Cumhariyet 26 Kâmınuevvel 1930 Şerirler ifade vermiyorlar? İrtica hâdisesi Manisa'da Sarkıa ve Cenup'ta Umnmî h a z ı r 1a n m ı şt ( Birinci sahijeden mabait ) kişiden başka 200 e kadar şahsm ifadelerine müracaat edilmiştir. AhUer köyünde yakalanarak getirilen 1 şerir ve yaralı 2 lâin ile mevkuflar *rasında muvacehelcr yapılıyor. Bn dört mel'ımun kafası irticakârane din akidesile öyle hali işbaa ve cezbeye gelmfştir ki kendilerini istintak eden Cumhuriyet müddeiumumisine «Sen gâvursun» diyor ve hidayete eriştlrmek içln imana gelmeğe davet edlyorlar. Yaralüardan birisi, Öldürülen Derviş Mehmed'in Mehdi oldugundan ve tekrar dirileceğinden bahsederek «Hakikati söyletmek için beni de ateşe atsanız Hmzreti İbrahim gibi yanmam» demektedlr. İrtica hâdisesini hazırlıyan ^erirlerin hepsi 1920 yaşlarındadır. Cürümde yaşlannın verecegi esbabı mahaffefeden kazanmak istiyorlar. Taralılar ve diğer iki şerir dinden, imandan, Peyjramber den dem vurarak imansızların er geç belâya uğrayıp cezalarını göreceklerini, hütbe yapar gibi bağıra bagıra söylü vorlar. Bunlar fırkacüık tanımadıkları<u, şeriat lâzım olduğunu ısrarla söylüyorlar. Yaralı saki hayatlarının Kıtmır deniien köpek tarafından kurtarılacagını söylemektedir. İfadelerinde bir şey söylemiyeceklerinde inat eden mel'unlar Manisa'da kendilerini Keçeci Mehmed'in bu yola sev kettigini itiraf etmişlerdlr. Tahklkat bütün etraf ve şümulile devam ediyor. Manisa 25 (Hususî) Burada Arap Oğlan mahallesinde çırak İbrahim'in kahvesinin bu mürteciler tarafından esrar ve nakşibendi tekkesi haline getirildiği tahakkuk etmiş ve İbrahim yakalanarak Menemen'e gönderllmiştir. Maztmlar burada toplanarak hem esrar i«.cler, hem zikrederler, hem de yapa cakları hareket etrafında konuşurlar mış. Dün burada Hacı Yahya camii imatnı Hafız Ahmet, Hacı Hilmi. simsar Mustafa ve eskici AIi tevkif edilerek Mene men'e sevkedilmişlerdir. Menemen 25 (Hususî) Menemen'de sukun avdet etmiştir. Örfi idare ilânı kat'iyyen yalandır. Müfsitlerin köylerde de kötü tesirler yapmış olmaları da ihtiyaten nazari dikkate ahnarak köylere kuvvetli müfrezeler gönderilmiştir. Maahaza halk bu irtica hareketinden ta 'mamen mtitenç'fjrctir. Yapacağı tes)ra., « R ^ Jft»*u gayet tabiidir. Menemen 25 (Hususî) Şehit Kublay Beyle bekçi Hasan'ın cenaze merasi' dün 12 de yapıldı. Merasime İzmir [ lisJ Kâzım ve Kumandan Cahit Pasa4ar, Maarif Emin ve Müdürii, İzciler, Mektep talebesi, gençler iştirak etmiştir. Sehit Mülâzim Kublay Beyin cenazesi memleket hastanesinden kaldırılmış, tabut Türk bayrağına sarılmıştır. Bütün Menemen derin bir matem içinde genç iehidiu ölüsiinü takip ediyor, herkes j..iiirtecilere lânetler savuruyordu. •; Mezar başında Türk Ocağı, Muallimler MBirligi namına mersiyeler söylendi ve Hkahraman Kublay'la fedakâr bekçi ha * «In bir manzara içinde toprağa göraül dö. İzmir Amerikan kolleji muallim Jerinden terbiyeci Mustafa Rahmi Bey müessir sozler söyledi, «keşke, dedi, biz de böyle şerefli yolda ölsek!» okumağa başlamış ve duadan sonra demiştir ki: « Ey ahali! Ben Mehdii resulüm. Beni Peygamber gönderdi. Ortalık çok fena oldu. Biz şeriati kurmaya geldik. Arkamızda bin kişi vardır.» Bnno müteakıp bn yedi kişi meydanda bir daire teskil ederek camiden aldıkları bayrağı ortaya dikmişler ve sancağı şerifin çıktığını ilân eylemişler ve halka kendilerine iltihak etmelerini teklif etmişlerdir. Bu teklife bir kısım halk gülmüş, bir kısmi da nefretle çekilmistir. (•' Şehir ve memleket ttaberleri ... ı Devrilen çamlar! Devlete 900 lira hasılat getirdi •• Ağırcezada • • «I» I Siyasî icmal Muahedelerin tadili Rayhiştağ meclisi uzun bir müddet tatil edilmiş olduğundan M. Brüning kabinesi reisicumhurun emirnamesüe mer'iyet mevküne konulan vâsi mikyastaki mali ıslahat kanunlannm tatbiki ile iştigal ediyor. Parlâmento hali içti mada olmamakla beraber kabine rahat bırakılmış değildir. Muhtelif fırkalar hususî içtimalarmda ve gazetelerinde hübumete ve bilhassa haricî siyasetine Ve bu siyasetin mümessili olan M. Gurtius üzerine şiddetli hücum ediyorlar. En büyük hücumlar mumaileyhin mensup bulunduğu Alman Halk fırkasmdan geliyor. Ren arazisi tahliye ve Yung plânı kabul edildikten sonra Almanya'da yeni bir hareket zuhur etti: Sulh muahedeleri nin tadili. Son intihabatta büyük mu vaffakiyet kazanan faşistler ile komü nistler Versay muahedesinin pek te merasime bakmaksızın yırtılmasmı musırrane talep ediyor. Diğer fırkalann çoğu bir yolu bulunarak muahedelerin tadilini istiyorlar. Yani Alman milletinin büyük ekseriyetini temsil eden fırkalar muahedelerin tadilini istiyor. Italya galip devletlerden olduğu halde muahedelerin tadilini istemekte olması ve bunda ısrar eylemesi ile Almanya'daki yeni hareketi teşci ettiğine şüphe yoktur. Sovyetlerin dahi muahedelerin tadilini terviç etmesi ve diğer mağlup devletlerin ve bahusus Macaristan'ın muahedelerin tadiline musırrane çalışarak bu yolda her çareye baş vurmakta olması Alman'larm maneviyatını takviye etmektedir. Muahedelerin tadili mes'elesinde Brüning kabinesinin dahi diğer fırkalar ile müttefik olduğu şüphesizdir. Fakat hükumet mes'uliyetlnin verdiği ihtiyatkârlık neticesi ola rak gayet teenni ile hareket ediyor. Fırkalarm hükumete in fiali de bundan neş'et ediyor. Lâkin bu hareketin muvaffak olması ve bilhassa müfrit fırkalann istediği sür'atle maksadın hasıl olması çok şüphelidlr. Fransa muahedelerin hiç bir suretle tadilini istemiyor. Çünkü tadil bir defa baslar ise çorap söküğü gibi ilerliyerek mua^^delerin büsbütün hükümden sakit olaca*ı kanaatindedir Filvaki muahedeelrin adili ilç Avrupa'da Fransa'nm Almanya'ya karşı arazice fedakârlıkta bulun ması icap etmiyecektir. Fakat Merkezi Avrupa'dakl müttefiklerinin vaziveti büsbütün değişecektir. Bu devletlerin hudutlan darlaşacak ve coğrafî vaziyetleri değişecektir. Meselâ iki milyon nü! usu olan Şarkî Purusya Almanya ile karadan birleşecek olur ise otuz milyon nüfusiu Lehistan'm deniz ile ve harici âlem ile irtibatı kesilecektir. Uç ne merkezde? İşleri için İstanbul'a gelen Urfa'da münteşir Millî gazete sahibi Kâzım B. Şark vilâyetle rindeki siyasî ve iktisadı vaziyet ü zerinde şu malu matı vermiştir: « Şark'ta ge çen fevkalâde hâ dlsata rağmen a zamî salâh ve ta rakki vardır. Fakat çalışılacak bir çok noktalar vardır ki bu da zaman mes'Musa Kâzım B. elesldlr. Herkes iş ve gücile meşgul Cumhuriyete ve hükumete karşı çok merbut ve mutidir. Şark'ta bugün asayiş çok mukemmel ve müemmendir. Irticaî bir hareketin husule geldiği tasavvuru bile teemmul edilemez. ^ira halk bu hususta iyiyi kötüden tefrik edebilecek bir idrak seviyesine u laşmış demektir. Şark vilâyetlerinia simal ve vasatındaki bazı vakayl halk arasında aşiretçilik zihniyetile mütekabil hususi menafi ve itirazdan mütevellit sebeplerle tahaddüs et mektedir. Bu da eskisine nisbeten pek azalmıştır. Cenup vilâyetlerimizden Urfa'da bu ufak tefek hadisata ilâveten Cenup'tan hududu geçen şaküerin yaptıkları soyğun culuk mevzuu bahsolabilir. Her hangi bir şakinin Şark mmtakasında ihtifa edebilmesi pek müşküldür. Zira jandarma va zifesini mükemmelen ifa etmektedir. Yalnız gayritabiî olan hududun bu noktası soyğunculuğa çok müsaittir. Cenuptan hududu geçerek bir soyğun yapmak ve gene Cenuba kaçmak dört beş saatllk bir iştir. Fransız dostlarımızın Süriye'de bu haydutlara karşı gösterecekleri şiddetten veya hududun salim bir şekle ifrağmdan başka buna mâni olacak bir çare bulmak pek güçtür. Hoyboncularm (Enneni, Kürt ihtilâll cemiyeti merkezi Hasiçe) Cenuptan siyasî bir harekete geçmeleri kendileri için pek tehlikeli olur. Zira hükumet tedabi rile Urfa ve muhiti halkının şedit mu kabelesine maruz fcalırlar, en çetin günlerde mücadeleden yılmıyan Urfa'nın dün olduğu gıbi bugün ve yarm da Türkiye'nhî cenubunda bir kale olduğunu kabul et mek bir kadirşinaslık olur. Iktisadî vaziyet; mıntakamızdan Su riye'ye ihracatımjz geçen seneye nisbeten fazladır. Köylü tamamen tarlasını ekmiş sayılır. Valnız zâhire ihracatı az olduğundan fiat pek düşüktür. Buğdayın kilosu dltı yedi kuruştur. Yalnız şikâyet edilecek bir nokta .«arsa, köylünün murabahacüar elinde inlemesi dir. Köylü demekle yalnız çifte yapışan ekinci değil, ziraat ile uğraşan arazi sa hipleri de ayni vaziyettedlr. Bunu müte addit defalar Millî gazetede teşrih etmiştim. Yüzde 25 ilâ 75 faiz veren ekinciler vardır. Hapis cezasmın kalkması bunlann sıyanetine kâfi değildir. Zira murabaha cının ikinci sene para vermemesl onlar için daha fecl bir ceza olur. Bunlar müteselstl ve mütevali borç altında kıvranan ve murabahacılar namona çalışan ve kazanan biçarelerdir. Ziraat Bankasının nahiyelere teşmil edeceği ve köylüye küçük ikrazatta bulunacağı şubeler bunlan ancak bu mu? kadder felâketten kurtarabilir sanırım. Ziraat Bankasuıın ticarî muamelâtı bı rakip sırf zlrai mesaisi m,emleket için daha nâfi olur kanaatindeyim. Bununla beraber tüccar da, hapis ce zasının kalkmasmdan mütevellit itimadm kuvvei teyidlyesini kaybetmekten müşte kidlr. Hile ile iflâsını ilân eden ve alacaklısile çok ufak bir meblâğla uzlaşan veya onu da tediyeden uzaklaşan muayyen şahıslar vardır ki bu hâdiseler umumî ticaret itimadına fena tesir etmiş ve bugünkü ticaret buhranına saik sebeplerden bir kısmı mühimmini de bu teşkil etmiştir, denile bılir. Hulâsa bugün Şark'ta yapılacak daha çok işlere rağmen şayani memnuniyet bir salâh vardır. Bunun Müfettişi umumilik teşkilâtile hükumetin yakından murakabe ve idare tarzında gösterdiği muvaffaklyete medyun olduğunu kabul etmek gayet tabiî bir düşüncedir^ zabitligile vazifei askeriyesini ifa eden Fehmi Koplay B. ile Bekçi Hasan ve Şevki Efendilerin cenazesini dün Menemen'de ihtifalle icra edilmiştir. Merasime saat 12 de başlanmıştır. İzmir'den giden Türk Ocağı, Muallimler Birliği heyetleri, İzmJr meb'usları, vali ve belediye reisi ve muallim mektebi izcileri ve Manisa'dan gelen Fırka kumandanı Cavit Pş, ve maiyetleri, etraftan gelen heyetler, Menemen askerî ve mülkî erkânı, bütün mektep talebeleri, jandarma ve askerî müfrezeler, kadın ve erkek bin lerce halk büyük şehitlerin cenaze merasimine iştirak etmişlerdir. Şehitlerin cenazeleri Menemen memleket hastanesi tarafından teçhiz ve tekfin edildikten sonra şanlı bayrağımızla sarılarak Menemen'e bir çeyrek saat mesafedeki kabristana kadar götürülmüştür. Cenaze alayı şu sırayı takip etmiştir. Asker, elli kadar çelenk taşıyan asker, cenaze otomobilleri, meb'uslar. Vali Pş. ile Manisa Fırka kumandanı Cavit Pş., memurin ve zabitan, maarif mektepleri ve muallimler, ahali. Kabristanda tekfin merasimi ikmal edildikten sonra genç bir mülâzim ve onu takiben üç zat tarafından şehitlere ithafen beliğ nutuklar irat edilmiş ve aziz şehitlerin hatıraları yad ve tebcil olun muştur. İzmir 25 (A.A.) Menemen hâdisesi haydutlarının reisi sahte Mehdi Derviş Mehmed'in vektile yüz elliliklerden Çerkez Etem'le çalıştığı ve ondan sonra Yunan'hlara hizmet ettiği tesbit olunmuş tur. katil davası rüyet edildi Urfa'da münteşir Millî gazete Noel münasebetile sattlan çamlann gahibi Kâzım B. hudut ve ziraat civar vilâyetlerden getirildikieri vaziyetlerini izah ediyor anlaşıldı Noel ve Yılbaşı için satılan çamlarm öteden beriden kopanldığmı yazmış ve bunun siddetle men'ini istemiştir. Alâka'dar makamat bu hususta şiddetli hareket etmeğe başlamıştır. Fakat yapılan tetkikat neticesinde bu çamlarm civar Vilâyetlerden getirildiği anlaşıl mıştır. Bunun üzerine orman mudiriyeti bu çamları müsaadesiz kesildiği için müsadere etmiştir. Bu suretle müsadere edilen çamlarm adedi 550 yi bulmuştur. Müsadere edilen çamlann ya satılması veya imha edilmesi lâzımdır. Fakat bu çamlnn imhasından bir fayda melhuz olmadığından bunlar müzayede ile satılmış ve 900 lira hasılat elde edilmiştir. Bu para devlet kasasma varidat kaydedil • miştir. Satılığa çıkarılan bu çamlann diğer çamlardan tefriki için üzerlerine mühür vurulmuştur. Bu muameleden hem dev let hazinesi 900 lira kazanmış hem de ruhsatsız çam kesenler mallan müsadere edilmek suretile tecziye edilmişlerdir. Şehirde de çam kesenler görülmüş ise de bunlar da menedilmiştir. Esasen bir kimsenin kendi bahçesindeki çamlan da ruhsatsız olarak kesmesi memnudur. Adalar'daki çamlann kesilmemesi için bekçilere sıkı tenbihatta bulunulmuştur. Dünkü nüshamızda Noel münasebetile kesilen çamlar hakkında bir fıkra mün deriçti. İstanbul Vilâyeti, hayret ve takdire lâyik bir sür'atle dün bu yazıya ;u cevabı gönderdL Kırtasiyecillk ltibarlle gösterilen bu sür'atten dolayı Vilâyeti tebrik ederiz. İşte tezkere: «Gazetenizln 25 kânunuevvel 930 tarihli nüshasının birinci sahlfesinde soruyoruz. Çamlar mahvolmaktan böyle mi kurtan lacak serlevhası altında okunan fıkranın bazı noktaları tenvir ve tavziha muhteç bulunduğu anlaşümıştır. Beyoğlu'nda mühürlu olarak satılığa çıkarılan çam ve küknar fidanlan şayani isticaç Orman vesaikl ibraz edilmemesinden ve yahut îb raz olunan vesaike muhalif zuhur etme sindennaşi zapt ve müsadere olunarak hazine namına satılmasına müsaade edilmiş ve müteahhitleri tarafından mahreçle rinden istihsal olunan muntazam Orman tezkerelerile getirilmiş dal ve fldanlardır. Bunlarm diğerlerinden tefrikl için verilen emir üzerine Seynisefer idaresince mühürlenmlştir. Şehir dahilinde hususî bahçe İerden kesilerek satılığa çıkanlmış olan fidanlar mezkur fıkrada da bahsolunduğu gibi yabani ağaçlann aşılanmasına dair olan 1528 numaralı kanunun 23 üncü maddesine tevfıkan tanzim olunan zabıt varakalarile toplttınlarak eshabı hakkında takibatı kanuniye yapılmak üzere sulh mahkemesine tevdi edilmektedir. Harieten muntazam vesaikle getirilmiş olan çam ve küknar dallannm satıştan men'ine imkânı kanunî olmadığı gibi müsadere olunanlann da hazine namına satılması gene kanun iktlzasından bulun muştur. İs. V. M. Fazlt Müddeiumumi Kara Hüaeyn'i öldüren Polis Ahmet Efendinin mahkumiyetini ittedi Bundan bir müddet evvel Fındıklıda sandalcılık eden Kara Hüseyin isminde şahıs, polis memuru Ahmet Ef. tarafından tabanca feurşunile öldürülmüş, Ahmet Ef. Ağırceza mahkemesine sevkedilmişti. Bu muhakeme dün hitam bulmuştur. Evrakı davadan anlaşıldığına göre sandalcı Kara Hüseyin ile sandalcı Bahaettin bir mes'eleden dolayı kavga etmişlr, Bahaettin, Kara Hüseyn'i taşla ve bıçakla yaralamış ve kaçarken Kara Hüseyin de kendisini takip etmeğe başlamıştır. Bu sırada nokta bekliyen polis Ahmet Ef. Kara Hüseyn'e durmasını ih tar etmiş, fakat mecruh bu ihtara riayet etmemiş. Ahmet Efendi de tabancasını çekerek Kara Hüseyn'i öldürmüştür. Maznun, istintak hâkimi tarafından on beş sene hapis cezasını istilzam eden 448 inci madde delâletile mahkemeye sevkedilmişti.Müddeiumumi dün iddiana mesini denneyan ederek hftdisei katilde kasdolmadığından maznunun, beş sene hapsi müstelzlm olan 452 inci madde mucibince tecziyesinl istemiş, muhakeme karar için talik edilmiştir. Zavalh Kublay nastl şehit oldu? Hainlerin inadı Mürtecilerin tekkesi Bu sırada halk arasından İleri atılan genç zabit Kublay Bey: < Bu nasıl şey? Haydl buradan çekilip gidin.. Demiş ve şerirlere nasihat de etmiştir. Fakat sahte Mehdi zabite kâfir dininden çıkması tavsiyesinde bulunmuştur. Kublay Beyle Derviş Mehmet arasında münakaşa olurken avenesinden birisi zavallı Kublay'a ateş ederek yere düşürmUştür. Mel'un Derviş derhal Kublay'ın üzerine çullanmış ve kama ile boğazından kesmeğe başlamıştır. Hain herif zabitimizi gâvur niyetine kesmekte olduğundan şehit mülâzim: « Ben de Müslümanım» diyebilmiş. Fakat hunhar mürteci: « Asilerin akibeti işte böyledir!» diye bağırarak gencin kafasını vücudünden ayırmış ve zavallı gencln kanını içerek: « Kan haramdır amma bunun kanını içmek helâldir» diye söylenmiştir. Şehit Kublay'ın kafasını bayrak direği üzerinde gördükleri zaman oradaki halk ta heyecan, nefret ve dehşet son dereceyi bulmuştu, lâkin müsellâh hainlere bir şey yapamıyorlardı. Merhum Kublay Bey îzmir muallim lerindendi. ihtiyat n b i t i olarak kıt'ada hizmet ediyordu. Vak'a üzerine gönderilen jandarma müfrezesini takiben Menemen'dekl askeri kıtaattan kuvvet geliyor ve halk siddetle alkışlıyor. Bunu kendilerini takdir eden bir birlik tezahürü sayan şerirler «vurun hainleri!» diye bağırmağa başlamışlarsa da zabıtamn demir çemberi kendilerini mhasara edlnce işi anlamışlardır. Şaküerin bulunduğu Hasan ağa camii çevrilmişti. Etrafa haber vermek üzere minareden silâh atan müezzinin ateşi üzerine şakiler de jandarmaya yaylım ateşe başlamıslardır. Teslim olmaları teklifinc cevap bile vermemlşlerdh*. Bu arada sahte Mehdi Mehmet: Korkmaym Mehdii Resulullah kurşunla ölmez. Bana kurşun geçmez. Dayanın» diye avenesine kuvvet vermiştir. Müsademe devam ediyordu. Şaki Derviş Mehmet de yere yuvarlandı. Fakat mel'un herif geberip gidlyordn. bir taraftan da bagınyordu: Mehdii Resul ölmez, ona silâh para etraez, ona kurşun işlemez!. Bu sözlerin nihayetinde de kan içinde canını teslim etti. Dün yazdığımız gibi yarım saat süren musademenln sonunda şakilerden üçü ölüyor biri ağır, biri hafif yaralı olarak kalıyor, ikisi de kaçmağa muvaffak oluyor ki, evvelki gün bunlar da yakalan mıştır. Şerirlerin üzerinde esrar çıkmıştır. Tahkikata göre bunlar Menemen'e geldikleri sabah bermutat kafalan esrarla doldurmuşlar ve şehre öyle girmişlerdir. Ankara 25 (Telefonla) İzmir'den ahnan malumata göre Menemen hâdisesi etrafında tahkikata devam edilmektedir. Manisa meb'uslarının ifadesine nazaran hâdiseyi ika ve çeteye riyaset eden Derviş Mehmet evvelce Manisa beldiysinin evlenme memuru imiş.Mefsedetkârane fikirleri ögrenilince Belediye işten çıkarmış, fakat hain tezviratma devam etmiştir. Eski vali zamanında, iğfal ettiği bir kadın vilâyete giderek valiyi görmüş ve demiş ki: « DUn gece rüyamda filân şeyhi gördüm. Tekkeci kapatıldı. Haydi ona müsaade edilmiyor, bari açılsa da namaz kılmsa!» Vali kadını derhal adliyeye vermiş, tahkikat Derviş Mehmed'in parmağını meydana çıkararak aleyhinde takibat yapılmıştır. Akşam gazetesinin Ankara'dan aldıği habere göre Dahiliye Vekâleti dün gece, geç vakte kadar Menemen hâdisesi hakkında muhaberatta bulunmuştur. Dahiliye Vekâleti ahnan haberleri tsmet Paşaya bildirmiştir. Gazete hâdisenin sureti vukuunu ve sebeplerini araştıranlann Fethi Beyin fırkasmı teşkil ederken seyahati esnasında bir tekkeye misafir olmasmı yapılan hatalar arasında saydıklarmı ve bilhassa Menemen hâdisesi Balıkesir havalisinde bu fırkanın teşekkülünde yapılan yanhş propagandaların tabiî neticesi addedildiğinl yazmaktadır. İzmir Vilâyeti evvelki gün öğleyin ve akşam iki resmî tebliğ neşrederek Menemen hâdisesini naklettikten sonra, inzibatî tedabir ahndığını tahkikatın başladığını, şehit mülâzim ve bekçi için valinin, Maarif ve gençliğin iştirakile büyük bir ihtifal yapüacağını halka bildirmiştir. İzmir 25 (A.A.) Menemen'de mür teciler tarafından şehit edilen Menemen ilk mektep muallimlerindeniken ihtiyat Garsonu öldüren Behiç Beyin muhakemesi Çamlara dair bir tavzih ' Kuvvetler geliyor Köylerde inzibat Üsküdar'da Safa gazinosunda garson Aleksan'ı öldürmekle maznun Behlç B. in muhakemesine dün devam edilmiş, Şahit olan Melahat H. isminde bir hanende dlnlenmlştir. Melahat H. hâdise gecesi maznun ile beraber olduğundan bu şehadete büyük bir ehemmiyet atfedUiyordu. Fakat Melahat H. kat'I bir şey söylememiş, yalnız o gece Behiç B. ve arkadaşlarile beraber Kadıköyü'nde bir gazinoda eğlendikten sonra Üsküdar'a geldiklerini, bahçede bir kameriyede o turduklanm, bu esnada bir tabanca patladığını, fakat tabancanın kimin tarafından atıldığını görmediğini bildirmiştir. Bazı şahitler gelmemişti, bunlann celbi için muhakeme talik edilmiştir. Müsademe başltyor Pangaltı'da Belvü bahçesinde Şekure Hanımı öldüren kamarot İzzet Beyin muhakemesine dün devam edilmiş, müdafaa vekill tarafından müdafaası yapılmıştır. Muhakeme karar için başka bir güne kalmıştır. Şekure H. ı öldüren İzzet Bey Şehitlenn cenaze alayı Şehir rehberi yapılıyor Şehrin muntazam bir krokisi ile sokak isimlerini havi bir rehber yapılması Şebir Meclisi tarafından Belediyeden te menni edilmişti. Belediye bu hususta hazırlıklara başlamıştır. Esasen evvelce de bu iş için bazı hazırlıklar yapılmıştı. Yapılacak rehber de herkes istediği sokağı kroki üzerinde bulunabilecektir. Her nahiyenin plânı ayn bir sahifede yapılacak ve sokaklar rakam ve harflerle gösterilecektir. Bundan başka kazalann mufassal haritalan da ayn ayn yapılacaktır. Yalnız Üsküdar ve Kadıköy'ün ka dastrosu yapılmadığı için bu hususta müşkülât çekilecektir. Maamafih rehber bir kaç aya kadar bitirilecektir. Esrar kuvveti nri? Bakırköy intihabatı Vöiayette Almanya'daki komünistlerin ve faşistlerin arzu ettiği bir tarzda muahedeler rededdllecek olur ise bunun aKibet* Saatı* ü. bir Avrupa harbi olacaktır. . Bunun için M. Curtius tedrıcî bir surette çalışılmasım istiyor. Bugun Avrupa'nın vaziyeti vahimdir. Sulh muahedeleri ya | pılır iken galip devletlerden her birinin [yalnız kendi menfaatini gözederek yakın ve uzak istikballeri düsünmemiş olmaları Avrupa'yı bugünkü uçurumun kenarma getirmiştir. Avrupa'yı harpten ve anarşiden kurtaracak yegâne çare Fransa ile Almanya'nın yekdiğerinin hayati ihtiyaçlarını nazari itibare alarak uyuşmalanndadır. MUHARREM FEYZİ Mülkiye müfettişleri tarafından tetkik edilmiş olan Bakırköy intihabatına ait rapor Dahiliye Vekâletine gönderilmlş tir. Bakırköy intihabatmda yolsuzluk vaki olmadığı anlaşılmaktadır. Pul müsabakası Menemen'den evvei neler yapmışlar Derviş Mehmet kimdir? İrtica şerirleri Menemen'e gelmezden evvel Kese köyüne uğrıyarak cuma namazı kılan halka va'za başlamıslardır. Devriş Mehmet elinde silâh, menbere rıkmış, avenesine kapıyı pencereleri tutturmuş ve uydurma Mehdi söze başla mış: « Her taraf 70 bin kişi ile sarıldı, izmir ve İstanbul'u da aldık, Öğleye kadar hepiniz bu bayrak altında toplanacaksmız, yoksa mahvolursunuz! j> Ayıntab'ın kurtulusu Kurtuluşun 9 uncu yıldönümü dün coskun merasimle tes'it edildi Hainler bundan sonra sabahleyin er • kenden Menemen'e dahil olmuşlar ve namaz kılmak bahanesile bir camiye girmişlerdir. Aradan beş on dakika geçtikten sonra cami içinde duran kelimei tevhit ve «İnna fetahnaleke» yazılı bayrakları alarak hükumet önüne gitmişlerdir. Bu müsellâh zır deliler orada bulun an halka (Mehdii resul) ün geldiğini söylüyorlardı. Hükumet civarmda bulunan camiin müezzinini sıkıştuarak kendisine bazı telkinatta bulunmuşlarsa da raüezzin kabul etmemiştir. Nihayet bunlardan biri elindeki tüfeğin namlusu ile dürterek: Menemendeki hâdise nasıl başladı? Bugün de, yeni posta pulları müsabakasına iştirak eden re»«am Niyazi Beyin modellerini dercediyoruz. Dört nümuneNiyazi B. in den soldan binütmtnen rinci ve ikinci Gazi Hz. nin portrele rini, üçüncüsü Türkiye Cumhuriyet» remzi içinde harf inkılabının içareti olarak alfebemizin harflerini, a^ağıdaki de ziraat ve ekin manzarasını göstermektedir. Hâdiseden çıkanlan tefsirler Müezzin efendi sen galiba İslâm değilsin. Bir kelimei şehadet getir bakahm. w " Demiştir. Bu tehdit üzerlne müezzin. korkmuş ve karşılannda bittabi titre meğe başlamıştır. Bunlar nihayet müezzini tehdit ile onu onlerine katmıslar ve hep birden camiye girmişler ve işte bundan sonradır ki bayragı alarak dışarı çıkmışlardır. SUâhlı adamların kendi aralannda bilhassa Arapça konuştukları etrafta kulak verenlerin ne demek i«edikelrini anlam&larına mâni olmoştur. Tam bu sırada ortalıgı bir vaveylâya vermişler ve tekbir getirmeğe başlamıslardır. Bu tekbir sadaları üzerine civardaki evlerde bulunanlar hep dışarıya fırlamışlardır. Bn suretle hükumet cl varma epeyce bir kalabalık toplanmış bnlnnnyordu. Bu yedi kişinin arasından ihtiyar biri iki elinl kaldırarak bir An» Dünkü meranmde haztr bulunanlardan bazdarı Gazi Ayıntap'lüar ve hemşerileri dün saat 14 te Cumhuriyet Gençler mahfili müsamere salonunda çok samimî bir merasim yapmışlardır. Merasimde Ayıntap müdafaası kahramanlarından Arslan ve Dr. Fahri Can Beyle diğer müdafiler, bir çok malum şahıslar hazır bulunuyorlardı. j, Ayıntap'U Tevfik B. ufak bir mukad deme yapmış ve Ayıntap şehitlerinin ruh lannı taziz için iki dakika ayakta durulmuştur. Evvelâ hukuk fakültesinden Mithat B. Ayıntap harbinin tarihçesini yapmıştır. Sonra Tıbbiyeli Muzaffer Canbulat B. İzmir Vilâyetinin tebliğleri Cenaze alayı çok heyecanlı bir hitabe irat etmiş, Dr. Kilisii Eifat B. Ayıntab'ın tarihteki kıymetinden bahsetmiştir. Bilhassa Kâzım Sevinç B. heyecan içinde şunlan söyle miştir: «Fransız'lar Ayıntab'ı Verdon'a benzetiyorlar. Halbuki hiçte öyle değildir. Fransız'lar Verdon'da çelik ile çeliğe. topla topa mukabele etmişlerdi. Ayıntap ise toplara kalplp. çeliğe göğüsle karşı koymuştur.» Şurayi Askerî Kâzım Sevinç Beyden sonra Nail, MusYakup Şevki, Cevat, Fahrettin Paşatafa Beyler tarafmdan Aymtab'a ait yalar yakında toplanacak olan Şurayi Aszılan bir kaç şiir okurynuştur. Saz heyetinin bir kâç parçasüe mera keriye iştirak için Arikara'ya gitmişlerdir. sime nihayet verilmiştir. Gazetemizin 20 kânunuevvel tarihli nüshasmda (Tasarruf haftasma riayet edilseydi) başlıklı bir yazıda, haftalik bir mecmuanın verdiği habere istînaden, ytiiv tayin edilen 40 hariciye memuruna elbise yaptırmak üzere bin ve iki bin lira arasında kredi açıldığı ve bu paranın nakten verilmeyip Beyoğlu'nda bir ecnebi mağazadan eşya almak şartile havale edildiği yazıüyordu. Hariciye Vekâleti dün bize bir tavzih göndererek böyle bir paranın ne verildiğinin, ne de bir ecnebi mağazasına tavassut edildiğinin doğru olmadıgını blldirraektedir. * Zaten biz bu haberi İstanbul'da münteşir Köroğlu gazetesinden naklen al mıştık. Binaenaleyh haberin aslına cevap vermek zarureti ona aittir. Eğer Köroğlu mütemmim bir şey yazarsa hakikatin tavzihi namına onu da yazarız. Hariciye Vekâletinin bir tavzihi