2 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Teşirinevvel 1932 OSMANU ıM PARATÖ RLUGUN DA ' MAKTUL VEZÎRLER î Şehir ve memleket haberieri îlk mekteplerde Dersler başladı ınniö? Siyasî icmal kabinesindekî te beddlülün ehemmiyeti Ingiliz millî kabinesinde beklenilen deeisiklik nihayet oîdu. Uç nazır ile dokuz müsteşar kabineden istifa etti. Bnnlann arasmda amele hükumeti zama nmda ve birinci millî kabinede maliye nazüfağı yapan, simdiki kabinede de nazır bulunan Mister Snowden, Dahi liye N»zırı Sir Herbert Samuel ve Umuru Hiniiye Nezareti Müsteşan Lort Lothian gibi gayet mühim şahsiyetler vardır. Bunlardan birincisi millî hüku met taraftan bulunan amele fırkası hizbine ve dtğcrleri Liberal fırkasınm fırka içtihatlarını muhafaza etmek şartile millî hükumet» istirak eden grupa men» supturlar. Bu mihim nazır ve müste sarlann çekilmea ile Mister Makdo nald'in simdiki kabinesinin milliyet vasfı çok zayıflamıs olujor. İstifa eden na • zırlardan ikisinin yetine, bilhassa Da • hiliye Nezaretine ve müsteşarhklardan ço§uni muhafazakârlann getirilmiş ol; ması i!e rnHî kabine büsbütün muha • faz*kâr kabinesi seklini ılmu oluyor. Esasen kabine manevî cihetten bu maniveti almıştı. Cünkü kabiner<n : siyaseti üzerinde d» ma muhafazakârlat tesir irra ediyo'"dw. Ezcümle OttavaMa topTanan tngiliz İmoaratorluğu konferansında Ingiltere'yi temsil eden heyett muhafazakSrlar fırkasınm lideri ve Basvekil Muavini Mister Baldvvin riyaset ettiîtf gibi konferansın mukadderah üs?rinde mvthpfazakârların hem de bunlann usulü himaye ve Imparatorlutmn iktisadcn b;r'i?; tarafını şiddetle ilti zam eden rnü^1 it hizbinin Droarramı hâkim olmuştu. Bu mukadderattan sonra İnfriltere ebedî surette serbestii ticarete veda etmin oluyor. Bu ise mıılT»faz? kf'nnn Sir Samuel'in riyaseti altında bulunan grupun sadık kaldığı Liberal fırkasınm an'anevî umdesi olan serbestii ticarete münafidir. Bu grupun nazırlan çoktanberi istifa etmek istemislerse de memleketin nazik vaziyetini nuzavı itibara alarak fiki» ve tasmimlerini file çıkarmanuşlardı. Daha doğrusu Makdon'U k^bines'^în m'ihafazakârların teşviki ile girdiği yoIun çıkmas olduğu sabit oluncıya kadar mevkilerini muhafaza etmek istemiş • Ierdi. Şimdi ise tam münasip vakit gelmisti . Çünkü tngiltere'nin takip eUiği himaye usulü, ihracat ticaretinin dörtte biri nisbetinde azalmasına ve işsizliğin devam eylemesine ve artmasına sebep oluyor. Lortlar kamaranndaki Lort Grey gibi liberal fırkasına mensup mühim şahsiyeüer dahi istifa eden nazırlar ile hemfikir bulunduklarım ilân etmişlerdir. Bu istifalarîn neticesi olarak tngiliz parlâmentosunda muhalif anasır art mış ve çok kuvvet bulmuşttır. Şimdiye kadar muhalefeti terki teslihat konferansı reisi bulunan Mister Hender fon'un riyaseti altındaki asıl amele fırkası ile Loyt Corç'un riyaseti altında bulunan küçük liberal grupu yapıyordu Şimdi bunlara Mister Snovvden gibi gayet nüfuzlu ve sözü geçen bir sosyalist kurdu ve liberal fırkasınm esas grupu iltihak etmiş oluyor. Bunlar, birdenbire kabineye karşı hasmane bir vaziyet almasalar bile mühim mes'elelerin ve bahusus Ottava mukadderatmm müzakeresi esnasında ciddî mübarezeye girişeceklerdir. Böztepe'lileri şikâyeti Matbaamıza Göztepe'den dört beş zat geldi. Köy halkı namına şikâyetleri olduğunu söylediler. Dinledik. Dediler ki: «Evlerimiz Göztepe'de Kayışdağı caddesi üzerinde veyahut bu caddenin daha biraz gerisindedir. Böyle olmakla beraber bizler acaba İstanbul belediyesi hududu dahilinde bir yerde mi? Yoksa medeniyetin her türlü nimetlerinden mahrum bir dağ başında mı oturuyoruz bilmiyoruz. Çünkü heı taraf hava gazinden istifade eder. Bizim tarafta bu yoktur. Her yerde kumpanya suyu şarıl şarıl akar, yaz geldi mi biz bu suyun en lüzumlu bir zamanda damlasına hasret'çekeriz. Her tarafta caddeler sulanır, Kayışdağı caddesi senede bir defa olsun su yüziı görmez. Toz, düman bu caddenin imtiyazh bir rnerkası gibidir, kimse göz açamaz. Evler, köşkler sokağın pis toprağile bir küllıik halini alır. Kimse bize acımaz. Şimdi de her tarafa elektrik direkleri dikildiği ve bu caddedeki svlerin hemen cümlesi elektrığe nbone olacakları halde bizler bundan da mahrum bırakıldık. Elektrik asıl bu caddeden geçirilmek lâzım iken bilâkis yolunu şaşırmıştır. Acaba di yoruz bu nimetlerden bol bol istijade edenlerden bizim ne farkımız vajdır. Acaba bizim dünyada yaşama saadetlerine hiç te liyakatimiz, hakkwnız yok mu diye düşünüyoruz. Belediye Reisimizin nazari dikkatini celbet menizi iatiyoruz.» Bu şikâyet hakikaten acıdır ve yerden göğe kadar da haklıdır. Haklı sözleri daima nazari dikkate alan Belediye Reisimiz Muhittin Beyefendinin Göztepe'den gelen bu şikâyet üzerine halkın dileklerini yerine getireceğinden çok eminiz. Devlete, Belediyeye karşı mükellefiyette hiç farkı olmıyaa bu vatandaşlar bu nimetlere kavuşmak için yok pahasına evlerini barklannı mı satsınlar di yoruz. JAdapazarı'nda 3 idam kararı Sarıbayır faciasının failleri asılacak Adapazarı Agırceza mahkemesi, bir kaç gün evvel üç şaki hakkında idam kararı vermiştir. ölüm ceza sına mahkum edilen şakiler, Düz ce'nin Nuhviran kariyesinden Mus. tafa oğlu Emin ve Adapazan'nın Akyazı nahiyesinden Zekeriyya ve Feyzi'dir. Bu şakiler, Hendek'le Düzce arasında Sarıbayır köprüsünde 931 senesi mayısının sekizinci gecesi pusu kurarak oradan geçeceklerini haber aldıkları Düzce'li Kasapzade Hakkı Beyle şoför Sabri Ef. yi cerh ve katletmişler, Kasapzade Ziya Beyi de üç yerinden yaralamışlardır. Bu cinayet pek feci bir şekilde yapılmıştır. Otomobil gece yarısı köprüden ge* çerken, köprünün üzerine konulan büyük bir ağaç yüzünden durmağa mecbur olmuş ve derhal karanlıklar içinden bir kurşun yağmuru başla mıştır. Şoför ve yanında oturan Hakkı Bey, müteaddit yara almışlardır. Ziya Bey, otomobilin içinde yattığı için ona bir şey olmamıştır. Şakiler, budan sonra otomobilin yanına ge. lerek can çekişmekte olan Hakkı Beyi, bir kurşunla öldürmüşler ve üs tüdeki saat, tabanca ve parasını aldıktan sonra dereye atmışlardır. Ağır yaralı olan şoför ile sağlam kalan Ziya Beyi, otomobilden indirerek bir yamaca çıkarmışlar ve orada soy muşlardır. Şakiler, bu suretle yolcuların üzerinde ne var ne yoksa aldıktan sonra Ziya Beyi, bilihare kendilerini ta nımak ve zabıtaya haber vermek korkusile Hdürmeği kararlaştırmışlar ve Üzerine tam yedi el ateş et • mişlerdir. Kurşunlardan Uçü Ziya Beye isabet ederek ağır surette yaralanmıttır. Ziya Bey, kendini ölmüş gibi göstermek suretile hayatını bir mucize kabilinden kurtarmıştır. Şakiler, ancak bir sene sonra bir tesftdtlf eseri olarak derdest edil mişlerdir. lcra edilen muhakeme neticesmde Uçü de idama mahkum olrnuştur. '• *f • Mahmut Paşa nikbete uğrıyarak bir köşeye çekü Namzet talebenin vaziyedikten sonra (Şahzade Mustafa) nın ölümüne gu ti tesbit ediliyor ya o sebebiyet vermiş diye, boğduruldu ve kesik tlk mekteplerde dünden itibaren tedrisata başlanmıştır. Fakat namzet başı saray kapısı önünde teşhir edildi 10Diyordu. tkinci ithatn daha ağırdı. Mahmut Paşa, (Üzun Haıan) a ait olan yerl«rin yağma edilmesine mâni olmuştu .. Bilhassa servet ve ganimet için harp eden bir (Osman oğlu), Mah ntut Paşanın bu fırsatı fevtmesini hiç affetmiyor.. Aslen Hırvat olan, yaradılışında Türk'lük ve islâmlık ile hiç münasebeti olmıyan Mahmut Paşanın, velev diişman dahi olsa, (Memaliki islâmiye) yi tahrip, (mugayiri fıarı oscnaniyan) olduğunu iddia etmesine ehemmiyet verilmi yordu. Nihayet, fesatçılar galebe etmişlerdi. Zaten Mahmut Paşaya karşı menfi hislerle mütehassis olan Pa dişah, parlak bir zafer alayı ile ts* tanbul'a girip te sarayına yerleştigi gün, kendiaine biitlin bu parlak galibiyetleri, bu büyük ve tarihî şerefleri kazandıran Mahmut Paşanın •ırtmdan (hü'ati vezareti) soyup almif, ve onu, hicra bir köşeye kaldırıp atmıştı. (H 878) Mahumut Paşa, tkinei Sultan Mehmed'in bu büyük nankörlüğünden çok müteessir olarak Edirne civa ~ rında bulunan ve kendi ihyakerdesi olan (Hasköy) e çekildi. Burada her şeyden uzak olarak aakîn ve miln tevi bir hayat geçirmeğe karar verdi. O esnada (Şehzade Sultan Mus tafa), vefat etti . Sultan Mehmet, (Şehzade Mustafa'yı) çok teverdi. Vefatını haber aldığı » m a n çok mü~ teessir oldu. Her tarafta (merhum şehzade) için matem tutuluyor, tstanbul'a yakın olan yerlerdeki rical ve ümera, Sultan Mehmed'e taziyete koşuyordu. Mahmut Paşa da, uıule riayet ederek tstanbul'a geldi. Her nedense Fatih, Mahmut Paşaya büyük ilti f atlar göıtarnii Bu hal, onun düş manlarının ddrhal natari dikkatini celbetti. Yeniden (Vezareti uztna) makatnına geçtnek ihtimalini düşünerek Mahmut Paşaya ton darbeyi vurmak ittediler. Ve Padîtahın en mahzun bir zamanında: Şevketlim... Malumu teniye nlzdir ki, (merhum şehaade) nin vefatma bais olan Mahmut Paşadtr... Merhumun hali hayatinda (hatırı •erif) ini reneide «ttiği gibi şimdi de vef atından memnun ve mÜnbaıittir. Cihan, matem edip kan aglarken hâlâ Mahmut Paşa, ehibba ve yaranını baştna topiaytp »evkü şadt ile meş tuldiir, dediler. Fatih, düşündü. (Usutı ııasan) •ak'atmdan sonra, Karahisar'ın taptı mes'elesinde Mahmut Paşamn (Şehzade Mustafa) yı ileri siirdü ğünü hatırladı. Kalbi, evlâdının acısile »iBİadı... Şimdi, hakikaten Mahmut Paşa avdet ettiği akşam bana şu beyanaita bulundu: « Size bir şey »öylemeden evvel (Cumhuriyet) Başmuharriri muhterem meb'tts ve dostum Yunuı Nadi Beyefendiye tesekkürlerimi arzederim. Makalelerile müşterek maksada hâdim oluyorlar. Benim en büyük emetlerimden birisi bu dostluğun daima takviyesi daima terakkisidir. Binaenaleyh Njidi Beyefendiye tekrar tekrar tesekkür etmeyt bir vazife telâkki ederim. Ekselâfıs dedim. İntihabat neticeuader memnun musunuz? Hükumetin îstifatı mevzuu bahis midir? Fvet, intihabatın neticesinden memnunum. Her halde benim fırkam olan iiberaller, muhalif fırkalardall fazla meb'ut çıkarmıştır. Bizden başka cum» huriyetçi diğer fırkaların da hayli meb'usları vardır. Şu halde cumhuriyet için hiç bir tehlîke yoktur ve olamaz. Kabinenin iktidar mevkünden çekilmesıni bu dakikaya kadar düsUnmedim. Fakat hükumet mevkiine gene cumhuriyetçiİer gelecek olduktan sonra benim riyaset ettiğim hükumet çekilse de ne çtkar? Cumhuriyetçi olmıyan bir fırkanın mevkii iktidara gelmesi ise ifnkân haririndedir. Binaenaleyh cumhuriyetçi olan her fırka hükumet teskil edebilir. ttatt» M. Caldaric bile, ancak fırka Mnın cumhuriyetçi olduğunu sarahaten ve tereddütsüz olarak temin etmek sartile! Eger bu şart tahakkuk ederse M. Çaldaris'e hükumeti teslim etmekte hiç bir mahsur yoktur. Benim için kendisi mükemmel bir hükumet adamıdır. TürkiTunan dostiuğunun da taraftandır. Ancak sSyledigİm gibi bilâtereddüt cum nuriyetçt olması sarttır. Memleketin yüksek menfaati için sahisler mevzuu bahsolamaz. Mes'ele rejitn mes'elesi ve şekli hükumetin cumnın bu mateme samimî bir surette iştirak edip etmediğini anlamak icap ediyordu. Padişah, (tenhasında, ne haldedir diye) bir adam göndertneğe karar verdi. Bu işe elverişli bir kapıcı bulundu ve gizlice Mahmut Paşanın konağına gönderildi... O esnada Mahmut Paşa, huausî odasında, so yunmuş, dökünmüş, mutadı olduğu veçhile beyaz keten geceliklerini giymiş, kendisine hemdem edindiği (erbabı irfan) ile (şatranç) oynu yordu. Gönderilen adam, derhal saraya koştu. Gördüklerini (bir bir Padişah huzurunda) anlattı. Artık, İkinci Sultan Mehmet küplere binmişti. Kendisi ile beraber (ümmücihan) kan ağlar ken Mahmut Paşanın (matem liba tını) çıkarıp (beyaz cameler) giye rek (inşirah Uzere şatranca meşgul) olmasını bir türlü havsalasına sığdıramadı: Tiz, alın.. Yedikule zindanına atın... Diye bağırdı. * Aradan on tekiz gün geçmişti. Sekiz yüz yetmiş dokuz senesi rebiülâhirinin Uçüncü persembe günü idi. Sabaha karşı cellâtlar, Mahmut Paşa nın mahpus bulunduğu höcereye gjrerek yağlı kemendi paşanın boynuna geçirmişlerdi. Bosna Herseğ'in, Ağriboz'un, Mora'nın fatihi ve daha bir çok zafer ler in kahramanı olan Mahmut Pa* şanın başı kesildi. Bir tepsi içinde Fatih Sultan Mehmed'e arzedildi. Kalbindeki intikam ateşini, ancak bu sararmış kesik baş karşıtmda teskin eden Padişah, hiç bir düşman kar şısında eğilmiyen bu kahraman ba ştn Mtray kapısı önüne ve halkın (nazari ibretine) karşı konulmasını emretti. talebeler ancak sah gününden iti baren devama başlıyabileceklerdir. Çünkü bu talebelerin vaziyet't henüz tesbit edilememiştir. tlk tedrisat müfettişleri dünden itibaren mektepleri dolaşarak bu talebelerin vaziyetlerile meşgul olmuşlardır. Bunların hangi mekteplere devam edecekleri pazartesi günü anlaşılacaktır. Ayrıca ilk tedrisat müfettişleri haf ta sonunda toplanarak yeni sene zarfmda takip edilecek tedris ve teftiş sislemi etrafında görüşeccklerdir. Meşhur hırsız ibrahim 16 seneye mahkum otdu Muhtelif tarihlerde ve muhtelif yerlerde yirmiden fazla hırsızlık yapan ve devlet memurlarına karşı silâh istimal eden meşhur hırsız İbrahim, evvelce Agırceza mahkemesinde 90 sene ağır hapse mahkum edilmi» ve bu ceza, kanunen otuz seneden fazla hapis cezası olamıyacağı için 30 seneye indirilmişti. Temyiz mahkemesi bu kararı, İbrahim'in çaldığı eşyalann kıymeU tesbit edilmediği cihetinden bozmuş ve yeniden yapüan muhakeme neticesinde çalınan eşyalann kıymetini tesbit etmeğe imkân bulunamamış ve bunların cümlesine en az kıymet takdir edilmek suretile Ibrahim'in cezası 16 sene, 8 ay, 3 güne indirilmiştir. istanbul'un kurtuluş bayramı 6 teşrinievvel kurtuluş bayramına ait programı tesbit etmek üzere bugün belediyede reis muavini Hâmit Beyin riyasetinde bir komisyon toplanacaktır. O gün belediye tarafuıdan şehir namına ordu erkân ve zabitanına iki yüz kişilik bir de ziyafet verilmesi mukarrerdi». ... l Doğru deeilmi? KaramanT Mehmet Paşa (Fatih) unvanını kazanan İkinci Sultan Mehmed'in tantana ve aza metle geçen hayatı, iki veziri âzamın katlile hitam bulduğu gibi, ölümü de bir veziri âzamın kanı pahasına malolmufu. tkinci Mehmed'in «on veziri â zamı, (Karacnani Mehmet Paşa) idi. Mehmet Paşa( Mevlana Celâlettini Rumt) neslindendir. Esl&fı, harp ve gaza kahramanlıklarını ilmü irfanla da telif ettniş zevattan oldukları halde, Mehmet Paşa sadece (erbabı kalem) dendi. tptida (Uriki tedrise) •ÜiÛk edip iktiıab! maaritt «yledik t«n aonra (Divan katibi) oltnuştu. Bu meslek, onun (fenni inşada dahi) mcleke ve meharetini arttırdığı cu hetle az zaman zarfmda (nişancı) hk metnedine nail olmakla beraber uhdetine (riltbei vezaret) te tevdh olunmuştu. Belediyede yardım işleri Belediye memurlanndan birinin vefatı takdirinde renazesini kaldırmak ve derhal ailesine verilmek üzere bUtün bele> diye memurlan başta Belediye Reisi Muhittin Bey olduğu halde maaşlanndan yirmişer kuruş kesilmesini taahhüt et mişlerdir. Bu para bu aydan itibaren kesilmeğe başlanmıştır. Hali hazırda Belediyedede İ İ 5 8 maaşlı ve 822 ücretli. olmak üzere 1980 memur vardır. Binaenaleyh kesilecek para dort yüz lira kadar tutarak ve vefat eden her memur ailesine ayni şekilde muavenet edile cektir. Gaz ihtikârı İhtikârı tetkik komisyomı bugün işe başlıyor thtikftrı tetkik komisyonu dtin Vilâyette toplanarak ihikâr yaptığı iddia edilen kuru kahveci Abdullah Ef. ye ait evrakı tetkik etmiş, bu mes'eleye ait bir mazbata tanzimini ve bunun MUddeiumumiliğe tevdiini kararlaştıtfmştır. Komisyon bugün de toplanacak, beş gaz kumpanyasının ihtikAr yap Necip Ali Bey Halk Fırkası umumî idare heyetinde; Maarif Vekili Reşit Galip Beyden injul&l eden azalığa umum! riyaset divanınca Denizli meb'usu Necîp Ali Bey seçilmiştir. Ocak kongreleri başladı Belediye biltçesi tjeldi Belediye ve İdarei hususiyenin yeni sene bütçesi dün Ankara'dan gelmiş ve Belediye riyasetine verilmiştir. Bütçede esadı bir tadil&t yoktur. Tahsisatı yeni bütçede mevcut isler için bUtfin şube. ler hazırlıklara başlamıstır. Dün geceden itibaren bütün kazalar dahîlindeki H. F. ocak kongreleri top tiklan hakkmdaki ihbarları ve Tilanmağa başlamıstır. Bu kongreler bir caret Müdiriyetinin bu mes'eleye dair ay devam edecek ve bunu müteakıp •lan raporunu tetkik edecektir. derhal nahiye kongreleri başhyacaktır. (Mabadi var) huriyetten ayrılmaması mes'elesidir ki bu da tahtı temine alınmıstır. Efendîm, mUsaadenizle bir mes'ele hakkuıda da mUtaleanızı öğrenmek istiyorum. Geçen meclitlerinizde hiç bir komÜnis* meb'u yok iken bu defa komünİ8Üer on beş kadar meb'u; çıkarmıslar. Bunun rejim için bir tehlike teşkil etmesi melhuz mudur? Hayır. Bunun da kat'iyyen ehem* miyeti yoktur ve olamaz. MemlekeUmis umumî iktisadî buhrahdan muztariptir. Bunun için halkın bir kısmı fakat pek mahdut bir kısmı komünizmi buna bir çar* zannederek reylerini onlara vermişlerdir. Bunun mahiyeti bundan ibarettir. Rejim mes'elesine hiç bir suretle teıiri o'amaz ve olnuyacaktır. Bu sene Yalova'yı tesrif edece ğini: bekleniyordu. Fakat olmadı. Evet. bu çok iyi bir ziyaret ola • caktı. Yalovâ'da dostlarımla giiıel va» kit geçirecektim. Bunu ne kadar awu ettiğimi tasavvur edemetsiniz. Fakat intihabat beni bu kadar güzel bir misafirperverlikten mahrum etti. tmallah başka bir zaman bu arzuma nail olu rum.» Bu kadar mesguüyeti aratında beni kabu! eden nazik hükumet reisine te şekkeürler ederek yanından ayrıidım. B. iskfin 8uii8timalinde yeni bir safha , .tekân suiistimali tahkikatı devam etmektedİr. Yolsuz ve sahte mazbata larla almdıgı meydana çıkanlmış olan 24 evin istirdadı için vilâyet hukuk müşavirligi dava açhrmıştır. Vilâyetin karşuında arıuhalcilik eden Şevket Efendi isimli bir zatın da Ingiliz. sefareti soka|ında 78 odalı bir evi dört, baf yüt Ura mukabilind* Umellük ettifti anlaşılmış, Şevktt Efendi de tevkif edilmiştir. MVHARREM FEYZt Şikago sergisi ve Ticaret Odalarımız 1933 sene»inde Şikago'da beynelmilel bir sergi açılacaktır. Bu sergiye hükumetimiz resmen iştirak edecektir. Bütün ticaret odalarmuı bu sergiye senelik varidatlarının yüzde beşi nis • • betinde muavenette bulunmaları da mukarrerdrr. Türk Ticaret Odaları 1932 seneti nihayetinde bu seneki varidatlarının yüzde '>eçini bu iş için ayıracaklardır. 6azi Enstitösfinde yeni bir şube Ankara Gazi Enstitüsüne. «yüksek resim ve eliit şubesi» ilâve edilmiştir. bu şubeyc bir sene muallimlik yapmış mezunları alınacaktır. Ancak muallim mektebi mezunları bir sene ihzarî kısunda okuyacaklardır. Bu sene mektebe 40 erkek talebe girebileceklir. Mektepten mezun olanlar. Hse ve orta mekteplere muallim tayin »dileceklerdir. Kaybolan hırka Vaktile Konya'da bir camiye saklanımşmış! Muhittini Arabi'nin kaybolan hırkası hakkındaki havadis üzerine Babalık gazetesi 322 senesinden 334 senesine kadar Konya Evkaf başkâtipliğini yapan Vanlızade Ömer Ef. ye müracaat etmiş ve kendismden şu malumatı almıştır: « Benim zamanımda Şakir Bey isminde bir zat Musul'da bir camiden alınmış iki uzun hali getirmişti. Onları ben de Istanbul'da Evkaf Müzesine teslim ettim. Seccadeden ve hırkadan hiç bir malumatım yoktur. Bunları benden evvel başkâtiplik yapan Nuri Bey daha iyi bilir.» Nuri Bey de demiştir ki: « Kıymetli şeylerin çalınmasına mâni olmak için pencerelere içe> riden demir kapaklar yaptınlmıştı. Hırka, eski seccade, Futuhatı melc kiye ve daha bazı kitaplar, sandukçe, sağlam bir kasa satın almarak içine yeşlcştirilmiş ve Sultan Selim ca misine konulmuştur. Sonradan ne olduklarmı bllmtyo Berberler Mektebi dün açıldı r 1Mİ @ OTİ) II © BC <& "fe 4 şaki öldurüldü Sürd'in Garzan ve Beşiri kaza larmda şekavet yapan Dilis'li Ab dullah Simi ve üç arkadaşı, kaza jandarma bölük kumandanlannın idaresindeki müfreze ile yaptıkları rausademede maktül düşmüşlerdir. İki şaki de yaralanmıştır. Maktül Abdullah Simi'nin amcası karanlıktan bilistifade kaçmışsa da takip edilmektedir. halkçıların liberallerle birlikte çalışmağı kabu! etmemelerinden dolayı yaşamak kabiliyetini haiz bir hükumet teşkiline muktedir olamıyacaklarmı zannetmektedir. Etnos garetesinin aldığı bir habere göre askerî cemiyet, halkçıların iktidsr mevkiine geimeleri halinde, dahiliye ve harbiye naıırlarınm ordunun itimadvu kazanmış kimselere verilmesini istemiştir. M. Çaldaris cumhuriyet rejimini tanıdi Atini 1 (A.A.) M. Oidaris, halkçıların cumhuriyet rejimini kayıtsız ve şartsız tanıdıklarına dair M. Zaimis'e bir mektup göndermiştir. Halkçılar, bu mes'ele halledildikten tonra kendilerinin iktidar mevkiine gelmesine bir mâni kahnıyacağı fikrinde bulunmaktaduIar. Fakat siyasî mehafil, mm.» Mısır Süzellik Kraliçesi seçildi pılmıştır. Bu meraaimde bütün berberler b'ulunmuş, bu münasebetle muhtelif tıraş utulleri gösterilmiştir. Resmimiz bunlardan biri esnaıinda alınmıstır. Berberler mektfMnin re*mî küjaçlî Stijo cemiytt merkezimle ya • tskenderiye'den bildirildiğine göre Helyopolit'te Mısır güzellik kraliçesi intihabı yapılmış ve bir çok genç kız arasından Safiye HUsamettin Hanım isminde "7 yaşında, ismer güzeli bir hanım Mısır güzeli seçilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: