« 30 Eylul ^Cumhuriyet Çocuk masalları Çocuk masalları [Geçen hafta çıkan kısmm hu • lâsası: Vaktile bir ormanın kenarındaki bir kulübede bir kü çük kızla onun büyiik annesi o turuyordu. Kü çük kıza giydir • diği bir hırka kendisine çok yaktşttğı için «ka • dife hırkalı kız» ismi verilmişti. Bir gün büyük annesi ona bir masal anlatmağa basladı. Bu e linden her iş gelen çirkin bir ktzın macerası idi. Çirkin kız yaşı epeyde ilerilemiş olmasına rağmen bir koca bulama mıştı. Bir gün kuytt başında kör bir delikanlıya rasgelmiş, kör ona kendisile evlenmek istediğini söyleyince zavallı bunu alay zannederek kaçıp gitmişti.] Büyük anne sözüne şöyle devam etti: Kızım kaçtığını gören ya bancı adam da yoluna devam edip gitmek mecburiyetinde kaldı. Ertesi gün memleket halkı sabahleyin erkenden bir takun seslerle uyandılar. Bu bağıran tellâlların sesi idi. Onlar diyor lardı ki: Hükümdarın oğlu evlene cefc, en ince ve zarif örgü kim örüyorsa o kızı alacak. Bütün kızlar müracaat etsinler. Çirkin kız bir aralık diğer kızların arasına katılıp gitmeği düşündü ama sonra vazgeçti. Aradan iki üç gün geçmişti ki tellâllar tekrar sokaklarda avaz avaz bağırmağa başladılar: Genç kızlardan müsabakaya iştirak etmiyenler var. Onlar da muhakkak gelmelidirler, yoksa ceza var! Bu defa çirkin kız da imtihana dahil oldu. Bir hafta sonra mü meyyizler kendilerine verilen iş bu örgülerden hangisini daha fazla beğendiklerini hükümdann oğluna arzettiler. Hükümdarın oğlu en iyi örgü örenin hüvviyetini tahkik ettirince bunun çirkin kızdan başka biri olmadığını anladı ve onu çağırtarak: Benim gibi kör bir hüküm dar oğluna senden iyi bir zevce olmaz! Dedi ve bağrına basarak onunla evlendi: Kadife hırkalı kız hikâyenin bittiğini anlayınca: Çok teşekkür ederim bü yük anne, dedi, yorulmuşsundur, biraz dinlen! İhtiyar kadın uyumağa başlamıştı, küçük kız bundan istifade ederek aşağıda mutfaktaki işleri görmeğe indi. Bir de baktı ki ahırdaki beyaz inek yok. Hemen onu aramak i çin ormana koştu. Az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti, etrafına bakınca kcndisini sık ve karanlık ormanın tam ortasında buldu. Akşam oimuş, güneş çekilmişti. Kızcağız sığınacak bir yer arar ken uzakta bir ışık gördü. Bu küçük bir kulübenin penceresinden gelen bir ziya idi. Derhal kapısına yaklaşıp tokmağı vurdu. Fakat içeriden ses veren olmadı. Kanadı itti içeri girdi. Ne görse beğenirsiniz. Bir çok ihtiyarlar omuz omuza vermişler ve derin bir uy kuya dalmışlar. Hepöini sarstı ve salladı, fakat gene uyanmadılar. O vakit ak lma başka bir şey geldi. Kapınm yanından bir avuç toprak alıp burunlarına serpti. thtiyarlar aksırarak kendilerine geldiler. Çünkü bu adamlar bir perinin hış mına uğramışlar ve peri bunların üstüne ölü toprağı atarak hep • sini uyutmuştu. Kızın dışarıdan taze toprak alıp atması o tesiri kaçırdı ve ih tiyarlar hemen uyandılar. Bir çok adamlar kendilerine bu iyiliği yapan kızcağızın müş külünü anlayınca tabiî yardım etmek istediler. Evvelâ beyaz ineği arayıp buldular. Sonra da eve kadar getirdiler. Kadife hırkalı kîzın büyük annesi müthiş merağa düşmüş, üç gün üç gece ah ve vah ile vakit ge. çirmişti. Torumınu görünce çok sevindi ve memnuniyetinden ağlamağa başladı. Kadife hırkalı kızî sevenler memlekette o günden itibaren daha fazla çoğaldı. Çünkü yüzlerce kişinjrn hayatım kurtanmş jmerakh?şeylerj Milyonerlere mahsus Darülâceze Serlevhayı görünce şaşmayîn. Bundan maksat sabık milyonerlere mahsus bir darülâcezedir. Biliyorsunuz iki sene evvel Amerika'da binlerce milyoner vardı. Bugün bunlardan dörtte üçu beş paraya muhtaç bir haldedirler. Buhran yüzünden iflâs etmiş, ellerindekini, avuçlarmdakini kay betmişlerdir. Bir kısmı kendi lerine karınlarım doyuracak kadar birer iş bulmuşlarsa da diğerleri sefil ve perişan olmuşlardır. Bu hali gören »ervetini kaybetmemiş milyonerlerden biri, Josef Bakster «milyonerlere mahsus darülâceze» unvanile bir hayır müessesesi tesis etmiştir. Bu bina eviüere mahsus olmak üzere ikişer odalı 200 daireyi, bekârlara mahsu3 olmak 'izere tek odalı 450 daireyi havidir. Her odanın mükemmel bir banyosu, radyosu, gramofon ve te • lefonu vardır. Yemek mes'elesi bir mutfaktan idare edilmekte dir. Sabahleyin herkes hangi yemeği istediğini bildirmekte öğle ve akşam taamları ayaklarına gelmektedir. MCMLEkCTLCfcBE [FAYDAU B;LG;LER Buz dağları Buz dağları arzımızın GroenIand ve saire gibi şimal noktalarında teşekkül eder. Sonra yavaş yavaş kayarak denize düşer ve sularm cerevanma kapılarak en uzak yerlere kadar gider. Buz dağlarınm denizin üst tarafında görünen kısımları da hayli cesim olmakla beraber denu altında kalan kısımları ötekinin dört beş misli büyüklüğündedir. Bunlar bazen eriye eriye kü çülür ve nihayet su olurlar. Ba zan da gemilere vapurlara çar • parak mühim kazalara sebebiyet verirler. Buz dağlarının fazla olduğu zamanlarda gemi ve vapur kaptanları onları yolları üzerinde gördüler mi derhal mahirane manevralarla uzaklaşmağa çalışır lar. Yoksa felâket muhakkaktır. Bir iki sene evvel çok kuvvetli bir kış olmuştu. O vakit tstanbul Ktfçuk nnema arti$ti Spanky'nin bir karts bayu ile giriftiği ife baJnrif. limanına da Karadeniz'den bir takım ufak buz parçaları sürüklenip gelmişti. «ruı OYUNLAR Çocuk şiirleri Yaşamak yolu Kanatları dalga dalga Benek benek siyah sarı.. Boğum boğum halka halka, Gülden güle gezen an Kaçınnadan bir baharı Çiçeklerden bal topUyor.. Söyleyip şen havalan Sevincinden hep hoplıyor. Tembel olmak doğru mudur? Hayır, insan çalışmalı Çalışmağa alışmalı: Yaşamamn yolu budur... Ahmet Kemaîstt' Tüyden tayyare Bu oyuncak üç parça tüyle vücude gctirilir. İkisi A B kanatlarım, biri de C kuyruğunu teşkil eder. Bu üç tüy bir şişe kapağı mantannın üç tarafma resimde tesbit olunur. Çıkıp hava almak için büyük bir parkı ve darülâcezedekilerin istifade edebilmeleri için şoförlü şoförsüz müteaddit otomobilleri mevcuttur. Bu müesseseye kabul edilmek için servetinin beş sene müddetle 1 milyon dolanndan fazla olduğunu ve hali hazırdaki parasımn da 1000 dolanndan aşağı oîdu • ğunu ispat etmek lâzımdır. Josef Bakster bu müesseseyi elli sene idare edecek parayı bankaya yatırmıştır. Müessesenin bütün daireleri dolduğu gibi yer bulunmaması dolayısile binlerce taHer köşesi 30 40 santimetre lep te reddedilmiştir. uzunluğunda üç köşe bir tahta parçasının üstüne resimde gördüMilyoner dilenci ğünüz veçhile 15 şer santimetre Eski bir atalar sözü vardır: uzunluğunda beş değnek diki Her hangi işte olursa clsun, insan nız. sebat etmeli ki para kazanabil Her değneğin ucuna surat şeksin! linde kesilmiş mantar parçaları Nitekim Viyana'daki dilenciler çivileyiniz. Bu mantar parçala kralı Peter Jokes te bu darbı nıe rınm üzerine fırça ile kaş, göz, sele uymuş olacak ki şunun bunun burun, ağız yapm.z, Bu suretle merhametine sığınarak topladığı beş tane kukla kafası elde etmiş paralarla mühim bir servet yap • olursunuz. Bu başlara boya ile mış. ayrı ayrı renkte birer takye giydirecek olursanız ve on iki tane de perde halkası tedarik ederseniz oyun levazimatınız tamam lanmış bir vaziyete girer. Şimdi biraz da oyunun nası! oynanacağından bahsedelim. Beş kafayı havi müselles yere ve yahut bir masanın üstüne k o nur. Halkalar oyuncular arasında taksim olunur ve oyuncular ka • falardan 3 metre uzaklıkta sıra ile dizilirler. Halkaları o suretle atmak lâzımdır ki kafaların bulundukları deliklere geçsin. İik muvaffak olan oyuncu birinci, diğeri ikinci ilâh.. olmak üzere bütün kazananlar çıkarlar. So nuncu kalan mağîup sayılır. Oyunu daha meraklı bir hale getirmek için her kafaya 10, 20, 30, 40, 50 gibi muhtelif kıymetler verilir. Meselâ 500 sayısı yapanlar sıra ile çıkar, sonuncu da mağlup addedilir. Halka oyunu odalarda, salonlarda tarif ettiğimiz gibi güzel havalarda da uçları resimli çu buklar tümsek bir yere dikilerek oynanabilir. Eylul bulmacası E L E R K E A V A A B A K M E A M U K K K K K K Tayyarenin imali ameliyesi artık bitmiştir. Binaenaleyh tecrübelere başlıyabilirsiniz. Tayyare C noktasından tutulup hrlatılır. Resimdeki gibi ufkî ve kıvrık bir şekilde atmak lâzımdır. Resim deki gibi. Yer ne kadar geniş olursa tayyare o derecede hızlı ve müvazeneli gider. Bu tarzdaki bir çok tecrübe ne ticesinde mantarın mı hafifleş < üritmek, yoksa tüylerin mi kesilmek lâzım geldiği anlaşılır ve oyuncak büsbütün müvazenet kesbeder. ISII Hi Daha garibi şurası ki bu adamı herkes tek ayaklı zannedermiş. Geçenlerde Peter Jokes 78 yaşın da olduğu halde ölünce iki sırrı birden meydana çıkmış. Peter meğerse topal değilmiş, bacağını gayet mahirane surette kıvınyormuş. Diğer taraf tan bizim para mızla 250 bin liraya yakın parası çıkmış. Dpğrusu şaşılacak şey! Şu yukarıki boş hanelere öyle harfler koyunuz ki soldan sağa doğru okunduğu zaman her biri manalı bir kelime olsun. Yukandan aşağıya okunduğu vakit te bu ayda tekrar kavu şacağımız bir yer meydana çıksın. Doğru halledenlerden bir kişiye 5 lira, bir kişiye bir tş Bankası kumbarası takdim edile • cek, resimleri gazetemize basılacaktır. Diğer 100 kişiye muhtelif hediyeler. Herhangi mükâfat kazananların resimleri de bize fotoğraflarını gönderdikleri takdirde gazeteye basıhr. Cevaplar teşrinievvelin birinci gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk sahiffsi muharriri» adresine gönderilmelidir. Hal suretleri daima gazeteden kesiimiş cetveller üzerine yapılmalıdır. Bu şartlara rîayet etmi • venîer hediyp kazariATnazlar. 1 Hipppotam karanltkta gazete okumamn kolayını nasıl buldu?