7 Şubat 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Şubat 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Subat amhariyet' SON TELGRAFLAR Bana kalırsa Doktorun vicdanile menfaati arasındaki lezada dair Prusya hükumeti ıskat edildi, meclisi dağıtıldı Komünist ve Faşistler arasında kanlı arbede ve cinayetler devam ediyor Berlm 6 (A.A.) Volf ajansından bUdirüiyor: Reisieumhur Hîndenburg, Lâyipzig mahkemesinin 25 birincitefrin 1932 tarihli bir karan mucibince hâlâ Prusya Başvekili M. Braun'un uhdesinde buluoan salâhiyetlerin hepsini fevkalâde bir emirnamesOe Prusya hükumeti nezdindeki Alman komiserine ve onun me • zuniveti haiz murahhaslanna devret miştir. Prusya'da biribirine benziyen ikî hükâmet mevcut olman yüzünden mu • hafaıa ve idame edflemiyecek bir vazîyet ortaya çıkmıştı. Bu vanyetm bir takım Oıtilâflara yol açması mohakkaktı. Esasen Lâyipzig mahkemesi verdiği kararda, iki hükumet arasmda ahenkli bir sorette mesai istirakini • vaziyetin tabiî bir şekil abnasmı temin edebile • cek bir esa* olarak ısrarla tavsiye etmistir. Prusya diyet meclisi Basvekil M. Braan'un aşflcâr tesiri altmda kalarak dağılmaktan imtina etmekle halkın yeniden teceOi edecek reyine müstenit ve müttehit bir Prusya hükumeti teşkfli irakân ve ihtimalmi geri atmıştır. Reisicamhar Hmdenburg'un bu fevkalâde emimamesi kanunu esasinm 48 tnct maddesînin birinci fıkrasına müstenit olarak udar edilmistir. Prusya diyet meclisi dağralmıstır. Yeni intflıabat beş martta başhyacaknr. StaMfurt 6 (A.A.) Hitler'ci Ierle Çelik Miğfer'liler tarafından tertîp olunan bir alaym sonunda bunlarla siyasî rakipleri arasında feavgalar çıkmış ve bir amele yaralanmıs ve Prusya Diyetinin Sosvalîst azasından belediye reUi M. Kasten, hâdise esnasında bir şahsı tevkif ettirmif idi. Bu hâdiseden sonra meb'us evine dönerken 17 yaşmda bir lise talebesi: «Şimdi hesaplan görmek lâzım geliyor.> diyerek mumaHeyhe ates açmıştır. M. Kasten, aldıgı yaralann tesi rile bir müddet sonra öimüştür Bochum 6 (A.A.) Nasyonal Sosyalisderin hücum lataahna men sup bir müf reze kumandam M. Passmann, komünistler tarafından atılan 5 kurşunla öldürülmüştür. 31 komünist tevkif edilmişt* Berlin 6 (A.A.) Mağdebourg nahiyelerinden Stassfurt nahiyesinin birinci belediye reisi, sosyalistler den M. Kasten, geçen geceki kargaşalıklari tenkil etmiş oldugundan dolayı «Nasyonalist Gençlik» teski lâh azasından 17 yasmda bir lise talebesi tarafından öldürüknüştür. Katil tevkif edilmistir. Siyari bir cinayet Bir cinayet daha! Yeni ve şiddetli bir emirname Berlin 1 (A.A.) Reisicumhur Hindenburg bütün neşriyatı, içtimaları şiddetli kontrol altına alan yeni bir emirname neşretmisth*. Muazzam bir eenaze merasimi Berlm 6 (A.A.) Nazilerden Maikovski ile bir polis memurunun cenaze merasimi yağmura rağmen favkalâde muazzam olmuş, Hitler, sabık Veliaht, prensler, Nazirlar, on bmlerce Nazi, elli bin kadar çelik miğferli, binlerce halk bulunmuştur. Hiç bir hâdise olmamıstir. Japon Memurların suç Taarruzu basladı! Ve muhakemeleri JCıtaat üc koldan Çin Müruru zamana mahal ve ' dahiline ilerliyor imkân bırakılmıyacak Pekin 6 (A.A.) Çin memb'a larından ahnan telgraflara göre yeni Mançuri'deki Japon kuvvetleri Jehol eyaleti istikametmde ileri hareketlerine başlamışlardır. Japon'lar Kailu, Linuan ve Chaoyang yol larından ilerlesnektedirler. Dün sabah 3 Japon askerî treni Tungliao'ya gelmis, 2,000 Japon piyade ve süvari askeri ile, bir çok sahra topu ve otomobfl getirmistir. Büyük Çin seddmin yakininde bulunan Sui Chung'a 2,000 Japon piyade ve süvari askeri geldiği soylenmektedir. Çin membalarmdan alman bu haberlerde aynca bildirildiğme göre külliyetli mıktarda ğonüllü kuvvet îeri dün Chiumen geçîdi civannda Japon'Iara taarruz etmişlerdir. Çarpifmalann bütün gün devam ettiği «öylenmektedir. Ankara 6 (Teiefonla) Memurlar hakkmda isnat olunan suçlar icîn yapılan tahkikat Szerine Devlet Şurasınca yapılmakta olan tetkikat esnasında bunlardan bir çoğımun, eürmün vukuu ile tahkikatm intacı arasında geçen müd det müruru zaman haddine ba''ğ olarak hukuku âmme davasmm ortadan kalktığı görüknekte oldugu için gerek âmme hukukunun, gerek eşhas haklannın ayaını mucip olan bu vazivet üzerine alâkadaranm nazan dikkatinin cetbi heyeti unıumlye kararfle Şorayi Devlet ReisTiğmden bildirflmîstir. Müruru zamana uğratılmak suretile si>kut eden bu kabil davalara ait liste Şurayi Devlet Riyasetinden devaire doğruca gönderileeektir. Memurlar alevhine tahrik edüen suç davalanna ait Pk tahkikatı yapan müfettislerin ihmal veya müsamehalan yüzunden tahnddüs eden ba vaziyet ınistimallere karşı yaoılması mallup müeadeleyi akamete uğratmakla ve suçlularm eezasız kahnalarma sebep olroakla beraber haksız isnatlara ugnyan, men'î mvhakeme veya beraetle suctan teberr! ve masumfvetmı rebat etmek htiyca bazı memurlan daimî zan altmda bırakarak h»klannm zıyamı mucip ol maktadır. Binaenalevh Vekâlet ve dairelerce bu nokta daima ehemmîvetle nazan didca*e alınarak hiç bir tahkncatm hiç btr enretle müruru zamana ugraulmastna meydan verihnemesî ve buna sebebiyet verecf4îler hakkmda kanunî muamele ifası Basvekâletten ehemmtvtle teWiğ Kazaskerin konağı, kâtibin bağı, Mühürdann köşkü gibi artık biz de adfle, sanile anıhr olduk! Bakkala kadar giden Niyazi'yi kapının önünde bekliyorum. Kösebasmı dönen bir ihtiyar kadm, mahalle çocuk • lanndan birini çeviriyor, bir ev, soruyor. Çocuk, bizim evi gösteriyor: Hanım teyze, işte kapısınm önünde biri duruyor. O evi gördün mü?. Hasta kjjm evi... Bu hizadan yürü, dört ev sonra yıkık bir çeşme gelir, çeşmeye bitişk aktardan sor, aradığm yeri belki o, büir. Hasta kizm evi!... Yıkık çeşme!... Niçin, güzel Inzın, şen kıznı, hoppa, delişmen kizm; sık, süslü kızin evi değfl de, Hasta kizm evi? Düşündüğün seye bak, Macit! Bu karanİık, yıkık, kasvetli mahaüede, şen, hoppa, delişmen, sık, süslü insan olabilir mi? Ağiamış yüzlü, kara tahta evIer, yüzleri ve gÖnülleri karartıyor... Güzel kız, gençliğini, güzelliğini, çiçek tazeliğini, yangm arsasmda mı teç saya anlat!» diye maruf soz, doktorlar aleyhindeki âlemşümul istihzanm kısmen Türk tarafmı teşkü eder. Jules Romain'in tsmail Galip Bey tarafından cŞarlatan» ismile türkçeye çevrflen ve Dariilbedayi'de oynanan Knock piyesi, bir doktorun en sıhhatli mSsterflerine hastahk vehmi telkin • > derek onlan nasıl kendisine bağladı ğim, soyduğunu ve servet yaptıgmı göstermek için yazılmısür. Fakat bütün bu edebiyata ve neşriyata rağmen, doktorla hasta arasmdaki münasebet her yerde haksız ve mantıksız seklini muhafaza ediyor: Hastahğın uzaması doktorun menfaati lehinde oldugu müddetçe bu münasebet âdflâne sayılamaz. Vicdanile menfaati arasm • daki tezadm esiri olan doktor, nihayet bir insandır ve belki de suurunun gerismde kalan menfaat saiklerîle, farkmda ohnadan, hastalıgın uzamasma çahsır. Halbuki doktorun maddî mükâfab, manevî mükâfatfle zıt istikamette ba lanmamalı ve kazancı ıııuvaffakiyetine ba^lı olmaltdır. Ancak davayı kazandığı takdirde büvük bir ücrete bak k avukatlar gibi doktorlar da kazançlannı ancak müsbet neticelerde aramalı • dırlar. Bunun haricmde zahmetlerine mukabü küçük ve makul bir ficret verOebüir. Bu yapılmadıkça ve doktorlar maddî mükâratlannı sifanm gecüane sinde buldukça onlan, cinayetleri gizli kalan, fakat yerine göre suursuz ve masum bir katfller sürüsü telâkki edenler daima bulunacakhr ve bazı doktorlar tarafından yaptınlan sahane aparhmanlann temellerinde nice însan\arm kemiklerini aı^an eller boş kahmya • caktır. PEYAMİ SAFA Istanbul Belediyesi memurlar Yazan: Köprülüzade Fuat kooperatifi dün lokantasını açtı* Yusuf Ziya'nm doktorlar hakkmdaki Idare meclisi reisi Hâmit Bey bebes fıkrası, bunlar aleyhine yapılan eTürk miiletini garp medeniyeti dairesiYunat Nadi Beyefendiye ni de hatırlamak lutfunda bulundebiyahn en güzel parcalan arasında ne «manevî benligine, manevî tstiklâ • muslar. Mümtaz bir davetli ka Saygıh meslektaşım, yer almağa lâyıktır. Yalmz bizde ve line, millî külturüne malflc bir uzviyet Dil inkılâbımıza dair yazdıgımz ikî labahğmın doldurduğu masalar yalnız bu asırda degü, her yerde ve halinde» sokmak için ne yapmak lâzım makaleyi büyük bir dikkat ve alâka her devirde, Moliere'den Jules RomaTe ile okudum. Millî kültür işlerile biraz dan birine oturdum. Eski maarfi geldJgmi tamamile tesbit etmistL Ve iste kadar bir çok müellifier ve hemen büalfahe ktkılâbı, bu kültür İnkdâbı yo ugrasmıs bir adam srfatile beni bu bünezaretinin karanlık mahzeni ne tün mîzah muharrirleri tenkitlerine, hi • lunda atılan ilk büyük adtmdı! Aziz Ga. sıcak, ne ferah bir salon olmuş. yük mes'ele hakkmdaki düsüncelerhni dvlerine doktorlan hedef olarak almtsyazmaga davet buyuruyorsunuz. Bu sa zi'miz, o zamana kadar tahakkuk ettirDuvarlar, sahamn darlığını ge lardır. Bütün dünya karikatür gazetelemimî davetten istifade ederek, çoktan « diği siyasî ve tçtimaî bir çok muazzam rinm hemen hiç bir nüshası yoktur ki nisleten bir hünerle boyalı. Renkberi ortaya koymak istedigim bazı umu inkılâplardan sonra, arhk kültür inkıorada olüm, para ve doktor arasm • mî düsüncelerimi mümkün oldugu kalâplrma da başlryordu... ler, ampullerin yaydığı ısığı artı daki ezelî dostlugun traji ko • dar kısa ve açık bir surette ankttmağa Alfabe inkılâbından evvel, o samanyor. Karşıki merdiven, gizli bir mik müseOesini eizen resimelre, a • çalısacagım. na kadar lâtin harflerine taraftar ge • Iaylara tesadüf edflmesin. öyle ld, dokbüfenin çerçevesi içine saklan Yazmızm basında pek hakh olarak çinenler tarafmdan iler>' sürülen rBdrler tor denüen mahlfik, haciz memunm • söyledigimz gibi, ne alfabe inkılâbı, çok basitti: Bunlarm bh kısmı lâtm harf unış. Bu muvaffakiyetin sımm dan daha insafsızdn ve Azraüden dane de dH inkılâbı benüz bütün lü • Ierile okuyup yazmarın daha kolay olasonradan öğrendim: Salon, güha amansız. Eczanesinin üstüne Abdülzum ve hikmetüe izah edile • cağını, ve maarifin bu harfler sayesinzel san'atlar akademisi muallimhak Molla'nın yazdığı su: medi samyorum. Bu mes'eleler de halk kütlesi için daha çabuk yayıNe ararsan bulunur derde devadan gayri Ierinden Ismail Hakkı Beyin z e v hakkmda, şüphe yok ki, bir çok kry Iacagmı söyluvorlardı. Diğer taraftan Mısraı, yahut «Derdini Marko Pakından doğmuş! metE yazılar yazıldı, mühim düsün • da, bunun tedricî bir surette olmasmı, celer ortaya ahldı; fakat, benim göre ve Arap alfabesindeki her harfe bir karbfldiğhn yanlarda, daha ziyade tefer • sılık konmasım istîyor'ardı. Onlar, b<5yrüatla uğrasıldığuu, yahut, mes'elemn Ie büyük bir inkıîâbın encak büyük bir bir tek cephesinin izahma çahsıldığmı irade hamlesile olabüecegini anlama sanıyorum. Halbuki dil inkılâbı gibi çok nuşlardı, ve bunun nasıl bir gaye için derin ve çok azametli bir inkılâbı, yal yapıldığını idrakten ise tamamile uzaknız bir cephesinden görerek anlamaga blar. Halbuki, bugün çok açık olark ve anlatmağa çahsmak, bu isin büyükGazTnin milletine hediye ettiği bu bülüğünü lâyikil» idrak etmemek demekyük alfabe inkılâbuun derin sebeplerini tir. Makalenizde pek güzel isaret ettigörebiliyoruz: ğiniz gibi, doguracagı neticeler HibariI. Bir mületin eski alfabesim bırakıp le millî kültür tarihimizin bir dönüm yeni bir alfabe kabul etmesi, eski bir noktası olan dil inkılâbnn, çok geniy ve medenivet dairesinden çıkıp yeni bir çok şümuUü bir görüsle anlamaga çabsmedeniyet çerçevesine gumesi demekmalıyu. tir. Biz, Arap harflerim buvkmakla, Bilmem hanrhu* mısmız?. Daha al • Orta Zaman medeniyetmi bırakarak fabe inküabmdan evvel, düşünürlerimiz muasır garp medeniyeti dairesme girtnütefekkir karsılıgı olarak kullamyo meb uadesini göstermis oluyorduk. rum arasında bir hars buhraoı mes'eII. Gazi'nin irşadı sayesmde, yalmz lesi çıkmıstı; hatta, siz de bu mes'ele ile Türk seslerini tesbit eden sekillerden epey ugraşmtstım». O zaman hepimiz, ibaret kalan yeni alfabe, dilimizdeki Azarurî olduğunn teslim ettiğimiz bu buhrap ve Acem kelimelerine, ve bu düranm haricî alâmetlerini tesbit fle ve lerden alınmıs gramer kaidelerine aronlann «ebeplerini aramakla uğrastrfc; bk Türk diü çerçevesinde hayat hakkı doğru yanbş bir çok seyler soyledik. bırakmıyordu. Ana dilimize çok uygun Fakat, Hiraf edelim ki, hiç btrimiz, bugelen bu alfabe sayesmde, o zamana na karsı bulunacak çareyi^ gidilecek yolu anlıyamamıstdc! Derken, bu sıra • kadaradeta kapitülâsyonhur devrindeki yabancılar gibi kendi hususî aimala • larda alfabe inkılâbı oldu. Hem de en nnı, imtiyazlanm saklıyan Arap ve Acezrî ve en kestfrme bir surette... Türk cem kelimeleri ya dflden çıkacaklar, dili, bu büyük inkılâp sayesmde, asv laroanDen bir turlü vucudune oyamıyan yahut, millî dflm kanunlanna vyup türkleseceklerdi. ve millî istiklâlîne, millî dehasma meyAlfabe inkılâbuun baska bir takım dan vermiyen büyük bir engelden kurfaydalı neticeleri, herkes tarafmdan ko tuluyordu. ö z Türk kelimeleri bu yeni kıyafet altmda kendi asd şekülerini bul layca anlasıhnıstı. Fakat yukanda ar • zettiğkmz en esaslı 3n nokta, uzun müdmuslardı; fakat Arap ve Acem keli det lâyndle idrak edilemedi. Hatta yemeleri, terkipleri, birdenbire bütün yani affabenm Arap ve Acem dillerine banaUdarfle smttp kahmslardı! O zamahsus baza sesler için ayn harfleri olmana kadar eski harflerin kahnasmı » maması uzun müddet büyük bir kusur tiyenler nasıl sasırdılarsa, lâtm harfleriaddedildi. Alfabe değismesine taraftar ne yıllardanberi taraftarlık edenler de olanlar nasıl bunun hakikî manasmı ano derece şasırmıshlar... Eski harf ta hyamamıslarsa, böyle bir degismenm raftarlarmm •mürteci ve müteassıp olbir kültür fasılası olacağmdan ve mfllî mıyan, yani bu işi bir din mea'eleM sayan'anenm kmlacağından korkanlar da mıyan bir kısmı, bu değismenm bir kül aldanırnşlardı. Çünkü, bu alafbe inkı tür fasılası olacagından korkuyorlardu lâbmın kndığı an'ane, Orta Zamanm Lâtm harflerine eskidenberi taraftar •yirminci asırda artık yasamasma imkân lık edenlere gelince, onlann bir kısmı kahnıyanzararlı ve ölmüş ananeleri idi; bu değişmemn cezrî olmayıp tekâmüle ye» alfabe bir taraftan bu an'aneyi yıbnakılmasmı, bir kısmı da Arap ve Akarker, diğer taraftan, m31î kültür uyacem kelimelerini yazmak için türkcenin nısı için bir temeltaşı vazifesini göre • bünyesimfe olmıvan sesler için de aycekti. Bu inkılâbı, Türk'ün, mülî tarmtn ayn harfler konuhnastm istedikleri Ie alâkasmı kesecek sanıp sevinen millî için, onlar da hayret icinde idüer. Millî kültür ve millî tarih düşmanlan büs bütün aldannuşlardı. Çünkü millî alfakültür ve millî tarih mefhumlarma düsman olan küçük bir laamı vatansızlar ise, be, millî kültür için en mühim bir baslangıç olduçu gibi, miPî tarih te miHî bu inkılâbı, Türk'ün mfllî tarOıile alâkülKJrün tükenmez bir kaynağı idi. Mflkasmı kesecek sanmıslardı... letini muasır garp medeniyeti çerçevesiBizim inkı'âbvmz gibi halı giden ve ne millî kültürüne sahip yani manen de esasen hızh gitmek mecburiyetinde olan müstakil bö* uzviyet olarak sokmak isbir inkılâbm gün!eri ve aylan yıl tiyen Gazi, alfabe inkılâbmı takip eden hükmündedir. Alfabe inkılâbmdanberi ikinci büyük bir ham'e ile, bize millî geçen uzun zamanlar, bize, yukanda kültürün o tiikemwz lcavns*"!!, nullî kabataslak hulâsa ettüimiz düsüncele rm ne kadar yanlıs oîduğunu anlattı. Ve tanihi de bütün dermliği ve bütün genisliğile gösterdi. Alfabe inkılâbmm, alfabe inkıîâbınm asıl mahiyetini, ma yedi sekiz yüz yıllık bir mazi ile alâkanasmı, .nimulünü, neden sonra idrak mızı kesece%inden korkarJar görüo anedebıldik: ladılar Id, bu inkılâp, bilâkis, Türk mflVatan toprakiarmı düsman çizmele letini yedi sekiz bin yıllık tarihine ka • rinden kurtararak müstakil bir devlet vuşturacak muazzam bir kültür inkılâkuran, Türk nulletmi Orta Zamanm bının baslangıcı imiş! Türk'ün tarîhini boğueu bağlanndan kurtaran bfîyük ve kültürürü inkâr ederek onu garbm dehâ, mflletini manevî istHclâline kavus esirce mukallidi yapmak istiven kozmoturmanm yoflarmı da buhnustu. Hars polttler öğrendiler ki, Türk'ün mOlî buhramna millî kükürden baska bir sian'anesî, kökleri binlerce yılldc muhtefa olarnıyacagmı herkesten evvel anlasem b>r tarihin baerma gömülü bir kudmu ve bunun volunu da tavin etmisti. Sevinmedim, sevinmiş te görünme • dim! •#«*••» . Büsbütün yalnız kalacağım! Parmak kadar çocuk, bana kuvvet, cesaret, ümit veriyordu. Müzehher'i nasıl teselfi edeceğim? Son günlerde, garip, anlasılmaz sinir buhranlan geçiriyor... Göriinüşte, gene her vakitki gibi sessiz, sakin; sinirlerine tamamile hâkim... Bize hissettirmek istemiyor, lâkin bu sükunun altmda bir alev fırtması kaynar'jK eminim! Hele Niyazi'ye pek düşkün oldu; bir dakika bile yanmdan aynlmasma ta • hammül edemiyor, içtiği bardaktan ona da su içîriyor, yediği şeylerden çatalm ucu fle, ona da tattınyor. Çocnğu, bir amte gibi bağnna bastınyor; yüzün den, gözlerinden önüvor. Bu fazla düşkünlük neden? Şevtan, akluna öyle şeyler getiriyor ki, dişle rimle kendimi yemek, parçalamak, didiklemek istiyorum. Nivazi, yab mektebine giriyor... Dediğim zaman, yüzüme içli içli bakacak, soluk soluk gülecek: Niyazi'yi benden kaçırmak için yatı mektebine verivorsun, ağabey! Ben, bu, bakışa; bu, gülüşe dayanabilecek miyim? Haftalardanberi kuruyan ve yanan gözlerimin yaşını tutabilecek mivim? Müzehher, battaniyesbe sannmış, yatağınm icinde oturuyor. Ağzımı açıp, bir tek kelime sövlemiyorum. Müzehher de; niçin konuşmuyorsun? diye sormuyor. Zaten o, artık hemen hiç bir şev sorımrvor; kendini tamamile mukadderata terketmise benzivor. Artık: Ağabey, şirkete uğradın mı? Yeni kadrolar çıkmı^ nu? Diye sormuvor. Art'k: Hani bir hocüık almak istiyordun? Ne yaptm? Müracaat ettin mi? Diye sormuvor; artık: Cabir Beve uğradın mı? Bize borcuna mahsuben biraz olsun vermiyecek mi? Diye sormuyor; hele: Ekmek nararj nereden buluyor<un? Ev lrirasım nasıl ballettm? O Dil inkılâbı hakkmda bazı düşünceler Belediye lokantası Belediye lokantasımn her seyf güzeldi: Idare meclisi reisi Hâmit Beyin misafirseverliği güzel, hîzmet edenlerin kıyafet ve nezaketi güzel, salon güzel, ve yemekler güzeldi... Fa kat bunlarm hepsinden güzel olan bir sey var: Bu Iokantanın on beş kunısa iki kap, otuz kurusa dört kap yemek vermesi! Iktısat Müdürü Asun Süreyya Beyin bu iftihara değer muvaffakiyeti de gösteriyor ki, on beş kuruşa en iyi yağla pişmiş iki kap yemekle doymak, otuz kurusa da1 tathsile, boreğile her gün kendimize bir ziyafet çekmek müan künmüş! lstanbul Belediyesinin bu eseri, yalmz iktısadî değil, sıhhî bir hizmettir de: Hem ucuz, hem besleyici gıda... Dileriz ki, diğer mfîesseseler de bundan örnek alsınlar. YUSUF ZtYA Ankara telefonundan sveç'le görüşüldü Ankam 6 (Telefonla) Ankanl telefon müdürü Niyazi Bey Avrupa i le telefon tecrfibelerine devam eiuıek tedir. Niyazi Bey bugün de tsveç ve No* veç ile mfikâlemeierde bulunmus, sesAnkara'da konuşulur gibi ryi gelmiştir. Niyazi Bey tsveç raaslahatg&sanmızla ve oradaki ırazetecflerle muvaffaki • yetli müteaddit konoşmalar yapnnstır. ııınıııııırıııiMiııııınfiıtıtıııııtııııııırffimınırmınıtiHiınııııııııııiMtııı Resmî ıstılahlar Ankara 6 (Telefonk) Resmî tttılah'arı haznhyacak vekâletler mü messülerinden mürekkep komisyon yakında faaliyete baflıyacaktır. Antep'te yarım metre kar Antep 5 (A.A.) Hd gündenberi şehrbrnzde devamlı bir surette kar yagmaktadn. Yağan kar, yarm metreye yalcndır. Hava bugün açılmısbr. Yeni bir s'enks bulundu Kahire 6 (A.A.) Profesör Selim Hasan, ikinci Ehram'a yakın bir yerde yeni bir sf enks daha bulmuftur. Bundan baska eski Mısır'hlara ait 12 mezar meydana çıkarıldıgi da bildirilmi^tir. Japon haridye naztrımn bir teUifi Tokio 6 (A.A.) Hariciye Ne • sareti, Japon lcuvvetlerinin Jehol'e doğru Ueri harekete başladıklannı bPdrren haberi tekzip etmiştir. Londra'dan Kap'a! Londra 6 (A.A.) Büyük seferler yapan kumandan Gayffort'un Mystery ismindeki tek satıhlı bir tayyaresi Cramwell Le Cap arasında merhalesiz bh* seyabat yapmak üzere bu sabah hareket etmistir. ret haznesidir! , tste Nadi BeyefemU, binnd Turk Diii Kurukayı Oe çok canlı ve heyecanbj bir M4dlde mevdana Ç*an dil mkılâbt, benhn anlıyabildigkne göre, en umomî çiz(rnerile »nktbnağa çahfbgraı tnflll kffltSr inkılâbı silsuesnm yeni bir hat> fcası, yeni bir hayat hamlesidir. t^HkbaH daima en genis ve en vazıh şekflde gören Büvük Kurtancı ve yol jröstericimi» mfllî alfabe ve millî tar*V hamlekcini tamamTıyan bu muazzam mkılâpla, Turi milletine, Öz benliginân derinliklerineî giden büyük, nurlu yolu da gösterm.'stir. Bu husosta düsünebildflclerimit müsaadenizle, ikinci makalemde izaha çahsacağnn. KÖPRÜLÜZADE MEHMET FUATl 19 lar komitesi kararını verdi Cenevre 6 (A.A.) Çin Japon a*tilâf ile meftgul olan 19 lar komiten Milletler cemiyeti büyük meclisine vereceği projede bilhassa yeni Mançuri hükumetinin tanımamasmı, 1 Paris, Milletler cemiyeti misaklarma ve 9 devlet muahedesine tamamı tamanuna riayet gösterilmesini tavsiyeye karar vermistir. Cumhuriyet Nüshası S Kuruştur ondra'dan Cenubî Amerika'ya! Londra 6 (A.A.) Tayyared MilKson, dün Lympne'e gkmiştir. Mumaileyh, hava şartlan nrikait olduğu takdirde, bu sabah cenubî A merika'ya müteveciben havalamnak tasavvurundadır. hir edecek? Şen kız, hasta suratb kamsız, sıska çocuklara; gençlikleri, güzellikleri, yaşlarb belli obmyan, su bükük belli, çökük omuzlu, dizleri titrek, hayat yorgunu insanlara bakıp ta mı gülecek?... Hoppa, delişmen kız, kediIer çıkıp indikçe gıcffdıya gıcırdıya sal* lanan çürük merdivenlerde mi sıçn yacak? Yoksa kurt yeniklerile deş8t kaplamalan ve dökük sıvalı duvarlarfle insanı, sokaktan fazla üşüten odalar da nn koşacak, oynıyacak?... Şık .süslü kız, en kurak havalarda bile çamur, çirkef gölcükleri kurumıyan bu dar sokaklar da mı salına salma dolasacak?.. Adresimi sorsalar, mahallemi söyByeceğhn. Fakat evin numarasını ver • meğe lüzum yok. Sadecet Hasta kızin evinde oturuyorum! DiyeceğİR|! Ne güzel, yarabbiî... Ne güzel!... Hasta kız da Müzehher!... Osman Rakım: Kardesinm mektep işi oluyor! dedi. şeraiti Senellk Alö aylık 0 e ayhk Bir avhk kadar doktor arkadaşlann vardı, birini eağıramaz nusm? Diye, hiç sormuyor I Sorma, Müzehher, hiç sorma... Geçenlerde, şirketin kapıcısı yolda benS gördS, selâm bile vermedi... Usaklann, hademelerin, kaçıcılarra, hizsKetçflerin muameleleri, efendflerinm fikirlerini, reylerini, kanaatlerini ifsa ederler! Hocalık için müracaat etmek istedim, Çok yorgun, harap bir günümdü. O gece, sen, öksürmüş, öksürmüştün. Ben, sabaha kadar, senm basucunda, uykusuz ve aç oturmustum. Benzim sapsanydı, aynada kendi çehremden ürk müştüm. Uykusuzluk, hraşımı daha uzatmısh. Dizlerim titriyordu, ay'akta duracak halde değfldim. Göz knpaklanm da kendiliklerinden kaDanıyordu. Aksam yemeğmden fedakârlık ettitn, pul al<*yn, istida yazdım. Bir muallinı arkadaşuna jrititm. Halimi açacak, istidamı verecektim. Beni, süzdü, acıya acıya başmı salladı: „ (Mabadi CUMHURİYET'in Ufrikan: 69 Tipi Dindi! Y**m: MAHMUT YESARİ Müzehher, Niyazi, birer sevinç çığlıgl kopanyorlar: A, kim geldî, Nİyad? Abla, bak, kim geldİ? Eger ba kadar sevinç sizi, velev bir fcaç saniye için, avntabiliyorsa, bunlarla avunabîlecek kadar hayatı hoş görüyorsanız, ben de •evmebinriml Hasta kizm evi... Hasta kızin evi... Hasta kizm evi... Mutfaktaki boş bir ke*e kâğıdınm ustünü, hep bununla doldurmufumt Hasta kızin evi... Evet, mektepte, yazıdan eeza ver • misler gibi, önümdeki kâğıda hep bunu yazmısnn: Hasta kizm evi... «Hasta kizm evi», bizim evîmizra ismi!

Bu sayıdan diğer sayfalar: