!İ9Kâmımuanl Cam/irrrîyef S O N • T E LG R A F L A R " Gazi'yi Türk'ler kadar H F M . ' Bulgaristan da Silâh ve ordu istiyor Almanya'da imparatorluğun 61 inci yılı münasebetile nümayişler yapıldı Londra 17 Tahdidi tesHhat konferansındaki müzakerelerin çok hararetli olacağı zannedilmektedir. Almanya şimdiden konfcrans îçin mü • him hazırlıklar yapmaktadır. Almanya evvelce yazıldığı gibi ya diğer hükumetlerin ailâhlarını tahdit etme • Ierini, yahut kendisinin de bir ordu teşkil eyliyeceğini söylemektedir... Geien haberlere gÖre Bulgaria tan da ayni tezi müdafaaya hasır lanmaktadır. Nöyyi muahedesi mu cibince bu hükumet ordu bulundu ramamakta, yalnız muayyen mik tarda tnaaşh a»ker istîhdam etm<>k tedir. Bulgar hükumeti ber tarafta teslihatın arttırıldığı şu günlerde kendisinin de bîr ordu teşkil etm« • sinî istivecektir. Burada h&kim olan kanaate *ör« tahdidi teslihat konferansı akim kaIırsa bütün devletler yeniden ve bü yük bir şiddetle silahlanmağa baslı • yacaklardır. Par» 18 (A.A.) Le Journal, yapmıs olduğu ankete bugün bu mütalealarla hitam vermektedir: «Tahdidi teslihat konferansının arefesinde naz&ri dikkat önünde tutmamız icap eden nokta şudurt Bize karşı çıkarılmak istenilen ve silâhlarmdan tecrtt edilmiş olan Almanya'nın karşısında vâsi müdafaa teşkilâtımızı muhafaza ve idame etmemiz I&zım olduğundan ibaret bulunan tezi kabul etmemizin mümkün olamadığıdır. Bize istenilen seyleri söyliyebi • lirler. Almanya'nın harbi diişiindüğü söylenebilir, bu, başka mes'eledir. Silâhlarından tecrit edilmif olduğu mes'elesine gelince bu, doğru değildir.» NALINA MIHINA İngilizler Ne istiyecek? Biz de tanır ve severiz,, dikleri ziyafet çok samimî oldu Güzel buhranı ! I Fransız'lar ne diyorlar? Aimanyctda numayişler yapıldı Berlin 18 (A.A.) Almanya'nın her tarafında 1871 senesinde teessUs etmiş olan Alman tmparatorluğunun 61 inci yıldönümü münasebetile dfin bir takım içtimalar yapılmiftır. Colonya'da tahdidi teslihat konferansı murahhnslarmdan Rheinbaben, sabık muhariplere hitaben bir nutuk söyliyerek Almanya'nın da diğer milletler derecesinde ailahlanmağa hakkı olduğunu söylemiştir. Dusseldorf'da halk fırkasının içtimaından sonra Almanya'nın harpte mücrim olduğu suretindeki yalanı ve tamiratı proteato etmek üzere bir nümayiş icra edilmiştir. Berlin'de, Nasyonalist • Sosyaliat talebe federasyonunda bir nutuk »öy Iemiş olan Hitler, şimdiki hükumet adamlannın vazifeai tereddi etmemif bir millet vücude getirmekten iharet olduğunu aöjçlemiştir. Ancak o za man müessir bir haricî siyaset taki • bine imkân hasıl olacaktır. Alman milletinin bir kummın Almanya'nın Fransa ile birlikte yürümesinin lâzım geldigine, diğer bir kıs» rnınm da tngiltere'nin yanıbaşmda mevki almasma kail olması kâfi değildir. Alman mllletlnin bir kısmmın Almanya'ntn kurtulmaai l&zım geldiğine kail olması diğer kısmmın da Almanya'nın esir olması lâıım geldifi* ni ilân etmesi daha muvafık olur. Hitler, talebeyi bir mületin istikbalinin onun kendisinin karar knv . vetine ve azim ile hareket etmek melekesine bağlı olduğu fikrine kail olmağa davet etmek suretile sözlerine nihayet vermistir. denburg'un yeniden intihabını kabulden imtina îçin îleri sürmüş olduğu sebepleri ihtiva eden fıkra şudur: «Fikrimce, hali hazırda meveut olan aiatemin ilgaaını intaç edebilecek olan her h&dise, Almanya için ha rict noktai nasardan bir kazançtır. Bence, Alman milletini medenî devletler camiasmm kıymettar bir rüknii yapmak için yegâne çare bu dur. Almanya'nın verecek bir şeyi olmadıkça ona hiç kimse bir sey ver • mîyecektir. Almanya'nın haricî siyasetinîn itibarını iade etmesi mes'elesi Alman milletinin dahilde itibarını iade et • mek mes'elesinden başka bir şey degildir. Tarihte milletimizin dahili ve haricî bir devresine bağlı kalacak olan ve 1918 teşriniaanisinde başlamış olup pek yakmda hitama ermesi muhakkak bulunan bir sistemin ortadan kaldırılması mevzuu bahistir. tşte bu «ebepten dolayı ilgası Alman milletinin baka ve mevcudiyetinin şartı olan bir siatemi teklif edilen çarelerle kurtarmak için vaki olan teşebbüsleri reddetmek mecbu riyetinde kaldım. Yoksa biı, büyük harp muhariplcri, ordumuzun mareşalı sıfatile müşa • rünileyhe kars' sarsılmaz bir min • nettarhk hissetmekteyiz.> Berlin 18 (A.A.) Bir komünist gaseteain* göre, Hitler'in pek ya kında ttalva'ya seyahat edeceğini yazmaktadır. Hitler'e bu seyahat esnasında Von Epp ile meb'uslardan M. Hermann Esaer'in refakat etmesi muhtemel dir. Hitler izahat veriyor Berlin 18 (A.A.) Hitler'in Hin Türk ltalyan Münasebatı Buhran buhran üstüne! tktisadî buhran, siyasî buhran, içtimaî buhran! Dünya, buhran dün yası oldu. Hemen her şey buhran geciriyor. Bir kâinat doktoru olsa da, arzımızın nabzınt yoklasa, alnını tutsa, koltuftınun altma bir dere • Sofya 16 (A.A.) «Geeikmiştir» (Bal yalnız mezayasile, tarihi ile ve büyük ce koysa, mutlaka, dünyanın nabzı kan muhabiri mahsusumuzdan) Bal bir milleti ölümden kurtaran icazkâr daha fazla çarpti^inı ve ateşi art • kan konferansına iftirak eden Bulgar dehasüe değil, daha başka türlü de, ti&ını hissederdi: kaç milyon senelik Londra 18 (A.A.) Hfikumetin matbuat heyeti tarafmdan Sofya Sefirikendimizi tanır gibi tanınz. Mustafa Ke zavalh ihtîyar küremîz, o kadar tamirat mes'elesi hakktndaki vaziyetine miz Tevfik Kâmfl B. şarefine dün ak • mal'in bir Makedonya'h olduğunu da buhran içindedir. ve hareket tarzına dair yarın yahut çarima hatırlanz. Mustafa Kemal yan Türk, şamba günü bir beyanname neşredecegi şam burada Union kulüp'te bir liyafet Buhran, sari bir hastalık gibi niverildi. Ziyafete tkinci Balkan konfaransı yan Bulgar bir köyün çocuğudur ve o söylenmektedir. hayet giizellere de sirayet etti. Bu umum kâtibi Rusen Eşref B. de davetli köytin Bulgar halkı Türk halkı gibi onu sene yaptığımız GUzellik Müsabakatyi ve doğru malumat alan maha • idi. Ziyafette bu sevattan başka yaln» tanır ve severler. Bu hâdise, iki milletin sı, bir güzel buhranına maruz kaldı. fflde beyan edildiğine göre nazırların Bulgar meb'uslan ve Bulgar matbuat birliği için bir semboldür. Gazi, ayni bir çoğu Hoover moratoryomunun altı Geçen senelerde, miisabakaya girerkânı hazır bulunmakta idi. zamanda bizim de şerefîmizdir.» miyen bir çok güzel kızlar, bu istînay müddetle temdidine ve tamirat kon* kâflarma en büyük sebep olarak: Sabtk nazmn nutku feransı Loıan'da toplanıldığı vakit bu Kadehimi kaldırarak inkişaf «tmiş Resmimiz, ismimiz neşredi konferansın sonbahara bırakılmasını Ziyafetin sonunda aabık Ziraat Names'ut Türkiye'nin reisi olan Gaci'nin liyor, kazanamazsak mahcup olu istenneğe mütemayil bulunmaktadır. nn M. Grigor Vaailcff aayani dikkat şerefine içiyorum, Türkiye'nin saade yoruî. bir nutuk irat cderek Türk ve Bulgar tine içiyorum. Amerika razı değil Mağlâbiyet izzeti nefsimize ağır miUetlcri araaında hutule gelen büyük Tevfik Kâmil Beyin cevabt Vaşington 18 (A.A.) Parlâ geliyor. Müsabakaya ghenlerin v« anlasmanın ana hatlart üzerinde tah mentonun Maliye Encümenlerinde aza M. Grigor VasilefFten sonra Sefir kazanamıyanların hüvivetleri mekliller yaph. tki milletin artık tamamen bulunan âyan ile meb'uslar neıdinde bîr varlık halinde calışmalan icap ettiğini Tevfik Kâmil B. kısa bir nutuk sSy tum tutulursa hep gireriz ve gîrenleı yapılan bir anketin verdiği neticeye gö her iki mil!«ti ayırmek için çok çalı liyerek sofradaki samimî havadan ve daha çok olur, diyorlardı. re Amerikan siyaset adamlannın ekseTürkiye için gösterilen muhabbetkârane öyle yaptık. tstemiyenlerin iaitnaUdığmı, fakat muvaffak olunamadıgını sözlerden dolayı teşekkür ctti. «tki milrisi Hoover moratoryomunun her hangi lerini ve resimlerini neşretmedik. Fave olunamıyacağım söyliyerek «kimse leti bağlıyan tarihî rabitalan ve hali habir suretle temdidine muarıı görflnmek* Türk'leri Bulgar'lara ve Bulgar'lan kat gene müsabakaya giren güzel zırdaki müştsrek menfaatleri» anla tedirler. lerin adedi mahdut kaldı. tsimlerini Türk'lere diiaman yapamaz» dedi. tarak yalnız mazinin değil, bütün si kaydettirenlerin bir kısmı da davete Frannz'lar hâlâ ayni fikirde Meb'usun nutku meyanında bilhassa yasî ve iktisadî zaruretlerin de iki milicabet etmediler. Yusuf Zîya Bey, bu şu cümleler şayani dikkattiı Paris 18 (A.A.) M. Blum, PeHt leti birbirine yaklaştırdığını söyledi. münasebetle şöyle diyor: € Türkler ve Bulgarlar ayni ta Parisien gazetesinde, tamirat mevzuuna «Demek ki takma kirpiğin gözlere Ruşen Eşref Beyin nutku rihî gaye ve ayni insanî gaye uğrunda ait olarak Beynelmilel vaziyet hakkmda verdi&i ahu bakış, güzel kohulu ruj' uğraşıyorlar. Matinin aarsılmaz ve ayScfirden sonra, Ruşen Eşref B. fikrini beyan etmekte ve ezcümle şu lartn dudaklara verdiği karanfil kırrılmaz bağlarile birbirlerine merbut aöz alarak çok güzel bir hitabe içinde satırian yazmaktadır: mtzıhğt, kıremlerin, pudraların tene Sofya'da bir kaç gündenberi hâsıl ettiği « Tamirat prensipini terketmiyece bulunuyorlar. tki milletin beraber çaverdiği etrarengiz güzellik, hânlt lışması için daha başka bir sebep var ki, tntibalan anlattı. Sofrada tesadüf ettiği ğiz, yapılan zararları maddî bir tarzda berber maşası, diş fırçası, taç boyan, o da istikbalimizdir. Tilrkİer v« Bul arkadaşlannı göstererek Galatasaray tamir etmek haraç vermek değil fakat terzi makan, hiç biri hayat pahalıhgar'lar, iki komşu memleket olarak, mektebinde ayni sınıfta senelerce be • hakkaniyet ve adîl ve nasafet mecbu ğtnın yıktığt vücutleri tamire kâfi muştcnk ictikballermi hazırlaraakla mu raber tahail arkadaalığı ettiği Bulgar rivetidir. Almanya'nın tamirat borcu gelmiyor! vazzafarlar. gençlerinden bahsetti ve «biz o n n u n tabii hak üıerine daha doğrusu kısaca Güzellik, güzel gıda, güzel hava, Bunu yapabilmeliyiz? Yapabiliraek bir devrin nihayetine ve diğer bir devhak üzerine müstenit bir borçtur. güzel hayat içinde açılart nad'ıde bir mükemrael, yapamazaak felâkettir. rin baslangıcına yetişen bir nesfl idik. Amerika bankerleri ve Macaristan çiçektir.. O saman bizi ayıran sebepler ne kadar Bir Bulgar vatanperveri için yol Nevyork 18 (A.A.) N«w York Çocukluğu harbi umumimn tavu kuvvetli idiseler şimdi bizi birleştiren açtktır. Tfirk'ler yolu gosteriyorlar ve ekmeğile beslenen: ciğerleri Ittanbal Times gazetesi, kredilerin temdidi haksebepler de o kuvvettedirler» dedi ve el usatıyorlar, itiraf etmek lâzımdır ki, sokaklarımn tozlu havasile işliytn bir kmda Macar bankalarile müzakeratta Türk istiklâl mücadelesinin ana hat • güzel teaebbüs onlardandır ve bizim neslin niçin çirkinleştiğine değil. na~ bulunan Nevyork bankalannın bu mü lanndan, bu r^c^df'enîn n»h'nr<îa u için vatanî bir sevinç vesilesi olan bu sil yasadığtna hayrei etvneVv''» zakerah katetmis olduklarmi yazmak • yandırdığı yeni zihntyetten ve Bulgar teşebbüıte biz geç kalmışızdır. Sofya'da Arkadaşımız çok doğru söyliKor. tadır. Çünkii Macar bankalan, 36 mil bir çok teairler vardır. Bu tesirler iki milletinin yüksek seciye ve meziyet > yon dolar tahmin olunan kısa vadeli lerinden, Sofya'da kendini kendi mem Yalnız güzel buhranı değil; ayni zamflleti ayırmak için çok çalışhlar ve çamanda güzellik buhranı da var. EfAmerikan kredilerinin faiz ve komis lekeb'nde hissettiğinden, gördiiğü güzel hşıyorlar. MuşanofPun seyahatini tehir sanevî Sark güzelliğini. bîtip tü yonunu ödeyebflmeğe kîfayet edecek seyleri Bulgaristan'a dair okuduğu ki için ne lâzımsa yaptılar, fakat müessir kenmek bilmez harp ve ictırao *enetapların kaydetmediğinden, Bulgar gümiktarda kambiyoya malflc bulunmak • olmadılar. Muşanoff, gitti, geldi. lerinin sefaletleri kemirHit jr;?»l de, zel aan'atlanmn Bulgar milletinin Baltadır. Biz, Türk'lerle anlaşnken baska • güzellik azaldı. • > kanlardaki yüksek mevkiine manidar Binnetice, Amerika bankalarmın Ma lannın aleyhine bir şey hazırlamıyoruz. birer aahit teşkil ettiklerinden bahsetti. caristan'dan gelecek çekleri kabul «t • Bilâki* tulh için ve memleketlerimitki milletin ayni hamurla yoğurulmuş, mekten imtina edecekleri söyleniyor. zin saadeti için çakşıyoruz. Bütün dü ayni yüksek cinsten akıp geldikierini Bazı Amerika bankalarmın Maca • şünülen prograra yapılacaktır. Hepimiz söyliyerek güzel nutkunu alktşlar içinde ristan'da bir takım matlup hesaplan ayni hizmetin hizmetcisîyiz.» KARİLERİMİZE KOLAYLIK bitirdi. bulunduğunu ve moratoryom dolayısüe M. Grigor VaaDeff, bundan sonra bunlann üzerine çek keşide edeme • kadehini kaldırarak dedi ki: Ruşen Esref Beyden sonra Bulgar mekte olduklan muhtemeldir. « Bulgaristan için tarihî olan bu Ajansı Müdürü eski Galatasaray tale • Hususile vilâyetlerdcki bir çok salonda kadehimi GazTnin şerefîne besinden M. Papof ve Matmazel Kirhof ltalyan murahhası Londra*da karilcrimiı gasetelerini munta • kaldınyorum. Biz, Mustafa Kemal'i tarafmdan nutuklar soylendi. Londra 18 (A.A.) ltalyan mu laman kendi adreslerine alabii • rahhası M. Beneduce Paris'te Fransa mek için bizden bazı kolaylıklar is Maliye Nazırile görüftükten sonra Frantemektedirler. Bu aıie karilerin •a'da başlanan müzakerelere d«vam etarzulanm yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aylık abone usulü mek üzere Londra'ya gelmiştir. ittihaz etmeğe karar verdik. Ay • lık abone bedeli yalnız Bulgar gazetelerinin sefirimize ver Hover moratoryomu temdit edilemez mi? Aylık abone Bonolar geliyor Şark Demiryolları Kurulan yeni şirket faaliyete geçiyor Maliye gayrimübadillere cevap verdi 150 kurus... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek lâzımdır. Bu usul idarece facla mesaivi icap eden külfetli bir mesgale olduğu için abonelerinin inkıtaa u£ramâmasını istiyen karilerimizin paraiarını idareye vaktinde yeti • şecek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. 932 bütçesi M. Grew Vekâletler tasarruf için Amerika sefiri Tokyo'ya tetkikat yapıyorlar tayin edildi Ankara 18 (Telefonla) Vekâletler 932 bütçesinde yapacakları tasarruf hakkmda tetkikat (crasına başlamışlardır. Vekiler Heyeti 15 şubattan itibaren müteaddit içtimalar yapacak, 9 ay • lık varidatı nazari dikkate alarak 932 bütçesini hazırlıyacaktır. Vaşington 18 (A A.) M. Hoover, Amerika'nm Ankara seŞökru Kaya Beyin cevabı firi M. Josepf Grew'i 1931 senesi Hariciye Vekâleti vekili Şükrü Kanihayetinde diplomasi hayatmdan ya Beyefendi kendisine vaki olan bu çekilmek arzusunu izhar etmiş tebliğ üzerine îtalya sefiri Cenaplaolan M. Torbes'in yerine Tokyo rına şu mektubu göndermiatlr: sefirliğine tayin etmiştir. Sefir Hazretleri, Ankara 18 (A.A.) ttalya Ha Evvelce verilmiş malları istir • riciye Nazırı M. Grandi Cenapları, dat olunan gayrimübadiller bir ttalya'nın Ankara Büyük Elçisi Baron istida ile hükumete müracaat etAloisi Cenaplarına su telgrafı gön dermiştir: mişler, vaziyetlerinin vahametini, «Iki memleket arasında meveut ellerindeki mallar alınmakla be> dostluk rabıtalarını takviye eden raber kendilerine hâlâ bono ve mes'ut Meis küçük adası itilâfna • rilmediğini anlatmışlardır. mesi hakkındaki şahsî memnuniyetiMaliye Vekâleti bu müracaate min Hariciye Vekili Hz. ne iblâğını rica ederim.> cevazen bonoların gönderilmek Grandi üzere olduğunu bildirmiştir. kiir eder, zatı âlinizle Hariciye Ve • kili meslektaş'.m arasında cereyan eden mUzakerelerin müncer olduğu mes'ut neticeden dolayı kendisi kadar benim de memnun olduğuma itimat buyurmasını rica eylerim. Bu İtilâfnamenin iki memleket arasında meveut dostane v« itimatkirane münasebatı takviye edece»» hususıtndnki şahsî kanaatimi de izhar ederek yüksek hürmetlerimin kabulünii rica e • d«rtm s«f ir Hazretleri. Hariciye Vekâleti vekili Şühru Kaya kâyeleri aana da anlatır... izmir, tütön kongresine hazırlanıyor Anadolu trenlerinde Bayram tarifesi Ankara 17 Ankara'da toplana cak tiitün kongresine mıntakamızdaU çiftçüerden 12 murahhas seçilecektir. CVMHURlYET'lN TEFRİKA"t 10 Ankara 18 (Telefonla) 15 gün tonra Devlet DemiryoIIam idaresi 10 gün devam etmek üzere tenzilâtlı bir seyrusefer tarifesi tatbikına başlıyacakhr. miz, şirin bir daire. llk bakışta insan burasını mes'ut bir aile yuvası zanneder, o kadar itînalı! Çöl Güneşi'nin kendi elile yaptığı gayet zevkli yastıklar, işlemeler, abajurlar var. Bu çılgın kadının böyle ince, sabır istiyen işlerle nasıl meşgul olabildtğine hayret ettim. Evin her köşesi çiçek içinde. Kendisine benziyen tnci iaminde, on iki yaşında faıci gibi bir kızı var. Belli ki bu ço cukla anlayışlı bir anne meşgul olu > yor. O kadar bakımlı, sihhatli! Yemekte hep mektep günlerinden, çocukluk senelerinden konuştuk, gramofon çaldık, bu sevimli yuvanın içinde bu güzel, genç, ince kadın niçin mes'ut olmasınl Görsen onun ev halini, öyle masum 8yle mutedil ki, sanki hiç o Sedat Beyin aalonunda gördüğümüz yaramaz, itimat vermiyen, bütün şüpheli gözleri, bütün muhteris gözleri, bütün seven ve nefret eden gözleri Uıerinde toplıyan kadın değil I Büs Meis küçük adası itilâfnamesi hak» kında M. Grandi Cenapları namına Iutfen yaptığınız tebligata memnuniyetle muttali oldum. Ve keyfiyetten Tevfik Rüştü Beyi derhal haberdar ettim. Dostane is'arından dolayı ttalya Hariciye Nazır Cenaplarına teşek • bütün başka bir şey! Çöl Güneşi'ni bu yuvanın içinde, bu sade, mutedîl, itimat verir halile gören her göz ona hürmet eder, pereatiş eder, ona karşı sonsuz bir hayret duy a r Paris'ten gelen murahhaslarla bil • müzakere tesisi kararlaştınlan «Şark Demiryolları tşledici Türk Anonim Şirketi» nin mukavelesi imza olunmuştur. Şirketin sermayesi on sekiz milyon altın frank olarak tesbit edilmiştir. Kararlaştınlan esasata göre, yeni şirketin sermayesinden bir kısnunı elyevm kumpanyanın elinde bulunan müteharrik ve gayrimüteharrik vesait ile te • sisatı teşkil etmektedir. Yeni şirket tesis eder etmez eski şîrkstle hiç bir alâkası kalmıyacaktır. Eski şirket ister kenditini tasfiye edecek, isterse yeni şir ketteki aksiyoniardan elde edeceği menfaati eski şirket hissedarlarına dağı tacaktır. Yenî şirket te eski şirketin imtiyaz müddetine tâbidir. Bu müddet 1953 senesinde bitecektir. Kanunusani 19, Ramazan 11 Salı Tulu Öğle ikindi saat daklkalsaai dakika saat] dakika 2 14 22 7 12 16 24 9 14 45 54 ezanî fcevali Meclis Reisİ perşembeye geliyor Ankara 18 (Telefonla) Meclis reisi Kâzım Pş. Hz. tstanbul'a çarşamba günü gideceklerdir. sın, mektebe gitmiyecekain, aeni evde okutacağız.» Dedi. Beni kime nişan edecekle rini bile söylemedi. Annemin söylediği kısa cümleler karşıaında ben ne duyduğumu, ne düşündüğümü hatırlıyamiyorum. Nişan, evlenmek kelimeleri bir denbire yüzümü kızarttı, kendimi büyümüş, gelinlik olmuş bir kız sandım. Mektebi bırakmak, arkadaşla • rımdan ayrılmak epeyce canımı sıkmıştı, ama ne anneme, ne de kim seye bhr şey söylemedim. Bana acele güzel güzel ipekli elbiseler biçildi, yüzükler, bilezikler almdı, ben küçücük boyumla büyük, süslü bir hanım oldum, nişanlandım. Yavaş yavaş nişanlı olmak; bü yükler sırasma geçmek hoşuma gitmeğe başlad^. Nişanlım da güzeldi, her hafta bize gelir, bana hediyeler getirirdi. Sonra fransızca öğrenmem bahanesile haftada iki defa gelmeğe Akşam Yâtsı imsâk ;aat dakikajsaat dakika aat dakika 12 17 I 18 36 44 12 5 29 37 ezanl zevâli Şükufe Nihal Bu adamı beğeniyorum, gene akIına bir şey gelmesin, bütün bunlar benim için umumî tetkikler, tertkitlerdir. • Hoşuna giden her kadının önünde sırıtıveren, iki dakika sonra kompilmana başlıyan gururauz er • keklere hiç benzemiyor. Çöl Güneşi'nin de bütün hoppa • lıklarına rağmen asil bir hali vardır, ikisini birbirine yakıstırıyorum, kâşki anlaşsalar... 28/3/920 ... Sana yeni havadislerim var Müeyyet: Dün akşam Çöl Güneşi'nin apartımanında idim. Burası dört odalı, te • DördOncu mektuptan: Yemekten sonra tnci yatmak için odasına çeküdi, biz üstümüze çöken ağırlıkla, musikinin verdîği hulya ile sedirlere uzandık, aigaralarımızı yaktık, dumanlar gözlerimizin önünde halka halka savrulurken, o, nasıl oldu bilmem, ben hiç bir şey sormadan, yüzündeki esıar perdesini yavaş yavaş kaldırdı, bana mektepten, yanımızdan ayrıldığı günden itibaren bütün hayatını anlattı. Artık Çöl Güneşi herketin bildiği şüpheli, hafif kadın değil, o, şimdi benim gozun.de dünyanın en temiz, en yi, fakat zulüm görmüs kadını. Ben, icap ederse onu bütün dün • yaya karşı müdafaa edebilirim. Orada iki ay sonra canın aıkılır, elbet gene buraya gelirain, o saman bu hi* • " 17/4/929 ... Çöl Güneşi'nin anlattıklarını mektupla mt anlatayım? Bu çok uzun olurdu, MUeyyet, arzunu kendisine söyledim. Bana hatıra def terini verdi, «gönder, okusun de iade etsinb dedi. Gönderiyorum. Beşinci mektuptan: «Çö/ Güneşi'nin hatvra defterinden» ... Ağabeyimln arkadaşlarmdan ve DDarülfünun talebeainden İhsan, beni beğenmiş, istemiş. Ben o zaman on iki yaşında bir çocuk olduğum için annem, babam tabii reddetti. Fakat İhsan o kadar çok ısrar et miş ki nİhayet; dört sene sonra ev lenmek şartile beni nişan etmeğe razı olmuşlar. O zaman, nişanlım, benim mektepten almmamı, evde o kumamı istemiş Bir gün annem beni çağırdı: « Kızun, »en artık nişanlanacak başladı. Türkçe okutsun, diye, bir de hocahanım tutuldu. Annem de bana elişleri gösteriyordu. Ben, derslerden ziyade, elişlerile, kendime çeyiz hazırlamakla meşgul oluyordum. Nişanlımla gittikçe sevişmeğe, anlaşmağa başladık. Babamdan, an • nemden izin alarak arasıra beraber gezmeğe giderdik. Nlşandan iki ay sonra bizi nikâh ettiler; ben bir derece daha büyümüştüm. Biraz daha büyüklük gururunu duymağa başladım. Nihayet, daha on üç yaşını bitir • memiştim, ki nişanlım bir akşam bizim evde kaldı, herkes yatmıştı, ben onun odasında fransızca dersi oku yordum, o gece, beni kendi odama aahvermedi, ertesi gün kendisi de bi • zim evden gitmedî, böylece, ben ar« tık büsbütün bUyÜk, evli bir hanım oldum. Mabadt var