e25T«frial.yr«ll931 •Cumhariyet •• VuftUAT Maçka'da 1 i Bu hafta görecegniz filimler îld tarihî macera, bir operet, birde hissî filim Çaiman eşy& Zab,ta çalanlar. ve e? yayı meydana çıkardı Iki üç ay evvel Maçka yangınında bir çok kinaselere ait kıymetli eşya lar çalınmıştı. Zabıta bunları çalanları o vakittenberi aramakta idi. Yapılan taharriyat nihayet müsbet netice vermiş, hem çalınan eşyalar, hem de hırsızlar yakalanmıştır. Kıymetli eşyayı çalanlar Arnavut Arif ile Rahmi, Zeki ve metresi Yekta Hanımdır. Mesruk eşyalar Kurtu luş'taki Yekta Hanımın evinde bu lunmuştur. Bunlardan bir kısmı sahiplerine teslim edilmiş, henüz sa • hibi bulunamıyan bir kısım eşya da Beşiktaş polis merkezinde tahtı muhafazaya alınmıştır. Gaip eşyası o lanlar Beşiktaş tnerkezine müracaat etmektedirler. Hırsızlar, polis tahkikatı bittikten sonra adliyeye teslim edileceklerdir. Pamuk piyasası Adana'da fiatlar görülmemiş şekîlde mütemadiyen düşüyor Mersin (Hususî) Fevkalâde bir bereket senesi olan 929 da mıntakamız 150 bin balye pamuk yetiştirmiştir. Geçen sene bu miktar 118 bin balye idi. Bu senenin mahsulü ise şimdilik 90 ilâ 95 bin balye tahmin ediliyor. (Bir balye vasatî olarak ! 200 kilo safi pamuğu muhtevi, çuval ' ve demir çemberlerle sıkı tazyik al | tında ambalâj edilmiş bir denktir.) Maamafih bu mahsul tahminleri esash hesaplara istinat etmediğinden, sonra dan alelekser tashihe uğrarlar. Nitekim geçen senenin mahsulü bidayette 90 ilâ 100 bin balye tahmin edilmişti. 929 senesinin bir rekor teşkil eden mahsulü, o sıralarda henüz yeni başlıyan fiat tenezzüllerinden mü teessir olmakla beraber, mıntakamıza 16 17 milyon lira kadar bir para getirmişti. 930 un mahsulü ise daha ucuza satıldığından, Mersin Ticaret Odasının ahiren neşrettiği hesaplara nazaran, Adana mıntakasına ancak 8 milyon lira temin edebilmiştir. Geçen mahsul bir evvelki mahsule kıyasen beşte bir nisbetinde az olduğu halde, kıymetinin düsmesinden yarı yarıya az para bırakmıştır. 1929 1930 pamuk senesinde Mersin limanından vaki ihracatın va> satî kilo kıymeti 55,6 kuruş iken, son 1930 1931 senesinin bu miktar ancak 36,8 kuruş idi. Bu rakam kiloda vasatî kıymetin yüzde 34 sukut ettiğini gösterir. Pamuk fiatlar mın 1929 sonbaha rında başlıyan sukutu son sene zarfında da mütezayit bir surette te madî etti. Elyevm fiatlar şimdiye kadar hiç görülmedik derecede düşkün bir seviyede bulunuyor. Bunun için şu aylarda toplanan yeni mahsuliin, evvelkilere kıyasen mıntakamıza daha az para getireceği maa lesef muhakkaktır. Kartal'da feci bir kaza Evvelki gün Kartal çimento fabrikasına ait elektrik direklerine çıkan şirket amelesinden biri kendini cereyana kaptırmış, tehlikeyi anlayınca bulunduğu irtifadan yere atılmıştır. Bu sukut biçarenin hayatına mal olmuş, kazazede eczaneye götürülürken yolda ölmüstür. Bir çocuk çijjnendi Rıdvan isminde bir çocuk dün Aksaray'dan geçerken şoför Kâzım'ın idaresinde bulunan 1700 numaralı otomobilin altında kalarak ağır surette yaralanmıştır. Çocuk hasta • neye kaldırılmış, şoför Kâzım firar etmiştir. Yunan muhteliti Salı günü geliyor . .