23 Marl 1C33 Camhari Çocuk masallar Vaktile Avrupa'nın en şimal noktasmda Finmark isminde bir memleket vardı. Bu memleketin hüküm darı Olsen isminde bir adamdı. Olsen bir tanecik oğlu prens As • tor'uçok seviyordu. Yalnız onun hüku met işlerile pek alâ kadar görünmemesi ca nını sıkıyordu.Prens ne masa başında, ne de ordu arasmda meşgul olmaktan hoşlanmıyor Vaktini çalşı cp'makla geçiriyordu. Halbuki Finmark memleketinin vaziyeti de oldukea fena îdi. Etrafmdaki düsmanları ona hü cum için hazırlanıyorlar, castahk, sefalet ortalığ kasıp kavuruyoruu. Olsen ihtiyarlamıştı. Arasıra: Ben öldükten sonra böyle hayırsız bir evlâdın idaresi al • tında bu memleketin hali nice olur? Diye düşünüyordu. Bir gün oğlunu yanına çağırdı: Dün gece bir riiya gördüm, dedi, bir peri kızı bana nasihatler verdi. Bu memlekete ne za • man bir altın elma ile kardan yıldız girerse o zaman ahavlin düzeleceğini söyledi. Bunlar cenup memleketlerinde çokmuş. Haydi hazırlan yola çık ve bul getır! Prens Astor'un bu sakin hayahnın terkedeceğinden dolayı evvelâ canı çok sıkıldı. Fakat bir kaç gün sonra yeni bir takım memleketler görmesine vesile olacağı için sevinç ve neş'e ile gitmeğe karar verdi. Yanına da lalası Tarik'ten başka kimseyi almadı. Yaz gittiler güz gittiler, dere tepe düz gittiler. Yolda bir ihti yara rasgeldiler. lhtiyar yorgun ve aç gibi görünüyordu. Prens hemen paltosunu yere serdi. İh' tiyan üstüne oturttu. Torbasın dan biraz ekmek peynir ve yemiş çıkarıp ona verdi. thtiyar bu lutfundan dolayı evvelâ Prense teşekkür ettikten sonra dedi ki: Benim adım Herkül'dür. Dünya yüzündeki fena adamların düşmanıyım. Bir çoğunu ortadan kalırdım. Fakat daha tenaizliyeceıderim var. Siz benim böyle süklüm püklüm durduğuma bakmaymız. lcabmda dirilir, pehlivan gibi bir adam olurum. O vakit prens Astor Herkül'e derdini açtı: Altın elma ile kardan yıl dızı arıyorum! dedi. Herkül de şu cevabı verdi: Altın elma Afrika'nın At las Okyanus'u sahillerinde ola cak. Bu tuttuğunuz yol doğru oraya gider. Yalnız dikkat edin yamyamlar sizi yemesin. Isterseniz ben de beraber geleyim. Si • ze arkadaşhk ederim! Üçü birden tekrar yola düzüldüler. Aylar, seneler yürüdükten ve önlerine gelen denizi sal'ar üs Mektepii yazılan Kedi, çık bacadan! Daha pek güçüktüm. Kedinln kuyruğunu tutunca ramazan kandili gibi baş aşağı sarlatır, Arap Mehmed'in zurnası gibi viyak viyak öttürürdüm, köpeklere gem takarak, sırtlanna biner, kavak ağaçlannın tepesinde sınk cambazlan gibi hünerler gösterir • dim, hiç bir şeyden korkmazdım. Yalnız Bedia ablam bazan: Kedi! Çık bacadan! Diye birisini çağınrdı. Kor kardım. Küçük dilimi bir kere yutar, bir de geviş getiren hay vanlar gibi tekrar çıkartırdım. Bir taraf a siner, korka korka mtıtfağa bakar. bacadan kedinin çıkmasını beklerdim. Tabiî bu si • rada evde herkesin bası dfnlenir, kediye, bes d?kika istirahat, kopeklere iki dakika rahat yüzü nasip olur, kavak aSarlan serrim den kurtulurdu. Bekler, bekler dim, bacadan bir şey cıkmazdı. ^ekiz sene, evet tam sekiz sene dir bacadan çiVacak olan kediye intizardavım. Fakat ne gelen var ne «nden! NUantaşt İS tnci ilk mektep 820 Attf Emin Bilmeceyi halledenler Burada resmî çıkanlar mükâfat kazanmış değil lerdir. Yalnız bilmeceyi doğru hallctmislerdir ÜOYUNLAR Koku oyunu Bahçede veya salonda birbi rinden yarımşar metro aynlıkta küçük torbalar içine kokulu muh telif eşya konur. Faraza porta kal kabuğu, gül kurusu, kahve çekirdeği, soğan, tütün tozu, ü zerine levanta veya kolonya serpilmiş bezler. Bunları hazırlıyan tabiî oyu na girmez. Diğer oyuncular evvelâ karşıya dizilirler. Sonra sıra ile gidip bu küçük torbalan koklarlar. Herkesin elinde torba adedi kadar küçük birer kâğıt bulunur. Her oyuncu beher tor bada ne kokusu duyduysa kâğıdın içine yazıp imzasını da atar ve torbanın yanına bırakır. Bü tün oyuncular bu işi yapıp bitirdikten sonra kâğıtlar açılır. Hep sini yahut en çoğunu kimler dogru yazmışlarsa onlar kazanırl&r, en geriye kalan yenihniş sayılır. Yavrular, bu oyun sizin koka hissinizi artırmağa çok yarar. tünde geçtıkten sonra Afrika kıt'asına eriftiler. llk karşılan • na çıkan yamyamlann reisi oldu. Bu bir dudağı yer, bir dudağı gök süpürür bir zenci idi. Şimşek çakar gibi gürültülü bir sesle: Kimsiniz, ne istiyor sunuz? Diye bağırd» Buna ihtiyar cevap verdi: Bana Herkül derler, belki adımı işitmişsindir. Burada ar kadaşlanmla beraber altın el • mayı almağa geldim. Ya yol g'osterirsin, onu bize bulursun, ya • hut ta halin yaman olur. Yamyamlann reisi bu sert sözlerden korktu. Hemen önlerine düştü. Onları güzel bir bahçeye götürdü: Buyurun, dedi, altın elma ların en güzellerinden birini se çin! Herkül omuz verdi. Tarik o nun sırtına bindi. Astor da en üste çıktı. Bir altın elma kopar dılar. O zaman şimal memleketlerinde mevcut olmıyan meğerse ne imiş biliyor musunuz, bugün poriakal dediğimiz şeymiş. Üç arkadaş yamyamlann rei sine tesekkür ettikten sonra yo • la çıktılar. Bu sefer Cebelitarik boğazından İspanya'ya» oradan Fransa'ya, Fransa'dan sonra da Isviçre'ye geçtiler. Çünkü Her kül kardan yıldızın ancak ora dak" dağlarda bulunacağını bi liyordu. Herkül'le Prens Astor'un memleketine geldiğini duyan o za tnanki lsviçre Kralı onlan kendi sarayın% misafir etti. İstedik.erini arata arata buldurdu. Kar yıldızı da meğer bir çiçek değilmiymis. Artık Prensteki sevinci tabiî gözünüzün önüne getirebilirsi piz. Uç arkadaş hiç durmamacasına gece gündüz yol alıp Fin mark'a geldiler. Babası Astor'u büyük bir za • fer alayı ile karşılayıp alnından öptt'i. Sonra bir kenara çekip: Ojlum, dedi, altın elmanın bir yemis, kardan yıldızın bir çiçek olduğunu ben evvelce Lili • yordum. Yalnız seni dünyayı görsün, hayatı anlasm diye bu seyahate çıkardım. Artık hü kumet idare edecek gibi yetiştin. ölsem de gözüm açık git mez! Baba, oğul, lalası Tarik ve Herkül hayatlarının sonuna kadar Finmark'ta mesudane yaşadılar. |FAVDAU BÎLGSLER Baykuş ne yer? Bazı cahiller baykuşu ugur • suz bir hayvan addederler. O • nu hiç sevmezler. Halbuki baykuş insanlara en faydalı kuşlarden biridir. r defakl bflmecemlsi doğru KaHedlp te mükafat kazan&mıyan fakat bize fotograflannı gonderaüç olanların resim. lerinl basmağa devam edlyoruz Boldan nra İle: 1 Eyüp 37 Incl Uk mektep 306 Muzaffer. a Beylerbeyl llk mektep 68 Muhsln. 3 Inegol orta mektep 98 Oktay Bulent. 4 Inebolu Battal zade Salâbattm B kızı Inci. 5 Devlet matbaasında Şakir 6 Beyoglu 10 uncu llk mektep 322 Mualla Fehml. 7 Ortakby Çlltllk sokagı 39 No da lsmet Huseyln 8 Sirkecl Ebüssuut caddesl 36 No da Stefanos Dellyanis 9 Bursa Zaklr sokagı All 10 Beyoglu 17 lncl llk mektep 166 Mustala Ahmet. * * ' "* 11 Manbul Darüşşafaka Usesı 329 Ali 12 Aksaray Sofular Ahmedıye cad. desi 113 Methl 13 Maltepe ilk mektep 56 Bülent 14 Uskudar orta mektep 326 Celâl 15 8 inci Uk mektep 331 Suheylâ 16 Şemsulmekâtip 44 Nennln 17 Hgın jandarma boluk kumandanı Şevki Beyin kızı Neclâ 18 Bursa erkek lısesi 649 Şemsettln. 19 Inonü Uk mektep 84 Eşref Ibrahım 20 Inküâp Usesi 89 Behçet 21 Konya askerl Usesi 4958 Nurl 22 Akşehir Alâattin ağa oğullarından Beklr Sıtkı 23 Alaşehır tapu memurunun torunu Sugra. * ^' 24 JUdıköy eckek. hsegi 17& Atai Bey Te Hanımlar. Salon saklambacı Bu oyunun esası bir salon ve • ya odada saklanmış olan men • dil veya eşyayı buhnaktır. Ebe olarak seçilen dışan çıkanlır. Diğer oyuncular içeride kalırlar. Mendil veya eşya saklandıktan sonra ebe içeri girer. Oyuncunun biri piyano, armonik veya ağız çalgılarından birini çalar. E be saklı eşyaya yaklaştıkça çalgının sesi kuvvetleştirilir. Uzaklaştıkça hafifleştirilir. Bu suretle onun saklanan j e y i bulma sına yardım edilir. Sonra SâşEa bir ebe seçilir ve oyuna devam olunur. Bu oyunu biraz daha tatIılastırmak için bazan masa ü zerinde veya diğer bir yerdeki esyadan birini kaldınp* başka yere götürmesi, yahut ta muayyen bir sahsı selâmlaması gibi hususlar da tabiî ebeye evvelden haber verilmek şartile esas tutulabilir. Fıkra Meraklı şeyler Bundan yirmi be$ otuz sene evvel gene böyle yapışşık iki kardeş vardı. Rabeka ile Danimarka köylerinden bir çoDodeka. Onlar ne ğun"n de bu eski kafalt insa^iar oldu biLniyoruz. aras nda olması, baykuşun mu • Fakat şu sırada zır bir hayvan olduğunu iddia tngiltere'de Bir etmeleri Kopenhağ Darülfunu • mingam şelırin nu muallimlerinden profesör Pede varyete numatersen'e bu kuşun hayatını uzun rası olarak gös uzalıya »etkik ettirmiştir. Bu zaterilen iki yapı tın tetkikatı neticesine göre kenşık kız kardeş di cvinin civanndaki harabelermeydana den birinde yuva kurmuş olan bir daha çıktı. Daisy ile çift baykuş yalnız dört ay zır Violet. Yapışık fında 600 den fazla fare yeroişkız kardeşlerin tir. doğrusu tabiat Eğer bu baykuş ailesi 600 fanoktai nascrın reyi telef efcnemiş clsaydı, o mudan bir fevkalâ zır hayvBnlar kimbilir ne k**dar delik değildir. ziyan yapacaklardı. Binaenalcyh tkîz olarak nasıl ayri ayn iki baykuşu" sade ev değil, tarla fakardeş dünyaya geliyorsa bun • relerîni de yediğlne bakılırsa lar da annelerinin karnında bir • onu muzjr kuslar sırasından çı birlerine yapışmışlar ve öyle doğ kanp faydalı kuslar listesins sokmuşlardır. Yalnız asıl mes'ele mak, zavallıcık hakkm>la sene bundan sonra güçlesiyor. Birbi lerdcnberi kökleşmiş yanlış fi rinden aynlması kabil olmıyan kirl*ri değiştirmek icap edîyor. iki adamın hayatını n ne iz'aç e • Dünyanın en eski kafası dici ve ıstırap verici olacağını Eski tarih devirlerine ait i • tabiî tahmin edersiniz. Birinin canı bir yere gitmek ister. ötekilimlerle uğrasan bir Ingiliz kaninki başka yere. Alelâde insanlar için basit bir mes'ele olan bu iş bunlar için imkânsızdır. İkisinden birisî mutlâka diğerine uymak mecburiyetindedir. Fa • kat tngiliz gazetelerinin verdiği malumata göre Daisy ile Violet fası çıkarmış ve bunun hakkın • da mütalealannı söylemeleri i çin kafayı Amerika'lı âlijnlere göndermiştir. Âlimler bu kafa yı evirmisler, çevirmişler, ölç • müşler, biçmişler, ve yüz binlerce sene evvel dünya yüzünde yaşıyan insanlardan birine ait ol • duğunu söylemişlerdir. Yani şimdiye kadar ele geçmiş kafalann Hesap dersinde Ihsan oğlum, ben sana 10 tane ceviz versem, «al bunu kü • çük kardeşinle payet!» desem heı birinize kaçar ceviz düşer? Ona 3, bana 7 muallim Bey? Ama yaptın ha.. Bu kadar cık bir şeye aklın ermedi mi? Ser hiç hesap bilmiyorsun? Ben biliyorum ama küçük kardeşim bilmez. «Eh, bana bu kadar düşüyonmuş!» diye razı olur. bu husustan hiç te şikâyet etfnı yorlarmış. Resimde gördüğünüz veçhile bunlar genç ve güzel kızIardır. Gazete diyor ki: «Bunlardan biri ne düşünürse belki damarlarında ayni kan dolaşması dolayısile ötekine malum oluyor. Birbirinin sözünden dışarı .;ık mıyorlar.» Daisy ile Violet aleiâde in sanlar gibi yaşıyorlar. Hatta dansediyorlar. İşin daha garibi Vi olet evlidir. Daisy'ye henüz ta lip çıkmamıştır. Böyle varyete numarası halinde sahneye çıkarak kazandıklan para ksndilerini ferah ferah yaşatmağa ki fayet ediyor. en eskisi. Fakat âlunlerden birisi de bilâkis bu kafanın bir maymuna, bundan elli bin sene ev vel yaşamış bir maymuna ait olduğu iddiasını ileri sürmüstür. Görülüyor ki âlimler kafanın eskiliğini söylemekte ağız birliği ediyorlar. Yalnız insan veya maymun kafası ohnası mes'elesinde birleşemiyorlar. Mart bulmacası Tarihte öyle bir Türk kahramani bulunuz ki ismine bakıldığı zaman hiç yaya yürü • mediği yrjıında daima bir binek hayvanı taşıdığı meydana çıksın. Doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye Foto E • tem'den 6 kart ve bir ağrandisman resim çıkartmak hakkı takdim olunacak, diğer yüz kişiye faydalı ve muhtelif hedi • yeler verilecektir. Her hangi mükâfat kazananların ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotoğraflarını gönderdikleri takdirde • gazeteye basılır. dını Miss Garfod Küdus şehri civarında tetkikatta bulunurken yerden garip şekilde bir insan ka