ssp Cvmhuriyet SON TELGRAFLAR Bana kalırsa Hangi dcktorlar? Yusuf Ziya ile benün doktorlar hak» kısda yazdıgınuz fıkralann bazt yanlif tefsirlere ve teshislere sebep olduğuna görüvorur. Dünkü Son Posta'da doktor tbrahtm Zati Beyefendmin arkadaşıma ve bana doğrudan doğruya hitap «den beyanatı fikirlerimizin karaniık kalan noktalan üze rine biraz ışık damlatmak vesüesmi bize veriyor. tbrahim Zati Beyefendiye teşekkür ederiz ve kendisOe beraber bütün doktorlarumziB bu yazınu yalnız beoim fîkirlerim olarak değü, dostum Yusuf Ziya'nın cevabı olarak ta kabul etmelerini dilerim. Çfinku bu »atırlan kendisine damşarak yazıyorum. Ibrabim Zati Beyefendi bize soruyor: «Hangi apartımanm temelleri kemiklerle kanşmıştır? Doktorlar tabirile kimleri kastedjyoreunuz? Açık konuşunuz! «Eğer bu tabir istisnasız olarak bütün doktorlara çamil ise •arah^ten yazınız? Isbet edinizl Bekliyorum. «Ben kendi hesabıma şimdiye kadar muhtefero bir apartımanı rüyamda bile görmedim. Faltai ben hic te tembel bir doktor değilim. Bilâki» çahşkanım ve her hangi bir hasta başında ne yaptığını bilen bir hekim olduğumu da hocalanm, mesfektaşlanm ve beni tanıyanlarm hepsi bilir. «Dünyada hjç bir meslek yoktur ki binlerce mensubu içinde mesîek, ahlâk ve nSzama muhalif harekette bulunabilecek beş on uzvu mevcut olmasın.» fbrahim Zati Beyin fikirierini hulâsa eden cümleleri aynen aldım. Cevabımtz sadur: Biz, apartıman sahibi ola • cak dereeede hem hastalanm, hem de meslektatlarmı btismar eden bazı bSyuk doktorlanmızı kastetmistik. Esasen iddiamızm umumî senboIünS teşkfl eden bu aoartıman kel'mesi yazılanmızd t nk nk geçmiştir. tbrahim Zati Bey gibi muhteşem bir apartımanı rSyalarmda bile gSrmiyen şuphesiz ekseriyetf teşkü eden bir çok muktedir bekîmie. rimiz baium baridndedirler. Bunun b S y |e olman da pek tabiidir. Niçfn alnıdiklannı bir tiirlü anlaımyoruz. Biz her yazanuda bhr dürave hasta!arnn i«ti» • mar eden doktorlardan bahtetmifizdir. ötekflere karn en ozak bir imada bile bulunnmş degiliz. Şoaa da flâve edelim: Her aparbman yaptıran doktor muhtekir degüdir. Aneak «halkı utitmar ederek apartıman yaphrenlar» bahshnize dahildJr> KJKdir bunlar? ŞahrivaU burada ne ıuıum var ı ıuı cuu». . . uc/ ae Boğ aziçî 2 Japonya Cemiyeti Akvam kararını reddetti Mançuri ve Çin'de harp hali var Âmerika büyük endişe içinde #•• Cenevre 14 (A. A.) Bu sabah Japon basmurahhası M. Matsuoka tarafmdan Cemiyeti Akvam k&tibi umu. mfliğine tevdi ediien Japon cevabt notasmda; Mançuri'nin istfblâli hakkm • da simdiye kadar şifalıf ve tahrlrt ota. rafc cevap verilmis oldvgu bfdîrî'erek: « Japojı hükâmeti yeni Mançuri f devfetinm fetîklâ'mîn tanmması feeyfi yetinfn rmfrıakaşa zemini olrnasmj kabul. edemez. YaJnu bu bususta tan» ve kâmfl izahat verebümesine medar olacak derecede kâfi btr zaman bırakıldığı takdirde bütün dünyaya vaziyetin devamhbir sufh içîn zamrî mahlyette olduğunu anlatabileceğini ümit eder.» DenHmektedir. ffotada; bu ooktai nazar bilindiği ha'de Japonya'y* Man. çuri uzerindeki Çin hukukuna taıuyıp tonımryacağuun »orulmasraa bayret edümekte ve şoyle devan» olımmaktadır: «Japonya bükumeti, yeni Mançu • rf devletinm jnuhafazasmin ve isbVâ • linin tanmmastnm uzak şarkta mlbün yeni zamam olduğuna ve Çinie Japonya arasındaki biitün mes'elelerin ba esasn istinaden baJ ye fasledjjeceğine k*nidir.» Notantn sommda Japonya'nta bu harekeUle biterafhğa, adalete M kadar ts'înat etmekie oldugımdan da bahse dümistir, Satılık mal RUŞEN EŞREF Mir'atı fstanbul Yazan: Bîr yerde Itır ve Fe»Tegen koktBu duyacak olsam hep sütninenin bahçesi gozümün önirne gelirdi... Çünku evinin toprak avlusu bile öyle kokardı. Çünkii kapıdan merdivene giden yola uzatnkları o iki kalasm bir yanlarına da bir kaç safesı ıtR, fesleğen dizmişlerdi... Hele yukardaki misafir odası; patiska per delerle, patiska minder ortülerfe ne kadar ferah, ne kadar temizdi. öyle de güzel kokardı ki... Konsolunua 5nündeki,, •Edirne sab"nundan arrmrtlarJa, Ihnonlarîa ovnar gibi yapıo ta btr billur tabak dolusu akide sekermden bir tanesini giz1<ce agnrna ahnca karndan dogru nasd kahkaha kaptu idi. Utanarak, çakılı ağzırodan nasıl çıkardımdı! rfe bilırdım ki jutuıııe, Bogaztçı sula * rmın bn san'at eserlerini, bütün imre nenleri aldataeak akdlı bir saka gibi orava konmus!... GSrgümde birer yenilik olan ba seylerin hepsini arardm... Fakat en eok o evin masalh geceferini arardım. Geee • leri, avaklarımuD gii'e oynaya ydcayıp kar gibi yataklara girdikten sonra per • deleri sıkı sıkı mdirtirdik... Zira, flkuı biz bu nuutallan dm'erken evin arkasuıdaki kocfl daffdan bir takım görünmez varlıklar bize balnyor kuruntumma dösmS«hjk. Uzaktan gelen acı aeı nara ses'eri bu zanrnrmzı kuvvetlendnmişti.. Sütnine demisti ki: Bım'ar birV>:rini çagoan kale nobetçfleridir!... Peki, ya su demir gargara gırilblan hangi devin boğazından çdayor? Sütnine demtfti ki: Bunlar Anadolukavag'mda geeeüyecek süep'erin demir atmasıdur... Bo • gaz'dan tstanbuTa karanlıkta girmek yasakmış. Dinlemiyeni topa tutup batmrlarmıs! *«4» tşte beaim uk Bogaziçi köşem orası idi... Bu yeni ffemide o koşeye de, ona götüren e«ki gemiye de rassrelişime saşardan. Anlardun, hu'ya ne ıraklara I vmnr bir ie yo?« rmn! F»kat bilmezd'tn, ' gorünuste arbk ölup gırmty şeyler, boyuna degisip yeniiesen yasamada hâlâ niçin diri kalırlar? tç varlığtnın dayamsı ne içmdir? Hatrraiar neyin kaynaklanH<r? Hayarm olumden ocfi mndurler? ölümün hayatta ocu mödürler? Hahralar yasanrms seyîerin posalan mıdır? Yaşarnak denen tattan strml • nuf Huirler midir? Dirntirler mi? Stıt ««< venrler.' XoKsa ner m.!Mui>< u u i a . karuth&ı olüm dirhn içki*4 midirler? Bunlara cevap aTamazdrm. Fakat gorurdum ki once yuzönden bfle köselerîni