"L'umhurıyet ÖSMANLİ rMPA^ATORLU MAKfÜbYiEZlRLER 4 7 Şehir ve memleket haberierî Yazan: **, Siyasî icmal İngilizlerin telâkkisî S'Iâhların terkine aît Fransa'nın plânı Ingiltere'de büyük ümitler uyandırmıştır. İngiltere'nin asırlardanberi devam eden askerî usulünü ve aylıklı ordusunu ilga etmeği ve mükellefiyeti a«keriyenin tatbikini istihdaf eden bu plân tngiliz'ler tarafından başta kendileri için amelî bir tedbir telâkki edümemiştir. lngiliz'ler silâhlann azahilması iç'n büsbütün ba<ka esaslar düşünüyor lar. Zaten mes'elenin aslında Fransız'lar ile İngiliz'lerin noktai nazar lan yekdiğerine taban tabana zıt tır. Fransız'lar evveiâ d'evletlerin emnü selâTi"tinin mütekabiî kefa let ve taahhüdat ile emniyet ve zıman altına almmasını ve sonradan silâhların braklmas», tabiatile emnü selâmeti intaç edeceği kanaa tindedirler. Bunun için înşriliz'ler bilâkwdü şart kara ve deniz ve hava silâhla rının üçte biri nisbetinde tenkis e dilmesi içln Amerika Reisicumhuru tarafmdan yaptlan teklifi d'aha amelî buluyorlar. Ingiltere hükumeti bu esas üzere uyuşmak için Amerika il< müzakerata girmiştir. Hâsıl olacak itilâf diğer devletlere nümune ol mak üzere arzedilecektir. Silâhların bırakılması ile hem cihandaki harp tehlikesinin ve gerginliğin zail ol masını, hem de ağır bir yükten kurtarılarak cihan buhranının bertarif edilmesine yol açılmasını düşünen Ingiiiz milleti ve muhtelif sunufu mü temadiyen hükumeti tazyik ediyor. Amerika ile müzakereye ffirişilme sinde bu tazyikin büyük dahli vardır. İngiiiz'Ier esas itibarile Alman ya'nın müsavat talebini tanımak tadır. İngiliz'lere göre Versay muahedesinin askerî maddeleri Alman milletini tezlil ettnek için değil, belki galip müttefik devletlerin dahi silâhlarını tenkis ederek sulhu temin et meleri için bir nümune olarak vazolunmuştur. Bunun için tngiliz'ler Almanya ile diğer d'evletlerin a rasınsaki müsavatın diğer devletle rin silâhlarını azaltmas' suretinde temin ve Utihsal edilmcsini istiyor lar. Versay muahedesile Almanya'nın bulundurmaktan menedildiği tahtelbahir, tank ve ağır top gibi eslehaya gelince İngiiiz'Ier şimdi den Almanya'ya bu gibi silâhları bu* lundurmağa musaade e<Ji!eceği yer de evvelce devletlerin ilga, yahut tahdit edilecek silâhların mıktar ve çaplarını kendi aralarında tayîn e derek bunlan bir mukavelc şeklinde tesbit ettikten sonra kalan silâh lara malik olmakta Almanya'nın diğer devletler gibi serbest bırakılma sını istiyorlar. tngiliz'ler yalnız askerî kuvvet ve esleha mes'elesinde rfeğil Versay muahedesinîn yanlış ve haksız olan arazi ve hudut maddelerinin dahi alâkadar taraflann muvafakati ile ta' dil ve tashih edilmesine ve bu mes'elenin evvelâ büyük devletler arasında görüşülerek esas itibarile halle dilmesine büyük ehemmiyet veriyorIar. Fransızl'ar ise tamirata aît mevaddan sonra Versay muahedesinir askerî ahkâmının tadil edilmesini gözlerine aldırmışlarsa da arazi, vı hudutlara ait ahkâmdan bahsedil mesine bile razı olmuyorlar. tngi liz'Iere göre arazi mes'elesi halledil* medikçe hakikî müsalemet ve era niyet temin edilemiyecektir. Bu noktada tngiliz ve Fransız telâkkileri arasında derin bir uçurum vardır. Mühendis Mektebinde 49 uncu yıl dönümii dün tes'it edildi Yüksek Mühendis mektebinin 49 uncu yıldönümü dün mektep binasında samimî merasimle kutlulanmışttr. Darülfünun namına Fen Fakültesi reisi Mustafa Hakkı Beyle bir çok miiderrisler ve mühendis mektebi profesör leri, mektebin eski mezunu mühendis ler, bazı istihkâm zabitleri ve bütün fakülte ve yüksek mektepler talebe cemiyetleri murahhasları merasimde hazır bulunmuşlardır. Merasime; mektep müdürü Fikri Santur Beyin küçük bir hitabesile başlan • mıs, bundan sonra talebe cemiyeti rcisi Tevfik Bey bir kaç söz söyliyerek ilmî ve meslekî bayramlarına iştirak edenlere arkadaşlannın teşekkürlerini sunmuştur. Daha sonra Müderris Yusuf Razi Bey mektebin tarihçesini yapmif, ve bugünkü medeniyet âleminde isgal ettiği mühim mevkii anlatmıstır. Mektep talebelerinden bir kaç genç son sınıf talebelerinden Müfit Beyin bestelediği bazı parçalan çalmışlardır. Bu kiicük konserden sonra da mü derris Salih Murat Bey «asnmızda mühendisliğin mevki ve ehemmiyeti» hakkında kıymetli bir konferans vermiştir. Bundan sonra davetlîlere mektebin lâboratuvarlan ve talebelerin kroki sergisi gezdirilmiş ve bir cay ziyafeti ve • rilmiştir. Sergi lise talebeleri için bir h»fta müddetle açık bulunacaktır. Dün gece mektebin yıldönümü münasebetile Tokatlıyan'da bir balo veril miştir. Binlerce liralık Türk elması niçin mahvedildi? İnebolu tüccarlarmdan 15 kişi 11 teşrinıevvelde Ege vapurile Mısır'a 500 sandık elma ıhraç etmisler Mısır muz ve sairesıni almamamıza mukabele olarak Turk elması ıthalini menetti ğınden mallar 29 teşrınıevvelde Istan bul'a iade olunmuş Fakat bu sefer de bızim gümrük idaresı bunlardan ec nebı ithalâtı gıbı resım almağa kalkışmış. Buradan ihraç edılirken alı nan manifestosu ve dığer evrakı müsbıtesı gosterilmiş bizzat Seyrisefaın Umum muduru Sadullah Bey gumruğe 7035 ve 211932 tarihli bir Uhrirat yollamıs «bu elmalar inebolu malıdır bızım. gemı ile goturuldu, Mısır top raklarına bırakılmadı. gene bizım gemi ile getırıldı. zaten Mısır'da elma yetışmez. binaenaleyh bunlar iade e dılmiş Türk meyvasıdır.» demis Lâ kin rusumat iddiasında ve Mısır'dan menşe şehadetnamesı getırümesinde ısrar etmiştir. Elmalar buraya iade edildigi zaman yüzde yirmi bes. çürümü» imıs. muamelenin süründügü günler zarfında cürüklük yüzde doksan beşi bulmuş, mahsuller mahvolmuş. Mısır'dan şehadetname getirtmek günlere mütevak kıf olduguna göre o vakt« kadar belbunlann aandıklan bile çürüyecektır. Gümrük; elmanm tütün Teya mı sır gibi haftalar veya aylarca depo da beklemeğe mutehammil bir mahsul olmamasına binaen Seyrisefain'in de kefaletıle mal sahıplerinden evrakı müsbite almarak elmalann verilmesi ıcin yapılan teklıfi de reddetmış. Dün blze verilen malumata göre tüccarlar da Gumrükler müdiriyett umumiyesl ni protesto etmisler. iş mahkemeye intikal edecekmia., kırtasiyeciügin neti cesi nereye varaeak bellı degil.. Fakat ortada bir hak ve bir ha kikat var. Mısır'da elma yetişmez ve bittabi ıhraç ta olunmaz. Bu malların İnebolu'dan gittiği, Seyrisefain vapurile götürülüp getirildiği evvelâ mantıkan, sonra kayden sabit iken onları ille ecnebi malı saymakta ıs rar etmek, Avrupa'ya giden hali» bir Tıirk'ü avdetinde Fransız addetmek kadar garip ve gulünç bir hareket olur. Işte bu zıhniyet neticemnde binlerce liralık Turk malı mah volmuştur, iste bir çok Türk taciri büyük zararlara uğramutır. Kananlarla vakıalann manasını bu kadar aykın şekilde telâkki ettikten sonra kanunları tatbika imkân kalmaz. Bu işte bu kadar krrtasiyeciliğe nasıl cevaz verilmiş, binlerce liralık millî mahsul niçin mahvolunmuftur, Dıye, Sahte yaver 4 aya Mahkum oldu Müddetini bitirdiği için de dün tahliye edildi Riyaseticumhur yaveranma m*hsus elbise giymek, Gazi Hz. nin imzalannı taklit etmek, sahte hüviyet varakası kullanmak ve kendisine Gazi Hz. nin yaverleri süsünü vererek ötekini berikini dolandırmaktan maznun ve mevkuf kıınduracı Hü*eyin Fikri ve ark»dasla rınm muhakemeleri dün hitam bulmuş ve karar tefhhn edilmiştir. Dünkü celsede evvelâ bazı şahitler daha inlendikten sonra müddeiumumî, evvelki iddiasını dermeyan etmiş ve heyeti hâkime müzakereye çekilmiştir. Uzun bir müzakereden sonra mahkeme salonuna avdetle karan tefhim etmiş tir. Bu karara göre, Hüseyin Fikri'ye, sahte yaver elbisesi giydiğinden dolayı altı ay, sahte hüviyet varakası kullan • dığmdan dolayı bir ay ceza verümiş ve bu cezalar bazı esbabı muhaffefeden dolayı dört ay on beş güne indirilmis tir. Maznuna atfedilen Hüseyin kaptan •e Abdullah Efendileri dolandırmak iddiası sabit olmadığından bu cihetten beraetine karar verilmiştir. Hüseyin Fikri'nln diğer arkadaşlan Fahrettin Efendi ve Fatma Tarçın H. da beraet etmişlerdir. Maznun, müddeti mahkumiyetini ikmal ettiği için karartn tefhiminden sonra tahliye olunrauştur. Gazaz Ahmet bir gün sabahleyin Veziriazamla karşılaştı. Yere yuvarlanan başı kıl torbaya koyarak Istanbul yolunu tuttu Lâkin, muhasara uzadıkça O» manlı ordusunda da bir çok tnüş kiilât baş göstermeğe başlamıştı. Âskerin erzak ve ihtiyacatı vaktile yetisemiyordu. Hava, soğuktu. O civarda odun yoktu. On bes, yirmi saatlik yelrerden getiriliyordu. As kere de bir fütur âriz olmustu. Hatta tstanbul'a doğru f irar edenler bUe o'lnyordu. Bu aralık (Papa, On birînci îno •an) da harekete gelmişti. (Viya na) da muhasara olunan hristiyan farı kurtarmak icîn bütün hristivan Iığı vazifeve davet ediyor ve bilhassa, Osmanh ord'usunu arkadan vurmak için (Lehistan Kralı, JanSob yeski) ye ricaclar yolluvordu... Kral, YEbbi mukddes) in bu davetine der hal icabet etti. Yirmi be» bin srü zide askerle yukarıdan aşağı ine rek '"»smanh ordusunun üzerine yüklendi. • M"«tafa Paşa, hic îhnît etme Jji^î bu darbe altınd'a fena h»lde sendeledi. Bir taraftan (Leh) ordusu, cliğer taraftan da siddetli bir huruç hareketi yapan Avusturya'lılarla kanlı bir meydan muharebesi verdi. (1094 ramazan 20). Fakat, Mustafa Paşa bu şekiltfe müsterek bir taar ruza hazırlanmadığı için düşman kt*wetlerine raukavemrt edemedi. Bozulan ordunun da önüne geçe medi. Muhasara toplarîle bütün a ğir eşyaları terkederek (Tuna) ya doğru geri çekiidi. Maksadı bir an evvel (Peşte) yi tutmak ve orada da?<lan orduyu toplamaktı. Fakat Leh'liler Mustafa Pasanin pe«ini V ı >rakmadılar; (Pürkani) de Tuna'yı geçerken bir taarruz daha yaptılar. Ve artık orduyu, büsbütün dağıttı lar. Mustafa Paşa bu harplerde yirmi bin asker, üç yüz top, beş bin çadır •e daha bir çok kıymtli esya kaybetmiş, hatta (sancağj serif) i büe güç kurtarabilmisti. Mustafa Paşa (Peşte) de kaldı ve derhal asker ricalinden mürekkep bir mecli? topladı. Şimdi veziri azam, yediği darbanın acısını başkaiarmdan çıkarmak istiyordu... (Bodin muhaf ızı, İbrahitn Paşa) yı mceliste fena halde tekdir etti ve (Leh) ordusunu tevkif edemediğind'en dolayı bu hezimetin bütün mes'uliyetini bu za vallı ihtiyar kumandanın üstüne yükletti. Halbuki, Mustafa Paşa doğruca Viyana üzerine hareket ederken, Vtbrahim Paşa) ile (Tökeli Etnre) Ve Galatasaray takımı şu şekilde sahaya çıkacaktır: Avni Tevfik, Bürhan Suphi, Ulvi, Şakir, Haydar, Rasih, Leblebi Mehmet, Necdet, Rebii. Sağ açıkta oynıyacak olan oyun. eu, yüksek atlama şampiyonu Haydar Beydir. Takımın bu şekline bakılırsa, hakikî kuvvetlerini bize göstermiş olan Bulgar takımının kar. şısinda mağlup olmak muhakkak addedilmektedir. Bilhassa, Ulvi gibi senelerce kaleci oynamış olan bir oyuneunım, sıkı bir maçta takımın belketniğini teşkil eden bir mevkie konulması hiç te doğru değildir. Bugün Galatasaray takımı oyunculan arasında merkez muavini oynıya . cak başka iyi bir oyuncu yoktur ve takımı bu şekilde çıkarmak bir zaruret neticesidir. Fakat kuvvetli bir eenebi takımile maç yapıhrken zayıf bir kadro ile çıkmak büyiik bir hata olur Galatasaray kulübü utnamî kap. lanmm, takımının zayıf mevkilerini, diğer kulüplerden, bilhassa îs tanbulspor'dan alacağı bir iki oyun. cu ile takviye etmesi çok muvafık OİUT. Bilhassa merkez muavin mevkii icm ya Salâhattin ve yahut Hasan Beylerin alınması lâzımdır. Bu. gih» Galatasaray, Bulçar'lara rnağlâp olursa, bunun fena neticesi yalmz Galatasaray'a değil. bütün Türk futbolüne şamil olacaktır. Leviski takımı, ikinci müsabakayı pazar jrünü gene Taksim stad . yoımmdjı Fenerbahçe takımile yapacaktır. bu istikamette hareketi tenkit et mişler ve her ihtimale karşı (Yanık kale) nin zaptedilerek Leh'ller tarafından vukua getirilecek bir taarruzun önü neset çekilmesini teklif etmişlerdi. Ne çare ki o zaman bu tek~ life ehemmiyet vermiyen mağrur Mustafa Paşa, şimdi bu ihmalinin cezasmı çekiyor, fakat bu cezanın acısını, başkalarına da çektirmek istiyordu. Buna binaen, veziri azam öfke »ini yenemedi. (Yanıkkale) civarında bulunan (İbrahim Paşa) ya cellâtlar gönderdi ve onu idam ettirdi İbrahim Paşa, çok faziletkâr bir a damdı. Cellâdm karsısında bile gene memleketin o andaki vaziyetini unutamadı, etrafındakilere: Padişahtan rica ederim; Mus tafa Paşa müdebbir ve sözü dinle nir bir vezirdir. Vâkıâ o bana garaz ediyor ve canıma kıyıyor. Lâkin devletin selâmeti için Padişah sakın on* kıymasm. Bunu, böylece bildırin. Bildirmezseniz, yarın ruzu mahşerde, on parmağım yakanızdadır. Diye vasiyet etti. Düşman, mütemadiyen ilerliyor ve önüne gelen ufak tefek kalel*Tİ 7aptediyordu. (Gran) kalesi de düşman eline geçmiş ve oradaki ümerayi askeriye (Peşte) ye gelmişti. Mustafa Paşa derhal bunların önüne gçti ve hepsinin başını kılıçtan geçirdi. Bu esnada, Padişah (Dördüncü Mehmet) Belgrat'tan tstanbul'a doğru kaçıyor, fakat onun bir ferma nmı hâmil o>lan (gazaz Ahmet) is mittdeki kapıcılar kethüdası da at çatlatarak (Peşte) ye yaklaşıyordu. Gazaz Ahmet, bir gün sabahleyin erkenden veziri azam, Merzifon'lu Kara Mustafa Paşa ile karşılaştı. Lâkin kapıcılar kethüdasını görür görmez, Paşanın fena halde fikri ka rtştı. Azam«tini hiç bozmadan sordu: Ne haber ağa... "..a* u> Gazar Ahmet, koynundan çıkardığı fermanı üç defa öpöp başına koyduktan sonra boynunu bükerek cevap verdi: Elhükmü lillâl Paşam .. O zaman Musatfa Paşa mukadcJer olan akibeti anladı. Haksız yere öldürdüğü adamlarla, kendi hataMnırı mes'uliyetini kapatmak istediğı halde, Allahın adaleti galip gelmiş.. Ve kendi mukadderatının önüne geçememişti . (Mabadi var) Hukuk Talebe Cemiyeti kongresi Adliye binasındaki cinayetin muhakemesi neticelendi Bundan üç ay kadar evvel ikinci ceza mahkemesinin önünde bir c.nayet olmu*, Mustafa Uminde bir şa • hıs, Hasan Çavuş isminde diğer bir adam tarafmdan tabanca ile öldü rülmüştü. Bu cinayetin seb«bi b:r aile mes'elesi idi. tddia edildiğme göre katil Hasan Çavuşun zevcesi, maktül Mustafa ile gayrimeşru bir hayat geçiriyordu. Hasan Çavnş, bunun için mahkemeye müracaat et miş ve ikinci cezada davasınm rü yetme baslanmıştı. Cinayet olduğu gün, müddeiumumî, beraet talebinde bulunmuştu. Bu talep üzerine Hasan Çavuş fena halde »kıirlenmiş ve mahkemeden çikar çıkmaz Musta fa'yi •urntuştu. Bu cinayetin muhakemesi dün Ağırceza mahkemesinde intaç edilmiş ve mahkeme heyeti, hâdisede ağır tahrik gördüğü için katile üç sene dokuz ay hapis cezası vermiştir. Hukuk Fakültesi talebe cemiyetinin senelik kongresi bugün saat 14 te Halkevinde toplanacaktır. ilk mekteplerde kızıl aşısı yapılıyor Şehrîmizin umumî sıhhati hakkmda Sıhhat İşleri müdürü Ali Rıza Bey dün şunları söylemiştîr: « Tifo salgu» sayiasının aslı yoktur. Bazan bu gibi bir vak'aya tesadüf edilecek olursa derhal hastalığın zuhur ettiği mıntakada aşı tatbik ederek sirayetine meydan vermiyoruz. Kızıl hastalığına gelince bazı semt • lerde bilhassa Beyoğlu cihetinde bu hastalığa küçük çocuklar arasında tesadüf edilmişse de münferit mahiyettedir. Bununla beraber az bile olsa her ihti male karşı bu cihetteki ilk mekteplere yedi sıhhî grup aşı tatbika başlamışhr. Şehrimizin sıhhî vaziyeti memnuniyetbahstır. Eğer bu seneki Belediye bütçesi müsait olursa şehrimizin umumî sıhhat işlerinde bazı yenilüder vücude getirmek için çalışacağız.» Soruyoruz? Yeni ziraî kanunlar (Birinci sahifeden mabait) müstefit olduğu muhakkaktır. Ge lecek sene buğday alımını umumi Ieştirmek istiyoruz. Bunun için icap eden yerlerde silo ve ambarlar yapılması hususunda tedbirler al maktayız.» Aldığım malumata göre çiftçiler mallarının para edeceğini anladık larından önümüzdeki mevsimd'e vâsi miktarda zeriyat yapmağı düşün mektedirler. Ziraat Vekâleti silolar ve ambarlar vücude getirerek memleketin her tarafında buğday satın almak <çin bir kanun lâyihası hazırlamak tadır. Vekâlet satın alınan buğdayları satmak için henüz bir şey düşünmemektedir. Zîraat Vekâleti bundan baska pirinç zeriyatmm inkişafı için de bir Iâyiha hazırlamağı kararlaştirmıştır. Veikâletçe yetiştirilmekte olan bağ çubuklarının bu sene bağcılara meccanen değil, küçük bir bedel mukabilinde verilmesi düsünülmektedir. Bunun için de bir Iâyiha yapılacak tn. kip olan iki kulüp arasında yapılacağı için çok heyecanlı olacaktır. Gazetemiz, bu müsabakanın ehem. rniyetini nazari dikkate alarak her hangi bir itiraza mahal bırakma mak ve müsabakanın saiim bir şekilde cereyanını temin etmek mak. sadile bu maçı sureti tnahsusada taym ettiği bfr hakeme idare ettire cektir. Müsabakanın dürüst bir şekilde yapılması için, hakem. çok şiddetli olarak hareket edecek ve kastî olarak en ufak bir hata yapanı oyundan çıkaracaktrr. Müsabakalarda beraberlik olma. dığı için, muayyen müddet zarfnda berabere kalan takımların maçlan on beser dakikadan yarım saat temdit edilecektir. Bu itibarl* müsa bakalara tam vaktinde başlamak zarureti vardır. Limana giriş usulu D a rü Df ü ım u n dl a Islahat mes'elesi Dünkü bir sabah gazetesi Darül fünun Emini ile fakülte reislerinin bundan sonra Maarif Vekâleti ta rafından nasbolunacaklannı yaz • mıştı. Yaptığımız tahkikata göre Da rülfünun muhitînde bu hususta en küçük brr malumat bile mevcut değildir. Hatta bu haber Darülfünun muhitinde kısmen teessürü mucip olmustur. Diğer taraftan profesör M. Malş'm raporu Maarif Vekâletince henüz tamamiie tetkik edilmemiş ve yapıla cak ıslahat hakkında müderrisleriı^. kanaatleri alınmamış olduğundan bu iki hâdisenin neticelenmesine kadar Darülfünunda gerek dersler ve gerek idarî hususat itibarile her hangi bir tebeddül vücude getirilmesi mevzuu bahis bile değildir. Karadeniz Boğazı'ndaki feaerlerden itibaren Kavaklar hizasına kadar kla vuuuz gelen gemilerm, ayni vmztyette Büyükdere onlerine kadar gelmeleri dahi mümkün olduğundan sisli, puslu havalardan maada diğer zamanlarda klaPosta v« telgraf merkezi bîna • vuzlann Büyükdere'de gemflere girmelarında oturacak memurlara ait kalerinde bir mahcur bulunmadığının, Iknunun tatbikahna dair talimatnametisat Vekâletinin tş'anndan anlasılmaa nin esaslan fonlardır: üzerine; Karadeniz'den gelen gemfle Posta, telgraf ve telefon merkezi rin sıhhî kontrollan yapılmazdan ev binalanndan devletçe k^ası veril vel içlerine klavuzlaruı girmeleri hak • miyenler çalışan memurların miktarı kında, akdemce, verilmiş olan salâhiyet; ne kadar olursa olsun buralarda müfırtına, sis ve pus ile kaza gibi hrStr dür ve başmenurlarla ailleleri oru • müstesna olmak sartOe, kaldirdarmk, rabileceklerdir. Devletçe kirası veBüyükdere Sahil Sıhhiye ldaresince,, rilen binalarda ise müdür ve başmesıhhî muameleleri yapıldıktan son»a, murlarla ailelerin parasız otorabîl mezkâr gemiiere klavuzlarm girmeleri meleri içm merkezin ikiden fazla usulö konulmuştur. memuru olmaması lâzımdır. Tevzi Ancak; Çanakkale boğazından gelen ve hat memurlan bu hesaptan hagemflerden: Transit maksadile lstan«ul riçtir. limanında durup, rıhtımlara ve şamanGene devletçe kira verîlm'yen teldıralara bağlanacak ve demirlenecek siz merkezlerinde bütün memurlar gemilerin, sıhhî muameleleri itmam eailelerile birlikte oturabileceklerdir. dilmezden evvel; ve transit olarak :ollarına dtvam ederken Boğaziçi'ni v ç İkametgâh olacak merkezlerin mek üzere klavuz almak istiyen transit memurların su, teshin ve tenvir pagemilerin, evvelce olduğu gibi, içlerine raları başmüdürlük encümenleri taklavuz kaptanları serbestçe girebilecek rafından takviye edilecek bu para lerdir. Iarı memurlar vereceklerdir. Mlütefeırırflk Posfahanelerde oturabilecek memurlar MUHARREM FEYZt Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey dün Istanbul'a geldi Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey dünkü Ankara trenile şehrimize gelmiş, adliye erkânı tarafmdan kar şılanmıştır. Yusuf Kemal Bey, hususi işleri için seyahat etmekte olduğuıvdan Haydarpaşa'dan doğruca Çam • lıca'daki evine gitmiştir. •İskân işlerinin bir kânunusaniye kadar bitirilmegi Dahiliye Vek&le • tinden vilâyetlere tebliğ edilmiştir. İskânda teffiz işleri şimdilik tatil edilmiştir. Bu hususta Dahiliye Ve • kâletinden yen: talimata intizar edil mektedir. Maliye Vekâleti sekiz taksitle emlâki milliyeden mal almış olanlardan taksitlerini vermiyenlertı mallarının müzayedeye çıkanlarak derhal M • tılmatını emretmiştir. tstanbul Ankara havaî seferTe • rinde kullanılacak Amerikan tayyarelerile pilot ve makinistleri yarın (Exarca) vapurile şehrimize gele • ceklerdir. Tayyareler Yesilköy'e nakledî . Ierek kurulmalarına başlanacaktır. iskân işleri bitirilecek Cumhuriyet turnova maçları Gayrimüttefik kulüpler arasm daki Varmıva maçlarmm ikinci tas . fiyesrne bujrün başlanacaktır. Saat bîrde Rumelîhisar Heybeliada takımları karsılaşacaktır. Bu maçı hakem îz*et Bey idare edecektir. fkmci maç saat üçte Karagüm . rCk . Altay takımlan arasında ola«aktır. Bu musabaka, ayni muhitte bu . lunan ve yekdiğertne siddetle ra Emlâki milliyeden mal alanlar Tayyareler geliyoı .Yüksek Mühendis mektebi talebesi hocalarile bir arada