y\ SEKİZiNCi SENE No. 2562 «muharrlrt YUNUS NADİ | : İDAREHANESt: llîi\BBuuıuuu>i>r k,ır>iMiıda ılajrn maiı^asa j : Encümen Bütçelerde Fazla Tadilât Yapmıyor tt4IIM1MllliMMtlM1lllllllllll f*Telgraf: İstanbul Cumhuriyet j İ P o s t a kutusu: N° 246 İ 22366 Telef on: 23236 Idare müdürü 22369. Matba» 20472 h u riy e 931 bütçesi Dahiliye bütçesi dün Vekilin huzurile müzakere edildi Ankara 24 (Telefonla) Bütçe encümeni bugün Dahi liye Vekili Şükrü Kaya Beyin huzurile içtima ederek Dahiliye bütçesini müzakere etmiştir. Encümen şimdiye kadar Baş vekâlet, Devlet Şurası, İsta tistik Müdiriyeti Umumiyesi, Dahiliye Vekâleti, Emniyeti Umumiye, Jandarma, Posta ve Maliye Vekâleti, Düyunu U mumiye, Rüsumat, Tapu ve Sıhhiye Vekâleti bütçelerinin müzakeresini ikmal etmiştir. Bu bütçelerde hükumetçe icap eden tasarruf yapılmış ol • duğundan encümende ehem • miyetli tebeddülât yapılma mıştır. Geriye kalan Nafıa, Mü ^afaai Milliye, Hariciye, tkti sat ve Maarif Vekâletleri bütçeleri ve mülhak bütçeler pa zartesi günü müzakere edilecektir. PERŞEMBE 25 HAZİRAN 1931 ABONE'ŞERAİTİ İ MÜDDET: :T()RKİYE İÇİN NUshası her yerr» * 5 Kuraştnr ^ Bu tiirlü oyunlara artık imkân bırakamayız! fakat milletirne... Hainlere değil!. IIUIUII t M111111IIMI tll It IIIIIHIIIIIHIIIIIIIMIIIIIIIIIII < IIIIIII i IIIII l lllll II1IIIH l IM I < III11IMIIIIIIIIIIIII111II11111IIM111IIH11111IHI îsmet Pş. bu sabah İstanbul'a geliyor Başvekil cumartesi günü Ankara'ya dönecek Şark vilâyetlerimizde ve hudutta sükunet var Ergani'ye vâsıl olacaktır U. Müfettiş Ibrahim Tali Beyin beyanatı Birinci Müfettişi Umumî İbrahim Tali Bey dün Vilâyette kendisine tahsis edilen odada meşgul olmuş ve ziyaretleri kabul ettikten sonra mukabil ziyaretlerde bulunmuştur. İbrahim Tali Bey kendisile görüşen bir muharriri mizin suallerine şu cevapları vermiştir: « Ankara'ya hükumet ve Dahiliye Vekâleti ile temas etmek, İstanbul'a da istirahat etmek için geldim. Buradan Bursa'ya gideceğim haberi doğru değildir. Eğer bir gazetenin yazdığı gibi bir davet vukuu melhuz ise bilmiyo IMII IIMIIinillllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIMIII IIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIlllllinillllllllllllllllllllMIIIIIMIHIIIIimilMinmilllHh Hayabmın hesabım vermeğe hazırun, Cumhuriyet'te açılan mücadele bayrağı ufak tefek, ehemmiyetli ehemmiyetsiz her hangi şöyle veya böyle bir iki mes'elenin tenkit ve münakaşasından ibaret geçici bir matbuat hâdisesi değildir. Bu mücahedenin gayesi ellerine aldıkları kalem parçasile Türk milleti muhitini karıştınnağı bir istismar vasıtası ittihaz etmek cür'etinde bulunan serserilere hatlerinî bildirmek ve bundan sonra bu memlekette bu türlu oyunlara imkân olamıya cağını göstermekten ibarettir. İstiklâl cidalinde (Yeni Gün) ile o zaman vatanımıza ve canımıza kasteden haricî düşmanlara karşı (Katon) un meşhur sözünü kendi vaziyetimize uydurarak: Düşmanlar behemehal yıkılmalıdır, ve behemehal yıkılacaktır! Düsturünü şiar edinmiştik. Şimdi düsturümüz Türk milletini iğfal ve izlâl etmekten raenfaat uman serserilerin behemehal tnağlup ve perişan edilecekleri gayesini istihdaf ediyor. Israr ile takip ve intâtı nazanmızda bufelerin birincisini teşkil etmekte olan bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz. Bulanık suda balık avlamak istiyen serserilerin ve müseccel vatan hainlerinin mahiyetleri kendilerini bekliyen âki betle beraber behemehal taayyün ve tahakkuk edecektir. Büyiik milletimin huzur ve selâmeti için başka çare yoktur. Müseccel vatan haini Arif Oruç, hakkımda uydurduğu yalanların dolanların ilk merhalede nazari dikkate alınmamış olmasını, bunların tarafımdan kabul edilmis oldağu şeklinde ilân ederek efkâri umumiyeyi iğfale çalışıyor. Otuz bu kadar senelik hayatımn bütün hesabım millet huzurund*vermese her zaman hazır ve muktedir bulunan ve bunu elbet en mutantan surette yapacak dahi olan benim için o herze ve heze' yanlartn müstacel bir ehemmi yeti yoktur. Onların hesabım 6iİâkis benim Arif Oruç maska edeceği bir mahalde ikametine karar verilmiştir.» Hukukun hasını okuyanlar bilirler ki evvelâ mevkuf bulun duğu aylar ve aylarca müddet kâfi görüldü demek, o cürümden dolayı mevkuf bulunduğu müd • detle kendisine ceza verildi demektir, saniyen hükumetin tensip edeceği bir yerde ikametine karar verilmek demek te kendisine hiyaneti vataniye cürmün • den dolayı ayrıca nefy cezası dahi verildi demektir. Filhakika merkum bu ikinci cezanın hükmüne tevfikan Kayseri'ye nefyolunup Sakarya muharebelerinin sonlarına kadar demir kafeslerde tutulan vahşi ve muzır mah luklar gibi hükumetin şiddetli ve dikkatli raürakabesi altında olarak orada menfi hayatı yaşamamış mıdır? Müseccel vatan haininin istiklâl mahkemesindeki bu âkibeti Çerkez Etem kardeşlerle bir likte yaptığı şenaatten ileri gelmiş olduğunu ise tasrih etmistim. Ve nitekim ilâmda bu cihet sa rihtir. Ve gene nitekim Büyük rı{ B t M W Kî nutkun<L* J«Ki Şimendifer hattı 1934 senesinde Birinci Müfettişi ümumi tbrahim Tali B, rum. Yoksa Bursa'ya gidecek de(Mabadi 3 üncü sahifede) Oün aksam Ankara'dan şehrimise harekct eden Başvekü İsmet Pş. Hz. Ankara 24 (Telefonla) Başvekil İsmet Pş. Hz. bu akşamki trenle İstanbul'a hareket etmiş • lerdir. Cumartesi günü tekrar Ankara'ya avdet edeceklerdir. Abdullah Cevdet B. «Ben Ziya Gökâlp için deli demedim» diyor Doktor Ab dullah Cevdet Ankara'nın imar plânı Kadastro Fen heyeti müdürü Halit Ziya Beyin şayanı dikkat mütaleatı M. Yansen'in yanıldığı noktalar var mı ? bu hâdisenin şu suretle tesbit edilmis olduğunu ilâve etmistim: ""... Eskişehir'de çıkarttıkları (Yeni Dünya) gazetesi ile de fihir ve maksatlarını mütecavizane bir surette neşrediyorlardı. «.Yeni Dünya» gazetesini Çerkez Etem'in parasile Arif Oruç neşrediyordu.» Müseccel hain bütün dünyamn bildiği bu hakikati inkâr edebilir mi? ömürleri en kara cürümlerîn teaküp ve tevalisile ikide bir hep mahbes ve menfada geçen bu serseriler mi şimdi büyük Türk milletinin içine karışarak ve guya böylelikle izlerini kaybettirebileceklerini tevehhüm ederek akıl ları sıra muhalefet yapmak, fırka teşkil etmek gibi hezeyanlara cür'et edebilecekler? Ve onlar cür'et edecekler de ilânihaye biz mi sükut edeceğiz? Türk milletinin ulvî haysiyet ve asaletine hakaret olan bu oyunlara göz yummak bilâkis nihayet en büyük cürmü teşkil etmez mi? rasvndan hem de nasu sora Namus ve haysiyetin en büyük cağım zaman gelecektir. Bu mütimsali olan aziz milletimin bu seccel vatan haini beni bir iki ishezeyanların temadisine müsaade nat ve iftirasile işgal ederek aketmiyeceğinden en kat'î surette lınca beni takip ve intacına azeminim. Onların gazete diye çı mettiğim ulvi hedeften aytrmak gayret ve endişesindedir. Bey kardıkları tezvir ve nifak kum kumaları elbette başlarında parhude telâş ve gayret. tki elim çalanacaktır. kuvvetle hainin ve emsalinin yakalarına yaptşmtştır. Matbuat YUNUS NADl ıniHimıııııımııııııııııııııııııııııııııııiMiıııiMiıııııııııııııııımııııııııııııı kürriyeti, teşkilâtı esasiye ve saire... Bunlar namuslu vatandaşlar içindir. Hiç bir mahkeme olmasa efkâri umumiyenin hâkiTemmuzun haftasında miyeti bu gibi serserileri ezmeğe kâfidir. Irak Kralı Gök Alp için deli dediği ve hatta Talât PaAnkara'nın imar plânını yapan şanın da Ubeymütehassıs M. Yansen'in yaptığı dullah Efendi • plânda bazı yanlıslıklar olduğu hakye ayni şeyi [Atidehi mektup gazetede neşrokmda ortaya atılan haber üzerine lunmak için gönderilmif değildir. O, söylediği bir kadastro heyeti fenniye müdürü Hamülâkatında zik lit Ziya Beyle görüştük. Halit Ziya şahnm tammadığımız, işile gücile redilmisti. U • Bey bize şu izahatı verdi: meşgul namuslu ve muhterem bir va beydullah E « Fen ve iktisadı millî; mev tandaşın vicdanından kopan keli fendi gazete Abdullah Cevdet B. cuttan azamî sekilde istifade edile • melerden mürekkeptir. Açtığtmız mizde intisar eden bir tezkeresinde cihat bayrağının ne kadar doğru bir Talât Paşadan böyle bir söz isit • rek teknik kuvvetile şehirlerin imarını emreder. M. Yansen Ankara'şahrahta dalgalandığını gösterecek mediği gibi o zamanlar kendisinin nın imarı için sokaklara verilmesi Malta'da bulunduğunu yazıyordu. bir vetika teşkil etmesi htuebile iktiza eden istikametleri ve geniş • muhterem karimizin aflartna iğti Bu mes'ele hakkmda Abdullah Cev liği salâhiyet ve ihtisası dairesinde det Bey bize gönderdiği bir mektupraren onu aynen neşrediyoraz:] tayinde serbesttir. Ben bu hususta ta diyor ki: Cumhuriyet gazetesi sahip ve Başmuharbir mütalea dermeyan edecek de • Ankara plânı münasebetüe şayanı dikkat < Esasen ben kimseye Talât mütaleatta bulunan Kadastro Heyeti /enğilim. riri Yunus Nadi Beyefendiye Paşanın Ziya Gök Alp için deli deniye müdürü Halit Ziya B. İmar plânının zemine tarzı tatMuhterem efendim, (Mabadi 3 üncü sahifede) bikinin muvafık olmadığını gördüm. Bu noksanın nereden ileri gelGazetenizin 21/6/1931 tarihli Şehrin hakikî vaziyetine nazaran diğini izah eder misiniz? nüshasındaki başmakalenizi kemali yapılmış olması lâzım gelen bu.ha Filim çevrilirken.. Şehir plânlarının yapılması, dikkat ve ehemmiyetle okudum. rita tatbik edildiği takdirde sokak bahusus imar ve tezyin işleri pek Evet, beyefendi, memlekette, mu için kesilmesi lâzım gelen kesilmi çok dikkat ve maharete mütevak • halefet perdesi arkasında, bütün yecek veya kesilmemesi iktiza eden kıftır. Sonra bunların tanzimi ve takmefkure ve gayeleri; gazete aatmak Lutfen Sayfeyi çeviriniz mebam kesilmiş olacaktır. lllltlllilllllllltrillHlllllllllllllllMIIIIMIII lllMIMIIIIIirilllllllMltllllMIIIIIIIIIIIMItllllllt) IIIIMIIMIIIIItlli lifllllllUIIIIIMI II1IMII lllllllllllMIMIIIIIIIIK veya maksadı mahsus tahtında Cumhuriyet ricalinin, diğer memurinin ve bilhassa H. Fırkası erkân ve men • subininin, beşeriyette olmaması imkânsız, küçük kusurlarını ele alarak pireyi deve yapmak »uretile, efkâri umumiyeye birer cürüm ve cinayet feklînde göstermek, bu suretle bulanık suda balık avlamaktır. Bunun böyle olduğu, benim gibi vaziyetin iç yüzünü az çok bilenlerin malu mudur. Fakat işin iç yüzünü bilmiyenler bilenlerden çoktur. Hakikate vâkıf olmıyanlar, yüzde 6070 olduğuna göre, bunlar hakikat sü sünü verdikleri yalan yanlıs yazı larile memleket efkâri umumiyesini bulandırmağa muvaffak oluyorlar. sesi: Mücrimlere hadleri bildirilmelidir Köroğlu'nun at oynattığı ((Çamlıbel» tepelerinde demiryol faaliyeti Vatan haini Arif Oruç, istik lâl mahkemesinin kendisi hak kındaki hükmünü tahrif ederek akhnca beraetine delil diye göstermeğe ve bu açık işte dahi ken«disine has hayasızlıkla efkâri umumiyeyi tağlite çalışıyor. İstiklâl mahkemesinin merkum hak kındaki hükmii aynen şudur: «... Ve gene kavlî ve tahriri surette hiyaneti vataniye cür münü irtikâptan dolayı müttehem (Yeni Dünya) gazetesi sahibi imtiyazı Arif Oruç Efendinin mevkuf bulunduğu müddet kâfi görüldüğanden hükumetin tensip Ankara'ya geliyor Ankara 24 Irak Kralı Fay sal Hz. temmuzun ilk haftasında Ankara'ya gelerek Gazi Hz. nin misafiri olacak ve üç gün burada kalacaktır. Kral Hz. burada merasimle karşılanacaktır. Evvelce Halep yolile Ankara'ya gelmeği kararlaştırmışken sonradan programlarını değiştirmişlerdir. Faysal Hz. Beyrut'tan vapurla İstanbul'a gidecekler ve oradan Gazi Hz. nin rükubuna mahsus trenle Ankara'ya ğeleceklerdir. Ziyaret ve istikbal programları hazırla nıyor. Umumî harbin doğurduğu iktisadî buhran ve parasızlık dolayısile bütün dünyada olduğu gibi, bizde de umumî surette gayrimemnun bir vaziyette bulunan bir kısım halkı • mız, «denize düşen yılana sanlır» kabilinden bu gibilerin sözlerine ve yazılanna kapılıyor, bunların iddialarını, ufak bir tetkik ve muhake • meye lüzum görmeden hakikat o larak kabul ediyor. Bu suretle de memlekette için için bir gay rimemnunlar zümresi teşekkül ediyor ve gitgide dahilî bir nifak ve geçimsizlik tohumları atılıyor ve bu tohumlar çabucak filizleniyor. Arif Oruç ve arkadaşları gibi insanların, bir t»**»ftan kendi hazır • (Mabadi 4 üncü sahifede) Mmrh san'atkâr Emire Aziz H. Bedia Hanımla birlikte (İstanbul Dilencisi) filminde Mısır'dan İstanbul Dilencisi i' . . . Çamlıbelde muaz zam bir yariria simli filimde rol almak üzere davet edilen Mısır'h San'atkâr E Çamlıbel'in eteğindeki Çerkeş Samsun Sıvas demiryoluniın mire Aziz Hanım ve arkadaşlaköyüne gelir Çamlıbel'de üç tügerek fen noktai nazarından ve rı bu filim için çahşmağa başla • nel vardır. Dağlara tırmanan degerek tabiî güzellikleri itibarile mışlardır. miryolu katarı azametli ve u en şayani temaşa yeri ,Çamlıbel Mısır'lı San'atkâr dün Bedia dağıdır. Meşhur Köroğlu'nun at zun yarmalardan, mürtefi ve ceMüvehhit Hanım ile birlikte sa sim imlâlardan geçerek birinci tü oynattığı bu yerlerde zümrüt gibahleyin Sultanahmet'te, öğle nele girer. Tünelin Süveyş ağ • bi çimenlikler, derler, ve tatlı suden sonra Süleymaniye camiinde zından çıkan bir katar büyük bir lar vardır. . ve Edirne kapısı surları üzerinde yarmayı geçtikten sonra ikinci Demiryolu buraya yirmi beş filmin bazı parçalarını çevirmişbir tünele girer. Uçüncü tünel • kilometre uzakta bulunan Ara den çıktıktan sonra hattın aşatir. 'T bacımusa köyünden yükselmeğe Filmin çabuk bitirilmesi için ğıda kalan kısımları ve diğer tübaşlar. Ve tedricen yükselerek faaliyetle çalışılmaktadır. neller kademe halinde görünür.