İVıart * 3 3 Cumharivet '• f Ev işleri i4ıte bütçesi Baro fevkalâde Içtima yapacak mmm Beyaz daima hâkimdir Malum ya, geref gündüz gerekse ge* ce elbiseleri içiı her sene bir veya bir kaç renk mo da olur. Bu sen* de yeşil, mor bilhassa pek rağbet te idi. Sokaklard» yesil mantodan roptan geçilmiyor, süvarelerde, balo' Iarda da mor tuvaletlere pek çok tesadüf olunuyor • du. Bununla beraber arasira model müşkülpesentlik «* dilerek intihap olunmuş, güzel bi çilmiş ve ihthnamla dikilmis bir elbise meydana çıkınca hemen he men diğerlerine mütefevvik görü nüyordu. Beyazin bu hâkimiyetini düsünecek size çok zarif bir gece elbisesi nümunesi takdim ediyoruz. Kumaşı krep romen dendir. Korsaj kısmının göğsü kapaIı, arkasi yarı açık ve heyeti umumiyesi boldur. Eteklik kısnıinm ise bel v« kaiçaları örten noktalan sıkıdır. Asağıya dogru genişlemektedir. Fakat bu tuva Killi Avukatlar kazanç vergi sine itiraz ediyorlar (.Birind sahifeden mabatt) açıkta bırakılarak temettü, kazanç vergisine matrah ittihaz edilmektedir. Avukatlann sermayesi ilim ve hayatlarmdan ibarettir. Her dekika elkn bir sür'atle ölüme yaklaçtıklan ve çabsabflecekleri zaman çok mahdut olduğu halde çalışamıyacak zaman için bir amortisman kabul edilmemesi ve sermavelerinin de vergiye tâbi hıtulması dogru değfldir. 2 Avukatlar memleketin en lüzumhı bir faaliyeti jçtimaiyesinin aletleri mesabesindedir. Faaliyeti adalete müessir bir heyeti, veremyeceği bir vergi karştsmda bu hmdurmak muvafık olamaz. 3 Yeni lâyihada verginin usulü tarhı muayyen bir vahidi kıyasiye müstenit değildir. Avukatlan smıflara ayırmak için aldıklan ücret vahidi kıyasî addolunacaksa , her dakika ücretlerin değişmesi dola yısfle bugiin fevkalâde sınıfa dahil görülen bir avukatm yann dördüncü sınıfa inmesi çok mümkündür. Bu itibarla sınıfı inen bir avnkattan kazanmadığı bir kâr mukabilinde vergi almak âdi lâne olamaz. Vahidi kiyasî seref ve haysiyet derecesi ise dünyanm hiç bir tarafında şeref ve haysiyet vergiye tâbi tutulmanustır. Eski usulü cibayet ulah ve tadil edilmek sartile bükmii cari kanuau, yeni kanun lâyihasına müreccah görmemek bir hak adanu için kabil değildir. Bugünkü kanundaki vergi nisbetlerini azaltmak ve sarfettiğimiz hayat sermayesi mukabilinde kazançtan bir amortisman kabul etmek en âdflâne bir çare olacağı kanaatindeyiz. Biz noktai nazanmızm ne kadar muhik, meşru ve rautedil olduğunun anlaşıl • ması için heyeti umumiyede matbuat nrameuillermtn de bulunmasını i»tiyoruz.» Heyeti uraumive içtinuunın çok hararetli olacağı ve Baro inzibat mecltsinden esaslı izah a t talep edileceği anlaşılmaktadır. Bu izahat alındtktan sonra yeniden yapılacak teşebbüsler kararlaşfanlacaktır. Baro inzibat meclisi dün fevkalâde bir ktima yaparak bu mes'ele ile mesgul olmuş ve heyeti umumiyeye verilecek izahat hakkmda bir rapor hazırlamıstır. Bir çok aileler vardır ki: Geçinemiyoruz? Dîye şikâyet ederler. Zanneder sîniz ki kazançları azdır. Varidatlarını masraflarına uydurmanm imkânı yoktur. Halbuki aslını araş tırıp soracak olursanız görürsünüz ki bütün bu sıkıntı, bu darlık he saplannı bilmemezliktendir. tnsan hesabmı nasıl bilir? Esasen mev *uu bahsetmek istedi£imiz de bu dur. Bugün tstanbul, Ankara, tzmir gTbi büyük sehirlerimizde ayda 100 lira varidatları olan bir karı bir koca, bir de hizmetciden evet şasmaymız hizmetçi de var mürekkep bh aile farzedelim. Bunun 40 lirasmı kiıraya üste basa çıkarm. Demek elinizde beher ay için 60 lira kalır. 10 lira da hizmetçi aylığı, 5 lira da tasarruf etmek şartile 45 liraya iner. Bu 45 lira yiyecek, içecek para sıdır. Simdi bunu her ay nasıl sar fetmeliyiz ki bütçemiz açık vermesin. Ayda 45 okka ekmek 4 lira, 15 okka süt 3 lira 50 kuruş, 1 okka terevağı 2 lira, iki okka mutfak yağı 2 lira, 2 okka zeytmvağı 1 lira 20 kuruş, 1 okka tuz 20 kuruş, 3 okka seker 160 kuruş, 1 okka sirke 20 kuruş, 10 okka et 6 Iir a , balık ve yumurta 4 lira, meyva 3 lira, kahve ve çay 2 lira, kömür veya havagazı 5 lira, e'ektrik 2 lira, hesaba katıl mamış fevkalâde masraflar 5 lira, simdi cemedelim bakalıra. Tam 39 lira 70 kuruş eder. Geriye kalan 5 lira 30 kurus kışra ısınmak için yakılan odun, kömüre, yazm da gezraeğe, e&lenceye veyahut yazdan arttırılarak kışın eğlenceye sarfo lunur. Bu hesap oldukça geniş tutul muştur. tyi bir ev kadını gıdanın kıtvvetine dokunmadan bundan da tasarruf edefcilir. Çocuklu ailelerin bu bütceye 5 yaşına kadar beher cocuk içîn azamî 20 ve beş yaşm dan sonra azamî 30 lira zammet meleri icap eder. Doktor ve ilâç parasının tasar ruf edilen kısımdan sarfetmeden başka çaresi yoktur. Hâdive îclâl İzmir'in eski ve yeni ihracat vaziyeti İhracatımızın yarısını yetiştiren mıntaka hakkmda bir istatistik tzmir «Hususî» Memleketin en zengin servet membalanna malik olan Ege mintakası, harpten evvel olduğu gibi harpten sonra da harice bütün Tiirkiye ihracahnın yansını teskil edecek kadar mal göndermek kudretini haiz olduğu için haricî ticaret muvazenemizde pek büyük bir rol oynar. Mıntakanın umumi harpten evvel vasatî ihracat kıymeti yedi milyon, ithalât kıymeti bes buçuk milyon ahm lira idL Bu rakamlar şimdiki rayice tahvil edildiği takdirde ihracat 63, ithalât ise 49 milyon lira eder. İzmir'in istirdadından sonra normal addettiğimiz 1926 1929 senelerinde Ege mıntakasımn vesatî ihracat kıymeti 86 milyon, ithalât kıy meti de 35 milyon lira idi. Umumi buhranın Türkiye'mizde tesirini göstermeğe başladıktan sonraki ihracat ise 1930 da 71 milyon, 1931 de 50,6 milyon liradır. tthalâta gelince; 1930 da 21,6 milyon, 1931 de 18,3 milyon liradır. Bu rakamlardan vazıhan anlaşılacağı veçhile normal seneler zarfında mıntakanın ihracat kıymeti harpten evvele nisbetle 23 milyon lira fazla, ithalât kıymeti de harpten evvele nazaran 14 milyon lira noksandır. Mıntakanın 1929 dan sonraki ihracah cihan buhranının beynelmilel istihlâk ve tediye kabiliyetini azaltmasından müteessir olmuş, bi| suretle son senelerdeki ihracat kıymetlen nazan dikkati celbedecek tarzda eksilmiştir. Bunun tabiî neticesi olarak Ege mmtakası halkmdaki iştira kuvveti de eskisine göre azalmif, ithalâtımızda da noksanlık hâsd ounuştur. Mıntakanın en mühim ihraç maddeIerinden olan tütün, beynelmilel piya»alarda ötedenberi isgal etbği yüksek mevkiini muhafaza etmektedir. Mmtaka limanlanndan, umumi harpten evvel şimdiki rayice göre yedi milyon lira kıymetinde tütün ihraç edilirken İzmir'in istirdadından sonra ihracat çok artmif ve normal senelerde bu miktar 34 milyon lirayı bulmuştur. Ege mmtakasmtn harpten evvel ve harpten sonra geçen normal senelerde, ve buhramn bizde tesirini gösterdikten sonraki tütün istihsalât ve ihracatı hakkmda tesbit olunan malâmat şu merkezdedir: 1 Rekdte thracat Harpteı ev^el Bin ton Bin ton Bln aıtm L. tormaı seneıerae 1926 1927 1928 1929 Milyoüı barknotL 31 16.34 18.4 29.8 18.4 18.9 26.15.2 Buhramn memleketimizde tesirini göstermeğe basladığ ı zamandan iribaren olan vaziyet te şöyledir: İhracat Rekolte Sene Bln ton Bln ton 1Vlllyon L. 21 25 23 18.4 27.7 24.7 1930 13.10,5 26.1931 16.4 17,3 7.6 1932 1932 senesi hariç oknak üzere son senelerin rekoltelerinden Izmir'de tüccar elinde «Amerikan kumpanyası ve diğer tütün kumpanyalan müstesna» takriben altı buçuk milyon kflo stok mevcuttur. Bunlar da peyderpey ecnebi memleketlerine gönderilmektedir. Tütün rhracı takasa tâbi tutulduğundan itibaren simdiye kadar ecnebi mejnle ketlerine gönderüen tütün miktan on milyon kfloyu tecavüz etmistir ki bv memleket iktısadiyatı lehinedir. Mıntakanın 1932 senesi tütün istüısalâtından üç buçuk milyon okkası vasatî 85 kuruştan, bir milyon sekiz yüz bin okkası vasatî 4550 kuruştan sablmısbr. Halen mıntaka dahilmde ancak beş yüz bin küo tütün kalmışhr. Bu tütünler de tedricen ve müsait fiatlarla mubayaa olunmaktadır. Beynelmilel Ziraat enstitüsünün tanzim ettiği istatistiklere göre cihanın son senelerdeki tütün istihsalâtı iki milyar kfloya baliğ obnaktadır. Şark tütünleri adını tasıyan tütünler ise Tiirkiye, Yunan ve Bulgar tütünleridir. Bu memleketlerin umum tütün istihsalâtı yuvarlak hesapla 110115 milyon kilodan ibarettir. Şark tütünlerinin başlıca alıcılan başta Amerika olmak üzere Almanya, »hnalî ve vasa^Ayrupa ile Mı»ır'dır. Şark tütünleri sigara imalinde, rmıhtelif harmanlarda kullamlmaktadır. Haricî ticaret muvazenemizin tevzininde birinci derecede âmîl olan bu mahsulün itinah bir surette yetistiril • mesine, cin*!erinin iyileştiriknesine ve dünya piyasalannda eslddenberi işgal ettiği yüksek mevkiini daima ımıhafazasma çok dikkatle çalışmak memleketin üctısadî varhgı için en mühîm bir vazifedir. ZEKİ DO&ANĞLU letin atil orijinalhesi omuz ve ko' .ırır.'ladır. Koltuk altından uzanan bir dilim kolun dirsekten bir yukansına dolanmaktadır. Yeni ve garip baş invaletleri j r Ev hekimi Ciğer veremi «Rüzgâr darbesit yahut «A la chienne> dedikleri tarzda saç dü zeltme modast çoktan geçti. Hatta «a la romaine> ler bile unutulmağa basladı. Fakat her gün yerine yenileri çıkmakta geçikmiyor. Solda gördüğünüz nümune «Rüzgâr darbesî» ve «a la r o m a i n o in bir araya cemolunmasından vücude gelmiştir. Fransa'nın maruf muharrirlerinden Madam Darsenne bunu icat etmis tîr. ttesim de kendisinîndir. Sağdaki ise tngiltere'de karnaval münasebetile kullamlan perükleri gösteriyor. Bunlar mutat olduğu üzere on yedinci ve on sekizinci asırda kullanılanlar tarzında değil «Rüzgâr darbesi» feklinde yeptınlmif tır. Bilhassa siyah kadife elbise ve Hermin kürkten yaka ve kollarla isttmal ediliyor. Baro reiri ne diyor? Baro reisi Halil Hihni Bey bu içthnaı müteakiD demistir ki: « Baro bundan iki sene evvel kazanç vergi*i kanununun tadili için lâzım gelen tesebbü&atta bulunmustu. Ankara'd a bizim miiracaatimiz hüsnü telâkki edflerek temennilerimizin bir çoğu veni lâyihada nazan itibara almmışbr. He • yeti umumiyede bu hususta izahat verildikten sonra yeni lâyiha üzermde fikir teati edilecek, verilecek kararlara göre icap eden yeni teşebbüslerde bulunu • lacakhr. Kanaatimce en mühim nokta, kanumm sureti tatbikidir. Baromuz hiç bir zaman haktan kacmak istemez. Yalmz vergi verilebilecek miktarda ohnahdır ki tatbik kabil iyeti olsun. Kazanç vergisinin beyanname usulile almmam u , verdiğimiz beyannamelere itimat olunmak sartile itiraz etmeyiz. Bu beyannamenm dogru olmadığı iddiası ancak isbat edilirse kabul edilmek lâzımdır. Bütün medenî menüeketlerde beyanname usulü caridir. Ancak tatbi • kattaki yanhskklardan dolayı yeni ça • reler bulunmasına taraftanz. Kabili tatbik olanlan derhal kabul ederiz. He yeti umumiye karar vermeden ne ya pacağnnıza dair bir şey söyliyemem. Yalmz şu kadar diyebilirim ki iş kanunun tatbikaondadır. Yeni avukatlann bir müddet vergiden istisnası için de evvelce teşebbüsatta bulunmuftuk. Avukatlar buhrandan çok müteessirdir. Işsizlik artmıştır. Hatta masrafını çıkaramıyan bir çok avukatlar vardır. Bittabi vergi tarhmda bu cihet te nazan dikkate alınmalıdır. Esasen yeni kanun lâyihasmda verginin sınıflara göre taksimi de vergiyi âdi lâne surette tarhetmek düsünüldiiğünü gösteriyor.» Bundan pek az evvel bir müte nassıs doktorumuz gazeteraizde «Veremle mücadelenin yeni ve eski usulleri» ni izah etti, Bu amansız hastalığa karsı Avrupa'da tatbik olunan en yeni çareleri söyledi. Biz de aile annelerinin ciğer veremi hakkmda bilmeleri icap eden malumah hulâsaten yazacağız ki yuvalarını bundan korusunlar ve vereme tutul an aile efradına ilk tedbirleri yaDabilsinler. 16 yaşına gelmiş kızlan ve 18 yaşına basmış erkek çocuklan bir ke~ re rontsfen muavenesinden areçir mek çok ihtiyatkârane bir hareket oiur. Çiinkü ekseriya haricen tıh hatlerinde hiç bir bozukluk görül miyen srençlerde bu hastalığin başlar«nc devresi müftahade olunabilir. Bilhassa verem baslaneıcmdan su vaziyet te cok şüphelenilebil<r: Grip veya nezlelerin uzamasi. Zira bir çok veremliler bu hastalıŞa tutul iduktan sonra kısa bir şifa devresi gecîrkrler. Ondan sonra verem bird^nbire ve daha kuvvetle meydana çıkar. Bir de sabah ve aksam gibi mu * ayyen zamanlarda nöbetler «elmesi gene bu lmstalıŞa delâlet eden alâmetlerden bîrîdir. Bilhassa sabah ve aksam hararetleri a<*asinda v a n m dereee fark görülür. Maamafih di per sebepler mevcut olmayınca sa* d e hararet yüzünden vereme hük metmek doğra değildir. Yalmz sabah ve ak$am hararetleri arasındakî bu fark on bes jrün devam ede cek olursa o zaman hastayı rontgeniden geçirmek mutlaka l&zımdır. Verem başlangicının diğer âlâ meti^ci arasinda mütemadî öksü rfik, istihasizlik. sebepsiz zayifla ma ve yorgunluk. Doktor rontgenden maada diğer bîr usulle daha hastanın vereme tutul up tutuimamış olduğunu anlıya bilir. O da hastanın kanmdaki kırmızı yuvarlaklann husTisî bir mahlül içerisinde ne sür'atle dibe çök tüklerim tetkik ederek. Eğer bu sur*at saatte 10 milimetreden fazla Tse hasta hakkındaki şüpheler f azlaIasir ve tetkikat derin1e«tîriHr. ' Her halde bu mes'elede en ziyade dikkat edilecek nokta hastalığın ilk rakisaf anında iken meydana çıkanlarak kolayca tedavi edilmesinin ve hastal»ğa tutulanı ya hastaneye göndererek, yahut ta evde ayn bir odaya koyarak diğer sağlam kimselere hastabgın bulaf•lamasmı temin etmektir. 1910 r »911 1913 7 9 10 2,41 5.85 7.59* 298 722 937 Bursa'da faldr çocuklan himaye Hanımlara elişleri Modelini tak dim ettiğimiz masa örtüsü kaba ketendendir. Her iki tarafında ajürlü iiçer bant vardır. Bu bantlardan dısan dogru olanlar kalın, otekiler gittikçe incel mektedir. Dısan dogru olan bant dört, ortadakiler iiç, en içerideki ler ikiser sıradır. Birincî sıra ha zirlandıktan sonra ilk alrı iplik Uzerine 3ügme seklinde birer kabank, diğer altı iplik üzerine de fistolu bir çiçek vücude Setbaşt mektebi himaye heyeti ve himaye eâüen çocuJdar Bursa (hususî) Uç senedir talebe himaye teşkilâtına malik olan Bursa Setbaşı mektebi 25 çocuğa her gün ögle yemeği verraiş ve hepstni giydirmiştir. Bu çocuklar aynca her hafta ha mama gönderilmiş, 15 günde bir tıraş ettirilraiş, dişlerine bakhnlmış, hasta hut bu zatlann halktan ağır ücret istemeleri gibi her halde cemiyet için faydasız neticeler tevltt etmesi melhuzdur. Sınıflann meslekî teeşkküllere bırakıl • ması da isabet için kat'î bir T»»T«^T> teşkil etmez. Kazancm muayyen ve mutedil nisbetini vergi olarak almak ve böylece devlet hazinesine vergi veren münevverlerin adedini çoğaltmak lâ • zımdır. Vergi nisbetaıde serbest meslek erbabile devlet memurlan arasmda hiç fark gözetmemek ve ayni nisbetler dahilmde ayni kaidelere tâbi tutmak pek lüzumludur.» olanlarm vizite paralan verilmiştir. Teşkilât geçen sene vilâyetten bir takdh*name almışhr. Bu sene gene bir doktorun tanzim ettiği listeye göre çocuklara muntazaman yemek verilmiştir. Bu sene de mektep himaye ve talrm heyetleri vflayetçe takdir ediknişlerdir. getirilir. Masa örtüsü 40 santim e ninde ve 56 santim boyundadır. Tezyinat parlak koton perle yapılır. Leke çıkarmak usulleri Çikolata lekesi Çikolata çok yağlı bir madde olduğu için onu döküldüğü yerde çok bırakmamalıdır. Eğer fazla kalırsa beztn bütün mesamahna hulul eder ve kaybedilmesi müskül bir hal olur. Pek fazla nazik kumaş değilse evvelâ temiz su fle yıkamah, ondan sonra sabunlamalıdır. Fakat kumaş nazik ve rengi pek çabuk atmak ihtimali m e v cutsa evvelâ temiz su 3e yıkamah, sonra yumurta sansı ile ovmalı, ancak bundan sonra çitflemelidir. Maamafih bu ameliye çok defa muvaffakiyetli netice vermez ve leke olduğu gibi kalır. O zaman lekeli yeri ince bir fırça üe 90 dereee alkol sürerek temizlemeğe çalışmalıdır. olduğuna göre mürekkep lekelerini çıkarmak için de çeçit çesit usuller vardır. Zamklı ve vitriollü mürekkeplerde «Acide oxalique» Oe muamele etmelidir. Bu mahlul bir kere lekeli yere döküliir. Ondan sonra yıkanır ve üzerindeki yaşhk kunıbna kftğıdı Oe alraır. Siyah mürekkeplere ise (Chlorare de chaux» ve «Acide acetkju*» fle muamele edilir. Sonra temiz su ile yıkanır. Yesil mürekkepler amonyakm ve gfimüsî mürekkepler «Cyranure de potassium» veya «Hyposulfîte» tesiri altmda beyazlasır. Her hangi şekilde olursa olsun, bu mahhıller deve tüyünden bir fırça ile kumasnı üzerine sürülür. Fakat uzun müddet durdurulmıyarak çekilir, eğer kâfi derecede tesir etmemisse tekrar tatbik olnnurlar. Ahmet Refik Beyin fikirleri Diğer taraftan sabık icra reisi Hâkimoğlu Ahmet Refik Bey de şunlan söylemistir: « Kazanç vergisi, bmi üstünde kazançtan verilecek bir seydir. Şu halde matrahm kazanç mikyası üzerinden obnası ve bu husustaki ihtilâflann yüksek makamlarca halledumesi muvafıkbr. Doktor, avukat gibi sermayeleri ilimlerine münhasır olan meslek erbabına vergi bususunda kolaylık gösterilmesi icap eder. Meslek erbabınm sınıflara taksimi • ni ve sınıf üzerine vergi almmasını da kat*î bir esas olarak göremiyorum. Sınıf kazanç üzerine tayin edflmelidir. Sın f doktor veya avukatm ilmî kudret ve söhreb* üzerine dogru olmaz. Niha yet fazla kazanç biraz da sans mes'elesi, ilfan ve şöhret ile münasebeti olmıyan bir becerikltk olduğunu zannediyorum. tlmî kudreti mevcut ve herkesce tanınmıs olan büyük adamlanmızı fazla raaktu vergi karşısında bırakmak kendllermden istifade edilmeraesmi ve ya u ı§> Ü nr» (^ tra ^» f I y #• •* Kont dö Şambrun Vaşington setiri olacak Matin gazetesi, son gelen nüshasmda, Fransa'nın Ankara sefhi M. de Chambrun'ün Vaşington sefaretine tayin edileceğini yazmaktadır. Efganistan'ın göturecegi Törk mütehassıslan Efgan sefiri Ahmet Han, Efgan Kralırun biraderi ve Harbiye Veziri Şah Mahmut Hanın Türkiye seyahntini* Gazi Hazretlerinin memleket seyahati sebebile bir müddet için tehtr edildi • ğini, Efganistan'a mütebassıs olarak «peratör Rıfkı, göz hekimi Fuat, dahili • ye mütehassıst Rebü Hikmet, Devlct Şârası azasmdan Kemal Ahf, Maarif mütehassuı Emin ÂIi Beylerin gittigini, daha başka mfitehaısUr da gönderilecegini söylemtşbV. Eczacılarm şikâyeti Mürekkep lekes» Mohtelif cins nrarekkepler mevcut Yeni kazanç vergisi lâyihasmda eczacılara ah bazı hususlann düzeltilmesi için Ankara'da bazı eczacılardan mürekkep bir heyet BirHkten aldıklan tali • mat üzerine bu hususta teşebbusatta bulun maktadır. Eczacılar varidatı gayrisafiye üze • rinden vergi usulünün kaldınlmasın dan çok mutazarnr olduklannı ileri sürmektedirler.