.1 ıviari. Camkariyet' SOIM TELGRAFLAO I . Bana Nezle salgını varmif Ben bu haberi okuduktan >onFransa derin tetkikat yapacak Yugoslavya'nın radır ki nezle olduğumun farkına vardım; anladım ki, beynimin etetekieri tutuştu Makdonald Londra'ya dönüyor rafına çepçevre bir duvar çekilmiş gibi bafimı ağırlaştıran şey, mn öjjrendiğine göre M. Daladier ve Roma 21 ( A . A . ) M. Makdonald. bu imiş. Ne sinsi derttir, bilirsiP*<.ıl Boncour bugân M. Makdonald ve tngi'iz elçfliğ'iıde kabul ettiği ttalyan niz: Bazı hiç kendini belli etmez, M. Simon'a Romada derpiş olunan Avgazeteeilerine yaphğı beyanatta bey incecik bir mikrop halinde başırupa milletleri arasmdaki münasebetleneunile] siyasetle ilisiği olan işler hak rin mkisafmda müthiş bir ak» yapacak kmda M. Musolini ile bol bol konuştu nızın içine «okulur, girer, sonra olan muahedeye Fransa'nm «amjîniyetğundan ötürü büyiik bir sevmç duy yengeç kadar büyüyerek uzun ve le istirak etmeVte o'dugunu bPdirecek duğunu, düsünce!er arasmda bir bpkı kancah ayaklanm beyninizin lerdir. Ancak M. Daladier ve Paul BonItk elde edildiğini söylemistir. kıvrımlarına takar, gittikçe dacour bu derpiş olunan muahedeyi lâ • « Bu görüsme'erde gözden geçi • ha derinlere doğru saplanmağa yılnle tetktk etme'erme müsaade edilr3en ve araştırlan hal çareieri arasın mesini istiyeceklerdir. Bu muahedenin başlar. öyle ki, insan nezle olda alâkadar devletlerin isteklerini zorbazı ahkâmı ilk bakışta ciddî tadilâta duğunu bile anîıyamaz da gelıyacak yahut dtfelderimizi onlara zorlüzum göstermektedir. Muabedelerin taU kabal ettrecek sekilde bir kombi zetede Dr. Osman Şerefettin Bedfli ve silâh bırakma mes'eleleri proje neıon yoktur. deki botılara ak ahkâmın derin bir tarz yin izahlannı okuduktan sonra Sulhn korumak ve devam ettirmek kendi teshisini koyabilir. îçin ileride de elbirliğile çalışmaktan ge da tetkarini icap ettmnektedir. Fran stz hükumeti bu tetk&atı yaptıktan sonNezle içrn vücudün en büyük ri durmamak işinde mutabık kaldık.» ra taahhüt albna girecektir. kederidir, diyebilirim; en ağır ruCenevre 21 (A.A.) Roma'dan ge'en ve Modane tarikde Paris'e githî azaplarda bile, nezlede olduğu Almanya'da telâkkiler mekte olan M. Makdonald, Cenova' BeHin 21 (A.A.) AJman efkârı kadar gözyaşı döker miyiz? Meldan geçmistir. Cenova'ya tayyare ile umumiyesi, M. Musolini plânmm şumul unun bir muvaffakiyeti de ehemgeknis olan Sir John Simon da ayni ve ehemmiyeti hakkmda malumat ve miyetsiz görünmek ve doktorlatrene binmistir. sarahat naevcut olmamasına binaen bu rın elinrien yakayi kurtarabil • Ingiliz Nazırlart Pcnit'te hususta şimdilik bir hiiküm vermekte mektir. Tıp ilmi bunu daima soParis 21 (A.A.) M. Makdonald, çekingen davranmaktadır. nuncu plânda küçük bir dert sankızı Mell. İzabel Makdonald ve Sir Con Maamafih Alman'Iar, 4 devletin meSimon, bu sabah saat 9,10 da buracnıç ve seromunu, yahut kesip asai beraberliği etmesi fikrinin yeni bir ya «•»•nvslerdir. Kendiieime istasyon tıcı devasını çokluk aramamif • şey Imadığmı ehemmiyetle kaydetmekda