Jcyıut S ON TELGRAFLAQ Gandi Hâlâ aç! Hapisanede vekili ile gcrüşmesîne izin verilmedi Bombay 18 (A.A.) Gandi aç !ık grevi yapmiktan vazgeçmek iste metnekte ve halkı (Cenabı hakkın milyonlarca makhur insanın Iehinde scn bir tesebbüste bulunmak için kendisine hayabnı feda etraek fırsatmı bahşey lemiş olduğundan dolayı) memnun olmağa davet eylemektedir. Hükumet, Mahatma'nın vekili olan Rija Colapohariau'nun Gandi ile görüsmesine müsaade etmemistir. Mecusi'lerle «DokunulamazJar» arasmda akti mırtasavver konferans pro jesi, akamete uğramıştır. Zira «Do kunulamazlar» reisi Gandi tarafından kendflerine teklifatta buiunulmak teşebbüsiine girişilmek ist<i'7mediği tak dirde bu konferansa iştirak etroekten tmHna eylemistir. Hükumet Gandi'nin tahliyesinden sonra mumaileybe tahsis edilecek olan ikametgâhın mevkiini tayin hususunda müskülât içerisinde bulunmaktadır. Gandinin Sabarmate manashrına nakN.dilmesi teklifinin kabili tatbik olmad'.ğı anlaşdmıstır. Çiinkii Gandi 1930 tsrihinde Hindıstan istiklâlini elde et meden evvel oraya dönmemeğe yemin etmiştir. Gandi'nin hiikumetin kararına mu • tavaat etmediği takdirde bir takım müskülât zuhur eyliyeceği tahmin olunmaktadır. Bu müşkülâhn zuhuru mumailey fain tahliyesine ait seraitin ağırlığı do • layrsfle pek muhtemeldir. Bir tayyare, hapisanenin üstünden uçmuş ve «Aziz» in telmizleri tarafından yazılan ve ondan açhk gTevinden vazgeçmesini rica eden bir beyanname abmstır. itııoüıı Bir otomobil kazası ANKARA MEKTUPLAR1, Stresa Konferansmda Ziraî tedrisat Ziraat tedrisatı yüksek kısmında ihtisasa doğru derinleştirilirken tâli kısmı da basit ve amelî bir şekle konarak hakikî çiftçiler yetiştirilecek! Ankara, eylul (Hususî) Bundan evvelki mektubumuzda millî iktisat politikamız içinde bir cüz olan ziraî politikatnızm nasıl bir istika met alması lâzım geldiğini kaydettikten sonra devletin bugün ziraî sahada görülmekte olan faaliyet lerinin yarınuı plânlı ve kadrosu tamamlanmış mesaisine doğru kuvvetli birer adım teskil ettiğinî izah et mistik. Bu adımlardan en kuvvetlisi, en faydahsı hiç şüphesiz ki ziraatte modern ilmi bilfiil hâkim kılmak olacaktır. Eski maarif sistemimizin çok sakat ve sakim neticeler verdiğini tec rübe ile bugün her zamandan daha vâzih ve sarih bir sekilde anlatnıs bulunuyoruz. Eğer terbiye müessese i erimiz yetiştirdikleri insanlan umumî ve mücerret malumatla teçhiz edecek yerde hayata hazırlamıs, îhtisasla ve amelî bilgilerle teçhiz etmiş olsalardı karşımızda büyük müşküller halinde duran bir çok millî davala nmızın halli şimdi daha kolay ola * c&ktı. Fakat maarif sistemimiz ge rek bünyesi ve gerek hedefleri itibarile millî hayatta böyle müsbet ve yaratıcı bir rol oynıyacak kudrette değildL Onun içindir ki faydalı ol maktan ziyade muzır oldu. Bugün millet içinde ilim ve bilgî noktasından göze çarpan büyük tezat, doğrudan doğruya maarif sistemimizin eaeridir. Bir tarafta hayatta muvaffak olamıyan eli şehadetnameli bir münevver kalabahğı, diğer tarafta kara cahil bir ekseriyet. Bu tezadm iki nevi ıztırabım çekiyoruz: Memleket mütehassıs ihtiyacile kıvranırken mü nevverler arasında işsizler büyük bir yekun tutuyor. Diğer taraftan halk ekseriyeti zamanıtnızm istediği san'at ve marif et bilgilerinden mahrum, iptidaî bir hayat yasıyor. Amerika Erkânı Harbiye Reisi... Pazar günü Köstence'den îstanbul'a geliyor 6ene bir orman vandı fzmir 18 (Hususî) Izmir Çeşme yolundaki Uzunkuyu çamlığında yar>gın zuhur etmiş, çam ormanı kâ* milen yanmıştır. Zeki Doğanoğlu Bir tütün kumpanyasında suistimal tzmîr 18 (rHususî) Geri tobako Âınerikaa. tütün kumpanyası İzmir şubesı müHürü m»mf zenginlerden M. Yartes'in kumpanya müfettişliği tarafından vazifesine nihayet veril miştir. Vâsi mikyasta tütün işi yapan bu kumpanyanın zürraımızia yaptığı muamelelerde genis mikyasta suiistimal mevcut olduğu söylenmektedir. Kumpanya müfettişleri hâdiseye Mes'ut Bey isminde bir mubayaa memurunun verdiği rapordan mut tali ohnuşlardır. Zeki Doğanoğlu Dün, ava gitmek gibi şahane bir hevese kapılan dört gazetecinin başına bir otomobi! kazası Muhtelif komisyonlarda gelmiş: Bindikleri taksi, Büyük dere yolunda, 6065 kilometro faaliyet devam ediyor hızla giderken, evveiâ çamurluğu bir arabanın tekerleğine çarpmış; Stresa 18 (A.A.) İktisat ve ziraotomobil, sür'atile mütenasip olat komisyonu, Schueller raporunu, şekmıyan bir kavis çizmeğe kalkınca le ait ufak tefek bir takun tadilât ile kabu! etmiştir. Yalmz nakliyata ve kam devrilmiç, tekerleklerinin hepsi biyo tahdidatına müteallik olan fıkrahavaya kalkmış ve tavanı yere gelarda umumî bir itilâftan sonra esasa lerek yirmi metro kadar sürüklenmüteallik bazı tadilât yapılmıshr. miş! Arabaya gelince... Tam iki Komisyon, FransızAlman ttalvan büyük parçaya bölünmüş. mukavelename projesmi de, kivmetlerin Bu kazada ne arabacıya, ne soyeniden takdîrinden miistefit olan devf öre, ne gazeteci arkadaşlara hiç Ietlerin mukavelenameyi imza edenler hakkmda Iiberal bir ticarî siyaset ve bir şey olmamıs. Yalnız, bir tanemutedil bir gümrük siyaseti takip etmesinin elinde ince bir çizik: Adeta leri mecburiyetini derpis eden maddemukadderat oraya hatıra kabilinnin ipkasr Iehinde M. George* Bonnet'in vuku bulan müdahalesinden sonra, kaden söyle bir imza atıverip geç bu! etmiştir. miş, hiç birinin burnu kanama Zireî ve naktî iki gayesi olan müş mış. Büyük geçmiş olsıın. terek sermaye ihdasına müteallik madBu gazeteciler bana kazayı ?n> denin tanzimi hususu malî komisyona latırlarken bir tanesi dedi ki: tevdi edilmistir. 75 milyon altın frank miktanndaki Tam otomobil devrildiği anyeniden takdiri kıymet sermayesinden da ne düşündüm, bilir misin? istifade etmesi kabul edilen mevat sunKendi kendime: «İşte, dedim, lardır: gazetede yazdığımız feci kaza • Buğday (16 milyon kental); Havvanata verilen arpa (15 milyon lardan biri başımıza geliyor.» kental); Dikkat ediyor musunuz? Ken Mısır (15 H milvon kental); dini koruma insiyakındrn evvel. Sarta tâbi olarak kabul edilen maddf'sr: gazeteci ne düşünüyor! ölmek ihCavdar (4 milyon kental); timalini, ailesinin ve dostlarınm Bira aroası (3 milvon kental); kederini, yahut sakatlanarak çeYulaf (1 milyon kental); Yeniden takdiri kıymet primleri buğ keceği acıyı hatınna getirmiyor. ölümün yanıbaşında büe onun ka. d»v için kental basına 2 tsviçre frangı, diğcrleri '"•'m 1.5 îsviçre frangıdır. (asında yalnız bir tek şey var: Gazete. Nerede ise şöyle düşünecek: Bir hava faciası «Oh, iste güzel bir ölüm tehli • Spezzia 18 (A.A.) İki askerî kesi geçiriyoruz, belki de bir sadeniz tavyaresi arasmda vuku bulan ve her ikisinin de denize düşme niye sonra hayattan ayrılacağız, sini int&e eden bir müsademe esna f akat bizim gazeteye iyi kötü bir sında 7 ttalyan tayyarecisi telef ol havadis çıkacak. Ne talihli insanmuştur. mışım, bugün mühim bir haber Tarsus'ta 144 ev yandı bulamıyacağım diye ödüm pat Tarsus 18 Burada bir yangın çıklıyor, fakat hâdisenin tam üstüne mı* ve rüzgârın çok siddetli esmesin düştük. Ah, şöyle büyücek bir aden 144 evin yanmasile neticelenmiştir. ğaca çarpsak ta paramparça olZarar 200 bin lira tahmin edilmektedir. Türk îutbolcuları Atina'da galip sak!..» Evet epeyce mubalâğa ediyo Atina 17 (A. A.) îzmir Goz tepe futbol takımı bugün buraya gel yorum amma gazeteciler için o miş ve Aek takımını üçe karşı dört lüm yoktur, yahut onların ölümü sayt ile mağlup etmiştir. şudur: Havadis kıtlığı. Yakalanan kaçakçılar Ankara 18 (A.A.) Aldığımız malumata nazaran Cenup hudutlarnnızda eylulun 13 ve 14 üncü gecelerinde Resülâyn'in şark mıntakasında kaçakçılar öç yerde gümrük mohafaza müfreze lerimizin pusularına düşürulraüstur. Müsademe neticesinde üç sağlam, bir ölü ve üç ağır yaralı yedi kaçakçı yakalan . nus 6 deve, 27 merkep, iki at kaçak yükîerile birlikte ele geçirilmiştir. Ey lulün başından beri budut üzerinde kaçakçilarla yapılan musademeli, musa • demesiz vak'alarda 63 beygir, 6 deve, 41 merkep, 9 kaçakçı yakalanmışto. E. k geçen pamuklu, ipekli mensucat arasrada iki bin okka tuz, 300 okka şeker ve bir hayli çakmaktaşı, agara kağıdı, eski elbise ve aktariye bulunmaktadır. DarOşşafakada veda müsameresi Her sene olduğu gibi bu sene de Darüşşaf aka lise&i son sınıf mezunları cuma günü veda müsamerelerini vermişlerdir. Son sınıf birincisi 830 Âli Beyin bir hitabesile başlayıp (Ayvaz Hamza) piyesile nihayet bulan bu müsamere siddetli alkışlarla karşılanmış ve davetliler çok neş'eli ve eğlenceli bir gün geçirmişlerdir. Darüşşafaka bu münasebetle her sene eski mezunlarını ve hayır sever dostlarını sakf ı altında toplıyarak aralarındaki muhadeneti yenileştirmek suretile iyi bir an'ane yaşahnaktadır. Liselerdeki talebe fazlalığı Lise ve Orta mekteplerde tedrisata başlandığı malumdur. Buna rağmen sınıflann esas talebe kadrolan doldu ğundan namzet kaydedilen talebeler henüz derslere devam edememektedirIer. Bu vaziyet yeni sınıf şubeleri açıl dıktan sonra zail olacaktn. Bu çubeler, imkân görülen mektepler de açildıktan sonra namzet talebeler bu mektepler arasında tevzi edileceklerdir. Bir tayyare yolunu şaşırdl Berlin 18 (A.A.) Meşhur Al man tayyarecui Udet'ten haber yoktur. Famille Volantl'ı bulmak mak • sadile tekrar girişilmiş olan tahar riyata iştirak ederek havalanan bu tayyarecinin Şarkî Groenland'da yolunu şaşırmış olmasından korkul maktadır. Maarif sistemimizin bahsettiği miz hatalarından kurtulamıyan meslek tedrisatı meyanında âli ve tâli ziraat tedrisatını da sayabiliriz. Masa başı için mükemmel bürokratlar yetiştîren bu mekteplerin mükemmel ziraatçiler yetîştinnedikleri, me zunlarınm serbest tesebbü» saha sında kendiliklerinden vazife alarak dolayısile memleket ziraatinin sosya! ve teknik sartlarmı ıslaha müessir olamamış bulunmalan ile sabittir. SERVER BEDİ Halbuki cumhuriyet rejimî üzerine aldığı büyük millî işleri başar mak için her sahada modern bilgi ile mücehhez, teşebbüs ve aksiyovı kudretini haiz, pratik kafal», yapıcı ve Bu sene lise, orta mektep ve ilk yaratıcı bir inkılâp nesline muhtaçtır. mekteplerde okutulacak kitapların Bu ihtiyaç, ziraatle meşgul nüfusün listesi neşredilmiştir. Bu listede Talim büyük yekunu bakımmdan ziraat »ave Terbiye heyetinin kabul ettiği bü hasmda daha ziyade mahsüstür. Ziraatin bugünkü iptida'liğinden kurtün kitalpar yazılıdır. Resmî, hususî, tarılarak gerek içtimaî bünye ve geecnebi ve ekalliyet mekteplerinden rek teknik noktasından modernize ehiç birisi talebelerine, bu listede ya dilmesi ancak ilmin mücerret bilgi zılı olmıyan kitapları okutamıya halbıden çıkarılarak hayata ve mucaklardır. hite tatbikile mümkündür. Bu ga yeye ise ziraat tedrisatim bir taraftan ihisasa, diğer taraftan hayata ve kütIeye doğru sevkederek bir cihetten derinleştirmek, diğer cihetten ameMillet mektepleri bu sene de teşrinisanide tedrisata baslıyacaklardır. An • Hleştirmekle varılabilir. cak bu seneki bütçeye konulan tahsisat Ziraat tedrisatı böyle bir zihniyet geçen senekinin nısfı kadar oîduğundan ve sistem inkılâbına şiddetle muh mekteplerde A ve B kurslarından hantaçtı. Bu inkılâbın âli tedrisata ta alluk eden kısmı henüz başlangıçta gisinin açılacağı henüz kararlasbnlmaolan enstitülerle tahakkuk ettirildi. mıştır. Daha ziyade çiftçi halka müteveccih Bütçe, tasdik edilerek geldikten sonoltnası lâzım gelen ikinci kısmımn da ra bu hususta bir karar verilecektir. bu defa başlı başma bir mes'ele halinde eiddiyetle ele alındığtm memnuniyetle öğrendik. İzmir 18 (A. A.) Bugün BorKıymetii Ziraat Vekilimizin bizzat sada 6 kuruştan 25 kuruşa kadar meşgul olduğu bu mes'elenin halli i 2992 çuval incir ve 12 kuruştan 34 çin tetkikatta bulunulmaktadır. kuruşa kadar 2591 buçuk çuval ü Tâli ziraat mekteplerine Vekâletçe züm satılmıştrr. verilmek istenilen yeni ruh ve şekil Mektep kitapları lisiesi neşredildi Millet mektepleri ne zaman açılacak? şöyle hulâsa edilebilir: 1 Bu mekteplerin gayesi raasa başı için memur yetiştirmek değildir. Binaenaleyh mezunlarının memur luk yapmamaları, bunun için de gerek tedrisat, gerek tahsil derecesi itibarile memurlu^a imkân bulamamalan lâzımdır. 2 Tâli ziraat mektepleri bilfiil istihsal «ahasmda çalışacak amelî çiftçiler yetiştireceğinden alınacak talebenin çiftçi çocuğu olmasına dikkat edilecektir. 3 Nazarî tedrisat mümkün xnertebe kısaltılacak, tatbikata çok itina edilecektir. Binaenaleyh bütün ziraat şubelerini ayni derecede öğrenmek imkânsızlığı da gözönünde tutularak gerek nazarî ve gerek tatbikî tedriJenertil Mak Artür Cenalari sat, mektebin bulunduğu mıntakanı Amerikan Erkânı Harbiye Reisi ziraî vaziyet ve hususiyetlerine görc tanzim edilmiş bir program etrafında jeneral Mak Aktür Cenaplarmm pazar günü Romanya vapurile Köstencereyan edecektîr. ce'den şehrimize geleceği tstanbul 4 Artık bu mekteplerin yüksek Vilâyeiine bildirilmiştir. JenereaT ziraat mekteplerine mahreç olma rıhtımda Vali Beyle Kolordu Kumanlanna da lüzum yoktur. Yüksek zidanı tarafından istikbal edilecek ve raat mekteplerine lise mezunları alıbir müfrezei askeriye tarafından senacaktır. Maahaza tâli ziraat mek tebinde büyük bir kabiliyet ve yüksek lâm resmi ifa olunacaktır. Mumaileyh tahsil için hususî bir istîdat göstermiş öğleden sonra Vali Beyi, Krolordu Kumandanını ziyaret edecek, Peraolanlar bir müddet liseye devam etpalas otelmde istirahatten sonra aktirilerek lise bakaloryası verdikten sonra yüksek ziraat mektebine gi şam üzeri Ankara'ya hareket edecekrebileceklerdir. tir. Amerika Erkânı Harp Reisinin An5 Tâli ziraat mekteplerinin tah kara'da yapılacak bir resmi geçitte sil müddetlerinin üç sene olmasına ve hazır bulunacağı haber verilmekte alınacak talebenin orta tahsil gör dir. ^ müş bulunmasına da lüzum kalma Ihracat komisyonları mıştır. Şimdiden sonra bu mektepe ilk mektep mezunları alınacak ve lâğvedildi tahsil müddeti de üç yerine iki sene olacaktır. (Birinci tabiieden mabait) Bu münasebetle bir noktaya işaret Ve bu suretle iş hacminin genişleedeceğiz: tilmesi ehemmiyetli surette nazari Bu güzel ve faydalı teşebbüsün dikkatte bulundurulacaktn*. Hüku iyi netice vertnesi müfredat prog met merkezinde ve salâhiyettar meramlannın amelî ve muhite uygun hafilde hâkim olan kanaat iktisat işolmalarma tâbi olduğu kadar ta lerinin sür'atle hali tabüye doğru golebeye iktisadî bir terbiye verilme sine de bağhdır. Bu iktisat terbiyesi türülmesi esasındadır. Hükumet bu her şeyden evvel millî iktisat hakkm maksatla faydalı görülen tedbirleri da Türk railletinin içinde bulunduğu hemen ittihazda gecikmiyecektir. eski ve yeni iktisat sartlarından mülhem olan iktisat siyasetimizin AnVc.ra 18 (Telefonla) B^^vekH prensiplerini ve hedeflerini çocuğun tsmet Paşa gelecek hafta Malatya'ya dimağında nakşedecek mücmel, fa gidecek ve oradan îstanbul'a gece kat çok müşehhas bir bilgiye istinat cektir. etmek lâzımdır. Zira her mektepten İktisat Vekili Celâl Beyin de önüçıkan genç, hacmi ne olursa olsun müzdeki hafta îstanbul'a gitmesi behemehal bir ziraî teşebbüsün ba ihtimali kuvvetlidir. şında veya içinde çalışacaktır. Her ziraî teşebbüs ise millî iktisadın bir cüz'ü tammıdır. Onu idare eden vatandaş meş'ur olmadıkça, devletin Maarif Vekili Esat Bey dün bera müdahalesi ne kadar keskin ve müberinde Kalemi Mahsus Müdürü Niessir olursa olsun, vücut vermek ishat Bey oîduğu halde Kadıköy ve Etediğkniz «kudretli ve kurtulmuş renköy liselerini ziyaret etmiş, mualTürk millî iktisadî» tam mânasile limlerle görüşmüs ve bazı derslerde tahakkuk edemiyecektir. bulunmustur. Vekil Bey bugün de Kandilli liseTâli ziraat mekteplerinde talebeye sile Almar. lisesini gezecek, akşam sağlam bir iktisat terbiyesi de verilebildiği takdirde bu mektepler ziraat üstü saat 18 de Maarif idaresinde ecnebi ve ekalliyet mekteplerindeki hayatımızın teknik ve sosyal şart Türk muallimlerin seçtikleri heyeli larını ıslah hususunda mühim nisbetkabul edecektir. te âmil ve müessir olacaklardır. Bu itibarla Ziraat Vekilimizi bu mühim teşebbüsünden dolayı büyük tebriklere lâyık buluyoruz. ismet Paşanın şevabati Maarif Vekilinin tetkıkleri Cumhuriyel Nüshası 5 Kurustur Türkiye ıçın 1400 Kr. 750 400 150 ALt SÜREYYA Fransız Şark muhripleri Istanbul'da tBirind sahifeden mabait) Şark memleketleri arasında mevcut daimî samimiyet rabıtasmın idamesidir. Şarkta en mühim bir devlet olan Tür kiye'yi çok severiz. Bilhassa Türkiye'nin son terakkiyatı bizi de sizler kadar memnun etmiştir. Burada bulunduğumuz müddetçe tstanbul'un görülmeğe değer yerlermi ve Bursa'yı ziyaret edeceğiz.» şeraiti" Senelık Altı aylık Üç aylık Bir ayhk Hariç içİB 2700 Kr. 1450 800 Yoktur izmir Borsasında EMLAK SAHİPLERİNE! ve M i M A R L A R A Beyoğlu Gaz Şirketi her nevi GAZ tesisatmı eski fiatlarından yüzde 30 nok>| sanma deruhte eder. İşleriniz için Şirkete müracaat ediniz. Bir Tereddüdün Romanı Peyami Safa âtanlar, intihar edenler, verem olanlar, insandan kaçanlar, çıldıranlar... Bu saydığım tiplere mensup ve pek yakından tanıdığım insanların hepsi, Iniyler ürpertecek kadar korkunç, bayıltacak kadar hazin bir kafile halinde gözlerhnin önünden geçti ler. Aralannda akrabam, dostlarım, pek sevdiklerim vardı. Bunlann içine ben de kaç defa girip çıktım! Başı yastıkta hareketsiz duran ve kızarmış gözlerinden hâlâ yaşlar akan Vildan'ın yüzüne bakarak, bir an içinde hep onları hatırladıcn. Sonra elhni tekrar Vildan'ın başına koydum. Fakat avcumda teselli enerjUini haiz bir elektrik seyyalesi kalmamıştı. Sıcak alında ellerimin üfttdügünii hissettim. Bir kelime söy liyecek halde değildim. Başımı ge virdim ve masanın üstündeki tepsi ve şişelere büyük bir nefretle baktım. Yerimden kalktım, hepsini topladım, mutfağa götürüp attım ve kadınm yatak odasından bir kolonya şişesi alarak geldim. Artık eşyanın vazif eleri değişiyordu. Vildan'ın başının al tındaki yastıkları düzelttim ve divanı rahat bir hasta yatağı haline getir dim. Kollarımla omuzlanm kaldıra rak yastıkları düzeltirken Vildan'ın başı gene sağa sola düşerek sarkmıştı Bu cansızlık bana bir ölüden ziyade korku veriyordu. Bütün sertliğini, maddesini, ağırlığmı kaybeden bu vücut, ince ipek elbisesinin içinde yalnız beyaz bir rengi ve belirsiz çiz gileri olan bir ruh gibiydi. Arada CUMHURİYErin edebt tefrikasıt 65 bir dudaklar kıpırdıyor ve mahut ] hançerin üstündeki italyanca sözü mırıldanıyordu. Artık onu okşamaktan da vaz geçmiştim. Çünkü onun için biricik te selli, ancak, ümitsizliğin en son de recesme inerek tevekküle düşmekten ve teslimiyetten ibaretti; dışarıdan gelecek zayıf imdatlar, uzak ihtimalleri cazibesile korkunç vaziyeti arasındaki farkı dayanılmaz bir ıztırap haline sokacaktı. Nitekim her elimi alnına götürüşümde göz yaşları artıyordu. Biraz sonra sabah olacağmı düşündüm. Ne yapacaktım? Onu bu halde nasıl bırakıp gidebilirdim? tstan ~ bul'da kitnsesi yok mu? Hüviyeti ne dir? Bir anda onun her sözünden şüphe ettim: îsminden, Suriye'li oîduğundan, hayatmdan, her şeyin den. Birincisinde olduğu gibi ikinci sinde de baştanbaşa yalan söylemiş olabilirdi; belki de ilk söyledikleri doğru idi, fakat bana karşı fazla açüdığım düsünerek, hüyiyetini gizle mek için ikincide yalan söylemişti. Onu bu sızmış halinde sorguya çekmek ve dirayetinin kontrolundan azade kalan samimî hislerini, hakikî vaziyetini öğrenmek istedicn. Yüzüne su serptim. Başını biraz daha yukarı kaldırdım ve bir gazete ile yüzünü yelpazeledim. Kızarmış gözkapak ları içînde iki ıslak siyah bakış, bir mermerin üstüne düşen iki katran damlası gibi ağır ağır yayılarak, bembeyaz yüzünde büyüdü, genişledi. Vildan! Dedim. Gözlerini daha ziyade açtı. Sık sık yutkunuyordu. Telkin yaptım evveiâ: Bak rahatladm. Yavaş yavaş ayılıyorsun. Ne kadar çok içmiştin biliyor musun? Hem de üstüste. Birdenbire başma, sinirlerine dokunu ~ verdi. Fakat hava aldın, istirahat ettin, artık açılıyorsun. Demin sızmış tın. Oh, bak, yüzüne tatlı bir renk te gelmeğe başladı, ayna olsa da gös tersem... Başile kuvvetli bir ret hareketi yap tı. Kendini görmek istemiyordu. Fakat sızdığın vakit ne kadar güzelleşiyorsun! Demin şimdi de ve daima öyle ya hele demin peri gibiydin. Seni kucakladığım vakit öyle haf iftin ki, vücudünde hiç bir madde, ne et, ne kemik hissedilmiyordu. Adeta beyaz bir ses, bir melodi ha line gelmiştin. Yüzüme büyümüş gözlerle, ya hiç bir şey anlamıyarak, yahut her şeyi en mücerret, mutlak ve ilâhî mana larile anlıyarak bakıyordu. I Sayıkladığın şeyleri hatırlıyor musun? Diye sordum. Hafifçe kaşlarını kaldırdı. Onun böyle işaretle, sır dolu bir yüzle cevap vermesi de beni ürpertti. Sesmi duymak ve kımıldadığını, yaşadığını görmek istiyordum. Konuşturmağa çalıştım. Sen bana ikinci seferde de yalan söylersin, ha?.. Dedim. Gene bembeyaz yüzünün taş ka bartması hiç kımıldamadı. Israr et tim: Bana her şiyi itiraf ettin! Birdenbire o taştan yüz, tuğyan eden bir çok hi&Ierinin pençesi içinde küçük bir ipekli kadın mendili gibi buruştu ve açıldı. Gözlerini gene sık sık kırparak doğruldu, bir yutkunu ~ şun ikiye böldüğü titrek sesle: Ben.. tni? Dedi. Evet. itiraf... mı ettim? Evet. Ne dedim? Bir anda kadınca zekâsmm ye ritıe geldiğini anladım. Benim ken disi hakkında bildiğim yeni şeylerin hududunu veya blöf yapıp yapma dığımı öğrenmek istiyordu. Zihnini faaliyete getirdiğim için sevinerek, fakat bu memnuniyetimi yeni bir şeylere vâkıf olmaktan gelir gibi göstererek: Hiç, dedim, itiraf ettin ki ismin Anjel değilmiş, Suriye'li de değü mişsin. Hakikati söyledim mi? (liabadivar)\ Senin istnin Anjel de değilmiş •J