"Cumhuriyei HtKÂYE Kuvvetli hükumet!. Yazan : M. Ş. [Hikâye, Osmanh hükumeti za manda kabine azalart ile ileri gelen meb'us ve âyan azalanntn fırkada yaptıhları bir içtimaı anlat makla başhyor. Bir kaç zamandır hükumet aleyhine dedikodular olmakta, mecliste ve matbuatta hü cttmlar görulmektedir. Ftrkada vaziyete çare bulmak iizere meb'uslardan mürehkep bir encümen teşkil olunmuştur. İşte bu encümen aza sından şöhret meraklısı, yeni ve genç bir meb'usu hükumet azasına encümenin düşüncelerini anlattrken buluyoruz. Hatip uzun söz âftkltsıdır. Nutkttna ta Fenike'liler zamantnda başlamış, aradan saatler geçtiği halde Osman'lılart hâlâ Kanani devrinden aşağı indirememiftir. Vaziyet bu şekilde tesbit edilince kendirini susturuyorlar. Bir baskast, onu takiben diğer bir meb'us söylüyorlar. Hulâsa hükumeti tenkit... İşler bozuk, kabinenin içinde bile ihtilâf var. Kanunu her seyden üs tün tutacağıru söyliyen hükumet en büyük kanunsuzluklart yapıyor. Bu iddialara gene bir meb'us cevap vererek hükumeti müdafaa ediyor. Müzakere devam etmektedir."] Avrupa'da hukuk tahsil etmiş, yenice meb'us intihap edilraiş gençlerdettı biri söz istedi. Bu da etmer kara kuru bir bey. Adınt biliyor • dum unuttum, yalnız, arkadaşları nın «Kara biber» dediklerini habr • lıyorum. Ayağa kalktı ve giiler yüzle dediki: « Efendim, muhterem heyetîn kanuna verdiği mevki ve ehemmiyeti görüp, memleket namına, miin • şerib olmamağa imkân yoktur. Yalfnız, raemlekette mevcut dedikodu • lara çare düşünülür iken buna eldeki kanunların tatbikı ile deva bulunacağııu farz ve zannetmenin kifayetsizliğini arzetmek Uterim. Hatta bazı kanunlar olabilir ki bunların tatbiki rahatsızhğm ve dedikodumra art masını mucip olabilir. Haddi zatında çok mantıkî, çok muvafık tertip olunduğu zannolunan bir takıtn kanunlar görülmüştür ki tatbikleri tnenfi neticeler vermiştir. Bu hal kavaninin ihtiyacı asra tevafuk ede memesinden ileri gelir. Eğer hükumet ler bu gibi kanunlan tatbik hususunda (larj) ve ihmalkâr ohır larsa daha isabet etmiş olurlar. Evet gerçi her şey kanunî olmalıdır, ancak o kanunlar da memleketlerin asrî îhtiyaçlannt örtmelidir. Diğer taraftan: thtiyacat her an tahavviil ve tebeddül eder; kanunlan tertip eden makamlar lâzım geldiği ka dar hassas olmalı ve ihtiyaçların anbean değiştiğini hissetmelidir. Geç kalan ve ihtiyacı tatmin etmiyen hususlarda hükumetin alâstikî ve (larj) olması bu noksani tazmin ve telâfi eder. Etmesi de lâzımdır. Bu sebeple «kanunî kabine» denildiği vakit bu ismin ifade ettiği manayı hükumet içîn muvafık bulamam. Her halde bu nokta üzerinde ihtiyat olunsa daha doğru olur kanaatindeyîm.» Ta i!k hatibin sözünü kesmeğe çalışmış olan genç meb'us söz istedî ise de âyan azaaından bir zat ça bukça davrandığından sözü âyan azasına verdiler. Bu zat öksürdü ve etrafına bir göz gezdirdikten somra: « Efendilerim, diye basladı,bendeniz isimlerini bilmiyorum, beye fendi oğlumun ifadelerinden bh şey anlamadım! Yani, daha doğrusu hilâfı kanun hareketi tecviz buyuru • yorlar gibi bir mana anladım. tfa delerinden böyle bir mahiyet istiş • mam olunuyor ve böyle bir iddianın ne suretle îzhar olunabildiğine son derecelerde hayret ettim. Maahaza ihtimal diğer bir kasitleri vardır ki beyan buyuramamışlardır. Olabilir; ve illâ bu kudemanın «Rehinarefte» dedikleri olur! Maazallah, böyle bir yela sapılırsa akibet ne olur? Keaıdimizi yârü ağyara karsı gülünç etmiş ve husrana düşmüş oluruz. Saniyen: Bizim kanunlarımız, veçhenminelvücuh, Avrupa kanun larına kıyası sahih olmıyan ka « nunlardır. Avrupa kanunlarım kendi tanzim eder ve her beşer elinden çıkan şey hatadan salim olamıyacağindan hergün hatasını görür ve tashih edebilir. Bizim kanunlarımızın ash ise nususa müstenittir. Ah kâmmdan bir zerresi tebdil oluna • maz ve kabil de değildir ve yevmi kıyamete kadar da bakî kalacağina dair de ahkâm vardır. Halk arasmda dedikodular varmış diye kanunlanmızla oynamak hikmetî hiiku mete de muvafık düşmez. Bu halkın sözüne, sazına, işine akıl erer mi? Dünyada padişahların bile arka > sından kılıç sallamışiar. Âlemde efkâr raütehaliftir. Halk şikâyet edegelmiş, edegider! Buna göre imali f ikredip umurunu tanzim edince hiç bir müşkülât kalmaz. Halk şikâyet ederse olbaptaki kanunun maddei mahsusasını gözüne sokarsın, gö • rur. Eğer mütenebbih olmazsa «tekdir ile uslanmıyanm hakkı kotek • tir». Bekir Ağa bölüğüne girince aklı başına gelir. Hükumet aleyhine dil uzatmak ne demektir anlar! Eğer ben yanlış söylüyorsam burada hoca efendiler de var, onlar da hakikati buyursıtnlar.> Âyan azası oturdu ve biraz hayretle herkesin yüzüne baktı. Reis yanındaki güzel sakallı âyan azasına bir şeyler söylüyordu. Sözünü bitirip oturan âyan aza • sının kanaatince, onun nutkundan sonra bugünkü mes'elenin bitmesi lâzım idi. Mahtıkî söylemiş, mü dellel söylemiş, her cihetle işi kesmiş atmıştı! Bu sözlerden sonra gene müzakere olacak mı? Reis yanmdaki ile sözü bitirip önündeki kâğıda baktı ve sözü ho calardan iri yarı bir adama verdi. Bu hoca bir vilâyet müderrisine benziyordu. Ayağa kalktı. Söz söyle meğe alışık bir adam tavn ile: « Kanun yapalım, kanuna riayet edelim» deniyor, dedi, bundan halkın kesesine bir şey girer mi? «Dedikodu olmasm, kanun yapa Iım.» Dedikodu ederlerse ederler, biz işhnize bakalım. Halkın kesesine beş on para sokahm. 1 stanbul'da dedikodu oluyorsa elbette olacak. Biz kanun yapsak gene olacak. O «sen yeme ben yiyeyim!» davası. Buna kanun olmaz! Biz bugüne kadar ne yaptık ona bakalım. Bana sorar • san: Vergileri topladık, memurlara aylık verdik; para yetmedi (Hoca Maliye Nazınnı göstererek) Be yefendinin selefleri Avrupa'dan para kaldırdı, şimdî oturduk, onu yiyoruz. Paranın anasını, faizini de vurduk halkın boynuna. Muhalifler görüyorlar, ortada para var, hay gür •alıyorlar. Buna kanun ne yapsın? Bana sorarsan biz para çıkarmanm yoluna bakalım. Borcn nereden ve receğiz, nereden halka para kazandıracağiz ona düşünelim. Yoksa dedikoda... îştebu...^ Hoca oturdu. Nazırlardan bhî söz almıştı, dedi ki: Bakırköy'üne Otobüs işliyor Otobüsler dünden itiba ren islemeğe başladılar Dünden itibaren Bakırköy ile İstanbul arasmda her yirmi dakikada bîr hareket etmek üzere otobüs islemeğe basbşalamıştır. Alh büyük otobüs dün Bakırköy sokaklarında dolaşarak nümayiş yapmıslardır. Otobüsler Sirkeci ile Bakırköy ara » sında 17,5 kurusa adam taşımakta ve trenden on beş dakika evvel gidip gelmektedirler. Otobüsler hareket mahaUi olmak üzere Şark şimendiferlerinin önünü intihap etmişlerse de şirket hükumete müracaatle bunlar ı oradan kaldntnnş, sokak içinde baska bir mahalle naklettirmistir. Bakırköy ile İstanbul arasmda îslî yen otobüslerm yalnız şimendifere değil, takip ettikleri güzergâhta tramvay da bulunduğundan bunlara da zarar verecekleri anlaşılmaktadır. Sirked'den doğrudan doğruya Mercan tarikile Beyazıt'a çıkan otobüsler Beyazıt'a Aksaray'a, Samatya'ya, Yedikule'ye gî decekleri de taşımaktadırlar. Topkapı'dan sonra takip edilen caddenin asfalt olması otobüslerin seyrü seferini kolaylastırmaktadır. ır^vıııro Bugünkü program 75 Kv. Berlin Konigsvuster havzen 1635 M. s=!İ7 Tefrîms«nil931< Borsa DDn akşam kapanan Borsada ; bir Türk Itrası mukabili: Fransız Frangı ı Dolar Liret Belçika Drahmi , Isviçre „ Leva Bulgar Kuron Çek j Şilin Avnsturya \lman markı Pengö Macar Ley Roman^a Çernoviç Flonn Alun "Vlecidiye Banknot 1 MEVLiDi ŞERİF KIRAATi ! . j Merhum pederimiz İnce Alemdarzade Halil Beyin ruhuna ithaf edumek üzere önümüzdeki perşembe günS ögle namaznm müteakıp Küçükpazar'da üç mih raph camüserifinde mevlidişerif kmat olunacağmdan arzu bnyuracak akraba ve eviddasik ihvant dmîn teşriflen ri« ca olunor. 5 Kv. İstanbul (Postane) 1200 M 18: Gramofon. 19,30: Alaturka musiki, 20,30: Konferans, 21: Alaturka musiki. 22: Hafif orkestra. 16,50: Kadın saati, 17,30: Laypzig'den hafif musiki, 19,05: Siyasl mfisahabe, ders 20 35: Miınlhten: Afcşam konseri, 22,20: Breslav'dan: Asker! musiki. Müteakiben Hamburg'dan: Hafif musiki. 12 0.47 9 3 88 2 158 Kv. Varşova 1411 M. 18,15: Lemberg'den: Müsahabe 18,40: Senfonik konser, 19,55: Muhtelif, 20,35: Gramofon, 21,20: Halk konseri, 23.15: 4 aletten mürekkep salon takımının Şubert, Mozart'm asarmdan konseri. 24: Hafif mnsiki ve caz. 20 Kv. Budapeste 550 M. 18,35: Muganni Kelemen tarafından ve Sigan takımı refakatile Macar şarkJİan. 1935: Fransızca ders, 20,05: Konferans, 20,35: Salon takımının operet ve sesli fiiimler parealan, 2135: Mizahî neşriyat, 22,50: Üç aİetli takımın Bethoven'in asa. rendan konseri, 23.25: Haberler, 24: Ba. die Sigan takıme. 06 22,5? 19.25 39.68 25 40.25 62 69,50 15 98,75 3 51 I 98,37 3 13.48 ?9 1 1 ' 17,68 9 ! 24 51 69 2 Lira Kuru» 1 BURSA 18 T. sanj vapuru nö BARTININEBOLU POSTASI ÇARŞAMBA f7 df , at Sirkeci nhtımından hareketle Ereğü, Zonguldak , Bartm , Amasra, Cide . inebolu, Evrenye, Abana ve ÎHşeVe azimet ve avdet edecektir. Yük ve volcn için «jalatada Küçök Rıhtım Hantnda 45 nmnaraya mtfracaat Telefon: Beyoğlu 913 VAPUR MUCEHHİZİ NAtM BEY İstanbul îzmir ve İzmir • İstanbuT arasında muntazam seri haftalık posta Bir IngıUz lirası 7 "97^ Bulgar opereti Şehrimize geldiği yazılan Bulgar operet heyeti perşembe akşamından itibaren Fransız tiyatrosunda tem • sillerine başhyacaktır. 20 Kv. Viyana 516 M. 18. Piyano ile roro (hey'et) konseri. 18.40: Gramofon ile meşhur dans orkestralan parçalan, 19,15: Müsahabe ve saire. 20,10: Jlmnastik dersi, 20,40: Muganni Hofman'ın iştirakile Yozef Holzer takı mınm Viyana musüdsi, 2240: Müsahabe. 22,40 Tefrika, 23,25: Dier merkederden nakiL ADNAN Lük« vapuru 19 teşTİnisani perşemBe gunü saat 17 de Galate nhtımından hareketle 1 Lnci 2 încî stnıf ve yataklı 3 iincC stnıf yolculan fcabul ederek doğru Izmrr'e hareket edecektir. Seyahat möddeti 2 0 »aatrİT Büydk oteilerdeki htj rörlü esbabı îstirahst mevcuttur Yeni bir otobüs şirketi Kabartma Türkiye haritası Çinkoğraf Şevki Bey tarafından zarif Te renkli bir kabartma Türkiye haritası yapılmıştır. Bir mektup zarfina sığacak cesamette yapılmış ve iki taraflı bir kartona basılmıştrr. Tavsiye ederiz. Taksim • Büyükdere arasmda îşB • yen otobüslerin geçen yaz sahipierin* hayli kâr getirdiğini hesap eden bazı sermayedarlar Viyana ile Pefte a n sında işliyen elli kisilik otobüsler is letmek üzere bir şirket aktine karar vermişlerdir. Bu otobüslerm beheri on yedi bin liraya mal ohnakta ve çok az benzin ile çok yol katetmektedirler. 120 Kv. Prag (Praha) 488 m. 19: Müsahabe ve saire, 20,25: Yugos lav şartalan, 20,45: Gramofon ile Letland musikisi, 21,05: Brüno'dan: Müsahabe, 22,05: Keman konseri, 22,35: Piyano konseri, 23: Haberler, 23,25: Gramofon. ADANA Vapuru 19 teşrinisani peraembe gSnu akşamı Srrkecfden hareketle (Çanakkale, İzmir, Külliik, Bodrum, Fethiye, Antalya, Alâiye ve Mersin) e a«învet ve avdet edecektir. Tafsilât için Galata Sıte fransez No, 1 3 te kâin Şarl Suma acentasına mü • racaat Tel. B. O. 1041 frtihal Temyiz mahkemesi reislerinden Fahrettin Beyir oğlu Feyziye lisesi talebesinden Osman Bey bir müddettenberi duçar olduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün sabah vefat etmiştir. Cenazesi Şişli'deki Etfal hastanesinden kaldırılarak Maçka kabru • tanına defnedilmiştir. Ebeveynine beyan 1 taziyet ederiz. Almanlar bir ingiüz Amiralım knrtardılar Kumkapı'da Bir ceset bulundu Cesedi ilk gören 4 çocuk nezaret altına alındı Geçenlerde ajans telgrafna meleri Çin su larında bir tn giliz harp ge misinin kayalaçarparak <Bendeniz kendi mütaleamı arz ra garkoluduğunu dan evvel Hocaefendiye cevap verhaber vermiş imek isterim. Boyurduklan farzedelim ki doğrudur, fakat bizim bu mü di. Son posta ile gelen İngiliz ga zakeremiz mevzuu ile hiç münasezeteleri mez beti var mı? Bizim müzakeremiz pakur gemide Çin yhahtta olan şu dedikodulara bir sularındaki In nihayet vermek ve hükumetin mevAmiral Kellj kiini takviye etmek. «Halkın refahı» giliz donanma sının başkumandanı Amiral Kelly bubuyuruyorlar, halkm refahı hiç bir lunuyormuş. Gemi batarken telsizle vakitte bîr »enede, beş senede temin dört taraftan istimdat edilmiş ise de olunamaz. Geçende Ziraat Nazın hiç bir taraftan imdat gelmemiştir. Beyefendi, fırkada îzahat verdikleri Yalnız Derfflinger isminde 9,000 tonsırada, galiba, Hocaefendi bulun luk bir Alman vapurunun kaptanı manuşlar: Yalnız bu sene üç binî imdada gitmiş v e tngiliz Amiralım mütecaviz pulluk getirtiyoruz. Bağve maiyyetini son dakikada kurtarmışcılık, îpekçilik, îçin de muhtelif kitır. taplar tercüme olunuyor. Her vilâ • yette köylülere nasayih ve teşvikatHarbi umumide Alman donamnata bulunmak üzere ziraat müdür sının en kuvvetli gemisinin îsmi dahi lerimin riyaseti altında birer «heyeti Derfflinger idi. Gariptir ki Alman'na*iha> tertip olunacaktır; lâyihası ların fecî bir ölüraden kurtardıkları yakında meclise takdim edilecek İngiliz Amîralı harbi umumide Al • tir. Eğer hükumetin para için ça man'lar ile çok uğraşmış bir İngiliz lışnuumdan maksat bunlar ise gö kumandanıdır. «Yavuz» Sicilya'dan rülüyor ki ihmal olunduğu yoktur. Çanakkale'ye gelirken bunu ele ge» Yok eğer Hocaefendi, hükumetin tiçirmek yahut tahrip için Boğaz'm ağcaret ettiğini istiyorlarsa, buna yalzına kadar takip etmiş idi. nız: «Çok güzel nasihat...» derim!» O tarihte Amiral Kelly, Gloucester İngiliz kruvazörünün süvarisi idi. Nazur masumane gülüyordu. Ona bakarak başka gülenler de oldo. Nazır bir ufak fasıladan sonra sö . zünde devam etti: Hükumet ticaret edemez ve etmemelidir. Dünyanın neresinde görülmüş şeydir ki bir hükumet ticaret etsin ? Bugün konuştuğumuz mes'ele hakkmda bendenizin mütaleama ge • lince: bir münasebetle arkadaş beylere de arzettiğim gibi, bunlar bi zim fırka ve meclisi idare usulleri > mizin bozukluğundan ilerî gelir. Bîr adama «muhalif» dediler mi, biz ondan kaçıyoruz ve ona söz söylet mek istemiyoruz. Nazır tezini müdafaa için güzel bfr başlangıç yapamadığını gördü. Bundan başka, kabine azası oldu ğuna göre evvelce aralarında görüşülüp kararlaştırılmamiş bir fikri burada ileri sürmek muvafık olmı yacağı için sözlerinin arkasını kısa kesti: « Bendenizin fikrim bundan ibarettir; bir hatıra kabilinden heyeti muhteremeye arzettim.» Dedi ve yerine oturdu. Sonra da bütün söylediklerine pişman oldu. Yarın bitecek Bir tütün amelesi Hemşiresmi öldürdü Sakıt hanedanın borcu Sakit hanedan azasına ait Kvrbağahdere ve Hekimbası çiftlikle rînin Defterdarlığa bir hayli borçları birikmiştir. Hanedan vekilleri bunl a n vermemekte, hasılat olmadı ğmdan borçlarını ancak binalar satıldıktan sonra ödiyeceklerini söyle mektedirler. Sultanahmet 4 üncü sulh hukuk mahkemesmden: BÜGÜN AK§AM Müddei Yorgi Ef. nin müddeaaleytki giin evvel Gulhane civarmda Saat 21,30 ck hima Balat'ta Hocakasımgunani ma kuş tutmağa giden Rıdvan, Osman, hallesi Aynalıbakkal sokağı 59 numarah MUKKADES Enver v e tsmaii isminde dört genç hanede sakine Madam Annika ve YanALE\ Abırkapı sahiline inen yol üzerindeki ko veledi Sava ve ayni sokakta ,61 nuFacia 3 perde mağarada bir ceset görerek zabı • marada Dimitri veledi Sava ve Dimitri taya haber vermişlerdir. Hâdiseye Yazan: S. Maugham veledi Yani ve Hızırçavus mahallesmin Müddeiumumilik vaziyet etmîstir. Külhan sokağında 2 7 numarah hanede Tercüme eden Şimdiye kadar vapilan tahkikat bu aF. Gazenrer sakin Hristo veledi Foti ve Panayot damın başka bir yerde boğuimak veledi Yani ve Ağa veledi Bodo* ve Taîebe Gecesi suretile öldürüldükten sonra mağaMaroka binti Yorgi aleyhlerine ikame raya atıldığını meydana çıkarnuş, Igtanbula hüMisi u.ımvay. olunan izalei şüyu davasmın cari mu fakat henüz kîm olduğu anlaşilamaYANAR DAGV hakemesinde müddeabih Yemiş'te Amıştır. Zabıta şhndi cesedin hüviyehiçelebi mahallesinm Limon iskelest rini tayine çalışmaktadır. Bundan sokağında 6 8 atîk v e cedit namarah sonra katillerm izi iizermde yüriidükkânm gayrikabiii taksim olduğu necektîr. ve mecmuuna 4 0 0 0 lira kıymet takdir Vak'ayı haber veren gençler her edildiğî keşif zabıt varakası ve ehli ne kadar kuş tutmak 3zere oraya git vukuf raporundan anlaşılmıs ve müdtiklerfni söylemekte iseler de şim dei vekili tarafından kıymeti mezku | dilik nezaret ahında bulundurul reye îtiraz edilmiş olduğundan bahsile maktadrrlar. fkametgâhlan meçhul olan mSddea aleyhlere on beş giin müddetle ilânen tebligat icrasma karar veribniş ve yevmi muhakeme olan 7/12/931 pazartesî günü saat on bire talik kılmmış oldu ğundan yevm ve saati mezkurda SulEvveOri gece Osküdar'da Vald«afîk tanahmet'te Adliye binasında kâin Sultanahmet dördüncü sulh hukuk mahmahallesinde sakin bahçıvan Dilâver kemesine bizzat gelmeleri ve yhaut bir Ef. nm evine tütün amelesînden Ya vekili musaddak göndermeleri, aksi takşarla hemşiresi Ayşe H. misafir gitmişdirde haklarında muhakemeye gıyaben lerdir. Yasar ve hemşiresi iki misafirdevam olunacağı malum olmak üzere lerle beraber otururken bîr aralık Yaişbn muameleli gıyap karan tebUg maşar hemşirestni duan çağırmış ve henüz kannna kahn olmak üzere ilân olumv. anlaşdaraıyan bir sebep yüzünden kolundan tehlikeli surette yaralannştır. Bu sırada araya giren ev sahibi DilâKiRALIK EV ver ve Ahmet Şükrii Efendilerde yaraŞişli'nin en kibar semti olan Osmanlanmulardır. Ayşe H. aldıgı yaranm bey Nigâr sokağında 6 oda ve konforu tesirile biraz sonra ölmüştör. havi 47 numarah ev kiralıktır. Gezmek içm derummdekilere ve tafsüât için Beyoğlu 1773 No. ya telefon edilroesi. Zayi Namıma mahkuk tatbik mührümü zayi ettim. Yanisini hâk • kettirdiğimden zayiin hükmü yoktur. Kasımpaşa'da Hacıhusrev camii müezzuıi Mustafa İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi Temsilleri Yann akşam M E L E K sinemasında kahkaha, şenlik ve büYük •aris zarafeti haftası başhyor. Marmara'daki kaza ( Birinci sahifeden mtibait > kanunlarına tâbi bulunmaktadır. Her ne kadar bu hususta bir kanun mevcut değilse de devletler arasmdaki siyasî nezaket ve tekâmül bunu îcap ettirmektedir. Kazanın sis yüzünden vukua geldiği tesbit edilmiştir. Ortaköy'de Bir cinayet oldu EvveBd gece Ortaköy'de Şakirin meyhanesinde tütün amelesinden Çakır Hasan ile arkadaşları Lutfi ve Sadık arasmda kavga çıkmış; evvelâ Çakır Hasan Lutfi'yi kolundan yaralamışhr. Ba nun üıerme Lutfi ile Sadık ta Çakır Hasan'a hücum ederek arkasından yaralamulardır. Hasan aldığı yaranm tesirile ölraüştür. YAŞASIN HAK1KAT Fransızca sözlü Ye şarkıh vodTİl Heyeti temsiliyesi başında: S A İ N TGR M EG L E A N 1 E R M0 NN1E R ve PİERRE E T C H E P A R R E Yarın akşam •ir Kaza nasıl oldu? Kazaya uğrıyan İspanyol vapu runun süvarîsi dün gazetecilere söyle dert yanmıştır: « Kaza gece yarısı ve Marmara adalari civarmda olmuştur. Müthiş bir sis vardı. 100 metre ilerismi görmek kabil değildi. Birbîrimizi gördüğümüz zaman iş işten geçmişti. Fransız gemisi olanca şiddetile geldi, bindirdi ve bîzi batırdı. Gemi Türk pilotunun idaresinde idi. 32 kişi idik. Herkes denize atıldı. Yalnız geminin aşçısı fazla giyinmiş olduğu içm zannederim kurtarılamadı. Kazaya uğrıyan mürettebatımız elyevm Fransız vapurundadır. Kendilerine elbise tedariki ile meşgulüm. Yarın vapurdan çıkacağız ve ilk vasıta ile memleketimize döneceğiz. Ben İstanbul sularına yeni gelmiyorum. Bu sularda 6,5 senedir gelîp gidiyorura.» SiNEMASI ilk mektepleri teftiş İlk tedrisat müfettişleri İstanbul nuntakasındaki ük mekteplerde yeni ders senesi teftişlerine yarmdan itibaren başIıyacaklardır. M.Ş. Galatasaray lisesinde tuhaf bir hâdise Galatasaray lisesinin orta kısmının son nnıfı olan dokuzuncu sınıfta bakalorya imtihamna giren 97 efendiden 45 î sınıfta kalmışh. Son günlerde bu efendilerden bir tanesi Maarif Vekâletince terfi ettirilmişbr. Bu terfi diğer 4 2 talebe tarafından ib'razla karşılanmış, bunlar vekâlet nezdînde haklannı aramağa karar vermişlerdir. KUÇUK DAKTİLO RANGOO MARY GLORY ve JEAN iki büyük filim birden tâkdim ediyor. Talep ve arzuyu umumî üzerine: Tahayyülün f evkında bir filim üferini istanbul'a geliyor Peşte 16 (Hususî) San'atkâr Üferini bir aydır devam eden müsame relerine dün akşam nihayet verdi. Bir hafta Bükreş'te kalacak ve sonra tstanbul'a gidecektir. TrarımımntnBminımwn«uiu(iH (ORANG OUTANG MAYMUNU, bu filim büyük ormanlıklar içinde kaplanlar ve MURAT tarafından ORANG OUTAN, maymunBu filmi GÖRMİYENLER ve lan arasmda çevrilmiş ve imaGÖRECEKLER için senenin en liyesi iki operatörün hayatına malolmuşhır. büyük muvaffakiyetidir. eçhul şarkıcı Sozhi sinemada TOÜRJANSKY'n n bir filminde oynamayt başlayan dünyamn en meshor mugannisi