M. Daladier, M. Pol Bonknr ve Lort tır. Büyük bir mendilden başka tedirler. Tvrrel karsdaımstardtr. ilâcı olmamakla tanınan bu habis Bununla beraber M. Musolinı'nin Ingiliz Nazırlan tngiltere sefaretaneprojesmin suDı muahedenamelerî ah illet. halbuki, sayısız hastalıkla sine gitmMer ve saat 10,30 da M. Dakammden bir takmunm tedricî surette nn kapısinı kendi elile açar: ladier 3e M. Pol Bonkur ber»berle yentden tetküri ve hukuk musavatı prenGöz. diş, kulak, boğaz, burun hasrjnde H«ricîve Müstesan M. Leger bosibinin tatbik madde'erini ihb'ra etmeklunduğu halde •efaretaneye gebmşler talıkları, zatülreeden vereme kate ohnası dolayısiie Duçe'nin teşebbüsü dir. dar türlü gö&iis hastaliklan, «cok daha n'vade teveecühle karşılannustır. Sjrt 13 te M. DaUdier, M. Pol Bonyasa!» diye alkıtladığımız hafif tngiltere sevinç içinde kur, Maliye Nazsn M. Boımet, bava isRoma 21 (A.A.) tngiliz gazete • bir aksırıkla bize işaret çekerler leri n»rm M. Cot ve MüstemlekAt Nave az ya*amamız için bizi ölüme leri M. Makdonald 3e M. Musolim azm M. Sarrant sefaretanede verOen raeında yapılan görusmelerden çıkan çıkan yollara saptinrlar. ziyafette hazsr bultnnnuşlardr. Cenevre 21 (A.A.) Sir John Simon, bu «abah buraya gelecektar. Bn haber, Ingfltere hükumetinin slâhlan farakmaifa dair olan Dİânınm peraem bedetı itibaren amamî surette mözakere edHmesmi temin etmek tasavvurunda o!du?ıma gÖstermektedîr. Sir John Simon'u amamî komisyon dan ba mönasebetie hususî bir usul tatbik edHmeşbu, istiyeceği zaımolunmaktadır. Frartta tetkikat ycnmcab Pam 21 (A.A.) Havs» Aiansı • netkelerden büyük bir sevinç duyduklannı, bu gÖriismelerm Avrupe mem leketleri arasında bir anlasma elde edi lebileceği ümidini uyandırdığmı yaz • maktadırlar. Çifte plânlardan sonra katırsa *««* Nezle ! İHEM Kimyager Münevver H.m Kadın erkekle bir olabilir mi? NALINA MIHINA anketimize cevapları Boks maçlan! « Farzediniz ki kadmlar asker oldular, zannet mem ki erkekler b ize ateş etsinler!» Kimyager Münevver Hanım 92526 mezunlarmdando'. tHcönce Darphanede İbrahim Etem Beye aststanlık ettikten sonra, onun delâletile, i*pirto tnhkannsn Kabataş'ta bulunan kimyahanesmde vazsfe ahntştır. Dün mhkarın KaİMtaş'taki büyük imalâthanestnin kanısmdan içeri ilk adımıntı atar atmaz, Türkiye'nm bütün sarhoşları yuzüme hohlnyoriarmış gibi keskm bir ispirto kokusu duydum. Beyaz gömlekli ve ellermde şişeler bulunan 8d gencm kimyager olduklarma hükmederek peşlertne takıldım. Böylece, so rup soruşturmaga hacet kalmadan, kimyvhaneyi bubnttstum. tçiçe salonlardan ve odalardan geçtim. Kimyahaneye batlı bir yazı odasrada Münevver Hamm beni bekMyor an. Ustünde iş elbtsesi: Beyaz gömlek, ySzünde, ldnrra maddelerile bes duy guaa arMmdaki her günkü roonasebet ten dogma, keskm bir dfltkatin ve hassasiyetm irieri var. tnsanlarm dnsine mabsus tesirlerle degi, feımf nsoflerie mesteden bir kimyager haıumm dö süncelerini merakla bekKyerek sora lacak şeyı «utduın. Münevver Hanım, kmıya gibi degü, fakat kimya formuileri gibi ÖJcuîü biçfli cevaplar vermeğe başladı: Kadmla