6 Mayıs 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

6 Mayıs 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'•Cnmharîvet 6 Mayıs 1932 Bir Romamn Mhayeti! Fransızcadan: Etfal hastanesinin bekçisi, o gece nö meçhul siyahlı kadını savdıktan sonra, betçi buiıman ihtiyar doktora, siyahlar henüz Altay'ın dosyasını dolaba yerlesgiyinmis genç bir kadının kendisini mut tirmeğe başlamıştı ki telefon çıgrağının laka görmek istediğini haber verdi, dok anî ve zoraki daveti karşısmda kaldı. torun reverans yapar gibi mubalâğalı Açtı : bir şekOde çektiği müsaade isareti üze Efendim.. Evet benim.. Ha.. Söyrme ziyaretçiyi içeri aldı, çıktı.. le İhsan'cığım.. Bu gece sana ı% geleGecenin aşağı yukarı onuydu. Has yim? Balo mu? Ne münasebet canım! tanedeki miniminilerin çoktan uykuya Senin yas günün diye mi? Çocuk mu vardiklan bu saatte, kendisini mutlaka oldun yahu? Böyle geceyarısı davet te görmek istiyen bir ziyaretçinin gelmesi, görmedim hiç.. Peki.. Asistanı kandıradoktoru hayrete düşürmemis değildi. bilirsem gelirim.. Çalışınm.. Eyvallah. Buyurun efendim, diye yer gösDoktcr telefonu kapahnca, borsa oyterdi, bir emriniz mi vardı? nıyan bir banger gibi, ellerini uğuşturKadm bu sualden cesaret almıştı, bir du. Gitti; asistanı ile görüştü. Fevka sey ler kekeledi: lâde işi olduğundan gitmek mecburiye Beyefendi.. On giin evvel bir çotinde olduğunu söyledi. Asistana Altay enk yatmnutik hastanenize.. Belki hames'elesini de tenbih etmeği unutmadı. telarsınız.. Hani 9 numaradaki.. Ben Telefon numarasını verdi. Gece çocu•» vm,. Sıhhati hakkında bir parça ğu şöyle bir muayeneden geçirip (İst. nut' nat almak.. Rica ederim.. Hatia 21085) e telefon etmesini tekrar tekrar âncise kendisini görsem.. rica etti, teşekkür etti. Fazia heyecandan lâflarının nihayeti Muavini Altay'ı, hatırlamıştı; dok • anlaşılmaz \>ir hal almıştı. Doktor şöyle tora ümitsiz bir nazarla bakta.. bir düşündu. Tütün isinden sararmış Doktor Altay'ı, ancak şimdi, haürparmaklannı çenesinden bashyarak yalamıştı; muavinine ümitsiz bir nazarla nağuıda, şakağında, saçlannın arasinda bir hayli dolastırdu Sonra alnına gö • baktı. Zaif bünye, kiiçük çocuk, za türree, 40 derece ateş türdü; aonra gözlerini kapadı; sonra sigarasmdan bir nefes çekti. Nihayet Doktor. arkadası thsan'ın yas günü bilmif gibi: için verdiği baloya gitmek üzere yola H.a..., diye manasız bir hareketle çıktı.. Bir taksiye atladı. İstanbul tara • fına... doğruldu, anladım... Dosyasına bak *** mak lâzım. Belki bes dakikadır pek belli bir asaCazbant, dans, patırdı, kahkaha bin biyetle titriyen siyahlı kadm, doktortiirlü gürültü arasında thsan, arakadaşı dan, hiç şüpbesiz, bu kadar manasız bir doktora kansuu takdim etti. Kadm da cevap beklemiyordu. Kendini giiç zapdoktor da az evvel hastanede beraber tetti: olduklanndan birbîrlerini tanıdılar ve Lutfetseniz efendim! doktor hayrette, kadm mahcubiyetten Evet ama kızım, geceyarısı da.. fena halde heyecanlanduar. Neyse haydi yardım et te bir parça.. Doktor dans ederek az evvelki ta • Bakahm bari.. mamile meçhul, sundiki yarı malum si« Beraberce büyücek bir dolabm kayahh kadını bir tenha odaya, telefon opaklannı açtılar. Bir sürü sarı zarfın adasına, sürükledi. Kadın orada doktora rasradan doktor bir tanesini çekti, gözher şeyi anlatmak mecburiyetinde kaldı lüğünün iizerinden okudu: Altay! ve anlatb: Evet!.. Evet!.. İste o. Bu eski kocasından kaian ilk çocuğu Pek âlâ ama telaş etmiym, ve kaidi. Fakat şimdiki kocasının bu çocuktan ba kaba güldü, bilmez misiniz, acele haberi yoktu. işte şeytan mes'elesi vardır. İhtiyar doktor: «Bir roman...» diye Görebilir miyim şimdi kendisini? ayağa kalktı, «Allah nihayetini hayır Yooooo! Bakın buna imkân yok. j Siz sıhhati hakkında malumat istedi • eylesin kızım L.» Bu lâflar henüz bit • misti ki hırçın hırçın telefon çaldı.. Kaniz.. Amenna, ama görmek.. Yasak.. dm açtı.. Konuştu.. Birden rengi sarar • Doktor böylece söylenerek tekrar masasınm başına geçmişti. Dolabm ka mış, gözleri nemlenmişti. Titriyerek «hastaneden!» diye doktora döndü.. paklanm kapatan Altay'ın anası da isBu sırada odaya pürtelâş ve pürneş'e kemlesine ilisti. Dcktor şimdi zarfın için den çıkardığı evrakı tetkik ediyor, bir j kocası İhsan girdi. tçkinin verdiği hafif Tandan söyleniyordu: ! baş dönmesile karısına biraz çıkışmak Oooooo.. Oop^ Vaziyet, doğrusu | istedi: Nerdesin Vesime'ciğim.. Bir saatya, iyi değil.. 38, 39 vay canına dün ı tir sen arıyorum.. Hani demin sizi ta • akşam 40 biie olmuş.. nıstırdığım meb'us var ya.. O senbıle bir Siyahlı kadının bu ana kadar yalnız dans etmek istiyordu. Arıyorum, arıyogöğsünü şisiren heyacanı, arhk göz yaşı rud.. Yoksun! halinde yanaklarmdan süzülmeğe başVe muhabbet dolu, şefkat dolu bir lamıştı. Doktora yalvardı: Uyurken olbuseden sonra karısını elinden sürükli • «un bir saniyecik çocuğunu görmek.. Fakat hayır.. Doktorun tecrübesi vardı. yerek ilâve etti : Kabul günu olmadan gelen kaç ana, Haydi gel!. Adamcağtza mah • böyle yalnız göriip aynlmak vadile, bel cup oldum fena halde vallahi.. ki niyetile de, koğuşa girmişler de.son*** radan ağlamalarile çocuklan ağlatmışSalonda cazbant coşkun, çılgın nağlar, bütön bastaneyi allak bullak etmişmelerle neş'eli bir hava çalıyordu. lerdı. Başlar dönüyor, çiftler dönüyor.. Böylece hasta Altay'm betbaht anası Telefon odasında yalnız kalan doktor çocuğunu göremeden geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Yalnız aynlırken dok dışan çıktı, dans edenlerin arasında bir tora yeniden yalvardı: Çocuğa itina gös an çocuğu ölen anayı görmek istedi. O, sişman bir adamın kollannda idi. termesmi, bir sey olursa kendisine geceyann da olsa telefon etmesini, beheme Başını mütemadiyen geriye çeviriyor, öne iğiyor, havaya kaldınyordu. hal uyanık bulunacağını söyledi.. Tele • fon Bnmarasını da verdi : İst. 21085 Bunun göz yaşlarmı gizlemek için ol**# duğunu yalnız ihtiyar doktor farketti... DOĞAN NADİ Etfal hastanesinin ihtiyar doktoru Feci bir cinayet Bir amele yedi aylık metresini öldürdü Dünkü Meclis içtimaı çok hararetli oldu disenin inzibatî bir vak'a olduğunu, intizam ve inzibatî ihlâl eden 16 ta lebenin ihraç olunduklannı bildirdi. Sözlerine ilâveten dedi ki: « Devlet müessesesinin dahilî nizamatına riayet etmiyenlere karşı intizaraı muhafaza etmek vazifem dir. Bundan sonra Rüştü Bey (Bursa) söz alarak doktorlara karşı ağır ithamlarda bulundu. Doktoriarımızm gün geçtikçe menf aat hislerinin tesiri altında kaldıklarmı memlekette 4550 kuruş yevmiye ile çalışan kadın ve çocuklardan kazanç vergisi ahnırken doktorlarımızm vergiyi ver ı memeğe çalıştıklarını söyledi. (Davamız) ath kitaptaki çocuk vefiyatı rakam'.nm Sıhhiye Vekâletinin lekzip ettiği gibi yalan olduğunu, hakikî rakamın yüzde 50 den çok fazla bulunduğunu sözlerine ilâve etti. Bu hususta izahat vererek sıhhî vaziyetin bir çok yerlerde iyi olmadığını, tesadüfen bulunduğu 280 hanelik bir köyde 83 ölüm vak'ası tesbit edildi • ğini anlattı Eczaneler gibi doktorların da nüfusa nazaran tevziini istedi. Bir çok kazalarm doktorsuz olmasına mukabil İstanbul'da 11,000 küsur doktor bulunduçunu kaydetti. Bu akşamki program İSTANBUL: 1200 18 Gramofon konseri 19,30 Stüdyo saz heyeti ve Vedla Rıza Hanım 20,25 Ajans haberleri, saat ayarı 20,30 Faust operaa (gramofonla) 21 Servet Hanım, İnci Hanım ve saz heyeti 22 Tango orkestrası: 1 Mundo Argentino, 2 Carmela, 3 İm Santa Lucia, 4 Adios, 5 Barro Reo, 6 Cara Dura, 7 Olina, BERLİN: 1635 18,40 Orkestra konseri 20 Kitap saatl 21,15 Konferans 21,35 Musahabe 23,05 Havadisler 23,15 (Mülâzim Komma) komedi 24,45 Havadisler ve dans musikisi. BRESLAV: 325 18,35 Salon musikisi 19.40 Kitap saatl20,05 Konferans 20,55 Konser 22,05 (Bağdatiı Berber) opera komik 24,05 Havadisler 24.35 Dans musikisi. VİYANA: 517 17,50 Havadisler 17,50Mozarfın ( La Flute enchartee) isimli operasından parçalar 18,40 Hafif musiki 20,15 Ticaret haberleri 20,50 Musahabe 21,20 Havadisler 21,30 Eski dans musikisi 22.15 Haftahk tefrika 23,15 Bir senfonl 24 25 Havadisler 24 Dans havaları. BARSELONA (R. Barcelona): 16.35 Konser 17,05 Gramofon 17,25 Konsere devam 18 05 Hastaneler men faatine nesriyat 22,05 Trio konseri 23,05 Gramofon 24,05 Başlıca Avrupa istasyonlanndan nakll 24.35 Orkestra 1,05 Romen musikisi 1,35 Orkestra. BUDAPEŞTE: 550 20.05 Macar halk havaları (piyano ilei • 21.05 Opera orkestrası tarafmdan konser 23,05 Trio konseri 24,05 Tsigan orkestrası 1,05 Dans musikisi. ROMA: 441 19,35 Şarkı konseri 19.50 Muhtellf 21.55 Gramofon 22 50 Muhtelif kons°r 23,15 (Don Giovanninin sergüzeşti), Skeç 23,35 Orkestra. BUKREŞ: 394 20.15 Orkestra 21,05 Din ve felsefe hakkında konferans 21,45 Gramofon 22,05 Gitar Kuarteti ile Viyana musikisi 22.35 Konferans 22 50 Şarkı konseri 23,10 Tango orkestrası 23,50 Havadisler. BELGRAT: 22,15 Opera parcaları 22.55 Hafif müslki 23.35 Havadisler ve dans musikisi. PRAG: 23,05 Büyük koro konseri, VARŞOVA: 1411 19,40 Orkestra ile hafiPmusikl 20 55 Muhtelif 21.40 Gramofon 21,50 Rr.Uyagazetesi 22,20 Varşova filarmonik orkestrası tarafından senfonik konsgç.^ 24,55,,, Dans musikisi. PALERMO: 524 22,25 Gramofon 22,55 Konser Müteakiben dans musikisi. Bir meb'us doktorlara hücum etti, bir çok hatîpler şiddetli cevaplar verdiler ( Birind sahifeden mabait ) her iki usulü de memlekette tecrübe edilmiştir. Mahzurlarını sayabilirim. Şahsan f aydasını görmedim. Teşkilâtı esasiyemiz tecrübe mahsulüdür. Tadil icrası mevzuu bahis değildir, olmamalıdır. Mazhar Müfit Bey Efendiler, Fransa'dan başka her yerde, demokrasinin cari olduğu memleketlerde tefsir hakkı meclislere verilmiştir. Çünkii tefsir hakkı kanunlan yapan lara aittir. Teşkilâtı esasiyenin o mad. desi rasgele konmuş değildir. Eski zaman Şurayi Devletlerinden Mah > kemei Temyizlerinden çok gülünç kararlar çıktığını gördük. Halil Bey 93 kanunu esasisindeki maddeyi ilâve etmek istiyorlar. Halil Bey Efendiler, ben onlar iyi yaptılar demedim. 93 kanunu esasisinden de bahsetmedim. Mevcut olan bh* usulün bizde de tatbikini u • mumi bir noktai nazar olarak söyle • dim. Bir çok demokrasi memleketlerinde böyle imiş, şöyle imiş diyorlar. Affetsinler, ben onlan bilememişim. Bundan sonra müzakere kâfi gö • rüldü. Lâyiha tefsir fıkrasmm îkinci kısmı tayyedilmek suretile kabul o • lundu. Tayyedilen bu fıkra dolayısile müderrislerin fazla verdikleri dersler için kesilmekte olan paraların geri verilmesi lâzım gelmektedir. Katü Salih Ölen kadm: Saadet Dün sabah Cihangir'de Uzun yolda bir cinayet olmuş, 23 yaşında İsmail oğlu Salih isminde bir amele 30 yaşında. Saadet isminde bir kadını bıçakla sol böğründen vurmak su • retile öldürmüştür. Yaptığımız tahkikata nazaran vak'a şu şekilde cereyan etmiştir: Katil Salih'in Hasan isminde bir arkadaşı vardır. îki adam Saadet'i yanlarına alarak iki sene beraber yasamışlardır. Bu zaman zarfında evvelce Hasan'ı seven Saadet Saiih'i sevmeğe başlamıştır. Nihayet bir gün Saadet'le Salih Hasan'ı terkederek bir ev tutmuşlar ve beraber yaşa ma^a başlamışlardır. Bu tarihten şimdiye kadar 7 ay gecmiştir. Salih bayramın beşinci günü hastalanmış ve Cihangir'de Uzunyol'da 8 nu marah Remzi Bey aDartımanında kapıcılık eden annesi Pembe Hanımın yanına gelip orada kalmıştır. Saadet Topane'd'eki evde yalnız kalmıştır. Bir gün Salih hastalığına ragmen kalkmış, Topane'ye gitmiş ve Saa det'i bulmuştur. Fakat kadm değişmişrir. Salih'e fena muamele yap maktadır. Aralarında geçen bir münakaşadan sonra Salih'in annesi i kisini barıştırmış ve Saadet'i Remzi Bey apartımanına getirerek bunlara bodrum katında bir yatak vermiştir. Evvelki gün öğleden evvel Saadet bir yere gideceğini söyliyerek evden çıkmış, Salih te kadının haberi olmadan kendisini takip etmiştir. Saadet Firuzağa'ya kadar gidip avdet ederken yolda evvelce tanıdığı bir arabacıya tesadüf etmiş, ikisi bir yere oturmuş ve bir müddet görüş müşlerdir. Akşam eve döndükten sonra Salih Saadet'i karşısına alarak kendisini gözetlediğini, arabacı ile konuştu ğunu gördüğünü söylemiştir. Bunun üzerine aralarında bir ağız kavgası baslamış, kavga Pembe Hanımın müdahalesi ile tekrar yatışmıştır. Dün sabah saat 7 raddelerinde Salih, annesi ve Saadet otururlarken pencereden dışan bakan Salih Saadet'e sokağı göstererek birdenbire bağırmıştır: İşte, konuştuğun arabacı pencereye bakıyor! Salih'in bu sözleri üzerine gene bir ağız kavgası baslamış, kadın artık tahammül ed'emiyeceğini, ayrılıp gideceğini söylemiştir. Bir aralık Pembe H. kahve fin • canlarım yıkamak üzere dışan çıkmış, bu sırada odadan bir feryat kopmuştur: Yetiş anneciğim, Salih beni vurdu! Saadet yere yıkılmış inlemektedir. Salih annesinin ısrarile koşmuş, derhal bir otomobil getirerek yarasından kanlar akan Saadet'i Zükur hastanesine götürmüşlerdir. Yaralı ameliyat salonuna girerken ölmüştür. Vak'adan haberdar olan zabıta memurlan Saiih'i yakalamışlar ve ifadesini almışlardır. Salih ifadesinde Saadet'i bir çivi ile vurduğunu söylemiştir. Halbuki hastanede yapılan muayene netice sinde yaranın bıçak yarası olduğu meydana cıkmıştır. Dün Ayvansaray'da ölümle ne ticelenen bir kaza olmuştur. Ayvansaray'da Mustafa Beye ait kalafat yerinde Yahya ustanın mavnası kalafat edilirken, mavna birdenbire yıkılmış ve ameleden İbrahim, Halil Ahmet altında kalmışlardır. Bunlardan İbrahim, derhal vefat etmiş, Halil ağır surette, Ahmet te hafifçe yaralanmıştır. Zabıta hadîse hakkında tahkikat icrasına başla mıştır. Doktorlara hücum! fotanbuFdan Odesa'ya IBapnakaleden mabaitl luğu zamamndaki hatırasile bir Moskof memleketi değildir. Burada tırnağını disine alarak varlığım kan ve atef içinde müdafaa ettikten sonra fimdi gene yeni çalışma ve yeni hayat îdeallerini tahakkuk ettirmek için var kuvvetüe çalışan ve inkı lâpçı Türkiye'ye hakikaten dost olmaktaki samimiyetini hergün daha ziyade tezahür ettiren yepyeni bir Rusya vardır. Cihan harbinden sonra beynelmilel tahakkuk eden hâdiselerin en mühimmini Rus Türk dostlağu teşkil eder denilse hata olmaz. Bu îki memleket yekdiğerir.e bu kadar yakın olduğu ve her ikisinin omumî harp sonundanberi müte • k&bil dostluklan bu kadar f evkalâde bir mahiyette bulunduğu halde za* maa zaman Rusya'yı ziyaretimiz, Avrupa'nın başka taraflarmı her zaman nyaretimize nisbetle hemen hiç mesabesinde gibi bir şeydir. Bundan en ziyade Rus dostlanmız müştckidirler. Fakat o hususta bizler dahi iltizamî surette ihtiyar edilmiş ku • surların sahibi değiliz. Yapılacak şey şu ki ayaklarımızı zaman za • man Rtssya'nın ziyaretine dahi alıştirmaklığımız lâzım. Her mületin rejimi kendinindtr. Bu esasen bir kaidedir ki Rus ve Türk nrilletleri yekdiğerine karşı bu btkikati kâğıt üzerinde dahi tasdik etmek suretile teyit ve tevsik <*yle mişlerdir. Bunun haricinde iki milletia yekrfiğerini yakindan tanımakta menfaatleri bulunduğunu Ue Cam gözlü şerir ( Birind sahifeden mdbait ) •' bir sey olmadığı anlaşılmış ve Polis Müdiriyeti dün akşam bir tebliğ neşrederek asılsız şayiaları kökünden baltalamıştır. Polis Müdiriyetinin tebliğî şudur: «Bahçekapı hâdisesi esnasmda maktul düşen şahsın hüviyeti hak kında alâkadar dairelerce yapılan tahkikat üzerine merkumun Estonya tebaasmdan Yülyus Liblik namın daki şahıs olduğu kat'î surette taayyün etmiş olduğundan bunun hari • cinde rivayetlere müsteniden yapılan nesriyat tekzio olunur.» teslim etmemek imkânı yoktur. Dünyanın geçirdiği iktisat buhranı içinde yeni Rusya'nm tatbikına çalıştığı istihsal sistemleri bilhassa bizlerce istifade Ue tetkik olunacak mevzulardır. Daha çok görüşüp konuş • maktan ise daha çok dostluklar çıkacağma şüphe yoktur. İsmet Paşanın Rusya'ya seyahati iki komşu ve dost memleket arasındaki münasebetlere yeni ve çok hayırli bir inkişaf vereceğini de şimdiden muhakkak addedebiliriz. Akşam saat altı buçuğu geçmiş. Ufukta gözleri yaşlı bulutlarm kara tülden uçları denize yapışmış. Biz şimale gid'iyoruz, deniz ise olanca hızile cenuba akıyor. Ben iki mem • leket arasındakî dostluk hissiyatının bu şiddetli cereyana benzemesini temenni ederek yukarı salonlardaki arkadaşlara iltihaka gidiyorum. Feci bir kaza Doktorların mecburî hizmetleri Bebek'te bulunan ceset Bir kaç gün evvel Bebek'te iskele civannda deniz üzerinde hüviyeti meçhul bir ceset bulunduğu yazıl mıştı. Yapılan tahkikat neticesinde bu cesedin Kılkış muhacirlerinden 1296 doğumlu Hüseyin Hüsnü'ye ait olduğu anlaşılmıştır. Hâdisenin bir cinayet eseri olup olmadığı tahkik edilmektedir. Doktor Mazhar Bey (Aydın) Rüştü Beyin sözlerine mukabelede bu • lundu. Bursa meb'usunun ithamla • Bundan sonra almacak traktörler rına şiddetle hücum etti. için Ziraat Bankasına 500,000 lira daha verilmesi hakkmdaki lâyiha Doktor Mustafa Bey (Çorum) okundu. Rüştü Beyin sözlerini reddetti, ço Refik Şevket Bey Reis Bey, Zi j cuk vefiyatı hakkmdaki rakamın raat Vekili burada yok, müzakere e doğru olmadığını, bir kaç köye hasredilemez. dilen bir tetkikin bütün memiekete Reis Hasan Bey Hükumetten bir j teşmil edilemiyeceğini anlattı. zatın bulunması kâfidir. İktisat VeBundan sonra Refik Şevket Bey kili cevap verecektir. söz aldı. Bir iki şahsın hareketleri ile bütün bir camianın itham edile Refik Şevket Bey lâyihada trakmiyeceğini, her mesleğin içinde ih tör siyasetine devam etmek için hü tiraslı bir kaç ferdin bulunabileceğikumetin tahsisat istediğini, halbuki ni, bu ihtirasın heyeti mecmuanın Bütçe Encümeninin traktöre lüzum ahlâkı ile mukayese edilmesi lâzım olmadığma karar verdiğini anlattı. gelmediğini söyledi. Doktorlarımızm Ziraî salâhiyeti haiz tktisat Encü • yiiksek meziyetlermden, vatanper meni mazbatasının mı, yoksa Bütçe verliklerinden, hayatı millîyemiz Encümeni mazbatasının mı müza • deki büyük rollerinden sitayiş ve takkere edileceğini sordu. dirle bahsetti. Tıp Talebe Yurdunİktisat Vekili Mustafa Şerek Bey daki hâdisede alınan tedbirlerin de Bankanın traktörlerini değiştirenlere musip olduğu mütaleasında bulundu. ne şerait dahilinde para verdiğini, ağır yağh traktör almak istiyenlere ne suretle avans dağıtıldığmı izah etBundan sonra kürsüye Sıhhiye Veti. Hükumetin munzam tahsisat is kili Refik Bey çıktı. Refik Bey Rüştü tediğini, bu paranın bir kısmımn he. Beye cevap vererek bütün millet mu nüz avans almamış olan traktör sa • vacehesinde sarfedilen keliraelerin ve hiplerine verileceğmi, Ziraat Vekili • cümlelerin tartılıp söylenmesi lâzım nin Bütçe Encümeni müzakeresinde geldiğine işaret etti. Bundan sonra hazır bulunduğunu, tnutabık kaldık • çocuk vefiyatına temas ederek dedi larmı söyledi. ki: Refik Şevket Bey bunun üzerine ni< 3 sene evvel gene bu kürsüden zamnamei dahilinin alâkadar madçocuk vefiyatı hakkmdaki nesriyat desini okudu ve mes'elenin alâkadar dolayısile izahat vermiş, memleket Vekiller huzurlarile müzakere edil dahilindeki tetkiklerimizin neticele • mesi lâzım geldiği mütaleasında bu • rini haricî tetkikat netayici Ue kar lundu. şılaştırarak anlatmıştım. Çocuk ve • fiyatı hakkında ileri süriilen rakam Reis Ziraat Vekilinm bulunmalar yanlış tetkik mahsulüdür. Mevzuu sını mı istiyorsunuz ? bahis kitap Himayeietfal Cemiye Refik Şevket Bey Evet. Bunu müteakıp Hasan Fehmi Bey tinin nesriyat şubesi taraf ından çıka(Gümüşane) Encümen namına izahat rılmış olabilir. Rüştü Bey buna ina • nıyor&a Vekâletin söylediklerini ne verdi: den yalan telâkki ediyor. Bu hususta Ziraat Vekili ile hemfikiriz. başta Vekâlet olmak üzere alâkadar Vekil Bey mazbata tab'a verilme makamlar tarafmdan yapılmış olan den okumuş ve tasdik etmiştir. Bütçe Encümeni traktör girmesini teşvik et tetkikat neticesine neden inanmı yorlar? meği meneyliyecek hüküm koyma Bu vesileden bilistifade bir daha mıştır. Mazbatada mevzuu bahsolan ilân ederim ki çocuk vefiyatı hak • traktörler ziraat müesseselerinde mevcut traktörlerdir. Bunları değiş kındaki nesriyat yanhştır. Yanlış hetirerek yeniden 45 traktör alınmak saplara istinat ettirilmiştir. Memle isteniyor. Biz buna şimdilik lüzum '^etimizde çocuk vefiyatı yüzde 13,5 yoktur, dedik. ğu geçmemiştir. Senevî binde 11,1 nisbetinde bir nüfus tezayüdü var Bu sözlerden sonra mes'elenin Zidır ve bu müsbettir. raat Vekilinin huzurile müzakeresi kararlaştt. Rüştü Beyin sıhhî teşkilâtımız hakkmdaki mütalealarına gelince Vekâletimiz 8 senedenberi bunun tatbi Bundan sonra kendi hesabma tahsil katı üzerindedh*.» ederek Tjp Fakültesinden çıkacak Sıhhiye Vekili bundan sonra ya • doktorların mecburî hizmetlerinin il pılan teşkilât ve sarfedilen mesai gası hakkmdaki kanunun müzake . etrafında izahat verdi, Rüştü Beyin resine başlandı. bahsettiği 280 hanelik köyün neresi Bu münasebetle söz olan Rüştü olduğunu sordu. Bey (Bursa) kazalarımızdaki sıhhiye Rüştü Bey bunun Kızılca köyü olteşkilâtı etrafında izahat istedi. duğunu, bu köyden 2,53 ay evvel geçSıhhiye Vekili cevap vererek mev tiğini söyledi. Vekil Bey bu geçen cut 400 kazanın 300 tanesinde hüku müddet zarfında her gün karşı karmet tabibi bulunduğunu, mütebaki şıya bulundukları halde Rüştü Beyin 100 kazanın ekserisinde belediye böyle bir halden bahsetmeği bir kadoktorları olduğunu, hükumet tabibi nun müzakeresine saklamasını hay • vezaifinin bunlar tarafmdan görülretle karşıladı, İstanbul'daki dok • düğünü, müracaat eden hastaların tor adedinin 1500 den ibaret bulunmuayene edildiğini, ilâçlarınm mec duğunu bildirdi. canen verildiğini söyledi. Taraktör almalı mı, almamaiı mı? Rüştü Beye cevap Sıhhiye Vekili kürsüde Memurların tarik bedelleri Maaş ve ücretle müstahdem me murlara ait tarik bedellerînin iki taksitte kesılmesi usul iktizasından olduğu ve muayyen zaman geçtiği halbe hâlâ bazı devairin buna riayet etmedikleri anlaşılmış, bu muame leye bir an evvel nihayet verilraesi alâkadarlara tebliğ olunmuştur. A J İ K ' te DİTA PARLO ve GUSTAV FROEHLİCB tarafından Saat 10,30 ta tenzilâth matine Duhuliye 25 kuruş ı (LA Flamme Sacree) i L& N Kuponlan tecdit edilmis 1890 ta rihll Osmanlı istikrazı eshamuun ik • mali nevakısile münferit kuponlan tes< viyei bedelinin tstanbul'da Osmanlı Bankası tarafmdan ifa edilmekte ol duğu mezkur esham hâmillerinin ma • lumu olmak üzere ilân olunur. İstanbul 1 inci iflâs memurluğundan: Mahmutpaşa'da Kafeli Han altında 216 No. da tüccar Mustafa Fahri Efendinin evvelce ilân olunan iflâsmm mahkemece 1 mayıs 932 tarihinde kaldırılmasma karar verildiği ilân olunur. lunmadığım, herkes gibi kendisinin de onların yüksek meziyetlerini bil • diğini söyledi. Müteakıben kanunun heyeti umumiyesi hakkmdaki müzakere kâfi görülerek maddelere geçilmesi ka • rarlaştı ve birinci celse tatil edildi. ikinci celse İkinci celse altıya on kala açıldı. doktorların mecburî hizmetleri hak. kmdaki kanunun maddelerinin mü • zakeresine başlandı. Kemal Zaim, Nafi Atuf, Refik Şevket Beyler söz söylediler. 3 üncü maddenin müzakeresinde Salâhattin Bey (Kocaeli) nin teklifi üzerine madde Adliye Eencümenine gönderildi ve müzakere tehîr edildi. Bundan sonra bazı münakale lâ» yihaları kabul olundu ve içtima cumartesi srününe bırakıldı. Zeppelin balonu Brezilya'da Pernambouc 5 (A.A.) Graff Zeppelin balonu saat 2 de (Greenwich saati) Pernambourg'a gelmiştir. Talebe Yurdu hâdisesi Bunu müteakıp Refik Şevket Bey, matbuatta Türk Talebe Yurdu etrafında tesadüf edilen nesriyat için izahat istedi. Sıhhiye Vekili cevap vererek bâ YUNUS NADt Sıhhiye Vekilinden sonra Rüştü Bey tekrar söz aldı. İstanbul'daki doktor miktarını ifadede yanıldığını, bu adedin 11,000 değil, 1300 oldu ğunu, doktorlar hakkmdaki beyanatmm bütün doktorlara şümulü bu . Rüştü Bey izah ediyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: