'Cumhurıyet SO(S tELGRAPLAR Fransız nazırları Berlin'e hareket ettiler Fransız Başvekili teşrinievvelde Vaşington'a hareket edecek Parîs 26 (A A.) M. Laval ile M. Briand Berlin'e gitm*k Uzere taat 4 te Paris'ten hareket edecek lerdir. Berlin 25 (A.A.) Nimresmî bîr membadan ahnan bir tebliğe göre, Mareşal Hîndenburg, Berlin'de ikametleri esnasında M. Laval ile M. Briand'ı ihtimal pazartesi günü kabul «decektir. Paris 2 6(A.A.) M. Laval Araerikan Reisicumhuru M. Hoover tarafından vaki olan daveti resmen kabul etmistir. mek îmkânını bulmak üzere Amerika'ya gelmesini pek ziyade arzu ettiğini söylemiştir. M. Stimson, faydalı olaeak suret te müzakere edilebilecek mevzular için bir hat tayin «dilmemis olduğu • nu da sözlerine ilâve etmistir. M. Hoover ile M. Laval'in tetkik edecekleri bahîsler arasında tahdidi teelîhat, beynelmilel borçlar ve altın mes'elelerinin de dahil bulunduğu zaniedilmektedir. Japon'lar Mançuri'yi Tahliye ediyorlar Türk dostluğu Ve Yunan ruhanileri NALJNA MİHİNA Ayıptır. yeter artık! Atina Serpiskoposu, biz cemaatimize muhabbet ve sulh telkin ediyoruz, diyor 3in adamlarının Cemiyeti Akvam hep bu Yunanistan'daki mevkii mes'ele ile meşgul! Tokyo 25 (A.A.) Japon hükumeti an'anevî siyasetine müsteniden Japon ve Çin hükumetleri beyninde dostane münasebatm temadisine çahsmakta gayret etmekle beraber bir kaç senedenberi Çin resmî memurlarından ve halkının hareketi Japon millî hislerini rencide etmistir. Son zamanlarda Cin askerlerinin Mançuri'ye demiryollarına ve muhafızlarına hücumları vuku bulmus ve nihayet 18 eylulde Japon ve Çin askerleri beyninde müsademe ile neticelenmiştir. Demiryolu güzergâhında 220.000 Çin askerine mukabil yalnız 14,000 Japon askerinin bulunması nazik bir vaziyet ihdas etmis olup yüz bin lerce Japon hayatını muhafaza etmek için derhal harekete gecmek mecburiyeti basıl olmuştur. Hudut civarındaki Cin askerleri silâhlarından tecrit edildikten sonra sulh ve sükunün muhafazası Jaoon kontrolu altında bulunan Çin teşkilâtına terkedîlmistir. Bundan sonra Japon kıtaatınm kısmı azamı demiryolu mmtakasına fferi çağırı'mıstır. Ancak Mukden, Kirim ve dîğer bazı yerlerde bir miktar asker kalmıştır. Janon kıtaatının (Changchun) un simaHni ve Cinçrtau civarını isgal ettikJerine dnir haberler valandır. Japon hîikMTPetinin Mancuriva'da hiç b»r yeri istilâ etmek kasti vok tur. Yecâne çave Japon nüfusünün haV ve hayafmt korumaktır. Onevre 25 (A.A.) Japonva' nın Omiveti Akvama srönderdifci notada Çin Japon ihtilâfınm iki hükumet arasında mürakere yaomak sur*»tile sulh dairesinde ve sür'atle hallini pek zivade arzu eden Japon hukumetinin Mançuri'deki asker • lerini demiryolu mmtakasma çektiği ve bir ihtivat tedbiri olmak üzere Mukden ve Kirin'de bir miktar as ker bırakılmış olmasının askerî bir isgal teskil etmiyecegi beyan edil mistir. Vaziyet düzeldiği takdirde Cemiveti Akvamın kendisine itimat etmesini istiyen Japon hukumetinin demiryolu mıntakasındaki asker lerini de tedricen sreri çekeceği bu notaya ilâve edilmiştir. M. Laval'in Vannçton aeyahati Parîs 26 (A.A.) Amerika'nın Parit sefiri M. Edger Hoover plânına ParU 25 (A.A.) M. Laval'in dostane bir aurette iştiraklerinden Atnerika'ya teşrinievvelde gitmesi dolayı bir hatıra olmak üzere M. Lamubtemel gö«'inmektedir. val M. Briand, M. Flandin ve M. Vaşinıyton 25 (A.A.) Haricîye Pietri'ye M. Mellon ve kendi namına Nazın M. Stimson, M. Laval'in btibirer gümiiş hokka takımı hediye ettün dünvayı a'pkadar eden mes'elemiştir. ler hakkında M. Hoover ile görüş • ımııııııınıııımifinııııınıiiiıllllllllllinil!llıuiıraıınır»ınmı,, . ln M. Mellon'vn Frannz naztrlarına bir hediyesi Avam Kamarası Feshedilerek yeni intihap yapılacak Hindistan'da Bir müsademede aha liden 19 kîşi öldü Keşmir 25 (A.A.) Dün çıkan kargaşalıklarin tekrar zuhurundan korkan Hint'liler arasında büyük bir telâş ve korku hüküm sürmektedir. Silâhiı bir çok müslümanlar sokaklara barİkatlar yapmakta ve zabıtaya meydan okumaktadır. Poli» ve asker kuvvetleri ihtiyat tedbirleri almak tadırlar. Tek başlarına dolaşmakta olan bir kaç mecusi hayli hırpalanmıstır. Gece ısık yakılmaması hakkındaUÎ w..ıi> yetıiJv.. tutblk mevKUııc kon Londra 2 6 7 A T Â . ) Parlâ mentonun 7 teşrinievvelde dağı • tılacağı zannolunmaktadır. Bu suretle umumî intihabatın 2 7 2 9 teşrinievvel arasında yapılması kendiliğinden tesbit edilmiş ola caktır. Londra 25 (A. A.) Akçam gazetelerinde okunduguna göre muhalif amele fırkasına mensup meb'uslardan yirmisinin pek ya Intıda hükumet tarafına gecece ği, bunlarm arasında iki de sabık nazır bulunduğu söylentnektedir. Bu rivayet hakikat şeklini alacak olursa umumî intihabatın yakında yapılması ihtimali zayıf lamış olacaktır. İsmet Pş. salı günü Istanhul'a geliyor Ankara 26 (A.A.) Başvekil înmet Paşa Harretlerile Harîciye Vekili Tevfik Rüştü Bey Atina'ya gitmek üzere pazartesi günü Ankara'dan Istanbul'a hareket edecek • lerdir. Ankara tıayvan sergisi rağbet görüyor Ankara 26 (Telefonla) Burada acılan ehlî hayvanat sergisine bu sene 875 hayvan ift<*rak etmiştir. Bu miktar 927 de 98, 928 de 368, 929 da 313, 930 da 468 di. tnustur. Bu kargasalıklar Keşmir'den 50 kilometre kadar uzakta bulunan Nantang şebrlne de sirayet etmiştir. Burada abali bir askerî müfrezeye hücum etmiştir. Askerler, ateş etmeğe mecbur kalmıslardır. Ahaiiden 19 kisi ölmüstür. Keşmir 25 (A.A.) Dün burada açıkta orduç&h kurmus olan 15,000 kisiye ayaklanan halktan 3000 kisi daha müsellâh olarak iltihak et mistir. Bununla beraber, asîlerin her hangi bir hareket ve faaliyette bulun dukları görülmemektedir. Vaziyetin vehametinden dolayı kargaşalıklann nihayet bulması için fevkalâde salâhiyetlerini istimal etmeleri husu sunda asker ve zabita kuvvetlerine mezuniyet itasını natık bir emirna me neşredilmiştir. Rangon 25 (A.A.) Dün Padigon istasyonuna hUcum eden 160 asiden altısı polisler tarafından 81dürülmüşttir. Telgraf telleri ketü • mistir. Fazla tafsilât alınamamıştır. Traetmyo mmtakasında hükumet kuv • vetleri bir çok silâh ve cephane ele geçirmiştir. Cemiyeti Akvam'd a Çin Japon ihtilâft ' Cenevre 26 (A.A.) Cemiyeti Akvam meelisi dün aksamki yeni umumî celsesini Çin Japon ihtilâfına hasrermiştir. SırpYunan ticarî mOnasebatı Selânik 26 (Yunanistan'a sureti mahsusada gönderdiğimiz muharririmizden) Atina'dan Selâniğ'e geldim. Açılan panayırı gördüm. In> tibalarım çok iyidir. Ayrıca ticaret odasma Sırp Yunan ticarî münasebatını inkişaf ettirmek için kurulan bir şabenin küşat resminde bulundum. Yarm Atina'ya dönüyorum. tHSAN Rus Sefiri Ankara'da Ankara 26 (Telefonla) Rus sefp' Suriç Yoldaş bu sabah Ankara'ya geMİ. Gandhi fabrikaları geziyor Londra 26 (A.A.) Gandhi dün akşam saat 17,05 te Euston mevkiinden hareketle pamuk vaziyetini tetkik etmek istediği Darwen'e azimet eylemiştir. Mumaileyh, orada mıntaka men sucat tezeâhları müdür ve amele lerile mülâki olacaktır. EDEBÎ TEFRtKA: 37 Sogukkanlılık rekoru Berlin 25 (A.A.) «Dusseldorf canavarı» nı idam etmiş olan Magdebourg cellâdı, bu sabah iki katili idam etmistir. Katiller, idamdan evvel mükemmel bir yemek yemişler ve sigaralar içmijlerdir. Şomberg'ten saklamağa muvaffak olamıyacaktım. Elimdeki güzel çay fincanını masanın üzerine bırakmak suretile cevap verdim. Ve, bir müddet sonra: Atesle oynamasmı demek çok seviyorsunuz, doktor, dedim. Kendinizi methediyorsunuz, sefaret kâtibi beyefendi. Neden? Kendinizi ateşe be^ztmek suretile methediyorsunuz. Bu genç kadmla bu gece görüsmek istivece ğinizi tahmin etmek için büyük bir kâhin olmağa lüzum olmasa gerek. Gayet tabîî de§il mi; hususile bir canavarın eline düsti'*"iü farzetti ğiniz bu zavallı mahluku kurtarmak iein kendi kendinize bir de halâs kir süsü verdikten sonra... Arzunuzu verine getirmek için Matmazel dö Radeski'vi nezdin«'e gönd^rdim. Ve bunu bSyle yaDmaMn bic bir tehlikeye de maruz kalmadım: çünkü biliyordum ki bütün süzleriniz Matmazele zerre kadar tesir icra etmiye Zeplin balonunun seyahati Fernambourc 25 (A.A.) Zeplin balonu bu sabah Greenvrich ayarile saat 3,15 te Fernanbourc'dan hare ket etmistir. meğe gelince korkmadı mı?... Bu cepheden taarruz beni şafirttı. tnkâr mı etmeli acaba? Ama ne • ye yarıyacak? Gece bekçiniz hakikatenroahirmis doktor! Hayır... Raporunu gösterebi lirim. Matmazeli görm«mi»tir. Matmasel iki devir arasında odasından çıkmıstır. O halde, Matmazel dö Radeski'nin beni ziyarete gelmis olma sına nasıl hükmedebilirsiniz? Çünkü sizi zivaret etmesini ben kendisine telkin ettim de on«^n!.. Şomberg'in elindeki bıçak, kızarmış ekmeğin üzerindeki teroyağmı a*ır aSır yaviyor. Dikkatle beni tetkik ediyor. Rereket versin hariciye mfslefim bana yalaneılığı epeyce öğretmiş. Meml^ketini temsil etmek, nezdinde bulunduğu milleti ve hü kumeti aldatmak degil midir? Eğer hislerimi gizlem<>k hususundaki uzun mesaimin verdiği alışkanlık olmasaydı en derin hayretlerimi, Köprüden geçerken dikkat edi yor musunuz? Himayeietfal Cemi yetinin koyduğu kantarların üstünden biri inmeden biri binen kuruş hırsızları gittikçe çoğalıyor. Vatanın öksüz ve yetim yavrularının yiyeceğinden bir kuruş çalmağı bir meziyet addeden bu bayağı mahluklara, ne halk, ne zabita sesini çı karmadığı için, onlar da sırıta sırıta, itise kakışa otomatik kantar Atina 24 (Sureti mahsusada gön ların üstünde alenen hırsızhk ediderdiğimiz muharririmizden) yorlar, anafordan tartıldık diye üs • Türk Yunan itilâfmın siyasî metelik seviniyorlar da... Yetim malı hafilde nasıl telâkki edilmekte ol nın bu derece yüzsüzce cal'nnrsı duğuna dair burada bir nevi anket kadar, cürmü meshut halinde deyaparken içtimaî ve ruhanî âlemin vam eden bu hırsızlısjın lâkayt se telâkkisini de şöyle yoklamak fay yircisi kalmak ta ayıptır. dasız olmıyacak diye düsündüm. Geçen sene Almanya ve Avusturtlk hatırıma Atina Serpiskoposu ya'da «Amerikan bar» nev'inden Hrisostomos Efendi geldi. Malum olbir çok otomatik lokantalar gör duğu Uzere ortodoks hristiyanların müstüm. Bunlarda her türlü so vicdamnda ruhanilerin mevkii son &uk içecek ve yiyecek yer vardı. zamanlarda, M. Venizelos'un Is Dfliklerindpn iceri üstlerînde yazılı tanbul'dan geçerken Romanya va miktarda nikel para atıp bizzat yıAtina'nın en buvtik ruhani reisı purnnda bana verdiği mülâkatta dekadığinız bardağı altına tuttunuz diği gibi dini kayıt ve tekayyütler Serpiskopos Hrisastomos Ef mu, soğuk ve kÖDÜklü bir bira icehayliden hayliye zâfa ugramış olmak tum, teşekkür ederek kalkmak istebilir, sonra, kapalı, otomatik ca la beraber oldukça müessir olmakdim. Farkına vardı, bahsi değistire mekâniar icinde duran çesit çesit so ta berdevamdır. Bu mülahaza ile rek teWar söze basladı: ğuk yemeklerind*»r> bîr'ni d° «ıvni sumetrepolitaneye geldim. Serpiskopos Siz nasılsınız bakalım? tstan retle alıp yiyebilirsiniz. Bilhassa efendinin hususî kâtibine hüviyetirai bul'dan yeni mi geldiniz? Yarım saat Berlin'de bu otomatik lokantalar bildirdim ve beni kabul etmelerini rievvel sizin bir hemseriniz daha budolu... Herkes, garsondan v c * ^ükca ettim. Bir dakika sonra kitip e radavdı. Aynaroz'a gidiyor, bir kâncıdan bir sey istemek ve bek fendi beni intizar odasmdan geçire ay kalıp dönecektir. 'emek zahmetine katlanmadan nirek mükellef döşenmis bir salona gökel pa»*asını at'vor, ucuzca ve ko Kimdi, efendi Hz., dedim. türdü: layca karnını doyuruD pid'"ordu. Meğer tmroz metrepolidi Yako « Buyurun, dedi, rütbetlu SerBazen otonattHerin islem^diği ve piskopos efendi Hz. şimdi geliyor vos Efendi imis. Aynaroz'a gidiyoranaforculuk edlo paranızı dolandırmuf, oradan dairei ruhaniyesine lar!» ve bir dakika geçmedi, hususî mak istfdiği de vaki oluyordu. O zagidecekmis. Ve arkasını bırakmıya yazıhanesi olduğunu tahmin ettiğim man ortada dolasan parsonlardan rak ilâve etti: bir yan odadan Serpiskopos efendi birine sikâyet etmek kâfi idi. O asalona Rİrdi, bana doğru yürüdü. Patrik efendinin hasta olduğudam, sizin parayi attı*ınııa inana Kalktım, kendisine doğru yürüdüm. nu haber aldım nasıldır? rak hemen otomatigin aklını ba<sma Karsı karsıya oturduk. Koltu&a sı Gazetelerden anladığımıza nagetiriyor, zabıtaya, mahkemeye git ğamıyordu. Altmıs beslik, belki de zaran iyidir maşallah. meden hakkınızı veriyordu. yetmislik, fazlaca şisman, seyrekçe Evet öyle imiş, esaslı bir has Yan'mdaki arkadaşla bu tertemiz, uzun sakallı, kafasında bir hamulei talığı yokmuş. m ü c l U otomatik loVantalardan biriirfan tasıdıgı ilk tetkikte anlasılan Kalktım. Kendisi de kalkmak isne gırdî&'mîz zaman konnsurduk. bir zat... Esasen evvelleri ilâhiyat pro tedi, mü*külât çekti^ini gördüm, ra Bizim memlekette de vaoılsa ne fesörü İTIİS, hatta şnndiki tstanbul hatsız olmamasmı rica ettim ve te iyi olwr, dcğil mi? Patriği Fotios Efendinin muallimi i şekkür ederek salondan çıktım. Evet ama, bisdeki açıkgöz anamis. Heveti umumiyesi itibariie bir Burada, surasını kaydetmeliyim ki forcuîar, binbir dalavere icat ede idare adammdan ziyade bir ilim ve Atina'da klerikalleri her yerden fazla rek otom^tiV'eri parasız işletmenin tedris adamı olduğu halinden ve sömedenî gördüm. Kıyafetleri terte yolunu boiurlar. zünden belli. miz ve düzgün, saçları ve bıyıkları Hakkın var. Hic bir şev yapaŞuradan buradan lâkırdıyı dolaskesik, tavrü hareketl«*ri ciddî, cenmasalar, otomatik i«l»»rıpdi, diye tırarak bu ihtiyar ve âlim ruhaniyi tilmen adatn'ar. Mese'â Akrot>olpalas garson'arla hır çıkarırlar. yormak mîina^ip de&ildi. Dedim ki: gibi Atina'nın en meşhur otelinin lo Bir vandan otomatiklerden asır Rütbetlu Ef. Hz., Türkiye ile kantasında iki papaz efendinin yemaca, di»er taraftan garsonlarla döYunanistan arasında bir itilaf ve dost mek yediklerini gördüm. Hatta yeni •v«:«Tneoe devaTrj edince de müessese luk muahedesi vapıldı. Zatıaliniz siFl&dilfya gazinosunda bir papaz eiflâ< ^der, gıder... yasî bir zat değilsiniz, fakat klerifendinin vakar ve ciddiyetle otur O tahmînlerimîzin ne kadar doğkallerin vicdanı âmme üzerinde haiz duğunu bile müşahede ettim. ru oldujruna bi'fünkü otomatik kanoldukiarı tesiri bildiğim için zatıalitar lar »n hRİind»»n îvî bir delîl ola İHSAN nizin f ikri de nazari dikkate ahnabi» maz. Ta»tı'ma boyle, ya maazallah lecek bir mahiyeti haizdir. Binaenaboğaz i%î olursa, avl o zaman boğazJeyh bu husustaki fikir ve mülâha • lasma^ı sevred'n siz! zanızı rica ederim. Himay«*i**tfal Cemiveti, bir kuru Metropolit efendi ihtiyar bir ses[Başmakaleden mabait] şa ^»kiz k'Sinin tartı'dığı bu kan le, kesik kesik ve bir Atina sive ayrıca maaşları yoktur. Heyetin vatarları kaMirmalı, onları kabul edesinden ziyade bir tpir veya Pelopozifesi bankacılık için bir program cek baz: hayırkâr dükkAnlara, vanî nez sivesile: yapmak ve bankaları banka komi az çok mazbut yerlere koymalıdır. Azizim, dedi, Hsanıraızı bu kaseri vasıtasile kontrol etmekten ibaCünkü kendisi hic bir istifade temin dar iyi ve güzel konuşmanızdan an rettir. Komiserin salâhiyeti çok geetmedikten maada, bir kısım beyinlıvorum ki siz bir çok şevlerim'îi de nistir. Bankaların defterlerine bakasizlci de hırsızl)*a. anaforculuğa abiliyorsunuz. Bizim tncili şerifbütün bilir. tsterse bu salâhiyeti bir baş lıştırmıs oluyor. Yeter, artıkî mukaddes kitaplar da öyledir, fakat kasına, meselâ, maliyeye terkede bahsimiz hristiyan ruhanilerine ait bilir. Bundan başka paraların ne • olduğu için ben de size înrili «eriften reye gittiğini, kredilerin, borçların bahsediyorum muhabbeti, bilhassa vaziyetini tetkik edebilir. lsterse ve komşu ile muhabbeti, sulhü telkin ltizum görürse bankaların içtimalaediyor. Biz ötedenberi cemaatimirında bulunur ve söz söyliyebilir. Ta zim de devlet bankamız yakın hîr za> ze bunları telkin ediyoruz. Fakat limata göre hareket etmiyen banka manda işe başlıyacaktır. Banka pomerak etmiyiniz, muhabbet, sulh, lara ceza da kesebilir. Bundan başka litikamızın ana yollarmı vaktile düdostluk ve hüsnü muaşeretin lüzu • bankaları millî iktisada göre hare şünmek her halde faydasız değildir. munu halk kendisi anlamıştır. Maakete getirmek banka komiserinin baş Biz elbette Almanya gibi hareket etmafih biz gene çalısıyoru», irşat vameğe mecbur değiliz. Çünkü: Bizim hca vazifesidir. En ehemmiyetli şey zifesini yapıyoruz. Bu itibarla hüku de budur. iktisadî yapımız çok daha başkadır. metin itilâf ve muhabbnt sivaseti biFakat dünya buhranı karşısındaki vaAvrupa'daki bankaların yalnız kâr ziyetimizi tesbit etmek için bankalazim esas gavemizdir. Bu ciheti is getiren işlerle daha ziyade alâkah tiknah edeyim diye uzunboylu uğ rın devlet kontrolundan uzak kal olduğu, millî iktisadın çok defa göz maması şarttır. Bizim istediğimiz sey, rasmıyınız, ben size mevkiimin bü den uzak tutulduğu düsünülürse bu tün maneviyetile temin edebüirim ki her hangi bir yol göstermek değil, gibi tedbirlerin ehemmiyeti kolaylıkitilâf ve dostluk siyaseti bütün membu ehemmiyetli mes'elenin tetkikını, la anlaşılabilir. Dünya buhranınm ne Idketin candan sevdiği kendi öz mamünakaşasını hatırlatmaktır. Çünkü: kadar daha süreceğini gelişigüzel hdır. Biz de büyük buhranın zincirinde bir kestirmek mümkün değildir. Onun Sözünün bu kadar kat'iyetinden halkayız. için her millet; iktisadî yapısını sık sonra artık fazla bir şey »öylemek Af. NERMİ sık kontrol etmek ihtiyacmdadır. Bibelki de münasebetsîz kacardı. Sus i i Devlet ve Banka Kadife alev MAURICE DEKOBRA'dan Bilmiyor musunuz? Nasıl olur! Siz ki onunla daima ve meçhul vasıtalarla muhaberel^ ivorsunuz... O! fzam etmiyiniz. Mucîz«» yaratmıyorum ki... Bu küçüc"k hay vanın basit dımağı üzerine biraz nüfuz ve tesir ilka ed<»biliyorum, bü < • tün mes'ele bundan ibaret! Şomberg'in gösterdiği bu tevazü karsısında gülmekten kendimi zor zaptettim. Ariman'Ia fühakika pek dostça oturduk. Çok nazik hareket etti. Okşadım. Hatta belki bir çeyrek koyunkovuna yattık. Matmazel dö Radeski'den korkmadı mi? ^ Anlamadım? Matmaıel dö Radeskl sizi gör cek. Nitekim öyle oldu değil mi sefaret kâtibi beyefendi?... Biraz daha çay erareder misiniz sefaret kâtibi beyefendi? Kendinden bu kadar emin olan bu adama fenalık yapmağı ne kadar istiyorum! Sükunetimi muhafaza için sarfettiğim gayreti kimse tak dir edcmez. O halde, doktor, lutfettiğiniz bu kücük komedyadan dolayı teşekkürlerimi takdim ettikten sonra, en asagı bir hektovat kuvvei seyyalenizi niçin boşuna sarfetti£inizi sormama müsaade eder misiniz? Oh ho! Bosboşuna değil, a zizim sefaret kâtibi beyefendi! Boşbosuna dsJil! Efîer aldanmıyorsam Matmazel dö Radeski'yi henüz lâ yikile tanımıyordunuz. Her halde onun cazibesine. hakikî cazibesine henüz maruz kalmamutın'z... Bu noktava dîkkat ediniz: Hakikî cazibe l?pin fevkindeyim. Fakat Matmazel sine... Ben, alâkadar değilim, çünkü kfit dö Radeski'nin bakışlarında öyle bir tatlılık vardır ki, bir eşine tekmil Viyana'da tesadüf edilemez. Ve temaşa edilen bu gözler kolay kolay unutu • lamaz. Somberg sigara kutusunu uzatıyor. Gülerek: Hiç olmazsa, bu gece size zevkli bir eğlence tertip ettiğimden dolayı bana teşekkür etmelisiniz. Şayet müdahale etmeseydim, Matmazel dö Radeski'nin kapısmı çalarak akibeti vahim, çok büvük bir hata isliyecektiniz. Sizi yanhs bir adımdan kur tarmakla beraber arzunuzu da ye rîne getirdim. Doktor! Sözlerinizin mahivetine dikkat ediniz! Yüz kızartan bir taVım emeller beslediğimi anlatmak îstiyorsunuz. Böyle bir şey düşün menize ve söylemenize hiç bir zaman mtisaade ••tmem... . Müsaade ediniz, sefaret kâtibi bevefendi, müıaade edinîz... Bu söyledi^'niz şekilde hiç bir şey diisün mediğimî size temin ederim. Mat mazel dö Radeski ile çok ciddî su rette komısmaktan başka bir sey istemediğinize kat'iyyen eminim. Kahvaltı bitti. Bütler sofrayı kaldırdı. Somberg ve ben karşıkarşıya iki koltukta oturuvoruz. Doktor, birdenbire oturduğu koltuğun koluna vurdu, ve hararetle: Deminden beni atesle oyna makla itham ettiniz. Hakikaten yirmi dört saattenberi sizinle âdeta alay ediyorum. Evimin etrafında gizIiee dolaşıyorsımuz. Sizi alicena bane bir hareketle içeri kabul edi yorum... Misafirlerim hakkında ma lumat almak hevesine kapılıyorsu nuz. Soframıza davet ediyorum... Gece Matmazel dö Radsski'yi görmek arzu ed'vorsunuz. Odanıza gitmesinî te'kin edivorum... Hakksnızda gös terdiğim tarzı hareket ve muame leden dolavı sikâyette bulunmakla kadirnasinaslık vapmış olacağınızı itiraf ediniz azizim. Maoadı var