Cumhuriyet 25 Haziran 1931 ATTILA Muharriri: Marcel Brion Mütercimi: Mustafa Namık Sehir ve memleket haberleri Berberler Ankara'ya bir heyet gönderiyorlar Siyasî icmal Gihan siyaseli ve Amerika Müttehidei Amerika Reisicum huru Mr. Hoover'in iktisadî buhran içinde bunalan ve bütçesinde bir mîlyar dolar açık bulunan Amerika milletinin sırtına yeniden milyar larca dolar fedakârlık tahmil eden malum teklifi malî ve iktisadî olduğu kadar siyasî cihetten dahi pek büyük ehemmiyeti haizdir. Bu teklif cihan siyasetinde yeni ve muazzam bir mübareze başladığinı gösteri • yor. Mübareze başlıca dört devlet arasındadır: Müttehidei Amerika, îngiltere, Fransa v« Rusya. Cihan siyaseti üzerinde başlıca hâkhn olan bu dört devlet arasm • da hayli zamandanberi içm için möcadele vardı. Amerika'nın Versay muahedesine iştirak etmemesi ve Cemiyeti Akvamdan içtinap eyle mesi bunun tezahüratından başka bir şey değildi. Amerika kendi pa • rası ve askeri ile harbi umumiyi m* taç ettiği halde Fransa İle tngilte • re'nin bildikleri gibi Almanya ile Avusturya'nın miraslarını taksim etmelerine ve Avrupa'nın mukadde • ratını tayin etmelerine tahammül •• dememiş ve Avrupa iflerinden ç« • kilmifti. Bir müddet sonra Fransa büsbütün tesir ve nüfuzunu artlrdı ve vücude getirdiği ittifak s«b«kel«ril« berrî Avrupa'nın hâkimi mutlakı ol« du. Bu defa tngiltere bu vaziyete tahammül edemedi ve lâkin yalnız olarak Fransa ile müessîr bir surette uğraşamıyacağını takdir ettiğinden Amerika ile birleşmek mecburiye • tinde kaldı. Amerika ile tngiltere arasında başlıca ihtilâf deniz rekabeti idi. tngilİz Başvekili Mr. Mak • donald Vaşlngton'a kadar seyahat etti ve burada Reis Mr. Hoevcr il« cihan mes'eleleri hakkında uyuştu. Falat bu itilâf tngiltere'ye dal galara hâkimi mutalak mevkiini feda etmeğe ve bahri kuvvetlerde Amerika ile tam bir müsavatı kabul etmeğe mal oimuştu. Son zamanlarda cihan siyase tinde ve iktisadiyatında yeni bir kuvvet siddetle tesirini söstermese bas* ladı: Sovyet'Ier beser senelik plânlarile cihan sanayiini ve zîraatini cidden tehdit edecek bir vaziyete geliyorlar. Tükenmez nüfus ile be«lenen cesim orduları cihanın askeri vaziyetinde ehemmiyetle hesaba katılmaktadır. Sovyet'lerın Iktîsadî rekabetî en ziyade Müttehidei Amerika ile İn giltere'yi tehdit ediyor. Çünkü bunlar daha ziyade serbest ve raktptis cihan piyasasına muhtaçtırlar. Bundan başka İngiliz'ler Asya hikimiyetinde Rus'ları kendileri için büyük bir tehlike görüyorlar. Son zamanlarda Fransa'nın Sovyet'Ier ile ticarî ve hatta siyasî mes'elelerde itilâf etmek istedikleri ve hatta iki arada cereyan eden müzakeratta eski Fransız Rus itilâfının ve ittifakınm tecdidi mevzuu bahsolduğu diplomatlar mehafilinde şayi ol muştur. Bundan hem Amerika hem de tngiltere kuşkulanmıştır. Bu hal Amerika ile lngiltere'yi Fransa ile istişare etmiyerek ve ihtimal bunun arzusu hilâfına Almanya'yı bolunduğu iktisadî ve malî müşkülâttan kurtarmağa teşebbüs etmelerini tacil etmiştir. Fransız matbuatmın Amerika Reisicumhurunun teklifine karşı gösterdiği telâş ve asabiyet Amerika'nın cihan siyasetinde ve bilhassa Avrupa'da faal ve müessir bir rol icra etmeğe kalkışmasından ileri gelmiştir. MUHARREM FEYZİ i Tıp Fakültesi I Mütehassıs bir vatandaşın | nakledilmeli mi? [SI ımıfl? 51 hayatı böyle mahvedilemez! § Attilâ'nın karargâhına doğru Attüâ avda Ne garip av: Koskoca ordu beraber Nihayet hedefe geldik Harap şehirler, ot bitmez!.. Sardikum Kostantaniye'den çıkalı on üç gün oluyor. Ge • ceyi geçirmek için harap evlerde şöyle böyle yatup kalıyoruz. Şehri, (441) seneti muharebe • sinde Hün'ler yerle yeksan etmişIerdi. Yemek yerken içimizden biri Hün atlılarmın çılgınca tahripkârhğından imaen bahsetti ve dedi ki: « Hün'lerin geçtiği yerde ot bitmez.» Hün'ler bu sözleri dinlerken, utanacak yerde büyük bir mu • zafferiyet kazanmış gibi sevinç yaygaraları kopardılar. Anlaşılan, onlar bu sözleri bir takdir olarak kabul etmişlerdi. Nayıu» Bu şehir dahi Hün'lerin yağmagerliğine kurban olmuştu. Büyük (Kostantin) in maskati re'si olmak şerefi bu şehri kurtaramamıştır. Barbarlar, dünyada hiç bir seye, hiç bir hatıraya hürmet etmiyorlar ki... Bu harabelerde hâlâ yaşıyan ihtiyar ve çocuklardan ibaret bir halk etrafımızı çevirdi. Ağlıyarak ve inliyerek tazallüm etti. Asya is~ tilâsının bu betbaht kurbanlarını elimizden geldiği kadar teselli ettik. Her gün önümüze korkunç bir manzara çıkıyor. Geçtiğimiz şu ovada öldürülmüş insanların i»keletleri, kemikleri ile dolu... Bunlar harp kurbanlarından mıdır? Diye soracaksınız. Hayır, bunlar harbin değil, vahşetin kurbanlarıdır. Hün namı verilen vâhşi canavarlara muharip vasfı vermek doğru değildir. Bu muzır ırkın ortadan kaldırılmasını hemen Cenabı hak bir gün bize müyesser etsin!.. Yoldaki müşahedeler Bütün gün dar ve korkunç ge çitlerden geçtik. Aginthem.. Bu • rada tevakkuf ettik. Halk bize yemek için öküz ve koyun eti getirdi. Istanbul'dan hareketkniz denberi kızarmış etten başka bir şey yemiyoruz. tçimizde pek müşkülpesent olmıyanlar bile bu yenknesakhğa zor tahammül e diyorlar. Halbuki, Hün'ler bu hal den hiç müteessir olmıyorlar. Bilâkis kanlı etleri dişlerile parça Nihayet, bugün meşhur Hün lıyarak seve seve yiyorlar. Byzans hükümdanm göreceğiz. Şimdi aşçılarının hünerverliği bu bar barlarla aramızdaki mesafeyi gös zirvCsine çıktığunız bir tepeden terir. çadırlarla ve arabalarla Örtülü genif bir ova görüyoruz. VazifeNe garip av mizi yapmadan evvel, buraya tstroma nehrini, ağaç kabukla yerleşerek bir kaç saat istirahat rından kayıklar içinde geçtik. edeceğiz. Hün sandalcıları cereyana kapılmaksızm bu kayıkları ustalıkla Yüklerknizi henüz indirmiş idare ediyorlar. Nehrin sahilinde idik ki atlı bir müfreze bize ko bulunan bu kayıklar sayısız deşarak geldi. <Mabaâi var) necek kadar çoktu. Denilebilir ki, bikatı da dikkat ve meharete muhtaçtır. Zemin tabi! mürtesemleri olan bu haritalar doğru olsa dahi bu haritaları kopya edenler yanlış kopya etmiş olabilirler ve poligon istikamet ve noktalarını kaydırmış olabilirler. Herkes tasavvur edildiği gibi teknik kıymetini muhafaza şartile bir haritayı kolay kolay kopya edemez. Bu plânlar nerede çizilmiş ve kimin tarafından yapılmış olursa olsun göze çarpan hatalar şunlardır: A Evvelâ kendisine tevdî edilen plânın zemine derecei tetabuku ya bizzat tahkik etmesi veya en emin adama yaptırması lâzımdı. M. Yansen'in de böyle yaptığına şüphe yoktur. Yapmamışsa maddî ve manevî mes'uliyetini kabul etmiş demektir. B Eğer kendisinin buradakî vesaiti zemine derecei tetabukunu tetkik etmemiş veya doğru yapıima mış ise mes'uliyet o vakit bunu yapmağa mecbur olanlara ait olur. Bize gelince: Biz Ankara'nın imar edildiğini görmek isteriz. Memleketîn bu iş için tahsis ettiği paranın hedrolmaırtasım isteriz. Sonra meslek salâhiyeti ve vazifemiz icabı tehlikeli bir is görünce hiç bir ta • raftan emir verilmesini beklemeden hemen çaresine tevessül ederiz. Miii Bir müddet evvel Berberler Cemiyeti cuma günleri tatil yapma! ğa karar vermiş ve bu yüzden koskoca bir orduyu bir sahilden I haııl olan bir çok dedikodular diğerine taşıyabilecek kadar san| dan sonra bu karar tatbik ediledal vardı. Bu hale hayret ettiğimimemişti. Son zamanlarda Mer zi gören Hün'ler, Attilâ'nın o ciberler tekrar bu mes'eleyi varda avlanmakta olduğunu bu canlandırmağa başlamışlardır. kayık kalabalığının bundan ileri San'at erbabının haftada bir geldiğini söylediler. Ne garip av? gün istirahat etmeğe hakkı ol duğunu ve kendilerinin bu hakBu uydurma avın bir bahane tan mahrum edilemiyeceğüai soyden ibaret olduğu muhakkaktır. lemektedirler. Hün'ler, bu kadar maıumane bir Bu sebeple Berberler Cemiyeti eğlence ile iktîfa edemezler. Onyeniden azadan rey toplamağa ların «av» namı verdikleri hal, başlacnıştır. Şimdiye kadar harp halidir. Bu vesile ile birinci 3000 rey toplanmıştır. Hün elçisi (Orest) e şu noktayı İki güne kadar 4000 rey teplanihtar ettik: ması muhtemeldir. « Pek iyi ama, metbu efendi Gelecek hafta Berberler idare niz, kendi arazisinde değil Byzans heyeti fevkalâde bir içtima akte.topraklarmda avlanıyor. Bu hal derek bu mes'eleyi müzakere emevcut muahedelere mugayir dedecektir. ğil midir? Avlanmağa çıkmış olöğrendiğimize göre idare hesa bile, beraberinde koskoca bir yeti Ankara'ya üç kişilik bir heordu götürmekte ne mana vardı.» yet gönderecektir. Bu heyet berberlerin cuma günü öğleden sonAttilâ'nın karargâhında ra, cumartesi öğleden evvel tatil Tuna'yı geçer geçmez, Hün elyapabilmelerini temin için teşebçileri ve muhafızları, bizden aybüsatta bulunacaktır. rılarak dört nala koşup gittiler ve bizi de sıkıntı içinde bıraktı lar. Makimius, onlann böyle an • sızın çekilişlerinden hiç memnun DUn yazdığımız veçhile Belediyedeğil; biz ise, bu pis ve kaba barde iiç dört gündenberi terkos suyu