Cumhariyet '• kl J.'at Şehir ve mern.eket haberieri Yazan: ABIUIIS ÜAVER 84 Siyasîicmal Ingiltere Iran Uzak Şerk işlerinde aczini îzhar eden Cemiyeti Akvam Asya'nm diğer bir sahasmda beynelmflel gayet tehlikeli bir ihtilâfın önünü almakta dikkate sayan muvaffakiyet gösterdL Geçen sene tran hükumeti cenubî Iran petrol madenlerini isletmekte bulunan tngiliz kumpanyasuun inıtiyazını feshetbgm • den tnğiltere devleti merkezi Londrada bulunan ve yan hissesi tnğiltere devleti hazinesine ait olan tngiliz • Iran petrol şirketinin müdafaasını kendi eline almişh. Bidayette bu mes'elenin Lâhey'deki beynelmilel ada'et divanma havalesini talep etmişti. Bu talebhı Tahran hükumeti tarafından reddedilrnesi üzerine Londra hükumeti Cemrveti Akvama müracaat eylemisti. Fakat bu sırada Hint denizlerindeld Ingüiz donanmasmın amlral gemui tng:liz şirketinin tran'daki merkezi bclunan Abadan limanmda demirliyerek bir nevi nümayişte bulunnıaştu. tran hükumeti Cemiyeti Akvamın azası olduğundan tngiltere'nin müra caati üzerine kendui dahi Cemiveti Akvam kürsüsvnJe davasım miiiafaa mec< buriyetinde kalmısh. Her iki devlet tahriren ve sifahen davalannı gayet mufassal snrette tesrih ve izah ettiler. tnğiltere hükumeti Ingfliz petrol şirketinin memlekete müyonlarca sermaye getirdiğini ve yüz binlerce hektar arazide petıol taharri eylediğini rakamlar ile îsbat etti. ıran hükumeti dahi şirketin taahhüdatını ifada bir çok defa kusurda hulundu§unu ve petrollar tran toprağında olduğu halde bundan hasıl olan temettüün asIan payını tngiliz hazinesimn ald'pını iddia eyledi. tnğiltere hükumeti ise k4ndisine düsen hissenin tran hazinesme isabet eden miktardan az olduğunu isbata çalıstı. Neticede tran hükumeti mes'elenin tran Maliye Nezareti ile tran toprağında çahşan bir şirket arasmda olduğunu ve hariçteki bir devletin böyle bir dahilî mes'eleve müdaha'e edemiyeceğmi ileri sürdü. tnğiltere hükumeti dahi imtiyazı bir kanunla feshedılen tngiliz şmcetınin hukukunu tran mahkemelerinde müdafaada bulunmasma imkân kalmadıfı cihetle firketin hukukunu müdafaaya mecbur olduğunu iddia eyledi. Cemiyeti Akvam esasen sulh ve nzlashrma müessesesi olduğundan tng/liztran ihtilâfına hakem sıfalile dcğîl, uzlaştıncı rolile kanştı v ^ iki devleti uzlaşmağa davet etti. Bnnunjçin de Cemiyeti Akvam Meclisinin mayıs içtimama kadar mühlet verdi. O zamana kadar her iki devletin açtıkTan davada haklan mahfuz kalacaktır. Iran hükumeti ile tngiliz petro! ftrketi Iran hükumeti tarafından me;suh olduğu îddia ohınan ve lâkin kumpanya tarafından tamnmıyan imtiyaz mukavelesi yerine başka bir mukavele akti için müzakerede bulunacaklardır liu rnürakerat esnasmda kumpanya eskiden olduğu gibi madenleri işletmeğe serbfstç« devam edecektir. Mayısa kadar tran hükumeti ile kumpanya uyusamadığı takdirde mes'eleye tekrar Cemiyeti Akvam vazıyet edecektir. Bu müzakervtm müsbet netice vereceği simdilik ma'um olmamakla beraber artık ihtilâf vahametini kaybetmistir. Bu muvaffakiyette başlıea amil tranda kuvvetli bir hükumetin bulunmasıdır. tmtiyaz mukavelesinin feshcdilmesine rağmen mes'elenin halline kadar eski vaziyetin devamını kararlaştıran tran hükumeti şimdiye kadar tngiliz sirketi müessesatını ve mesaisini her türlü tecavüz ihtimallerine kara muhafaza etmistir. tran hükumetinin dahüde sozünü geçirmeğe muvaffak o)ması harîce ve Cemiyeti Akvam üzerine dahi iyi tesirler bırakh. Eğer Çin devleti dahi memleketm hei tarafında sözünü geçirmeğe muktedir olsaydı şüphesiz Mançuri mes'elesi cıkmaz ve Cemiyeti Akvam ve devlctler müşkül mevkide kalmazdı. tran Şahınm memleketi ve bahusus ordu ve jandarmasmı ıslahta ve yol inşasında gösterdiği muvaffakiyetin ehemmİyeti Cemiyeti Akvam müzakerelerinde dahi sabit olmustur. MUHARREM FEYZt Köylünün İrfan dileğî Beye müracaat ettiler Genç ve güzide Maarif Vekilimiz Dr. Reşit Galip Beyin inkılâplara yaraşır asrî ve yüksek bir maarif kurmak yalundaki gayretli messisi devam etmekte ve her sahada muvaffakiyet göstermekle beraber milletin umutnî memnuniyetini de celbeylemek tedir. Bu cfcnleden olarak Reşit Galip Beyin köy pansiyonları teşkiline dair beyanatı köylüler arasmda çok alâka uyandırmaktan hâli kalmamıstır. Geyve Akhisan'na tâbi Fevziye köyünden Ali Niyazi oğlu Meh met Efendi Vekil Beyin bu beyanatını köy kahvesinde okumuş, sevinmişler. Kendi köylerinde de bir pansiyon ihdası için müracaatte bulunmağı istemişler. Meh • met Efendi doğrudan doğruya dejnokrat Vekile bir mektup yazmış. «Bayram armağanı olarak köylünün saygı ve ricalarını» su« narak isteklerini anlatmıjtır. Mehmet Efendi, mektubunda, köylerinde üç sınıflı bir mektep olduğunu, bu bes sınıfa iblâğ edilir ve bir de pansiyon açılırsa etraftaki köylerden de gelerek yüze yakın talebe bulunacağını, sınıflar için kâfi olan mektep binasına muallim ve talebeler için yatakhane ilâve edip her türlü istirahatlerini tecnin edeceklerini bildirmistir. Bu doğrudan doğruya müra • caat ve irfana iştiyak genç Vekilimizi çok mütehassis ve alâkadar etmis, derhal kendisine çok samimî bir mektupla cevap vermistir. Vekil Bey mektubunda pansiyonun tesisi için temini lâzım seraiti yazarak cevap istemiş ve bu is için elinden geldiği kadar çalışacağmı bildirmistir. Köylüler Maarif Vekilinİn bu yüksek alâkasma pek minnettar olarak pansiyonun açılması için icap eden vaziyetin teminine çalışmağa başlamışlardır. <dl<e<i!llO ımD? Divanı harpte Madrit telgrafları oku Fevziye köylüleri R. Galip nunca Mata Hari'nin betibenzi attı... Hepsi doğrudur, ee>» efendL Von Kronn, kendisine metreslik et tiğim zaman, bana vereceğîni vadettiği parayı kendi kesesinden değil, faükumetinin parasından vermeği daha münasîp görmüştü. Mes'ele, bundan îbaret. Kabahat benim de fil von Kronn'undur ve bunu muhakeme ve muaheze etmek te size değil; Alman'laca ait bir rştîr. Divanı harp verdiğiniz ceva bm kıymetmi, bildiği gibi takdir eder. Yalnız, bu paranm Amster dara'daki Alman casusluk şcfinden geldiğini itiraf ediyorsunuz. Bu, bizekâfi... İtiraf «diyormn. Para Hollanda'daki âsıkımdan sjeliyordu ve o, farkına varmadan, tspanya'daki â * sıktmın borcunu ödüyorHu. Geçelim. Belçika'daki iki yüzIfi easusun, sizin tspanya'ya hare ketinizden üç hafta sona kursuna dizilmesi, size teslim edilen mektubu Alman'lara verdiğinîzi gösteri yor. Çünkü avdetinizde bu mektuplan yürbası Ladoux'a iade etmediniz. Ne dersiniz? Belçika'ya giderfcen tnjriliz'ler beni denizde yakaladılar. Ostümü basımı aradılar. Mektupları onlar almtslardır. Ben Alman'lara hiç bir fey vermedim. tngiliz'ler mektupları alsalardı, elbette Alman'lara teslim etmezIerdi. Hakikati halde, ne tngütere'de, ne de tngiltere'den dönerken iistü niizde ve eşyanız arasmda bu mektuplar bulunmadı, Bundan, sizin, mektupları, Ispanya'dan lngilt«>re'ye <=wel Alman dostlannıza verdiğiniz anlaşılıyor. Paris'te iken yüzbaşı Ladoux'un memurlan, her gün gizlice otelde eşyamı araştırırlardı. Ayni şeyi tspanya'da, otelde, Alman casusları da yapmış ve mektupları almış oLabilh*ler. Belçika'ya giremeyince mektuplarla *neşg«l,.oirowlım ve bunlara ehemmiyet vermedim. Ne vakit kaybolduklanmn da farkında değilim. Demin, bu mektuplar, sizi tecrübe ve imtihan için veriimşti, dediniz. tş busekli ahnca, mektupların tspanya'daki, Fransiz canıslan tarafın dan eşyamin arasından çalınmadığı ne malum. Gorüyorum ki Fransız'lar, beni mahkum etmeğe çalışıyorlar. Reii: Bu kadar kâfL Yarın sahitleri dmliyeceğiz, dedi. Şahitleri dinlemeden ewel, bin * başı Massard'ı dinliyelim: «Maznundan başka bir söz almak kabil değildi. Madrit telgrafları, onu yere seren müthiş bir darbe ol mustu. Telgraflar okunduktan sonra betibenzi atmsi, gözleri korkudan büyümüş, afallamıstı. Durduğu yerde sallanıyor, asabî bir takallüs ile gerilen ağzindan cümleler, kınk dökiik keiimeler halinde dökülüyor: Size... söylü...yorum... bu... paralar... bu paralar... benim... aşk... gecelerinin .. ücreti... idi. 1 nanınız bana... Fransız... zabitleri... efendiler... bana... karşi... mert... v« kibar... olunuz; diyordu, Avukah M. Clumet, müekkilini hem müdafaa, hem de ona büyiik şefkatle muamele ve hizmet ediyordu: Mata Hari, merak etme, dedi, bunlar bir sev isbat etmez. Sonra, koklaması çm kadına kü. çük bir şişe ruh uzattı. Dansöz ihtiyann elini şiddetle îtti, yüksek sesls: Böyle şeylere, ibtiyacım yok, dedi. Ben, mektep kızi değilim. Ben, rrademe hâkim bir kadınım, Mata Hari, bu esnada, divanı harp heyetine dönmüs, onlara meydan okuyan müthiş bir gözle baki' yordu. Fekat, bütün arino ve meta netine ra&men, ağır bir darbe yediğî ve mahvolduğunu hissettiği anlaşılıyordu.» Bu da kırtasiyeciliğe dökiKmesin Devlet dairelerimizde iş uzatma, hasıraltı etme, intizamsızlık, usul süz'ük gibi ayn cephelerden gelip «sakat ve bozuk idarecilik» te top lanan anzalar vardır. Gerci muamele ve idarecflik kâğıt ve yazı demektîr. Lâkin bu; muasn* devletlerde en kısa yoldan giden sekli almıştır. Bizde ise gavet bask bir is için yanm düzine kâğıt, bir hokka mü'ekkeo ve üste de bir hafta 7aman israf edilir. Bu kü'fet ve merasimi azaltmak, is takîbini en salim tarza bağlamak üzere Ankara'da bir komisvon teşkil edildi. O da kendi içinden ayn bir komisyon seçti; tetkîkat yapıyor. Rapor hazırlıyacak, talimatname yapacak, asıl komîsyona verecek, o da tetkikat yapacak, lâyiha hazırlıyacak ve saire ve saire.. Kntasiyeciltk bizde yıHanrms bir an'anedir. Temenni ediyoruz ki «kırJ tasiyeciliği bertaraf etme» tetkncah da| kırtasiyeciliğe Gayrimübadiller Toplanamadılar! Tektük gelenler aralarînda hasbıhaller yaptılar Geçenlerde Gayrimübadiller Cemiyeti bir kongre aktetmiş ve yeni bonu tevziatının icrasını, Anadolu'daki satışlara devam olunmakla beraber İstprbul'daki sa • tışların tehirini Maliye Vekâle • tinden rica etmek üzere Ankaraya gönderilecek 3 kişilik bir heyet seçmişti. Yapılan itirazlar üzerine yeniden bir heyet seçmek için gayrimübadiller dün Halkevinde fevkalâde bir içtima aktedeceklerri. Fakat ekseriyet hasıl olamadı ğından içtima gelecek hafta pazar gününe talik edilnaiştir. Dün içtimaa iştirak eden bazı azalarla cemiyet idare heyeti reisi lsmail Müştak Bey arasmda hasbıhaller yapılmış, neticede Ankara'ya gönderilecek heyete şimdiden şu zevatın namzetlikleri vazedilmişth: Abdullah B. Halil Pş. Yanyah Ülvİ, sabık valilerden Husnü ve Salih Beyler. Divanı harbın ikincî celsesi Ertesi gün, divanı harbin ikinci celsesine geldiği zaman, Mata Hari o sakn ve hâkim tavrını kaybetmiş görünüyordu. Şahitleri, bazan derin bir can sıkıntısı üe, bazan da büyiik bir sabırsızltkla dinliyordu. Fakat müdafaa şahitleri dinlenmeğe baş layınca yavaş yavaş «ükunet ve iti madı avdet etti, kendini topladı. Çantasından rujunu çıkararak zarif ve isveli bir hareketle dudaklannın üstünde dolaştırdı. Peresteskârla ' rından birinin gönderdiği çiçekler den bir tanesi, mavi kostümünün göğaüne renk ve neş'e vermiati. Avukatınm kendisine verdiği şekerleme leri ve çikolatalan, artık reddetmi yor, çocukça bir oburlukla yiyordu. Şimdi, artık, iki tarafındaki süngütü askerlere değil, divanı harp azasına da tebessüm ediyordu. Bir gün ev vel ne zalim adam, dediği müddeiumuntî bile simdi ona yeni bir do»t gibi geliyordu. Muhakkak içinde gizli bir ütnit doŞrnuştu. Reis: M. x... ı çağrmız, dedi. Çok kibar ve mümtaz halli bir zat, aıkılgan bir tavırla şahitlere tnah sus mevkie geldi. Dansöz ayağa kalktı. Sahide bakmıyormuş gibi davranmakla beraber gözleri onun üstünde idi ama pek ziyade sıkıldıği anlaşılan bu zatın mahcubiyetini arttir mak istemediği hfesedilîyordu. Bu adam, Fransa Hariciye Nezaretinin en yüksek makamlarından bi~ rini işgal ediyordu. Müddeiumumî Mata Hari'ye sordu: Bu şahidi neden istediniz? Mata Hari, sakin ve mütebessim şu cevabı verdi: Hepiniz biliyorsunuz ki, şahit, Fransız hükumetinde pek mühim bir mevki sahibidir. Kabine içtimaIarmda ve harp meydanlarında olup biten her şeyi bilir. Madrit'ten geldiğim zaman, ben kendisini aramadan ve çağırmadan o, beni buldu. Şahit, kocamdan aynldıktan sonra, benim î c âsıkım olmuştu. Onun için M beni ziyaret etmesinden büyük bir memnuniyet duydum. Üç gün bera ber yasadık. Şahide sorunuz, bakalım: Basbaşa geçen uzun görüşmelerimiz esnasmda, en samimî aşk anlarında, kendisine harbe dair bir tek sual surmus muyum? Evet sorunuz, her şeyi bilen bu yüksek zatın ağzmdan en küçük bir sır bile almak istemiş miyim? Şahit, kat'î bir sesle cevap verdi: Asla, asla! Reis sordu: Peki atna üç gün üç geee ne konuştunuz? Şahit cevap verdi: Şark san'atından bahsettik. fMabfidt Doğru değil mi? Türk Yunan Turizm şubesi Dün Tokathyan'da bir resmi kabul yapıldı Bu sene yol inşaatına ehemmiyet verilecek Vflâyet ve Belediye bu sene yol inşaahna fazla ehemmiyet verecektir. Bunun için bütçeye 172 bin ve • niden yapılacak yollaruı insan için de 200 bin liralık ve ufak tefek tamirat için de 8 bin liralık tahsisat konmuştur. Bundan başka kaldınm, köprü ve diğer hususlara sarfedümek üzere 270 bin liralık ayrıca bir tahsüatta konuInMiftur. Japon sefiri Japonya'nm Türkiye Buyütc Eeçisi M. Isaburu Yoshida dün sabah Ankara'dan sehrimize gelmistir. kiiimize bir rauor vermistir. Raporda Aydm'uı dilekleri tamamen tesbit edflmiştir. Raporda Aydın'ra başhca tabiî servetini teskil eden zeytm, incir ve psmuk mahsullerinin vaziyeti tesbit ednrmştir. Bundan başka, raporda Mendires nehnnm Eçe mıntakasmm bu en kuvvetli topraklarma yaphğı bir çok hizmetlere mukabiT, pek çok defalar da telâfisi gayri kabil zararlar iras ettiği zikrohmmuşhır. 927 senesinde Nazil • lTnin Horsunlu köyu civannda yapılan 18 Idlolmetrelik kanal bu crvan ihya etmistir. Aydm'ldar roevcut kanallaruı devlet murakabe ve yardımüe mazbut bir sekilde irnar ve idaresinîn temmini istemislerdir. tzmir manifaturactlanmn dilekleri Turkive Turizm ve Otomobü kuHibünün Türk • Yunan turizm subesi teAmelî hayat mektepleri raezunlan sekkül etmistir. Bu münasebetle dün sa> dün eemiyederinfn merkezinde senelik bah Tokatlıyan otelinde Yunan sefiri konrrelerini aktetmislerdir. Yapılan inM. Sakelaropuloa şererme husos! bir tihabatta eski idare heyeti aynen ipka resmi kabul tertip edOmistir. Resmi kaolunmostur. buide Sefir Cenapîan ile sehrimizde bulunan meb'uslar ve daha bir çok mümtaz şahsivetier hazır bulunmustur. Yeni harfTerin kabuf edOdiği Bu münasebetle Türk Yunan turizm sudenberi 1932 seneu nihayetine kadar besi reisi Yusuf Razi Bey fran«ızca bir iki bin küsur kitap bast'mırtır. Bu miknutuk irat etmis, Yunan sefiri bu nutka tarm yansinı devlet müesse^eleri neşsu mukabelede bulunmustur: retmistir. En fazla basılan kitapiar ro« Bu eser üç senedenberi kuvvet man'ardır. tk<nci olarak terbivevî ki • bulrmıs ve samimî rabttalarla teeyyüt taplardır. Baska kitaplar dordüncS deetmis o!an Türk Yunan dostluğuna hizrecede gJmektedir. met etmek maksadîle teskil ednmistir. Askerî kkapîarm vetcuna diğerlerine tste bu sebepten Türk Yunan Turizm nazaran çok yüksektir. kornftesinin vücude getirmis olduğu eseri tebrik eder ve muvaffakiyet te meımi ederim.» Maras'm, dün kurtuluş gunüne tesaBundan sonra davetlfler hasbdıallerdüf ediyordu. Bu münasebetle şehri de bulunmuslardn*. Bir kaç gündenberi mizde bulunan Marasiılar oğleden sonsehrimizde bulunan Yunan meb'usla • ra Danüfünun konferans salonunda topnndan M. Spandis meclisi âyan azasmlanarak, bu kıymetK günü tes'it etmiş dan M. Stamulis ve Çaldaris tarafar • lanndan jeneral Constantin Mazarakis'te ler, dört taraftan düsmanla çevrili bir davetlfler meyanmda idi. kasabada bir avuç Türk kahramanuun gösterdiği hârScalan yadetanişlerdir. Yeni Türk • Yunan turizm konus • yonu şu zevattan mürekkeptirı Reis Yusuf Razi Bey, ikinci reis Basmuharirimtz Yunus Nadi Bey ve Yunan jeneral konsolosu M. KaDsalis kâtibi umumî Şükrii Âü Bey ve M. Fotiyadis, vezneAdana (Hususî) Cumhurivrt mekdar doktor Sgourdeos ve M. Vosnıyatebi himaye heyeti çarşamba gününden gos, muhasip M. GyskidL Komiteye kibaren fakir ve kimsesiz kırk yavruyu mensup bazı azalarm tsimleri sunkudu*: sıcak yemek vermek suretile beslemiye tstanbul Darülfünun Edebiyat Faküitesi baslamıştu*. Mektebin bu bareketi A reisi Profesör Ali Muzaffer Bey. ts Bandana'Iılan pek memnun etmistir. kası müdürü Yusuf Ziya Bey, banker M. tliyasko, Nata seyahat acentasm dan Ziya Bey, belediye turizm şubesi Mersin (Hususî) Son günlerde reisi Ekrem Besim Bey, pohs altıncı çarsıda, kahvede, sokakta, p*zard» velşube müdürü Faik B., Atina Atansı mühasıl her yerde ufak bir çok kız, oğlan dürü M. Yeannetti, M. Pımunadis. Türk dilencilere rasgelinmektedir. Mersin'de ve Yunan turizm komisyonu bu yeni tefekkül münasebetile gelecek hafta pazar dilencfler hakkmda belediyece tetKİkr/ günü Maksim salonlannda bir musamere yapılmaktadn. Bir çoğu ziyade sağlam verecektir. Müsamerenin çok parlak insanlar olan bu dflencüeri dilencüiğe obnasına ç«lıyılnwlrtad ır^ kimin sevkettikleri arasbnhyor. Amelî Kayat mezun'arının içtimaı Yeni basılan kitaolar Maraş'ın kurtuluş gönO Adana'da fakir meMeplilere sıcak yemek Mersin'de d lenc 1er Gazi Hazretlerî (Btrinci sahifeden mabait) ahma asnn bu güzel ve medenî kasket seküleri karşuında nasıl olup ta bilâhare kavuk ve fes giyildiğine insanın hayret edeceği geliyordu. Gazi Hz. Topkapı sarayını gezerlerken kapının önunde biriken halkın tehacümünü görerek kendilerinin serbest bırakılmasını ve içeri girmelerine müsaade edilmesini emir buyurmuslardır. Zengtn ve guzel bir muze halinde bulunan Topkapı sarayından ayrılırken: « Çok iyi tanzim edihnis, tesekkür ederim.» diye memnuniyetlerini açığa vurdular. Reisicumhur Hz. gene otomobilleriie Sultanahmet meydanını dolaşarak Divanyolu'ndan Fatih'e kadar gittiler ve oradan tekrar ayni yolu talriben Taksim üzerinden Dolma • bahce'deki dairelerine dönduler. Geçtiği yerlerde ve yollerda halk derin savgı ve sevgilerile Büyük Reisi selâmlıyordn. Hele Türbe önunde biriken koyu kalabalık arasından otomobilleri guçlükle geçebıldi. !stanbul sokaklannı doldoran binTerce kadın, erkek ve çocuk Büyük GaTİ'sini gorâp afkışlamaktan hususî bir bahtiyarhk duyuyordn. Celâl B. dün geldi (Birtnci sahifeden mabait'* ve tetkik seyahatiıvn son kısmı etra fında îzahat vermistir. Iktısat Vekilimiz sehrimizde bir kaç gün kalacaktır. Celâl Beyefendive. »etkik seyahati esnasmda ret8ks»t eden U Banlcası basmüfettisi Sami Bev de Vekil B=v'e bîrlîkte sehiınîze ge'mistir. Vekil B. in tetkikleri büyük bir alâka nyandırdı Mahmat Celâl Beym tzmir Deniz li îsparta hattı uzermdeki tetlc"Weri de büvük bir al?ka uyandırmnttır. Söke tacirleri de Halk Fırkası mahfeltnd» topIanarak, Yunanistan'a hayvan ihracatımızm vaziyeti hakkmda tktısat Veki'imîre mamratta bnlunmaea karar vermislerdir. Söke kazasmda »IPTT, kuzu ve ana koyun olmak üzere 75 bin baş hayvan vardır. Yunan hukumetile aramntdaki ticaret muahede«i 16 şubatta bitpceeine sröre, bu taribfen sonra Yunan<stan'a h«w»n ihracatı güc'e^ecektir. Tacirler Vekil Beyin bu mes'ele ile de alâkadar olmasmı rîca etmislerdir. Aydın Ticaret Odnsı da bir rapor verdi Aydın Ticaret Odası da tktısat Ve Diyarbekir'de tayysıre şehitleri ihtifali Kraliçe ile mülâkat {Birind sahifeden mabait) zeller arasuıda fazla beğendiğiniz var mı? Çok güzel kıziar vardı. Her sene böyle mi oluyor, bîlmem. Bu sene bir çoklan... Adeta... Kamaştırdı göz • Ierimi... Fakat sans mes'elesi diyece gün geliyor. Bana isim sormaymız. Kuzura... Müşkül vaziyette bıraknıayınız beni. Hakkmız var. Zaten yorgunsunuz da. Gece de Tokatlıyan'a geleeeksiniz. Fazla suallerimle sizi yormıyayım. Gena görüşürüz. Tebrik ederim. Tesekkür... Hayu. Tesekküre de biz borçluyuz. ö y l e söylemeyiniz. Cumhuriyet gazetyine, hakem heyetine, beni idarehanenin kapısmda, hatta sokaklarda bekliyerek alkıshyan ve Maksim'de müsabakaya girmeğe teşvik eden halkırnıza çok minnettanm. Bunu mutlaka yazıniB efendj^n, kuzum.>» PEYAMİ SAFA I tzmir manifaturacılan da dilek'erini Vekil Beye arzetmislerdir. Bu düekler, kontenian liste'erinde küçük limanlara ithal hakkı ayırmamak, kontenjan tevziatımn tktısat Vekâleti tarafından yapılması, bu tevziatta geçmiş seneler ithlâtmın göz öntinde tutulması vo Hstelerden ihtiyata aynlmıyarak kararnamede mevcut mevadduı ğttılmasıdır. Tayyare şehitleri İçin yap ılan lhtlfalden bir lntlba Diyarbekir «Hususî» 27 kanunuönce çelik kartallanmız namîna genç sani tayyare ihtifal gününde Diyarbekirtayyare zabitlerimizden Rctn*.. ey iıede de hava kahramanlarunız için hüyiik yecanh bir hitabe irat eyledi, bunu tave heyecanlı merasim yap.ldı. Basta kiben tayyare cemiyeti ve halk naraına kolordu kumandanı ve Urrumî Müf ettis nutuklar » l e n d i , hazır bulunan atkerî vekili ile vali bey olmak üzere bütün bir manga tarafından havaya üç c'efa memurin ve zabitan meraiim mal<alli ateş edildi ve bundan sonra merasime olan belediyenin önündein bahçevi, iftirak «den lnt*alarnnız tarahndaa bir halk ta meydanlığı doldurmuslo, tlk geçit resmi yapıldı. •*