n> Çubat 1*733 Çocuk masalları /aktile Arabistan'a Sü leyman isminde kendi halinde bir adam vardı. Bu adama bir gün yol göründü. Şam'dan BağdatV gitmek üzere seyahate çıktı. O zaraan şimdiki gibi şimendifer, otomobil yok. Devenin ; sırtma atladı gece gün»?»T gitmeğe başla dı. Aradan iki üç gün geçmiş, devesi de kendisi de hayli yorul • muştu. Güzel bir vahaya da ras • gelmişti. Geceyi orada geçirmeğe karar verdi. Baktı ki bir kö şede hâlâ bir ateş tütüyor. Kendi kendine: Hiç şüphesiz, dedi, önüm sıra bir kervan gidiyor ki bu a teş onlardan kalmış olsa gerek! Süleyman üzerine bir kaç çah çırpı attıktan sonra ateşi alevlendirmek için yere diz çöküp üflemeğe koyuldu. Çöllerde malum ya havalar belli olmaz. O sıra • da birdenbire müthiş bir rüzgâr esmeğe başadı. Oradan sıçnyan bir kıvılcım yakındaki çalıları tutuşturuverdi. Derken alev alev yanan calı ların arasından yanık bir feryat yükseldi: Aman beni kurtar, halime acı.. Çoluk çocuk sahibiyim! Süleyman baktı ki bir yılan oraya buraya' gidiyor, fakat dört tarafı da ateş oldugu için bir türIü kaçamıyor. ^j ^ Arap cevap vr i • • • " " " ed • * ' * • Seni kurtarırım ama sonra beni sokmıyacağma söz ver! Yılan yalvaran bir sesle: Vallahİ billâhi sokmam! Dedi. O vakit Süleyman elindeki uzun değneğin ucuna torbasını takıp ileriye doğru uzattı. Yılan torbanın içine girdi. Adam da değneği çekip hayvanı selâmete çıkardı. Fakat yılan bir parça dinlenip te kendine geldikten sonra: Azizim, dedi, vakıâ ben sana söz verdim ama ne yapayım ki bu benim tabiatim. Çoktanberi de hiç bir Adem evlâdı sokmadım. Beni affet, cibilliyetimi icra edeceğim, seni de deveni de ısıracağım. Süleyman hiddetinden âdeta kuduracaktı: Sana iyilik edip hayatmı kurtardığım için bana bu fenalığı yapıyorsun değil mi? Tabiî.. Sanki siz insanlar başka türlü mü hareket ediyor sunuz. Hatta aranızda «İyilik eden kemlik bulur!» diye meşhur bir atalar sözü bile var. Vakıâ sen bu kanaattesin ama, bakalım diğer hayvanlar da ayni fikirde mi? Gel beraber yola düzülelim. Yolda rasgeldiğiroiz diğer mahlukata da sorup soruşturalım. Eğer onlar da se nin sözünü tasdik ederlerse ben akıbetime razı olacağım. Ertesi gün vâhanın birinde ot lıyan bir ineğe rasgeldiler. Mes'e jWakiı Bilmeceyi halledenler Şubat bulmacası Dünya yüzünde öyle bir memleket ismi bulunuz ki bunun ilk hecesi insanm vücu dünde en lüzumlu bir şey, diğer iki hecesi de coğrafya tabirlerinden biri olsun. Doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye Foto E tem'den 6 kart ve bir ağrandisman resim çıkartmak hakkı takdim olunacak, diğer yüz kişiye faydalı ve muhtelif hedi yeler verilecektir. Her hangi mükâ fat kazananların ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotoğraflannı gönderdikleri takdirde gazeteye basılır. Cevaplar martm birinci gününe kadar «Cumhuriyet Ço cuk sahifesi muharriri» adre sine gönderilmelidir. Hal suretleri aşağıdaki cetvele yazmalıdır. Bu şartlara riayet etmiyenler hediye kazanamazlar. Bilmecenin halli İsim Adres Papağanlar konservaluvarı leyi anlattılar ve bu hususta ne düşündüğünü sordular. lnek: Yılanın sözü doğrudur, dedi, çünkü kendi halimden pay biçiyorum. Sahibim senelerce benim sütümden, buzağılarımdan istifade etti. Şimdi ihtiyarladım diye beni buraya salıverdi. Bir kaç şrün sonra bir kasaba satacak. Ahır ömrümde kesilip parça parça olacağım. Biraz yürüdüler kurumuş bir ağaca tesadüf ettiler. O da şu mütaleada bulundu: Evet, yılanın sözü doğru dur. Şu kılığıma kıyafetime baksanıza. Ben onlara senelerce kızgın güneşten siperlik vazifesini gördüm. Halbuki onlar bu iyi Hğime mukabil dalımı budağı mı kesip yaktılar. Beni bir kadit gibi bıraktılar. Süleyman'ın gitgide son dem leri yaklaşıyordu. Eğer üçüncü tesadüf ettikleri de ayni mütaleayı yürütecek olursa yılanın ze. hirleri altında kıvrana kıvrana ölüp gidecekti. Bu sefer rasgeldikleri bir tilki oldu. Ona da macerayı baştan açsğı anlattılar. Tilki güldü: Siz benimle galiba alay e diyorsunuz, dedi, evvelâ hikâye başından bile mübalâğalı başlıyor. Koskoca yılan bu torbaya nasıl sığar? Yılan teminat verdi: Vallahi billâhi sığdım. Inanmazsan gözünün önünde bir daha gireyim. Gir.. Belki gözümle göriirsem inanırun! Yılan torbanın içine girdi. Tilki yavaşça Süleyman'ın kula ğma: Torbanın ağzını bağla! Dedi. Sonra tabanları kaldı rıp kaçmağa başladı. Uzaktan bağınyordu: lşte seni bu belâlı yılandan kurtardım. Anlıyorsun ya, bir daha böyle cibilliyetsiz mahluklara iyilik etme! Bak ben de sana iyilik ettiğim için vaktü za manile yanından sıvışıyorum. yoksa sen de beni muhakkak omzumdan çifte ile vurmağa kalkardın. Süleyman bir taraftan tilkinin hayatmı kurtaran bu kurnazlı ğına gülüp seviniyor, bir taraf tan da elindeki torbayı fınl fınl döndürüyordu. Nihayet uzakta ki sert kayalıklara doğru fırlattı. Yılan parça parça oldu. A • rap ta rahat rahat yoluna devam etti.. ııııııııııııiMiııınmıımııifiıımınıııııııııımnnııııııiMMinnmıımııın Konservatuvar, biliyorsunuz şarkı söylemesi ve çalgı çahnması öğrenilen yerdir. Bizde de bir tane var. Fakat Brezilya'nm mer kezi Rio dö Janeyro sehri yakı nındaki San Fernado şehrinde profesör Otto Doderlein isminde birisi papağanlar için bir taganni mektebi açmıştır. Ovada onların haleti ruhiyelerini tetkik ederek, mükâfat olarak güzel yemeklr vererek mü kemmel birer şarkı söyliyici ha line getirmektedir. Profesör Doderlein'in Brezilya yerlilerinden üç tane de muavini vardır. Bun • dan maada ince sesli bir Italyan (tenor) kalın sesli bir Alman da Baso) papağanlara ders veriyor '. lar. Talebe burada vvelâ konuşmasmı, ıslık çalmasını oldugu gibi bilhassa şarkı söylemesini öğre • niyorlar. Profesör Doderlein konserva ^ tirvarırit liirirıp çıkan papigâriiarın en müşküJ opera.. parçalarını bile kusursuz ve hatasız taganni edebileceklerini iddia eylemek tedir. Profesör Doderlein'dan bir çok cambaz ve varyete kumpanyaları yüksek fiatlarla satıknak üzere konservatuvar mezunu papağanlar istemişlerdir. Otfffen defakl bîlmecemisl dogm halledlp te muk&fat kazanamıyan, fakat blae totognî gönderen kuçük karllerlmL zln bu sahmetlerlne mukabil resünlerinl yukanya basıyonus. Soldan sıra 0e: 1 Beyoğlu Nl^antaşı 15 tnel ük mektep 893 GOllzar Ahmet 2 Üskudar 20 lnci ilk mektep 259 Nihat. 3 Afyon Cumhuriyet İlk mektebi 217 Nihal. 4 Üskudar 22 ind ilk mektep 34 Kadriye. 5 Beykoz Yalücöyu Nusrat Fethi. 6 Bursa Cumhuriyet ilk mektebi 421 Celâlettin. 7 Şişli Mecidiye köyunde likör fabrikası Muhterem. ı 8 Kasımpaşa Büyükpiyali 239 No da Fatma Nigâr. •••••• .'.= Beyin o^u Sacit Alp. 12 Feriköy 9 Hüaeyin. 13 Çarsamba Ziraat bankası memu. nt H&san Beyin IDB Suheyla. 14 Sen mlael mektebi 43 Rasün Bsat. 19 Oireson Gasipaça mektebi smıf 4 Naciye. 16 Trabaon ormaa müduru Rıdran Beyin kux 17 Adana (Seyhan) Uk mektebi 519 Sadt 18 Üsküdar 15 inci ök mektep 145 Salâhattin. 19 Galata ilk mektep 164 Enver Tusuf. 20 Beyoğlu Kuloğlu sokağınds • No. hanede Nesime Hasan. 21 Çankın Kurtuluç mektebi smıf S Tnrgut. 23 Tarsus (Misakı MU1İ) mekAebi 527 M. Can. . ..... . ..,.:!*„.....•:•.• ............ ÇOCUKLAR. / 9 Manisa orta mektep müdürfi Cenap Beyin kızı Turkân. ^ 10 Çankın tahsil memuru vasıtasilc Orhan. 11 Zonguldak veznedar Hayrettin 23 Yıldız Şerasulmekâtip 127 Raha Şükrü smıf S 27 Trabzon Erkek lisesi 419 Mfat Azer. Hokkabazlık Eağlı çuvaldan nasıl çıkılır? girer. arkadaşlannızdan birine bunun ağzını bağlatır, sonra ö nünüze bir paravan koydarur iki dakika sonra da elinizde çuval serbest olarak meydana çıkabi • Hr#iniz, Bu nasıl kabil oluyor? Gayet basit. Çuvalın dibi uzaktan görülüp hissedilmiyecek şeldlde fermejuplüdür. Çuvala evvelâ başınızı sokarsınız ki onları paravanm arkasında ellerinizle kolayca sökebilirsiniz. Çıktıktan sonra tek rar ilikler ve çuvalın dibini eli nizle yoklıyarak herkese gösterirsiniz. Çabukça da çuvalı ortadan kaybedersiniz. Yoksa herkes yoklamağa kalkarsa oyununuz anlaşılır. Matbaa tnakinelerinin ceddi Ingiltere'de Cambridge şehrinde vaktile Amerika'ya ilk olarak götürülen antika matbaa makinesi pek yüksek bir fiatla satılmıştır. Bu makine Amerikadaki Virginia eyaletine 1638 senesinde götürülmüş ve Amerika'nın en eski gaze> telerinden biri olan (Boston Neuvs) gezetesinin basılmasmda kullanıbnıştır. Arkadaşlarınız toplandığı, yahut eve misafirlr geldiği vakit onları eğlendirebilecek güzel bir hokkabazlık yapabilirsiniz. Ortaya b;r çuval getirtir, bunun içine Hanım kızlara elişleri Yapm d sı ko lay bir masa örtüsü nıııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııımmtıııımııııııııııı Ç V A Civcivin zekâsı Şu gördüğü nüz model 40 santim en ve Makine hali hazırda da kulla boyunda şık bir nılabilecek bir şekildedir. Yalnız masa örtüsünün ne var ki onuna uğraşmanın ta bir köşesidir. biî vakit kaybetmekten başka bir İşlemesi atlama şeye yaramıyacağı muhakkaktır. iğne ile iyi cinsArtık onun yeri ancak müzedir. ten keten üzerine yapıhr. Ov tadaki b&klava Hesap dersinde biçimi tezyinat Yavrum iki otomobil biri mavi renkte yassı saatte 100, öteki 120 kilometre yünden vücude sür'atle gitmek üzere Şişli'den getirilir. Kenar tezkalkıp Büyükdere yolunu tutaryinatı ise san yündendir. Dört tarafı olar, bunlar nerede birleşirler? dun sarısı koton perleden fazla aralıklı Otomobillerin nerede bir fisto ile çevrilmiştir. leşeceklerini pek kestireanem aBununla hem boş zacıanlarınızı hoşça ma muallim bey, içindekiler hasgeçirmiş, hem de evinize lüzumlu eşyatanede birleşirler? dan birini hediye etmiş olursunuz. Küçük sinema artistlerinin en şirinlerinden Tad Aleksander Amerika'da çevrilen «Raspodin» fihninde Rus Çannın oğla rolü Fıkralar j üütüa aiilletler aracında jr» pılan patenle buz üzerinde ma znüsabakalarına iştirak on iki yaşında İngili? kızı Colledege.