4 « TÜRKÇEYE DOĞRU Cumharlyet Osmanlıca anlayıştan türkçe anlayışa m / Dil ve düşünme Dil insanm kendi insanhğmı yaratan toDİuInk kunımlarmın ( 1 ) en basmda bnlonur. tlk hakımdan dil bize salt bir msanlik varlığı gibi gözükür. öyle ya actmda ( 2 ) insandan baska dilli blr olmış ( 3 ) yoktur. Bürün cansız olmns lar, canh olmuslar, otlar ve hayvanlar nepsi da«zdir. Banlarm içmde dffli o larak tek bîr olmus, tek bh dogmas vard » Id o da imandır. Bundan dolayı insan dedigimiz olmuşta msanca varlığı yaratan en kökln şey dfldir. Gene ban dan dolayı insana eskidenberi «soyle yîd hayvan» denilmistir. Gereek insara öteki olmuşlardan aytran baslıca ayırtı ( 4 ) onan dSsunâcS ve anlayıcı bir olmus olması, bir dü funme ( 5 ) bir ana ( 6 ) ısa ( 7 ) olmasıd». Yalnız bu anı islemek içm du acundan ( 8 ) aiacağı öteberiyi kendi ba dun ( 9 ) dilmden alacak. ve böylece o an isUyecektn. Anm boyle dıs acundan aldığı seylerle yapacağı yeni düsönce ler ( 1 0 ) , yeni tasarlamalar ( 1 1 ) »« gene bu dil fle dı*. acuna çıkacak, çevresme ( 1 2 ) yayılacakbr. Göriilüyor ki dil insanca bir varbk olmakla beraber en çok topluca ( 1 3 ) bir varhkhr. Ve bir topluloğim içmden olan tek ( 1 4 ) ancak o topluluğim dililedîr ki kendi insanca varlığmı edinir. Arnnı ifletir; bundan dolayı bir toplu • luğu yapan Icurumlann en basmda dil bulunur. TeVer arasmda «konustna, anlasma» dediğimiz özce olup bitmeleri (10) adeta maddilestiren, ve konuşmayı anlasmayi söz kılıjnnda tekler ara stnda dolastırarak bu oz olup bitmelerini mevdana getiren topluluk kurumn dildir. Böylece dil fle düşünme arasmda sda bir bağlanb vardır. Çünkii düsim[•] Oünliik bir gazetede ofcuyuculan eğlendirecek. güldürecek şeyler yazmakta olan bir yazıcı benim bundan öncekl yazım Içln ileri geri bir şeyler söylemek istemiş.. «Çizmeden yukarı çıkma..> sö zünü andım ve güldüm. me özân ( 1 6 ) kendinin olan varlıgmm topluca çevreye uymasmdan dogar. Yoksa eskiden sanıldığı gibi topluhığun dışında kalnns, ve kendinde bu toplu Iuk veriminden ( 1 7 ) bir j>ayı bolon manruş olan bir msan kendi kafastm iş • letemez, anını yürfitemez. Insanlarm uzun çağlardanberi gelmekte olan ne tarihmde, ne de bugiin gözümüzün onönde yasamakta olan insan taknnlan • nm icinde bövle kendi kendine, hiç bir toplıduğa ilisiği olmaksızm tekbaşma vasıyan birini görebilir değiliz. Ve e« küern sandığı gibi hiç bir topluluğun içinden olmaksızm sanki gök üe yer arasmda yasar gibi olan bir insan henüz daba yer yözünde doğmamışbr. Bövle olunca mşanda dihünmeyi, ve o dü sünmenm vereceçi dü*unceleri söyüyecek. anlatacak olan dfli yaratan şey toplulnktur. Dil topluluk veriıniııi yapan ber törlö olup bitmeleri, tekin Szonde doğarak en kendmrâ olan duygulan tekler arasmda biribirine ulaftınr, vayar. Tekler arasmda birlik duvgulanni, dusüncelerini onlarm arasmda dolastnmaîra, u la*toma&a yarayan dil, bovlece bir törlu ku'Kirö edmmis olan tek1*» arasmda «birlik» i «18» yerlestirir. Bu budun • da birlik, o budunun içinden olan tek ler arasmda o türlfi kültür duygulan • nm, topluluk tasarlamalarmm ic • ten gelen bir coskunlukla onlar arasmda yavı'masile olur. Tek kendi ozunde dilin bildirdigi külKir duygulanm, tophJ»: tasarlamalarav eksîksîz olarak duynsuş, dqsmunüy ve o duygulan, tasarlamalan can'ı, coskun bir kı'ıfcta yasamts olmah ki özânde euclu bir verhnKKk, canlı bir şuur, senliUi bir topluca varlık doğmus, ve o duygularm, tasarlamalann yapıldığı ötekî tekler 3e kendi arasmda bir «tanı sıklik» bırlesmiş, ve böylece topluluk verimmm bir «biribirine dayanış» ı mevdana gelmif olsun. tste dil, dolayuOe tekm toplduktaki yermi tooluiuğa kara kökleştireceği gibi, topluluğun yermi de teke karsı yüceltir. Ve böylece doğan «biribirine dayanı»» budunca birliği kuran yapıcılarm baslıcalarmdan bin olur. Dil İşi Yazi dili, konuşma dili Günlük düşünceler: Dü ifi, Türk harsıru aydmlatacak bir çvabmandır. Onun ısığmı artırmak için hepînnz, giicümfirun yettiği kadar çna taşıyoruz ve taşonalıyız. Benzetiste tam uygunluk aranmaz ya. Bu dil çırakmanı, Ergenekondan kurtulmak için yakılan büyük atese benziyor. Ergenekon Tiirk'leri, yol bulup o darliktan kurtulmağa savaşırken nasıl kucak kucak odun tasımıslar, yiik yük kömür getirmiçler ve afilmaz bir dağa benziyen demir duvan yakıp eritmislerse biz de harsnmzm enginleşip yayılmasma engel olan Osmanh dilini, «Dil işi» dedağimiz çırakmanm yaman yalmfle hamnra çevireceğiı ve bu hamurdan kîrsiz, dScensiz, kılcıksır bir lugat yaratacagız. Fakat, Ergenekon Tiirk'leri, önlerine dikilen demirdağnn erkirken demird bozkurtun kdavuıluğuna bel bagfadüar. Yetmiş 9ci körugün kurulması, isletümesi işmi ona bvaktılar. Bu, eritme işintn bilgi tarafma d uzatmamak demekttr.. Dil tsi çirakmanuun da bir bilgî tarafı var dtr. Getirdiğimiz çiralarm çırakmana yarar olup olmadığmı aramak ve anlamak işte o bilgi tarafm ük göze çarpan ucudur. Çırakmana, yalm vermiyen ağaç konmaz, konursa tütün çıkanr, yaImlan karartır. Bu sebeple gözömuzü dört açıp dil işi çırakmanma taşıdığunız çmlarm iyi cmsten olmasına özenmeliyiz. Bunun için de flkin, dil ismin «hars» uıuzla hangi taraflarda birlestiğmi göı önünde bu • lundurmak gerektir. cBiraz himmet edilir de j Zonguldak'ta istihsal ve sevk usulleri ıslah edilir se senede 3 milyon ton kömür çıkarabiliriz Ereğli Zonguldak kömür hav zasının istihsaiâtı son on sene için de iki misli artmıştır. 1923 senesinde bu ocaklardan 597,000 ton kömür alınmış iken, 1932 senesinde istih salât 1,600,000 tona çıkmıstır. Son on senenin istihsalâtını tetkik ~At* Hm. Ton 1923 597,000 1924 769,100 1925 957,600 1926 1,216,000 1927 1,323,800 1928 1.250,600 1929 1,421,000 1930 1,595,000 1931 1,574,000 1932 1,600,000 Yukaridaki tablolardan cıkan netice sudur. 1923 den 1927 senesine kadar 4 sene zarfinda istihsaiâtı mız muntazaman senevî, vasatî o larak 181,000 ton fazlalastıği hal de; 1928 senesinde istihsalât bir sene evvelkine nazaran 73,200 ton a • zalmıstır. 1928 senesinden sonra is tihsalittaki fazlalrk eskisi gibi de vam ederek 1930 senesinde havza nın kömür istihsaiâtı 1,595,000 tona yükselmistir. 1931 senesinde ise, kömür istih salâtı 1930 senesine kıyasen 21,000 ton tenakus etmistir. 1932 senesinde istihsalât tekrar yükselmeğe basla mıs, fakat bu yükseliş eski hacmine nazaran ancak yedide bir derece sinde olmustur. Son iki sene zarfında kömür is tihsalâtıtnızm eski senelere nazaran çoğalma nisbetlerinde husule gelen bu durgunluk nedendir? Kömürle rimizi satacak mahreç mi yok. ts tihsalât bu mahreçleri kapatacak kadar hali isbaa mi gelmistir? Hayır. Bilâkis Akdeniz havzasında bi zünle sıkı münasebati ticariyesi bulunan bir kaç memleket vardır kî memleketimizden pek çok kömür alabilecek vaziyettedirler. ttalya, Yunanistan, Suriye gibi. Italyan sana yii senede 15 . 16 milyon ton kö mür sarfediyor; ve bu kömürlerin yüzde 95 i dısandan geliyor. Buna rağmen Italya bizden kömür al mıyor. Fabrikaları Ingiliz kömürle ~ rini kullamyor. Niçin? Çünkü Ingiliz kömürleri daha ucuza satılıyor. BUhassa, tngiliz lirası yüzde 25 derecesinde düstükten sonra tngiliz kömürlerinin rekabet kudreti faz lalamış kömürlerimizin hariç piya salara dökülmesine ciddî bir mâni teşkil etmistir. Ereğli. Zonguldak kömür havza " sraın çok zengin olduguna müte hassıslardan isitiyoruz. Şimdiki mıntaka dahilinde 100 milyon ton kö mür bulunduğunu söyKiyorlar. O caklarm en modern usuller alhnda işletildiği ve zamana göre yükleme ve bosaltma vasıtalan kullanıldığı takdirde bugünkü istihsalâtnnızın dört bes misli artması ve kömürle rhnizin daha ucuza satilabilmesi mümkündür. Yalnız ttalya'mn ay Iık kömür sarfiyatı bizim bugünkü bir senelik istihsalâtımıza muadil olduğunu düsünürsek; istihsalât ve sevkfyatta yapılacak ıslahat saye sinde yakın bir zamanda kömür ih racatımızı senede 3 milyon tona çıkarmanm güç bir is olmadıgı anla sılır. 3 milyon ton komür bugünkü Katlarla memleketimıize en asağı senede 3 . 3,5 milyon tngiliz Iiraaı döviz getirh. Avrupa'nın muazzam sanayiinin bir gıda maddesi olan kömür gibi bir metam ise alıcısı her zaman hazirdır. Yeter ki fiatlar beynelmîlel usul ve sartlara uydurula bilsin. Biz bu itibarla kömür ocaklan • mızın memleketimizm en büyük bir servet membaını teşkil ettiğine ve bu servet membalarımızın inkisaf ve terakkiye pek müsait olduguna ka* ni bulunuyoruz. 23 Mart 1933 K Bu akşamld program Tercih ediniz: > BÜKRBŞ : 20,45 Manoh Lescant (Puccinl). VİTANA : 21.05 9 nncu senfonl CBrnckner). KÖNİGSBERG : 22,45 Synphonie l'Horloge (Haydn). TULUZ : 22,50 Thaîs (Masaenet). STOKHOLM : 23.05 Concerto de violon (Brahms). PARtS (Radio . Parts) : 24,05 Concerto (Bachmarinofy İSTANBUL t 18 Saz: (Nebil oğlu tsmaâ Hakkı Bey) 18,45 orkestra konseri 19,30 fransızca ders (ilerlemiş olamlara) 20 saz: (Ulkü Hanım) 20,30 saz: (Tanburi Refik Bey ve arkadaşları) 21,30 gramofon plâklart sonra: aians ve borsa haberleri, saat ayan. ANKARA: 12.30 Ankarapalas orkestrasi (13,30 8 kadar) 18 radyo orkestran 18,40 gramofon konseri 19,10 dans musiki« 20,10 havadisler ve hava raporu. BERLtN : 18,10 piyano konseri 18,35 mu sahabe 18.55 gençlik saatİ 19,15 sarkıiar 19,30 kıraat 20,05 senfonik konser 22,25 içtimaî mes'eleler 23.25 havadisler ve dans musikisi VİYANA : 19,30 iktısadî musahabe 19,50 tlyatro tenkidi • 21.05 konser • 22,50 havadisler 23,05 cazbant BUDAPEŞTE : 18,30 muhtelif program 20,05 gîtar konseri 20,35 musahabe 21,05 Viyana'dan 23.05 havadisler müteakıben: fcsigan orlf»«^"«« " ' 0 • • • •» bant. BÜKRES : 20,45 (Mans Lesecant) Puccmi'nin operası (gramofon ile) BELGRAT : 19,05 piâklar 19,35 halt «ricılari 20.05 Viyana'dan nakil. PRAG : 16,35 mrhtelif konser 21.35 V&rnet solo 22,05 radyo orkestrasi 23,05 havadisler 23,20 gramofon plâkları neşriyatı. VARŞOVA : {,9 18,05 şarkılar 19,30 haf 21.05 Viyana'daki kon»erin tiyatro 23,35 dans musikisi. * ROMA : 18,35 radyo orkestrasmın konserî • 20,25 havadisler 21,20 gramofor plâkları 21,50 senfonik konser. Arayışlar üzerînde duruş Okuyucuianımz ve söz derleyicHerindz, bazan coyarak, arapça kelimeleri gene arapça kelimelerle türkçeye çevi rivorlar. Caml Acemi gibi!.. Acemi, arapçadır, Arap olmıyan mületler için kullandırdı. Dun de yazdıgımız gibi türkçede onun tam karşdığı «tat» tır. Os manlıcada, Yeniçeri yamaklanna «Acemi oğlanlan» denilmesi o kelüneyi türkçelestirmiş olamaz. Burada bir noktayı da hahrlatmak isteriz. Bir çok keluneler var ki arapça gibi görünör de türkçedir, yahut türkçe gibi görünur de değildir. Çırakmana çıra sunulurken buna da dikkat edilmelidir. Meseli Anadolu'da kullandan bir cranımak» sözü var. thb'yarlıktan eü, ayağı tutmıyanlara «fanımıy» derler. VefBc Paşa, bo kelimentn «fanfan» la bir kökten oldugunu, kınlmak manasına geldigmi söyler, halis törkce olduguna yazar. Şemsettia Sami Bey ise.cfena» aslmdan gelip «fani» kelimesinden bozma bulunduğunu ileri sürer. Kelime, rüpbe yok Id türkçedir, fanfan böceği de Şerasetttn Sami Beym bu kelimede yanıldıgım gösteriyor. Söz derleyicfleri, »eçmekte titiz olmalıdirlar. RN. (1) İçtlmai müessese. (2) Dünya. (3) Mevcut. (4) Parika. (5) Müfekkire. (6) Zlhln. (7) Sahip. (8) harcı âlem. (9) Mület. (10) Fikir. (11) Tasarvur. (12) Muhlt. o<x .irıı* (13) Ictimai. 714) Fret. 05) Hâdiseler. Hatil Nimetullah afl) Nefis. (17) Hayat. (18) Vahdet. Yenilecek ve içilecek şeyler listesi Balıkpazarı perakende piya sasına naaaran bu hafta et fîatları geçen haftaya nazaran çok düşmüstür. Bühassa kuzu eti geçen hafta okkası 65 kuruş iken bu hafta 50 kurusa, koyun 60 tan 55 kurusa, sığır da 40 tan 35 kurusa düşmüstür. Mevsim münasebetile kuzular çoğaldıği için piyasaya fazla mal gelmesi kuzu fiatlannda lSkurus bir tenezzül husule getirmiştir. Tereyağ Edirne ve Adapazarı mahsulü tuzsuz 140 kurustur. Geçen hafta 160 kurusa satılıyordu. Yumurta beheri 2 kurustan 1,5 kuruşa düs müştür. Mevsim münasebetile Anadolu'dan fazla mal gelmek terfir. Patates ve sadeyağ fiatlarında da sirasile okkada 1 ve 5 kurus tenezzül vardır. Kömür fiatı 7 kurustan 5 kurusa inmistir. Diğer maddelerin fiatlarında bir değişiklik olmamıştır. Şarap ihracatımız artmıştır Yerli saraplanmızın ihracatı son günlerde nazari dikkati celbedecek bir miktara baliğ olmustur. Dün de Triyeste'ye 46 bm kilo yerli şarap sevkedilmiştir. A R T I S T İ K SİNEMASINDA Bu akşam ilk defa olarak (Mösyö, Madam ve Bibl) filminin almanca kopyası olan Kontenjan usulOnO tatbik eden memleketler IKI MES'UT KALP filmi başhyor. Heyeti temsiliyesi başında: Yeni karşıbklar Dil encümeninin listelerindeki kelimelere bulunan öz türkçe karşıIıklan nesre devam ediyoruz: **• 6E0R6 ALBXANDER MA6DA SCHNEIDERLEE PARRY ve HERMANN THIMI6 Fox Jurnalde: Hitlerciler ekseriyeti kazanıyorlar Re ichştag yangını Rusya'nın Grand Ouc Alexandreın cenaze merasimi bir arslana karşı bir bo ğanın müthiş mücadelesi vesaire... LUie: 7 OADİR: Kıyma, yazıketme, GAFLET: Dalgınlık, GAİLE: Sıkıntı, tasa, GALEBE: Yenme, üstgelmc, GANİMET: Vurgun, GAREZ: Düşmanlık, GARİP: Şa§ılacak, yabancı, GAVAMIZ: Çetinlikler, derinlik. ler, GAYBUBET: Iraklık, aynlık, GAYE: Dllek, GIDA: Azık, GINA: Bıkkmhk, GİRDAP: (Türkçesi cçölek> tir), GURUR: Bö. burlenme, GÜNAH: Suç. *** GADİB: Yazık, GABİ: Duygusuz, GAF. LET: Uyuntuluk, GAİLE: Üzüntü, sıkıntı, GALEBE: Üsteleyl?, yeniş, GANİMET: Savas vurgunu, GARİBE: Özge, GAYE: Son, blürim, GIDA: Besi, GINA: Doy gunluk, bıkkınlık, kanikllk, nsanç, GİRDAP: Su uçurumu, GRUP: Gün batımı. Malkoçoğlu Sadık *** Halil Nimetullah * Memleketimizden başka, Brezil • ya, Danimarka, lspanya, Bulgaris tan, Çekoslovakya, Yunanistan, Es ~ tonya, Macaristan, Fransa, Belçi ka, Avusturya, Hollanda ve Romanya'da da kontenjan usulü tatbik e dilmektedir. Ticaret odası bu mem leketlerin kontenjanlarında Türki • ye'yi alâkadar eden mukarreratı tetkik etmektedir. Netîcede hazırlanacak rapor tktısat Vekâletine gönde • rilecektir. Sinemada" 2 YUZLU ADAM Esrarengiz filmi her halde görmeniz lâzımdır. Fırsatı kaçırmayınız Kemali muvaffakiyetle mckte olan gösteril Maruf bir tötön fabrikatoru Evvelkî gün Ceneral Fon Steuben seyyah vapurile Hamburg'taki Re emtsma Cigaretten fabrik sahîpie rinden Herr Herman Reemtsma, refikasi ve firmanm şark vekili Herr Zellermayer Ue birlikte şehrimize gelmistir. Bu fabrika Almanya'mn Türkiye'den en çok tütün alan en büyük müessesesidir. m MİLLET Tiyatrosunda Bu akşam 23 mart 933 perşembe <Platlar okka hesabiledir» Kuruş Bezelye 42 Çay 400 Et kuzu 50 KoyuD 55 Sığır 35 Fasulye 15 Irmlk 21 Kahve çckilml? 180 Kahve çekilmp 140 Kömür 5 Kaşar peyniri 100 Makama 21 Merclmek 21 Nohut 20 Patates 5 Plrinç 25 Peynir beyaz 60 Gaz 30 Soğan 6 Sade yağ 120 Süt 25 Sabun 35 Şeker toz 48 Şeker küp 55 Tereyağ 140 Un 15 Yumurta (adedi) 1,5 Yoğurt 24 Zeytinya? 45 Zeytin 30 başarabiliş, KABUL: Alma, KABIRKABR: Gömülme yeri, ölü çukuru, KADER: Alm yazısı, başageüne, KADIRJCADR: Değer, ilerlik, sıra, sayı, ön, KADİT: İskelet, pastıma, kemik kafes, KAFİLE: Kalabalık, kümelti, sürü, KAFİYE: Süslü uygu, KAİDE: Temel, yol, KAİNAT: Topvarlık, yaratılıs dizgisi, KAMUS: Büyük, söz kı. lavuzu, KANUN: Yasa, FUorinalı Nâzıır 6U (Bir G L O R Y A sinemumd: NAŞiT Bey ŞAMPiYON yavrunun çektikleri) B E E R Y w A L L A C E ve küçük dâhi JACK1E KOOPER Bir pedirin çocugu için ihtiyar ettigi fedakârhğın en yüksek derecesini görerek müteessir olacak sınız. tlâveten: FOX JÜRNAL'da: Hitlercılerin Rayştagd eksenvtt kazsnmalanRayşta^ yangını3 kişilik yeni dans ve ssire. Bu akşamdan itibaren • A S R î SiNEMADA A 5 R Î SİNEMADA^ Fevkâlâde program Sinemada: JOAN CRAWFORD | Fevkâlâde program, sinemada: ve arkadaşian ŞAMRAM HERMİNE Saadet Muzaffer Hanimlar birlikte (Tnnus eğlenceieri yahnt Çöl Güzelii dram komedi 4 perde Sinema, tiyatro, vatyete, duetto •I Dahuliye 20, localar 120 kuruş. ^ | Li$te: 8 HABER: Salık, HÂDİSE: Olupbitme, HAL: Duruş, HALİS: Katıksız, HÂRİKA: Olur şey degil, HASILAT: Verimler, HAS. SA: Yarar, HATIR: Gönul, HATIRA: Anma. Halil Nimetullah *** DANS CiNNETi Fransızca sözlü sefahat, ihtiras ve hayat için mücadele filmi. Sahnede: Bronzdan adamlar LES RESEO Pironko cambaz kutnpanyası vesaire~ Varyete numaralan ve CLARK GABLE urafından JOAN CRAWFORD ve CLARK 6ABLE tarafından bir sureti fevkalâdede tem sil edilen fransızca sözlü ALBERT PREJEAN en nefis şarkılarmı söylemektedir. Fransızca sözlü şarkılı filminde yaptığı filimlerin en güzelini yaratmıştır. BRi6iTTE HELMı B A U V I •i• c e H o r t a 0 y l l n O j YıLDIZLARIN EN GÜZELi MELEK SİNEMASINDA DANS CNNETİ Liste: 9 İBDA: Yaratma, İBRA: Kurtarma, İCMAL: Kısaltma, İCRA: Yapmak, İÇTİ HAT: Görüş, İDARE: Çevirme, İDMAN: Alısma, İDRAK: Anlamak, İHALE: Üstü. ne bırakma, İHRAZ: Elde etmek. Halil Nimetullah *** ıLORYA siiK'iııasıııılii j {Musiki san'atkârları Gemiyetl tarafından tertip edilen ve Safiycl ve Eftalya hanımlann iştirakile I 35 kişilik mart çarşamba akşamı saat 21,30 dal LİBte: 10 KABİLİYET: Yapma, KABAHAT: Suç, KABÜL: Alma, KABİR: Bark, KADER: Alm yazısı, KADİR: Yapabllen, becerikli, KADİT: Kuru kemik, KAFİLE: Takım, öbek, alay, KAFİYE: Ayak, KAİDE: Temel, düzgü, KAİNAT: Varlık, varlık yuvarhğı, KAMUS: Söz bllik, KANUN: Bu. yurgan, tezük. Muallim: Orban Rıza KABAHAT: Suç, KABİLİYET: Yapabllme, kavnyabillş, alabilme, beceriklik, F I II A Ayff? A Sinemasında türkçe sözlfi, ^rkılı, efflen1 I I J I 17\1TI1\^1 b a y k h a ] k korojjjji ALATURKA • KONSER Fiatlar: 75 100 150 200 kuruş Biletler sinemanın gişesinde sanlmaktadır. ojnvoi» NAŞıTHAZIMHALiDE. İPEKFİLM Stüdyosunda yapılmıştır. Filme Ilâve; ARTİST KANI Fransızca sözlü, Mümessilesi: (VlEG LEMONİER DüGâN GECESi I filmi, yuksek ve kibar âlemin, kuvvet ve hareketin haydatlar kananu nnn, aşk şecaatlerinin, kahramanhğın filmi olup hoşa gidecek, teessüre gsrkedecek ve heyecanlandıracak bir fılimdir. Sahnede: Zengin varyeîe numaralan. Bronz adamlar LES TESEO Pironko cambâz trupu. • • 1 Fiatlarda zammiyat yoktur. g ^ B BU AKŞAM saat 21.30 da istanbul Darülbedayı temsilleri Usküdar Hâle sinemasında Türkçe sesli, sözlü şarkılı AYNAROZ KADISf Yazan. Musahip Zade Celâi Bey 6 perde tarihi Komedi. UMUMA Şehir Tiyatrosu Hljl! lllllll llll Bir millet uyanıyoı İlâveten: Dünya havaduler