o .i uevveı Cumhuriyet SON TELGRAFLAR Abdülkadır Kemalinin hiyaneti safoit oldu Âhali Fırkası reisile 3 arkadası hududu Erenköyö'sıde Üsküdar M. memurunu vurdular Meçhal bir şahıs Rasih Beyi yaralıyarak kaçtı Anketten neticeler Meskenlerden alınan ağır verd imara mâni oluyor Bu vergi ev sahiplerini adeta bir kiracı vaziyetine düşürmektedir Karilerimizin en ziyade şikâyet ettikleri vergilerden birinin de mesken ve bahçelerden alınan vergiler olduğu an laşılıyor. Karilerimizin mutaleasına göre mes~ ken vergilerinin akaratın tabi olduğu nisbet derecesine çıkartılması çok fena olmuştur. Bir ev sahibinin içinde otur duğu eve, akarından müstefit olan bir mükellef kadar vergi tediye etmesi mükelleflerden gün geçtikçe ev sahibi ol mak arzusunu söndürmektedir. Parası olanlar da ev yaptıracaklanna parala rınm nemalanndan hasıl olan meblâğ ile kirada oturmağı ev sahibi olmağa tercih etmektedir. Ev sahibi yalnız tacizsiz bir ikamete mııkabil ağır bir vergi vermekle kalmıyor, Evin tamiratı mütemadiye, tenez zülü kıymet, sigortası, evkaf icareleri ve sairesi hesap edilirse kiracı ile ev sahibi arasında hiç bir fark kalmaz. Bir fark ile ki bunların her aybaşı Karşılarına dikilen ve aylık istiyen ev sahipleri yoktur. Fakat buna mukabil emvali menkuleyi haciz tehdidi ile vergi tahsiline gelen tahsildarlan mevcuttur. Vergimi vireyim diye ele güne karşı mahçup olmıyayım diyenler zarurete tahammül edemiyerek nihayet borçlanmakta ve faizin ağırlığı altında evin kıymeti eriye eriye bir gün bunun da satn lığa çıkarılarak ailenin evden mahrum kaldığı da görülmektedir. Evvelce bir aile reisinin ailesi efradını olan verginin nısfı alınıyordu, bu pek barındırmak için içinde oturmakta ol duğu evlerden, akarlardan alınmakta mantıki bir şeydi. Ahiren mesken ver ilerinin, akar vergisi nisbetine çıkarılması mesken sahiplerini çok mütezamr ve müteessir etmiştir. Bakmız, mütekait birinci ferik Ab dullah Pş. meskenlerden alınan vergi lerden ne acıklı şikâyet ediyor: «Evimin yirmi beş senedenberl üç yüz lira tahmin edilen hasılatı safiyesine nazaran mesken olması itibarile yüzde on yani senede otuz lira vergi tayin edilmişti. Sonra mesken itibarı lâğvedilmiş ve vergi 36 liraya iblâğ olunmuştu. Mü teakıben kanunlar biribiri peşinden çıkarak nihayet son kesri münzamlann lâğvi munasebetile umuru hesabiyeyi l maKsadue yuza© on zammeaııe rek vergi miktarı (282) liraya baliğ ol muştur. Şimdi buna yirmi lira icare, 4 lira belediye, 6 lira bekçi parası zammedildiği halde senevî (300) liraya baliğ olmaktadır. Bu suretle ben ayda (30) lira kira veriyor gibi evimde oturuyorum. Bir mü tekait maaşının nısfını vergi suretile nasıl verebilir. Bakalım, yıkıcılarla pazarlığı uydurabilirsem evin ankazmı satıp bir ev ki ralamağa karar verdim.» Binaenaleyh hükumetçe mesken vergileri üzeriride çok esaslı ve mühim tadilât yapılması bugün için bir hak ve bir hak olduğu kadar da bir zarurettir. Cünkü bu vergi ağırlığı meskenlerin çoğalmasına ve memleketln imarma da manidir. Hükumet ailelerin ikametlerine mahsus meskenleri şimdiki gibi değil bundan evvelki nisbetten daha asgarî bir vergiye tabi tutmalıdır. Diğer taraftan bahçeli evlerin bir dönümünden fazla senede zam yapılmıştır. Bunun da tadili adalet icabındandır. Bir dönüm bahçeden fazla bahçeler ekseri yetle köylerde ve meselâ İstanbul civanndaki sayfiyelerde olduğundan mü kellefler bu suretle de ayrıca ağır bir yük altma sokulmuştur. Araziye ait bu verginin ağır nisbeti halkı imara teşvik edemiyor, bilâkis fazla bahçeli evlerin eshabını atalete sevkediyor. Çünkü bir bahçenin imarı dile kolay bir iştir. A mele yevmiyesi ağırdır, gübre azdır, taliplerinin çokluğu dolayısile kıymetleri yüksektir, memleket susuzdur. Bütün bu noksanlar içinde bir bahçe sahibinin fazla vergiye tabi bahçesini imar ile ondan bihakkın müstefit olması, tesisata, büyük sermayelere vabestedlr. Binaen aleyh halkı bahcelerin imarına doğru sevketmek için bir takım tedbirler ittihaz edilmelidir. Kazandınp kazançtan bir miktarını almak usulleri vazolunmalıdır. Aksi takdirde bir çok fazla bahçe lerin birer mamureye kalbedilmiş ol duğunu ne biz, ne de evlâtlarımız görebilecektir. Gorüluyor ki karilerimizin tesbit ve tasnif ettiğimiz noktai nazarlarına ve mütalealarına göre bir an evvel tez elden tetkik, tadil ve ıslah edilmesi lâzım ge len vergilerden bir kısmı da mesken ve fazla bahçelerden alman vergiler teşkil ediyor. M0NM NAUN/ MIHIN/ Sakal ve dünya «Halk dostu» nun yazdığın göre, Menemen'de türeyen ve iı san kanı içecek kadar insanlıkta bihaber olduklarını gösteren muj teciler, dünyayı kırk günde isîa edeceklerini söylemişler! Ayni zi manda, bu mürteciler sakallı oldi ğu gibi, son günlerde Manisa'd sakallıların arttığı da Meneme hadisesi üzerine nazari dikkal celbetmiş! Eğer dünyayı kırk günde düj zeltmek için sakal kâfi gelseyd erkekler değil; kadınlar bile sakl koyuverirlerdi ve dünya da süt lj manlık olur, giderdi. Fakat düny sakalla değil; akıl ve ilim ile düzı lİr. * ** \ geçerek Fransız'lara iltica ettiler tikleri kılâvuzla Kapulu, Güllü tari kile İskenderon'a gitmişler, ve Kırıkhan mevkiindeki Fransız istihbarat zabitine iltica eylemişlerdir. Şu an da İskenderun'da olan Abdülkadır Kemali ve arkadaşları, oradan Ha leb'e geçeceklermiş. Semsi Adana 27 (Hu. Mu) Abdülkadir Kemali Beyin firarı hadisesi şu şekilde tesbit edildi: Abdülkadır Kemali ve Mahmut Nedim Beylerle henüz hüviyetleri anlaşılamıyan iki ar^daşları Toprakkale'den Ceyhan'ın Mugtafabeyli köyüne giderek orada bir gece kaldıktan sonra tedarik et Yarm davası baş*a^ı «Gebersin!» Galatasaray Fener maçı, cum günü, Allaha sükür, kavgasız bil ti. Maçın ilk devresinde, bir tekn» yemiş olan Kemal Faruki, sahaj terkettiği zaman seyirciler aresu da bulunan babası ıtriyatçı Ah] met Faruki Bey büyük bir enrffâ ile oğlunun yanına koşarken sevh cilerden bir kaç taşkının şöyle btü ğırdıklarını işitmiş: i Bırakın, gebersin! 1 Adamcağız diyor ki: ı « Senelerce bin zahmetlg raşıp büyüttüğüm evlâdımın boyunca uzanıp yattığmı görf bir baba, bu «bırakın, gebersinl sözünü işitir de ne hale gelir, şünün!» Maalesef, bizde spor heyeca*u| merhametsiz bir kin ve busunu derecesine götürenler vardır, de az değildir. Bunlar sporun n olduğunu anlamamış insar.Iardir Bunlar, sporun civanmertlik de mek olduğunu bilmiyen irşad muhtaç zavallılardır. Sporun maddî cephesinde, a: çok çalışan bizler, bu işin manev ve ahlâkî kısmını çok ihmal ediyp ruz. Sporun nezahet ve asaletini genç nesillerin ruhuna aşılamaİ mekteplerin, n' * ve spoi kulüplerinin t "~ T çok ihmal edil> Üsküdar Orta m cuma günü intişar t Despere'den bahis yazm beni takdir ettiklerinî b yazı i!e vazifemi tfa etne başka bir şey yapmamak bu Türk yavrularının takdı. icin en büyük mükâfat oldu. Ken t rine teşekkür ederim. ' İzmit mahkemesi dün istiçvaplara başladı Mahkeme, salâhiyetsizlik iddiasını reddetmiş, maarifteki dosyanın celbine karar vermistir Izmit 27 (Hususî) Arif Oruç Bey ve arkadaşlarının muhakemelerinin, Adliye dairesinin harap olması dolayısile inhidamından korkulduğundan altıncı ilk mektep konferans salonunda rüyeti kararlaştınlmış, tertibat alınmıştı. Mahkenje salonu kadın ve erkek samiin ile hınca hınç dolmuştu. Saat onda Ce» mal B. in riyasetindeki heyeti hâkime mevkiini ışgal etti, davacılarla suçlular çağırıldı. Onde Süleyman Tevfik, arkada Arif Oruç B. ler getirildi. Süleyman Tevfik B. in dudakları mıw temadiyen kımıldıyor, heyacanını sak lamıyordu. Arif Oruç B. sakin görunü yordu. Davacı sandalyelerinde Vali Eşref Beyin vekilleri Vasfi Raşit, Sedat Beylerle Maarif mudür vekili Şeref, Polis Miidürü Naci ve polis Ilyas Efendi bu lunuyorlardı. Maznun sandelyelerinde de mevkuf larla beraber İsmail Hasan, İbrahim, Mahir Efendilerle vekilleri Etem Ruhi B. bıılunuyorlardı. haşladı. Arif Oruç B gazete dafaasmı vekilinin yapacağmı söyledi. Diğer maznunlar şayia çıkarmadıklanm malum mektubun sahibi addolunan Mahir Efendi de cürmünü inkâr etti. Mustantik kararnamesi okunduktan sonra gazetecilerin vekili bu muhake menin rüyetine mahkemenin salâhiyeti olmadığını iddia etti. Vaktinde bu ta lepte bulunmadığından müddeiumumi nin talebile bu iddia reddolundu. Şahitler çağırıldılar. Vasfi Raşit B maznunların şehit kızı olan muallim Remziye Hanımı orospu ve Lutfiye Hanımı pe zevenk yaptığını, Arif Oruç B. Çerkez lerle beraber calışırken Remziye H. ın babasımn şehit olduğunu, maznunların ^Cumhuriyet Valisi» demek suretile Cumhuriyete de dil uzattıklarını ve iddiayı isbat etmeleri lâzım geldiğini söyledi Bu talep kabul olundu. Maznun vekili, memlekette antika kabilinden elli senelık gazeteci olan Tevfik Beyle Arif Oruç Beyin tahliyelerini istedı. Gazeteye mektup gönderen muallim Kemal B in maznun sıfatile celbi, Maarifteki tahkikat dosyasının celbi ve tahııye unMuuau . . * ...~ Dün sabah Erenköyü'nde bir vak'a olmuş ve bir polis merkez memuru ağır surette yaralanmıştır. Geçenlerde Eminönü merkez memuru iken işten el çektirilen İsmail rasih B. hakkında tahkikat yapılmış ve vaki olan iddialar sabit olamadığı cihetle tekrar vazifeye alınarak bir kaç gün evvel Üsküdar merkez memurluğuna tayin edilmiş idi. ismail Rasih B. evvelki gün Erenköyü'ndeki ailesinin evine gitmiş ve geceyi orada gecirmiştir Dün sabah saat beşe doğru bu eve bir adam sokak kapısım bir aletle açarak içeriye girmiştir. Gürültüyü duyan Rasih B ile babası *ne oluyor?» diye aşağı inmişler ve orada yabancı bir adamm dolaştığmı görünce kendisini tabanca ile karşılamışlardır. Temiz kıyafetli olduğu görülen bu meçhul adam. derhal İsmail Rasih Beyin üzerine atılarak elinden tabancasmı almış ve kendi elindeki bıçak ile İsmail Rasih B. i vücudünun yedi yerinden ağır ve tehlikeli surette yaralamıştır. Bundan sonra meçhul adam ortadan kaybolmuş ve hüviyeti de anlaşüama mıştır. İsmail Rasih B. ilk müdavatı yapıldıktan sonra Tıp fakültesi hastane sine nakledîlmiştir. Mechul şahıs Erenköyü'ndeki evde pardesüsunü ve şapkasını da bırakmıştır. Bu garip hâdisenin faıli dun akşama kadar tevkif edilememiş idi Vsküdar Pohs merkez metnuru İsmail Rasih B. hakeme kânunusaninın üçüne bırakıldı. gördüğünü, Süleyman Tevfik B. ise müTalebenin Kemal tavzihi hocalar Tekaüt lâyihası tetkik edilîyor Ankara 27 (Telefonla) İlk mekep muallimlerinin tekaüdiyelerine dair hazırlanan lâyihada muallim maaşlarının %5 nin Ziraat Bankasma yatırılarak bir teavün sandığı tesisi düşünülmüstür. Maahaza muallim maaşlarının muvazenei umumiyeden verilmesi ve bu %5 lerin orada hıfzı daha muvafık görülüyor. Hazırlanan lâyiha noktai nazarları öğrenilmek üzere diğer vekâletlere tevdi olunmuştur. Karicîjıorçlar Cevap Paris sefaretine bildirildi Ankara 27 (Telefonla) Düyu nu umumiye hamillerine verdiğimiz kat'î cevap Paris sefaretine bildiril mişti. Bir kaç güne kadar Paris'e gi decek olan Dayinler Vekilimiz Zekâi Bey de ayni mukarreratı şifahî olarak hamiller meclisine iblâğ edecektir. hariçteki hayatım esa sen mektep idareleri kontrol eder İrtica ve gençlik Gayrimübadiller Askerî af kanunu Ankara 27 (Telefonla) Askerî ce zaların af ve teciline dair lâyiha Adliye encümeninden çıkarak meclis ruznamesine alınmıştır. Tıp Fakültesi talebe cemiyetinden dün şu mektubu aldık: «Son günlerde Menemen'de vukua gelen irtica hâdisesini Tıp talebesi büyük bir nefret ve teessürle karşılamıştır Ve bu hâdise esnasında vahşiyane bir su rette şehit edilen muallim Kubilây B. in ruhunu bütün tıp gençliği hürmetle taziz ederken büyük halâskâr Gazi'nin yarattığı ve gençliğe tevdi ettiği inkılâp ve Cumhuriyeti sui kast için uzanan her eli kesmek ve bunu düşünen batıl kafaMaarif müdürleri Ankara 27 (Telefonla) Maarif mü ları koparmak en mukaddes vazifemiz durlerinin bundan sonra âli mektep dir.» mezunları arasından seçilmesine karar Tıp Talebe Cemiyeti Reisi verilmiştir. İbrahim Ankara 27 (A.A.) Maarif Vekâletinden: Bir kaç gundenberi bazı gazeteler mektep talebesinin hariçteki hayatınm kontrol altına alınması ve hatta bu işle zabıta taharri memurlarının ve jandarma kuvvetlerinin alâkadar kılınması hakkında Maarif Vekâletince yeni bir talimatname yapıldığım ve mekteplere tebliğ olunduğunu yazmışlardır. Maarif Vekâleti ne boyle bir talimatname yapmış ne de bir karar ittihazına Iüzum görmüştür. Talebenin mektep dahil ve haricindeki harekâtile yalnız mektep müdür ve muallimleri eskidenberi mevcuttalimatname dairesinde alâkadar oluyordu. Tıbbiyeli gençler irtica Bono tevziatı için bir hareketini tePin ediyor heyet ayıracaklar Takdiri kıymet komisyonu dünden itibaren istihkakı otuz bin liraya kadar olan gayrimübadillere tevziata başlamıştır. Tevziat pazartesi günü bitecek ve saU gününden itibaren de istihkakı otuz bin liradan daha fazla olanlara tevziata başlanacaktır. Gayrimübadiller cemiyeti kânunusaninin on beşinde Türk Ocağında aktedeceği senelik umumî kongresinde bono tevziatına dair hazırlanan kanun lâyi hası hakkında teşebbüsatta bulunmak üzere bir heyet intihap edecektir. Bu heyet alâkadar makamlarla te maslarda bulunmak üzere Ankara'ya gidecektir. Takdiri kıymet komisyonu dün de topDarülf ünun Emini geliyor lanarak evvelce bazı evrakı eksik olduğu Ankara 27 (Telefonla) Darülfünun için tetkik edilemiyen dosyaları tetkik etmiştir. Emini Muammer Raşit B. İstanbul'a haEvrakının noksanlığı yüzünden dosyareket etmiştir. Darülfünunun 931 bütçeları tetkik edilemiyenler evvelce vazıyet sini Maarif Vekâletine vermistir. Sabık edilmiş Yunan emlâki varidatmdan yalider Fethi ve Nuri «Kütahya» Beyler pılmış olan tevziattan istifade edemiyeposta trenile İstanbul'a hareket ettiler. , ceklerdir. Teşeki Büfçe hazırlığı \ Askerî Şura toplanıyor Adliye komisyonları Ankara 27 (Telefonla) Askerî Şura aıaları Ankara'ya gelmişlerdir. Büyük Ankara 27 (Telefonla) Yeni Maliye Hariciyede Erkânı Harbiye reisi müşir Fevzi Pş. nin Vekili Mustafa Abdulhalik B. bir kaç güAnkara 27 (Telefonla) Avusturya seİstanbul'dan avdetini müteakıp Askeri ne kadar Devlet Bankası teşkili hazırlıkfiri bugun Hariciye Vekilini ziyaretle bir Şura mutat içtimalarına bashyacaktır. larına başlıyaeaktır. müddet göruştu. Devlet Bankası Ankara 27 (Telefonla) Adliye ko misyonları bujün de toplanarak nıesaisine devam etmiştir. Ankara 27 (Telefonla) 931 büt çesinin bütün hazırlık müzakereleri kft nunusani ortalarında bltirilerek Me heyeti umumiyesine sevkedilecektlr. '( Bütçede vekâletlerin masarifi a^ tarifeye göre tanzim olunacak ve bu' retle tatbikına çahşılacaktır. 931 bütçt gelecek seneler için de bir tecrübe raa hiyetini alacaktır. GÖRÜŞ tegâne ilim ve san'at mecrai's sının ikinci sayısı yakında çıkıyor hocasıdır. O gece kiracılar yemek te gön derdiler. İki kadın geç vakte ka dar ağladılar, ağlıya ağlıya Iar ve rüyalarında hıçkırdılar. Sabah geç vakit uyanınca sokak<| larda gayritabiî hareketler, gürültüler vardı. Hizmetçi kız yarım yamalak malumat verdi: Düşman askerleri İzmir'i zaptetmişler. Millet ayaklandı. Sul «' tanahmet meydanında toplanıyor* Düşmanlar İzmir'den çıksın diym ceklermiş. Epey zamandır hep böy le toplanıyoruz amma çıkmıyorle Hanımefendiler gene gidecekle Siz de gitmez misiniz? Biz hastaneye kadar gidec ğiz. Merak etmeyin, ben ortalığı süpürür temizlerim. Evden çıktılar, caddelerden geçtiler. Ayasofya, Sultanahmet minareîerinden siyah bayraklar sarkıyordu. Ahali takım takım yollara düçmüs geliyordu. Ana kız içli dışh faciaların, dîzi dizi ıztıraplarını vjrfVlerine sindirerek hastaneye geldiler. • Mabadi var « külteye gittiler. Mektubu ve has du. tayı Server Kâmil Beye bırakacak Vapura bindiler, pervane döner lardı. Fakat Server Bey servisini dönmez Gülöz'de bir endişe ve ızbitirip gitmiş. Genç bir asistan tırap daha başladı: Nereye gide profesörü niçin aradıklarını sordu. cekler? Yazan : AKAGÜNDÜZ Kısaca anlattılar, Mektubu aldı, Eski bildiklere, tamdıklara gi Ve ertesi gün ana ile oğlun hay kettiler. Bütün himmet kondöktör hastaya dikkatle baktı ve: demezlerdi. Bir otel de bilmiyor retten açılan gözleri önüne dikildi lere ve bahşişe kaidı. Yalnız fazîa Yarm geîince mektubu ken • du. Kiracılara gitseler». Fakat on ve kararı bildirdi: durulan istasyonlarda iniyorlar ve disine veririm. ları da hiç görmemişti. Henüz bir Yetrmki trenle İstanbul'a gi hastanın halini, ihtiyacını pence Bir odaya girdi çıktı: karar vermeden köprüye çıkmış bu diyoruz. Doktorun sözlerine harfi renin dışmdan soruyorlardı. Yol Hastayı burada bırakınız. Hiç lunduîar. Kiracılara gitmek çaresiz harfine riayet edeceğiz. culardan şık hergelenin biri bu ta merak etmeyiniz. Yarm öğleden oldu. Ne yapmalı? Başa gelen çe Ana ile oğlun gözleri parladî, kayyüdü ve genç kadını gordü. evvel geliniz. kilir. Fazla eşyayı evin selâmhk bulandı ve ıslandı. İki büyük, öl Gülöz'e işittire işittire arkadaşla Hastayı karşı pavyona götürdü bölüğüne yerleştirip kapamışlardı. çüsüz minnet bakışı altında gü rına: ler. Annesi biteviye ağlıyor. Gü Kiracılarla ayrı olduğu için orada lümsemeğe çalışan Gülöz, o göz Tuhaf! Dedi. Biz burada as barınabileceklerdi. löz kendini güç zaptediyordu. lerdeki ıslakhğı görmemiş davra lan gibi sağlam dururken bize il Ayrılış çok hazin oldu. Kapımn önünde indiler. Zili çeknarak tekrar etti: tifat buyurmuyorlar da bir hasta Genç asistamn verdiği samitnî, ti: Her şey hazır, hiç bir eksiği mn peşinden ayrılmıyorlar. insanca teminat iki kadını büsbü Hanımefendiler evde mi kı miz yok. Hacı Bayram mahalle Bunu bir kaç defa tekrarlayınca tün ıztıraba diişürüyordu. Hasta zım? sinde küçük bir ev buldum. Dadım Gülöz dayanamadı, erkeklerin ya Evde efendim. nin gözlerinde: eşyaları toplar, oraya yerlesir. Ça nında, lâf atana cevap verdi: Beni bırakmıyın! Haber ver. Ev sahibi hanırr» ğırınca gelir, çağırmazsak bizi Beyefendi, onun vücudü has Diyen bir feryat şimşekleniyor gelmiş, görüsmek istivor de. Büvük bekler. ta amma kalbi sıhhatlidir. Halbu du. taşlıkta bekledîler. Genc bir ha Tren hareket etti. İki kadın has ki sizin vücudünüz sağlam amma Araba hareket ettikten sonra i nım indi ve gelenleri yukan^a citanm yanında kalamadılar. Ka vicdanınız hasta! ğilip arkalarına baktılar. Hasta kardı. Kiracı hanımlar Gü'öz'ii dınla erkek bir arada uturamaz Herif şaşalamadı bile. Omuzla oencereden elini salladı; annesi tanımadikları icin tereddütlerini mıs. Umumî adaba, Müslümanlığa rını silkip vagonuna girdi. Güiöz'ün elini sıkı sıkı tutmuş san ^izlivemivorlardı. Gülöz şundan yakışmazmış. Ahlâkı hasene namı Haydarpaşa'ya çıkar çıkmaz bir ki ondan imdat bekliyordu, sanki bundan bahsederek kendini tanıt na iniltili veremliyi bir köşede ter arabaya bindiler ve doğruca Fa ' onu da elinden alacakiar samyor ti. «CUMHURİYET» TEFRİKASI : 41 ONLARIN ROMANI Hele istirahat ediniz de bey neredeyse gelir. Kiracı bey gelinciye kadar Gü löz'ün içi içine sığmadı. Ya: Mukavelemizde yalnız eşyanızı kabul ettik. Sizi maalesef ka bul edemeyiz. Görüyorsunuz ki biz de kalabalık bir aileyiz. Derse ne olacak? O zaman beyden bir otel adresi istiyecekti. Fakat bey de hanımlar gibi kibar davrandı. Muvafakat etti. Ve hatta hastaları için elinden bir yardım gelirse esirgemiyeceğini söyledi. Anne kız öteki bölüğe geçtiler. Odamn birini şöyle, çabuk elden hale yola koydular. Kiracılar hizmetçi kızı gönderdiler: Hanımefendiler beni size gönderdi. Buçünlük yarınlık ne işiniz varsa ben göreceğim. Burasının ampullerini dadı hanım giderken çı karıp saklamıştı, nereye koyduğunu bilmiyoruz. Beyefendi ampul aldırmağa adam gönderdi. İhtiyar kadın bu nazik beyefendiyi merak etti: Beyefend? ne is yaoar k'rını? Defterhan^de ba«müdür. Küçük hanım da Biçki yurdunda dikiş