^ 18 Mayıt 1932 Camhttriy'et S Ö N T E LG RAF LAO Bombay alevler içinde, kan gövdeyi götürüyor! Üç günde 71 kişi öldü, 700 yaralı var, yağma, kaçakçılık devam ediyor Londra 17 (A.A.) Hindistan işleri Nezareti tarafmdan dün akşam neşredilmiş olan bir tebliğ, Bombay'da yeniden kargaşalıklar vuku bulmuş olduğunu teyit etmektedir. Bu tebliğde isyanın mabetlere ve Ecnebi kumaşları yakılıyor camilere karşı gruplar tarafından Londra 17 (A.A.) Bombay'dan yapılmakta olan bir takım tecavüzler Times gazetesine bildiriliyor: şeklini altnakta olduğu ilâve edil Yalnız pazartesi gününün kurbantnektedir. larının adedi 32 ölü ve 286 yara lidir. Vaziyet, vahamet peyda etmiştir. Zabıta, 20 defa ateş açmağa mecTebliğ, kundakçıların gitgide da • ha ziyade faaliyete girmekte olduk | bur olmuştur. Dün gece sokaklar, mağazalardan larını beyan etmektedir. yağma edilen ecnebi kumaşlarının Zabıta, sarfetmiş olduğu faaliyet yakılması ile yap lan ateş şenlikleri dolayısile adeta yorgun bir hale geladeta donatılmıs bir halde bulun miftir. Takviye kıtaatv isteniltniştir. makta idi. Poona'dan zırhlı otomobiller gelmiş olup kargasahkların vuku bul 40,000 amele işsiz kaldı duğu mahallerde karakol gezmek Bombay 17 (A.A.) Mensucat tedir. imalâthanelerinin kâin bulundukları Tebliğ. kargasahkların mecusi'ler mıntaka da kargaşalık sahnesi halini le müslümanlar arasında tâli bir taalmıştır. kım mes'eleler yüzünden zuhur eOtuz mensucat imalâthanesi kaden ihtilâflar neticesi olduğunu kay panmış ve binnetice 40,000 amele işdetmektedir. siz kalmıştır. Htikumet kargaşalık lara nihayet vermek için siddetli tedbirler ittihaz etmek kararım vermiş Bombay 17 (A.A.) Üç gün ve akşamdan itibaren ışıkların söndenberi müslümanlarla Mecusiler a dürülmesi ve kimsenin dışarı çık rasında devam eden kargaşalıklar mamasını âmir olan kanunu asasî artmış gibi görünmektedir. Dün takmaddesini neşreylemiştir. riben 16 ölü ve 200 yaralı sayılmış Son netice ve hafta tatili esnasında da 40 kişi ölmü>, 600 kisi yaralanmıştır. K» Bombay 17 (A.A.) Kargaşalık ranlık basar basmaz tüfenk ateşi kurbanlarının miktarı 71 maktul ile haddi gayesine varmış bulunmakta 700 yaralıdan ibarettir. Bu adet son idi. Bir çok mahaller adeti muha üç buçuk güne aittir. Sükun ve in sara halindedir. tizamın tesisi emrine iştirak etmek Mecusi mahallesindeki bir çok üzere Poona'dan bir alay asker gelmüıiüman mağazaları alevier içinde miştir. yanmaktadır. Miktarı pek az olan zabıta memurları yağmacıları ve kundakçıları tevkif edememektedirler. Bombay Valisi Sir Frederic Sykes bu sabah tayyare ile gelmiştir. İ Yeni kontenjan | Listeleri bitti Ankara 17 (Telefonla) Yenij kontenjan listeleri ikmal edilerek Heyeti Vekileye sevkolunmuştur. f Yeni listelerde havayici zaruriye£ ye bilhassa ehemmiyet verilmistir.J Deniz ve ateş arasında kalan 900 yolcul. Aden civarındaki deniz faciası kurbanları henüz tesbit edilemedi! 