Cumharlyet CM SULTAH Yazan: M. TURHAN Dil Danışığı i r = 18 Mart 1933 Aldığımız cevaplar Okur yazarlarımızdan aldığımız arapça, farsça, sözlerin karşılıklarmı her gün basıyoruz. Yalnız bir dilekte bulunacağız: Bize yollanan yazılarad her sözü ayrı ayrı küçük parçalara yazmak sıra isinde karı şıklığa meydan veriyor. Bundan ö türü bütün yazının bir tek kâğıda sıarlanraasi faydalı olacaktır. Zonguldak kömürleri İstihsalâtı artırmak ve ihracatı çoğaltmak için ahnmas* şart olan tedbirler Zonguldak: (Hususî) Gene Karadeniz'in, kara elmas sahillerinde... Zonguldak'ta bulunuyorum. Bu sahilde dünyanın en kıymetli, en sihirli cevheri olan madenkömürü hazineleri gömüliidür. Madenler arasında albn, altındır; plâtin, yalnız plâtindir; fakat madenkömürü her feydir. Bugün fennin sihirli eli hikemi ve kimyevî tetkiklerile onun akıllara hayret veren mucizelerini anlamış ve bundan beşeriyetin ihtiyacı ve saadeti için istifade yollarmı da bulmuş bulunuyor... Bu akşamkî program • Tercih ediniz: » LAYPZtG: 21,05 L'oiselenr (ZeUer). PARİS (Poste Parisien) : 21,10 Synphonie montagnarde (De. bussy). PARİS (Eyfel) : 21,35 Don Juan (Moliere). VARŞOVA : 23,10 Choptn'in eserleri BERLİN : 19,35 Brahms'ın şarkılan. VİYANA : 20,50 Operet havalan ANKARA : 18 Tschaıkovsky'nuı 8 incl senfonisi 69 Cem, süs içinde bulunan Rados şövalyelerini bir padişah vakarile kabul etti ye yanaştı, dört kişilik bir heyet güBu gayretler, belki boşa gitmi BAHIL: Cimri, elisıkı, kıskanç; BAHIS: verteye çıktı. Bunların her biri, müyecekti. Bir buse, bir yanık deraguş, Öğdul, sözaçmak; BAHUSUS: Hele; BAHT: him bir dili temsil ediyordu. [ * * ] , belki Cem'i sarhoşlatacaktı. Fakat Uğur, pay, öz; BAİS: Olgan; BAKİ: GeDük Alvarzo de Zoniga namına kapıya vurulan bir darbe ve Frenk riye kalan, artık, artakalan; BALIö: IrişCem'i, Rados donanmasına davete Süleyman Beyin: «Şehzadem! Kıyı gen, ergen, yetişgen, varan; BAKIRE: da sipahiler var!» diye telâş ile ver ve şövaliyeler reisi «dö Büsson» un da KızUk, kızoğlankız; BATIL: Bcş nesne; hürmetlerini, selâmlannı arza mediği haber, kızın âkıbetini tayin etti. BECAYİŞ Degişme; BETBİN: Kötugören; mur bulunuyorlardı. Genç prens, bu baberi duyar duy BEDEN: Gövde; BEDEVÎ Goçebe; BEDİ: Şehzade, süs içinde bulunan dört maz bagırmıştı: Eşsiz, tamı; BEDİHÎ: Gozüken; BEIS: şövaliyeyi bir padişah vakarile ka Sipahiler mi? Demek bu aşifte Dokunak; BEDEL: Karşüık, tutar. bul etti, tercüman vasıtasile [***] ardına ordular takıp gelmiş. Divanyolu: M. Ahsen sözlerini dinledi, sonra şu cevabı Ve kızı oldürücü bakıslarla süz *•* verdi: dükten, vaktile öpmeğe kıyamadığı BEİS: Bels, zarar. BEDİHÎ: Pek belli, Çok tehlikeli bir adım atryo o güzel yüze bir de tükürük attıktan pek açık; BEDI: Güzel; BAHIL: Cimri; rum, yurdumu bırakıp size misafir sonra güverteye fırlamıştı. FilhakiBAHİS: Bahis, anmak; BAHUSUS: Hele; geliyorum. Dindaşlanmın bedduası ka kıyıda bir çok atlılar vardı, telâş BAHT: Baht. uğur; BAIS: Sebep; BAKİ: şimdiden kulaklarımda çınhyor. Baile dolaşıvorlardı. Bunlar, kapıcı Sonusuz; BAKİRE: Kız; BALİĞ: Erişken; na bu acıları ancak sizin nezaketi Mustafa ile yanında bulunan siiva ~ BATIL: Bozuk; BECAYİŞ: Yerlenni niz unutturacak. Umanm ki güler rilerdi. Fırıl fırıl dönerek tren'i andeğtstlnne; BEDBİN: Baykuş göz; BEDEL: yüz ve tatlı dille mahzun gönlümü yorlardı. Atlılar ona, Mahi Bey di Bedel, karşılık; BEDEN: Gövde; BEDEVİ: şadedersiniz. Ahdinizde vefa gös • yorlardı. Kaybolusunu da bir tehlike Göçebe. retip beni incitmezsiniz. isareti sayarak telâş gösteriyorlardı. Inegöl: Muallim M. Zeki Şövaliyeler, boyunlarında taşıdıkFakat Mustafa, yüreğini arıyan bir *** Iarı altın haçı öptüler, şehzadenin adam ıztırabile dönüp duruyordu, «pek aziz» bir misafir olarak ken Liste: î > için için ağlıyordu. dilerine şeref vereceğini ve dilediği CADDE: Geniş yoi. Ayni zamanda Rados donanması zaman dilediği yere gitmekte ser CAHİL: Bilmez. (Hiç bir şey bilmez b!r amiral gemisinden de denize bir best bulunduğunu söylediler. Bunun adamdır.) filika mdirilmisti, Cem'in jremisine üzerine Cem, ilkin ağırlıklarmın ve CAİZ: Olabillr. (Öyle de olabilir.) doğru yürütülUyordu. Sehzade, adamlarının donanmaya naklini isCALI: Yapma. (Osmanlıca yapma bir frenklerle temasa grrişeceği sırada tedi, müteakıben kendisinin gelecedüdir.) endişesiz bulunmak, ağır olmak ve ğini söyledi. Şövaliyeler, yerlere kaCAMIT: Donuk. (Donuk bir halde kaldı.) aklını basında bulundurmak lâzıtn dar egilerek şehzadeyi selâmladı CANİP: Yan. geiecegini takdir ederek sipahilerle lar, eşyayı ve adamları götürecek CASUS: Gözcü, gözkollayıcı. (Orada alâkayı kesmeği, tren için de son kakayıkları göndermek, Cemi de kar gözculük ediyor.) rarı vermeği tasarladı. Bir saat ÎVCAZIBE: Çekme, alım. (Çok alımlı bir vel vaptıfcı gibi gene bir kâ£ıt sre şılamağa hazırlanmak üzere donanmava döndüler. kız.) tirtti, çarçabuk iiç bes satır çiziktirBir buçuk, iki saat sonra şehza di ve bu pusulayı da okla sipahilerin CAZİP: Çeken. (İnsanı kendine çeken denin zaten pek muhtasar olan haziarasına uçurdu. Kâğıtta şu cümle bir hali var.) nesi, elbise ve sairesi Rados donanler vardı: CEBİR: Zor, zorla. (Zorla güzellik olmasına naklolunmuştu, adamlartn«Boş yere dolaşıyorsunuz, efendimaz.) dan ços'u da göKirülmüştü. Yanında nîzin pönderdiei casus buradadır, CEPHE: Yüz, ön, karşı. Celâl, Sinan, Süleyman ve Doğan Bevazıd'ı unutuo gene bana yar ol CERRAH: (Şimdi kullanılır değildir.) Bevler kalmıştı. Amiralın şahsına mushır. Güle güle geri dönünüz, eHalil Nimetullah mahsus olan gayet müzeyyen bir fifendinîze b*»«den selâm ve lânet göIika, Cem'i almak üzere bekliyordu. tiiiTİnüz!» [ * ] CADDE: Uzanak. Sehzade, tren'in mahpus bulunduğu Ok, bir sipahinin miâferine çarpCALİ: Yapmacık küçük höcreye gitti, eşik önünde bir mıs ve hemen ucundaki kâeıt alımp CASUS: Korku. kaç saniye durup düşündü. Bu düşükapıcı Mustafa'y a götürülmüstü. CAZIBE: Çalağı. nüş sırasında parmakları burnunun îren'in muztarip âsıkı, yüreğinin CEPHE: Yayüımca. ucunu okşuyor ve sanki oradaki sıCem Sultan elînde kaldıemı ofcretımCEBIR: Zor. t zıyı silmeğe savaşıyordu. Müteakı • ce yanık bir ah cekti, esi gasbohınan CERRAH: Yarayörten. ben kapıyı açtı, iki elini, bir dizine bir kurt igbirarile gözlerini denize CAHİL: Bılgiais. perçinliyerek düşünmekte olan güçevirdi, ta cifrerinden gelen* bir ateş Maçka Salih Fethi zel kadını bir lâhza süzdü: içinde ant içti: Listk: 4 tren, dedi, söyle. Bana niçin Bir gün elime fırsat geçerse ÇARE. Sıyrüış, buluşturma, beceriş, yarihanet ettin? mutlaka senden öcümü alacağım. dıra, kurtuluş, yapış. O, yerinden fırladı, kollannı göğsen padîsah oğlusun, ben uşağım. ÇEHRE: Yüz, dargmlık. süne kavuşturdu, gözlerine alevli Fakat senî ezeceğim! ÇELENK: Süslu, pırıltılı başlık, çiçek buseler dizdi, ılık bir nağme püs Bulundukları sahil. hem uğursuz, demeti. kürdii: hem de tehlikeli idi. Cem'in, Rados ÇEMEN: Çayır, yeşillik. Etmedim ve edetnem. Çünkü donanmasına işaret vererek üzerleseni seviyorum! DAFIA: Itki, sürgü, savgan. rine ateş açtırması ihtknali vardı. Cem, başını salladı: Mustafa, bunu da düsünerek ve feDAĞDAÖA: Patırdı, gürültü. Yalan ve ben ihanetin kadar lâketine Cem'i daha fazla güldür DAHI: Yetişlksiz, eşsiz varlıklı, çok yükyalanlarından da iğreniyorum., raek istemiyerek arkadaşlarına emir sek duyuş, buluş ve görüşlü, öz yaratıcı. verdi, gerilere çekildi. Şimdi görün O halde beni öldürünüz. BenDAİR: Dönen, dolasan, için, ilişken. mez bir köşeden Rados donanmasile den iğrenen sevgilinin elile ölmek te DAİRE: Dönülen yer, elde döndürülen Cem'in gemisi arasında geçecek hâbenim için bir saadet olur. çalgı, işyeri. diseleri tarassut ediyordu. Sultan Zaten ölüme mahkumsun. FaDAVA: İleri sürmek, kalkışmak, istek, Beyazıd'a okumak üzere zihnî notkat istiyorum ki vaktile beni yakan, çatkınlığı uğraşma, didişme, dügümlü iş. lar hazırlıyordu. Fakat bu temasa çıldırtan şu güzellik, trene benim eDEBDEBE: Patırdılı görünüş, gözalıcı ve bu hazırlanma gene heyecan içinlimle harap olmasın. ÖI, lâkin yıkılgosteriş, şatafat. de, ıstırap içinde yapılıyordu. tren'in ma. Canın çıksın, lâkin kalıbın boDEHŞET: Korku, korkma. yüzü, gül yüzü genç Hcapıcının gö • zulmasın! Florinalı Nazım zünden, tahakkuk eden hicran elemi tren, bu sözlerden bir şey anla *** de yüreğinden ayrılmıyordu. madı, Cem'in sevdavî bir tehevvür ÇARE: Yapaç, fyapacak, edecek) Cem de, sipahilerin uzaklaşm.asr* içinde saçmaladığına zaihp oldu. ÇEHRE: Yüz. nı müteakıp güvertedeki yerine, süsBir taraftan da ümide düştü. GüzelÇELENK: Sorguç, çiçekli armağaa Iüce sedirine oturmuştu, donanma • liğinin yıkılmasına razı olamıyan âÇEMEN: Çimörtü, yosun. dan gelen heyeti bekliyordu. Fakat ! s'k, o güzelliğin yaşamasını istiyor DAFİA Savıcı, kovan, itengüç. hükümdar tavrı alıp ta tahtçağızına demekti. Bu sebeple içine inşirah DAĞDAĞA: Patırdı. (Gürültulü akış.) oturraadan evvel Doğan Beyi yanına geldi, gözlerindeki buseleri Cem'in DÂHİ: Aşkın anlayışlı, çevreli düşüneagırmış, kulağına uzun bir emir fıyüzüne püskürerek çapkın çapkın gen, yüksek kavrağan. sıldamıştı. mırıldandı: (Maba&i var) DAİRE: Dönük, çevre, bölük. Biraz sonra Rados filikası, gemi[•] Müverrih Verto, Cem taıafından kardeşine yazılmış ve bir okla sahlle atılarak şehzadenin taldbine gönderilen sipahilerin ortasına düşmüş olan bir mektubu nakleder. Fon Hammer de bu mektubun sıhhatine itimatsızlık gösterir. [••] Şövaliyeler tarikatı milliyet üzerine şubelere ayrümıştı. Her şubeye dil Langne denilirdi. [•••] Cem, bilâhare gayet iyi fransızca öfrenmişti. Bu dili veya Lngneyi daha evvel bildiği de rivayet olunur. M. T. DAVA: Deprenme, dayanç. DEBDEBE: Patırdı, süs boğuntusu. DEHŞET: Şaşalama, ürkme, korkma. Polis mektebi dahiliye 1 inci komiser Derviş Emın »** ÇARB: Uyar. ÇEHRE: Yüz, surat. • DAĞDAĞA: Kargaşa DAFİA: Koruma. DÂHİ: Yaratkan DAİR: Ötürü. DAİRE: Yuvarlak hem daire hem küre manasına gelen <Kildirik». Necdet Cemal Liste: 2 imkân olmıyan ve fakat her sene is • tihsali kendisince idari ve fennî bir zanıret teşkil eden fazla kömürürui bu suretle elden çıkarmış oluyor. tşte havzada daha vâsi bir istihsal programı tatbikinden sermayedarlan çekindiren en mühim sebep ve hükumetçe de tetkik edilmekte olan ve tetkik edilmesi lâzım gelen mes'ele budur. ^ J Bizde kömür maliyetini yükselten tSTANBUL : ' sebepler şunlardır: 18 Saz (Müşerref Hanım) 18,45 1 Vergiler. Havzada 932 seneRadyo orkestrası 19,30 Fransızca ders sinde kömür istihsal eden şirketlerden (müptedileıe mahsus) 20 Karagöz Kimya âleminin ve âlimlerinin bu(Hâzım Bey taıafmdan) 20,30 Saz: birinin doğrudan doğruya kendi kasagün bu kömürden çıkarmadıklan renk, (Hafız Ahmet Bey) 21.30 Tekrar sından çıkan vergi ve resim miktanm orkestTa Sonra: ajans, borsa habeTİeri. koku, deva ve kuvvet kalmamıştır. bir misal olarak tetkik edelim.. Bu şirket Onun içindir ki bütün dünyada senelik ANKARA: 932 senesinde (185) bin ton lâve kö12,30 Ankarapalas orkestrası 18 madenkömürü istihsal ve utihlâkinin mür istihsal etmiş ve buna mukabil Orkestra ile Tschaikowsky 8 inci senmiktan bugün bir milyar iki yüz mil74,000 Maden resmi fonis 18,40 Alaturka nvisiki 19,10 yon tonu tecavüz etmiş bulunmakta • 30,000 Orman resmi Gramofon plâkları 19,40 Alaturka dır. 20,000 Buhran vergisi musiki devam ediyor 20,10 HavadisBizde bu hazinenin varlığım 1829 46,000 Kazanç vergisi ler. senesinde Uzun Mebmet keşfetti. 1865 54,000 Muvazene vergisi BERLİN : te senevî 61,145 tonla başlıyan istihsal 27.750 Dinamit resmi 17.05 Orkestra konseri 18.05 Mü932 senesinde 1,593,579 tona baliğ ol27,000 Gümrük resmi nih'ten 19,05 Kıraat 19,35 L Brahdu. Saltanat, mesrutiyet idareleri bu 12,000 Amele Birliği aidatı ins'in şarkılan 20,20 Siyasî musa cevherin ehemmiyetini, kıymetini hiç 6,000 Ticaret Odası ve mebani habe 21 Musiki musahabesi 21,05 anlamadı ve bunun içindir ki havzaya vergisi (Sadık Köylii!) iki perdelik operet lâyıklı bir alâka göstermedi ve 67 seneOlman üzere tamam iki yüz 23,15 HavadisleT, spor musahabesi ve lik istihsal 28 buçuk milyon tonu geçdoksan alb bin yedi yüz eldans havalajn. medi. li lira vergi vermistir. Kömürün MÜNİH: Zonguldak kömür havzasında mavapura tahmiline kadar buna inzimam 18,05 Dinî sarkılar 18,40 Genç kız dencilik hemen hemen cumhuriyet idaedecek vergiler hariç olmak üzere havsaati 19,15 Otomobilcüere nasihatler resile inkişafa başlamış bir meslektir. zada bu şirketin beher ton başına ver19.30 Fanteziler 20,30 Musahabe Bu kısa zamanda gerçi pek çok Türk diği vergi ve resim miktan 160 kuruş 21.05 Bir komedi 23.25 Havadisler mütehassıs, mühendis, işçi yetiştirilmiş, demektir. Ve göriiHiyor ki kömür lâv23,50 Dans musikisi. amele mes'elesi tanzun olunmuştur. vardan çıknaya kadar maliyetine yalLAYtPZtG: nız vergi ve resim olarak yüz altmış kuFakat ben havzanın en mühim mes'e18,20Brahns'm eserlerinden kon lesinden bahsetmek istiyorum. Bu mes'e ruş gibi mühim bir miktar inzimam etser 18,50 Musahabe 19.05*Gençlik mektedir. le düşiinülmedikçe, ve halledihnedikce saati 19.35 Musahabe 20,05 Sıhhî havza düsünülmüş ve havzadan hakki2 Havzada tahmil vesait ve şe nasihatler 21,05 (L* oiseleur) Zeller'iı le istifade edilmiş olmaz. Bu «havzada raki de kömürün vapura teslimi mas • üç perdelik opereti 23,15 Havadisler istihsali çoğaltmak» mes'elesîdir. rafmı tezyit eden bir âmildir. ve dans musikisi. • VtYANA : 3 Beynelmilel piyasada kömür fiHavzada istihsali çoğaltmak: ( 1 ) 18,30 Şarkta musikili dramlar (konatlan çok düşmüştür. Bugün tngiltereMemleketimize hariçten maden ve kok ferans) 19 Hafif musiki ~20.05 Mude lâve kömürün vapurda teslim fiatı kömürii ithaline kat'iyyen mahal bıraksahabe 20,50 Yeni operetlerden parson ayların piyasa cetvellerine göre vamamak ve sanayide ve diğer hususatta çalar: Tebessümler Diyarı (Lehar); satî on şilindir. tngiltere ve Almanya'da madenkömürü istimal ve istihlâkini taMadam Pompadour (Leo Fall); son hükumet kömürün haricî sabşlanndan mim ve temin eylemek, valsi (Strauss); ve saire. 22,05 Jiiç bir vergi »lrmımgltl» beraber müs(2) Kömür müstahsiUerimize ecnebi Messe en sol majeur (Weber> 22,55» tahsillerin zararhuını devlet bütçesinpiyasalara satış yapabilecekleri kolayHavadisler 23,10 Dans rrruaüusj. , Iığı ve ucuzluğu temm etmek vefconten* den prim vermek suretile kapamakta BÜKREŞ: ' ve bu suretle memleketlerindeki istihjantman tedbirlerile bu satışlan himaye 21,05 Radyo orkestrası 21,50 MuKsal faaliyetlerini sekteye uğramaktan eylemekle mümkündür. teh'f program 22,05 Radyo orkestrası korumaktadırlar. Havzada bugünkü vesakle iki buçuk devam ediyor 22,25 Sarkılar (Romen Bizde «Zonguldak havzai fahmiyemilyon ton kömür istihsali mümkündür. Kavaları) 22,40 Tesigan orkestrası si» başh başına düşünülecek bir mevBiz ise tüvenan olarak yalnız bir buçuk ile Romen musikisi. zudur. Bugün havzadaki şekli idare milyon ton çıkarabilmekte ve bundan BUDAPEŞTE : havzantn inkişafını temin etmekten çok harice ve ecnebi gemilere 335,000 ton 19,45 Piyano solo: (Bee^hoveny uzaktır. Havzadaki bir milyar tonluk satış yapabümekte bulunuyoruz. TürLiszt) 20,35 Opera binasındaki temserveti madeniden en kısa zamanda en silin nakli Perde aralarmda: Havadiskiye dahilinde madenkömürü istihlâkilâyıklı is(ifadeyi temin etmek istersek ler Sonra: Tesigan orkestrası ile Mamiz ise 850,000 tondan ibarettir. Havhavzanın idaresin; Avrupa'da olduğu car havalan. zada iki buçuk milyon tonluk lâve kögibi ayn bir teşkilât haline getirmek ve VARŞOVA , mür istihsal etmek 1,650,000 ton ha programlr çalışmak lâzımdır. 17,05 Gramofon plâklan Hava • rice satış temin eylemekle mümkün oAlmanya'da, Fransa'da, tngiltere'de disler 19,30 Hafif musiki konseri labilecektir. tstihsali iki buçuk milyona mıntakai fahmiyenin reisi olan zat o 20,50 Havadisler 21,05 Akşam musiçıkarmak, havza dahilinde çahşan işçimıntakaya ait idari, fennî, hukukî mükisi 23,10 Chopm'in eserlerinden mulerin iki misline çıkması, havzaya maşavirlerile ve heyetlerile bir kül teşki! tat haftahk konser 24,05 Dans havaden stoku temin eden iş adamlarının ederek mıntakanm bütün işlerini görür. lan. /* ve nakliyecilerinnin, kömür nakledecek ve her idari teşkilât onun emrfnde • ROMA\ gemilerimizin iki misli iş buhnası de • dir. 18,35 Orkestra 21.50 Tiyatro.' mektir. Bunlar dan bilvasıta ve biljkvaBELGRAT : Bizde havzanın inkişafı noktasından sıta hükumetin kömür mukabili ve ha19.05 Flüt konseri 19,55 Sarkılar böyle teşkilât düşünülmemiştir. Bugün riçten geîîcek para itibarile memleketin 22,25 Muhtelif Avrupa istasyonların havzai fahmiyenin müdiri umumisi nitemin edeceği istifadenin ehemmiyet ve dan nakil. hayet bir memurdur. Ve bu vazifeJe azameti ise aşikârdır. çalışanlann şimdiye kadar mesleğine ve Havzai fahmiyemizîn harice yaptığı ihtisaına da bakılmamıştır. Fakat havsatış bugün için madencinin zararma zayı inkişaf ettirmek, oradaki serveti bir muameledir. Madenci bunu bilhassa madeniyeden diğer müietler gibi isti fade etmek istersek futacağımız yoi b j sterlinin sukutundanberi ton başına iki buçuk lira kadar bir zararla satmaktadır. olmahdır. Madenci memleket dahilinde sarfma RAŞlT Harp malullerine Dahilî istihraz senetleri Ikramiyeli dahilî istikrazın muvakkat senetleri nîsanm birinde satışa çıkarılacakhr. Bn senetler Anadohı'da yslnız millî bankaların sube ve sandıkl^rında, İstanbul'da ise hem millî bankalarda, hem de ecnebi bankalarında satılacaktır. Ziraat Bankası şubelerile sandıkla rına kâfi miktarda muvakkat istikraz senetleri gönderümiştir. Atina 17 (Hususî) Londra'dan gelen haberlere göre, Yunan eshamı siikut etmektedir. Bu vaziyet Yunan Hariciye Nazırınm esham hâmillerini Atina'ya davet et mesinden ileri gelmiştir. Suriye'ye gidecek hayvanlar Suriye âli komiserliği, Payas tarikile ve transit suretile Türkiye'den tsken • derun'a gelecek koyun, keçi ve sığırları sıhhiye resminden istisna etmiştir. Harp Malulleri Cemiyeti umuml mer kezinden: Mahiye aldıklan maaş yekunu 10C l»ayx geçen meslektaslanrrazm bugün cumartesi saat 10 dan 20 ye kadar kâtibi umumüige teşrifleri ehemmiyetlr rica olunur. Saat 21,30 da Şehir Tiyatrosu Harülbedayi temsilleri BU AKŞAM istanbul Belediıesi lüllt llll Ullli Rus tenorunun matbuata çayı Şehrimize gelen maruf Rus tenöru M. Dimitri Smirenoff dün saat on beşte raatbuat mümessilleri şerefine Londra otelinde, : bir çay ziyafet venniş ve top* Iantı samimî surette geç vakte kadar devam et* nr*Mr. Kus san'atkârı, Türk gazetecilerile tanıstiğı Rus tenorunun çayında bulunanlar X ışa retiie îçin çok sevinç göstcrilen tenor Smirnoff tur duvduğunu söylemiştir. nın en büyük merkezlerinde kon Moskova büyük traparatorluk tiserler vermistir. Bu defaki turne yatrosunda san'at hayatma başla sinde artiste büyük bir san'atkâr mıs olan M. Dimitri Smirnoff memolan refikası da refakat etmektedir. leketinde derhal alâka ve takdiri Rus tenorunun şehrimizde bir kaç celbetmiş, çabucak tanınmisiır. konser verdikten sonra Ankara'ya gitmesi muhtemeldir. Rus tenbru, Avrupa ve Amerika' Suriye'de buhran şiddetlendi Suriye'de büyük bir buhran olduğu anlaşılmaktadır. Vaziyet Fransa'nın Suriye kom'serliği tarafından Fransa'ya verilen son bir raporla da teyit edil miştir. Suriye'de gıda maddeleri Filistin'den ddrt rnisli yüksektir. Yağmurlar vakitsîz ve faydasız düştüğünden mahsulât zarar görmüstür. Ticaret işîeri de umumiyetle berbat bir haldedir. Buna mukabil memleketin her tarafından geniş mikyasta kaçakçılık yapılmak • tadır. Büyük Yunan eshamı dOşüyor ikramiye opereti I m u m a \\\\\\\\ Pazartesi gecesi Aynaroz Kadis. önümüzdeki 20 mart pazartesi ak şamı saat 21,30 da. FRANSI7 TtYATROSUNDA meşhur tenor DİMİTRİ SMİRNOFF ve Madam LİDtA SMİRNOFF MAu • ZEVA ile bestekâr FAUSTO MAG • NANİ tarafından birinci konser veri lecektir. Konserlerin programı tiyatro gişe sine talik edilmisttr. Gişelerde bilet satı. şına devam edilmektedir. Liste: S EBAT: Çevre ölçüsü; EBEDİ: Olmez, «ardı gelmez» bittiği yok; ECEL: Son ne. fes «can çekişmo; ECIR: Kesimli kulluk, ECNEBİ: Yabancı, el; ECZA: Deva, derman; ECZA: Ufaklar; EDEP: Saygı; EZE. Lİ: Ön, uçsuz, Tanrı varlığı. Sen Mişel mektebinde Çobanlı oğlu *** EBAT: Uzaklıklar; EBEDÎ: Sonsuz, bitimsiz; ECEL: Ölüm; ECİR: Paralı işçi, uşak: ECIR ECR: İyilik, kazanç; ECNEBİ: Yabancı; ECRAM: Yüdızlar, büyük varlıklar; ECZA: Parçalar, iyileştirici nes. neler; EDAT: Söz takıntılan; EDEP: Usluluk, utanganlık, saygıçlık; EDEBİYAT: Düzgün ve düz güzel yazılar, çok sevimli yazış ve söyleyişler; EZELÎ. Başlangıcı belirsiz. Filorinalı Nâzım Kulnnç ağrılannı Def ediniz Kulunç ile muztarip nlanlar Sloan's mahiulünii bir deta istiroal ederek müsterıh olurlar. Sloan's ovnak ve ağrıyan noktalara hafifçe sürüldüğünde ihtikan ve neticesi olan ağnlan derakap keser. Rotnafzma, kulunç, sciatica, bel ağnları ve sair adalî sizilar için Sloan's istimal edmiz. BRiOiTTE HELM'in son şaheseri SLOA>'S LINOEENT Ağrilari Keser