erkek arannda, dedi, zekâ, haasasiyet ve araomf kabiByet ohrak fark voktnr. Yalmz bir bunye far\a vardr. Bu d» nedîr, bKyor musu • nuz? Bn* terbiye mes'elesL Kadm da erkek gibi yetistmlmis olsaydı bedenî kabiHv«>4İere ak olan bu fark bulunroaz dı. Nttekim, Anadolu'da kadm çift sörüyor; kahvede erkeUer nargfle içer lerken, kadmlar, öküılerle ayni vazifeyi görüyortar. Anadolu'da kadmlar erkekierden daha saglam yapJı ve bedenen daha kabHiyetli demek! Zekâ itibarfle kadm ve erkek ara sında fark ofanadıgı sabk degîl mit'jr? RatKumun fen sabasmdaki htzmetini herkes bffîr. Bu maddenm keşfi için, mesbor Madam Küri kocasma en bö yük sahir ohnustur. tradeye gefince... Bu hnsoste cok (ark göremiyoranı. Ben ile vsatfemi Darpane'de vaotan. Muhterem üstadnn tbraİMiıı Etem Beyin asisraıa idim ve o nun de'aletne ıspvto nthiiM uıa gvdm. Meslegimde ne kadw ansknlâta ng radunmı tasavvur edemezsiniz. Bir gün, ayaklanma, haHcm zaçya^ı ded3deri acide sutfuriaue dökütdü. Burada bulu nan kıvmetlı ariEadaşlarRnra vaktmde yefaşen ilk müdavafa ofana«aydı 3d a yagRm da kaybedecektim. Yılmadım. Bu iradî \A sebat deg3 midir? Gene aynî eem 9e günde sektz dolns iş görS • yoran. Kimyager Münevver Hanım His mes'elesine geteiim. Kadmlar daha hassasbrlar. Bunu da bizzat nef simde tecrübe ettim. Hayata ahhnadan evvel ben buşrimkünden daha mce... Münevver Hanım biraz durakladı: Hayalprest demek isü'yotuuı, dedi, hayatpresttim. Erkekler arasmda kaba demek nezaketsizlik olur nasıl söyliyevim?.. Onlar daha maddî insanlar... Onlarra arasmda mceııgi ı 'A*ien Baybeojiyoram, gunden gune maddneştyorum. Buna ıuiHeessiılm. Demek, ne olursa olson, ruhunuzda bîr şey, canlı ve hassas bir nokta. eıkeklere benzemenn*e isyan ediyor. Madem ki erkek'erle farkmız ohnadı ğma kamsmtz, onlara benzemekten niçtn müteesstr oluyorsunuz? Münevver Hanım bu sorguma doğ rudan dogruya cevap vermedi: Fakat gene de erkekler gibi ça lışıyoruz. dedi. kimya ilmı tayyar bir seydir. Her gün çjalışmak Tazımdır. Yoksa msan unutur, acemilesir. Bîr gün fennî bir mes'ele münakasa ediüyor du. Ismtni söjlemek îstemem, tamn • m ş bir zat bana dedi ki: « S n kanstnayntz. Kimyager beyler S7xe ögretsmler de ondan sonra söyleyiniz!» Ben kimya şubesmden mezun ol duğum halde fennî bir ınes'elentn manakaaasma gene biz kadıntan l&ync görn*s*yenler var* Söz askerlik bahsine geldi. Münevver Hanım bu noktada mu tedil dSsünuyordu: Havn*, dedi, kadınlarm asker olmeJanm istemem. Farzedmfz ki bütün kadmlar asker oldular. Düsman erkek ler zannetmem ki bize ateş etsinler! Hem biz daha merhametK ve »^fkatliyiz, biz de onlara ateş edemeyiz! P. S. Dün sabah, erkenden pencerem ' den sokağa bakıyordum. tkı kişi karşilaftılar. Iki «öz ya konuftular, ya konuşmadılar hemen doviişe bafladılar. Hem de ne dövüş! Görseniz, Karpantiye üe Dempsej maç yapıyorlar, santrdınız. Nihayet bu maç, boksörlerden birinin yere yuvarlanmasile neticelendi. Ayakta kalan, ötekine alabildiğme yumruk, tekme, diz vunıyor, başma, boş bögrüne, sırtına, suratina bilâmerhamet yapıştırıyordu. Herifi öldürecekti, bereket versm, ki mahdut bir iki seyirciden birisî, dayak atmadan yorulan galibi tuthı, dayak yemekten brtkm bir hale gelen zavallı mağ lup ta düse kalke kactı. Giyindim, çıktım, Divanyolu'nda tramvay bekliyorum. Belediye dairesmin önündeki meydanda iki gazete saticısı çocuk, bh* iki afız dalasra * dan sonra, dovüse başladıiar. Hay ret, buniar da tıpki iki tüy siklet bok» şampiyonu gibi dövüsüyorlardı. Neticede bunlarm da bh* tanesi nakavt değilsede nakdavn oldu. Gazeteleri yere saçldı, yerden kalkar kalkmaz elîne gecirdiği bir taşi otekinin kafasına salladi, taş gelip geçevlerin basmı sıyırarak tramvay caddesnıe düştü. Tramvaya bindhn. Ayasofya mey» danındaki durakta yeni bir maç« şahit oldum. Bu sefer de iki küfeci, kfifelerini bırakmıs, dovüsuyorlardı. Bunlar dı bher horoz siklet boksor me"haretiîe birbirlerine yumruk savuruyorlada. Tamvay geçip gittigi için, bu macm netîcesmi goremedîm. Bu suretle on para verroeden ya~ nm saatin içinde üstüste üc boks maçi seyretmis oldum. Bu dövüslerde nazari dikkatimi celbeden şey, kavgamn sekli idi Bizon eski alaturka dovüslerin yerme şhndi alâmariken yumruklasmalar kaim olfnuştu. Son günlerde münevverlere de sirayet etmek istidadını gösteren bu ringsiz ve hakemsiz boks maçlan, bize, smemada gördügümüz Amerikan filimlerinin yadigândır. Onlana stüdyolarda yalandan yaptıklannı biz sokaklarda sahide» yapıyoruz. tşte sinemanm faydalanndan biri daba: Bizi bedava sporcu ve boksor yapıyor, öpüşmeyrBfrettifri gibi dövOameyi de ögretiyor! Yugotlavya'mn etekieri tutuştu Belgrat 21 (A.A.) Siyasî mehafS. kücuk Hüâfı bir tarafa bırakmak sureüle bir 4 ler konferan» toplama*ı projesi doIayısDe endise içindedir. Bu mehafU, boyle bir siyasetin Cenevre mn • M m J t ı i » talurip etmesinden kork • matctadr. Sovyet Ingiltere müna M. Çaldaris'in âyanı lâg sebatı gerginleşti vedeceği anlaşılıyor Londra 21 (A.A.) Ingfliz teba asmm Moskova'da tevkif edflmeleri yiizânden hasıl olan heyecan devam et mektedir. Dön Avam kamarasmda bu mes'ele hakkmda bir ook tualler so • Istizahtara cevap veren Haridye Müsteşan, Moskova'daki tnciTiz aefîıuım Sovyet hSkumeti nezdindeld »iddetK ve kat'î tesebüslermi izah etmiştir. tngüiz sefm, Ingiliz tebaasmm mev • fcufiyetleri aazatmrauDU gdututui kufîyetieri uzanıp gıttfği takdirde tngi üz Qr Sovyet munasebatmm bundan son derece muteessir olacafını beyan etmiş ve Sovyet hükumetme bir b'caret muahedesi akti ic^ı yapılmakta olaa mâzafcerelerm tatil edibniş olduguna bHdirmîstir. Atma 21 (Hususî) Meclism iç timaı yaklastıkça muhaliflerin faaliye ti de artmaktadv. Hükâmet fırkasma mensup olanlardan bazılannm aynlması mubaUrierle aralarmda esa«en meb'us adedmce pek az fark olan hiikumetin ekseriyetini sarsmıştır. Onümü«*leki haf ta hükumet partisile muhaliflerin hakikî kuvvetlermm neden ibaret ldugu meydana çıkacaktır. Muhalif fırka reîslerinden M. Ka fandarts dun M. Venizels'u ziyaret et mis, ve mecliste takip edeoekleri v o gram tesbit edümiaHr. Söylendiğme göre hükumet ftrkast cumhuriyeti esaslarma sadık kaldıkoa muhalif cumhuriyetçüer yard'm edeceklerdv. Bütün bu satırları bana yazdıran ve kendisinden baska bir mevzu üstünde düşünmekten beni âciz bırakacak kadar beynime satasan da odur, nezledir. Habis mikrop, felsefî veya içtimaî bir düsünce kılığma bürünmesini de biliyor ve silâhlan bırekma konferansı kadar ehemmiyetli bir mes'ele halinde bana kenditmden bahsettiriyor. Fakat bu cümleden sonra ona alet olacak degılım. PEYAMt SAFA Düzeltme Dünkü fıkramda bir «müvellidülma» kelimeai yanlıslıkla «müvellidülhumuza» dizilmiş; fakat yazının devammda maksat anaşılıyor. Bir de son ciimle: «Korkanm kî Jupiter'in ikinci bir gazabına uğramış bulunuyoruz» olacakken mana çıkmıyacak derecede yanlıs ve eksik intişar etmis. Düzeltirim. P. S. Plastrası arıyan torpido karaya oturdu Atina 21 (Husrosi) Plmatras'ı aramak bahanesile zabıta tarafra* dan yolsuz olarak bazı evler basıldığı için başvekil bütön zabıta lravvetlerme halkin hürriyet ve rahabnı ihlâl etmemeleri emrhrf vermiş tir. Böyle yolsuz surette evi basilan Korintios metrepolidine tarziye verilmesi de kararlasttnlmıştır. Pla»tas'ın deniz yoKle kacmaması için tarassutta bulunan torpido fırtınanm şiddetinden karaya oturmuştrr. Varidat U. Müdürü Ankara 21 (Telefonla) Varidat müdiri ınnumisi Ceztni Bey bugün tstanbul'dan buraya avdet et miştir. 50 liraya memleketini sa Amerika'da içki ton Ingiliz mülâzimi! Memnuiyeti kalktı Londra 21 (A.A.) Memlek«Ü ni 50 Iha mukabîünde sanms olmakla kham edüen ve 3d aydanberi sdn bir tarassut alttnda Londra kalesmde mahpus bulunan mülâzim BaiHte Stewart, dün dtvanı harp huzuruna çskmıştır. Dünkü muhakemede ancak bu mes'elenin unsurlanmn neden ibaret ldugu anlaşıkraşfar: Mülâzim, Berlm'de oturmaktm olan bir ecnebi ajanma tngiHere'nin müdafaa vaziyetinde harp levaznm, tanklan ve hücum arabalan hakkmda malumat venniştii'. Vaşoıgton 21 (A~A.) Ayan ve Meb'usan Medisleri Maliye Encümen leri, içki yasağmm üganna dair olan yeni proie 3e satılmasma ve içflmesme izin vernmis okuı bira, şarap ve mey valardan yapılan ickilerdeki alkol miktarmm ntsbetmi yüzde 3,2 olarak tes bh hususunda mutabık kahm<Iardır. Vasinçton 21 (A.A.) Âyan MecHsi, klerindeki alkol miktan yüzde 3,2 yi geçınyen bira, şarap ve meyvalar dan yapılan difer içkilerin satılmasına ve içilmesine izin veren kanun lâyiha smı kabul etmistîr. Hariciye Vekili nezdinde Ankara 21 (Telefonla) Felemenk Macar Fransız maslahat güzarlan Hariciye Vekili Tevfik Rüstü Beyi ayn ayrı ziyaretle görüşmüslerdir. ŞİKA60 SEYAHATi Meclirin ilk içtimca Atina 21 (Hususî) Medisi meb'usan ilk içtimaını aym 27 inci pazartesi günii yapacaktır. Riyaset drvam çar samba günii intihap edilecektir. Hükumetin meb'usan reisliği içtn namzedi Ceneral Menatsas'dn. Medis persembe giinü âyan ile birl&te bir tplanb yaparak münhal âyan azalanm seçecek ve hükâmet progra mmı nisamn 3 üncü pazartesi gönü mecliste oknyacaktır. lulçe encömeni varidat bötçesini tetkik etti Ankara 21 (Telefonla) Bütçe encihneni bugün Fırka grupu içti mamdan sonra toplanarak varidat butçesinm tetkikini bitirmiş ve Devlet Demiryolları bütçesini de tetkik etmiştir. ispanya güzellik kraliçesi Le Ferrol 21 (A.A.) tspanya güzellik kraliçesi, bahrî üssü ziyaret etmis, Vigo'ya dönmeden evvel denizaltı gemisile bir dalcna yapmjftır. medisme dokunulmamasnu istemekte dirler. Hatta M. Venizelos dünkü be yanatmda hükumedn boyle bir teseb bfisü tahakkuk ederse bunu bir »yan mahiyetinde telâkki edeceğini söyle mntir. Fakat hükumetin âyan mecli sini lâgve karar verdiğmi bazı salâhi • yettar makamat teyh etmektedir. Ne o, dedi, ne kalktın? Uzun boylu hazırlık goVüyorsunuz da... Benim vaktim yok! tki elini de avuçları bana doğru olarak havaya kaldırdı: Yoool.. dedi, suradan suraya gidemezsin vallahi... Salıvermem... Sana söyliyeceklerim var! Avukatın halinde fena bir mak sada delâlet eden hiç bir şey yoktu. Sesi, tavırları emniyet veriyocdu. Fakat bazı delilerin sinsi ve seytanî hareketlerine dair neler duymuşuz dur! tnsanın bir türlü bu hareketlere inanacağı gelmiyor. Omuzlanma basaırak beni oturttu: Hiç şakaya gelmez, dedi, kızı oğlana veriyorlar. Elin züppesinin bu muvaffakiyetine razı olur mu sun? Kuvvetle: Hayır, dedira. Karsıma oturdu: öyle ise dinle beni! Ben evvelce evliydim, şimdi bekftrım. Anlar 3 kişiyi yaraladı, 11 katın öldOrdO Devlet Şurasında bir becayiş Ankara 21 (Telefonla) Şurayı Devletten umumî kâtip ve aza Edip Cemil Beyin azalığa ve azadan Ferit Beyin umumî kâtipliğe nakil ve becayişlerine Meclisten müsaade is~ tenmistir. ki sana şimdi söyliyeceğim şeyi hiç kimseye söylemiyeceksin. Yemin ederim. Aananın ölüsüne, babanm başına, namusuna, yediğin ekmeğe yemin eder misin? Ederim. Pek âlâ! Dinle: Ben evlcndiğim vakit berbat bir kamya ve ondan daha berbat bir kaynanaya çattım. Üstelik bir eşeklik daha ettim ve kanunu merfeniden evvel bunlan başımdan atamadım. Ka * nun çıktı. Ayrılmağa uğraştım ve başka herkesin davasında muvaf fak olan ben, boşanma kararı ala ~ madım. Karım neden berbattı, kaynanam neden berbadın berbatiydi, bunlaırı sana anlatamıyacağım. Pek uzun hikâyedir. Fakat hakikat su: Ben bu kadmla anasmdan kurtul mağa yüzde yiiz karar vermişt'm. Sen belki bilmezsin. Ben inatçı bir herifimdir. Muvaffakiyetlerimin hepsini bu inadıma borçluyum. Düşündüm taşmd'ım. Boşanmak için GediM küçak zabit talebeıi Gedikli küçük zabit mektebi talebesinin askerî liseler talebesi gibi iasesi hakkındaki liyiha Meclise gelmisth*. Âyenın vaztyeti Atina 21 (Hususî) Besvekil M. Çaldaris muhalifler ile biliktc yeni â yan namzetleri listesini yapmagı kabul etmemistir. Muhalefet fırka!an âyan Alicant 21 (A.A.) Kahrlann çektigi üç arabalık bir kafile arılarm hücumuna uğramts ve üç ara bacı ağır surette hastalanmıslardır. 11 kattr ölmüştür. Biliyorum. Nereden biliyorsun? Kayna namm hikâyesrni de biliyor musun? Evet. Kadını bağlamışsınız, boğmağa kalkmışsınız, dediler, f a kat ben manmadıra. Sonra? Sonra sinnrlermizin bozukluğuna hükmediknis, hastaneye git mişsiniz dediler, gene manmadım. Bütün bu «manmadım» sözlerini korkumdan söylüyordum. Avukat bir elini dizine vurdu: Tamam! dedi. Sen de duymuşsun. Şhndi sana bir sırrrmı tevdi edeceğim. Bana en mukaddes bildiğin şeyler üzerine yemin edeceksin ki: 1 bu sırn kimseye söylemiye ceksin; 2 Hicran meselesinde bana yardım edeceksin. Hemen dedira: Birincisi başüstüne. Fakat ikincisi... Ne yardımı? Onu sonra konusuruz. Peki. Sen birincisi üzerine yemin et. Çok namuslu gençsin, bilirim. Yemin et Şikago sergioine gösterilea alâka tahminin çok fevkinde olmuştuT. Bu seyahate iştirak etmek istiyenler daha çok zaman var, diye kararlarım vermekte gecikcrlerse, yeTİertn mah dut olmaa dolayuile seyahate istirak fnrsatını kaybedecektİTİeT. Esaoen iştirak şeraiti pek müsait olduğundan bu hususta fazfcı tereddüt büvük bİT fırsatı kaçrrmağa sebep olabilir. Fazla malumat için seyahati tertip eden NATTA Seyahat acentasuıra Galatasaray'mdaki merkezine ve yahut Perapalas oteli karşısmda İTA seyahat aeentahğına. Galata'da Rıhtım uzerinde GRASİT seyahat Acentalığı ve di§er mühim seyahat acentahklanna miiracaat edihneâ. kanunun tayin ettiği sayıh sebep lerden birinden istifade etmek istedhn! Şimdi sana kanunu açık oku> mayayım. Bir insan deli olur da ttmarbaneye girerse ve deliliği sifa bulmaz bir şekilde olursa hâkim boşanma kararı vermelidir. Zatea böyle de olmasa ben kadının gözünü yıldırmak ictiyordum. Evin için* de gayritabiî şioTdet alâmetleri sröstermeğe başladım. tki defa sofrayı devirdim, tabakları kı^dım. Bir defa camı, çerçeveyi indirdim. Ken dimi doktora da gösteriyordum. Bunlan mahsus mu yapıyor * dunuz? Tamamile. tşte sir burada, Bunu senden başka dıinyada hiç kimse biimez. Uç ay, bir düzüye, deliliğe ait eserler okudum ve tam bir delinin ?österebileceği bütün arazi etut ettim. tnsan deli roiü yaparak doktorları aldatabilir mi? Mabadi Afitti tefrikamts : 14 Yazan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! Ben sandalyanın arkasma doğru Laşımı salıverdim. Ağzım açık kalm<fb. Güç belâ kendkni toplıyarek: Hicran evleniyor mu? Jiye ibrdum. Evet, evet, fakat darunuz... Ben varken kabil mî> Hele siz d» bana yardım ederseniz... Durunuz, tetâs? bırakınız... Yavas yavas... Benden bunu gizlediler! diye ftağırdım. Onlar sizden daha neleri gizlemislerdir, durunuz, bakın, b«»n «iEP plânımı anlatayım da beğenırez ' •eniz o vakit söyleyiniz... Biz öyle ^aşkalanna kolay kolay kız kapt* • Ttr mıyız?.. Durunuz hele ... v Ba sefer bana çıldırmak arzuları fceliyordu. Elime bir tabanca almsk, jevvela s/u avukattan başlıyarak Keysr Hanımı, kızını, paşa zade bilmem ne beyi birer birer yere sermek istı • yordum. Avukat zile bastı ve içeri giren usağma dedi ki: Çıkarken kapıyı iyice ört, beni kim ararsa yok de, içeriki daktiloya da söyle, kendisine bugün izin veriyorum, gitsin, gezsin, ne halt ederse etsin. Sen de kapının önünde oturma, kahveye git. Uşak dışarı çıktıktan sonra avukat arkasmdan kostu, kapıyı kilit lecfi. Ne oluyoruz? Bu tertibat nedir? Avukatın fena bir niyeti mi var? Tuzağa mı düştüm? Korku ile ayağa kalkmışhm. Avukat ellerini uğuşturarak ba na doğru geldi: