20 Şubat 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

20 Şubat 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 ŞuK.1 1932 SON TELGRAFLAD KÜÇÜK KÖŞEs Cumhuriyet Fransada kabine buhranı M. Painleve yeni kabineyi teşkil etmek için temaslara devam ediyor Paris 19 (A.A.) Yeni kabineyi teşkile memur edilen M. Painleve saat 10 da istisarelerine tekrar baslamts ve bilhassa M. Herriot'yu kabul etmiştir. Bir müddet sonra M. Painleve şu beyanatta bulunmustur. * Varifemde muvaffak olacağımı ve mesai arkadaşlarımm ishnlerini havi fisteyi akşam üzeri Reisieumhura takdîm edecegimi ümit ediyorum. Giriş tiğim müzakerelere hudutsuz bir uzlaşma zihniyetile devam edeceğim. Mü kâlemelerin bazı müfrit taleplerden dolayı inkıtaa uğradığına müteessifim.» Paris 1 9 (A.A.) M. Painleve metbuata yapbğı bir tebliğde müsa • verelerine »imdilik nihayet vermis ol • Türk vapurculuğu Zabıtaya muhtaçtır Anketimize gelen cevaplar POLİTİKA CİLVELERI . Sanayi Kredi Bankası tktisat Vekâleti bir ka tktisat ve İnhisarlar Veİ killerini de dinledi nun lâyihası hazırladı Ankara 19 (Telefonla) tktisat Vekâleti, hazırladığı bir lâyiha üe Sanayi v e Maadin Bankası yerine kaim otmak üzere bir Sanayi Kredi Bankası tesis edecektir. Hazırlanan lâyiha 30 madde kadar«İır. Berayi tetkik Vekillere levxi edil miştir. Vekillerin tetkikah bttince Heyeti Vekilede müzakere edilecektir. I ş Türk vapurculuğu ve vapurculan zabıtaya muhtaçtır; hayatım, kazancını ve inkişafını muhafaza ve mü dafaa edecek manevî bir zabıtaya... Çünkü, son günlerin uçurulan balonlarına ve edilen lâf larına bakıyorum da. Türk vapurculuğunun her hangi bir suikasıt karşısında kalmak ğunu zannettiği cevabım vermek üzere üzere bulunduğunu tahmin ediyo saat 21,30 da M. Doumer'i ziyarei et • rum; belki de bana öyle geliyor. meğe gideceğini beyan eylemektedir. Zaten böyle de&il midir? Çok eski Muraaileyb Elysee sarayında vuku bu zamanlardanberi iktisat ve ticaret yo Iunda Türk, hangi şeyde biraz muvaf lacak ziyaretinden sonra saat 22,30 da fakiyet gösterdi mi, bilinmez bir iskabmenm kat'î tesekülüne kadar mü tikametten bilinmez bir hava eser ve şaverelerine tekrar devam edecektîr. o muvaffakiyeti çürütmeğe bakar. Franstz talebesî Âyan meclisi Vapurculuçumuz da bu havanın bir öniinde nümayis yaptt sağanağı ile albora edilmek isteniliParis 19 (A.A.) Dünkii giin zaryor gibi. Ortada fol yok, yumurta fında bazı nümayisçiler ve bilhassa Quyokken Türk vapurculuğu hakkında artier Latin gençleri kafileler teşkil eyalan yanlış şayialar çıkarmak, zi derek ezcumle âyan meclishün kapta hinleri bulandırmak başka hiç bir ve M. PeyronnePra ikametgâhı öniinde manaya gelemez. İnkâr edilemez ki nSmayisier yaptmslardır. vapurculuğumuz ve vapurcularımız Polis niimayişçileri dağıtmıs ve ara da bir kriz geçirmektedirler. Fakat lanndan 3 5 ldşiyi tevkîf etmistir. bu kriz hayatın ve dünyanın hangi tarafında yoktur. Her tarafında var. Bu vaziyetten istifade ederek krîzi arttırmak nihayet suikasit ile ifade olunabilir. Buna karşı da az zamandp çok terakkî jrosteren vapurculuğumuzu her hangi bir dolaptan kurtarmak için zabıtava ihtivaç gorüvorum, bu zabıta vazifesi ilkönce millî matbuatımıza düser. Vapurculuk inhisarını düsünen yoktur. hatta aklına getiren yoktur, böyle olduğu halde bizimle Ankara 19 (Telefonla) hiç alâkası almıyanlann ısrarla biMali Komisyon tetkikatına deteviye cıkardıklan şayiaların bîr vam etmektedir. Komisyon he1 maksadı olmak gerektir. Gazetele niiz esaslı faaliyet safha&ına ^ rimizin bu hususta titiz ve dikkatli olmaları temenniye çok şayandır. Biz geçmemiştir. Komisyon, Maliye Seyrisefainle serbest vapurcuların aVeküinden sonra tktisat Ve rasındaki ufaktefek mes'eleleri bir an kili Mustafa Şeref ve Gümrükevvel telife çalışıp dururken ve millî Hariçten araşit ithal etmek jsaruridir!.. Bir nebatî yağ fabrikatoru ((Yerli mevaddı iptidaiye kâfi değildir» diyor Turanya nebatî yağ fabrikası sahiplerinden Bodosaki Efendi Araşit yağları hakkmdaki anketimize şu cevabı veriyorr « Yağ fabrikalarına lâzım olan mevaddı iptidaîye eğer dahilde yetişiyorsa hariçten getirmemekte müttefikiz. Gösterilen istihsal miktarı sahih dahi olsa bugün mevcut yerli mevaddı iptidaiye yeni mahsul id • rakine, yani eylule kadar memleketin ihtiyacına kifayet eder mi, et mez mi? Evvelâ bunun tetkiki lâzımdır. Eğer kâfi ise mes'ele yoktur. Fakat kâfi olmadıği da asikârdır: 1 Geçen sene zeytin mahsulü azdı. Bugün fabrikalar boş duruyorlar. 2 Susam mahsulünü Amerika ve Rusya çektiler. Piyasada pek az susam vardır. Fiat 13 ten 19 kuruşa çıkmıştır. Fabrikamız ancak bir aylık ihtiyacı olan yuz ton susamı bulamaroıştır. Ve emin olmalıyız ki bu fiatla fabrikalara yağ 50 kuruştan fazlaya malolur. 7500 ton susam için ise 17500 ton susam tohumu lâzımdır. Biz bu muhayyel mevcuttan bahsetmiyeceğiz. 750 ton susam fabrikalarımızın ancak bir ayhk faaliyetine kifayet edeceğine göre bu kadar susamı biie nerede bulabileceğiz? Bu ayrı bir mes'ele teşkil eder. Biz fabrikatorlar hindistancevizini 13 kuruşa alıyoruz. Küspesini de dort kuruşa Avrupa'ya satıyoruz. 1415 kuruşa ihraç ettiğimiz susam veya haşhaş tohumlarından ise geriye bir şey kalmıyor. 3 Ayçiçeği tohumu (200400 ton). 4 Haşhaş: (300600 ton). 5 Çitlenbik: (50100 ton). Bu üc cins maddei iptidaiyeyi alınacak yağ onda bir miktarında olsa da mübayaaya razıyız. Satıcıları müracaat etsinler. 6 Çürük f mdık: Yemek yağı » • lamaz. Ancak sabuna yarar. 7 Peziryağı: Yemek yağ» ol* maz. Ancak sabuna yarar. | * K^*»*olmmu: Yemek yaftl ' olamaz. Boyada kullanılır. Fakat bir, tek fabrikamızın bile ihtiyacına kifayet eyiiyecek kadar mevcut değildir. Memleketimizde yetişen ve yemeğe elverişli yağ istihsal olunacak maddeler, susam, ayçiçeği, haşhaş ve sairedir. Fakat bütün bu mevaddı iptidaiyenin istihsal miktarı İstanbul fabrikalarınm bir ayhk ihtiyacına kifayet edemez, hindistancevizinin ithali elbette 7arurî olur. Zeytinyağı fabrikaları is« diğer fabrikalarm işini göremiyecekleri gibi zeytinyağı da dahil olduğu tadat ettiğimiz iki cins mevaddı iptid&iyeden hâsıl olacak yağlar da vejetalin yağlarının yerini tutamaz. Zehirden şifa olur mu: Müfrit bedbinler ve anarşistler derler ki: «İçtimaî fenaiıklar, birer ifrit gibi, ademoğlunun çirkin ve biçimsiz bünyesini, asırlardanberi boğup kangren etti. Artık salâh ve felâh imkânı yok.. Bomba 9e, ateşle her şeyî altüst etmeli, bütün beşerî varhğı yakıp yıkmalı, sıfıra, hiçe indirmeli. Kanunlar, âdetler, içtimaî haksızhkLar, istibdatlar, iktisadî tagallupler, müsavatsızhklar, hırslar, garezler, hulâsa bütün çirkinlikler ateş ve ö lümle izale olunmalı, umumi bir tasfiye yapılmalıdır. Ondan sonra yeryüzüne gelecek nesüler, insanlığa has: lyüik, cömertlik, kardeşlik, hilmü şefkat, mertlik ve ilâ ilâ gibi meziyetlerle muttasıf olurlar.. Yeryüzünde, haksızhk, kıskançhk, hodgâmlık, azametf üruşluk ve saîre^ görünmez ve bilinmez; beşer mes'ut ve müteyemmin yaşar, mukadderatın hükmüne güle güle tâbi olur.» Malî komisyon Tevhit edüecek matbaalar Ankara 19 Bütçedekî tasarrufat tnfinasebetilc Evkaf, Millet Meclisi, İnhuarlar, Nafia Vekâleti ve askerî matbaaların Devlet matbaasile tev • hidi kararlaşıtrılmıştır. Kaldırıla • eak matbaaların makineleri Devlet ınatbaasına devredilecektir. Ayni zamanda Devlet matbaasınm da Ankara'y* nakli düşünülmektedir. ler ve lnhisarlar Vekili Rarta Beyleri de dinlemistir. Komisyon, bir iki güne kadar faali yete geçecektir. Seyyar ihtisas mahkemeleri Ankara 19 tbtisas mahkemeIerine, çalışacakları kaçakçılık mıntakalarına ait listeler gönderilmiştir. İstanbul'daki iki ihtisas mahke mesinden biri seyyar olacaktır. Japon'lar taarruza hazırlanıyorlar bulunan menafii ve emvalinin terkî C Birînct sahifeden rnabcdt ) febbüslerde bulunmağı hatırından ge raanasını ihtiva eyliyecekflir. Şimdiki halde tahliyenin halen amelî ve ihçirmemektedir. tiyatkârane bir hareket olacağına iJapon ültimatomunda tesbît edinanmak için biç bir sebep gormiyeTen müddet ve Mançuri'de müstakil rum, ümit ederim ki hâd'uat böyle bir hükumet teşekkül etmesinin Ja nevmidane bir tedbir ittihazına bîzi pon intihabatile aynî zamana tesadüf fetmesi Amerikan mehafilinin fikrince mecbur etmiyecektir.» Japon müntebîplerini hükumeti ve Çin, Japonycfya boyun örduyu tutmağa tevk îçin sarfedilmiş eğmiyecek bir gayret mahiyetîndedir. Şanghay 19 (A.A,) Rueter a • ftni Japon taarruzu şarta muallâk jansının aldığı malumata göre Çin Şanghay 19 (A.A.) Japon jejenerali Tsaiting Kay şu beyanatta Berali Uyeda öğleden sonra şu beyabulunmustur: natta bulunmustur: « Japon'lara boyun eğmiyece « On dokuzuncu Çin ordusunun ğim. Memleketimi müdafaada de Hk hatlan geri çekilmediği takdirde vam edeceğim.» Japon kuvvetleri yarra sabah saat Japon jenerali Uyeda'mn kuman7 de taarruza geçeceklerdir.» dası altındaki on sekiz bin kişilik Bu taarruz haberi hakkında NevJapon kuvvetlerinin yarm Çin mev • york'tan alınan malumata göre A zilerine karşı taarruzî bir harekete merikan askerî mebafili Japon'lann geçmeleri beklenmektedir.> btiyük mikyasta hareketlere girişmek Yeni Mançuri kükâmeti reisi İçin Şanghay'da kâfi miktarda kuv Tokyo 19 (A.A.) Asahi gazevete malik olmalarını şüpheli ad«*tesinin Mukden'den aldığı bir ha mektedir. bere göre yeni Mançuri hükumeti ic vapurcuiuğumuzun daha emin ve çabuk inkişafı için çareler ararken bu terakki ve ticaret kolumuzu felce uğratmak istiyenlere göz yumamayız. İnhisar, înhisar.. tyi ama biz vücudü elzem olan inhisarlara taraftarız ve öyleleri alıyoruz. Ne ölçüsüz devletçiyiz ne dar devletçL Düsturumuz en salâhiyetli ağızlardan îlân edilmiş tir: Biz mutedil devletçîyiz. Bu, bilmdikten sonra şu veya bu millî te • şekkülümüzü şayia sarsıntılanna marnz bırakamayız. Bıraktrsak vazifesizlik etmis oluruz. Bugün için kendi yağları ile kav . rulmak tahammül v« fera^atini gö*teren gayretli Türk vapurcularından başka ortaya atacak işimiz mi kalmadı? Harbî umumiden evvelki Türk vapurculuğu ile bugünkü arasmdaki inkişaf farkı, açık denizierden daha büyüktür. Vapurculuğumuzdan ne is tiyoruz? Yani her işimiz bitti, ortalık süt liman. kriz yok, para dünkü ka" gîbi lâpa lâpa, torba torba yağıyor. Buna karşı vapurculanmız uyuyor. Vazîyet böyledir de onun îcin mi sadece onları dür*ü*lüyoruz ? Fakat kızmağa, kederlenmeğe hacet yok. Türk vapurculuğu her şeye rajjrmen tazyika değil inkişafa namzettir. AKA GÜNDÜZ Anarşistler, bu kanlı düşüncelerî tatbik edebilmek için, arasıra, İspanya'da, ve diğer memleketlerde sağa sola bombalar atarlar!.. Bu marifeti İspanya'da geçen gün gene yapmışFabrikaKrımız haftalardanberî iş lar!.. Fakat zavallı anarşistler dü • şünmiyorlar kî, onların özlediği ilk liyecek mal bulamadıklarından ve devirde, henüz medeniyetin fenalıkAvrupa'ya verilen htndistancevizleri ları tebellür etmemiş olan o saf, bil * de ora iskeielerinde beklediklerin lur gibi temiz ve uslu iptidaî günlerden memleketimizdeki yağ fabrikı de ademoğlu: Habil ve Kabil bir • ları zarara uğramışlardır. Fabn'ka larm memleketimizde çıkan me • birinin kanına girdü Bu iki kardes medeniyetin hiç bir fenalığı ile, hiç vaddı iptidaiyeyi işliyecek bir hale getirilmelerine kadar sipariş mevcut bir giinahı ile lekelenmiş değüdi. O zaman ortalık dümdüzdü, ahlâk bülarmın tesbiti ile ondan sonra sipatün saflığını muhafaza ediyordu. rişten metnnu olduklan ihbar olun mak lâzımdi. Hindistancevizinin ithal i menedileceğine nazaran fabrikaHayır ve şer, bizatihi mevcut seylar kendi kendileri diğer mevaddı ler değildir. İnsana itibaren telâkkî iptidaiyeyi ima] edebilecek bir şekle olunabilir. Bunun ıslabı yakmak ve ifrağ için teşvik ve ikaz olunmalı idiytkmakla değil. o ademoğlunu doğru ler. yola sevketmekle olur!.. İnsanlığın Hariçten ithalât menolunduğu tak kurtuluşu, kan ve âfetle değil: Bü dirde mevaddı iptidaiyamizin ihtiya yük cevherin, akıl ve zekânın irşadile ca kifayet edecek miktarda bulun • olabilecektir. İnsan doğruyu, hakkı, maması memlekette yağ buhranına güzelliği hulâsa, yeryüzünde nezahet sebep olaeaktır. Bu buhran dolayı • namına her ne varsa hepsinî, ancak sile muhtekirler önü alınamıyacak bir akıl ile elde edebilir.. Gözleri kanla ihtikâra başlıyacaklar ve mevcut kızarmış, elleri zehirli ve ölümlü bomyağlara ecnebi mevat katarak halkın ba lar1 a mücehhez, kalpleri hırsla sıhhatini bozacaklardtr. Bu mes'ele mütehevvir çılgınlar, insaniyetin kurnin fabrikatorların şahsî zararlarıntancısı değil, katilidirler!.. dan ziyade nazari dikkate alınması Y.O. Iâzım geleceği kanatindeyiz. Bu hususta anlaşılamıyan bir nokta daha var ki o da şudur: Hmdis • tancevizi ithalâtının menolunmasına rağmen fabrikalanmızm tohumdan yapıhnası kabil olan araşidin ma • raul yağ olarak ithalme izin veril nufAt» Izmir'de Gazi heykeli simle rekzedilecek ruz.» Rımu» «»koi»;»; »nlamıvo 0n senedir ayı ininde giz Manisa'dan kaçan iki kız Akhisar"da yakalandı li kalan bir mübadil Adliyede inkılâp Hâkimlik ve avukatlık meslekleri aynlıyor İngiliz'ler Şanghay'dan çıkamıyorlar Londra 19 (A.A.) Lortlar Kamarasında Şanghay vaziyetine dair olarak uzun beyanatta bulunan Harbiye Nazırı Sir Hails Ham ezcümle şunlan söylemîştir: € Lüzumu tahakkuk ettiğî takdhde Şanghay'daki büyük Bri tanya tebaalarının tahliyesi derpiş edüecektîr. Fakat, bu tahliye çok müşkül ve belki de çok elim olacak ve büyük Britanya'nın orada mevcut Ankara'dan verilen malumata göre Adliye Vekâleti hazırladığı bir lâyira heyeti sabık Çin İraparatoru Pren» hada hâkimliği ve avukatlığı tamaPouyi'yi ittifakla riyasete intihap etmen ayrı, ayrı meslekler haline koymiştir. maktadır. Bunun için Hukuk raekte12 ler komitesi toplanlyor! binden çıkacaklara hangi yolda çalışacakları sorulacaktır. Bu raes Cenevre 19 (A.A.) M. Yen Jaleklerden birine girenin on seneden pon ültimatomu dolayısile Cemiyeti evvel diğerile uğraşmasına imkân Akvam meclisinin bugün oğleden verilmiyecektir •onra müstacelen içtimaa davetinî i»temiştir. Bu projeye göre hâkim olacaklar öğle üzeri toplanacak olan on iki Hukuk ve Ceza mahkemelerinde birer buçuk. icra, istîntak ve müddeiumu ler komitesi Çin murahhas heyetinin miliklerde altı ay çalıştıktan sonra bu teşebbüsüne ne yolda bir cevap imtihan verebilirlerse hâkim nam verfleceğini kararlaştıracaktır. Fakat sadece hoş ve sadece iyi sesli bir kahkaha olduğu için.. Mezarcının yirmi yaşmdaki genç kadını tepeden tırnağa kadar hoştu. Şimdiki ev halile belki daha hoştu. Açık renkli, yünlü bir boy entarisi nin üstüne şal örneği bir kısa hırka giymişti. Yemenilj saçları iki örgülü idi. Kulaklannda büyük sarı halkalar sallanıyordu. tnce parmaklarına nışadırh kına yakmıştı. Topuklan çiçekli yün ço raplarile, kırmızı mercan terliklerinden bir fırfır yalancı elması Ukılı başına kadar nefis bir şeydi. Az kalın dudaklannm rengile yanaklarmm ve iri gözlerinin renkleri arasında bayıltıcı bir ahenk vardı. Kışa rağmen entarisinin yakası epeyce açıktı ve gerdanından aşağı üç beşi bir yerde ile bir kaç altmdan yapılmış bir takı sarkıyordu. Hasan bütün bunlan görmekle be raber ehemmiyet vermiyordu, o, yalnız, kadm iftilip kalktıkça şıkırdıyan tzmir 17 (Hususi muhabirimiz • <Jen) Roma'da san'atkâr Sinyor Kanonika tarafından tzmir namına yapılan heykelin şehrimize getiril diğini haber vermiştim. Heykel dün Vali Kâzım.Kumandan Hüseyin Hüsmi Akbisar zabıtası Akhisar'da kendi Paşalarla, C H. Fırkası vilâyet idare Edremit'ten verilen malumata göre kendflerine dolaşan Zeliha ve Leman heyeti reisi Hâcim Muhittin, Belediye Edremit avcılan o civardaki Kazda • îsmmde iki genç kızı yakalamıs. bun Reisi Behçet Salih ve meclis azalar» ğı'nda bir inde on senedenberi saklı bulan isticvap ederek nereden gelip ne • Beylerden mürekkep bir heyet ınd lunan Edremit'li bir Rumu meydana reye gittiklerini sormuştur. Henüz on vacehesinde tetkik olundu ve kabul çıkarmıslardır. yediser vaşmda olan bu kızlar, Mani • muvakkat muamelesi yapıldı. Heykel Edremit, kuvvayi milliye tara • sa'h olduklannı, sinema yıldızı olmak ve etrafını dolduran tunç tablolar îs« fından ista'rdat edildiği valdt için evierinden kaçbklannı, Holhrut'a tiklâl harbinı ve zaferi tam manasile buradaki rumların pek çoğu kaç • gîtmek istediklerini söylemişler v e : ifade etmektedir. Heykelin üçüncu mıştı. Edremit'in Zeytinh* koyun « Biz bu hayattan bıktık. Bütün taksiti olan 28,000 lira bugün Beleden olduğunu söyliyen bu adam mem • gayemiz artist olmaktn. Bir çok artistdiye tarafından san'atkâr kanonika'leket harictne kaçamamış ve dağda bir lere mektup yazdık, resimler gönder ya verilmiştir. Dördüncü ve son faksit ine girerek saklanmısbr. Bu rum, tam dik. Aldığımız cevaplarda bizim artist te heykelin rekzinde verilectüttir. on senedir bu inde kalmı» ve ifadesine olabnecegtmiz bildirildi. Biz de bunun Küşat merasimi 20 martta yapıla • göre civardaki değirmenlerden un, ek> uzerine evden kaçtık» demişlerdir. caktır. mek çalmak suretile karnım doyor • Zabıta tarafından yapılan taharri • muştur. Üstübaşı çıplak olan bu ada • yat neticesinde hakikaten kızlann ü mtn saçı sakalı birbtrlerine kartşmış, tır» zerinde müteaddit mektuplar bulun • Gümrük muhafaza memurlan dün bir nakları bir hayvan tımağı kadar u muştur. Bu iki kız, zabıta marifetile Maecnebi vapurundan çıkan Rıza isminde zamış ve tam manasüe nim vahşi bir nisa'ya gönderilmiş, ailelerine teslim bir sahsın üzerinde binlerce lira kıy • edilmiştir. lıale gelmiftir. metinde 332 tane kaçak Yunan tah vilâtı bulmuştur. Rıza müddeiumumi zedi olabileceklerdir ve iki sene n u n liğe verilmiştir. zetlik şarttır. Kaçakçılık kanunu tnucibince tsBunlann maaşı kırk liradan bastanbul'da ve Beyoğlu'nda birer müsIıyacaktır. kirat kaçakçılık beyeti teşekkül e Avukat olabilmek için d e hukuk decek, bu heyete Beyoğlu MalmüdüHaftahk ilim ve san'at mecmuası mezunu olmak ve baro inzibat mecrü riyaset edecektir. 22 şubat pazartesi günü en salâhi • lisinin göstereceği bir avukat yarnnda Heyete, Müskirat İnbUarmdan ve yetli müelliflerin imzalarile yepyenî Ticaret Odasmdan birer aza iştirak inzibat meclisinin kontrolu altında bir sekilde çıkıyor. edecektir. iki sene staj yapmak mecburidir. Garip bir vak'a Holivuta giderken.. Yunan tahvilâiı kaçıranlar MOskirat kaçakçılık heyeti Mektep CUMHVRlYETin edebî tefrikast : 8 MEZARKAZICIAR MüeUifi: AKA CÜNDÜZ lemedin rai? Geçende Belediye, camî tabutluklarmı yasak etmişti ya.. Bi • zim mahalle mesçidinin tabutlugunda sağlam bir teneşir vardı. Bu, işte odur. Meyzinden ucuza aldi ağan. Ortasındaki üç köşeli deliğe bir teneke parçası mıhladı, oldu bir masa. tyi. Vaktile üstünde yıkanan • ların canlanna değsîn. Ağan da akşamlart rakı tepsisini kurunca hep böyle söyler. Geçen seneki gibi seni de «iç» diye zorluyor mu? Zorlamak mı kaldı Hasan! Oyle alıştırdı ki ben şimdi yalnızken de bir iki çekiyorum. Genç kadın bir kahkaha attı. K»v» rak, musikili bir kahkahası vardı. Bu ses Hasan'ın kulaklarına hof geîdL Ma*amn altında bir kaç rakı şişesi 3e eski kapaksız bir dikiş makinesî.. Hasan odanın manzarasını pek şik, pek alafranga buldu. Mangah, kaygana sahanını hazırlamakla meşgul genç kadına: Yenge! Dedi, bu sefer oda koslak olmuş. Bu çiçekleri nerde bul dun? Saime Hammların terekesinden d Masa eski masa değil gibi geByor bana. O masa daba küçüktü, yatak oidasına geçirdim. * Bunu da terekeden mi aldın? Hayır, bil bakayım nedir o? Masa işie. Masa ama neden yapıntn»? BU altın seslerine kulak kabartıyordu. Hasan, bir kadeh vereyim de iç. Etli bulgur pilâvı var. Etinden meze yaparsın. Belki iş çıkar. İşi bozacak kadar değil eanım! Bir iki tane. Genç kadın, teneşirin üstüne, bir şişe rakı ile kadeh, su bardağı koydu. Ne alçak gönüllü ağa karısı! Diye düşündü Hasan... Âğasının genç karısı »ıkır »ıkır dolaşıyor, çıtır çıtır konuşuyor ve fıkır fıkır gülüyordu. Elleri yağlı olduğu için bileklerini Hasan'a uzattı ve cam bileziklerîni işaret ederek: Rahat iş göremiyorum, şunlan tut ta yukarı doğru çek. Hasan bilezikleri yukarı doğru çekerken parmakları, kadının koluna dokundu. Ateş gibi yanıyordu. Etlerin de çok yangın var yenğe. "" Yalnız kollarımda mı? Her ta« rafım ate» içinde. Başım çatlıyor. Hasta mı oiacağım bilmem.. Tut al nımı bak! Alnı da yanıyordu. Yanaklaruna koy elini? Yanakları da ateş püskürüyordu. Bir ilâç milâç alsan. Acaba soğukladım mı? Ne soğukladım, ne bir şey. Bunlar hep senin ağan olacak o ihtiyar uuafsızın işleri.. Ne yaptı ki? Bilmez gibi söyleme sen de! Daha ne yapsın? Bu genç yaşımda beni ateş narına yaktı. Bak! Bu gecede o kırklık karmın evinde kalacakBenira gibi tazeye reva mı bu? Ben de insanım, benim de gönlüm var, ben de akşamları kocamla dizdize oturmasını istemez miyün? Ama bilmem o kart karının nesi var? 5on zamanlarda dadandı oraya. Eski kar'sı, ne yapsın? Ne isters*" yapıyor i«te. Benim gibi kimsesizi buldu. Daha on beş yaşında bir çocukken ayarttı üdı da şimdi böyle yapıyor. Kimsem ol saydı gözlerim çıksın ki alır basımı giderdim. Ama şimdi nerelere gideyim? Sokak ortalarında kalırım sonra... Genç kadının gözleri yaşardı. Hasan içini çeke çeke: Haklı olmasına hakhsın ama, »• ğam da sana gül gibi bakıyor. Bir mezarcı daha ne kadar bakabîlir, hem bu kesat zamanlarda.. Deme öyle. Beş senelik kafisı» yım, ben onun satlıcan senelerini d * « bilirim, tifo aylarmı da.. Demiyorum ki bana bakmıyor. Eh... öteki de yirmi senelik karısı. Yirmi senelik karısıdır da bunea zamandır ıiyc bir çocuk doğuramadu Ağan bir çocuğum olsun diye dövünüp duruyor. İyi ya. senden olur, fena mı? O zaman seni daha çok sever. Ohohom Hasan! Ohohom! Bu yaştan sonra mı ? Olaydı beş yıldanberi olurdu. Oralarını kurcalama! Açtırma kutuyu, söyletme kötüytu Bir kadeh daha içsene. Ha.. Ne di yordum? Mabadi var

Bu sayıdan diğer sayfalar: