrik tahsOine grid«n Türk talebesi orada kaldığimtz kısa moddet zaıfında hiç te talebelere yakısacak seyier yapnvdık. Bunda tsMzüiffin de tesiri oldu. Italya amelsi nmnrnî bir grev yaprmsh. Elektrik fabrîkalan çaijfnnyordu. Bu meyanda bizim yer le«lin1«oai^nBZ fabrika da vardı. Hiç unutmam bir geee bir k«dın mesdesi yüzünden vattıfımız otelden entarilerle solcaSa fırlamıs, ellerimizde taş parealan birbirimizle k«v«aya tutnt • mastnk. Derken polinler ^eidüer. ne diyeEm... Ben «biz TSrk'lerde adettir: treee yansı bSyie entaröerle soka^a çıTtar, ovun oynanz» diye bir «ey uydur» dom. Frteci srun Roma polt» mSdnrB ı Oİ ^enu^ettne «gercı cvcaifl9nı entari rL jle »okaj* çdap oyon oyaamak TBrkl«rde ftdetoc de bbde bSyle bir adet yolrtnr. Türk talebesine tenbihab lâzimede bplunulması» diye bir tezkere çfondermıs. D*ZI Turkıye^ve moteveccı • hen palasDandırM yola çıkardı > lar. Derken NapolTde bir yanhshk yBzönden tevkif ohmarak hapse de girdik. Bu ttalya seyahatmi kaybobnuş bir ftrsat dive daima teessurle ananrn. MühendisY3c tahsfli sövle dursun tt>ılva'da buhradurâm nrâ<Met zarfm''a bir kere oısan tiyatro va bile ıntmemifttnn. Mevshn yaz oldoğu için butun tiyatrolar kapalı idi. tstanbul'a döndâkten sonra doktor Celâl Tahsin Bey, Cevat Bey, Şehap Rıxa Bey, Muhsin, ben. Bürhanettîn yeni bir kumoanya teskfl ethic. Fakat bunon omru de azun olmadı. Trablusgarp harbi patladı. tstanbal'da isler durmustu. Otello Kâmil ile beraber bir Karadeniz türnesi yaomaga karar verdik. Komik Ali Rıza Efendi ile yedi amator. üç tuluat ak torü, uç te kantocn kiz bize îltihak ettiIer. Ba töme benim ilk târnemdir. Gene [••J Hulum B. elyevm Elektrik ŞÎTketi fube şeflerinden olan Hulusi Beydir. | istanbul torsası kapanış 1 | I 1 | | | I fiatlan 223933 NUKUT Ali; SterlİD 722 209 167,50 216 113 24 814 24 83 llb S 7îr İHL :*••.; 1 t Dolar . 0 Fransız fr. to Uret 2(ı Belçika fr. 2ü Drahmi 20 tsviç fr. 20 Leva I 1 Filorin | 20 Çek koronu I tsveç kronu Avusturya Şil. Peçete Peogo Mark [ Zloty 2() Let 2 J Dinar ! Rnbîe t Yen [ Türk alunı I Meddiye ı Bankn. Os. B. 212 170 218 l!7 25 822 26 83 120 39 56 17 30 50 24 «3 ;3 48 935 3! 230 1 1 1 1 37 24,50 15 2* . i 1 | 48,50 2i •i2 51 46 Birinci kurası ay başında çekiliyor Kura Ankara'da iŞ BANKASI merkezinde noter huzurunda çekilecektir: Birinc mükâfat 750 Lira ikinci , 250 10 kişiye ( 100 erden ) 1000 „ 10 kişiye ( 50 şerden ) 500 „ verilecektir. 933 31,50 228 ÇEKLER Londra NewYork Paris ı Milano Brükscl Atloa Cencvre | Sofya Amsterdaın ' rag Stokholm Viyana Madrit Rerlin Varşova Budapeşte Bükreş | BelfTat Yokohama Moskova Açıîı 721.75 0.4720 I2.C6 Ç.I875 3,30675 8^,215 2.1532 67,2925 1,1757 :.\8V ?.6!32 4,283? S.6033 I.98S3 4.215 3.8690 80.1425 35.S3S ?,2294 107»,25 Kapanış 7İ3JS C.47275 I2.C3 9.1585 3.3R77 82,01 2,4479 67,125 1.1729 I5.S5 5.6025 44725 fi 5,5 45 r,9825 4,3040 3.86 79,9425 35,1475 2,22385 1074,75 İŞ BANKASI'nın bütun şubelerindeki kumbara sahipleıinin isim ve numaraian Ankaray'a gönderilmişt'r j i ı ı ' ESHAM Açıhş t; BaDkası hamil. A. Şim. 60 o o j Tramva\ 1 Bomoıtl Nektar Terkos | Aslan çimento TÜRKİYtlS BANKASI Kaoanış 11 Î.V0 :ı ( 23,75 1ST1KRAZLAR Açıhş 1 1 1 1; | tstikrazı Dahili Şark fimendiferi Düyunu Muv. Gumrük Saydı Mahl Bagdat Ajkeriye 4,95 59,25 W Kapanış 97 4.05 59, Gulhane mösamereleri Gülhane mosamerelerinin ( 2 5 ) inci yılı ilk celsesine 19/3/933 pazar günü saat 17 de muaDim operatör M. Kemal Bey riyasetinde açtf nutku ile baflanrtufbr. Muallim Abdülkadir Bey tarafmdan (Burger) hastalığı gösterilmiş ve henüz pek malum oknıyan esbap ve tedavisi hakkmda çok istifadeli mSnakasalar yapılmış ve bu munakasalara: Operatör M. Kemal, Murat ve Bürhanettîn, muallim Abdülkadir, Niyazi tsmet, Burhanettm ve doktor Nami Beyler istirak etmişlerdir. Muallim Süreyya Hidayet Bey tarafından munassif tümörlermi andıran gayet büyük ve nadir görülen (Anevrisme) vak'alan takdim edümis, seriri ve radyolojik teshisi tefrikOeri hakkmda izahat verilmis ve müdenis Tevfik Salim Pasa ile muallim operatör M. Kemal, AbdBBcadir, Niyari tsmet, Şükrfi Emin, Ali Esat, Süreyya Hidayet Beyler munakasalara iştirak ebm'slerdir. Dahüiye basmuavmi Nusret Bey ta* rahndan (trombopenie) arzeden bir vak'a gösterilmiş doktor Nami ve Nusret Beyler tarafmdan münakasa edü miştir. Hariciye başmuavini Kâmil Bey tarafmdan ameliyattan sonra da takdim edflmek üzere büyük bir yüz (Hemangiotne) u gösterflmisb'r. Cildfye başmuavini Mehmet Ali Bey tarafmdan pek nadir görülen tipik (Darier) hastalığı gösterilmiş ve bir çok ilmı ve fennî münakaşalardan sonra saat ( 1 9 ) da celseye nihayet verilmiştir. tradan da bir çok oyunlar oynadığı muhakkak... Çoğu gitti, azı kaldi; bunlan da anlanz, elbet... Benim aklıma bir şey geliyor. Bu kadını soyan adam, demin haniya çalıhkların arasında dilenci kıyafetli bir serseri görmüştük, sakm o, olraasın?. Belki... Acaba çaldığı ne Idi?.. Her halde para değildir, sanınm. Her halde.. Bana kalırsa ka dını bağladıktan sonra üstüodeki anahtarlan almış olacak... Ne yapmak için ?.. Doktor Behzat Beyin köşkü ne, istediği zaman kolayea girmek için.. Biraz sonra tenha bir yerde oto mobil durdu. Cevat Rıza Bey fenerleri söndürdükten sonra indi. Karı sına dedi ki: Sen otomobilde kal. Şurada, çantanm göziinde bir tabanca var. tnşallah Lüzumu olmazya, aklın da bulunsun, diye »öylüyorum. Senin tabancan var mı? Var, merak etme!. Eski polis müfettisi, arkasmdaki pardesünün yakasmı kaldınrkent TAHVİLAT AçıllS Elektrik Şirketi Tramvay . Tünel , Rıhtım » Anadohı ( I ) Anadolu ( 2 ) Anadoln ( 3 ) Anadoi Müraessil i Kapanış , ! 1 i MÜZAYEDE tLE SATIŞ Marbn 24 Bncü cuma günü sabah saat 10 da Beyoglu'nda Nisantast'nda Vali Konak caddesinde ve VaK konağı it • tisaKnde SS numaralı tnci apartnnanıoB 3 üncü dairesinde mevcut ve sehrimizde maruf bir aileye ait gayet müzeyyen ve nadide esyalar muzayede suretile sahlacaktv. Rio pelesenk ağacmdan mamul mdern ve kübik gayet güzel yemek oda takımı, gül ve akaju kaplama son moda modern yatak oda takımı, Limoj kaplama ve asrî defa yatak oda takımı, kadife kuroaşlı modern cDuglas» mo delinde nefis salon takırm, meşin kaph pomye usulü yazıhane oda takımı, salona ah esyalar, dresuvar, Haywoot Amerikan salonu, bahü, eski markHri koltuklar, verni marten vitrin, oyun masası, gramofon, güzel tablolar, biblolar, gümüs kaplama yemislikler; mineli vazolar, kübik masalar, duvar saatleri, ipekli ve kadife perdeler, okside avi zeler, sedefli tabureler, havagazi fırmı ve ocagı, Acem fayanslan, Tonet san dalyeler, çmi sobalar ve saire... Meşhur tbache markah Alman piyanosu, Ana dolu ve Acem halılart ve seccadeleri, aparbman dafai kiralıktır. Pey sürenlerden 100 de 25 temmat alınır. Besiktas 2 mci hukuk smdsi: mahkeme MÜZAYEDE İLE SATIŞ Marbn 24 üncü cuma günü sabah saat 10 da Boğaziçi Boyaçıkoy Ulukoy'de vapur iskelesi yanmda postane Jttısalmde 48 numaralı yalıda mevcut ve nrateber bîr aileye ait esvayı beytiye muzayede soretfle satılacakta*. Dokuz parçadan mürekkep gayet gü zel yaldzzlı salon takımı, ceviz masif ay nah ve aynasız dolaplar, ceviz masif oymah Lui Sez nefis vitrin, yazıhane koHuklan, Rinesans usulünde gayet güzel büfe, meşin kaph 1 kanape ve 2 koltuk takımı, muhtelif perdeler ve istorlar, ceviz yemek oda masası, çmi sobalar ve salamandra, muhtelif yazı haneler, biblolar, vazolar, duvar ta • baklan, güzel tablolar, musarabi esyalar, ceviz masif kütüphane, etajerler. kadrolar ve sair lüzumlu esyalar. Vapur köprüden 9i ta kalkıyor. Anadolu ve Acem haliTan ve seccadeleri. Pey sürenlerden 100 de 25 temmat aluur. Zayi Fatüı askerlic şubesmden aldıgım muayene kâğıdı ve nüfus tezkerem, biri 60 diğeri 24 lirabk üri lat'a senedi zayi ettim. Yenilerini aiacağun dan hükümleri ofanadıgı ilân olunur. Kemaüye kaTa^mm Kaılcukur kari yesinden Kavas oğuUarmdan 325 do ğumlu Hüseym oğlu Cemal. Zayi 712932 tarihinde bir dis fırçası hakkında tkfasat Vekâlebnden almıs oldugum 1468 numara ihhVa beratmı kaybettim. Yenisini çıkaracağundan hükmii olmadığı ilân olunur. Pasab«hçe SarTyeçesme sokak 3 numarada mukim Salâhattin Sami. açıldı. Durdu. Bir kaç saniye etrafı dinledi. Rüzgânn uğultusundan, a ğaçlarra hişırhsmdan başka hiç ses yoktu. Ayaklarının ucuna basa basa bahçeye girdi. Karanhğa gözleri alışmışti. Her taraf sık otlarla, ağaçlarla kaplan mıştı. Köşke doğru uzanan dar yol rutubetten yosun tutmuştu. Yürür ken ayaklanna otlar sanlıyordu. Toprakta ağır bir koku vardı. Biraz daha ilerleyince pencerelerin birin den mor bir ışık göründü. Burası mut laka doktorun lâburatuvar gibi kullandığı bir yerdi. Bahçenin bir köşesinde, yüksekçe bir toprak yığmınm üstüne çık h. Oradan bakinca pencerenin bîr kenarmdan içerisi görülebiliyordu. Burası, genişçe bir oda idi. Bir kö şede büyük fir fırm, onun yanmda bir inbik, duvarlarda da esrarengiz bir takım elektrik tesisah vardı. Ma. salann üstü, tavanlara vannctya kadar her yer karma kanşık aletler Ie, makinelerle dolu idi. Orta yer • de, mor ışıklı garip bir lâmbanm altında doktor Behzat duruyordu. <Mabadi var). 43,80 43.80 50.50 44,40 44,40 s 0,50 Adapazan asuye mahkemesi birinci hukuk dairesinden: Mukaddema iflâsmm açılmasına karar verümiş olan Adapazan'nm Uzunçarşı'da maniraturacılık He istigal eden Hasan Salâhattin ve Rifat Beylerin a lacaklılar ile akteylediği konkordatonon tasdicma dair 262933 tarihinde raahkemeden verilmis olan hüküm kesbi kat'iyet ebniş oldugundan icra ve iflâs kanununun 300 üncü maddesîne tev • fikan ilân olunur. bu tnrne hayabmın en felâketli dev • resini teşkil eder. Giresun tiyatrosunda müşteriler salonu boşalttıktan sonra yerlerden ızmaritleri toplayıp içtiğimi bir türlü unutamam. Giresun'da işte bu kadar sefalet çekb'k. Ya yaptığımız kanlı bıçakh kavgalar, geçirdiğinriz ölihn tehUkeleri...» * * • Behzad'm hayabnı nakle devam edeceğim. CEVAT FEHMİ raber kapıya doğru yürüdü. Otomobile atladılar: Bu gece çok meraklı seyier öğreneceğiz, sanınm. Ne olduğunu şimdiden kestiremem, ana biz bu işte her halde pek yalnız değiliz; elal tindan çalışan daha başkalan da var. Kadını yakalayıp cebinden her halde mühim bir sey almıslar... Feriha Hanım yüzünü burustur du: Artık kadm, erkek demiyor lar. Kimisini kaçırıyorlar, kimkini öldürüyorlar; knnismin elini kolu nu bağlayıp soyuyorlar... öyle bir işe gidm ki, Cevat!.. Bir kere bu is ötekilerden baska!. Sonra Matmazel Rosemonde Devrire gelince eskiden Heybelia da'lı Roza diye tanılan bu kadm kadar tehlikeii mahluk, değme erkeklerin arasmda püç bulunur. Bir zamanlar burada hapse mahkum ol ' mustu. Sonra Rusya'y* EHti. Bolşeviklerin hesabına çalısıyor, diye d u y musfruk. Orarla da hırsızlık ederken yaka'anmi!, Sonra nereden bulmussa bulmus, bir ecnebi pasaporhı ele geçirmis. Tekrar tstanbul'a geldi. Guya ar • tistlik, dansözlük yapıyor ana el al Ortaköy'de CavRağa mahallesmde 19 numaralı hanede muknn müteveffa AK Erendinin küçük çocddan Mu • tahhar ve Avniye mezkur hanede mn kim amcalan Ahmet Efendinin vasi taym edfhrus olduğu alâkadaranca ma lum olmak üzere ilân olunur. Hem, dedi, bu gecelik ben u zaktan seyirci kalacağım. Bizim i çin şimdilik korkacak bir sey yok. Deminki serseri kıyafetli adama da Allah yardım etsin. En büyük teh like onun basının etrafında dolaşı yor. Yalnız dünyanın bm türlü hali var. Olur a, eger yarma saate kadar ben dönmiyecek olursam sen oto mobili, Behzat Beyin otorduğu köske kadar getirirsin. Şoförlük vesi kası almadın ama otomobil kullan masını pekâlâ bilirsin. Köşkün önüne gelince, dört defa klâksyon ça larsm. Ben işleri ona göre hazırla run. Benim için bir tehlike olsa bile sen bu işareti verir vermez gelip beni kurtaracaklar. Cevat Rıza, bir kaç saniye sonra karanlıklar içinde görünmez oldu. Biraz ilerisinde, köşkün yüksek duvarları vardı. Duvarlann dibindeki otlara basa basa bahçe kapisının önüne kadar geldi. Burası gene öyle sımsıkı kapalı idi. Bahçe kapısmı bir kaç adım geçtikten sonra duvar birdenbire kıvnlıyordu. Biraz daha yürüdü. Karsisına bir başka kapı gel. di. Bu, biraz daha küçüktü. Kapıyi yavaşça hti. Kflhli değildl Sessizce Macera romant Nakleden: KEMAL RAGIP Gizli Eller Evine mi?.. Kendi evine mi?. Hayır.. Doktor Behzat Beyin koskü boralardadır. Ona götürürüz; bakar!. Bir kere polise haber vermek lâzim de&il mi, hanımcığım?. Ayşe, büsbütün sıkılmış, öfke Ienmis gibi tok bir sesle cevap verdi: Polise ne diye haber vere yim?. tfi büsbütün uzatıp ta ne olacak?. Heybeliada'Iı Roza tekcar göz lerini açmiftı. Birdenbire elini kaldırdı. Kendi üstünü arastıdı. Aradığinı balamamış gibi dudaklarının arasından üzüntiilü bir ses çıktı: Neoldu?. Kim aldı?. Diye inledi. Bahçıvanın karısı: Göruyorsunuz ya, zavallı kadmın parasmı çalmıslar!. Ben za ten görfir görmez işi anlamıştim! Gene kadm bitgin bir solukla içini çekti; kanapenin üstiine tekrar yıkıldı. Cevat Rıza, dalgın bir ba kışla ona bakiyordu. Orada bulu nanlarm arasında yafauz Feriha Hanım, kocasınm dudaklarındaki hafif favnmı fark etmisti; bunun ne de • mek olduğunu da ancak o anlıya bilirdi. Eski polis müfettisi mutlaka yeni bir sey sezmis olmalıydı: Aziz Efendi, diyordü. Siz burada bu kadıncağızı bekleyiniz. Ben biraz dısanya çıkayım. Hırsızı belki oralarda bulabiliriz. Siz kadının yanmdan aynlmayınız. Kalkıp git mek istese bile bırakmazsmız. Üs tüne kapıyi kilitleyiniz, daha iyi.. Fakat, efenditn... Bahçıvan hayretle bakıyordu: Bir aralık Ayse Hanımla ikisi ka* çamak bir bakısla gözgöze geldiler. Cevat Rıza: Dediğimi anladımz ya, Aziz Efendi.. Haydi, biz çıkahm. Eski polis müfettisi kansı ile be