900 yolcudan ve mürettebattan kurtarılabi lenlerin miktarı 650 kisidir Sovyet bandırah Kaianeft vapu • runun telsiz telgraf cihazı ile mü cehhez olmadığı zannediliyor. Annam Imparatorluğunun maliye nazırı da Phiiipper vapuru yolcuları meyanında bulunmakta idi. Paris 17 (A.A.) Mesajer: Maritim kumpanyası. son haber olarak Georges Philippert gemisinin 900 yolcusundan şimdiye kadar 650 sinin kurtarılmış olduğunu bildirmiştir. NALINA MIHINAİ Anlaşılmıyan bir nokta! •^•^^^"« Fenerbahçe Stadyomunda yapılan son Galatasaray Fener maçının 1900 lira hâsılat vermesi münasebe» • tile iki gün evvel bu sütunlarda yazdığım yazıda hâsılat azhğınm, şehir stadının merkezî bir mevkide yapılması lüzumunu isbat ettiğini söylemiştim. Bu yazımı, bir kariimle arkadaşım Felek Bürhanettin Beyin yanlış tefsir ettiklerini gördüm. Ben, o yazımda, Kadıköy'ünde Fenerbahçe kulübü etrafında takdire sayan bir gayretle tamir ve ihya edilen stad yom aleyhinde hiç bir şey söylemedim. Sadece, merkezden uzak yer lerde hâsılatm azaldığını kaydet mek istedim. Ve hâlâ şu iddiadayım ki bilhassa kışın. Fenerbahçe Stad yomu Taksim Stadyomu derecesinde hâsılat temin edemez. Galatasaray • Fener maçları, asla 6000 lira temin etmemiştir, diyorlar. 6000 olmasın da 5000 olsun. 4000 olsun, 1900 lira ile 4000 arasındaki fark öyle kolayca vaz geçilecek bir para değildir. Maa. mafih bu tenezzülde, diğer bazı tâli esbabın müessir olduğunu da ka bul ederim. Fakat benim iddiamın esas', Fenerbahçe Stadyomu ile Taksim Stadyomu arasında bir mukayese yapmak değildi, çünkü böyle bir mukayeseye lüzum yoktur. Kadıköy'ünün de bir stadyoma elbette ihtiyacı var dır ve Kadıköy halkı ile, İstan • bul'dan gidecek merakhlar, orada böyle bir stadyomu pek âlâ yaşata bilirler. Benim asıl iddiam, şehir stadının Kadıköy ile kıyas kabul et miyecek kadar hucra bir yer olan Yenibahçe'de yapılmaması lüzumunu göstermekti. Orada da, o civar çocukları ve gençleri için küçük bir saha yapılabilir; fakat Şehir stadyo munu tstanbul'un ölmüş bir semtinde yapmanın manası yoktur. Güzelce ve büyükçe bir stadyom, yalnız lâkırdı ile yapılmaz, para ister. Bu paranın tedariki de malî bir mes'ele teşkil eder. Binaenaleyh stadyoma yatırılacak sermayenin ö!ü bir sermaye haline gelmemesi için orada yapılacak maçların vereceği hâsılatı da düşünmek lâzımdır. Belediye yarım milyon lirasını so kağa atacak değildir ya; stadyom dan az çok bir menfaat temin edecek ve bu menfaatle, oraya sarfettiği »ermayeyi itfa eyliyecektir. Bunun içindir ki Sehir stadının en çok hâsılat temin edecek merkezî br > yerde yai• pılması lâzımdır. Avrupa şehirlerinin göbeğmde stadyom var mıdır ki bizde de olsun, diyenlere, o büyük şehirlerin çoğu nun en kalabalık yerlerinde bir karışlık boş arazi kalmadığı halde, İstanbul şehrinin en merkezî kısımlarında bile bir sürü gayet büyük arsalar mevcut olduğunu hatırlatmak isterim... Sözü beyhude uzatmışım; sanki bir Şehir stadyomu yapılacakmış gibi söylenip duruyorum... * ** Küçiik bir köyde matem hayatı geçiriyor Yagma ve yangınlar '""mmm!fintlW)flllWmill!WI!l!l|llinilllllllllıııııuıı> Japonya'daki Suikasitler Gemlik'te Garip bir hâdise Suikasitleri yapan gizli Postaneyi soyan miidür cemiyetler meydana çıktı tevkif edildi Tokyo 17 (A.A.) Rahip Nissho M. Inouye ile M. Takumadan'ın katli mes'elelerinde methaldar olmak töhmetile saat 11,30 da tevkif edilmiştiı. Mumaileyh, zabıtaya teslimi nefsetmiş olan 17 delikanlının (Kan arkadaşlığı» ismindeki gizli cemiyetin »M^ndan olduklarını ve bu cemi yp' her ne vasıta ile olursa olsun cin cîin ika edildiği gecede nasyonalizme aleyhtar telâkki edilen bütün hükumet adamlarının ve bu fikirde bulunan diğer bütün zevatın izalesi gayesini takip etmekte bu • lunduğunu söylemiştir. Tokyo 17 (A.A.) Japon bahriyesinde isyan çıkmış olduğuna dair ecr.ebi mehafilinde şayi olan ha • berl*»v asıl ve esastan ârid'ir. Bıırsa 17 (Hu.Mu.) Gemlik'te garip bir hâdise olmuştur. Gemlik postanesinin üstünde ikamet eden miidür Celâl Beyin odasına dün gece saat ikide elleri bıçaklı iki sahsın girdiği, kendi sini telidit edip kasarun anahtarını aldıkları, o gün Ziraat Bankasından tes lim alınıp kasaya konulan beş bin lira ile idarenin 1178 lirasını kasadan aşırdddarım, bundan sonra da guya mü • dür Celâl Beyin dağa kaldırdıkları ha • ber verilmiştir. Bu hâber üzerine Vaİi vekili Şevket Beyle polis müdürü Mustafa Beyler, jandarma kumandanı, posta basmüdürü Gemliğ'e gitmişlerdir. Mahallî zabıta ile müstereken yapılan tahkikat neticesinde dağa kaldırmak iddiasını tevsik edecek hiç bir delfle tesadüf olunmamış, müdürün vak'ayi bîzzat tashih ederek parayı aldığı, cürmü saklamak için böyle bir hâdise uydur • duğu anlaşılmıştır. Celâl B. tevkif e • dilmis, tahkikabn tamikına başlanmıştır. Adlî ıslahat Lâyihası bitti Londra 17 (A.A.) Aden'den Daily Express'e bildiriliyor: George Philipper'in yolcul an a rasında ekserisi mezuniyetle avdet eden bir takım Fransız memur ailelerine mensup olmak üzere bir çok Paris 17 (A.A.) Paris Soir gaçocuk bulunuyordu. zetesinin hususî muhabiri, tabiatin Geminin Kolombo'dan hareketinsükunu içinde metanet ve kuvvet aden iki gün sonra pazar akşamı yolramağa gelmiş olan Madam Dou • mer'i ziyaret için Conse • sur Niev cular uyumak için kamaralarına çekildikleri sırada gemi zabitanı bi re'e gitmiştir. dayette tehlikeli gibi görünmiyen bir Sabık Reisicumhurun refikası, şimdi basit manzaralı bir katlı küçük bir yangının zuhurundan haberdar edilmişlerdir. evde ikamet etmektedir. Hemen o dakikada istimdat işa • Bu ev kızına aittir. Müteveffa reis reti verilmemiştir. Doumer, istirahat etmek ve düşün Yangının etrafı sarılmış ve tevessü mek için ekseriya buraya gelmekte etmemesi için her türlü ihtiyat tedidi. Kendisi Loir nehrinin sahillerinde birleri ahnmıştır. Vaziyetin vahametini gören gemi gezmeği çok severdi. Madam Dousüvarisi Vicq Aden'e bir an evvel mer, perşembe akşamı otomobille vâsıl olmak için son sür'at emrini verburaya vasıl olmuş ve kendisi oda rr.iş ise de raevcut mazot miktarı bir sına kadar götürülmüştür. Müşarünileyhima, o gündenberi dışarı çıkma 'ehlike membaı teşkil ettiğinden yanmış ve hatta yemek için de asağı in gırdan yolcuları haberdar etmek i cap etmiştir. memiştir. Pazartesi günü biraz gıda Bütün yolcular derhal göverteye almağı kabul etmiştir. toplanmışlar ve tahlisiye sandallarıKöylü kadın ve erkekler Madam Doumer'in evinin önünden geçtikleri nın etrafını çevirmişlerdir. Bu sırada gemi zabitleri yolcuların tahlisiye sırada mükâlemelerine nihayet vermekte ve ancak bu matemli ikamet kemerlerinin iyi takılıp takılmadı gâhı geçtikten sonra tekrar sözlerine ğını muayene etmekte idiler. Guardafui burnunun tam 5 mil başlamaktadırlar. Bu hal, bu basit tabiatli insanların mesafesinde kaptan Vicq felâketin maktul reisin dul zevcesine göster • tevessü etmekte olduğunu görerek dikleri dokunaklı ve ketum hissiyatı telsizie S. O. S. işareti vermeğe mecbur kalmıştır. izhar etmektedir. Alevler tahlisiye sandallarının deGorguloff'un isticvabt nize indirilmesini hayli iskâl etmiştir. Paris 17 (A.A.) M. Doumer'in Bir çok sandallar tamamen ateşle sakatili Gorguloff istintak hâkiminin rılmıştır. 3 yolcu ve mürettebattan sorduğu suallere verdiği cevapta bir bir çokları cid'dî surette yanraışlar • müddettenberi M. Doumer'i öldür dır. Bu sırada tahlisiye sandal ve mek gibi sabit bir fikrin tesiri altınsalları geminin muhtemel bir infi da bulunduğunu söylemiştir. lâkı karşısında kalmamak içm uzakGorguloff zihnine musallat olan laşmağa mecbur kalmışlardır. bu fikre mukavemet için boş yere Aden 17 (A.A.) İngiliz Contracçahştığını, bilhassa cinayet günü kentor ve Mahsud vapuları, Phiiipper sini tevkif ettirmeğe ve bu cinayeti yapmaktan kaçınmak maksadile sar vapurundan kurtardıkları 153 yolcu, 3 bâhrlye zabiti, 16 çocuk, 5 yerli ve hoş olmağa uğraştığını beyan et • 76 tayfayı bugün öğleden sonra bumiştir. raya çıkaracaklardır. Gorguloff «ibnos* nevinden bir Fransız AnJre Lebon vapuru, hal içinde M. Moumer'e ateş ettiğini Sovyet Kaianeft gemisini aramak ve söylemiş ve on beş senedenberi frenişbu gemide bulunan Philipper'den giye müptelâ olduğunu ifadesine ilâ kurtarılmış 420 yolcuyu alıp buraya ve etmiştir. ve yahut Djibouti'ye çıkarmak üzere gece yarışı hareket etmiştir. Madam Doumer Vapur hâlâ yanıyor Facianın tafsilâtı Aden 17 (A.A.) Phiiipper posta vapurunda çıkan yangından sağ olarak kurtulan ve İngiliz bandırah Contractor gemisile Aden'e gelen yolcular yangının gayet siddetli olduğunu ve 35 mil uzaktan görülebilecek bir şiddet ve vüs'at aldığını söylemektedirler. Bu esnada gemide ehemmiyetli korku ve telâş eseri görülmüştür. Yangın sabahleyin saat 2 de birinci sınıf kamarlardan birinde vuku bulan elektrik kontağından çıkmıştır. Zannedildiğine göre ilk dakika larrfa yolculardan 100 kadarı hiç bir tarafa kaçmağa imkân bulamamışlardır. Bunlardan bazıları ölmüştür. Yangın çok büyük bir sür'atle tevessü etmiştir. Yolcular vapurun baş tarafma doğru kaçmışlardır. Alevler telsiz telgraf aletini bozmuştur. Bundan dolayı imdat iste meğe imkân bulunamamıştır. Bu kazadan kurtulanların çoğu gecelik kıyafetile kalmışlardır. Bunlar her şeylerini kaybetmişlerdir. Yardım sandallarının içine bin meğe imkân bulamıyan bir çok yolcular köpek balıklarile dolu olan denize atılmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bu yangından sağ olarak kurtulanlar çok acıklı vak'alar anlatmaktadır. Birbirinden ayrı dü şen bir çok kadınlar ile bunların kocaları ve çocuklan sevdiklerinin sağ olup olmadkılarını bilememekten mütevellit derin bir azap ve ıztırap içinde kıvranmaktadır. Bir bebekle iki buçuk yaşında bir çocuk analarını ve babalarını kay betmişlerdir. Taltif edilecek süvari zabilerimiz Aokara 17 Millî Müdafaa Ve kâî."ti Nis'te muvaffakiyet göıteren *ü vai zabitleitmizi naktî mükâfat ile taltif etmeğe karar vermiştir. Nis sehrinde beynelmilel yarışlara işlirak eden kıymetli süvari zabitlerimizin bir kısmı evvelce dönmüslerdi. Zabit leıimizin bir kısmı da dün, vapurla şehrimize gelmişlerdir. Dün gelenler, bi nicilik mektebi müdürü Cevdet, zabitlerimizden Cevat ve Ziva Beylerle Fran»17 muallim M. Taton'dur. Süvarilerimiz, Galata rıhtımında bi • t)^~i!ik mektebi muallim ve talebeleri i^'afından karsılanmıslardır. Ankara 17 Adliye Vekâleti adlî ıslahata müteallik kanun projelerini tamamlamıştır. Yeni lâyihalar son defa olmak üzere gözden geçiril mektedir. Münferit hâkimliklerin bütün memlekete teşmili lehindek cereyan çok kuvvetlidir. ıstinaf mah kemelerinin yeniden ihyası kanun lâyihası da hazırlanmıştır. Yeni lâyihaların Meclisin bu devresinde kanuniyet kesbetmesi bek • lenmektedir. İcra harçları Yeni kanun lâyihası Meclise geldi Raşit Rıza heyeti Bu akşam Yunan şaheserini oynıyacaktır Gcçenlerde büyük san'atkâr Raşit Rıza'n;r Beyoğlu'nda Fransız tivatro sunda Yunan edibi Spiro Melas'ın bütün lisanlara tercüme edilen (Bir gece.. Bir havat) isimli şaheserini oynadığı ve erkâni hükumetin, ecnebi sefaretler erkânının pek çoğunun huzurunda ve rilen bu temsilin büyük bir muvaffakiyet kazandığı hatırlardadır. Bir iki haftadır KadıkÖyü'ndeki temsillere fasıla ve ren Raşit Rıza, Kadıköy halkmın vâki olan davetine hürmetle bu akşam bü yük e3eri Kadıköy Süreyya sinemasmda oynamağa karar vermiştir. (Melas) m eseri bütün diinyada büyük muvaffakiyet kazanmış büyük ve beynelmilel şaheserlerden içtimaî bir hailedir. Bu temsil, Raşh Rıza'nuı mutat zaferlerinden birisini daha Kadıköy halkına tanıtmış olacaktır. Temsile, Rasit Rıza tiyotro • sunun bütün san'atkârlan iştirak ede cektir. Fatih'te Kâmiran Beyefendiye Âğrı şakileri Hakkındaki karar Adana 17 (A.A.) Ağrı şakileri hakkındaki kararın ne gün verileceğ henüz malum değildir. Mahkeme ev rak üzerindeki tetkikatına devam et mektedir. Kararın önümüzdeki cumartesiye verilmesi muhtemeldir. Süvarilerimiz döndüler Kemalettin Sami Paşa lyileşiyor Vaymar 17 (A.A.) Türkiye Büyük Elçisi Kemalettin Sami Paşanın ahvali sıhhiyesi iyileşmektedir. Etrafındakilerle görüşmeğe baş • lamıştır. Kira ile gaz tesisatı Bevoğlu Havagazi Şrrketi, gaz isti • malinin temin ettiği fevaidm herkese te&mili için gayet cüz'î bir kira ile kendi hesabına gaz tesisatı yapmaktadır. alını Litvinof'un başmm üstüne düştü. Bu anî tuludan bir saat sonra Litvinof kanapesinin üstünde yalnız oturuyordu. Bavulu bir köşeye çe • kilmiş ve içi boş idi. Karmakarışık eşya arasında masanın bir ucunda Tatyana'dan gelmiş bir mektup duruyordu. Teyzesinin tamamen iyileştiğini, Drest'ten hareketlerini tacil edeceklerini ve bir raâni zuhur ctmediği halde ertesi gün öğleyin Bad'da bulunacaklarını yazıyor ve kendi lerini istasyonda karşılıyacağını ümit ettiklerini ilâve ediyordu. Litvinof indiği otelde onlar için de bir daire ayırtmıştı. O akşam tren'e bir tezkere göndermiş ve ertesi sabah şu cevabı almıştı: «Bir gün evvel, yahut bir gün sonra bunun önüne geçmek kabil değildi. Sana dün söylediğimi tekrardan başka benim için yapacak bir şey yoktur. Hayatım ellerine teslimdir. Beni ne istersen yap. Tamamen »er Belçika kabinesinin istifası Brüksel 17 (A.A.) Belçika kabinesi istifa etmiştir. kü nişanlısmı da düşünmemeğe ça • Iışıyordu • ona tayin ettiği Kaydelberg'deki otele kavuşmak. İşte bu muztarip ve perişan ruhun feneri bu idi. Sonra ne olacaktı, bilmiyor, bilmek te istemiyordu. Tereddütten azade bir şey vardı: Gerî dönmemek... Saatine baka baka: sonra icap ederse ölmek, cümlesini belki onuncu defa tekrarlamıştı. Altıyı çeyrek geçi • yordu. Daha beklenecek epey bir zaman olduğundan yeniden dolaşmağa başladı. Güneş iniyor, ağaçların arkasından gök erganunî bir renk alıyordu. Gittikçe donuklaşan odaya dar pencerelerden kırmızı bir akis geliyordu. Kapı birden açılmış ve birden kapanmış gibi bir şey hissetti. Başını çevirdiği zaman siyah bir <?ala sarılmış bir kadınla karşılaştı: Ellerini kavuşturarak: İren! Diye bağırdı. Kadın başiie bir işaret yaptt ve Ankara 17 (Telefonla) İcra ve iflâs harçları hakkındaki tarife kanun lâyihası Meclise gelmiştir. Lâyihaya göre icra ve iflâs muameleleri için Kizumlu olan masraflar pesin ödenir. Tebliğden başka bir muamele yapmak için ma kamından uzaklasmağa mecbur olan memura yol masrafı haricinde her saat ve küsuru için 30 kurus yol tazminatı verilir. Gece bir yerde kalmak lâzım gelirse ayrıca 100 kurus verilir. ödeme emirlerinin tebliğ olunacak ilk rrüıöas! için 15 kurus harç alınır. Nüshalaı taaddüt ederse her nüsha için onar ku • l ruş alınır. Çıkanlacak evrak ve suret lerinm beber sahifesi ve küsuru için 20 kuruş ahnır. Bir sahife 24 satır, bir sa tır 50 harftir. Hacizden evvel ödenen paralardan yüzde 2 alınır. Para hacizden sonra, fakat satıştan evvel öde nirse yüzde 3 ahnır. Bankaya yatırılan paraların faizi devletindir. Haczin za bıt varakasmm tanzimi için 20 kuruf almır. bestsin. Fakat iyi bil ki, lâzımsa her şeyi terkeder ve senin arkandsn dünyanın öbür ucuna kadar gelirim, zaten yarın gÖrüşeceğiz.» Yukarıki yazımda sizin mektu • bunuza da cevap vardır. İsim mes'elesine gelince, «Fenerbahçe» nin i«mini kısaca «Fener^> yazdığıma ahnmışsımz. Kulübün ismîni ihtîsar ederek Fenerbahce'lileri ve Fenerbahçe'» yi sevenleri incitmiyiniz, diyorsu nuz. Bu ihtarı ilk defa sizden îşiti yorum. Sizin dediğiniz gibi, Galatasaray'hlara Galata'lılar ve Beşiktaş'* lıîara Beşik'liler denildîği yok ama Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçe'lilere, her zaman, Fener ve Fener'liler deniliyor. Bu, halkça ve gazetelerce kabul edilmiş samimî ve tabiî bir ihtisardır. Bütün gazeteler, hatta spor mu harrirleri en ateşli birer Fenerbah çe'li olanlar bile «Fenerbahçe •> ve «Fener» kelimelermi müteradif olarak kullanıp duruyorlar. Buna gücenmek te, başta Fener'in güzide kaptanı Zekî olmak üzere, hiç kimsenin aklından bile geçmiş değildir. Onun için ben de sizden ri« ca ederim ki umumiyetle kabul edilmiş bir ihtisardan dolayı beyhude ye» re incinmiyiniz ve üzülmiyiniz efendim. mişti. Şimdi heyecan yerinî, öldürücü. bir ıztraba terketmişti. Olduğu yerde duramıyordu. Bir tayf gibi sarı idi; ksıabalığa karışıyor, herkesin arasm^a kaybolmağa çalışıyor, ve a ransa, kim bilir, belki sahiden büs bütün kaybolmağı da istiyordu. E sash hiç bir şey ifade etmediği halde yarabbi, diyordu, ne olurdu, bir gün teahhur etse... Tatyana'nın yüzüne nasıl baka • caktı ve bu halde onun kendisine atacaği ilk nazar ne olacaktı? fşte kendisini korkutan ve şimdi hemen imdada muhtaç bir hale atan asıl bu idi. Peki sonra?. Sonra ne olacaksa olabilirdi! Yeni bir karar verebil mek kabiliyetinden düşmüştü; çünkü artık kendi kendisine de etnniyîti yoktu ve kendi mes'uliyetini kendisi üzerine alamıyordu. Bir «ün evvelki cümle hatırına geldi... fşte Tatya na'nın istikbaline bu halde gidlyor * du... Ma.ba.di v&r aJMHURtYETin DUMAN Muharriri Mütercimi /. Twrgenive1 Hayâar Rifr.t Demek oluyor ki, bir insan için iki kere sevmek kabil değilmiş; sana diger bir hayat teraşşuh etmiştir, artık ondan kurtulmak imkânı ı ok tur. Artık bu zehirden şifayap olmıyacaksın, bu bataklardan çıkamıyacaksm! Bu böyle. Fakat bu ne îspat eder? Farzedelim ki onu seviyorsun. Ve o da... seni.... seviyor.... saadet kabil mi?... Diyordu. Kendini zorladı. KaranIık bir gecede uzakta zayıf bir ışık farkeden bir seyyahın yolunu şaşırmamak üzere o halâskâr lem'acığı kaybetmemeğe uğraşması kabilinden fikrinin bütün notlarını bir noktada toplamağa çalışıyordu: Nişanlısına mülâki olmak, ve daha doğrusu • çün 17 Ağustosun on sekizinci günü şimendifer istasyonunda, rıhtım üzerinde öğleyin bekliyenler arasında Litvinof ta vardı. Bir kaç dakika evvel tren'e rasgelmişti: Kocası ve yaşlı bir zat ile beraber açık bir arabada idi. Kadın kendisini görmüş, gnzle • rinde gamlı bir bulut uçuşmuş, ve derhal şemsiyesile kapanmıştı. Bir gün evvelindenberi Litvinof'ta büyük bir tebeddül vukua gelmişti. Ahval ve harekâtında, simasının i • fadesinde, büyük bir başkalık hâsıl olduğunu anlıyor, başka bir adama inkilâp ettiğini biliyordu. Huzur ve emniyet, nefsine hür met gibi bütün hasail üzerinden si J linmisti. Manevî bünyesi ta rumar olmuş, bir enkaz bi le kalmamıştı. Son ve musır intiba ve teessürleri mazi ile arasına müthiş bir set çekmişti. Yepyeni mahiyette kesif, şedit duygular elinde baziçe ha'indeydi. Esrarengiz, meçhul bir müsafir, bir kuvyet, bo.ytülkudüs halinde olan maneviyatını bas mış, oraya ses sada çıkarmadan ye> I leşmiş, usulü dairesinde bir e"e ta j sarruf edildiği zaman onun üzerinde takınılan vaz'ü hal nevinden bir hâkimivet ile kurulmuştu. Binnetice haya gitmiş, yerine korku kaim olmuştu. Ayni zamanda nevmidane bir küstahlıkla yanıp tutu şuyordu. Bu müteariz hissayıtn ha litasını bihakkın mağlup, veya bihakkin mahpus olanlar bilir; bir hırsız, ilk sirkatinden sonra bu duyguyu duyar. Litvinof nagehan yenilmişti, şimdi şeref ve haysiyeti ne oluyordu? Tren bir kaç dakika geç kal •