10 Temmuz 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

10 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. mul Cumhariye* SÖN TELGRAFCÂR Mısır'da kanh çarpışmalar oldu Çok yaşamak için...) Pek ucuz bir ifâç Seyahaf hatıraları Neş'e henüz mahiyeti iyi anla • şılamamış bir felsefedir. Maruf operatör Chavasse diyor ki: Çocuklarımızı daha beşikte iken neş'eli Merkezî Avrupa'dan trenle gelirken Bulgar gümrükçülerinden bir hayli sıolmağa alıştırmalıyız. Çocukları kınte çektiğimi yazmıştım. Diğer bütün nızı daima şen, daima güler yüzlü memleketler gümrükçüleri tarafından olmağa, ve kahkaha atmağa alıs bilhassa transit yolculara gösterilen netırınız, güzel bir gülüş hem kanın aketten sonra Bulgar'ların fena muacevelânını temin eder, hem ciğer melesi insana büsbütün ağır geliyor. leri nemalandırır. Çocuklar daima Meselâ, Macar bududuna girdiğimiz ıagülmeli ve bundan maksadım sı man trenimize, Viyana operetlerinde gördüğümüz şekil ve kıyafette zabit onürıtmak değil, hayır, hayır, kahka forması giymiş, zarif, yakışıkh, sevimli halarile evin içi çın, çın ötmelidir. bir Macar gümrük memuru geldi. Komdan yaralanmıstır. Mes'ul memur Bu gülüşler yalnız onların sıhhati partımanın kapısında hazır ol vaziyeti Kahire 8 (A.A.) Mısır milliyetçilerinin içtimaı vahim hâdise lar, hemen vak'a mahallinde tah ne hizmet etmekle kalmaz, onlann alarak selâm verdi, nazik bir tebessüm, lere sebebiyet vermiştir. Sabık baş kikata girişmek istemişlerse de kı etrafında bulunanları da neş'elen tatlı bir sesle o an'anevîvekil, Nahas Paşanın otornobili po yam erbabının yağdırmakta ol dirir ve bu sayede, gam, keder, Çol revizyon! lis kordonunu yardıktan sonra as dukları taş ve sişe yağmuru karşı endişe, melânkoli kapınızdan içe thbarmı tekrarladı: kerî kordon üzerine yürümüş ve sında ric'ata mecbur olmuşlardır. ri giremez. Neş'e çok saridir ve o İstanbul'a gideceğimirt öğrenince Peşte'de kalıp kalmıyacağımızı anlamak bunun üzerine askerler süngüleri Mücadele uzun müddet devam et nun sirayetine pek az kimse mu stedi. takılmış olan silâhlarını çevirmiş miştir. Ahali bir pencerede bulun kavemet edebilir. Tatlı bir gülüş Şehri görmek için bir gün kalacaler ve ateş etmişlerdir. Bir çok kim makta olan bir polis memurunu bir lâtif bir ahenktir, musikilerin en ğız, dedik. selerin telef ve mecruh olduğu kement vasıtasile alaşağı ederek mükemmelidir. Gümrük mnameleslne tabi eşyanız zannedilmektedir. Neş'esiz çocuklar güzel de olsa var mı? esir etmek istemişlerse de kement Nahas Paşanın, refakatinde mil kopmuştur. Maktullerin adedi 6 ki lar büyük bir şey ifade etmezler. Ne aradığınızı bilmiyoruz. Bavullaliyetçilerden bir grup olduğu halde şiden ibaret olup 3 ü hükumet, 3 ü Güleryüzlü çocuklar çirkin de ol rımızı açahm, bakınız! yapmış olduğu bir ziyaret dolayısi kıyam erbabma mensuptur. 