barlardan ayrıldığımız için geniş gelmemiştir. Belediyeye verilen subir nefes aldık. Yanımızda, ne yun şlrket tarafmdan kasten kesillâtince ne de yunan'ca bilmiyen digi hakkında bazı şayialar devt ve yalnız kendi dilini konuşan iki ran etmekte ise de şirket boruların üç kılavuz kaldı. Vijilas bile onpatladığını ve tamiratının henüz bitlarla anlaşmağa muvaffak olamıtnediğini bildirmiştir. yor. Meramımızı, bağrışmalar ve işaretlerle anlatmağa çalışıyoruz. Bu hal muhafız askerlerimiz için Beledîyenin yaptıracağı stadyo mun yeri elân tesbit edilememiştir. adeta bir eğlence oldu... Stadyomun Harbiye'de YorgancıoJ..4 lu bahçesinde yapılmasmdan sarfi Hedefe yaklaşıyoruz. Çok yornazar edilmiştir. Buranın sahiplcri gun bir gün geçirdikten sonra fahiş fiat talebinde ısrar etmekte geceleonek üzere, çadırlarımızı dirler. henüz kurmuş idik ki dört nala Elyevm stadyomun tstanbul el gelen bir takım athların patırdısı hetinde Yenibahçe'de yapılmaıı taişitildi. Gelenler iki atlıdan ibasavvur edilmektedir. Belediye Fen retti. Bize, Attilâ'nın o civarda Müdtirü Ziya B. burasını çok mu karargâh kurduğunu ve yarın savafık bulmakta ve buraya vesaiti bah Hün Krahnın huzuruna çıka ıtakliyenin teminini vadetmektedir. Belediye reisi Muhittin B. de Taş cağımızı bildirdiler. Seyahatimikışla'nın aşağısında Yusuf tzzettin zin son noktasma vardığımizı anEf. nin bahçesini muvafık görmek • lıyarak hep sevindik. Hün atlı tedir. Bu yerler için tetkikata de ları bizimle beraber oldukça ne vam olunmaktadır. Eski İstabli a zaket dairesind* akşam yemeği mirenin stadyom ittihazı düştinül • yediler. müş ise de burası küçük olduğun dan vaz gecilmiştir. Esrarı devleti kim faş etti? Belediye'de susuzluk Şehir stadyomu | i ^ 4 ^ ^ $ Boldan'Iı Kemal Cemal Bey §/j isminde bir genç bize yazdığı mektupta şöyle diyor: «Almanya'da bir garp vilâytimiz namına şarapçılık tahsıl ediyordum, bi m lâhare tahsisatım kesildi. Ailevî vazi yetün müsait olmadığı için hayata atıldım. Mekteblmin bulunduğu Gay zenhaym kasabasında kumusyoncu lult üzerine bir yazıhane açarak ça lışmağa başladım. İşlerim fena degildi. Fakat günde 8 saat mektep, 10 saat harlcî mesai çok ağırdı. Ihtisasımın alâkası dolayısile İspirto İnhisarına müracaat ederek idare hesabına tahsile devamunı rica ettim. Uzun müd det cevap alamıyınca ajanlık işlerimi § tevsie mecbur oldum. Vaziyetim mü ş kemmeldi. Oeçen teşrinlerde Türkiye'de * açılacak ziraat sergisine istirak etmek J üzere Berlin'e geldim. îstanbul'a ha ™ reket edeceğim sırada sefirimiz Ke f malettln Sami Paaa beni çağırtarak f İspirto İnhisarı hesabına tahsile $, devamım hakkındaki emri tebliğ ^ ettiler. Evvelâ tereddüt, sonra £ Pasa Hazretlerinin ısrarlan ü J zerine kabul ettim. Pakat Ankara * sergisine iştlrak İçin Alman firmala ^ nna taahhtidüm vardı. İstanbulda i fy dareye müracaat ettim. Sergi müdde & tince beni mezun addetmeğe karar 1 verdüer. Sergiden sonra tahsil için Al g manya'ya gitmek üzere İstanbul'da ^ pasaportumu yaptırdığım, hatta lda If reden bir aylık avans ta aldığım sı ^ rada tahsisatımın fazlalaşmasını bek k lemek üzere hareketimi tehir ettirdi 2 ler. Bir ay sonra bu Işten vaz geçtik J lerini, idarenin şarap lâboratuvannda * çalışabileceğimi tebliğ ettiler. Alman îf ya'daki işlerimi resmi idarenin vadine # kanarak bozmuştum, çaresiz burada L kalmak mecburiyetinde idim. Halbuki £ maaaunı vaitleri veçhile arttırma £ dıkları gibi şimdi son aylığımı keserek 7 beni isten de çıkardüar. Sırf taahhü fy dune inanarak kazancımı bırakıp teş |f kilâtına intisap ettigim resml bir da " irenin keyfemayesa bir hareketüe benim tahsilimi, hayatımı, istikbalimi g mahvetmesi devlet ve mllletin karak * terine yakısır bir 14 midir ve ben, dü • ! şurdukleri bu muçkul şerait içinde ne | yapabilirim?» L Buna bir şey ilâve etmeğe ^ hacet yok. Bir memurun, tah | sisen bir mütehassısm hayat ve f mukadderatile bu kadar kayıt 4 sızca oynonranı mttTT mtTesse *f selere vatandaşların itimadmı "* kökünden yok edecek bir ha J rekettir. Hayatta iyi bir yol ile 2 tutunabilmeğe çalışan ve hay â li de muvaffak olmuş olan bir â genci yolundan şaşırtıp onu a ^ kim bir vaziyete mahkum et $ mek hiç bir kayda yaraşır bir $ şey değildir. İdare formalite r lerini kurarken o tertibin altın f da kalacak vatandaşların da haj? yatını düşünmek lâzımdır, di Z yoruz, Z Bütçede 150 bin lira tasarruf edilecek Darülfünun bütçesinde yapılan yeni tasarruf dolayısile baremin tatbiki için bazı fedakârhklar yapılması lâzım gelmektedir. Dün bir gazete Darülfünunda baremin tatbikî için Tıp Fakültesinin İstanbul'a nakledilerek bütçede 150 bin lirahk bir tasarruf temini düşünüldüğünü yazmıştı. Dün Darülfünun müderrislerin den bir zat şu izahatı vermiştir: « Tıp Fakültesi tstanbul cihetine nakledilmelidir. Çünkü İstan • bul Poliklinik noktai nazarından merkezî bir vaziyettedir. Bu itibarla talebeler İstanbul'da amelî tatbikattan daha çok istifade edebilirler. tstanbul hastanelerinde yatak adedi Tıp Fakültesindeki yatak adedinden daha fazla ve daha müte nevvi hastalarla doludur. Bu sebeple bütçeds 150 bin lira tasarruf e dilmiş olur. Eğer tecrübe polikliniği yapılmak isteniyorsa Darülfünunun arkasındaki es ki Hassa hastanesi, Bekirağa bölüftü ve hassa kumandan dairesi bu ihtiyacı temine kâfidir. Tıp Fakültesinin İstanbul'da ne rede yerlestirileceğine gelince: Darülfünunun büyük binası Tıp Fakültesine hasredilir. tstanbul H « sesinin olduğu bina da mükemmel bir Hukuk Fakültesi olabilir. Eğer böyle bir Darülfünun camiası isteniyorsa Hukuk Fakültesi Düyunu umumiye binasına da nakle dilebilir. Bu suretle Eczacı, Dişçi ve Tıp Fakültelerinin hep bir arada bulunmaları temin edilmiş olur. Tıp Fakültesi binası da leylî Iiselere tahsis edilerek burada Avrupa'da olduğu gibi güzel bir (Liseler Yurdu) teşkil edilmiş olur.» a Ih k<e m m n & ırd! e Samatya postanesini soyaniar Samatya postanesi müdürü Hilmi Beyi bir gece yarısı Aksaray'da yangın yerinde tuzağa düşürerek ve tabanca ve bıçak teşhir etmek suretile eebinden postane kasasının anahtarını alarak kasadan 100 lira çalan postane müvezzilerinden Naci ve arkadaşları Şerafettin ve Şevki E fendiler hakkındaki muhakeme dün hitam bulmuş ve karar tefhim edilmiştir. Bu karara göre maznunlar yedişer sene ağır hapse mahkum olmuşlar, fakat yaşları küçük olduğundan Naci ve Şerafettin'in cezaları üçer seneye, Şevki Efendinin cezası da beş •ene on aya indirilmiştir. Şevki E fendi ayni zamanda müebbeden hidematı âmmeden mahrumiyete, müddeti mevkufiyeti esnasında mahcu riyet ve ceza müddeti kadar da zabıta nezareti altmda bulundurulmasına mahkum olmuştur. Çocuklar, bu ağır karar üzerine ağlıyarak mahkemeyi terketmişlerdir. Doğru değil mi? j Eski otomobiller Sahipleri ucuz fiatla işletmek istiyorlar Eski ve lüks olmıyan otomobil sahipleri Belediyeye müracaat ede rek halkın yeni ve lüks otomobillere bindiklerini ve kendilerinin zarar ettiklerini beyan ederek bazı müsaadatta bulunulmasını rica etmiş • Ierdir. Şoförler ya eskî otomobiller de taksi ücretleruıin tenzil edilme sini veya otobös gibi müteaddit kimseleri alarak sefer yapmalarına müsaade olunmasını istemişlerdir. Şo • förler Istanbul'dan Beyoğlu'na 1020 kuruşa müşteri taşıyacaklarını be yan etmişlerdir. Belediye bu teklif leri tetkik etmektedir. Belediyenin, vesaiti nakliyesi az olan yerlere otomobillerin bu şekilde işlemesine müsaade etmesi muhtemeldir. Ortodoks Arnavutlar Tâli Mübadele Komisyonu tstanbul'daki ortodoks Arnavut'lar hakkında mühim bir karar ittihaz etmiştir. Bu karara nazaran Arnavut'lara verilen etabli vesikalarına Rum yerine Arnavut yazılacaktır. Bu su retle bunlar Arnavut'lar gibi muamele görecek ve etabli Rum'larla alâkaları olmıyacaktır. Halbuki Fener Başpapazlığı Arnavut'luğun Başpapaslıktan ayrılmış olmasına rağ men ortodoks Arnavut'ları da kendi camiasından addediyordu. Bu karar üzerine hristiyan Arnavut'ların burada kendi namlarına bir kilise idare etmeleri muhtemeldir. Hristiyan Arnavut'ların miktarı 15,000 ka dardır. Pist gazetesi mahkemeye verildi Fransızca Pist mizah gazetesinin bazı resim ve yazıları mugayiri ar ve haya mahiyetinde görüldüğün • den son nüshaları toplattırılmış ve gazete aleyhine de bir dava açıl mıştır. him bir noktaya daha işaret edeceğiz. Ankara'da büyük bir makam sahibi bir zatın ifade ve izahatına nazaran şehrin şu ve bu sebeple yol larına verilen ve M. Yansen tara fından tesbit edilen istikametlerden birisi de hali hazırda Maliye Vekâletinin bahçesi olarak pek güzel tarh ve tanzîm edilen kısmın iptalile iml&sı ve kulüp sineması önündeki yoldan geçen otomobilleri Maliye ve Başvekâlet önünden geçirmek ta savvurudur. Bu halde ya M. Yan ' sen'in elîne tesviyei münhanisi ol mıyan bir harita verîlmiş ve M. Yansen de ona göre tasavvuru veçhile istîkametleri çizivermiştir. Yahut bizi Amerika'lılardan zengin addederek binbir emek ve masrafla vücude getirilmiş ve hakikaten bugün Ankara'nın en güzel bahçeleri olan Maliye bahçesini yok addederek oranm kısmen ta üç metre irtafaı kadar imlâsı cihetine girilmiştir ki buna fennen mecbur değiliz. Buralarını şahsan M. Yansen de görecek olsa o da tasavvurundan derhal vaz geçer. Bu itibarla evvelâ memleketi beyhude masraftan kurtarmak, sonra da M. Yansen'in böyle zemîne derecei tetabuku tahakkuk etmemiş plânlar göndermesine mâni olmak lâzımdır.» Mahkemede Bagırıp çağıran mahkum Oarbî Trakya'da mesaha ihtilâfı Garbî Trakya'daki etabli Türk'lerle Yunan hükumeti arasında a razi mesahası yüzünden bir ihtilâf çıkmıştır. Muhtelit Mübadele Ko misyonu bu mes'elenin halli için bir mesaha komitesi teşkiline karar vermiştir. Komite üçü Türk ve üçü Yu nan'lı olmak üzere altı mühendisten mürekkep olacaktır. Komisyo nun Türk murahhas heyeti bu münasebetle Garbî Trakya'ya üç mühendis gönderecektir. Yankesicilik cürmünden dolayı ceza mahkemesine gönderilen Mustafa isminde bir maznun dün bir sene dört ay on gün hapse mahkum olmuştur. Mustafa Ef. dün karar kendisine tebliğ edildikten sonra mahkeme huzurunda bağırıp çağırmağa başlamış ve müddehımumiye hita Diğer taraftan Belediyeye yapı ben de hakkının muhafaza edilmelan bazı şikâyetlere göre tstanbul'a diğini söylediğinden mahkemeden lüks otomobil ithali memnu olduğu çıkarılmıştır. Maznun koridorlarda halde acentalar lüks otomobil 'ge bağırmakta devam etmiş ve yerlere tirtmekte devam etmektedirler. Be • yatarak tepinmeğe başladığından lediye bu şikâyetler hakkında tah «Kapıaltına» götürülmüştür. kikat yapmaktadır. Şoför ehliyetnamelerinin her sene tebdili mukarrer olduğundan yeni sene için ehliyetname tevzi edilmektedir. Cumartesi gününden itîbaren eski ehliyetname ile çalışan şoförler tecziye edileceklerdir. Edebiyat talebesi izmir'den geldi Bir haftadanberi tzmir'de bulu • nan Edebiyat Fakültesi talebelerinden mürekkep 40 kişilik kafile dün Gülcemal vapurile şehrimize avdet etmişlerdir. Talebeler gezdikleri yerlerde gördükleri hüsnü kabul ve misaf irper verlikten memnuniyetle bahsetmek • tedirler. Seiçukhatun mektebi sergisi Selçukhatun kız mektebinde te • sis edilen sergi bugün acılacaktır . iskân idaresine tehacüm tskânda muhacirlerin bono tevdi müddeti 28 haziranda biteceğinden müracaatler ziyadeleşmiş ve bu yüzden dairelerde tehacüm hasıl olmuştur. Maliye Vekâleti Muamelâtı nak • tiye müdürü Sırrı B. dün Anka ra'dan şehrimize gelmiş ve akşamı avdet etmiştir. Sırrı B. Borsa dairesinde bir müddet kalarak Borsa muamelâtını tetkik etmiştir. Muamelâtı naktiye müdfirO Musiki mualîim imtihanı 24 sahife i İlk mektep musiki muallimlikle rine talip olan 12 efendinin imti • hanları dün muallim mektebinde yapılmıştır. tmtihanda kazananların isimleri bir hafta sonra ilân edilecektir. « Yeni Gün » ref ikimiz j bugün 24 sahife ola I rak intişar edecektir I