bucakfarrm ayırt edemedifhn Bofraziçi omrümle ve anlayışunia beraber bir güzel ağaç gibi büyuye büyüye ruhoma dai budak «a'rms; şimdi ezberitnden bile hiç bir yanmı unutmadığım btr yer olmus. Miratm bana en böyütc yardırra bunu duyurması oimuştur. Onun için bir an hatırlardan da, dusfincelerden de aynlır, ettmi Mirat'tan kaMın»l'*»m, gost"r»^'*îne bir»z bakar dım. Mirat'ta gordüğume göre sıcak Akdeniz, göneşten buharlanan sulan hm eksikl'^ini, içtne bir çok rrmak ve nehir aktıgı icîn sulan boyuna artan dar ve serin Karadeniz'den çekmekle giderir. Akdeniz de, karsıîdk,, kendi suyundan birazını buna voüar. Demek ki Bogaziçi denizine tGrlü oynaklık, türlü renk de^iaikliği veren o didiskin, o boğuskan akıntı ve anaforlaua bu su alış veslrişi doğuruyor. Kendi tarifesine gore değil, gön'ü • mün istedi^ine göre giden gtm ; m'e ta YeniımhaTle'den akınb ardma döser • d'm. Onunla birlflrte ortalardan kosardık. Akmtı, anaforlarla çat^tıkça (ayna» dediklen o iri, fakat cTnücü düzlükler ve çağı'tılı, hoolayı^lar arasmda kendini Kireçburnu'nda, Tarabya, Yeniköy burunlarmdan be'li ede ede Tokmak burnuna çarnardı. Dönüp Anadom yakasında Cubukl burnona geçerdi. Orada ona Çakal der'erdi. Fakat orada da da dm'enmezdi; RumsMıisan'na çev rilir, Şevtan adı aiırdı. Yalılann nhtunlarmı döğe döğe buradan da kaçardı, gene karsı tarafa, KandiHi burnuna... Ondan da dırsek vivince. büsbütün hızrakmadım!... Koltukçudan aldığım arkamdaki elden düşme paltoyu da satacağrm; Müzehher'i, sütsüz, taze yumurtasız bırakmıyacagım... Kemikli et alacağım, et suyu da çıkaracagım!... Yüzüm kızarmıj, değismif olacak; doktor, özür diler gibi boynunu çarpıhyor: Yumurtalann taze ohnasma dikkat edin... Osman Rakım, önüne bakıyor: Taze yumurta buluyoruz, doktor bey... Doktor, nazik nazik gülümsiyor: Çok güzei... Çok âJâ... Onlan kapıya kadar teşyi ediyorum. Doktot, kapının önünde duruyor: Beyefendi, Osman Rakım Bey, bana söylediler. Hemşirenui, bir hastaneye yabrmak niyetinde imissiniz! Evet... öyle bir şey düşünmüşHik! Doktor, mütereddit: Arbk vaz mı geçtiniz? Hayır!... Ne kadar istical ederseniz, hastalamr, Araavutköy'ü burnuna öfkeyle vanrdı. Rıhbm kenarlannda, görün • mez birer ağır çuval taşır gibi eği'mi* yedekçi omozlarma bin eziyet çekti • rerek; yukan aşacak gemileri şrerî geri iter gTsi vavaşlatarak o azsrmiıMa tek rar Antdolu yakasma ahlırdı. Çr.engeJköy'ü burnunda bir dah* hıreın'asmea ona mas^^ra derlerdi. O. burada da durmaz, Bevlerbeyi ve U»Widar ö«ön» den Sarayhurnu'na ak*r. Güneşli Marm»ra'da gözden kaçardı... Hey başrnı kayadan Irivava earna carpa ens^ne e*»n atsn striar! Gözferimîe £ordü<Krm. en**»îmle tutamadı£ım gfinle''m mi idtnîz ki geeer gîderdmiz! Ben de uyandırdıgmız hjrçm'ıîh îki kryı boyunca yahstıra vah»hra. köv'erde din'ene uyuklaya üsküdar'dan Beykoz'a, BesSctas'tan Büvükdere've dogru çıkan anaforlarla geri dönerd'm. Fakat uysal (?orfinu«leri altmda onlarm da ne biz sak'arîık'annı bilhdrm. Bir ka yıkçı d«smi.«tf ki: «Bes on kulaç ipia ucuna büyük bir tas b*»'a, Amavut köv'ü akmbsı aci^mda dibe at; sen hiç kürek cekme; görürtün san^»'ni cene nasıl akmh vn<can gider. Asağidaki ters akmb fistekinden layaktır!» . Mançari'de Japon jeneratine tcutrruz • CbînKoıif 14 (A.A.) Reuter a • jans» büdiriyor; Japen îener*1i Cî«*»pvi Tahivhan'da yant'Şı brr tefti*ten Cbroehow'a petir • mekte ol#n svnlı tren, Çia'ilmn taarnTona oğrarmfbr. Yarun taat kadar suren bir mücadeleden s*wa roütearrizler geri püskür tü'müslerdir. Bu carpısma e w m n ^ i tenem'în erk^nı harp heyetindea bir vfizbaşı 3knu«tür. Jenerale bir sey olmamifftr. Cish'nin Jehal'e karn yanılacak aakerî bareketlere kumanda edeceği soyîeniyor. Yehol'den acıklı bir feryat CmevM 14 CA.A.) Yehol evsleti merkez'ndeki ticaret odası reisi M. Yen weshin 0e terbiye eemîyefa* rei« M.Hnzuyen, miiletler cemivetîoe, Çin heveti vasıta«ile «•«a^ıdaJti tel^rafnaroeyi göndernnVerdir: Biz Yehoî'ım açıb yeriermdeki ahaliet geçeıı aydanben* en inHdaî inun'Jc mttbnrnlarma rağm^n, bShasM Kailou'da, H«lawalc'da ve Chasyang'da Japon tayyarelerntm merfcametsizcerfBe bombardnnnn'arma maruz bulunoyon». Şimdiye kadar ba bomfeardımanfar kadın, erkek ve çocuk ohnak üzere ıtrfl •haliden 9 0 0 kfemin olümüne sebebivet vermiftir. Maddi batfovt İM başka. MançurTde ve Yehol'da yapılmakta olan bu mexaJfm5n (ayeri biri tethif ederek mevhum Mançori hükfimrfne iltüıaka bideri icbar «ylemekttr. Biz bunu a«la k»bı^ e t n l y e c ^ s . YehoTddci S mOyon Çinii namına MTletler Cemiyetine mörae u t •dfyor w bv **M h k l i bir nihayet verilmesini »tiyoruz. Guzellik musabakan etrafırida kopan ha«et fırtınasının s a v runtulan, Peyami Safa ile benim topuklarımıza da bir kaç damla murekkep zifosu sıçrattı... Me«Iektaşlarımız, büyük çevirme hareketleri, agır topçu hücumlarile 933 Kraliçesini tdttından indiremiyeceklerini anlayınca, kuçük manerralara, ufak oyunlara başladılar: Hakem heyeli arasmda Cumhuriyet gazetesinden maaş alan mubarrirler de varmış... Ya ni biz: Peyami Safa ile Yıuuf Ziya... Bu nasıl olunntıç?... Arkadaşlanmtz unuttularsa haber verelim: Biz «imdiye kadar bu mCuabakalarm hepsinde hakem olarak bulımduk: Ta Feriha Tevfik Hammdan itibaren... Cumhuriyet gazetesi mtıharrirleH arasına girmek neden bu razifeden aynLnamızı icap ettirsin?M Biz, yalnız füzellik intihabında değil, sütunlanmızda bile aerbe* tiz. Burada istediğini yazabilen kalemlerinm, orada istediğine rey Termez mi?... Muharrirleri bir nevi satılmtf esir sanan bu gazetelere haber verelim: Bizim kanaatimiz satılıf değldir! Amerika*da endif* Japo«ya'MR hattı hareketi Ameri • ka'da bakiî kir e»dif« •v&ndnmftv Japon'Iann Çin limanlarınt abluka ermesine mtizar olımmaktadu. tyi malumat alan mehafil Japonya'ntn Cemi yeb" Akvamdan çekilmesme muhakkak nararüe bakmaktadır. tngiltere 19 lar komhesi kararâdan hariç harekette bıdunrmyacaktır. îngütere ve Borclar müzakeratîna yakında başlanacak Londra 14 (A.A.) DSn gfl* den sonra Avam kamarasında «orulan soale cevsben M. M«e Donald, Wa»h!npton'da yapılacak muzake relerin borçlarm bağlı olan bötün îktuadî nec'elelere samil olacafmı beyan ve faJut tngiltere'nm AvruPft'y» w* aiyasetine devam «tmesine müsait olacak şekilde Amerika üe fciütilâf elde edebilecegini ttmit etmekte olduğuna üftve etmiftir. Ba da Imriltere'nm Amerikan Metalibatı Ue Avrupa teeanüdüııii telif etm«k bu»u*undaki kaygusunu göstermektedir. Daladye projesi Kabul ohuıdu Fransa da buhran vergisi tarhediyor Parjs 14 (A.A.) Mebfn»a» meelUi, askert kredîlere mâteallik maddeleri kabul etmifttr. M. Daladier btr aralık aoz alarak, harp deralerinden üha.m aknak, orduyu motörleftirmek ve harp levazıınıni ancak smat seferbeclikle mütenasip bir surette tenkit etmek suretile orduyn yeniden tensik etmege matuf olan kararnamenin yakında ikmal edilecegini soylemiştir. Mumaileyh demiftir ki: Vatanra emniyeti, bizim dini tnizdir. Fransa'nm bir a«r zarfında 3 defa istilâya ağramif olduğunu tuıutmiyalun. Fransa, btr infirat siyaseti takip etmelidir. Fransa Tvknata cepbeden bak mah •• hiç bir korlra re endişeye kapılmamalıdır. M. Daladier, kredilerm yalnız mart ayına ait olmak Uzere 45 railfon tcnkia edilmetinin raülî mttdafaayı hîç bir veçbile Bılâl etmrve eeğini soylemiştir. Zira asrî orda oun «saslı bidematı olduğu gibi kaJnaktadHr. Hfikfimet, ordırya Fransa'am emniyotini temin edecek yeoi bir şekil •emtek istemektedir. Meclis 235 reye karsı 359 reyle mali projelerin heyeti umumiyesini kabul ebmifttir. Bu sînsî su aHı aknlarmm vı'da bir kaç kere en sert lodoslarda vüze çrkarak akınb in*!«'er'»>i te't'ne döndürdükIeri bOe o'urdu. B't Oıb'yar balıka tanır^'m ki BoTaziçnnenn «arkoz» dedikYUSUF ZtYA Ieri bu su tab»lc<*sı d»»5^«ınes>ni tabtatm fsfot Arkadaşimm (Bana Kalırsa) bir hizmeti gibi görür'fü: «B;z sarnut sGtununda doktorlanmtza verdigi cedöğüp temıVemez miviz?... E bu koca vap, bu sötunda benim irazamla da sarnıcı da lodos bV kaç defa Ure'^meçıkmis sayılabiUr. Aynca cevap vermese sular kirlen'r, k^^nr, Sonra balıklar yişim, bu raes'ele etıafında fikirlerimfnasıl yasıyacaklar? Derdi. zin bir, münakaşa mevzuunun ise iki olu* BogancTnm bütün o e««izliği Je hep şundandır. Y. Z. bu sarmas dolas sn'ardan ıre'imîvor muydu? Onu simnTden cenııba dogru tonrak'ann ortas'nda bu sular bnvle acmıslardı. Omrn kıviUnna kar»ı'ıkh bir Ankara 14 Cemîyeti Akvamda raksm bütün kıvrakhklanıu onlar ver • daimt bir murabhas tayml kuvvetli mis'erdi... ibtünal dahilindedir. Bunun icin 933 Her btri s».l«rrl* 3r,V'es«ı Ori Itm; Uhariciye bötçesîne tahsisat konula raz arkalarmda ahenfcli tepeler: Hemen caktır. Bu mübfan memuriyete ge hen bir boyda ve bir soyda... Ba ki tfrilmesi mubtemel olanlar arasmda yılarda bu daflardan herfcVfnrnrfirmHaricİye VekHİ doktor Tevf ik RSftfi tHeri cikmb'an karsı'ıkh y»W»rla, kMt•e Londra büyfik elçisi Münir Beylerle, konılarln, ovalar ve küçuk ırmaklerin isimleri vardtr. larla sfiVfi... Etelrleri bovunea kosman anaforlarla »lonhlar ve havadald esle»I J ı r f r l w bStun o »rrinbier» ç*ınh • lara ber bSnyenin diVrme uymm bir ik'im, her zevke göre avn bir de gisuctRc verivor. Onun her köse boea gma TBrk'Ier, bin dvvguvn hatrrlahr, avn hirnr irm komuflar: Kimi efsanevî, kimi taribf, kimi re*mî, lrimi rusUî, kimi sen. knni salcacı. Beyinleri de, gönülleri de onun her kosesini ayn ayn tanmm. tatmıs ve s«vmtş.,. Nesiüeri • nin bo'luğuna, senff^ini, ze»Vni eerin w'"«tini ona srâdirmisler... tşte Bofazıçı!. basan: koylarmda sandaüar. altm mkh eam gibi sulardan zümrüt pölge'eri renk renk vah ve a&aç havalUnie do'u sulara hokı avduıl'k meydanlardan los mabet'ere girer gibi geçer... Dafgalarmda ve korulannda sesTer insanlar ribi dolasan, k"n'arnvla msanUr »8'«reW gîbi dman Boğariçi... Bütün bunlan dört KOX alunbk dört göl etr»fında top'" (îörürdüm: Biri tstanbul Ü^küdar KuruçesmeÇetKrelköyü arasmda. Biri Cen^elkövü Arnavvtlcöyü burnu Ctfbuklu ve Rumelmisan bunmlan arasmda. BTri Çubt*îu Beykoz Yeniköy Tar»T>va arasmda. Biri de Beykoz burnu Büyükdere ve Bo&az'm agzı arasmda... Bu dört gölde üç Bogaziçi ayırt ederdim: A«ağı, orta, »ıtkarı... İ'ki İstanbul'la Üsküdar'dan KandüU He Bebeğ'e kadar: tkincisi Kandilli ve Bebek'ten ÇÇu bu^'u'ya ve Yenîköv'e kadar; Uçüncüsü de YenikSy'le Cubukhı'dan Karadeniz a&zına kadar... Savfive denın hakkmda o kadar hayıru olur. Evde bakılamaz! Bugün için bir tehlike yok. Lâkin gün geçtikçe tehlike ihtimalleri çoğalacakbr! Bir iki ay hastanede yatmakla hastalığın önü almabilir. Bu, hakikat mi; yoksa teselli mi? Eğer hakikatse, Muzehher'in üstüne yorduğum meş'um ihtimaller, şüpheler uçup siliniyor. Fakat fayet, teselli ise, Müzehher, mahvolmuş, demektir. Aynlırken, Osman Rakım, reçeteyi •limdcn alıyor: Tanıdığım bir eczane var, ncuzea yapbnnm. Sen, hemsirenin yanından aynlma... Yann, beni, muhakkak gör. tane, sadaka üe yaşıyoruz... Bende, izzeti nefis, gurur da kalmamış! * Bu ilâç, sana, iyi geldi Müzehher! Eskisi kadar öksürmüyorsun! Müzehher de, ümitte, memnun: Sahi, iyi geldi, ağabey! Bitince tekrar yaptırtınz... Doktor, tekrar yaptırtınız, dedi İ, bötün Bogadçmlr ve ea cok bu son nci parçadadır. Mirat nasıl söylerse söylesm ben B«ğaziçrni böyfe görürdüm. O, Bogazi • çi'nin ölçiHerini de anlabrdt, Biitün bu rakam biltrilermden en eok su 15 rnü aklonda kamnsta... İ S mfl: Şehirden dogru resmî ve biras Avruoaf bas'ryan hele Anadoh yakamdaa gittikce savfryelefen, daha üeri'erde, hele Rumeli ktvtsmda bir Sci kuçuk nob tada garpuieftntten sonra büsbütOn ruatafleşen ve askerieşen, en sonunda A çıplak ve ıssız bir efsone tabiab ka'an bu hankanm boyu... Bir banka Id her parçası bir dfinya şehrbi ögündürmege yeter!... Onun içm derdun ki: Bogaziçi bir sehli mümtenidirf... Cemiyeti Akvamda damî mo« rahhsımız kim olacak? kabal ediyor Id hekhnler arasmda ahlâk ve Bİzaraa muhalif hareket edenler yok deffldir. Belki her meslekte de boyleleri vardır, fakat hekimler mrramî hayatın bekçileri olduklan içîn kendi aralanndaki istismarcılara karşı rıassasiyetimizi tabü ve mazur görmelidirler. Yusuf Ziya'nm da, benirn de gayemiz, tbrahim Zati ve daha bir çoklan gibi ehliyet sahibi, çalışkan doktorlar muhteşera bîr aparbmam riiyalannda bOe görmedikleri balde, adı çıkıme Se bes kodamanınfa'caretlerinemakul bir hâd tayfn edilmecidir. Biz kendflerile, yani ekseriyet hekimlerile beraberiz. Onlardan tariz değil, teçvik bekleriz. PEYAMİ SAFA Amerika da mtmntm Wa»hington 14 (A.A.) M. Mac Donald'm Avam kamarasında tngillere'nin M. Roosevelt ile ciban 3ttısat konferansınm içtimaından evvel, Bievcut mes'elelere ahenktar bir »ueette temas etmeğe çalı^acağınj beyan etmesi burada borçlara ait müzakereleri hazırlamakta olanlar tarafından memnuoiyetle kançık büyük bir alaka ile karftlanmıştır. Hitler içîn 700,000 nefer çarpişacak! Londra 14 (A.A.) Hava» AjanM büdiriyor: Hitler'in muavinlerinden M. Freisler, Deyii Telgrafm Berlin muhabirine şu beyanatta bu" lumnusrur. Reisimiz basvekâleti terketmi yecektir. Eğer 5 martta millet «hayır» diyecek olursa relsimizi orada tntntak için siyah ordunun ve Alman miHî müdafaa ordusunun 700 bin neferi çarpısacaktır. Diğer taraftan M. Frebler bwr takım «canilere ait bir liste» okumuştur. Bu Hstede bilhassa eski sosyal demokrat nazırlarmdan M. Braun, M. Severing, M. Scheideînann, M. Gresiski, M. Hilferding'in bnnleri vardır. Bunlar yapiıklan islerm hesabını adaiete vereceklerdir. tor bey! Çok iyî, gene devam ediniz! Fakat buna inanmıyor... O anda, içimden bir isyan koptu. Doktorun yOzüne bağırmak istiyorum: Hayır, doktor bey... Yaian değil... Eve|; şu saç mangala döktüğüm bir avuç kömürle odayı ısıtamıvorum!... Evet; hastanın çamaşırlannı sık sık değiştiremiyorum!... Evet; evimizde eşya, denecek eşya yok!... Evet, sobamız, odunumuz, yığılı kömürümüz yok!... Evet; sırtımdaki esvap, ütüsuz, soluk, lekeli ve yıpranmı»!... Fakat ben, Müzehher'i sütsüz, taze yumurtasız bıraknvyorum!... Haftalar var ki bir nefec sigara içmedim!... Su alan, patiak iskarpinlerimi tamir ettirmedim! Günlerce, diş etlerim kani^a kanıya kuru galete kemirdim!... Ba«ı «reeeler, kuyu suyu içerek aç yattım! Fakat Müzeh • her'i sütsüz, taze yumurtasız bırakmadım!... Kendi yata&imın şiltesinin pamuklaruu demet demet çaldnn, birer paket yapıp okka okka sattım! Fakat Müzehher'i sütsüz, taze yumurtasız bt RUŞEN EŞREE Yarra devam edecek Gos hekrmi Dr. ŞAKİR AHMET bey Avrupa'dan avdetle Ankara cad desmde VHâyet karsutmdald muayene* hanesinde bastalarmı kabul ebneğe lamuthr. Celâl Beyin avdeti Ankara 14 (Telefonla) tstanfcul'da bulunmakta olan tktısat Ve|tili Celâl Beyefendmin cuma günü Jpehrimize avdeti beklenilmektedir. Cumhuriyet Nüshan 5 Kuruçtur Abone, SeneÜk A!tı aylık Cç ayhk Bir ayhk jg^^ 1400 Kr. 750 400 150 Kâzım Pş. istanbul'a geliyor f Ankara 14 Meclis Reisi Kâzım (Paşa Hz. bir k«ç gün kalmak fisere çarçamba günü îstanbul'a bareket edecektir. Buhran vergisi Paris 14 (A.A.) Meb'usan rneclui, munzam buhran resmini 280 reye karşı 312 reyle kabul etmiştir. «z deriye yapışık kemikleri örtemiyen dekolteden ben, utanıyoruml Muzehher'in zavaHı dekoltesü... Doktor, Muzehher'in göğsünü, sırtım dmledi, Bksurttü, nefesmi aldırtb; diKne, gczlerinin içine baktı: Uşünteyin, giyrâiniz! dedi. Doktor, düşünceli... Osman Raknn, oniine bakıyor. Müzehher, titrijre titriye giyiniyor... Battaniyesini sıkıca örterek yatırdım. Doktor, karar vermis gibi cebinden reçete kâğıtlan çıkanyor: Bir d a r v yazacağım... Bir de kase verecegim... Her seyden evvel, vücudü beslemek, Inrvvetlendirmek lâOsman Rakım gibi, ben de, önüme bakıyorum: Evet, doktor bey! Doktor, reçetesini yazıp veriyor: tlâçlann ne zamanlarda, nasıl abnacaklanm da yazdım... Süt, taze yumurta, Gstunden yagı ahnmış et suyu, arasıra sütlâç, komposto... Süt, taze yurourta veriyoruz, dok şeraiti • *«*• Htriç «•*• 2700 Kr. 1450 800 Yoktur | Tipi Dindi! MAHMUT YESABİ Muzehher'in odasuıa çdayorîar. Ostnan Raknn, bir şey görmemek, belki de benimle göz göze gelmemek ister gibi, önSne bakıyor. Mangalı, sabahleyin yakmama rağmen oda soguk... Doktor, gözucfle Psman Raknn'dan sormak istiyor; Osman Rakrm, önüne bakıyor.,. Doktor Müzehher'e: ^^ Soyununuz! ueuî. Muzehher'in soyımmasma, ben de yardım ediyorum. Nereden aklıma geldi; eski evden taştndığımız günün sabahı, Müzehher'i uyandırmısbm. Müzehher, o gün, dekoltesmden utanmıs, yorganmı çekerek Bikı sıkı sanlmışbl Mozehher, şimdi de dekolte duru yor ve çekinmiyor! dekoHesinden. bu, solıık, kan CVMHVRİYET'm tefrikont 7° mi? Deraemiş olsa, sövler nînm Mözehhe;? öyle, ağabey! fiacm Müzehher'e iyi gehnesîne se>. viniyorum, fakat bitecek diye de korkuyorum. Reçeteyi tekrar Osman Rakım'a mı götüreceğim? Daha btr kaç günümüz var. Başınt sıkifirsa, mahalleden, muhtaç olduğumuza dair bir vesika abr, belediyeye budik ettirir, bir eczaneden bedava yapbnnm! Bütün earesblikleri, imkânsızbklan yeneceğim; Müzehher'i ilâcsız btrakmv yacagmv.. • Paltomu dört liraya sattım... Müzeaher, et suyu içecek... Sütsüz, taze yumurtastz kalrruyaeak... Mutfakta eti kaynabrken, kendi kendime sevuuyorum. Yangra yerindeki aç, yaralı dostumu düşünüyorum. Et kaynadıktan sonra keroiği bir kâgıda saraeağıra, yangın yerindeki aç dostuma götüreceğim... (Mobadi «ar>