11 polis salar, sevimli olurlar, onların güler Bavuluma el uzattım. Macar gümrük le Mansure'de de bir takım hâdise ile, 13 asker yaralanmıstır. Erbabı yüzü insana çirkinliklerini unuttu memuru elile istemez! Manasına bir işaIer olmuştur. Ahali, polislere ve kıyamın 12 yarahsı vardır. Mansu rur. Eski zamanlarda hükümdar ret etti. Bizim teşekkür ederim sözüne benzer askerlere taş ve kiremit parçaları re ile civarına takriben 1700 kadar sofralarında daima dalkavuklar bir: atmakta oldueundan askerler, bir bulunur ve daima neş'e ve şetaretiki defa ihtardan sonra silâh isti polis ve asker tahşit edilmşitir. Hü le yemek yenirdi. Lycurgue Spar Teşekkerem (Lutfen) Dedi ve bir amir selâmhyormuş gibi maline mecbur olmuşlardır. Bu a kumetin vaziyete hâkim olduğu tiyat'ların umumî yemek sofrala keskin bir selâm verip çekildi, gitti. resmen bildiriliyor. Nahas Paşa tılan taş ve kiremitlerin bir çoğu rında gülme mabudunu bulundu Bu sevimli ve terbiyeli memurn, bu rıhtım boyunda kâin evlerin bal Kahire'ye avdet etmiş ve Mansure rurdu, yemeklerin lezzetini artır nazik muameleyl gör de gel Macar'ları konlarından atılmakta idi. Veft sokaklarına çıkması menedildiğin mak için içine salça ve baharat sevme! fırkası icra reisi azasından bir den tren vaktine kadar Şinnari Be koyarlar, halbuki yemeklerin lez* * * meb'us bir süngü darbesile kolun vin hanesinde kalmıştır. Pasaport muayene edeceğiz diye adazetini gülme kadar hiç bir şey temı bir gecede sekiz defa uykudan uyanmin edemez. Güle oynuya yenilen dıran Sırpiann elinden knrtulup ta rabir kap yemek, kavga ile, çekişme hat bir nefes almadan o muz'iç Bulgar ile yenilen en nefis pişmiş yemek gümrükçülerinin eline düşünce gayri iherden daha faydalıdır. Araların tiyarl akhma o Macar memur geldl. da ahenk ve şetaret bulunan in • Bulgar gümrük memuru Drogoman sanların yedikleri en basit gıda çar kasabasında Köy tamamen mahvolmuş, çabuk hazmolur. Halbuki geçim Çol revizyon! Kablnenin Avam kamarasında mağlup olmasına intizar ediliyor bir köylü yanarak ölmüştür siz insanların yedikleri yemek ne Narası ve ağır bir sarımsak kokusile kompartımandan içeri girdi. Girer gir alıp götürünüz. kadar mükemmel olursa olsun on mez de llk iş.i arkadaşımız Kemal Rifa Ver elli leva jandarmaya! Tünel mi, cehennem mi? Samsun 8 Vezirköprü'ye tabi arı usreti hazma uğratır. Londra 8 (A.A.) Siyasî vaziVe Bulgar jandarması bavulu vagontin asılı duran pardesüsünün ceplerini tstanbul'da sıcakların şiddetin yet müstakar değildir. Yarın Avam Çeltek köyünde bir yangın çıka Chamfort diyor ki gülmeden ge aramak oldu. Sonra Türkçe olarak bize dan istasyona indirmek İçin 50 leva, ayden hiç haberdar olmıyanlar, mukamarasında liberaller tarafmdan rak bütün köyü harap etti. 30 ev, çirdiğiniz günün tamamile kaybol dedi ki: nca da 10 leva bahşış aldı. Biletlerimizin üstünde forgune 60 kilo hakkak, Tünel Şirketi müdürleri malî kanun hakkındaki tadil tek 29 samanlık, 29 ambar, bir cami duğunu biliniz. Yeni eşyanız varsa söyleyln! Sonra eşya koymak hakkımız olduğu yazılı ve Emanetin şayet varsa vesaiti lifinin tevdii sırasında hükumetin yanmış, bir köylü yanarak ölmüş, Tarihşinas Hume Kral ikinci verirsiniz; çok ceza!... nakliyeye memur komiser, müdür akalliyette kalarak mağlup olma bir çok hayvanlar telef olmuştur. Edouard'ın hayatını tetkik ederken Biz, İstanbul'a gidiyoruz. Sofya'da olmasına rağmen 28 kiloluk bavullar için ve müfettişleridir. Bu sıcak havave Bulgaristan'm hiç bir yerinde kalacak nakliye ficreti olarak 82 leva daha aldı*ına întizar olunmaktadır. Tadil Hilâliahmerin yardımı istenildi. şöyle bir elyazısma tesadüf etmiş değiliz. Bulgaristan'dan transit geçiyo lar. Bavulları kendiliçinden blr hamal larda Tünel arabalan bir finn, fıteklifi reye konulduğu takdirde Köyün yeniden yapılabilmesini te «Krah kim güldürürse her defası ruz. furgona götürdü, Geldi 10 leva istedi. rın da değil birer cehennemdir. muhafazakârlar liberallere miiza minen civar ormanlardan kereste için bir ihsan alır». Transit olsun, ne olnrsa olsun. Açm 20 levahk bir kâğıt verince Türkce «fıkaHer nedense Tüneli işletenler bir verilmesi kararlaştı. Laurence Sterne namındaki în bavulları! rayım» diyerek üstünü vermeden çıktı haret edecekler ve bu suretle hütürlü her arabada bir iki penceregiliz hümor şairi der ki, ben dai Evvelâ, Kemal Rifat bavulunu açtı. gitti. kumet tehlikeye düşecktir. Maa nin camını çıkarmak zahmetini ihötesini de başka gün anlatırım. ma her cidali gülerek yaparım, şu giyilmiş çorapların içine varıncıya kadar mafih, bu teklifin reye konulması tiyar etmezler ve yolcular tünelin o na kani oldum ki bir adam her te baktılar. Alman spor teşkilâtına ait reAbidin Daver serin havasına raçmen, iki daki • meşküktür. Hükumet, bu projeye bessüm ettikçe, daha doğrusu her müteallik tadil teklifleri hakkında kada kan ter içinde kalır, işkenco 50 bin kişi zayiat Büyük bir lâburatuvar güldükçe hayatını biraz daha uLortlar kamarası ile girişmiş olducekerler. Tünel müdiranı, haydi Zonguldak 9 (Hususî) Nafıa zatır. Gülmek hayatı temdit eder. Çin millit kuvvetleri bir taarruzda Tünele binmezler ve onun için bu açılacak ğu müzakeratın akim kalmış ol muvaffak olamadt Walter Scott çok güleryüzlü, Ankara 9 (Telefonla) tstanbnl Ali Timasına binaen, yarın projeyi geri Vekili Recep Bey, demiryolları işkenceyi duymazlar diyelim. Yoküzerinde yapacağı tetkik seyahati tatlıdilli bir adamdı herkese hoş caret mektebinde açılması mnkarrer Şankhay 9 (A.A.) Milliyetçi sa Emanetin vesaiti nakliyeyi tefaldığını tebliğ etmesi muhtemel ne Zonguldak'tan başlıyacağı için muamele eder ve bulunduğu mec t&hlü, tecrübe ve taharri lâboratuvan için kuvvetler 3 hafta süren bir çok tişe memur komiser, m'idür ve mödir. kendisinin 11 temmuz cuma günü lise şetaret saçardı ve dostlarına, hazırlanılıyor. Bu lâboratuvarda standar muharebelerden sonra Kaifeng ü fettişîeri de mi Tünele binmeğe tetabi şehrimize muvasalatına intizar bana kahkahadan bahsediniz der dizasyon mnamelesinehikemîolacak bilcürale mevat tetkik edilerek ve kimyevî ev zerine giriştikleri taarruzî hareke nezzül etmiyorlar? ediliyor. safı tayin olunacaktır. Ticar! mallarımızm di. ti düşmanın şiddetli bir mukave Maliye tayinleri Carlyle bir insanm gülüşü onu vasıflannı tayin eden bir ticari eşya ko met göstermesinden dolayı terketAnkara 9 (Telefonla) İzmir Defter mahiyeti ahlâkiyesini ortaya ko • deksl ypüması da mukarredir. darlığına sabık İstanbul Defterdarlanndan Tahlilât umumî kaidelere tevfikan yapı meğe mecbur olmuşlardır. Bu muHüseyin Avni B., Edirne Ziraat Bankası yan bir vasıtadır. Bazı adamların lacak, sergilerde teşhir edilecek mallarla harebelerde iki tarafın uğradığı Yalova'da hükumet konağı Trabzon'a yağan ş ddetli müdiriyetine Fahri Alice B. tayin edilmiş dudaklarında daimî bir tebessüm diğer büyük ihraat eşyasının tahlilleri zayiat 40 bin kişiyi bulmaktadır. Ankara 9 (Telefonla) Yalova'da lnçm vardır, bazıları insanı donduran meccanî olacaktır. edilecek hükumet konagının plânlan hayağmur bir cok h^sa lerdir. bir gülüşle her şeye dudak büker Lâboratuvar pek yakmda faaliyete geçe Millî kuvvetlerin kumandanı ta zırlanmıştır. Efgan sefirinin ziyareti rata sebep oldu Ankara 9 (Telefonla) Efgan sefiri Gu ler, bazılarının ağızlarını acı bir cektir. Buna dair hazırlanan talimatname arruz plânında bazı tadilât yap • lâm Nebi Han Hariciye Vekili Tevfik Rüştü tebessüm kaplamıstır, bazıları ni tktisat Vekili Şakir B. tarafından tetkik mıştır. Milliyetçi kuvvetlere Yencedilmiştir. howfu havalisinden ve Tiençin ile hayet başkalarının felâketine güTrabzon 9 (A.A.) Evvelki gün Beyi ziyaretle bir müddet görüşmüştür. len ve zehir saçan gülüşlüdürler.Ha Bir Romen Prensi tayyare ile sair yerlerden 50 bin kişilik tak ansızın yağan ve bir saat devam [Birinci satıifeden mabaltl yır biz bu gülüşleri istemiyoruz viye kıtaatı gönderilmiştir. Millî harririmize şu malumatı vermiştir: eden şiddetli yağmurlardan Trab Londra'dan dogru îstanbul'a kuvvetlerin kumandanı Tsi Nan < Birlik sergiye tahsis edilen 2 bin zon ile Maçka arasında Hacı Meh Ankara 9 (Telefonla) Heyeti Vekile içerden gelen saf, samimî, eğlen bugün İsmet Pş. Hz. nin riyasetinde mntat celi, neş'eli, gülüşleri istiyoruz, o geliyor met mevkiindeki yamaçlardangelen içtimamı aktederek Vekâletlere ait bazı Fou'ya karşı yeni bir taarruza ge lirayı Ticaret odasından almıştır. Ba Londra 9 (A.A) Romanya Prensleseneki sergi geçen senekine her cihetle gülüşler ki hem güleni, hem etraseller tarlalan basmış, dereleri ta mesaili müzakere etmiştir. faik olacak ve memleket dahilindeki rinden Jean Cuika, dün hat üzerinde bir çecektir. şırmış, yolun bir kısmını tahrip et Zonguldak valisi hakkındaki fındakileri neş'elendirir. uçuşla İstanbul'a gitmek üzere bu sabah Fransız hükumetinin istedi millî san'at müesseselerinin gayret ve muvaffakiyeti meydana çıkarılacaktır. miş ve bir kısmını kapatmıştır. Meşhur adamlardan birine kaç saat 10 da havalanmıştır. Prens, saat tahkikat ği harp masrafı Sergiye İstanbul'dan başka bütün Bir köprü ile bir değirmen iki ev Ankara 9 (Telefonla) Bartın belediye yaşında olduğunu sormuşlar, o da 18 de İstanbul'a vasıl olmak ümidindeParis 9 (A.A.) Millî müdafa memleket fabrikaları da iştirak edecek bir han yıkılmıştır. Sel bir kadın reisi Kâmil Beyin şikâyetlerini nazan iti şu cevabı vermiş: Seneleri sayar dir. (Anadolu ajansının notu) Prens Cuve ağustosun birinci haftası nihayetinde ve iki erkeği alıp götürmüştür. Er bara almadığından Vekâlete şikâyet edilen sanız elli yaşındayım, mes'ut ve ika'nın rakip olduğu tayyarenin yarın aya ait ihtiyaçların temini için hü hazırlıklar bitmiş olacaktır. zurum'dan gelen yüklü bir kamyo Zonguldak Valisi Akif B. hakkında mülkiye neş'eli günleri hesap ederseniz sabah saat altıya doğru gelmesine inti kumetçe meb'usan meclisinde iste Fabrikalar; sergide sağlam ve zarif müfettişi tahkikat yapmış ve vali hakkında net kaybolmuştur. İki gündenber takibatı mucip hiç bir hal olmadığı netice tam yüz yaşındayım, demiş zar olundugu Yeşilköy tayyare karargâ nen tahsisatın yekunü 1126 milyon mamulâtlarını her.yerden ucuz satmağa karar vermişlerdir.» hından bildirilmiştir. franktır. Erzincan münakalâtı durmuştur. sine varmıştır. SELİM SIRR1 Bulgar gümrükçüleri kadar aç gözlü ve müz'iç gümrük memuru görmedim |HEM Hem NALINA MIHINA NahasPş. taraftarları polise hücum ettiüer Ingilîz zabıtası halka ateş açtı, İki taraflan da ölen ve yaralananlar var İngiliz kabinesi iyi halde değil! Samsun'da bir köy yandı Hem kel, hem fodul insanlar, yalnız, bizim memlekette değil dünyanın her tarafında varmış! simleri ve kitapları karıştırdılar, kirli, Bükreş'e gitmek üzere Koıtence'de trene yerleşirken Türk'çe ve çamaşırları yokladılar. Sonra sıra bizimkilere geldi. Benim İs Fransız'ca bilen orta yaşlı bir katanbul'da yapılmış fakat yolda hiç gi Hın yanıma yaklaştı. Bu, kıyafetf yilmemiş yeni bir kostümüme fena halde düzgünce, yüzü gözu düzgünce, imrendiler. Refikamm gene tstanbul'da boyu bosu düzgünce, hulâsa her cîyapılmış ve müteaddit defalar giyilmiş hetçe orta halli bir kadındı... dantelâ bir elbisesini çıkarıp açtılar evirTürk'çe olarak dedi ki: diler, çevirdiler, hiç böyle şey görmemiş Affedersiniz efendim, bin gibi, sordular: Leyiniz var mı? Bu, ne? Ben para bozdurmak için istiyor Giyilmiş dantelâ bir elbise! sandım. Bükreş maslâhatgüzarımız Mehmet Ben de Ley yok, fakat şurada Ali Tevfik Beyin hediye ettiği yarısı yenmiş büyükçe bir kutu çukulataya ağızla sarraf var. rınm suyu aktı: Hayır, bozdurmak için iste • Bu, ne? miyorum. Borç istiyorum. !şte pa Yansı yenmiş çukulata! saportum, ahnız, Bükreş'e gidince Benlm ve refikamın ikişer çift giyil iade ederim. memiş çorabımızı görünce sabırları büs Siz Romanya'h mısınız? bütün tükendi. Evet. Bunlar yeni! O halde bu kadar Romanyaiı Yeni amma Bulgaristan'a girecek vatandaşınız dururken bir Türk*değil; Türkiye'ye gidecek! ten neden borç istiyorsunuz? Olsun, ya pencereden atarsanız? Sizin gibi bir efendi de bin Neden atalım? Biz aklımızı kaçırLey olmamasına çok teessüf edemadık. Pencereyi kapatmız! Pencereyi kapatırsak gene açarsı rim. Bana inanmıyor musunuz? 1«nız. te rehin olarak pasaportumu alın! Mühürleyiniz öyle ise! Bin değil; bir tek Leyim bile Pencere mühürlenmez! yok! Bavulları mühürleyiniz! Çok teessüf ederim ki namus Hem mühürleyeceğiz, hem de furlu bir kadının sözüne inanmıyorsugona götüreceğiz. nuz! Gündüz olduğu için seyahat yastıklaMukabele etsem kadın galiba rımızı paket yapmıştık. Ona da saldırboğazıma sarılacaktı. Bavulları dılar. yerleştirmekte devam ettim. Bu, ne? Hiç tanımadığı bir adamdan, Gece başımmn altma koyduğumuz Romanya'ya girdikten sonra on payastıklar! Bunlar da yeni! ralık bir kıymeti olmıyan pasapor Yeni amma kaç gündür kullanıyo tunu rehin vererek borç para istiruz! yen, sonra da istediğini alamayınNihayet çıkıp gittiler, bir müddet son ca, yani kafese girmediğimi görünra tekrar geldiler. ce hiddet ve siddetle bana çıkışan Bu iki bavulun içindeki yeni eşyayı bu Romanya'h madam, hem kel, bir bavula koyunuz; alıp götüreceğiz. hem fodul değil de nedir? Uğraşacak vaktimiz yok! tkisini de * » * kel, hem f°dul! Nafıa Vekilinin telkik seyahati Yağmıır ve fırtına fe'âketi Bunaltıcı sıcaklar Hey'eti Vekilede Edebî roman tefrikamız: 82 Yazan: MAHMUT YESARÎ Daha ayılmadın... Sana, mes, ele mühim diyorum.. Polin yukarıda.. Vakit geç oldu, dedim. Adam sende! Dedi, öbür tarafa döndü, uyuyor. Bu gece de buradalar mı? Fahir Bülent, Necil Sabit'e ters ters baktı: Fena mı? Ben, bir iyilik göremıyorum. Yerlerini beğendiler galiba... Yerleşip kalacaklar. Çok garipsin Necil... Rica, niyaz alıkoy, sonra da şikâyet et. Gitmezlerse, kollarından mı tutup atacaksın... Onu yapmam... Yapamayız.. Calrnt lî<am mvinaaînla onkfmnlı suçu Gece, kâfi derecede mahalleye rezil olduk... Sabri Efendi, önünü kavuşturdu, yarı sarhoştu, dili hafif peltekleşmişti: Sağımızdaki köşkün hizmetçisi, bu sabah refika cariyenize sormuş: Dün gece, sizin, köşkte kına gecesi mi vardı? Demiş. Zahit Efendi, de gülümsedi: Sabahleyin sigara almağa çıkmıştım. Bekçi, yolumu kesti. Bir cemiyet yapacaktınız, evvelden haber verseydiniz, dedi. Malum ya, burası mahalle sayıîır, na.1, nhınıunrlt biz beyleri tanıyoruz da, idare et tik, sızıltıya meydan vermedik, dedi. Necil Sabit, Beyefendi, bendeniz de, tarafı âlinizden bekçiye bir lira verdim. Necil Sabit, külçe gibi, olduğu yere yığılıvermişti: Sen de idare etmişsin, Zahit Efendi... Allah cümlenizden razı olsun. Kadınları gündüz çıkarmak, olmaz, şimdi... Bütün komşular, bizi gözetliyorlardır. Zahit Efendi, ciddî ciddî tasdik etti: Hiç şüpheniz olmasın. Necil Sabit, Fahir Bülend'in omzuna dokundu: Bizim halazadelerin, hemşire hanımefendinin, Zerin'lerde misafir kaldıklarını unutuyor musu nuz, beyefendi? Hemşire hanımefendi, vakit bulursam, yarın uğ rarım! Demediler mi? Saat beşte, Zerin'le Sündüs'le buluşup kayık gezintisi yapmıyacak mıyız? Fahir Bülent, gözlerini uğuştu • ruyordu: Sahi!.. Sahi ya!?.. Sen, burada ka fayı tut... Saat üç... Zahit Efendi, derhal ara buldu: Kolayı var, beyefendi. Söyle Zahit Efendi. Efendim, kadınlar, burada kalırlar. Siz, randevunuza gidersiniz. Ortalık karardığı zaman, bendeniz matmazelleri alır, götürü rüm. Hay Allah razı olsun... Fazla endişeye mahal yok, efendim. Peki, bunlara ne verelim? Necil Sabit, Zahit Efendinin yüzüne manalı manalı bakıyordu: Hediye kabul etmezler mi acaba? Bendeniz karışmam, beye fendi. Zatı âliniz, Fahir Beyefen Sabri Efendi, kekeliyordu: di, ne münasip görürseniz, ne ka Efendim, bu sabah süt hemşirar verirseniz... Fahir Bülent, homurdanıyordu: resine gitti. Gece de, onun sesi, sedası Onları, bizden daha iyi, sen çıkmıyordu. biliyorsun. Fakat ikisi için de pa Gece de, burada bir ahbabınha biçilmez. da misaf ir kalmıştı. Orası öyle Fahir! Bizim âleme, onun canı sıkılNecil Sabit, hakikati itiraf edidı değil mi? yordu. Polin, her manasile Aman beyefendi, ne haddi • kadındı. Ondan ayrılmak, Necil ne... Sabit'e güç geliyordu. Içini çekti: Aksi zamanda tanıdım. Ev • Taşhkta Necil Sabit, Fahir Bu lend'in kulağına iğildi: velce tanımah imişim! Aşağıdada konuşamadık, FaFahir Bülend'i kolundan tuttu: hir... Asıl mes'elevi sana anlata Haydi, hazırlanalım. madım... Ben, gitmesem olmaz mı Ne Ne var? cil? Sabri Efendinin, Zahit Efen Hoppala... Bir de seninle mi dinin yanında söylemek isteme uğraşayım? Kalk, darılırım. Fahir Bülent, yüzünü buruştura dim. Polin, gitmiyor! Anlamadım! rak istemiye istemiye kalktı. Ka Ben, seni sevdim! Koğsan da pıdan çıkarken Necil Sabit, sordu: Sabri Efendi, Şekure Hanım, gitmem, hizmetçin olurum diyor. Mabadi var nerede?

Bu sayıdan diğer sayfalar: