7 Şubat 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Şubat 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meşlıiır Casusla Yazan: ABlDiN D.AVER 81 r Cttmhariyet '• Şehir ve memleket haberleri Şehir Meclisinde Mazhar Osman B. Muhittin B. in vereceği Müdafaaya geçtî! izahat tehir edildi Şehir mecli&i dün birinci reis vekili Sadettin Ferit Beyin riyasetinde toplandı. Geçenlerde vefat eden a zadan Hamdi Beyin ailesine meclis namına beyanı tariyet eden idnci reis vekilî Necip Beyin sözleri dinlendi. Mesai saatleri haricinde çalıçan belediye memurlanna yevmiye verilmesi hakkındaki müzekkere bütçe eneümenine verildi. 931 senesi tetkiki hesap raporue terkos mes'elesi hakkında Belediye Reisî Muhittm Beyin vereceği iza hatın münakaşası gelecek celseye terkedildi. Bir kısım mazbatalar da ait olduklan encümenlere havale edildikten sonra persembe günü içtima edilmek üzere celse kapandi. Siyasî icmal Cemiyeti Akvam'ın kararlarî ^ir buçuk senedenlberi Mançuri mes'elesile mesgul bulunan Cemiyeti Akvam nıhayet ciddî bir karara gele bildi. Akıbeti ne olursa olsun diye kendisine bir hattı hareket tayin etmek mecburiyetinde kaldı. Bidayette Cemiyeti Akvam Avrupa'daki vaziyete kıyasen çok şiddetli davranmış ve Japon Çin ihtflâfmı geçenlerde kolayca hallettiği Bulgar • Yunan hudut hâdisesi gibi bir sey telâkki etmisti. Fakat bu hareketin yanlıs olduğunu pek çabuk anlıya rak ihtilâf üzre bulunan taraflan uz lastırmağa daha ziyade ehemmiyet vermis ti. Esasen bu müessese cebir ve siddetten ziyade telif ve ıslahı beyn ile t^ gormek için vücude getnümiştL Cemyeti Akvamm küçük devletlerin zoru ile vereceği siddet ve tecziye karar rmı tatbik edecek azalan büyük devletler olduğundan ve Japonya gibi birinci smıf askeri ve bahrî bir devleti muaz zamaya karsı şiddetli tedbirler ittihaz etmek güç ve masraflı ve tehHkeli bir şej olacağmdan büyük devleder fundiye kadar Cemiyeti Akvamm karar ve hareketini tadil edecek tesir icra ediyorlardı. Kânunuevvelin ortalarmda büyük meclis tspanya, Çekoslovakya ve Irlanda gibi küçük hükumeüerin zoru ile Cemiyeti Akvam snf telif ve ıslahı beyn tesebbüslermi ihtiva eden on beşinci maddenin Sçüneü fıkrasmdan m8stakQlen hareket etmeği natak dördüncü fıkrasına geçmis olduğu halde gene 3d tarafı uzlaştırma teşebbüsü şimdiye kadar devam etmisti. Bu tesebbüsler bir derece movaffak olraustur. Meselâ mes'eleyi her ne su retle hal ve tesviyeye memur daimî komisyona (on dokuzuncu) heyetine A merika ile Rtısya'nm davet edilerek (yirmibirler) komüyonu olırHnnndnn vaz geçflerek telif isi kolaylastmlmısb. Çünkü Japonya Cemiyeti Akvamm vezaüile mukeUef oknıyan ba gayri mes'ul flâ siyasî ıtHihnlırf***1! kendtttnin Çin ile olan ihtilâfında hâkim yahut hakera olmasma siddetle itiraz etmistL Nihayet ihtilâf son Dri maddeye mün hasır kalmısu: ( 1 ) MançurTde teşekkül eden müstakil hükumeun tasdad mes'eleyi hailetmediğine ak karar suretin « deki madde. ( 2 ) TeUf komitesmin v » zifesini tayin. Japonya evveüd maddenin tayyedümesinde yahut ehemmiyetsu bir sekle getirinncsfnde ve tent komıtesmm va zifesini Japonya fle Çin arasmdaJd mü zakereyi idare değil, teshil ve yardım «4 mek suretinde tayinde sonuna kadar ısrar ettL Fakat son dakikada Ondokuzlar komisyonunun tahrir komitfw olan Dokuzfar heyeti mezkftr maddelere aü Japon noktai nazanm nlastmnak teseb; büsü için kâfi bir esas buünamısar. Bunun için Ondokozlar komiteti 12 k i * nunuevvelde hazırlanan karar toreti nin evvc'ce tadil olunan 3d maddesfle birlikte Japonya tarafmdan kabul edfl' mesıne İuzum gosternustn*» *n\ }•« A Yani Anıerika ve Rutya teSf tsîne dat hil olmaması ve esbabt mudbe lâyihast üzerinde hem Japonya'nm hem de Çin'iı kaydi ihtyatî serdetmek haklan baJd kalmalr şertİArile Japonya 1 2 kânu nuevvelde Cemiyeti Akvam büyük mec« Ksinin hanrlamı» olduğu karar suretmi kabule Japonya kat'î surette davet edü* miştir. Bu karar Japon heyetine bildi rOmiş ve maahaza büyük meclise raporun tevdHne kadar udasma kapısı açık bdımacağı Oâve edilmiştir. Ondokuz lar heyetinin kat'î tavsiyelerim kaleme almaksızın nagihanî şiddetli bir karar vermes Japon heyeti tarafmdan meranuniyetsizlikle karfilanmıstır. Alakadar Japon heyeti bundan sonra Ondokuzlar komisyonunun islerile alakadar olmemağa karar vermiş ise de ahvalin büyük mecHste ne •uretle mkisaf edeceğini yakından gormek üzere simdihk Cenevre'de Cemiyeti Akvamla Japonya'nm i r ^ tdc aran açılm» oloyor. Japonya'nm buv müesseeeden büsbütün çnap çikma ması Ondokuzlarm kat'î tavsiyelermin mahiyetine ve büyük meclism vereceği kararlara bağlıdır. Japonya hükumeti son iki maddenin tadüini talep etmeğe karar vermezden mukaddem büyük harplerin ve fevkalâde hâdiselerm ari> fesinde olduğu gibi kudemadan olan mS şavirlerle tanısnnş ve Cemiyeti Akvarodan kat'î surette çekflmeği gSze aldırarak kararmı vermistir. Cemiyeti Akvamm ve alelumum Asya kıt'asmm tari hinde gayet mühim ve nazik bir dönnra noktası karşısmda bulunoyoruz. MUHARREM FEYZt İnhisarlar Mütehassısları Amerika'h heyet 6 martta işe başlıyacak TütSn, MHskirat v e Tos mhisarlarmda idart ve teknlc tslahat yapacak olan Amerant'h mBtehaMtslarla tnhisarlar Vekâleti arasında kat'î mukavele aktedilmiştir. Amerikaiı heyete riyaset etmekte olan Muter VVaBace Clark 3e Vekâlet ara smda evvelce Ankara'da hazırlanan m » kavele Parts'teki heyete gonderîlmistir. Amerikaiı mütehassıslar marbn alt « n d a tstanbuTda işe basbyacaklar, mesauerini maynm yirmisinde bîhVe • ceklerdîr. Buna nwkab3 14 bin Mum Scret alacaklardır. Bu para beş taksitte Pam'te bir bankaya tevdi oiunacaktır. Buna Paris'ten ve baska yerlerden tstanbul'a gidip gelme masrafı dahüdir, tstanbul'ds ücarnet masraflan hükâmet tarafmdan verueeektir. Şehrhnîze jrelecek mütehassıslar Mîster VVaüace Clark ile btr tütün ekisperinden ve bir idari mStehassıs 3e ma avinmden îbarettir. Mister Walaoet Clark memleketimizde bey hafta, mutehassM ekisoer bir ay, idarf mStehassrslar da 3d buçuk ay kalacaklardn*. Mütenassnlar nutyısm yiı ııusnte kadar islerîni bitireme<fîkleri takdirde muddet bir üd hafta için temdit edilecektir. Mütehassıslar sadece tetkncatlan netîcesine göre mofassal rapor verecek 1er, ıslahat tatbflcatile meşgu! olmıya caklardur. MBtehass» heyet bilhassa tStunlerin îstihtali, ihzar ve imali, fabrSralarm idaresi, sabş, sevfc ve hesap astdleri mes'elelf^ine fazla ebemtniyet verecektir. Mütehassıslar, tütün isinden baska h n mes'eleam! de esaslı olarak tetkik ve salim bir nsol tesbit edeceklerdir. MİMnrat innisarmm brzzat imalâtta bulunması mı, yoksa hususî eşhasa imelât için nıhsatiye vermesmm mi daha faîdeli olacajmı, muhtelif ickuerm imal ve satış sekfllerini karariastıracaklardır. Bu tetlâkat id'n tstanbul, Ankara, tz mtr, Bursa, Samcun mmtakalarile bfitün inhisarlar teslsatım dohşacaklardır. Bunlardan maada idart makanizmamn butün teferruatile memurlarm vaziyeü' ve saİreye dair de eaaslar fektif edeceklerdir. MataHari, âşıklarımın arasında ben yalnız zabitleri sevdim, diyor Re», evvelâ şahhlerm getip gel«nediklerini yoklama etti. Ondan •onra, zabit kâtibi yüzbaşi Thibaud, yüzbaşı Bouchardon'un iddianamesmi okudu. Yüzbaaı, Mata • Hari'nin Fransa'da ve ecnebi memlekerle rinde, düşman bir hükumet casus larile düşüp kalktığmı ve bu düşman hükumetin tesebüsatma yardım ettiğini soyledikten sonra: «Maznun, bu devlete Fransa'mn dahilî siyasetine ait müteaddit veatkalar ve haberler vermi* ve 1916 •enesi bahannda yapılan Fran*tz ta•rruzuna dair bir takım vesaik ve istihbarah düşmana bildirmi* olmak"a müttehimdir, diyordu.» Reis, ismmi, yafinı, memleketini mesleğinî ve sairesini sorduktan, san'atkârlıği hususî hayatı ve ma ~ zisi hakkmda da kı»a bir kaç sual h*at etttkten sonra, hemen davanın etaıma geçti: Zelle kadın, dahm harpten evvel, Berlin'de, siyasî, askerî mehafil ve zabıta raemurlarile temaa edi yordunuz. Daha o zaman Almanya'nın hizmetine girmistinîz. Alman istihbarat ve easutluk teşkilâtma H. 21 mımarasile dahildmiz ve harp başlar tmslamaz, Fransiz topraklan haricinde, yuksek düşman rîcalile ve bilhassa düşman easusiarile bizz^t torüfüyordunuz. Değil mi? Mazrran kat'î bir lisanla cevap verdi: Ben, hiç bir zaman castuhık etmedim. Benim âsıklanm, bir çok âtiklanm, pek çok âşıkiarmı vardı. Ben ihtirasli ve sefahete, zevke diişk l n bir kadmım. Bir Meesaline irfim, diyiniz. (Messaline, rezîlâne sefahati ile meshur bir Roma knparatoriçesi dir.) Olabilir. Benim içit» asıl er kek, tam erkek, hosuına giden er kek xabittir; her hangi rüdbeden her hangi milletten olursa olsun za* bit .. Zabk okntyan eerkekİM", beni alâkadar etmez. ZabH, bambaşka bir mahluktur. Zabit, açık havada yaşıyan bir nevi san'atkârdır. Za bit, silâh altinda, üniformasınm içinde kalpleri teshir eden bir fatihtir. Evet reU efendi, hayatımda he sapsra âftklarım oldu; fakat bun lann arasında benim gönül verdik lerim yahuz zabitlerdi; ben, yalnız • güzel, cesur, her zaman döğüşmeğe, Slmeğe, öldünneğe hazır askerlerî sevtdim. Sonra, zabitler, mtı leklerinm aksine her zaman naztk, zarif ve kibardırîar. Benim için, zabit, boşfca bir uktar. Ben zabitler • den baska hiç kimseyi sevmedim. Fakat severken de Alman, ttalyan, Fransız dtye zabitlerî biribirinden ayırmadun. Mata Hari, kâmilen zabitlerden mürekkep olduğumı gördüğü divanı harp neyetini teshir etmek istiyor • da; fakat ba alenî üânı asçk, beklediği te»iri hasıl etmedi. Çünkü aş km sesi, boyie dîvam harp salonunda alenî ve toplu vaziyette iken hususî bir odada ve bişbaşa olduğu zamanki gibi müessir değildir. Reis devam etti: Harbin ilân edildiği gün, Berlin'de idiniz. Berlin polis müdirile beraber büyük bir lokantada basbasa yemek yediniz. Sonra, polis müdürünün otomobilinde, sehrin büyük caoMelermde dolaştmız. Değil mi? Evet, söyledikleriniz doğırudur. Su halde büyük bir roakam işgai eden bu Ahnan memurüe nki fıkı münasebatmız vardı demek? Berlin polis müdürünün, dansettigim musichall de tanınuştım. Almanya'da, zabttanın, dans ve tiyatro kıyafetlerini sansür etmeğe salâhiyeti vardır. Benim çok çıplak dansettigimi iddia edlyorlardu Polis müdürü bizzat beni tetkike gelmîşti. Bunun ttzerine tanıstık. Tanıstıntz ve ondan sonra da, Alman casusluk teşklâtma girdi niz [ 1 ] . Sonra, size Pariste bir vazife verdiler. Nunuranuın H. 21 olduğunu söylediler ve elinize 30,000 tane de mark sıkıştırdılar. Mata Hari reise şu cevabı verdi: Söyledüderinizin yarısı dogru, yaraı yanlış! Bu parayı ve o autnarayı bana âfdnm verdî. Fakat ben casusluk etmiyordum. Onunla sevi şiyondum. Aldığım para, bir casn*luk ücreti değil, fi^tkimın, afkmıa mukabil bana verdiği bir paradrr. Polis müdürünün değil, Alman ca sutluk te*kilâb reicinm metresi olmuştum. Her muhabere ettiğim Alman benim âfikımdi. Alman casusluk teşkil&tınm reisi çok cömert bir adammış... (Mabadl var) [1] Karilerimiz, Mata Hari'nin 1914 den çok evvel casus olduğunu, daha ervel verdigüniz tafsüâtia bülrler. Fakat 1917 de Fransızlar kadının ne zaman casu»luga basladı|ını kat'iyetle ögrenemenüçlerdi. «Hekim ücreti Avrupa'ya nazaran çok azdır.» Tetkik edilcnekte olan yeni ka zanç vergisi lâyihasında doktorla rın vaziyeti anlastlmış gibidir. Bu hususta Etibba Muhadenet Cemiyeti Reisi Mazhar Osman Bey bir muharririmize demiştir ki: « Kanunda doktorlann vergisi sabit vergi olarak tesbit edilmistir. Bu vergilerde aynca nüfus nazarı itibare almarak taksim edilmiştir. Birinci derecede vergi iki yiiz bin veya daha fazla nüfuslu, ikinci derece yüz bin ve daha fazla, üçüncü derece elli binden yukarı, dördüncü derece de on binden yukan ahalisi bulunan sehirlerde doktorluk ya panlardan ahnacaktır. On binden a~ sağı nüfuzlu şehirlerdeki doktor lardan vergi almmıyacaktır. Evde ic~ rayı tababet ediliyorsa hasılatı safiyenin altıda biri muayenehanede ise nısfı ahnacaktır. Cemiyet kazancı daha az olanlardan nısıf alınma* tı, mesleğe yeni girernlerin müm kün olduğu kadar teshilât görme leri için ait olduğu makamlar nezdinde tesebbüsatta bulunacaktır. Hekimlerin ücretleri Avrupa doktoTİarınm ücretlerile kıyas edilemr* yecek derecede azdır. Halbuki buna mukabil vergileri o nisbette çoktur. Etibba Muhadenet Cemiyeti bu hususî arın tetkiki için tefebbüsatta bulunacaktır. Vilâyetlerde bulunan arkadaşlanmız halkın eskisine naza ran dörtte bir nisbetinde bile hekime gitmeğe ve vizita vermeğe muktedir olamadıklarını yazıyorlar. Mecnlekette az çok refaha nail olan bir iki doktor bütün memleket doktorları sımfmı teskil ve temail edemez. tstanbul'un «1800> e yakın hekimi içerismde ayda altmif yetmif lira bile kazanamıyanlar maatteessüf yandan fazladır. Tabiî kanunun bunlan müdafaa etmesi icap eder. ts taıtbul etibbasının çoğu da senelerce ömürlerini tasra memuriyetle rinde geçirtnis eski zaman kanunile 10, 15 liraya tekaüt olnıus, ba kiyesi ömrünü geçirmek ve çocuk lannı terbiye ve talim etmek için Utanbul'a gelmistir. Binaenaleyh bunlara «tstanbul'da oturmayıniT.» demeğe kimsenin dili varmaz. Hekimlerin mühim kısmı hükumet memuru olduklan için kendilerini maaşlarile idare ediyorlar. Doktorlann kabmelerine giderseniz tstanbul hekimlerin in hasta bakmakla değil, vakitlerini boş geçirmemek için o~ kuyup yazmakla meşgul oldukla nnı görürsünüz.» Bitaratlann karaları Muhtelit mubadele komisyonundaki Türk ve Yunan heyetleri arasında mutasamfları ve kiymetleri fizeriade mtilâf ha*»I olan bazı emlâk mes'eleierile, firarilere müteallik muhtelif hususata mütedair olan yüzlerce dosya haklannda hakem sıfatîle kararlar verilmek üzere bîtaraf azalara havale edilmisti. Komisyonda 9d bitaraf azalar, bir kaç aydanberi devam eden me sai neticesinde bu dosyalardan ellisi hakkındaki kararlannı vermis ierdir. Kararlar bu hafta içinde Türk ve Yunan heyetlerine tebKğ edilecektir. Bağdat Elçiliği Bağdat elçimiz Tahir Lutfi Beyin değistirileceğine dair çıkan sayialar üzerinde Ankara'da salâhiyettar makamlarda tahkikat yaptık. Böyle bir tahavviilün mevzuu bahis bMe (Amadığı neticesine vardık. Tahir Lutfi Bey Irak nezdinde hukumetimizi tesnsilde devam edecektir. Eskişehire asfalt şose tstanbul'dan Trakya'ya otomobOl fosası inşası için tstanbul» Edirne, Te ldrdağı, Kvklareli vaklennm boradat bir içtTma aktedecekleri yazılımstı. Vi lâyet bu hususta tetkncat icrasfle yapı lacak yolun tesbitini Nafıa Basmühen • disliğine havale etmistir. Maamafth tstanbul vflâyetmin hududu olan Çatalca'ya kadar asfak aosa yapunuş ve Bonal edflmiş vaziyettedir. Diğer taraftan bu sosanm lcmaüni mü • teakıp tsUnbul'dan Eskisehir'e kadar olan mıntakadaki vaBTerm de bir kjtima aktederek bu saha dahüinde de rauazzam bir asfalt sosanm inşast için bir program tanzim edeceklerinden bahsediimektedtr. B^falhılkeınnıeıard!© Çapraşık dava neticelendi Kaçak sigara kâğıdı ve çakmak tası satmakla maznun Yuda, Nesim, Yorgi, tlyas ve traniı Hfîseym Efendiler hakkınd?ki dava dün neticelenmijtjr. Şa • hit clarak dinlenen, ilk tahkikatı yapmıs olan sivO polis memurlan hâdîseyi zabtt varakasında olduğu gibi aynen tekrar etmişlerdir. tran'h Hüsevin Efendînin vekili mnekkilinin bu işte zabıtaya yardım etti • ğini ve kaçakçıIJc vak'asmda hrç bir aIâkast oknadığnH ileri sürerek beraetmi ıstemis, kaçakçılık cürümleri sabit o • lan Neskn ve tran'h Hüseyin Efendi • ler altısar ay, Yorgi dokuz ay hapis ve infıisar kanunu mucibtnoe 11,175 kuruç para cezasına mahkum olmuştur. Ycrgi'nin üzeri arandığı vakit koltuğunun altında 3d paket sigara kâğıdı bultnsduğundan inhisar kanunu muci • bince aynca 10,950 kuruş para ceza • sma ve kaçakçılık hâdisestnde vasrta • hk yapan Nesim'in ağabeyisi Yuda üç ay on bes gün hapse mahkum oknos lardır. * Hâdisenin içinde geçtiği dükkân sahibi bakkal tlyas Efendi hakkında ken» disini itham edici cünim ve delâil gö rülemedigmden beraetine karar verlmiştir. Sursa'dald çok ayıp İrtîca hâdisesi IBarmakaleden mabait) Arapça Kur'an Arap halkına hitap ettiği içindir ki Arap dilile varit olnrastur. Bu cihet Kur'anda gayet sa~ rihtir, ve «4âm dmini kabul etrni* ol«cak baska milletlerin din ahkâmrm kendi dillerinde tedvin eyle meleri aklî bir zaruret olduğu ka dar Kur'anın kezalik bir çok sara hatlermden ımistedetdir. Kur'anda Haktaaliya izafetle deniliyor ki: « Biz Kur'anı Arap halkt onu afdamnlar diye arapça indirdik. « Eğer biz Kur'anı arapçadan gayri bir dil ile indirmiş olta idik o maman Arap'lar biz onun tnana JRIH anlamadık diye mazeret gottermeğe kalktştrlardt. Demek ki Kur'anın manası anla şıltnak lâzımdir ve Arap'tan gayri her millet Allah'ın bu kitabını kendi diline naklederek ibaderlerini de kendi dilî ile, yani ne söylediğmi bile büe yapmak icap eder. Bu basit hakikatin anlaşılmaması Arap'tan gayri tslâm dinme salik olmuş bhr çok mHIetierin felâketlerinî teşkil etmiş. ve adeta diyebiliriz ki onlan dmm içthnaî ve ahlâkî faziletlerinden raahrum bırakmıstır. Çünkü nihayet din en büyük içtimaî bir mfiessesedh* ki âhıret için mutekitlerine teselli ve ttminan teskil ettiği kadar dünya hayatında temiz, doğru ve fazüetli bir ahlâk mesnsdi olur. Eğer dtnin dili miilî olmazsa hiç bu ahlâk» teessSsS imkânı bulunur ma? Din dilmin manası anlaşılmaması takdirmde biraz yukarıda soyledi ğimiz dünya ve ahıret işlerinin noksan kalraasi zaruretine ilâveten diğer bir takım fenahklar da çikabiliyor, ezcümle manası anlaşılmıyan din hain maksatlı bir takım eşirranın elinde fesat aleti ittihaz kılınabül yor. Osmanh tarihi bu fitne ve fesatlarm doğurduğu surislerle doludur. Cınnouriyet Türkiyesi dahî ba yoidaM fesatfana bfr ftf farisin{ bastır mak tçk maatteessttf cebtr ve sid det kollanmak mecburiyetind* kal Meclis Reisi Ankara^ya dönüyor (Birinci sahifedev mabatt) mtizam ve derslerdeki iyi neticeden fevkalâde mntehassis ofanuslar ve mem nımiyeüerini miidür ve mualKmlere beyan ehnislerdir. Paşa Hazretleri, Vilâyet Meclisi Umumisnin tazim bislerini bildinneğe memur heyefa', orta mektepte kabul buyurmuslar ve kendilerile vilâyet u moraî işleri bakkmda gorfifmaşlerdir. Paşa Hazretleri, yannki eksoresle An kara'ya hareket edeceklerdir. Tayyare Balosu örumüzdeki persembe aksamı Pe rapalas salonlarmda verflecek tayyare balosu için bir çok müesseseler tara fmdan pek kıymetli eşya teberrii e dilmiştir. Bu esyanm bir kısmı, baloda çeki lecek eğlenceli piyangolara konmuştur. Diğer kısmı da kotiyon meyanında dağıtılacakhr. tstanbul Tayyare subesi tarafmdan aynca mühim nuktarda zen gm ve mütenevvi kotiyon da tedarik ediImTştir. Baloda Darülbedayi san'at kârlarmdan Hâzun Beyle HaJide H. tarafmdan kBçük bir iskeç soylenecektir. Her sene fevkalâde rağbete mazhar olan Tayyare balosunun bu sene de emsaline faic olacağı anlaşümaktadır. Oarü Söz derleme ve ıstılahların tesbiti faaliyeti Darülfünunun bilumum fakülte lecinde söz derleme faaliyeti başlamifbr. Encümenlere ayrılan zevat kelimeleri tesbit etmektedirler Fa • külte meclisleri her on bes günde bir içtima ederek toplanan kelimeleri ayrracaktır. Maarif Vekâletinin u tılahlar hakkında rehber ve mukarreratı henüz haznlanmadığuıdan kelimelere kat'î şekil, bu husustaki talimatname hazırlandıktan sonra verilecektk. Darülfünun emaneti derleme hakkındaki talimatnameyi fakültelere tevzi etmistir. Fakülteler topladıklan ve tesbit ettikleri kelime ve ıstılahlan Darülfünun e manetme gönderecek, esnanet te vesanci Maarif Vekâleti vasıtasile Dil cemiyetine gonderecektir. Celâl Peyin tetkikatı Denizli 6 (A.A.) tktısat VekOi Celâl Bey, Belediye tarafmdan sereflerine verilen ziyafette bulunduktan sonra Kadıkoy ve Kızılca Bölük'ten gelen sanayi beyetlerini kabul ederek sanayi isleri ve Irtnadî variyet hakkında hasbıhalde bulunmuslar, verîlen rapor etrafcnda izahat alnuşlctrdır. Celâl Bey tzmir'e dondu tzmir 6 (Hususî) tktısat Veküi Celâl Bey bugün DenizU'den tzmir'e' avdef etti, istasyonda hararetle karşılandı. Vekil bey burada tetkicahna devam edecektir. Antep 5 (A.A.) tnbisarlar Vekili Ali Rana Bey, bugün KibVe kadar gitmişler, aksama sehnmize donmüş • ierdir. Belediye tarafmdan bu gece şereflerme bir zîyafet verilmiştir. Antep 6 (A.AÖ.) tnhisarlar Veküi Ali Rana Bey, Belediye tarafından verilen ziyafet esnasında Ticaret Odasmm gümrâk ve kaçakçılıo bakkm daki mütalealannı dmlemistik. Vekil Bey, bugün Akçakovunlu yo • lu üzerinden Mardin'e hareket etmiş • tir. mrçtı. Artık bu fash kapamıs oldu * ğumuza hükmediyorduk. Bursa'da gene o neviden bir hâdise çıkarıl mı» olduğunu duyunca Hk hissimizin kızmaktan ziyade utanmak olmus olduğunu itiraf ederiz. Haklkaten n e ayıp, n e ayıp? YUNUSNADİ izmir Amerikan kollejinden çıkan talebeler Darulfununa alınmıyor Maarif Vekâleti, İzmir Amerikan kolejinin lise prograımm tatbflı etmesini mektep idaresine bildirmiş; fakat mektep müdürlüğü nedense bu progranu tatbikten kaçmmıstır. Amerikan mektebinin Bsekrde tat bflc edilen progranu kabul etmemesi üzerine 9 3 2 senesi mezunlan Darülfu nnna kabul edilmemistir. Vekâlet, bu talebeler bakkında İs tisnaî bir moamele yaparak bu mezunlarm ik> sümestr esnasında Türk Ese lerinden birinde bakalorya imtihanma tâbi tutulmasma karar vermistir. Bütün tedrisatı ingilizce üzerine go ren bu mektebin talebeleri, bittabi Türk liselerinde türkçe olarak imtihan vere • cek şekilde hazırlanmamıştır. Ba yüzden ba talebderden bu sene Darulfümma kabul edüenler, derslerde ancak müsahit sıfatfle bulunuyorlar. Bazı mezunlar ise Avrupa'dan avdet mecburiyetmde kalmıslardır. Amerncan mektep idaresf, Kse derecestnde olduğunu ilân etmek suretile mektebe talebe toplamaktadır. 18 yavruyu giydirenhamiyetlibirtacir Rana Bey Kilis ve Antep'te Amerikan Sefiri Ankara'ya gidiyor Osmaneli «Hususî» Şehrfmî» tüc carlarmdan Hacı Güllü zadeler, ram münasebetile o n sekiz fakh çocu ğu baştan ayağa kadar giydirmek soretile b a yavrulan »evindirmislerdir. Gonderdiğim resim, giydirilen yavrularla beraber kendilerine bir baba sefkati gösteren bu hamiyetK tacb* leri bir arada. gostermektedir. M. Tevfih Amerikan sefiri Mister Sarl ŞerÜ cenapları obür gün Ankara'ya giderek bir kaç güne kadar Ankara'da icra edilecek olan hava postaları reami küsadında h a z v t>ulunacala> sonra tekrar şehrimize avdet ede cektir. I

Bu sayıdan diğer sayfalar: