Camfiarîyef Ismeî: Paşanın evvelki gün Mecİiste irat ettiğî nutkun metni ~••" "•»••HiıııııııııiiiıııijiıınıımnııııımuiHiı • • •' Ziraî bahisler Topraklarımızın J gübre ihtiyacı O Ticaret menbaları Bezugsçuellen Nachtveis Gazetemiz karilerine bir hizmet olmak üzere doğrudan doğruya memleketimiz tüccarile münasebete girmek arzusunda bulunan Avrupa jmüesseselerinin isimlerini mamu lâtlarına nazaran tasnif ederek, man tazaman neşretmek üzere bir sütun laçmıştır. Bu suretle büyük bir ihtiyalca cevap verdiğimizi zannediyoruz. Ankara 3 (A A.) Başvekil İsmet Pş. Hz. B. M. M. nin dünkü içtimaında S. C. F. lideri Fethi Beyin hükumetin programı hakkmdaki tenkitlerine cevaben aşağıdaki nutku irat buyurmuşlardır: Muhterem efendiler, Karşı taraf lideri Ali Fethi B. in H. F. programı hükumetin icraatı gibi muhtelif vesilelerle söyledikleri sözlerde hakikaten güzel şeyler buldum. Çok mahirane takdirler politika tuzakları vardır. Biz de epeyce gün ve tenkitler görmüş olduğum için güzel tenkit zannettiğimiz bu tuzaklan ve oyunlan birer birer tehir etmekten kendilerini zevki yap edeceğimizi zannederim (Alkışlar ve bravo sesleri). Evvelce Meclis niçin toplanmış, bunun sebebi hakkında kendilerini bir türlü kâfi derecede ikna edemiyorum. Meclisin toplanması resmen ve âlenen neşrettiğimiz kararname ile milli paranın kıymetini korumak için alınacak hususi bir tedbire taalluk ettiğini tasrih etmiştik. Fakat nazarlanndan kaçmış olacak. O kararnamede bu vesile ile B. M. M. günün siyaset mes'elelerini memleketin vaziyetini mutalea için de fırsat vermiş olacağımızı kaydetmiştik. Bunun için bütün harekâtımızda evvelden ilân ettiğimizden başka bir tarz yoktur. Para mes'elesi için Meclisin toplanmasına hakikaten lüzum var mıydı? Kendilerine vereceğim malumat mut main eder zannederim. Türk parasmın fazla yükselmesine karşı Meclisi toplamadan bir karar ittihaz etmeğe hüku metin salâhiyeti var mıdır? Bunu âriz ve âmik tetkik etmiştik. Şurayi De\let Reisi Meclisin bütçe encümeni reisi ve Meclis Reis vekili ve şimdi hükumete dahil olan arkadaşlar ve eski Vekiller daha ben Sıvas'a gitmeden evvel ve Sı vas'a gittikten sonra defatla toplandı. Hariciye hukuk müşavirleri iştirak ettiler. Vaziyetleri ve adları bu kadar belli olan zatlar birer birer mütalea edilerek verilmiş bir neticenin her hangi bir politika oyunu addedilmesine imkân yoktur. Hakikat budur. Böyle kabul etmek lâzımdır. Görüyorum ki bu toplanma münasebetile hükumetten bazı Vekillerin çekilmesi S. F. nın faaliyeti eseri olmak sebebile kendilerini iftihara müstağrak etmiş. Eğer Vekil çekilmesinden çok hoşlanırlar ve fikir münakaşalan karşısında çok dermansız kalırlarsa bana haber versinler bizzat istifa eder, kendilerine sevinmek, bililtizam fazla sözlerden âzade olarak sırf işe taalluk eden kısa, musarrah maddeler üzerinde arzettiğim hükumet programından bahsederken bunun haricine çıkmaları memlekette alâka uyandırmış bu türlü vaziyetten Halk Fırkasınm teşkilâtını mutemetle rin bir daha tesrih etmek için fırsat görmüş olmaları hazin bir manzaradır. Kendileri kabul etmelidir ki Serbest Fır kanın vücude gelmesinde biz samimî olarak teşvik gösterdik, elimizden gelen yardımı yapmağa çalıştık. Kendileri de bir fırka lideridirler. Bir fırkanm idaresinde bilhassa başında bulunan adamların noktai nazarlannı fırkanın mesleği ve temayülü için bir miyar olmalrjâ Bimdır. Eğer böyle telâkki ederse daha ilk tenkit nağmelerini ve propaganda larını yazarak meydana çıktıklan za man benim kendi fırkaları hakkında ittihaz ettiğim tavır ve hareketi derhatır ederler. Dedim ki Serbest Fırkanm meydana çıkması böyle bir fırka teşekkülü siyasî hayatımızda mühim bir tekâmül safhası olacaktır. Bundan fazlasını yaptım. İlk günlerde dahlî ve haricî siyaset aleyhinde malî, iktisadî bütün yap tıklanmızın milleti içinden çıkılmaz bir çıkmaza soktuğu ittihamma karşı tam bir ay sesimi çıkarmadım, Bilmecburiye Sıvas'ta nutuk söyledim ve ondan beri de hiç âöylemiyorum. Her gün memleketin her köşesinde, her gazetede arka daşlanm diye kendilerini şerefyap ettikleri gazetelerinde her gün fırkamız, hükumetimiz, şahıslanmız hakkında türlü neşriyat devam etmektedir. Hiç sesimi çıkarmadım. Eğer benim kadar müte hammil olurlarsa fırka hayatında, polilika mücadelesinde çok tekâmül yapabiliriz. temenni ederim ki benim kadar mütahammil olsunlar. Halk Fırkasmdan [ bahsederken zabıta vukuatmı andıran bir çok teferruattan bahsettiler ki bu yolda benim kendilerini takip etmeme imkân yoktur. Eğer bizim fırkada iseler mazbut adamlar olurlarmış ve eğer biz"den çıkar da kendilerine girerlerse derhal şereflerine nakise gelebilecek isna'data maruz kalırlarmış. Bu hükmü ne reden çıkardılar. Derhatır ederler ki İC. H. F. nm hükumeti B. M. M. doğru yoldan sapmış mutemetleri değil, Vekilleri bile yerinden kaldırarak hapisaneye atmıştır (Alkışlar). '] Memleketin şu köşesinde, bu köşesin<ie mutemet, mümessil veya fırka teş kilâtırra tabi her hangi bir zavallı adamm hatasmı bize, hükumete, rejime, rejim tabirini kendileri kullanmadılar. Bütün bu teşkilâta isnat etmek zayıf anlayıştır. Bunları yapabilmek için bizden maada bir muhatap bulmak lâzımdır. Biz asla kusur tutmayız. Biz kusurgördüğümüzü behemehar iftiharla mahkum ederiz. Bu bildikleri siyasî mücadelenin safahatmda bizim kadar dürüstlük ve dürüst olmıyanlara karşı bizim kadar şiddet gösterirlerse kendilerini şimdiden tebrik e derim. Bunlar öyle davalardır ki her defa itham ve isnat yapabilir ama böyle davalarda ahlâk dürüstlük ittihamı bize ya pılmaz. (Alkışlar) Fethi Beyin barem kanunundan r^cuu hakikaten mahiranedir. Memurin maaşlarında teadül kanunu üzerindeki ilk münakaşayı biz mi çıkardık. Bu bizim yaptığımız bir kanundur. Tetkik oluna cak bir mes'eledir. Diye hatta bize taraftar olan gazeteler tarafından mı tahrik olundu. Asla ilmi şöhret sahibi olmak vaziyetinde buhınan arkadaşları sureti mahsusada tenkit olunacak bir mevzuumuzda diye teadül kanununa temas ettiler. Maahaza kendileri de ufakta olsa bu teması büsbütün selbetmiyorlar. Emsal ve nisbetinde düşüneceğimiz ve tetkik ede ceğiz manasile şimdiye kadar vaki olan bütün neşriyatı teyit ediyorlar. Ve tekrar mevzuu bahsedeceklerini söylüyorlar. Anlıyorum, evvelce mevzuu ba his buyurdular ki maaşların teadülü kanununda rütbeli büyük makam sahibi olan •zevata küçüklerden daha fazla zam yapılmış, politika manavrası için hakikaten güzel mevzudur. Fakat böyle manavralı mevzulfîr bulunduğu yerde tutunmak için şuna ve buna memnun etmeğe ne çare bulacağım diye dermansızlıktan dizleri titriyen adamlara karşı yapılır. Biz doğru gör düğümüz tek başımıza kalarak gene doğru diye ısrar ve sebat edecek adamlarız (Bravo, alkışlar). Hayır efendim, büyük memurlara yapılan zam haksız değildir. Küçük fefahını ve ihtiyaçtan müstağni olma lannı biz daima düşündük^ Fakat burada daima ihmal gören ve böyle demagojiye zayıf olan adamları kor kutmak endişesile ortaya sü rülen küçük memurlar manevrasın dan dolayı büyük memurlar hakikaten çoktan beri dağdur kalmışlardır. İnsafla düşünmez misiniz kırk senelik bir memur ömrünün son zamanlarında altı yüz lira bir maaşı çok mu görürsünüz. Muarız arkadaşlar insaf ile kendi maişetlerini temin etmek için ellerine geçip sarf paraların miktarlarını düşünsünler. Birinci dereceden maaş alan büyük memurlar memleket içinde nihayet on kişi kadardır. Bunlara altı yüz lirayı çok görmesinlre. (Bravo sesleri, alkışlar). Bu devletin idare heyeti kırk sene bir meslek uğrunda sağlam ihtisas kesbetmiş adamların omuzuna dayanır. (Bravo sesleri). Memuriyet hayatı genç efendilerin istikbalini başka bir maişette aramalan için üç gün oturacaklan bir menzil noktası değildir. Eğer büyük memurları terfih etmek esasmdan vaz geçerseniz devlet idaresinin büttin memurlarını genç ve çalışkan zamanlarını esaslı maişet ve meslek bulmak için israf etmek mecburiyetine düşürmüş olursunuz. Bundan devlet batar. Büyük memurlarımız ne kadar kuvvetli, ne kadar mütehassis , ne kadar politika cereyanlarından ve her şeyden âzade olursa devletin temeli de o kadar sağlam olur. Tekaüt kanununun münakaşasında bir tuzaktan sakmdılar ve diğer bir tuzağa mahirane bir surette ayağımızın altına kaydırdılar. Sakın dıkları tuzak meb'usular için de tekaüt hakkında sahip olup ta bu tekaütlük, meb'usluk ı.ıüddetince temdit oluna ceği mevzuuna temas etmeleri ve yahut nakıs temas etmeleridir. B. M. Meclisine senelerdenberi aza olanlar bilirler. Memur iken meb'us olanların tekaüt maaşmı almalan dün veya bugünün mes'elesi değildir. Bizim burada faal politika yapmadığımız zamanlarda cephede çalıştığımız vakitlerde Millet Meclisinin kabul ettiği kanun lar böyledir. Bu usulde tekaütlerine karşı her hangi bir itiraz ve izahatı hangi zabıt ceridesinde görebiliriz. Lütfen gösterirler mi? Vekillerin tekaüt maaşını müdafaa etmeğe bizi mecbur etmeleri hakikaten mahiranedir. Maliye vekili arkadaşımız beyanatında bunları birer birer mevzuu bahsetmiştir. Bu mes'eleye arkadaşımın söyle diği gibi vazifeten temas etmek zaruretinde kaldık. Yoksa burada kendi tekaüt maaşlanmızı müdafaa etmek gibi bir vaziyete girmekten itiraz ederdik. Maahaza kendilerine bu imkânı yeniden vâsi mikyasta vereceğiz. Millet Meclisinin doğrudan doğruya kanun teklif etmek salâhiyetine maliktirler. Teklif buyursunlar. tekaüt maaşları mızı muhafaza etmek lâzım olduğunu isbat etmek için asla emek sarfetmek niyetinde değiliz. Maliye Vekili bu mes'elede vazife şevkiledüşündüklerini söylemek mecburiye tindedir. Traktor ve çiftçi hayvanı mü nakasasında gösterdiklerini hepsinden daha eğlenceli ve daha mahirane bir manevra bulacaksmız. Ben programımızda traktor vergisi hakkında bililtizam bir şey söylemedim. Programı okuup indikten sonra traktor vergisini ne yapacağımızı sordular. İnsanlar ne kadar dikkatli olsalar safiyane bir itimat ile musam mem bir oyuna karşı kendilerini koru mak için eksiklik gösterebilirler. Çok gü zel traktor için ne yapacağımızı sordunuz ne için çiftçi hayvanı için ne yapacağını zı sormadınız. Bililtizam traktör vergisini ehemmiyetsiz bulduğumuzu ve lâğve deceğimizi bana bhsetmemiş olmamzı bulunmaz nimet ve surette yaptıkları propaganda mahiranedir. Takdir olu nacak bir manevradır, bir tuzaktır. Eglenceli olmak için diyorum. Yoksa dü rüst değildir derdim. Eğer mes'eleüze rinde samim! olarak izahat almak istedinizse traktor sorduğumuz gibi çiftçi hayvmnı da bana sormalıydınız. O zaman diyecektim ki programda traktordan bahsetmediğim gibi çiftçi hayva nın dan da bahsetmedim. Çünkü bu mes'eleler tetkik olunmaktadır. Her ikisinin mahiyetinegöre elbete Millet Meclisinde şayanı kabul olacak bir mevzu haline getirilecektir. Biz köyler için elbette onlann menfaatine muvafık olan mes'eleleri liberl olan kendilerinden çok daha evvel düşünmüş ve tetkik etmişizdir. Mahaza bu ince oyunun tesiri ise ikisaatten fazla sürmedi. Başveki lin mütemadiyan bir tebeddül halnde olduğunu zrif ifadelerile söylemeleri çok hoşuma gitti. Hakikaten Başvekil ahval ve hâdisatın ilcasile mütemadi yen tebeddül eder. Çünkü mütemdl te kâmül mütemadî bir tebeddül şeklinde görülür. Bazı bazı bahtiyar insanlar var dır ki sür'atle kemale gelirler ve artık değişmek ihtiycından müstagni kalır lar. [İsmet Paşanın nutku dün saat 17 de Anadolu ajansı tarafındn Ankara tel grrafhanesine verildifi halde bu sabah saat beşe kadar ancak bu kadar kısmı alınabilmiştir. Bu sebeple bizzarur bu mühim nutkun mabadini yarın derce debileceğiz.] Fazla mahsul almak için millî b ir gübre sa nayiinin teşekkül ve inkişafına şiddetle ihti • yaç var dır. Biz'de şimdiye kadar cari olan halk usullerine nazaran bir toprağm iyi veya kötü olduğu hakkındaki hüküm, verdiği mahsulün az veya çokluğuna göre tayin edilirdi. Bizi mahsul noktai naza rından tatmin ve memnun eden topraklara iyi vasfını tevcih ederken onun yanı başmda, ufacık bir gayretle belki çok daha iyi olabilen topraklar tetkik nazarlanndan uzak kalmıştır. Ziraat kimyasının bütün dünya topraklan için tavsiye ettiği usuller ile topraklanmızın hakikî mahiyetini anlamak bugünkü günde, fazla mahsul almak için en lüzumlu bir ihtiyaç haline girmiştir. Millî iktisadın inkişafı için ziraî sahada vücude getireceğimiz ıslahatı esas kabul ettlksonra toprağa ehemmiyet vermek :arureti vardır. Yalnız ziraatte, mahsul almak bahsinde maraz hangi noktadadır, mes'elesi halledilmeden evvel dönümüne 67 kilo vasatiden bir dirhem fazla ıuğday almanın imkânı yoktur. Ayni sahadan Fransa bize nazaran lki misli, Almanya üç misli, bazı memleketer beş misli buğday alırken bizim topaklarımızın verimsizliği nereden neş'et îdlyor? Ziraat usullerimizdekl iptidailikliğin bu hususta en mühim rollerden birini oynadığı muhakkaktır. Fakat bu ziraî iptidailik nerede başlıyor ve nerede bitiyor, bunu tayin etmek lâzımdır. Toprağı iyi mi kanştırmıyoruz, yani sapanlanmız mı yoktur, İyi tohum mu kulanamıyoruz? Bütün bunlann yanmda ;oprak keyfiyetinin de âmil olup olmadığı tahkik edilmeUdir. İktisat programmda köylünün sapan e iyi tohumluk verilmek ve sair suretile takviyesi kabul edilmiştir. Toprağın iyi şlenmesi, iyi tohum kullanılması mahulümüzün hiç şüphesiB yükselmesini mucip olacaktır. Fakat onun başında, ;oprağın gübrelenmesi ile meşgul olmaz;ak, bunun az semeredar olacağı iki kere iki dört eder gibi kat'idir. Bizim iktisat Vekâleti merkez kimya laburatuvaruıda yapmış olduğumuz muhtelif mmtaka topraklarmm tahlili neticesi topraklarımızın mevadı gıdaiye noktai nazarından bazı noktalardan en iyi topraklarda bulunması iktiza eden miktarardan daha fazla cevhere malik olduğunu göstermiştir. Yalnız bu cevherler arasında bir nisbetin mevcut olmamasj, bunlardan istifadeye mâni olmaktadır. Bizim, muhtelif noktalara ait toprak tahlilâtından aldığımız neticelere göre istisnaî ahval bertaraf edilirse, ekseriyetle hamızı fosfor ve potası en iyi topraklarda bulunması lâzım gelen miktarda ihtiva etmekte bulunduğu ve fakat azot maddesini çok defa bir toprakta bulunması lâzım gelen asgarî miktardan daha az ihtiva ettikleri anlaşılmıştır. Uzvî maddeler de topraklarımızda azdır. Halbuki azotla, Ümüs dediğimiz uzvî maddelerin toprakta oynadığı rol pek büyüktür. Bu itibarla, bizim fikrimizce mevadı gıdaiye noktai nazarından topraklanmızın derdi azot ve uzvî maddeler üzerinde toplanmaktadır. Bu iki madde temin edilirse, bugünkünden çok mahsul alacağız. Bunlar binlerce defa tekrar edilen, gübre tecrübelerinden anlaşılmaktadır. , Azotlu ve uzvî gübreleri kullanmak bizim için bir zarurettir. Köylerde tezeğin yakılıp tarlaya atılmaması, topraklanmızdan her sene kaldmlan azotlu maddelerin iade edilmemesi, toprağın her gün biraz daha az mahsuldar olmasını mucip olmaktadır. Bu itibarla çiftlik gübresini bol bol kullanmak ne kadar faideli ise toprakta uzvî maddenin çoğalmasına badi olan yeşil gübreleri de, kullanmak o derece lâzımdır. Bundan hariç olarak azotlu sunl gübrelere de, burada ayn bir mevki vermek iktiza eder. Bu azotlu gübreleri temin için ne Şili güherçilesine ne de diğer Avrupa müstahzaratma müracaat etmeğe lüzum yoktur. Memleketin bir çok yerlerinde bulunan tabii güherçile menbalanndan istifade etmeliyiz. Kayseri, Alaşehir, Denizli ve daha bir çok yerlerimizde öyle zengin güherçile teşekkülâtımız vardır ki orada vücude getireceğimiz basit tesisatla bunlardan azaml derecede istifade edebiliriz. Çünkü bu tabil gübre menbalan, bize her hangi bir Avrupa gübresine rekabet edecek derecede ucuz malolabllir. Böyle milll bir gübre sanayii tesis edip bunun blr takım teşkilâtla takviye ve himayesine kati bir zaruret vardır. Ancak bu suretledir ki sapana ve tohuma verdiğimiz emek ve paradan azaml iatifade temin edebiliriz. Azotlu kimyevl gübreye ehemmiyet verdiğimiz gün, hatta bir karış fazla toprak sürmeğe bile lüzum kalmadan mahsulü iki misline çıkarmak, mes'ele bile olmaz. Topraklanmız hakkındaki malumatımız artık tamamen rakamlarla ifade edilebildiği için bu hususta tereddüt ettoprakta bir gıda mes'elesi bulunup bahsolunduğu zaman bu hususta azot ve meğe hacet kalmaz. Çünkü biliyonız ki uzvî maddelerden başka bir şey mtinakaşa edilemez. Bu sun'î gübre sanayii mes'elesini işlemeğe ve memlekette buna, iktisadımızın selâmeti namına, ayn bir ehemmiyet vermeğe değer. Traş makineleri ve bıçakları Rob. Middeldorf, Solingen Roth Bücbner, Berlin Tem pelhof Otomobiller Adlenverke vorm. Kleyer A. G. Frankfurt a/M. Ev ve mutfaklarda müstamel makineler Alexanderwerk A. von der NahI mer Akt Ges., Remscheid| Büyük mutfak makineleri Alexanderwerk A. von der Nahmer Akt Ges., Remscheid Bisikletler Adlerwerke vorm. Kleyer A. G. Frankfurt a/M. Hesap makineleri Thaleswerk m. b. H., Rastatt, Baden Vekili : Kurt Riedel P. K. 409 Galata Kasapane makineleri Alexanderwerk A. von der Nahmer Akt Ges., Remscheid Tesisatı fenniye'de müstamel malzeme parçalan .Breuer Werk A.G., Höchst a/M. Lokomotif su vinçleri .Breuer Weck A.G., Höchst a/M. Geniş hatlı şimendiferler için I manevra tertibati| Breuer Werk A.G., Höchst a/M. Su tesisatı Breuer Werk A.G., Höchst a/M. Fc .nî tesisatta set ve tefrik terl tibatı | |. Breuer Werk A.G., Höchst a/M. Kiremit makineleri Th. Groke A. G., Merseburg 1 Yazı makineleri I Adlerwerke vorm. Kleyer A. G. Frankfurt a/M. Elektrik fitüleri A. E. G., Berlin NW 40 I Elektrik saatleri A. E. G., Berlin NW 40 Kerim ömer Çocuklarda sinrr yorğunluğu Bazı çocuklar lüzumundan fazla hassas ve asabi olurlar, her şey • den üzülürler, bu üzüntü ve asabi yet çocuklarda asabi bir çok has tahklara sebep olur. Hastahğa mukavemetin en mühim şartı maddi manevî sinirleri sağlam tutmaktır Dimağı ve sinirleri sıhhatta tutmak için yalnız dimağî yorgunluğa mâni olmak kâfi derecede uyumak üzüntüden sakınmak maddî manevi yorgunluktan korundurmak kâf değildir. Umum vaziyeti vücudün sağlam olmasıdır. Çocuğun budala olması, kansız olması, sinirlerinin bozulmasına sebep olur. Vücudündeki her bir aza sinirleri bozar. Çocuğun sinirlerini muhafaza için yaptığı işten zevk alması lâzımdır. Çocuğu kat'iyen işsiz bırakmamalı fakat lüzumundan fazla yorulmamasına dikkat etmeldir. Sikletinin hali tabüden fazla olması lüzu mundan fazla yemek yemesi, gıdasızhğı, fena gıda, uykusuzluk, al kol gibi şeyler kullanması, temiz hava noksanı, idman yapmamak, inkibaz, göz ağrısı, üzüntü sinirleri en çok yoran âmillerdir. Yunanlılarla ilk maç Edirne spor klubü Gümülcîne'deki maçta nasıl mâğiup oldu? 1 Elektrik saç kurutma aletleri A. E. G., Berlin NW 40 IVantilâtör A. E. G, Berlin NW 40 İTurbinler A. E. G., Berlin NW 40 Radyo makineleri Gümülcüne (Hususî) Edrneifparak hasım kajesini sıkıştîrîyor, Deutsche Philips Ges. m. b. H.,| spor kulübünün futbol takımı, bu fakat gol yapamıyordu. İlk kısım Berlin W. 351 radaki Atlas Yunan kulübünün da bu suretle sıfır sıfır neticelendi. İkinci devrede takımımız, bil Tıbbî müstahzarat veti üzerine geçen gün Gümülcü J. D. Riedl E. de Haen, Berlin | geldi ve bir maç yaptı. Sporcuları hassa sağ iç, merkez muhacim, sol Britz mız istasyonda konsolos Murat, ç ve sol müdafi çok iyi oynuyor Chem. Fabrik Bayer, Leverkusen vis konsolos Rıdvan Beyler, Rıd • ardı. Bu esnada hakem esaslı bir van Beyin refikası ve kerimeleri, sebep yokken sol iç EşrePi oyun | Elektrik ampulleri kâtip Haydar, dokuzuncu tâli mü dan çıkardı. Bunu müteakıp top Osram G. m. b. H. Berlin O 17. badele komisyonunda murahha bizim kalenin önüne kadar geldi. sımız Refik Cevdet Bey ve kâtibi Yunanlıların bir oyuncusu sol müile büyük bir hlak kütlesi tarafın daf iimizi âdeta elile tuttu, diğer oGazi'nin vecizeleri yuncu topu âdeta elile kaleye sokdan istikbal edildi. Cem ve telfik eden Konsolosanede ufak bir hasbi • tu. M. Agâh Burada hakem çok tarafkirane halden sonra Gümülcüne Türk «Cumhüriyet» gazetesi mes'ul müdürü gençleri birliğine gidildi, burada hareket etti, bir çok itirazlar oldu. bir öğle ziyafeti verildî. Sporcula takımımız protesto makamında on Eser, Büyük Gazi'nin ayakta rımız otelde bir müddet dinlendik dakika sahayı terketti. On dakika ten sonra saat 4 te stadyoma gidil sonra tekrar maç başladı. Bu de üç renkli bir tasvirleri, muhtelif di ve maç başladı. tskeçe ve Dede fa oyuncularımızda göze çarpan zamanlarda muhtelif vazife başağaç'tan gelen bir çok halk maçta bir durgunluk ve nes'esizlik vardı. larında, at üstünde, istirahat hazır bulunuyordu. Biraz evvel ilk Biraz sonra sol müdafi topu elile halinde, Başkumandan kıyafetu defa buraya bir Bulgar takımı gel tuttuğundan penaltı verildi. Ve diği zaman iki takım sahaya mu Yunanlılar ikinci gollerini de yap le, Büyük Millet Meclisi Reisi ve Reisicumhur halinde alınmış zika ile çıkmış, muzika Bulgar ve tılar. Oyun 20 neticelendi. Yunan marşlarını çalmıştı. Bu deGece Yunan sporcuları oyuncu diğer altı kıt'a resimlerile de fa her nedense muzika yoktu. larımızın şerefine bir ziyafet ver tezyin edilmiştir. * Saat 4 buçukta sahaya ilk defa diler, geç vakte kadar dansedildi. Karilerimize ve okuma yazma Korku çocuğun sinirlerini bozan Yunanlılar, sonra bizim takım çık Ertesi gün de takımımız avdet etbilen herkese bu eseri, bu hakien fena şeydir, fazla hassasiyet ço tı. İskeçe ve Dirama'dan getirdik ti. ki inkılâp tarihini ehemmiyetle Mağlubiyetimizde hakemin tesiri cuğu asabileştirir, çahşmasına mâ leri beş oyuncu ile takımlarım tak tavsiye ederiz. olmakla beraber oyuncularımız da viye etmişlerdi. ni olur, bu sebeple çocuğu korku Eser kitapçılardan ve «CumOrtada mutat merasim yapıldık yorgundu. Çocuîtlzr Kuleliburgazve üzüntüden vikaye etmek lâzım tan, bayraklar hediye edildikten da, Dedftipfl^'t? Virer gece kal huriyet» matbaasından tedarik dır. Çocuğu cesur yapmak sjhhatini sonra maç başladı. Bizim oyuncu mışlar ve Gîimülcüne'ye geldikleri ı ve talep olunabilir. kazandıran en büyük âmildir. Uar bir bir i arkası aıra hücumlar ya'gün xıcç yronıışlardır.