•^»«»••. • I John Barrymore *Toç deviren Jeneral* de, 2 VtHy Friç K&te yon Nagy * Prenses emrinizl* de, 3 <Dr eyfus> füminden bir sahne, 4 Nadya Sibirskaya tMahkumu n kun fllminde. hovarda ve sefih bir adamdır. Ha • yatta yegâne endişesi kendisinden sonra bir halef bırakmamasıdır. Fakat gene bir eğlence gecesi Duka vaktile seviştiği bir çingene kı • «Mahkumun kızı» bir baba kal • zından dünyaya gelmiş bir oğlu mevbinde evlâdına karşı ne derin bir fecut olduğunu haber veriyorlar. Duka dakârhk hissi mevcut olduğunu gösfevkalâde seviniyor. Mukaddime buteren bir f aciadır. rada bitmiştir. Kıskançlık yüzünden vaktile bir Gelelim asıl mevzua. Duka'nın oğlu ciaayet islcraiş olan bir kürek mahbüyümüş, delikanlı olmuş, fakat bakumu cezasının bir kısmını kitirip bir basının ölümünden biraz evvel Dukısmını da affettirerek Paris'teki kalığı elinden kaçırnuştır. kızımn yanına dönüyor. Onu sene Bununla beraber üç dört sene sonlerdenberi görmemiştir. Yavrucak ra müthiş bir jeneral olmakta ge • büyümüş koca bir kız olmuştur. Fakat bu büyük şehirde yalnız ba cikmiyor. Hem de nasıl? Ordusunu kimden fazla para alırsa onun hiz • şına kaldığı için kendisinin yoklu met ve yardrmına yollıyan bir jeneğunda ne yapmıştır ve hali hazırda ral.. ne yapıyor. Tabü baba bunu merak Avusturya fmparayoru tkinci Leoediyor. Kızı Liz diyor ki: Daktilograflık ediyorum babacı pold bir muharebe esnasında fena halde sıkışıyor. Taş deviren Jeneğıtn. Alfred isminde de bir gençle ral'dan muavenet rica ediyor. Je • sevişiyoruz. Yakında evleneceğiz! neral bu muavenete mukabil AvusHeyhat ki hakikat hiç te böyle turya tmparatorluğu hazinesindeki değildir. Liz üzerinde bir baskı mevaltınların yarısile kız kardeşi Maric cut bulunmaması ve zaruret îçinde Louise'in kendisine zevce olarak vekalmış olması dolayısile düşmüş, ferilmesini istiyor. na yola sapmıştı. Vâkıa Alfred iyi Imparator çaresiz razı oluyor. Lâkalplî bir gençti. Onu bu vaziyetten kin Taş deviren Jeneral Zaar kan kurtarmağa çalışıyor ama ne çare ki ne kadar olsa çekiyor yolda Fidelya paraları yok.. isminde bir çingene kızına rast geli3000 franklan olsa mes'ele ko • yor. Onunla hem sevişiyor, hem de laylaşacak. Liz bunu tanıdığı bir ihevleniyor. Getirip Avusturya hanetiyara biraz müsaadekâr davranadanına ve saray erkânına karısı olarak ele geçirmek îstiyor. Lâkin Al rak takdimden çekinmiyor. fred bu şekle razı olmuyor. Jeneral harbe gittiği zaman FidelNihayet Liz babasının saatini alıya'ya bu sef er imparator tutuluyor. yor. Bunu Alfred'le beraber bir müMuharebe Avusturya lehine neticerabahacıya rehin vermek bahane • lenince Viyana'ya dönen Jeneral sile adamın bulunduğu yere gidi kendisine hiyanetinden dolayı Fi yorlar. Onu tehdit edip para kopardelya'yı cezalandırıyor. mak istiyorlar. Fakat adam da ih • tiyatlı davramyor. Alfred'in üstüne O vakit Avusturya'lılarla beraber çullanıyor. Nerdeyse boğacak. Lîz Rus'Ian da karşısmda buluyor. Hem sevgilisini gözgöre öldürtür mü? de Rus'Iarın başmda kim var.. Marie Louise.. Her ikisine galebe çalarak Hemen ağırca bir şey alıp kafasıesir ettiği vakit zaten tmparatorun na vuruyor. İhtiyar da ölüyor. Mahkız kardeşini ilk gördüğü anda çin kumun saati orada kalıyor. İki sevg/ene kızı ile evlendiğine pişman olan gili kaçıyorlar. Jeneral bu defa fırsatı kaçırmıyor. Baba bu işi haber aldığı zaman Maire Louise'in kılıcını teslim alır • evvelâ katilin Alfred olduğunu zan • ken: nederek delikanlmın hakkından gel mek istiyor. Lâkin kızı ihtiyar mü Zevcem olur musunuz? rabahacıyı öldürenin kendisi oldu Demeği de unutmuyor. Kan koca ğunu itiraf edince biçare baba kızımn Kurland Dukahğına çekilip mes'udasaadetini temin etmek için sanki ne bir hayat geçiriyorlar. mücrim o imiş gibi gidip polise tes«Taç deviren Ceneral» bu akşamlim oluyor. dan itibaren gösterilmeğe baslana • Filmin bir çok yerleri çok hazin ve müessirdir. Mahkum rolünü «Para» da gördüğünüz iri vücutlu Alcover oynuyor. Kızı da Nadya Sibirska'ya temsil ediyor. Bu kordelâ dün akşamdan itiba ren gösterilmeğe başlanmıştır. caktır. Oyuncuların bir kısmı kara, bir kısmî da deniz tarikile gelmektedirler Mahkumun kızı Blorya'da ataşemiliterinin sepetinde Franss Harbîye Nezaretinin harp plânlarır dan birinin suretine ait parçalar bulmuştur. Bu haber ağızdan ağıza yayıla rak gazetelere kadar intikal etmiş, matbuat ve halk bütün kuvvetile mücrimin meydana çıkarılmasını Utemeğe başlamıştır. Aradan bir ay geçmeden yüzbaşı Dreyfus isminde bir musevi zabit maznun olarak tevkif edilmiş ve ortada hiç bir delil ve isbat bulunmamasına rağmen küreğe mahkum edi* lerek menfaya gonderilmiştir. Dreyfus tam dört sene «Guyanne» da prangabent olarak kalmış, fakat kardeşi ve karısınm durmadan din lenmeden bütün cihana karşı yüzbaşının masum olduğunu isbata çalış maları ve Harbiye Nezareti erkâ nırtdan Pikar'ın da himmeti saye sinde şüpheler binbaşı Esterhazy isminde birinin üstünde toplanmağa başlamıstır. Fakat Harbiye Nazırı divanı harbin verdiği bir kararın tekrar tetkikini muvafık bulmadığından Esterhazy serbest bırakılmış, Pikar da Tunus'taki kıt'aların birine tayin olunmuştur. Bu sef er işe meşhur edip Emil Zola karışmış ve «Fecir» ismindeki gazetesinde Harbiye Nazırını ağır itti hamlar altında bırakan şiddetli bir makale neşretmiştir. Harbiye Nazın Zola'yı dava et miş ve Zola mahkum olacağım his sedince İngiltere'ye kaçmıştır. Nihayet binbaşı Henry isminde biri Dreyfus hakkındaki ittiham vesikalanmn uydurma olduğunu itiraf eden mektuplar bırakarak intihar etmiş, buna rağmen Dreyfus'ü yeniden muhakeme eden diva»ıharp onu tekrar mahkum etmiştir. Japon sefiri Ankara'ya gi diyo Japonya'nın Türkiye büyük elçisi M. Yoshida teşrinievvelin yirmi dördünde yanmda sef aret kâtiplerinden M. Kumabe olduğu halde Ankara'ya gidecektir. Eene^i Harp malullrine Mutekait Harp Malulleri Cemiyetinden: Cemiyetimizin tabedilen 1931 1935 mesal programı, Beyazıtta Havuz karşı şısında tüttmcü malul zabit Vasıf, Emi nönfinde Gazi kişesi sahibi Malul gazi Cemal, Galata'da Karaköy Tokatlı yanında tütüncü malul zabit Şevket, Üsküdar1da Kara Davutpaşa mahallesinde Haki miyeti Milliye caddesinde Malul Gazi Tayyar, Tophane'de tramvay durağında malul gazi tutüncü Şükru, Eyüp'te iskele gazinosunda Cemil, Beşiktaşta tramvay deposu yakınmda tütuncu malul gazi Şukrü B. ler nezdlerınde ve Beyamt'ta Vezneciler'de cemiyet merkezi umumlsinde meccanen tevzi edilmektedir. Cemiyette mukayyet arkadaşlarımızdan ^rzu edenlerin i'rfrrı adres ve cemiyet kayıt numaralannı havî bir kagıt vererek ba program lardan birer tane edinmeleri ve bunlan tetkik ederek yakmda verilecek konferasta beyanı mutalea etmek üzere haarlanmalan dica olunur. * Mutekait Harp Malulleri Cemiyeti Merkezi umumisinden: Cumhuriyet bayramı merasimine iş tirak hakkında görüşülmek üzere arzu eden malul arkadaşlann 26/10^931 pazartesi günü cemiyet merkezini teşrifleri rica olunur. gösterilmeğe başlanacaktır. Yunan muhtelitinde oyntyacak futbolculardan üç oyuncm birleşeceklerdir. Yunan muhteliti çarşamba günü stadyomda kendi aralarında bir ek» zersiz yapacaklardır. Yunan millî takımile Bulgar millî takımı arasında bugün Sofya'da Balkan kupası için bir maç yapılacaktır. Yunan'lı futbolcular bu müsabaka dan sonra şehrimize hareket ede cekler ve salı günü burada buluna caklardır. Yunan millî takımında Selânik'te Aris takımından da oyuncu vardır. Bu oyuncular Sofya'dan Selâniğ'e ayrılacaklardır. Yunan muhtelit takımında oynıyacak olan diğer bazı oyuncular da pazartesi günü Pire'den Daçya vapurile İstanbul'a hareket edecekler ve bu rada, Sofya'dan gelen arkadaşlarile Muhtelit takımın hazırlık maçı Galatasaray • Fenerbahçe muhte lit takımı bugün Taksim stadyomunda Italyan Pera takımlan muhteliti ile ikinci bir hazırlık maçı yapacak, salı günü de başka bir takımla oy nıyacaktır. Galatasaray Fener muhtelitine Beşiktaş'tan oyuncu alınacağı haber alınmıştır. Prenses, emrinizi Elhamra ve Melek'te Dirilen ölü Urf a'da çok garip bir vak'a oldu!.. Son günlerde Urfa'da çok garip bir vak'a olmuştur. 45 yaşlarında Refika Gülnihal H. isminde bir kadın vefat etmiş, doktorlar cesedin defnine ruhsat vermişlerdir. Cenaze yıkanmış, tabuta konmuş, mezara götürülmüş, hazırlanan çukura indirilip üzerine toprak atıhrken tabuttan hafif bir ses işitilmiştir. Bunun üzerine tabut açılmıs, ve öldü denen kadının diri olduğu anlaşılmıştır. Müddeiumumilik kadını tedavi eden ve defnine ruhsat veren doktorlar hakkında takibat yapmaktadır. Bir yanlışlık Yaralanan Servet B. Servet Yesari B. değildir Üsküdar'da Sarmaşık sokağında oturan îstanbul dördüncü noterliğinde müstahdem Servet Ef. ile komsusu sucu Ali arasında bir kavga çıkmıştır. Neticede sucu Ali, Servet Ef. yi ağır surette kalbinden yaralamıştır. Servet Ef. de Ali'yi hafifçe ayağın dan yaralamıştır. Yaralanan Servet Ef. Beyoğlu üçüncü noteri Servet Yesari B. de ğildir. Bu hususta bir kısım refiklerimiz tarafından yapılan neşriyat yanlıştır. Dreyfus Opera ve Artistik'te Geçen asrın sonlanna doğru meydana çıkan Dreyfus mes'elesi sade Fransa'yı değil, bütün cihan efkâri umumiyesini senelerce isgal etmiş bir vak'adır. thtiyarlardan, orta yaşhlardan bunu bilmiyen mevcut ol madığı gibi geçenler de muhakkak kendilerinden evvelki nesle mensup akrabalarından, tanıdıklarından din lemişlerdir. Hâdise şoyle eereyan etmiştir. 1894 senesi eylulünde Fransız Hariciye Nezareti istihbarat memurla Taç deviren ceneral Majik'te «Taş devîren Jeneral» John Barry more'un Lowell Sherman ve Marion Nikson gibi iki kuvvetli partönerini yanına alarak kendisinin baş rolü oynadığı kuvvetli bir filimdir. Vak'a on sekizinci asırda Avus • turya'da cereyan ediyor. Evvelâ kısa bir mukaddime var. Kurland «Prenses, Emriniz!» filmi «Aşk valsi», «Cennet yolu» gibi bir operettir. Almanca ve fransızca olarak yapılmıştır. Almancası Elhamra'da gösteFakat Reisicumhur hastalığmı narilecektir. Artistleri Villy Friç ve zari dikkate alarak Dreyfus'ü af f etLilyan Köte Von Nagy'dir. Fransızmiş, 6 sene sonra da divanı i.L^y>z cası Melek'te gösterilecektir. Artistyüzbasının masum olduğunu tasdik leri Lilyan Harvey'le Henri Garat'tır. Başka tafsilâta lüzum yok zannedeeylemiştir. rim. Çünkü Henri Garat'ın, Villy Bunun üzerine 1906 senesi temFriç'in, Lilyan Harvey*in bir kaç omuzunda Dreyfus binbaşı olarak ve peretini gördünüz. Kâte Von Nagy de kendisine «Legion d'honneur» nişanı Lilyan Harvey'den hiç aşağı kalmıverilerek Pikar da jeneral olarak yan şuh ve yaramaz bir kız. orduya alınmışlardı. O halde mevzuu anlatalım: Hiz • Maamaf ih Dreyf us'ün başına ge metçiler balosu! Kal ile Mizzi tanılenler sade bununla kalmamış, 15 seşıyorlar. Sevişiyorlar ve birbirlerine ne sonra Emil Zola'nın cenaze me mesleklerini soruyorlar. Genç kız rasiminde müfritlerden biri zavallıyı «Ben manikürcüyüm!» diyor. Deliyaralamıştır. kanlı da «Bakkal çırağımıy!» cevabıFakat Pikar 1314 te Esterhazy de nı veriyor. Halbuki Mizzi hakikatte 1923 te öldüğü halde Dreyfus hâlâ bir prensestir. sağdır. Bugün tam 71 yaşmdadır. Prensesin bir bakkal çırağile se Londra'da filminin ilk temsilinde havişmekte olduğu kulaktan kulağa yazır bulunmuştur. yılıyor. Sarayda telâş başhyor. Yalnız işin garibi, Fransa'da hâlâ Maamafih nazırlara, saray halkıo zihniyet devam ediyor demektir na bakarsanız onlar Prensesin hâneki, hükumet bu filmin gösterilme dan sülâlesinden olmıyan böyle bir sine mâni olmuştur. Jeneralla evlenmelerine razı değilFilim almanca ve ingilizce olarak yapılmıştır. Her ikisini de muktedir artistler oynamışlardır. Bizim göreceğimiz almanca kopyasıdır. Bu kordelâ her iki sinemada çar« samba g"*"jj nVtf""^*** itibaren ler. Fakat kim dinler. Yaramaz Prenses genç jeneralın kolları arasına atılıyor. Filim her iki sinemada çarşamba akfamı gösterilmeğe ba*lanacakt». Bir üfürükçö kadın mahkum oldu Tekke ve zaviyelerin kapatılması hakkındaki kanuna rağmen Edirnekapı'da bulunan bir türbeyi küşat ve burada hasta çocukları tedavi etmekle maznunen mahkemeye verilen İffet Hanımın muhakemesi hitam bulmuştur. İffet Hanım 30 lira para cezasına ve üç ay hapse mahkum olbu eezalar teeil edilmiştir. Orta tedrisat müdürü Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Orta Tedrisat müdiri umumisi Fuat Bey dün akşamki trenle An kara'ya hareket etmiştir. Posta Umumî Müdürü Posta ve Telgraf Umum Müdürü Fahri Bey dün Ankara'dan şehrimize gelmiştir. Fahr« B. dün Posta Müdiriyetinde bir çok mes'eleler hakkında meşgul olmuştur. ntndan biri Pajru'teki AJman tefareü