krokisini çizdim! Yazan: AKA GÜNDÜZ Geçen gün Cumhuriyet'te (Ne istiyoruz?) başlıklı bir yazı neşret miştim. Muhalif bir gazete bundan bir iki fıkrayı «Lâtakrebüssalâte» şeklinde almış, biraz tahrif ve biraz mugalâta ile süslemiş, benitn yüzümden, bize hücum etmiş. Buna hiç diyeceğim yok; ben yazarım da o neye yazmasm? Bu 4050 satırlık hücumun yalnız ilk satırına bütün benliğim saplandı: Bana (hükumet muharriri) de miş. Bunu demekle ne kastetmek istemiş? Onu aşağıda mütalea edece ğim. Ben.. Hükumet muharriri?.. Meslektaşımın ilk defa vaki olan bu isabetli idrak ve teşhisine çok teşekkür ederim. Parmağını tam noktama bastı. Evet, ben hükumet muharririyim. Dilim sürçmedi. Dalgınlıkla, gafletle söylemedim. Bir daha koca koca harflerle işte tekrarhyorum: EVET.. BEN.. HÜKÜMET.. MUHARRİRİYİM. Bu tertemiz, bu yüksek sıfatımı takdir ve tasdik eden meslektaşla rımı da ergeç bu sıfatla çalışır görmeği dilerim. Hatta hepinize çok yalvarırım; gençsiniz, münevversi • niz, kalplisiniz, az çok heyecanlısınız, aman, heder olmayınız, geri geri kakıştırmayınız, helezonlaşmayınız, alnınız dimdik, bağrınız gerili, daima ileri ve ileri hamle eden birer hükumet muharriri olunuz. Tıpkı BENİM GİBİ... Çünkü: GAZİ Türkiye'sinin Cumhuriyet hükumeti bambaşka bir hükumettir. Onun mahiyeti bildiğimiz klâsik mahiyet değildir. Yani vıcık vıcık parlâmentoculuğun, daha vıcık vıcık ihtiras loncası değildir. Tevzini kuva denilen skandalizmanın kombinezonluğu, yağma hasa nın börekçiliği değildir. Demokrasinin cifeleşmiş sahalarında yosun gibi, mantar gîbi vakit vakit bitip batan bir şey değildir. Statik rejimlerin gırtlaklaşma rekorculuğu değildir. Yani, kısacası: Ankara, Parîs değüdir. GAZİ Türkiye'sinde C. H. Fırkası hükumeti; büyük Türk inkılâbının DİNAMOSUDUR. Büyük inkılâbın durmağa hiç niyeti olmadığına göre hükumet de mek, Gazi'den Sığırtmaç Mustafa'ya kadar bütün millet demektir. Müs bete ve ileriye giden yekpare HAREKET TEŞEKKÜLÜ demektir. Zaten rehakâr, büyük orijinalitemiz burada değil mi ya? Gazi Çankaya'da otursun. Kabine hiçe insin. Meclis HALKtan ayrılsın. Halkın aklı ermesin... Bunun imkân ve ihtimali var mıdır? Böyle bir imkân ve ihtimalin zerresinin zerresine meydan vereceğimizi umanlar en yumuşak tabirile Pazarola Hasan Bey murabbaıdırlar. Türk inkılâbı ve onu yapan cevherli milletle şefleri, biz, hepimiz bir kimyevî tahallül halindeyiz. İçimizden her hangi bir maddeyi çı karmak, yekpareliğimizde hemen inhilâl yapar, bu da büyük hareket teşekkülünü parçalar. İşte yirminci asrın on dokuzuncu senesindenberi Türkiye'de hükumet budur ve böyle olmakta devam edecektir. Ama İsmet Pş. olmıyacak ta Mehmet Ef. olacak, ama Şükrü Kaya değildir de Şakir Gıranit'tir, ama ben yandayım da şu ortada veya bu tepede. Bu vaziyetlerin hiç biri ne bizi o tahallülden ayırır ne de tahallülümüze halel getirir. İşte ben bu hükumetin muharririyimdir. Hem bu oluşum hatır için bir oluş, kandırılmış bir oluş, irşat neticesi bir oluş, heyamola ile desteklenmiş bir oluş değildir, tam şuurlu ve kendi kendimden bir oluştur. Çok defa tevazu zillettir. Binaenaleyh mağrur nefsimi bundan tenzih için tevazusuz konuşa • cağım: Vatanın en kara günlerinde Karagöz'de Sıvas için çalıştım. Alay gazetesini çıkardım, Ankara için çalıştım. Sırf içimin emir ve iradesile onu Ankara'da Ziraat mektebinde Mustafa KemaFe bir mektupla gönderdim. Ve (al, dedim, gazetemle ben senin öz malınız. Kristal kahvesindeki kolağasılığındanberi sana merbut olan ben, ölümden sonraya kadar da seninle beraberim.) Bu nun böyle olması pek tabiî oldu • ğundan teşekkür beklemedim, fa kat ebedî şefim teşekkür etti ve (gazetemizi daha iyi çıkarman için sana yardım etmek isterdim, fakat paramız yok, sana ancak beş kâğıt lira gönderiyorum) dedi. O gün sabahtanberi (parasızım, bul buluş tur, ne haltedersen et, bana para ver) diye vırvır başımın etini yiyen ortağım Ercüment Ekrem'e bu beş lirayı verdim ve (al ulan, dedim, bunu şefimiz gönderdi, beş milyon değeri vardır; cepanemiz tamamlandı, sağa sola ateş! Çabuk ateş! Yaylım ateş! Salvo ateş!) Bugünlerde de ne sandın arkadaş? Başvekil Loit Corc'la tahriren kavga ediyordum. Herif daha sağdı, sor. Bu kavgayı Mustafa Kemal bana emretmemişti ve şu dakikaya kadar ne ona ne kimseye söylememiştim. Bu tehlikeli kavgayı ben, kendi öz içimin emrile yapmıştım: Sırf şefimin büyük millî gayesi ve şefimin şahsı için. Bunu galiba bir defa o da hafif tertip Ağaoğlu üstadımıza açmıştım, ve galiba Malta'da. Ben Malta'ya harp sad razamı veya mütareke kahramanı olduğum için gitmedim, bunun için, Mustafa Kemal'in gayesi için sürüldüm. Arabyan zindanının duvarlarına benden sonra Malta'ya veya Serendib'e gidecek milliyetçi, yani Kemalist vatandaşlarıma bir kabadayı ihtilâlciye yaraşan tarzda öğütler yazdım. Bir gün f azıl Ubeydullah Ef. o teşçi yazılarımı o duvarda okumuş ve inşirahlı bir yürekle Malta'ya gelmişti. Ben Malta'da donsuz ve aç kal dım. Beni bir ay can düşmanı olduğum Kara Kemal B. besledi, şapkamı Celâl Nuri, pabucumu Numan usta aldı, Velit Ebüzzîya eski urba larını ve Ahmet Emin harçhk verdi. Zıtların tenevvüü görülüyoru mu? O zaman Ankara'da kurulmuş bir devlet vardı. Ben altı peni bulur, şefime bir mektup yazar ve (bana bir kat yeni urba gönder) diyebilirdim. Demedim. Çünkü matem ve ıztırap, urbasızlıkta değil, vatansızlıkta idi; yeni urba yerine yeni bir vatan kurmak ihtiyacındaydık. Efendiler! Siz büyük, millî bir gaye uğruna altı ay boğaztokluğuna ahçıhk ettiniz mi? Ankara'da seneIerce yataksız, yorgansız bir kötü yamçı altmda yattınız mi? Yıllarca pastırmasız ekmek veya ekmeksiz pastırma ile yaşadımz mı? İtin, köpeğin iftirasına uğradınız mı? Size de yirmi bin liraya satılmış adam dediler mi? İşte o sapına kadar adam BENİM... Hayır efendiler! Bu mukaddes girdap içinde bu mukaddes gaye için yarım damla teriniz akmamıştır. Ben Malta'dan geldikten sonra hiç kimse bana: Şu îşi göreceksin, bu hizmeti edeceksin, demedi, ve bugün de böyle bir şey bahse mevzu olamaz. Büyük, gaye yürüyüşlerinde hizmet tevcih edilmez; hizmet, ancak şuurun gösterdiği yolda bizatihi teveccüh eder, ve onu sen kendin alir, benimsersin. BEN, ve biz. ( Niyazi Beyin hürriyet geyiğini yakından görmüş adamım, binaenaleyh bana ölüncüye kadar kahramanlık payı varin), diyenlerden değiliz. Fakat buna mukabil eskî hürri yetin de, yenî ve ebedî istiklâlin de adamakıllı amelesiyimdir. Ve bana karşı (GAZİ'CİLİK) vadisinde müte fevvik vaziyette veya tepeden ba karak kunuşmağa hiç mi hiç tahammülüm yoktur, böylesinin canına Yâsin okuyuveririm. Kaldı ki kadro harici efendilerin şu veya bu tarizleri... Demek istediklerimi daha komprimeleştireyim: Ben bu inkılâba bilfiil, bizzat, bilkuvve, maddeten, manen iştirak etmişimdir. Bu kervamn birincî safmda ben de varım. Bu hamlenin sevkulceyş kudretlerinden birisi de benim. Ben Kaptanım, Fethi Beyin Başvekillikleri zamanlarında da hükumet muharriri idim. Gazi'cilik işte bu demektir. İşte ben böyle hükumet muharririyim. Ne sanıyorsunuz efendiler? Yani orta Afrika'dan geldim, her hangi bir Ankara hükumetine sığındım, bir iki parça çürük kemik için yaltaklanıyorum mu? Bunu söyliyebileceğrin apzını vırtarım! Ben VARIM b e ! Ben, varolan bir milletin yaptığı, varolan büyük inkılâbın bilfiil amelesinden biriyim b e ! Bana ye bize böyle bir hükume KALBlMin 'Cumhariyei limilllllllllllllllllMltlllfllllHMIIIIIIIItiliniUlt •• •10 Temmuz 1931 At yarışları Bu sene 16250 lira ikramiye tevzi edilecek Temmuz nihayetlerinde yapıla cak olan at yarışları için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Bu işle meşgul olan İstanbul Baytar Müdi riyeti yarışların bu sene daha iyi olması için bir program hazırlamıştır. Baytar Müdürü Rasim B. bir muharririmize şu izahatı vermiştir: « Bu seneki yarışlara 31 tem muz cuma günü başlanacak, 7, 14, 21, 28 ağustos ve 4 eylulde olmak üzere altı yarış yapılacaktır. Bundan sonra bir haftada Vilâ yet yarışlarımn yapılması muhte meldir. Yarışlar için her sene olduğu gibi bu sene de Veliefendi çayırı hazırlanmaktadır. Ayın 15 inde bütün hazırlıklar ikmal edilmiş olacaktır. Müdiriyet halkın yarış mahalline kolayca gelebilmeleri için vesaiti nakliye temini hususunda teşebbü satta bulunmuştur. Bu sene altı haftada 16,250 lira ikramiye tevzi edilecektir. Yarışlar için Avrupa'dan gayet güzide İngiliz atları celbedilmiştir. Ankara ve İzmir yarışlarına iştirak etmiyen yeni tngiliz atlarmdan maada Türkiye'de doğup yetiştirilen ve geçen sene Veliefendi yarış mahallinde satılan halisüddem İngiliz tayları, Türk tayları namile dördüncü ve altıncı haftanın üçüncü koşula • rına iştirak edeceklerdir. Bu koşuların ismi de bîrinci ve ikinci İnönü yarışları olacaktır. Damızlık aygırlar 15 nisanda mülhakata tevzi edilmiştir. Bilhassa; Çatalca, Silivri, Halkalı, Üsküdar, Beykoz, Yalova istasyon larında külliyetli miktarda telkih ameliyesi yapılmıştır. Yalnız Yalo va, Çatalca ve Silivri kazalarında depo müdürü Abdülkadir B. tara fmdan 160 a karip kısrağa sun'î telkih yapılmıştır. Geçen seneki sun'î telkihten gayet güzel taylar elde edilmişti. önümüzdeki sene bu tel kih daha şümullü olarak tatbik edilmiştir. Eskişehir'liler Nadi Beyi fahrî hemşeri yaptılar Eskişehir halkı arasında geçirecek (.Birinci Sahifeden mabait) vap vermese, ebediyen sussa da biz söyliyeceğiz. Hislerimizi izhar edeceğiz. Bizim bu adam hakkmdaki his siyatımızı, tam bizim istediğimiz şekil ve kudrette ilk izhar ve ifade eden zat, Yunus Nadi B. oîmuştur. Kendisine karşı derin bir şükran borcumuz vardır Bu borcumuzu ödemek ve bu vesüe ile hissiyatımızı bir kere daha izhar edebilmek ü zere (Cumhuriyet) Başmuharririni aramıza çağırdık; davetimizi kabul etti. Yarın gelecek. O zaman da söyliyeceğiz, millete hitap edeceğiz. Milletin; Yunus Nadi Beye ağız do lusu ktifürler eden mahlukun mahiyetini bilmesi bizce elzemdir. Yunus Nadi Beye gelince, biz kendisini bildik bileli millet ve milliyev uğrunda mücahede ve mücadeie ederken bulduk ve öyle gördük. Kendisini, Eskişehir'in hemşerisi görmekle iftihar edeceğiz.> İşte burada îşitip öğrendiklerimin ilk hulâsası. Nadi Bey vaki davet üzerine bugünü Bir gemi ateşcisi kaza ile yaralanarak öldü Kuruçeşme'de demirli bulu nan Kalkanzadelerin Uskdar vapurunda ateşçilik eden îsmail, denize kül boşaltırken kovanın asıh olduğu koldemiri koparak başına düşmüş, ağır surette ya • ralamıştır. tsmail eczaneye nakledilmiş, fakat burada ölmüştür. kendisine refakat ediyordu. Yunus Nadi Bey meb'uslardan, hükumet erkâmndan ve halktan pek çok dostları tarafından is tasyonda teşyi edildi. Eskişehir'liler Nadi Beye muntazır! Bir kadını yaraladılar Fatih'te oturan Zehra Hanım, eski zevci Celâlettin Efendile beraber sokakta gezerken çorbacı Ali isminde bir şahıs Zehra Hanımın üzerine hücum ederek kadını ağır surette yaralamıştır. Ali yakalanmış, Zehra Hanım hastaneye kaldırılmıştır. Eskişehir 9 (TeSefonla, hu susî muhabirimizden) Düş man istilâsımn binbir acısını çek miş ve ıztıraplarını hâiâ unutama • miş olan Eskişehir, muhalefet maskesi altında yeniden canlandırılmak istenilen hiyanetin son günlerdeki neşriyat ile gösterdiği faaüyet karşısında mütehayyir bir heyecan içindedir. Bilhassa bu harekete Arif Oruç gibi Eskişehir'lilerin iliklerine kadar tanımakta oldukları bir mahlukun önayak olmakta bulunması bu heyecana derin bir elem de karştırmaktadır. Apteshanede bir çocuk bulundu Atik Alipaşa camisi abdesthane sinde dün bezlere sarılı bir çocuk ölüsü bulunmuştur. Çocuk morga gönderilmiş, zabıta tarafından çocuğu oraya bırakanlar aranmağa başlanmıştır. Buraya gelir gelmez ilk işittiğim söz; şu oldu: « Arif Oruç, Çerkes Ethem'in çok yakından, amma pek çok ya • kından tanıdığımız uşağı Arif Oruç muhalefet yapıyor, gazete çıkarıyor; namuslara, şereflere oluorta çatıyor. Bu kadarla da kalmıyor, fırka yapıyor, memleketi idare et meğe kalkışıyor. Bu nasıl îş? Eskişehir'in buna, bu cür'et ve küstahlığa akıl erdirmesi mümkün değildlr.» Yarın başmuharriri hakkında Eskişehir ne mi biliyor, diyorsunuz. Bu suali ben de muhataplarıma soracak oldum. « Burada ne yaptı ki?» dedim. Yüzüme biraz infial, biraz hay ret, biraz asabiyet karışık, her halde çok mânidar bir bakışla Laktılar ve: « Ne yaptı mı, diyorsunu?? Ne yapmadı deseniz, daha dopru olur. Yoksa siz de hakikaten bilmjyor musunuz? Sizlerin de bilmemesi doğrosu bizim ıztırabımızı arttırır. Fakat ne olursa olsun, galiba îş bize düştü. Biz, bu Arif Oruç denilen Liman tarife komisyonu Tica mahluku Türkiye halkına her halde reti bahriye müdiriyetinde ihzarî bir tanıtacağız, dediler ve anlattılar, içtima akdetmiştir. Bu içtimada Haanlattılar... liç ve Şirketihayriye vapur ücretleri Anlatılanları tamamen yazmağa görüşülmüştür. Komisyon önümüzimkân yoktur, çünkü aynen not alıdeki hafta zarfında toplanacaktır. nacak gibi şeyler değildir. Yalnız kısa bir kaç cümle ile hulâsa ede yim: Arif Oruç, (Yeni Dünya^ yı çı Bu sene memleketimizle Balkan hükumetleri arasında müteaddit sekarmak için Eskişehir Müdafaai Huyahatler tertip edilmektedir. Son kukunun kendisine pera vermiş olgünlerde şehrimize kafile halinde duğunu söylemişti. Haıbuki Arif OBulgaristan ve Romanya'dan talebe ruç bu parayı Eskişehiı'lilerden Çerve seyyah gelmektedir. Alman ma • kes Ethem'in tehdidile ve zorla allumata nazaran temmuzun on be mıştır. Ve bu, vesaikle sabittir. O • şinde bir kaç yüz kişilik bir seyyah nun istinat ettiği kuvvet, Çerkes Etkafilesi Bulgaristan'dan şehrimize hem haini idi. O zaman Müda hareket edecektir. Şehrimizde de bazı zevat bir seya faai Hukukçularını, sizi icam etti hat tertip ederek Vilâyetten müsaa ririm, diye tehdit etmisti, telıdidini ikaa da muktedirdi. Çünkü Çerkes desini istihsal etmişlerdir. Temmuzun 25 inde başlayıp 12 gün devam Ethem'in o kadar yakini idi. Bu yaedecek olan bu seyahatin 75 liraya kınlıktan o, her hususta da "stifade icrası temin edilmiştir. etmişti. Çerkes Ethem, hiyanetinin Bulgar hükumeti bu hususta geplânlarmı hazırlarken şimdiki (Yarek pasaport ücretlerinde, gerekse rın) başmuharriri, Eskişehir'de ge • sair hususatta tenzilât icrasını ka ce gündüz sarhoş bir halde saltanat bul etmiştir. Diğer taraftan sonbaharda Yuna sürüyor, önüne gelene çatıyor, ha • karet ediyor, şeref ve namuslara lenistan'a da bir seyahat tertip edi • ke sürmek için hiç bir fırsatı kaçırlecektir. İzmir'den de mütemadiyen mıyor. Millet işgal tehlikesi karşı Yunan adalarına ve Rodos'a, Sa kız'a seyahatler tertip edilmekte • sında titrerken, o, bütün vaktini dir. zevku safa ile, işü işretle geçiriyordu. tşü işret, zevku safa denilince, tin (hükumet muharriri) denmiyebunu herkesin bildiğt, anladığı ve cek te Ali Kemal'e mi denecek, sana anlıyacağı manada almıyınız. Onun mı? zevku safalarmın da kendisine mahBana veya bize (hükumet muharsus şekilleri vardı. riri) diyorlar. O günleri görenler, onun o gün (Hayır), dedirmekle kendi kendilerdeki hayatının bütün safatmı mizi mi inkâr ettirmek istiyorlar? bilenler, hâlâ yaşamaktadırlar. BunHayır derim ama, şöyle derim: dan geçenlerde (Sakarya) gazetesi Hayır! Ben başka muharrir deği de biraz bahsetti. Şimdi Eskişehir'lilim, BEN HÜKÛMET MUHARRİRİ. ler (Yarın) başmuharriri Arif O YİM. Yani kendi kendimin, yani ruc'un bu yazılara cevap vermesini millî inkılâbın muharriri. bekliyorlar. Fakat galiba, bütün üMert olalım efendiler! mitler boşa gidecek. Hakikaten biz Bunu bana, ortalığa tezvir olsun için mi söylediniz? Böyleyse bu iş de düşünüyoruz. Kendisini çok iyi, çok yakından tanıyan Eskişehir mulerle alâkadar olanlar vardır. hitine, Eskişehir'lilere Arif Oruç ne Yooook... Bu sıfatımı tahkir için cevap verebilir?Çerkes Ethem'in Ansöylenmişse, açıkça ve mertçe söykara hükumetile arası açıldıktan lesinler. Çünkü kararımı vermişimsonra burada çıkardığı (Yeni Dündir, ve adliyenin bütün müddeiumuya) gazetesile «Biz, ne Ankara hümilerinin huzurunda ve hepsini şakumetini, ne Mustafa KenıaFi tanıhit tutarak tebliğ ediyorum: rız; ne millî mücadele biliriz. Bi Eğer böyleyse, ve kim söylediyse, zim tanıdığımız Lenin'dir: Bolşevikonun gırtlağmı barut dumanı ile dolliktir» diye bağır bağır bağıran Arif duracağım. Yapmazsam, adıma PaOruç, bütün diğer şahsî taksiratile dişah desinler... ne cevap verebilir ki!.. Fakat o ceAKA CÜNDÜZ Nadi Bey Eskişehir hemşeri Dün toplanan Eskişehir Belediye meclisi Muğla meb'us=u ve Başmu harririmiz Yunus Nadi B«yin mazide ifa ve halen ifasına devam ettiği vatanî hizmetlere Eskişehir'lilerin bir şükran tezahürü olmak üzere mumaileyhe fahrî hemşerilik tevcihine karar vermiştir. ınnı <s ö @ IP dl <& Avukatların seyahati İstanbul barosuna mensup avu katlardan 2530 kişilik bir kafile mah kemelerin tatilinden bilistifade bü • yük bir seyahat tertip etmişlerdir. Avukatlar 21 temmuzda Köstence tarikile Bükreş'e gideceklerdir. O radan Lehistan, İsveç, Norveç, Al • manya ve Fransa'ya gidilecek ve Marsüya tarikile avdet edilecektir. Bu seyahat nüfus başına 850 liraya malolacaktır. ( Karar) Meclisin karar surrti sudur: «Meşrutiyetin ilânı tarihinden «7ibaren en tehlikeli mücadele ytllarında irfanı, efkârı Ve kalemi ile Türk'liiğün yükselmesine çalıson ve istihlâs muharebesindeki feragatkâr mesaisi her dakika tebcıle seza bulvnan Muğla meb'usu ve Cumhuriyet Baş muharriri Yunus Nadi Bt>yefendiy<ı Eskişehir fahrî hemşerilîb tevcihi. mumaileyhin son zamanlarda inkt lâp ve şeref düşmanlanna karşı açttğt mücadelede halkımıztn his ve fikir iştirakini de ifadeye vesile ola~ caktır. ibrahim Tali Bey gitti Birinci Müfettişi Umumî ibrahim Tali Bey dünkü trenle şehrimizden Diyarbekir'e hareket etmiştir. Otobüsler talimatnamesi Yeni otobüs talimatnamesi dün son defa olarak Muhittirt Beyin iş • tirakile toplanan Daimî encümende *"t müzakere ve ıciKiK oiuuan kabul e dilmiştir. • ...v^."» ,S!ffj>»?e" Haliç ve Bogaziçi vapur ücretleri Bulgaristana bir seyahat tertip ediliyor Talimatname cumartesi sabahı kaymakamlıklara tebliğ edilecek ve derhal tatbikına başlanacaktır. Bu nunla beraber talimatnamenin bazı kısımlarının tatbikına şimdiden baştçtima eden heyetimiz, Eskişehir lanmıştır. Ezcümle otobüs şoförle halkımn duygulartna tercüman olarinden iki üç gün zarfında "«'*' ruhrak Yunus Nadi Beyefendiden fahri satnamelerini yenilerile tebdil ede hemşeriliğimizin kabulü ricasına itceklerine dair imza toplanmıştır. tifakla karar vermistir.v Talimatnameye dün yeni bir madde daha ilâve olunmuştur. Bu maddeye göre otobüs şoförleri günde 9 Yunus Nadi Beye yarın verilecek saatten ziyade çalışamıyacaklardır. olan mazbata sureti de şudur: Arabalarmı bundan fazla işletmek istiyenler iki şoför kullanmak mec«Yirmi senedenberi devam eden buriyetindedirler. Türk istihlâs ve itilâ nıucadelesinde Otobüsçüler son talimatnameden kalemi, irfanı ve ef'fârıle en yük pek memnun olmamışlarsa da tali sek ve necip hizmetler ifa sden Muğmatnameyi tatbik etmeği teahhüt etla meb'usu Yunus Nadi Beyefendiye mişlerdir. Eskişehir halkımn şükran ve tebcil Şoförler cemiyeti reisi Nihat Bey hislerinin samimî bir tezahürü olatalimatname hakkında demiştir k i : rak fahrî hemşerilik tevcih edildi «Belediyenin yaptığı talimatna • ğine dair 9/7/1931 içtimamda vaki me çok muvafıktır. Esasen İstanbul karara iptinaen isbu mazbata tan •• gibi kalabalık bir şehirde işliyecek otobüslerin bu gibi usullere riayet etzim edilmiştir.» mesi halkin menfaati iktizasından • Resmî mühür dır. Encümeni Daimî azasmdan Kâmil, Yalnız bir an evvel bitirilip tat Encümeni Daimî azasından Mustafa bikata geçirilmesi hem halk hem de Belediye Rehi Kâmil, mühendis Adotobüsçüler için çok faydalı olur. nan, Dr. Şemsi, başkâtip Yusuf. Hemşerilik mazbatası Şehrimize gelecek Fransız hava filosu üç köpek, üç domuz davası! Spiro Jorj ismir.de Yunan tebaa • smdan olduğunu iddia eden bir a dam İzmir'de Ponta'da bıraktığı iki su fıçısı ile üç çoban köpeğinin »adesı ve zararının tazmini için Muhtelıt hâ kem mahkemesine müracaatle hü kumet aleyhine dava ikame etmiş tir. Dimitri Lovari isminde diğer bir adam da İzmir'de bıraktığı üç do muzunun iade ve tazmini için mahkemeye müracaat etmiştir. Ehem miyetsiz gülünç sebeplerle beynel milel bir mahkemeve müracaat eden bu adamlara hayret etmemek kabil değildir. Avrupa'da bir devir seyahati yap makta olan Fransız tayyare filo mıştık. sunun şehrimize geleceğini yaz Altı tayyareden mürekkep olan bu filoda 6 sı zabit, 6 sı makinist ol mak üzere 12 kişi vardır. Filo ku mandanı Ceneral Dogoys ve meş hur tayyareci Costes'ten maada binbaşı G>>!ör vUrbası Arrachart ve Challe, binbaşı Daisy, yüzbaşı De • laitre ve Gastes'te şehrimize geleceklerdir. Bunların kısmı mühimmi " •' turnalara iştirak etmiş devri âlem seyahatleri yapmış hava kah ramanlarıdır. İstihbaratımıza nazaran tayyare cilerimizde bir müddet sonra Paris'e bir seyahat yaparak Fransız tayyarecüerine iadei ziyaret edeceklerdir. Paket işleri ve tacirler Posta müdiriyeit umumiyesi Ti caret Odasına bir mektup göndererek Paket postanesinde bir müddettenberi kolipostalların muayenesi için tatbik edilen şeklin tüccarları memnun edip etmediğini sormuştur. Oda bu müracat üzerine alâkadar tüccarlara bir tezkere göndererek fikir ve mütalealarını sormuştur. Umumî kanaat yeni şeklin tüccarları memnun etmediği merkezindedir. Esnaf cemiyetleri azalıgı Evvelce esnaf cüzdanları mensup oldukları cemiyetlerce tevzi edil mekte ve cemiyetler de bundan is • tifade ederek cüzdanları verirken esnaftan aidat almakta idiler. Fakat cüzdanların kaymakamlıklarca tevziine başlandığından esnaf, cemi yetlere uğramamaktadır. Halbuki esnafın cemiyetlere kayıtları kanuni bir mecburiyet olduğundan kaydolunmıyan ve aidatını vermiyen e«m\{ tecziye edilecektir.