TeşrinuMİ SON TELGQAFLAQ • Bana kalırsa ©ÜNÜN AKiSLERı Amerika " Yaş „ oluyor! Roosevelt fırkası ilk iş olarak içki memnuiyeti kanununu tadil edecek NewYork 10 (A.A.) K a f î neticeler şunlardır: M. Roosevelt 472 ve M. Hoover 59 rey alnuşlardır. Şimdiye kadar »ayılmıs elan rey puslaları 14,627,000 müntahibin M. Roosevelt'e 10,705,000 müntahibin de M. Hoover'e rey vermiş oldu ~ ğunu göstermektedir. Kontrol demokratlara geçiyor NewYork 10 (A.A. ) Was hington'dan alınan bir habere göre, M. Hoover ihtimal 15 günden ev vel işlerin vaziyeti hakkında M. Roosevelt ile görüfmek üzere Beyaz Saray'da müşarünileyhi ziyaret ede cektir. M. Stimson, halefine isler hak kında malumat verebümesi için M. Roosevelt'in bir Hariciye Nazırı tayin edeceğtni ümit etmektedir. Kongrenin demokratlar tarafın dan kontrolü demek meselâ, mali ye, banka encümenleri gibi bütün encümenlerin ve âyan mcelisi hariciye encümeninin kontrolü demektir. Ayan hariciye encümeninin reisi bulunan âyandan M. Borah'ın ye rine ihtimal teslihatı tahdidi konferansmdaki Amerikan murahhası âyandan M. Svranson getirilecektir. tçki yasağı mes'elesi NewYork 10 (A.A.) Meb'usan meclisindeki aza«nn % 75 ini de mokratlar teşkil etmektedir. Âyan meclisinde, bugünkü mevcuda naza* ran, 59 demokrat, 35 cumhuriyetçi ve amele fırkasına mensup 1 çiftçi aza vardır. Yeni hükumetin iktidar mevkiine geçeceği 4 marttan evvel içki yasağı hakkında çarçabuk bir karar verileceği her taraftan ümit edllmektedir. Bununla beraber, içki asağı ka * nununda hemen yapılacak bir tadil, kongre tarafınd&n kabui edilse da hi, 4 marta kadar makamında kala cak olan M. Hoover'in imzasıni havi olmadıkca, muteber olamıyacakhr. Şimdi M. Hoover'in bu tadili ne suretle telâkki ed'eceği merak edil mektedir. M. Hoover'in siyasi hayattan çekileceği söyleniyor NewYork 10 (A.A.) M. Roo sevelt M. Hoover'e bir telgraf göndererek tebriklerinden dolayı kendisine teşekkür etmiştir. M. Hoover'in yakında sîyasî hayattan çekileceği söyleniyor. M. Roosevelt Londrctya gidecek Londra 10 (A.A.) News Chronicle gazetesi rnuhabirlerinden birinin M. Roosevelt ile yaptığı bir mülâkatı neşretmrftir. Amerika'nın yeni ve müstakbel reisicumhuru, vazifesine başlama dan evvel Londra'ya gelmesi muh temel olduğunu söylemiş ve demiş tir ki: «Son seneler içinde iktidar mev kiine gelen devlet adamlarından pek azını tanıyorum, Avrupa'da hüküm süren yeni zihniyet bugünkü tngil tere hakkında bir fikir edinmek i çin en mühim İngiliz siyaset aö*am larile doğrudan doğruya tesisine girişmeği pek ziyade istiyorum. Alman, İngiliz, Frannz gazeteleri Roosevelt'in mtihabını tngüiz matbuatı, bilhassa harp borçlannı tehir etmeai ihtimali hasebile ga yet memnuniyetkârane karsılamıs Iardır. Fransız gazeteleri mumaileyhi Vilson'a benzeterek fevkalâde »evinçle bahsediyorlar. Almanya bu intihabı pek te memnuniyetle karsı lamamış, hele Fransiz'Iar Roosevelt'i Vilaon'a benzetmeleri kendilerini pek sinirlendirmistir. Rusya'da memnaniyet Moskova 10 (Hususî muhabiri mizden) Amerika'da Mr. Roo sevelt'in Reisicumhur olması Sovyet Amerika müzakeratını teshil ede ceği için memnuniyet uyandırmış tır. Bu netice yakında iki memle ket arasındaki münasebatin başla masını kolaylaftıracaktır. Bir cevau daha verevim! Dün, Bürhanettin (Felek) Bey arkadaşımız ısrar ediyor ve di yor ki: «Ben iddia ediyorum: Futbol mağlubiyetinden yere geçecek kadar müteessir olan bir zat bu güreş galebesinden de o nisbette mütehassis olmalı idi. Madem ki olmadı, ilk teessürü calidir.» , İşbu muharrire göre, ben ki bir yıl kadar evvel futbol mağ lubiyetinin bizi yerin dibine geçirecek kadar ayıp olduğunu söylemişim; ben ki son güreş müsabakasından mütehassis olma mışım; ben ki, gene işbu mu • harrire göre, pazar günü «Bui gar millî» takımım 32 yenme mize karşı da lâkayt kalmışım; öyle ise futbolcuları tenkitte samimî değilmişim. Yusuf Ziya' • nın gene bu sahifede pehlivan lan metedişi, beni bu mükelle fiyetten kurtaramazmış, çünkü «takdir ve tenkit cenaze namazı gibi farzı kifaye değil» miş. Evet, takdir ve tenkit cenaze namazı gibi farzı kifaye değildir, çünkü farz değildir: Bir muhar rirden memleketin bütün hâdi seleri hakkında reyini söylemesi hele sporcu olmıyan bir muharrirden beklenemez. Yalnız, geçen seneki utandırıcı futbol mağlubiyetleri, cemiyetin her sınıfı na kadar tesir dairesi genişliyen acı bir hezimet serisini ikmal ettiği için, sporcu olmıyan bir çok muharrirler gibi ben de bir iki yazı yazmıştım; futbolculanmız, bütün o hezimetlerin întikamım alırlarsa, kendilerini takdir de ğil tebriye etmek âmmenin bor cu olur; ben de umumî hislere elimden geldiği kadar tercümanlık ederim. Yoksa Bulgar'lara bir defacık 23 galip gelmemiz, es kiden uğradiğımız bir sürü mağlubiyetleri affettirecek ve o de rece öğünülecek şey değildir. Güreş ise mevzuumuzdan dışarıdır, çünkü ben geçen yıl sfüreşçileri mizden değil, futbolculanmız dan bahsetmiştim. Mes'ele bu kadar basit. 0nun için ben dünkü yazımın basında «haydi bir cevap vereyim» de miştim. Bürhanettin Bey, bu serlevhayı benim gururuma atfet miş. Hayır. Maksadım böyle bir tarizin cevaba değmediğini yazmaktı. Fakat bu muharririn ilk mantıksızlığında ısrar edişi, dünkü serlevhamm manasını daha ziyade aleyhine çevirebilir. Hu susile bu spor muharriri, yazı sında bilerek veya bilmiyerek büyük bir hata da yapmış: Pa zar günü yenilen Bulgar millî takımı değil, Sofya muhtelitidir. tkisinin arasındaki farkı herkes bilir. Bürhanettin Bey bu yanlışlığı beni yanıltmak için belki de bilerek yapmıştır, benim spor işlerinden hiç anlamadığımı far zetmiştir. Fakat başkalannın bu hataya dikkat edeceklerini ve bana haber vereceklerini düsünmedi mi? Bence, bunu da düşün müştür, fakat bu arkadaş tevazu sahibidir: Yazısını benden baş ka hiç kimsenin okumıyacağını sanmıstır! YEYAMİ SAFA "Dünya buhranına sebep ne harp, ne de ihtilâldir,, Emil Ludvig «Sebep her memleketin bir Mustafa Kemal*i, bir Mussolini'si olmasıdır» diyor Viyana 4 Emil Ludung'i tanırsı mz. Büyük adamlarm hayatına dair yaptığı tetkikatile meshır bir mütefekkir dir. tki sene evvel İstanbul'u ve Ankara'yı da ziyaret etmis, Reisicumhuru • muz tarafından kabul olunmuştu. Emil Ludwig, bir kaç senedenberi zamanımızın şefleri hakkında etütler yapmaktadır. Kendisi hemen hepsile bizzat görüfmüstür. Üç dört ay evvel Musolini'ye dair netrettiği kitap, btlhassa ttalya'da büyük bir alâka gormüştü. Bu eserin kazandığı muvaffaJdyeti bizim mutbu atımıı da kaydetmistL Avrupa'nm siyasî vaziyeti hakkmda söz sahibi olan ba adam evvelki aksam burada «zamanrmmn şefleri ve fikirleri» mevzulu bir konferans verdi. Ayni mevzu üzerinde bh hafta evvel Paris'te de bir konferans vermiş, fikirleri gazeteler tarafından takdirle karsılannnştı. Burada kazandıği muvaffakiyet Paris'tekinden daha aşağı olmadı, halkm ve matbuatm hararetli alkıslannı top • ladu Emil Lndwig'e gore Avrupa'mn, içmde bulunduğu kansıklığin sebebi, ne harp, ne de ihtilâldir. Bu sadece ihtısas sahibi adamların bulunmamasmın ve dolaytsile «plânsız» hareket etmenin bir neticesidir: Petrol membalannı bkı yorlar, pirinç mahsulünü çürütüyorlar, kahveyi yakıyorlar. Niçin? Fiatı muhafaza etmek için! Halbuki öte tarafta milyonlarca insan açlık ve karaalık içinde bir lokma ekmek bulabilmek için çnpmtyor. Plânsızlığa bundan daha kuvvetli bir misal bulunabilh mi? , Emil Ludıoig bundan sonra a n » • nımızın siyasî cereyanlannda rol oynıyan büyük şeflerden bahsetti. Şahsan tanımış olduğu bu adamlann portrelerini çizdi. Ona nazaran öç büyük şef vardır: Musolini, Stalin, Mustafa Kemal. Bu şefler halkla kaynaşnuşlardır. Çünkü onlar halkuı içinden cıkmıslardır. Musolini bir amele oğlu idi. Stalin'in babası kundura boyardı. Mustafa Ke • mal çocukluğunda kırlarda kuzuları do . laşürnushr. Bu üç büyük sef Avrnpa'da ahenk ve sulh temini için en hararetle çalışan adamlardnr. Tiirkiye'nin, Rus ya'nın ve ttalya'nm ileriye doğru gös terdikleri hayat hamleleri sefle halkm kaynasmasuıa en canh birer misaldir. Bugün böyle şeflere malik olan mflletler gıpta edilecek milletlerdir. Mütarekedenberi Almanyv neden hâlâ toplanamadı? Çünkü muhtaç olduğu şefi bulanuyor. Bdamadıkça da ba kanşık ve acıkh vaziyetten kurtulması daima şüpheli kalacaktır. Emil Ludung konferan«nm son kw mında müfrit milliyetçiliği tenkit etti. Muharririn bu husustaki fikirleri sun • Iardır: «tnsanlar, binlerce senedenberi vatanlarmı sevdiler ve müdafaa ettüer. Fakat hiç bir zaman ırk ve toprak ayrılığı yüzunden birbirlerini öldürmedi ler. Nasıl ki bir insanın her hangi bir aileye mensup olması yabancılardan nefret etmesine sebep teşkil edemez ise, her hangi bir ırka mensup olmak ta diğer mOletlere karsı manasız bir gurur hissetmeğe vesile teşkil etmemelidir. Çocuklar mekteplerde ırklar arasında kıymet farklan bulunduğunu okudukIan müddeiçe zebirli gaz imal eden fabrikalann aksiyonlan düşmiyecek, bilâ kis yükselecekth. Sulhe her zamandan ziyade ihtiya cmruz var. Çünkü istikbalin harbi pek dehfetli olacaktır. Ben bundan sonra Avrupa'da çıkacak olan her hangi bir harbin uzun süreceğine ihtimal vermiyorum. Fakat böyle bir harp bizi pek kısa bir zamanda umumî ve feci bir ih • tilâle sürükliyecektir. Bu kürsüden bütün dünyaya sesle niyorum: Elele verelim ve yeni bir harp tehlikesine karşı ilânı harbedelim.1» Emil Ludwîg iyi bir san'atkârdır. Napoleon ve Goethe hakkında yazdığı kittaplar çok beğenilmiştir. Siyasî fflrirleri de pek çok kimseler tarafından takdir edilmzktedir. Fakat bütün bunlar üstadın son sozlerini biraz düzeltmemtze mâni olamaz. Avrupa'nm bugün içmde bulunduğu karışık vaziyetin sebebi müfrit milliyetçüik midir? Şüphestz hayır. Esasen Emil Lndung te boyle bir iddîada bulunmuyor. Onun son sözleri daha ziyade istîkbale ait bir felaefe fantezîsidir. Emil Ludwig*in takdir ettiği vmtan sevgisi her kalpte azamî şekflde tezahür etmelidir. Bu sevgi, şahsî gururumuza faydalı bir istîkamet veren yegâne sahadır. Vatanma en koyu bağlarla bağlı olmıyan bir adamm diğer milletlere karşı hürmet hksl taşımasmdan şüphe e dilebilir. >**• .»».»•. *•• Azamr ve şmırlu bir tnilHyetçilik dünyâ sülhfinün temeüdn1. ' Şüphesiz Emil Ludtoig te samimî olarak başka türlü düşünemez. Fakat yahudi olduğu için kanaatlerini açıkça soyliyemezdi. O, bu son sozlerile yalnız Hitler'cileri kastetmek istemiştir. Hitler'in programmda yabancılara, hatta Cermen kanından olmıyan Alman'lara bile meydan okuyan ağır maddeler var. Bu şüphesiz milliyetçilik değildir. Olsa olsa aczin doğurduğu bir aksalâmeldir ki yaşamadan sönmeğe ,. mahkumdur. tşte HHler bundan dolayı hiç bir zaman Almanya'nın şefi olamadı. Onon günden güne kaybolduğunu görecegiz. NADtR NADİ Şapka Gazetelerde okuduğum bir telgraf, İzmir'de, sapka kanununa karşı hareket eden sekiz kişinia mahkemeye çekildiğini haber veriyordu. Şapka inkılâbının uzerinden geçen yıllar, yediyi, sekizi buldu galiba. Buna rağmen, aramızda henüz bu baslığı yadırgayan kafalar var! İzmir zabıtası gibi tstanbul polisi de titiz bir tarama yapa • cak olsa, sekiz değil, sekiz yux kişiye adliyenin yolunu tutmak düşer! Sokakta yürürken, gelip ge çenlerin başlarına bir göz atımz: Ne çeşit çeşit, ne biçim biçim, ne alelâcayıp külâhlar, takkeler, kavuklar, ışkırlaklar görürsünüz. Kimi yelken bezinden, kimi keçi derisinden, kimi kuzu postun dan, kimi sanduka örtüsünden, kimi samur kürkten.. Kulaklı mı istersiniz, siperli mi istersiniz, üstüvane mi, mahrut mu, hangi hendese şekline uygun arzu ederseniz bulunur. Fakat acayip olan yalnız f&p • kalarımızm cinsi ve şekli de değildir. Şapkayı giyişimiz, çıka nşımız, şapka ile selâmlaşışımız da görülmeğe değer bir başka hal! öyle kaf alar var ki, üstlerinde fötr şapkalar aziziye fesi, melon ' şapkalar bvrrma sarık gibi duru • . yor. I Selâmın da her çeşidini icat 1 ettik: Yerle beraber kandilli Ba ' bıâli temennahı mı istersiniz. sinek kovar gibi vükelâ iltifab mı?.. \ Bizim elimizde şapka, hokka ' baz külâhından farksız: Havada ] bir kaç takla atmadan başunıza oturmuyor. Bir sinema rejisörü, caddele • rimizden geçecek olsa, kendisi ni tstanbul'da değil, eminim ki Holivut'un komikler mahallesinde «anacaktır! .••»»MintıutlllilHiUllitlUUIttlttlltHiniMKtttillimiHRmiNTrıinHr* Ingiltere'nin Hazırladığı plân Teslihat konferansma ne teklif edilecek ? Londra 10 (A.A.) tngiltere'nin Cenevre'de iltizam edeceği noktai nazarî tesbit etmek üzere dün muhtelif nezaretler arasında cereyan etmis olan müzakerelerin son dakikada bir anlasmağa miincer olduğu kanaati hâsıl olmuştur. Uzlaşma, bahusus tayyare işleri ne aittir. Malumdur ki bir sabah gazetesi tarafından vaktinden evvel nesir ve if sa olunan beynelmilel tayyarecilik hakkındaki umumî plân, tayyare yapan ve hava hatlarını iş leten şirketlerin talep ve teşviki üzerîne tngiliz millî müdafaa tekni siyenlerVıin şiddetli muhalefetine uğramısh. Binaenaleyh tngiliz efkâri umumiyesinin liberal kısmınca terviç edilen sırf İngiliz bik* projenin tngiltere Hariciye Nazırı Sir John Simon tarafından Cenevre konf eransına tevdi edilmesine taaccüp etmemek lâzımdır. Fransa Başvekil', M. Herriot'ya imtisalen Sir John Simon silâhlan bırakmak mes'elesi hakkında tngîl tere hükumetinin esas fikirlerin* bugün parlâmentoya bildirmekle iktifa edecektir. Bu husustaki tafsilât an cak Cenevre konferansı umumî komitesiîide ifşa edilecektir. tngiliz plânı, bahusus tayyareciliğı istihdaf etmektedir. Plân, bombardıman tayyare] erinin ortadan kalkmasına be del, bunların yalnız askerî müessese: lere karşı istimalini derp ış eylemektedir. Sivil tayyareciliğin beynelmilel kontrole tâbi tutulmasi yolunda da bazı gayretler sarfolunacaktır. Fakat böyle bir tedb'rin Britanya tmparatorluğunun muhtelîf kısım ları arasındaki havaî münakalâta nalel getirmesine veya gayet sıkı bir mürakabe şeklinde tatbik edilme • sine mahal verilmiyecektir. Belki daha zîyade tayyareler miktarının tadadı re sivil aletlerin kaydı yo luna sapılacaktır. Velhasıl, tngiltere'nin maksadı, tngiliz, Fransız ve Amerikan tek liflerini telif etmek ve silâhlan azalt ma konferansının muvaffakiyetini temin edecek bir formülü vücude getirmektîr. Von Pape'nin Istisareleri Başvekil Liderlerle müzakerata başlıyor Berlin 10 (A.A.) Wolff ajansmdan: Başvekil von Papen, kabinesinin dünkü içtimaı hakkında bugün Reisicumhura izahat vermiştir. Bu iza hat neticesinde fırkalarm liderlerile mükâlemeye girişmek vazifesi, von Papen'e tevdi edilecektir. Von Papen Saksonya, Bavyera, VVurtemberg ve Bade hükumetlerini siyasî mahiyette olarak ziyaret et mek üzere pazartesi günü Berlin'den aynlacaktır. Almanya'da siyasi arbedeler Şemniç 10 (A.A.) 9 kânunuevvel inkılâbmm hatırasını ebedileştirmek için burada yapılan merasim esnasında sosyalist milliyetçiler ile sosyalist demokratlar arasında bir kaç çarpışma olmuştur. Bu kavgalar neticesinde yirmiye yakın kimse yaralanmıstır. Akim kalan bir suikast Berlin 10 (A.A.) Paytahtı e lektrik kudretinden tamamile mahrum edecek olan fevkalâde cür'et kârane bir suikast yüksek tevettürlü bir kablonun yakmına konulmuş o lan bir dinamit sandığını patlatacak fitilin vaktinden evvel söndürülme«i sayesinde akim kalmıştır. YUSUF ZtYA Suriye hudutları 1300 davar kaçırdılar 1 Urfa 9 Evvelki gece Suriye'dm gelen 60 şaki hududu geçerek Harran ovasmdaki Manneli köyünü basmıştw. Haydutlar burada iki kişivi yarala J mışlar ve 1300 baş davar alıp götürmöf lerdir. Snriye'deki şaldler. halkımmnj silâhsızlığından istifade ederek böylei hâdiseler ika etmektedirler. Şiddetl tedbirler ahnacaktır. Dil Cemiyetindt Ankara 10 (A.A.) T. D. T. C« miyetmden: T. D. T. Cemiyei umumî merkez İH yeti Umumî Kâtip Ruşen Eşref Beyia reisliği altmda bugün de toplanarak sos derleme klavuzumı tetkike devam et miştir. Heyet cumartesi günü saat 16 d i toplanarak çalışmalanna devam tır. Türk Yunan Dostluğu Yeni Yunan kabinesi düşüncelerini bildirdi Ankara 10 (A.A.) Anadolu A jansının istihbarma göre bugün Yunan eiçisi M. Polihronyadis, Harieiye Ve kili Tevfik Rüştü Beyefendiyi ziyaret ederek yeni Yunan kabinesinin teşekKülü vesilesile hükumetinin Türk Yu • nan dostiuğuna istisnaî bir ehemmiyet etfettiğinden yeni kabinenin sabık hükumetm çizdiği dostluk siyasetinden hiç bir veçhile înhiraf etmiyeeeğini ve zaten bu siyasetin bir partiye mahstıs ol mayıp bütün Yunan mflletinin sivaseti olduğunu ve yeni hükumetin bu dost luk ve teşriki mesainm daha samimiyet kesbetmesi, günden güne daha genişlemesi için hiç bir gayreti esirgemiyece ğini hükumeti namuıa beyan ve ifade etmiştir. Hariciye Vekilimizce dahî elçi hazretlerine hükumeti namuıa vaki beyanatından dolayı teşekkür edilmiş ve esasen Türk hükumetince yeni Yunan kabinesinin sıkı bir dostluk siyaseti takip edeceğinde tereddüt edflmediği ve bu beyanatın zaten beklendiği ve aradaki dostluğun yalnız iki hükumet dostluğu mahiyetinde kalmadığı ve bunun iki milletin menfaatlerinin iştirakinden doğan millî bir anlaşmaya dayandığı, dost hükumetin büdirdiği bu his ve temayüUerinin bizim arzu ve tahassüslerimizin ayni olduğu ilâve edilerek dostluk teminatı teyit olunmuştur. Irtişa Mes'elesi İhzarî bir enriimen ieskil edildi Ankara 10 (Telefonla) Mvhtelit Encümen bugün Yunus Nadi Beyin ri yaseti altında toplandı. Barut işinî tetkik etti. Encümen mes'elenin evvelâ ihzarî bir encümende tetkikini kararlaş • tırdı. ihzarî encümen için Mustafa Seyfi (Saruhan), Abdülhak (Erzincan), Osman Niyazi (Bahkesîr), Sait Avni (Kayseri), Vasfi Mehmet, Nazif (Kars), Tahsin (Aydm), Celâl Nuri (Tekirdağ), Beyler seçildiler. Encümen hemen tetkikata başlıya cak, hazırlıyacağı raporu encümen heyeti umumiyesine verecektir. Meshur Casuslaı Nakili: ABİDİN DAVEI I Pazar gününden itibaren neşre başlıyacağız Alman muharrirlerinden H. E. Berndroff umumî harpten evvel I ve «onraki en meshur casuslarm en miihim maceralannı nakleden bi» kitap neşretmistir. Bıı maceralan okuyup ta ca I suslarm korkunç hayatı karşısmda tüyleri ürpermemek kabü değil dir Harikulâde bir zekâ, müthiş bir soğukkanhhk, yılmaz bhr cür'et ve cesaret istiyen bu mes lekte, bazan para için vatanma ihanet eden hainler olduğu gibi vatan aşkile ölüme atılan fedakâr insanlar da vardır. Meşhur casuslann hayat ve ) maceralan, en hayalî sergüzeşt romanlannı gölgede bırakan, ol mus. hakiki vak'alardır. Pazar günü ilk kısmını okur okumaz yeni tefrikamızın ne ka dar müheyyiç olduğunu görerek hayrette kalacaksmız. 3 iincü Balkan konleransı ve Yunan'lılar Atina 10 (A.A.) Atina AjanM bildiriyor: Gazeteler M. Papanastasiu'nun üçüncü Balkan konferansı hakkındaki beyanabnı nesretmektedirler. M. Papanastasiu demiytir ki: « Bükreş konferansı, bazı gazetelerin iddia ettikleri veçhile akamete uğramıs değil, fakat bilâkis Balkan mil letlerinin ittihadı hakkındaki yüksek mefkurenin tahakkukuna doğru mühim bir adım atmışhr. Balkan misakımn ip • tidaî projesinm heyeti umumiyesi gerek komisyonda gerekse umumî içtimada ittifakla kabul edilrnistir. Bulgar heyeti murahhasası Bükreş'te kalmış ve kor.farans mesaisinin hita • mından sonra toplanan komisyona is • tirak etmistîr. Binaenaleyh Balkan mi sakının iptidaî projesi vaktinden evvel müzakere edilmiş sayılamaz.» Millet Meclisinde Dünkü ictima Ankara 10 (Telefonla) MeeHs saat ikide toplandı. Yeni Ziraat ve İnhisalar Encümenleri teşkili lâyi hası, Meclis hesapları mazbataları kabul olundu. İstifa eden ve yeni tayin edften vekillere, vefat eden meb'uslara ait tezkereler okundu. Celse cumartesiye bırakıldı. Cumartesi günü Ziraat ve tnhi • •arlar Encümenleri intihabı yrfpıla caktır. f .«, .9 Macar Başvekili Roma'da Roma 10 (A.A.) Macar Baş vekili jeneral Gombos, Italyan hü kumeti tarafından tahsis ed'len trenle Roma'ya gitmiştir. Macar hükumetinin Roma sefiri ve Budapeşte' deki İtalyan eiçisi de Macar Başvekil'nin yanında bulunmaktadır. Jeneral Gombos, trenden indiği Termini istasyonunda M. Mussolini, Harbiye ve Hava Nazırlan, Başvekâlet ve Hariciye müsteşarları, bü yük elçilerden Baron Aloisi, hüku met erkânı ve daha bir çok mühim şahsiyeter tarafından karşılanmıstır. İngiliz sefirinin ziyafeti Ankara 10 (Telefonla) îngiliz sefiri bugün tktisat ve Maarif Ve killerî şerefine sefarethane binasında hususî bir ziyafet verdi. Tayyare piyangosu bugün Darüliunun Konferans salonunda çekiliyor