Cumhuriyet: S ON TEU3RAFL AQ \ ^r ^^m^*^ Bana katırsa ^^»s^s^^ ^^^^ ^^m^*^ ^^m^r^ •>!/ Surîye lıudut komisyonu Dün müzakerelerini bitîrdi ve Fransız heyeti Adana'dan ayrıldı Adana 17 (A.A.) On beş gündenberi devam etmekte olan Tür« kiye Fransa daimî hudut komisyonu müzakereleri bitmiştir. Fransız heyeti murahhasası bugünkü ekispresle Haleb'e hareket etmişlerdir. tstasyonda vali, belediye reisi, emnivet müdürü ve Türk murahhas heyeti tarafından uğurlanmışlardır. Fransız heyeti hare ketlerinden evvel valiyi makamında ziyaret ve arzı veda etmişler dir. Heyeti murahh»ıam'x ^a "»rm »ehn'mizden ayrılacaktır. >< IIKII ıı ıı i If HIHUtM IÎMI lltlHirHIIIMUHUHIMIIHUHMUt >•»• t....« Medeniyetin sesi Nevyork şehrinde gürültü o kadar çoğalmı» ki, belediye, milvarlarca dolar sarfederek bu ıe»leri azaltacakmıs. Rivayet pek yeni değildir. Bu haberi geçen yıl duymuştum. Nevyork beiediyesi dediğini vaptı mı, bilaıiyorum. Bir petrol lâmbasımn fitilini kı»ar «ibi, koca bir şehrin sesini kismak ta mümkün müdür ve Nevyork belediyesi bunun için ne yapmıştır, »okaklara taş yerine kaymak mı döşemiştir, yedi kat yerin dibinde caddeler açarak patırtı yapan arabaları oradan çeçmeğe mi icbar etmiştir, baska bir çare mi bulmuştur, bilmiyo rum. Sunu biliyorum ki, medeniyet, fazla şımaran ve »ık sık yaygarayı basan bir çocuğa döndü. Ona yüz veren biziz; şimdi başımıza çıkıyor, şamata ediyor ve ra hahauzı bozuyor. Fazla tevgisi nin kurbanı olan büyük baba, şımarık torununu sustuTmak için nasıl keseye davranırsa, mede niyete hepimizden fazla yüz veren Sam Amca da bütçesinden milyonlarca dolar ayırmağa mecbur oluyor. O zengindir, verir; fakat bizim Muhittin Amcanm t«tanbul gürültüsünü azaltmak için beş para vermiveceğini, çünkii veremiyeceğini bilirsiniz. Beyoğlu'nda oturan gazeteci arkadaşlardan biri, bana şu tekHfte bulunmuştu: H e p birden »u satıcılann bağıraıalan aleyhine yazalım, belediyeyi harekete getirelim. Yalnız mallarını satmak için değil, buhran yüzünden de f eryat eden bu zavallılara çatmanın »ırası olmadığını söyledim. Hem onlar kunınu ulâdan kalnıa se»lerdir ve medeniyetin gürültüsü yanında onların haykırışları bir musiki gibi insana tatlı geliyor. Dün gece, saat on ikiden sonra, komşunun radyosu birdenbire tesini yükseltti. Gazeteci ar kadaşııi teklîfim düfündüm ve kendi kendime dedim ki: «Şu makine susta da, yerine keşki, İstanbul'un bütün yoğurtçulan, bir agtzdan, kaymak! diye ba ğırsalar...» Çünkü, nihayet, *atıcı sesleri uzaklaşır ve yenisi çıkıncıya kadar uyumak şantı var dır; fakat ben dün gece, gözIerimi kapayabilmek için, Viyana'daki operetin bitmesini bek lemeğe mecbur oldum. htiklâl tnarşı Korkma, aönmez btt şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldtzıdır, parlıyacok; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma; kurban olayım, çehreni ey na3.li hilâl Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlartmtz tonra helâl... Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklâl. *•• Ben ezeldenberidir hu'r yaşadtm, hür yaşarım: Hangi çılgtn bana zincir vuracakmış? şaşarım! Kökremif tel gibiyim; bendimi çiğner aşarım; Yırtarun dağları, enginlere »tğmam, taşarım. Garbin afaktnı sarmıt$a çelik zırhlt duvar, Bf.nim iman dolu eöğsüm gibi terhaddim var. Ulusun, korkma! Nastl böyle bir imanı boğar, «Medeniyet!» dediğin tek diti kalmış eanaoar? *•• A'rkadaf! Yurduma alçakları ugratma, aakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca aktn. Doğacaktır sana vadettiği ganler hakkın. Kimbilir belki yarın... Belki yanndan da yahın. *»• Bastığm yerlerî «toprak» diyerek geçm'e, tam; Düşün altındaki binlerce ketensiz yatam. Sen şehit oglusun. Incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünydarı alsan da, bu cennet vatanı. Kim ba cennet vatantn uğruna olmaz ki feda? Şüheda, fıskıracah, toprağı stksan süheda! Cant, cananı, bütün vartmı alsın da Hüda. Etmesin, tek oatnnımdcn beni dünyada cüda. • *• Ruhuman senden, îlâhi şudur ancak emeli, Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli • Ebedi yurdumun üttünde benim inlemeli. O zaman vecdite bin secde eder varsa tasım. Her cerihamdan îlâhi, boşamp kanlı yaşım; Fışkınr ruhu mücerret gibi yerden nâştm. O zaman yülueltrek ar*a değer belki baştm. Dalgaian sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâll Olsun arhk dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, trktma yok izmihlâl: Hakkıdvr, hür yasamıs, bayrağtmm hürriyet, Hakkıdır; hakka tapan, milletimin istiklâl. MEHMET AKIF İHEM NALİNA MIHINA bene mıllı marş Millî marşın İatanbul radyosunda niçin çalınmadığı hakkında yazdığım yandan sonra, bu mes'elenin efkâri amumiyede uyandtrdığt akisler, hassas bir noktaya dokundugumu isbat etb. Gerek yüksek muallim mektebi efendileri namma vaki olan muraeat, gerek milli roars mes'elesi hakkında aldtğım bir çok kari mektupları (hatta gayri müilim Türk'lerden bfle gelmis, mek tm»1ar vardır1» haBcm, mülî marsımızı dinlemeğe hakikaten stusamıs olduğu • nu gösterdiği için, bu bahsi açhğıraa cidden memnunum. Muhterem kan lcrimdea aldWbm mektuplar arasmda millî marsın güftesi ve bestesi bakkuıda nvlümat istiyenler var. Resmen kabul edilmis olan marş> istiklâl marstdır. Bu marsın güftesi, sai» Mehmet Akif Bevindir. lstiklâ? nmca • dele<u «mıında Büvük Millet Mecli* tarafından kabul edilmis olan bu gttf • teyi bugün gazetemizin baska bir sü • tununda aynen bulursunuz. Bu güftenin bazı kısunlan çok guzeldir. Medeniyet dedi|in tek disi kalmıa canaraı Mısraı t*tiklâl mUcadelesi esnasmda ugradHhmız ve asla unotmamamız lâzım gelen zulümler karsınnda şairin, bütun milletle beraber duyduğu baklı tnfisJin siddetli bir tezahüriid&r. Boffün lâzum görülürse bu mısra ve diğer bazdarı marstan çıkartılabflir. Fakat buna ve veya marsı büsbfitfin değiftirmeğe ancak Büyük Millet Meclisi karar ve rebilir. Bestaye geUnce, bu güftevi pek çok Irimseier bestelemktir. AK Rifat, Zati, Zeki. Kâzım ve Ahmet Yekta Beylerin besteleri en meshuriartdır. Bunlarm icmde resm«n kabul edilen Samih Rifat Bey merhumun biraderi Ali Rifat B«yin bestesidir. Fakat «vvelâ, bir möd det AK Rifat Beyin bestesi. sonra Zatî Beyin, d»Jia sonra da Zeki Beyin b«s • telediği hava, resmen mfllî marş ola rak çalınmıstır. Şimdi büvük merashnde çalman. zanaederim ki Zeki Beyin marMdv, ki bu auretle Zeki Beyin bestesi, kendi kendine resmî bir mahiyet al muhr. FHcrimee. hfikumet TSrkiye Cumhorivetmin millî marşmı yaptarmak için s» irler ve bestekarlar arasmda iki müsa baka acmalıdır ve yeni milli marş yapıhncıva kadar gene istStlâl marsı, ça lmmalı ve mekt«p)erde talebeye öğretümelidir. ^Mukden'de 50 kişi öldü, Cenupta binlerce kilo mü« 70 kişi yaralandı tef errik eşya yakalandı Mukden 17 (A.A.) ŞengAnkara 17 (A.A.) Bu ayın İkinci haftası içinde Gümrlik muhafaza kıt'aiarı tarafından Cenup hududumuzda müsademeli ve müsademesiz 34 kaçak vak'ası olmuı, birisi ölü ve ikisi afır yaralı olmak üzere 25 kaçakçı yakaiannmtir. Bu vak'alarda 1550 kilo seker. 1600 kilo hububat. 100 kilo ipekli ve yünlü kumas, 560 kacak hayvan 4000 defter cıgara kftğıdı, 2 tüfek, 1 *»Hanca elde edilmistir. çiatun ile Suoingkai arasında bir marşandiz trenile bir yolcu. treni çarpışmtştır. 50 yolcu ölmüstür. 70 ten fazla yaralı vardır. Kaçakçılıkla Mücadele... İMüthis tren kazası Japonya, mandasındaki Adaları vermiyor Tokyo 17 (A.A.) Has mecliıî Japon mandasi altındaki adaların Japon arazisinden olduğuna ve Japonya Milletler eemiyetinden aynlınca cemiyetin bu adaların bırakıl* masını istemeğe hakkı olraıyaca ~ jhna dair hükumetin ileri sürdüğü te^i kibnl etmiştir. Mekfeo kitap'an için VeVâlete sermaye veriliyor Ankara 17 Mektep kitaplannın Maarif Vekâleti tarafından ba#tırılroa*ı için haznlaaan kanun lâyihası Maarif. Encümeninde görüsülmektedir. Bu lâyiha ile Maarif Vekâletine »ermaye olarak .""^O bin lira verüecektir. iran heveti Adana'da Adana 17 (A.A.) Cenevre'den dönmekle olan tran Adliye Veziri Daver Han ile tran'ın Parî» »ef iri Âlâ Han ve başkâtip Hanzat bugünkü ekspresle şehrimîzden geçmişlerdir. tstasyonda Vali, Beledive reUi ve «mnivet müdürü İran ve Fransız konsolosları tafafından karşılanmiflar y» •4urlanmı«l*rdır. *o ^• • Emlâk Pan^asında bir cek sahtekârİKjı temviz ceza reisinin ölömü "J"'1Esk*eh1r 17 Eskisehir Örnek kulübunün gece eğlencesmde Temviz mahkeraesi birinci ccza reisi Semflı B«y sektei kalpten vefat etmiftir. Ankara 16 Emlâk Bankası odaeisı AIi bankadan iHc cek aşırmış, Döboş isminde bir Macar'a götürmüstür. Bu Mac»r banka müdürümin imzasun taklit ederek cekleri doldurmus ve parayı bankadan aldırmak istemistir. Fakat nvemurlar imzalarm sahteliğini derhal anladıklan için »ahtekârhk yarı yolda kaJmubr. Döboş île cürüm ortağıbenüz yakalanmamıstır. İstanbul'a kaçtıkSn anlasılmaktad». JL. •rt Amerika'da içkilerin alkol n'sbeti Unye'de bir orta mektep açılıyor Ünye «Humtt» Maarif Vekâle tinin Ünye'de bir orta mektep açdmasına karar vermis olması Ünye'nin genç, ihtiyar bütün halkı üserinde derhı bir memnuniyet uyandnrmı»tır. Bugün hariçte pansiyoner ve leylî olarak okuyan Uİebenin adedi lnrkı mütecavizdir. 933 934 s«ne«ne devam edecek talebe adedi, hari^te okuyan talebe adediom iki misli olacagı tahmm •dihnek • tedir. Umırnıi vilâyet meclisi, aeılacak orta mektep binasınm ihtiyacı için bin lira tahsisat koymuftur. Bütün balk mekte Vn açılmastnı sabursızlıkia beklemekte dir. Fuat Denzli'de dil anketi Denizlt 17 (A.A.) AjaiMİa tebliğ edllen kelimeler telgrafla derhal kazalara ve kazalardan da telefonla nahiye ve köylere tebliğ edilmek suretile aynî günde vilâyetin her tarafına yayılması temin edilmektedir. Halkevi 44 kisilik bir heyet ayınnıstır. Bu heyet her gün toplanarak anketin cevaplarmı tertip edecek ve Ank»«'va yolhyacaktır. Vasmgton 17 (A.A.) Ayan meclisi sarap ve bira satısınm kanuna uygun bir hale getirilmesi için yapılan lâyjhanın tadili hakkındaki takrtri kabul etmiftir. Bu takrirde bira ve saraplardaki alkol miktarının yüzde 3,20 den 3.15 e indirilmeti istenmiştir. KOtahya orta mektebı l'se oldu Kütahya 17 (A.A.) Kütahya orta mektebinin liseye kalbi hakkındaki Maarif Vekâletinin emri bütün vilâyette pek büyük bir «evinç uyandırdı. Bu iste büyük yardıtnlan dokunan B. M. M. Reisi Kâzım Pasa Hz. île C. H. F. umumî kâtibi Recep ve Maarif Vekili Resit Galip Bey lere vilâyetimiz halkı namına şük ran telrrafları gönd"»ilınİ8tir. Nevyork 17 (A.A.) Muhtekir olarak üân edilmek korkmu bir çok kinueleri paralannı bankaya yatir tnağa sevketmif tir. Bunun içindir ki, Federal Reserve Bankasının tebli • ğinde tedavüldeki paranın son hafta zarfında 269 milyon dolar eksildiği bildirilmektedir. Ayni tebliğe göre altın ihtiyatm 327 milyon dolar çofalmıştır. Federal Reserve Banka • •ının son hafta zarfında tedavülde olan yeni banknotlan yekunu 3.381,000 dolan bulmaktadır. Amerika'da bankalara para verenler artıyor PEYAMt SAFA Rusya'da tevkif ed'len ingilizler Yunanistan'da tevkif editecek kumandanlar Londra 17 (A.A.) Moskova'da îngilîz elçisinin Metropolitan Vic • kers müessesesi tnemur ve müstahdemleri hakkında ileri sürülen Hharru larm gerî alınmasını istediği zarnolunuyor. Bu ithamlara burada gü lünç nazarile bakılmaktadır. Londra'da yapılan İngiliz Rus ticaret mükilemeleri şimdilik devam etmektedîr. Millî tefrikamız : 10 Atina 17 (Hususi) Selânik'te bu lunan iîçüncü ordu kumandanı Jeneral Klados ve Timis'in Plastras hareketine istirakleri müstanliklikçe tesbit edil • mesi üzerine tevkifleri kararlaştınlmıstır, Hükumet eski hükumetler zamanında tayin edilmis olan büyük memurlann azlini de düsünmektedir. Yazan: SERVER REDt Kahire 17 fA.A.) Yüzde 3 faiz ve ikramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tahvillerinin 15 mart 933 tarihli keşide • sinde: 1886 senesi tahvillerinden 51,742 numara 50 bin, 1903 tahvillerinden 502,570 numara 50 bm, 911 tahvillerinden 395,881 numara 50 bin frank kazanmışlardır. Mısır Kredi Fonsiye ikramiyeieh A'le faciası tzmir yakıninde Torbajı'da müthiş bir aile faciası ohnus, Ahmet Efendi isminde bir zatın en küçük oğlu Iskender, bir müddet crvol validestni kaonan Kadir isminde bir sahsı, istasyon önündeki kahvede tabanca ile vurmuştur. İskender bundan sonra eve giderek bu adamla birhlcte kaçnus olan annesi Fatma Hanımı da vurmak istemistir. Mu vaffak olamamif, polisler taraftndan yakalanmiftır. tskenderin babası Ahmet te Fatma Hanımı oğlu ile birKkte kesmet e 1M*^Q S ettigbıden yakalanarak tevt «.T.«n ;ye sevkedihnistir. Fatma Ha nundan çok genç olan ve hâdiseden evvel Ahmet Efendinin paralarile kuzularını da kaçıracağını apaçık söylemiş buh*nan Kadir'in yaralan agırdır. yak cıyak bağırarak konuşur. Bu türlü avukatlık ta bizde geçiyor ga • liba. Herif epiyce para yapmıs. Zaten her işe de burnunu sokar. Vak • tile çıldırmış ve tımarhaneye girip cıkmıs olduğunu da yeni dvvi'vornm. Onda bir deli hali yok değildir. Durup dururken lüzumsuz yere taskmlıklar gösterir, yok yere vüksek s«sle hitabeler söylemeğe kalkar, can sıktıpfinın hiç farkında olmaz. Bazan kendi kendine bir şeyler mırıldanır. Tuhaf bir adamdır velhasıl. Vaktile delirmis ha?.. Şimdi de mi kaçırı yor ? Ya bir gün, iki gözü de kan ça~ nağı gibi, sokakta yolumu keser de üstüme ateş ederse?.. Ne demis? Evvelâ Hicran'ı, sonra beni öldürecek. Bu tasavvuru hoşuma gitti biraz. Hicran'la her hanfri bir işte beraber olmak ne saadet! ölümde bile. Bir an icin avukata öfkem seçti ve hak verdira. Bi'irim. Hicran intanı çıldırtır. Zaten ben de sapıtmağa baslamadıtn mı? Bu dalgınüklar, u* nutkanlıklar hayre alâmet değil. Millî marf bir milletin, bir vatanm sesidir: O ses ilâhi bir nagme gibi kalplere dolar. İnsana, mllî gurur, milM heyecan verir. Millî mars ta, mülî bayrak Koçhisar (Hususî) Bir iki tücgibi irtiklâlin timsalidir. ear namına gelen paraları tüccarlaKara mötareke günl«rind«, tstanbul'nn imzalarmı taklit etmek suretile da bayrağmnz çekıimcz, IIMBSUMIZ soy300 küsur lirayı zimmetine geçiren lenmeı millî izzetimiz çiğnenirken bir posta ve telgraf müdürü Bedri EfenFransız gazetesinde okuduğum bir haba> diye isten el çektirilmistir. Bedri Eri hiç unutamam. Bndapefte'den bir fendi firar etmiştir. Fransut gazete««n« vrilen bu habar takriben fu mealde idi: «Romanva ordumı 3e rmHtefüdn Torbah'nuı özbek köyünde bir ku kttaatıntn işgali altın da bulunan Budalubede yalnızca oturmakta olan 35 yaşpeate'nin umumî bahçelerinden birinde laruıda dul Emine kadm isminde bir ka pazar rünü bir konser vardı. Mızıka dmcaRiz evvelâ hmaklan, ayagımn naevvelâ Maear millî marsım çaldı. Bah« n söküldükten ve vücudünün muhtelif eeyi dolduran 20 • 30 bin Macar övle yerlerine ateşte kızdmlnuş palamut kobir fırlayjla ayağa kalkhiar ve hep bir zalaklan tatbik edüdikten sonra, iple bo ağızdan Macar milli marsım öyle canh gulmak suretile öldüriilmüştür. ve ateşH söyjediler ki iagal ordulan zabkanı da mukavemet eidlemez bir kuvCinayetin sebebi henüz mechu) olduvetin tesöile ayağa kalkmak ve bu dusgu Rİbi katil veya katiller de henüz ma man milletin mammı ^ürmetle dmlemek lum değildir. mecburiyetinde kaldılar.» Bu haberi okuduğum zaman Millî marpn kudretine büsbutün inanımftım. Koçhisar pesta mödOrtne îşten el çektirildi Torbalı'da feci bir C'nayet Tefennide imam ve mOezzînler kursu italyan mOsteşarının hava seferi Roma 17 (A.A.) Hava isleri müs< teşan M. Ricardi kendi idare ettiği bir tayyare ile Tobruk'a kadar bir hava yolculuğu yapmağa çıkmıs, evvelki gün Tunus'a gelmiç ve oradan Garp Trablus'una doğru yoluna devam etmiftir. ganı fırlatıp yatağın içinde oturdum. ve bağırdım: Vay küstah vay! Dinle dahası var. Gözleri de çil mecidiye gibi büyümüş ve parıl parıl pariamıya başlamış. Hanıtne fendinin gözü korkmus doğrusu. Korkar ya... Ben de olsam yılarım. Herif deli.Yapar mı yapar. Bağırdım: Hiç bir şey yâpamaz. Sus. Bağırma. Dahası var. E~ ğer bu evden çıkmazsan seni de öldürecekmif. Vay edepsiz vay! Ne küstah! Bunu bana niçin söylemediler? Duyulmasını istemiyorlar. Halan Hicran'a da sıkı sıkı tenbih etti. Fakat ben dayanamadıtn, sana söylüyorum. Avukat gözümün öniine geliyordu ve onun çıldırdığını tasavvur ediyordum: K'sa boylu, kara kuru bir a • dam. Dehsetli çirkin bir mahluk. Relki de herkes yüzüne bakmasın diye ellerini, kollannı fazla sallar ve cı Tefenni «Hususi» Bir haftadanberi açılan ezan ve kamet kursları devam etmektedir. Civar köylerdeki imam ve müezzinlerin istirakile her gün öğleden sonra Çarsı camisinde ders görmektedirler. Kazamızda güzel sesile herkes tarafından sevilen Hafız Sükrü Efendi tarafından bunlara münasip makamlarda ezan ve kamet dersleri veriliyor. Halkımiz bundan son derece mem* nundur. Selman Yarın ben de zıvanadan çıkabilirim. tki erkeğin bir kadın için çıldırması gözümün öniine geldi ve Hicran'ın üzerimdeki tesiri çoğaldı. Kalfa yüzüme bakıvor: Ne o? Daldm! diyordu. Sırttmda bir ürperm* duydum ve yatağımın içine sokuldum. Kalfa yüzünü buruşturarak: Aman o mendebur, dedi. bu eve nereden musallat oldu? EHnden bir iş te gelmez. Eminönü'ndeki diikkânı hacizden o kurtaramadı da sen kurtardın. Bu lâkırdıyı Hala Hanım da söy lemisti. Kalfa da bir kere tekrar edince anladım ki evin içinde, avu • katla benim aramda bazı mukayeseler yapılmıs. Kabiliyetlerimiz. ser vetlerimiz ölçülmüs. Benim lehime bazı hükümlp< v»ri1mit. Bura'arı \y\ ama ortada bir h#Wikat var. Kev«er Han>m avukatm «Ö7'ine uyarak beni buradan çıkarmak i*tiyor. Kor kudan mı? Mabadi var tzmk'İD kurtukfağu gün, tstanbol'da büvük tezahürat yapılrrustu O aksam Bevazıt meydanına tooianan binlerce halk, millî marşumzı bilmedîkleri için, eski yeni vatan şarkn'anndan bir iktsint tecrübe ettikten sonra, hep birden t*kbir «etirme*e basladı. Koca meydan «AllaKîî Ekber» sadaiarîle inlerken ben : ^•• rnillî marsm Hhumuna iman etmis • tim. Bir »ene sonra, ordunun tstanbul'a gireceği niniin arefesmde işgal kuvvetleri çeküin giderken Dolmabahçe meydanında İngiiiz, Fransız, ttalyan marşkrıadan sonra, istiklâl marsı çalmırken hayattmm en tatlı, en mes'nt heyecan larından birmi duydum ve istedim ki o meydanı ve civarını dolduran binlerce Tfirk hep birden, mızdca üe beraber Korkma, sönmeı, bu şafaklarda yüzen a) sancak! Dive bağtrsm ve milletin gök gürül tül«rini andıran azametli sesi, tstan • bul'dan çıkın gidenlerin kulaklarmdr ebediyen gürlesin! Hep Senin İçin! Büyük bir merak içinde, hemen yemini bastım. Kalfa, parmaklarını basının etrafında oynatarak: Bu herif vaktile kaçırmıştı, biliyor musun? dedi. Hayır. Ya... Ayol... Tımarhaneye girdi, çıktı. Ey, peki?.. Hem de nasıl?.. Kaynanasmı trabzana bağladı, boğuyordu, kadıncağız ivazı çıktığı kadar bağtrdı, ahçı kosup gelmis, kadını kurtarmıs. Herifin deli olduğu anlasıldı, tımarhaneye koydular. Sonra akıllandı. Hâlâ evli midir? Kansı ölmüs. Bekâr simdi. Bak dinle. Bu kaçık sabahleyin sen git sonra gelir buraya... Hanımofendinin yanına çıkar Elinde bir mektup... Sen göndermişsin... Biliyorum. Hah!.. Arkasmdan hammefendiye ne der?.. Ne der? Hicran için sevda çektiğini söy ler, «kerimenizi bana veerceksiniz!» der. Hem de öyle afur tafur ede • rek. Yalvararak değil. Kaspahan nik! Herifin zaten Hicran'da gözü olduğunu biliyordum. Hanımefendi ne cevap vermi»? Dur dinle! O kadar değil sade. Eğer kızı vermezse onu öldürece ğini söylemiç! Kimi? Hicran'ı mı? Öyle ya. Soğvk moğuk düşünmeden yor Lübnan'da 10,000 şotörün grevi Lübnan'da İU uui ^oför grev yap • mıştır. Bu grevi ftrsat bilen koraünist • ler etra'a beyannameler dağıtmislardır. Zabıta tahrikât yapanlan bir türli yakalıyamamıstır.