28 Hariran 1930 KADIN AVCISI Yazani Mt TURHAIN i Sehir ve Memleket haberleri Tasarruf haf iası Eczacılar Türkiye Japonya Siyasî icmal Hindistan Müsliiman'lan Hindistan mes'elesinin en kanşık d heti bu geniş ve zengin memleket ahalisinln bir unsurdan mürekkep olmamasıdır. Eğer böyle olsaydı milU istiklâl hareketi ÜQ yti* milyon halkı sürükler ve bunun teşkil edeceği dehhaş seylabm önünde İngiliz'ler aman bulamıyarak denize dökülmüş olurdu. Bu sebepten İnglli8'ler Hindigtan'da tutunuyorlar ve daha çok zaman tutunacaklardır. Hindistan'da baglıca iki mühim unsur vardır: Bunlardan biri (Hindu) lar yanl mecusiler olup iki yüz milyon nüfus teşkil ediyorlar. Bunlann arasında 60,000,000 kişilik aşağı ve hukuksuz bir sınıf vardır. Bunlar son zamanlarda uyanmış. olup içtimai hukukta diğer Hindular ile müsavat istiyorlar. Bu gayri memnuıüar hesaptan hariç tutulsa bile gene Hindistan'da en mühim ve kalabalık un«ur Hindu'lardır. Hindu'lardan sonra ikinci mühim unsur Müslüman'lardır. Bunlan n ntifusu yetmiş milyonu mütecavizdir. Müslüman'lar Turan yaylalanndan ta9ip gelen Türk fatihlerin bakayası ve bunlann tesirile Islamlyeti kabul eden ve Hindu'lardan memnun olmıyan ban yerli anasırdır. Müslüman'lar asırlarca Hindistan'da lmparatorluk kurmug, hüküra sürmüs bir unaur olduğundan tabil Hindu'lar bunlardan memnun degildirler. tki unsurun mezhepleri, adeüeri ve tabiatlan yekdiğerine taban tabana aıttır. Bu zıddiyet Hindistan ahalislnln birlegmesine manidir. 34 kireeledi, dudaklarmı boyadı, saçlarım kokuya buladı, krpiklerine kuyruklu süraeler çekti, n»«slekdaşlanınn ara sına kanştı. Dört, beş gün sonra hah tacirini de, Süruri Beyi de hatırına getirmlyordu. Her gün değişen erkekler, sızdırmalar, sıamalar, şakalar ve dalaşmalar bir alüfte hayatında pek küçük bir bâdise teşkil eden bu maceranın bütün izlerini silmeğe kifayet etmisti!.. İlkde^akânunuev Etıbba oda^arına kaydedilecekler velde yapJacak Tasarruf Cemiyeti bu hafta, zarfında muhtelif mmabakalar tertip edecek Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti senede bir defa «Tasarruf ve yerli mallar haftası, yapacaktır. Bu sene Uk defa tertip edilen hafta 18 kânunuevvelde başlıyacaktır. Tasarruf haftası Cemiyetin şubesi bulunan her şehirde tatbik olunacaktır. Cemiyet hafta için muhtelif müsabakalar hatırlamıştır. Bütün müsabaklar halkta tasarruf fikrinin tenmiyesile müstakar bir akide halint gelmesine ve yerli mallarımn tanılıp sevilmesine matuftur. Vitrin müsabakası yerli malları ile camekânlarını en iyi ve san'atkârane süsliyenlerden birinci ve ikincilere mükâfat verilecektir. Hafta zarfında her ticarethane halka puslalar dağıtaeak tır. Halk hangisinln teıyinatmı b e | e nirse enun puslasını doldurarak Cemi* yet şubesine gönderecektir. Burada pusulalar taanif edllerek birinei ve ikineiler ayrılıp mükâfatları verilecak, bunlara rey veren halktan da 1 ineiden 50 inciye kadar hediye tevai olunacaktır. Mekteplerde tahrir müsabakaları Maarif Vekâleünin haftadan 1 ay evvel tesbit edüecek mekteplerde gene Vekâletin tamim edeceği sualler ve mevzular Üzerinde yapılacaktır. Sııal eaaaları tasarruf, yerli mallan, İ6raf ile hesapjı yaşama etrafmda olacaktır. Her mektepte en iyi vazife yazmıs olanlara milli bankaların tasarruf kumbaraları ile Cemiyet şubelerince 5 er llra verilecektir. Halk arasında da, hesabını bllenler müsabakaaı yapılacaktır. Cemiyet şubelerinde az bir para mukabili aatılacak aüe hesap defterini en iyi tuttuğunu tabat edenlere yerli mallarından hediye ler dağıtılacaktır. Tasarruf Cemiyeti bu hafta zarfında matbuatta toplu ve raütemadl neşriyat yapacak, konferanslar verdirecek, ilânlar dağıtaeaktır. Bu itibarla tasarruf haftası tesiri bütün memlekete şamil çok büyük bir hâdise olacaktır. Bu hayırlı teşebbüsun mahiyet ve mefhumu iyi tamim edilir, iyi kavrana bilirse musmir neticeler vereceğinde şüphe yoktur. Binbir raklp karşısında varhğını labata çalışan kendi 8s malı mızı tanımajra, tanıtmaga çok mubta cız. HâlA içinde bulunduğumuB buhra • nın utırabı araaında tasarrufu bilip öğ renmek te en kudsl bir vazifemiz olmalıdır. Tasarruf Cemiyetinin teşebbüsünü takdir ederken halkımısın ona lâyık olduğu kıymet ve ehemmiyeti eairgeml yeceğini ümit ederiz. Şarkın ahenginde başlıca iki âmildir Ankara'dan dönen Japon profesörü M. Kanakadate'nin beyanatı Tokyo Darülfünunu ulumutabiiye ve coğrafiya müderrisi M. Kanakadate, dünkü ekspresle Ankara'dan şehrimize avdet etmiştir. M. Kanakadate, kendisile görüşen muharririmize atideki beya natta bulunmuştur: « Ankara'da iki gün kaldım; yarın «Cidna» tayyaresile Paris'e hareket edeceğim. Oradan da Cenevre'ye giderek ilml kongrelere istirak eyliyeceğim. Burada yeni Türk Alfabesini tetkik ettim ve çok mükemmel buidum. Ja ponya'da da yeni harflerin kabulü düşuntiliyor; fakat bis Türkiye kadar bu işi çabuk tatbik edemiyeceğiz. Bir çok kütüpanelerimia ve kitaplarımız var; bunları blrdenbire feda etmek istemlyoruz. Japon efkârı umumiyesi buna ntüsalt değildir. ,Bu terbiyeyi verebllme». ıçin hir kere, «erkeğin» manasmı bilmek icap eder. Erkek nedir? Maddi düsünenler ve bu düşuncelerini biraz fenne istinat ettirebilenler erkeği sadece «tohum serpen bir mahluk» olarak kabul ediyorlar. Bu, fiziyolojiye göre doğru, beşerî hayat itibarile çok yanlış bir telâkkidir. Bizce erkek, bir Fransıa şairinin şu nusralarla tarif ettiği yüksek mahluktur: Etre hommo, le saistu? Ce n'est pas peu de chose Cest etre patient, c'est etre Joste et fort, C'est vouloir, c'est aimer, a tonte noble canse Cest donner en entier, u Tİ« et ıon effort; Cest employer M torce a senrtr 1» »albleMe. C'est sooffrir, c'st Intter a«c les opprimes, C'est vouloir relever to«t «e «ue l'on abaisse, C'est porter dans »on eoenr to»s les d«sh«rites. Böyük ediplerimizden biri, bu güzel manzumeyi şu suretle tercüme ediyor: (İnsan olmak, erkek olmak nedir, bunu bilir misin? Bu, az bir şey degildir. Sabur olmaktır, kuvvetli ve adü olmaktır. Azmetmek, sevmek, her necip davaya hayaimı, ve eehtini vakfetmektir. kuvvetini zayıflara hizmet için kullan maktır. Madumlarla beraber muatarip olmak ve zulme karşı mübareze etmektir. Her alçaltılmak istenileni yükselt • mek istemektir. Bütün binevaları yüreginde tas,ımaktır.) Derhal anlaşılıyor ki bu «erkek» tarifi, tamamı tamamına «Türk» ttn tari fidir. Gençlerimiz hilkat hakkı ve milliyet hakla olmak üıere • bllaistisna bu tarife tetabuk etmelidir. Şimdi, bu kadar ytiksek evsaf ile, me«iyat ile tezeyyün etmesi icap eden cerkeğ» In tam bir centümen olmaaı iein ne yolda davranması icap ettiğini de gözden geçirelim: Centilmen erkek, her şeyden evvel bakikati bir hayır adamıdır, bütün eesaretlere maUktir, korkaklıktan nefret eder. Muhabbetlerioe, merbntiyetlerine sadıktır. Sevmekte acul değildir, fakat sevgisinde sabittir. Onun en büyük fa rileti, vatanperverliktir. Bu faziletin sevkile pek lahmetli ve »tıraplı vaıi feleri kabul etraekte hafif bir tereddüt göstermez. Kadınlar için yüreği nürmetle, şefkatle doludur. Vicahında ve gıyabında bir kadmı, hürmetle yadetmeği bilir. Ken dislne k»rşı meyil ve incizap duydugu ka dmdan, arkadaşlarına asla bahsetmez. Bir genç kmn, bir evli kadının şerefine Şüpbe bulaştıracak sözlerden, tavurlar dan tamamen tevakki eder. Başkalarına kendi nefsi kadar ve hatta nefsinden nyade hurmet gösterir. Bu hürmet, kadınlara karşı en yüksek dereceyi bulur. Karar tebliğ edildi Tadil edüen tababet ve eczaolık kanunu vilâyetlere bildirilmiştir. Tababet ve şuabatının tarzı icrasına dair olan kanuna aşağıdaki maddeler ilâve edilmiştir: 1 14 üncü maddede zikredilen Etibba Odaları mıntakalarında san'atını icra eden her eczacı od» intihaplanna iştirak ve bu odalara da.hil olmağa mecburdur, 2 Etibba odaları haysiyet divanlarına bir »«a»cı a»a intihap olunur. Ecıacılar hakkında tlbipler, di| tabipleri ve dişçiler için olduğu gibi inıibati cesa tertiblne odalar haysiyet divanları »alâhiyettardırlar ve bu huauata bunlar hakkındaki hükümler aynen earidir. Şu kadar kl ecıacılarm aan'atlarını ieradan menedllecekleri müddet Ü Ç ayı tecavü» edemeı. Âli hayaiyet divanı kararile muvakkaten san'atını icradan menedilen eczaeıl»r, bu mttddet zarfında san'atlarını lera edemetJer. Bu kararlar malum olmak üzere Sıhhat Vekaleti tarafından münasip auretlerle Han olunur. 3 l inei madde hükmtine rlaytt etmlyen eczacılar bes llradan 50 liraya kadar hafif para cezasile ve san'atını ieradan menedildikleri halde san'atını yapaniar 50 llradan asağı elmamak tirere agır nakit cerasilc cezalandırırlar. 2 Süruri Bey, üçüncü sevgiliye ilk mektubu yafciyordu. Ne Nadire Hanımdan ne de Nermin'den henüz bir cevap alamamıştı. O kadar itina ile yazdığı kâ ğıtların böyle cevapsız kalmasından dolayı muBtaripti ve bu ıztırabı üçüncü bir sevgiliye mektup yazmakla dindir ^ mek istiyordu. Yeni sevgili de, Nadire H»nım fibi, Nermin gibi kendiaince meçhul idi. Bunun da adını, oturduğu yeri tesadü fen öğrenmişti. Yeni sevgili, bogazın daki bademcikleri kolayea çıkaran doktor efendiye gazetelerle alenen teşek kür eden bir banımcağ» idi. Süruri Bey, «alenî te§ekkür» başlığı altındaki minnettar satırları okur okumaz gene ilhamlara boğulmuştu. Göı lerini o küçük satırlara diketek düşünmüş ve nihayet kalemi ele »lmiftı. O, san saçlı Nadire'sini unutmıyordu. Bir kısım kadınlarm ilk göı ağrısı deyip te bir türlü baUrdan çıkarmadıkları sevgiler vardır. Süruri de, Nadire Hanımı «ilk gönül gülü» sayıyordu. İ kinci ve üçüncü mektuplarına eevap vermemesine rağmen onu sadıkan* dttşünmekten geri kalmıyordu. Şu kadar ki bu düşünüş, başka bulyalar kurma sına raâni olamıyordu. Nadir* ile biriikte Nermin Hanımı da sık aık batırlıyordu. Bu minyon yavruyu, çapkın bir adamın tuzağına düşmekten sıyanet ettiğine kaniydi. Yazdığı mahut mektup ü zerine, kı»n Gülhane parkına gitmekten behemehal vaa geçtiğine inanıyordu. Bu, kendi itlkadınca, büyük bir hiımetti, mürüvvetkârlıktı. Binaenaleyb kınn da kendisine karşı müteşekkir kalacağını umuyordu. Bu şükranın küçük bir istibale ile sevgiye münkalip ohnggını ige gayet tabii buluyordu. Fakat o da, benüE mektubuna cevap vermemlşti, şükranını bildirmemişti! Bu umultnaz gecikmeler, son derece canını sıktığı için yeni sergliıeştler a rıyordu. Gazetelerdeki aleni teşekkür, ona dileğini vermiş oldu ve delikanh, tereddütsüz yeni bir muhabbetname çiKİktirmege koyuldu. Süruri Bey, Nadire'sini sarı saçlı, uzun boylu, dolgun vücutlu olarak tahayyül ediyordu. Nermin Hanımı da, çay hanede Işitmek dolayısile minyon bir kız şeklinde zihnine yerleştirmişti. Bo ğaundaki bademeikleri çıkartan Hasna Hanımı da bunlardan ayrı bir tipte tasavvur etti ve kafasına aolgunca yüılü Dahiliye Vekaleti merkez teşkilâtı kanununun bir maddesinde «matbuatın tetkik edilerek Vekâlet dairelerini alâkadar eden neşriyatın ait olduj^u şuhelere tevdi vc netlcelerinfaı takip ve vekile iş'ar edileeefine» dair fıkra vardır. Bu vazife hnsnsî kalem hey'etine verilmlftir. Dahiliye Vekaleti neşriyatı takip edecek Yeni neşli yetiştirmek vazifesini o tnuzlarma alan aris mürebbilere, kıymtttar mualümlere bu naçiz satırları ithaf ettikten sonra hikâyemize avdet ediyornz: Yalova'dan ilk buğday bu Kızgın Melâhat, iki dost arasına kundak soktuğuna kanaat getirdiği için hafta gelecek meranundu. Şu jurnalcılığı yapmakla, Bu hafta içinde Pulatlı ve Eskişehlr iayalaneı yadigar için beslediği gayzı tasyonlarından şehrimiı* aneak < vagoa adeta ifsa etmiş oluyordu. Bu sebep baygın bakıglı, ince yapılı bir kadın kadar buğday gelmiştir. le şen, satır üstünü değiştirdi. Mutat o soktu! Bir kaç gün sonra Yalova*nqı Uk mahsnlan açık saçık kıyafete büründu, yuzunü Mabadi var lü gelecektir. Trakya henü» ihmcata başlamamıştır Orta Anadeln'da yafn sık yafmurlar harman işlerini bir iki bafta geri bırakımştır Bir müddettenberi Adana'da Türk Ocağında içtimalar akteden Türkiye Soriye daimî tahdidi hudut komisyona mesaisini bitirmiştir. Komisyonda, har iki hâkumet toprağında, arazisi olan iki taraf halkının mevcut arazilerinden ve otlama, sulama gibi hakianndan tamamll* iatifade edebil • meleri için tesbit edilen kapılardan ge«meleri ve baaka yerlerden geçmemeleri v« pasaportlu yolcularla e^yayı tüccariyenin geçeceği birinci derece hudut kapılan kararlaştırdmı^tır. Bundaa ba*ka iki tarsf «aairİBt t4t basusat t» tayin •dtlralıtlr. Türkiye . Suriym hudut komisyonunun karcnrları Avrupa ehapr*$i bir buçuk *aat gtcikti Dünktt Avrup» tk»pr««i mnUtton bir buçuk saat aenra «a*t U J te lirk«el*ye gel miştir. Bkspresin teahhuruna »ebep, ts viçre'de 9inay köytt eivarındaki bir köp riiden tren geçmeden biraz «vvel oradakl dafuı hcyelân etmesldir. Bu yüıden ekspres geriye dönerek difer bir battan yoluna devam etmiş ve kaybettigi I saatin yarun saatlni yolda telâfi edebllnüştir. Manîf aturacılar dün toplandılar Ikinci bir içtimada yeni hey'eti idare intihabatı yapılacak Balıkçılık mektebi açılıyor İktisat Vekâletince celbedilen ve Anka ra'dan şehrimize gelen mütehassıs M. Vey ber, açılması takarrür eden Balıkçılık mektebi hakkında tetklkaU ve temaslara başla m ^ t l r Bir ay kadar devara edecek olan bu tetkikat, ayni lamanda, icap eden teşkilâtm yapıunasını da istihdaf etmektedlr Samsun Ticaret Odosı, Samsun'dan ihraç edilecek taklit ve tağşişe müsait mahsulâtm Borsa eneömanince görülmeden imrarına müsaade olunmamasına karar vermiştir. Nifantaşı'nda yeni bir evkaf apartımanı Nişantaşı'ndaki Teşvikiye camünin Harbiye tarafma tosadüf «d«n bahçesine Evkaf idaresi tarafından bir apartıman yaptınlacaktır. Bunun tahaisatı yeni »ene büteeaine konmuştur. İnıaata yakında baalanaeak ve bina cek mükemmel olaeaktır. Samsun ticaret odasımn bir karan Gelecek ya* Ankara'ya mavi trenler işliyecek Ankara İstanbul arasında mavi trenler Boraa komiseri Londra'dan geliyor 34 haıiranda Londra'da teplanan ve ayın 30 undan itibaren 61 numaralı kuponun beher sehmi başına 5 şilin temettü tevziine karar veren Osmanb Bankası hey'eti umumiyesine iştirak eden Borsa Komİseri Abdulkadir B. bugünlerde avdet edecektir. Köpekli kadınlar İktisat programımn doğru Dün içtima ed«n manif aturacılar dan bir grup Manifftturacilar Cemiyeti hey'e zakeratta bulunulmuş ve müteakıti umumiyesi dün taat 10 da Be ben yeni hey'eti idareye intihap eyoğlu C. H. F. binasında içtima dilecek namzetler seçilmiştir. Yeetmiştir. Bu içtimada, cemiyete ni intihabat, 1520 gün tonra aktedahil bulunmıyan bazı manjfatu dilecek ikinci bir içtimada yapılaracıların kayıtları hakkında mü caktır. IMinillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHIIIIIIIMIIIINIIIIIIINIIIIIIIMIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIIIIIIIINIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII tatbikatına İktisat programımn tatbikım temin için İktisat Vekâletine merbut devair kadrolannda bazı tadüât yapılacaktır. Programın «rai kısımları teşkilâtı projesi lizerindt Ça lışılmaça başlanmıştır. Bundan sonra ticarî ve daha sonra da sınai kısımlannın te^kilât ve çalışma tanları tesbit edilecektir. azasından Mehmot Izzet B, mek tebin sureti teessüıünü, idare usullerini, yetiştirdiği mezunların memlekete hizmetlerini izah etmiştr. Müteakiben mektebin bahçesinde terbiyei bedeniye müs»»v>°»f»1eri Te spor müsabakaları yapıimış, birinci ve ikinci gelen talebeye muhtelif hediyeler ve madalyalar tevzi edümistir. Koşu müsabakalanndan 100 metre yarışta birinciliği Fuat, ikinsiliği Esat, (200) metrede birinciligi Mehmet, ikincilği Ali, (400) İhraeat enttitütü İS temmuzda faaliyete başlıyacak metrede birinciliği şemsi, ikincili İhrae edilecek malların hileli ve karışık ği Mehmet, (1500) metrede birin plmamasınm tetkiki için şehrimizde açıtacak ihraeat enstittisttne ait hazırhklar ikciliği Şevket, ikinciliği Lutfi Efen mal edilmiştir. Enstitünün bir müdür, bir diler kazanmışlardır. muavini bir kaç ta mütereimi olacaktır. (3000) metrede birinci ve ikin Enstitü müdürlütüne Marsilya veya Berci gelenalere de madalyalar veril lin ticaret mümessUlerimizden birinin tayini yyjuhtemeldir. miştir. Enstitü 15 temmuzdan itibaren işe başlıMüsnmerede Müzeler U. M. Ha yacaktır. lil B. iie Kadın Birliği Reisi LâtifeBekir H. , Darüşşefaka mezunları ve C«.miyeti tedrisiyei lslâmiye aRütumat müfettiş muauinUği zası hazır bulunmuşlardır. imtihanı Halen meketpte leylî olarak Rusumat mufettiş muavinlifi için afus(350) talebe balunmaktadır. ,Q& aymda musabmka imtihanı açüacaktır. Bir mukarrir bir meclttte f ikâyet ediyordu: «Bu kadınlar ne garip mahluklardır. Viyana'da bir artist bara elinde oyuncaktan bir köpekle gelir. Haydi bakalım bütün kadınlar ellerinde oyuncaktan hayvanlarMuharrem Feyıif la gezmiye başlarlar. Avrupa'da tufeylî ve züppe hanımın köpeği gibi pirzola ve badem şekeri ye kadınlar köpek besler, haydi ba kalım, bu dünyanın her tarafında mezler. Zaten kadmı maymun gimoda olur. Şişli'de şöyle bir soka bi moda nrkasından koşturan bu 54 numaralı vapurun ğa çıkınız, sık, zarif bîr kadın, tufeyliliğidir. creçirdiği kaza zineirini elinde şiveli, siveli salViyana'daki artist sokağa fille Şirketihayriye'nin evvelki gece BeğafJ m ladığı bir köpeği sürükler, Her çıksa, bütün kadınlar fille geze çi'nden köprüye dönen (54) no «f»h va« m pencerede bir köpek oturur. Bazan cekler... E l b e t t c . Çünkü kadın punı, Anadolnhisan iskelesine yanaçırken, yalnız başına otomobilde seyahat içtimaî kıymetini cemiyetten alır. makineleri tornistan yapamadığnıdan Kaiıeden bir köpek görürsÜnüz. Mese Cemiyet züppe, tufeylî, yalnır di< dilli açıklanna doğru açılwi|tır. ŞirketU lâ artistin biri sokakta fille gezmi şiliği ile yaşıyan kadına kıymet 48 nnmarslı vnparu 84 nmaftmyı yedeüiuı y başlasa muhakkak bütün kadın verdikçe, kadın yalnız fille gez alarak HU»r iskelesine getimistiv, Vapurun yoleuUn 48 ve 87 numarelarl* Ur onu taklit e d e c e k . » mez; filin üstündeki tahtırevarta nakledilıniş vo 54 aumara da eeç vaki* Kadınlarjn modayı takip yüzün kurulur ve filin yuUnnı da erkeğe köprüye gelmiatir. dan bir çok garipliklere kapıldıkla tutturur... Kadın her devirde, her Umaa idareainee, vapnrnn geçivdigi ânrı muhakkaktır.Fakat mes'ele sade cemiyette, içinde yasadıgı cemiye •a hakkında tetkikat ve Uhkikat yapıl ce bir garabetten ibaret değildir. tin kalınlarına çöre şekil alır... Kö RiaktftdırEvinde uzun gün ataletle sinirleri pekli hanımefendiler kızmasın.. Karadeniz'de serseri bir torpü daha ni uyuşturan, yegâne işi terziden Köpek havlamakla deniz murdar fapkaçıy» gitmek olan kadının, olmaz... Yalnız bacaklannı köpe Dön Karadeniz'de serserl bir torpil g* • rülmüştür. Torpil «Police» isminde bir t böyle eksantirik hareketleri takip ğe kaptırmasınUr. etmesi gayet tabiidir. Uzun gün eCİciAnne \ yan vapurundan (örulmüş ve telsiıU Okmeydanı'na maluniat veril m işttr. Torsfitin imhası için vesait Ankara'yı çok cazip buidum. Güzel bir plftn dahilinde gittikçe büyümekte dir; açılan bülüvarlar cidden güzeldir. Şapka lnkılâbını takdir etmemek mümkün değildir. Bütün medenl dün yanın terakklyatını kabul ettlğinlzden dolayı sayanı tebrlksiniz. Gazi Hz. gibi büyük bir devlet relsine malikiyetle Türkiye iftiharda haklıdır. Türkiye ile Japonya, Şarkın bu iki medeni memleketi arasındaki münase Hindu'lar Ue MüBİüman'lar ilk defa bat samimanedir. İki memleket şarkın ahenk ve intizamma mühim birer âmil siyaseten on sene evvel birleşmişler idi. mevkiindedirler.» O zaman Gandl İngiliz hükumetine karProfesör, Ankara'da Dll Eneümenlle şı halk arasında ltaataiBİik hareketi vtitemas etmiıtir. cude getirmiş idi. İngiliz'lerin siyasetin• •»• » den dilgir olan Müslüman'lar aralannda şiddetli mtlnaferet olmasına ragmen Hindu'lar ile birlikte Gandi'nin bayragı altında topiannvşlar idi. Hindistan Müs« DenİM ticaret mektebi kadrolart lüman'lannın ingiliz'lerin aleyhine kıAnkara'ya giden denis ticaret mektebi yam ve Hindu'lar ile ittifalc etmelerinin müdürü Celâl B. mektebin kadroları hak yegane aaiki İngiltere'nin TUrlciye aleykında İktisat Vekâletile temanta bulun hinde kullandığı siyaset idi. Yoksa Müslüman'lann Hlndistan'daki idareden îzmir muallimleri uzunca bir belli baslı bir şikâyetleri yoktu. İngilteseyahate çtkıyorlar aleyhine harp etmesi tsmir ilk tedıisat mufettiş ve mualüm re'nin Türkjye lerinden 30 kişilik bir gurup uzunca bir se ve MUslttman askerleri vicdanlarının aryahate eık m aga karar vermislerdir. Kafile auau hilafmda Türk'lere karçı sevkeyleAkhisar'a, Balıkesir'e oradan Snsurulnğ'a mesi Müslüman'ları son derecede müteu&nyacaklardır. eaair etmiştir. (Bevres) muahedesile İnBundan sonr» Bursa'ya gelecekler, dört giltere'nin müttefiklerile hirlikte TQrbej gün kaldıktan sonra Talova'ya fide ki>enin mevcudlyetine kasteylemelerl cekler ve Gazi Hz. bir hiisnn tesadüf olarak orada bulunurlarsa kendilerine tazi Hint Müslüman'larını galeyana getirmiş matlarını araedeceklerdir. ve neticede Hindistan Müslüman'lan Yalova'dan İstanbul'a gelecek olan kafi tarihl nefret ve zıddlyetlerini bile nnulenin bir kıaraı tatil miiddetini fehrimiade tarak Hindu'lar İle siyasî saha ve mQc»geçlreeeklerdir. delede birleşmiılerdi. Bu ittiîak karşısında İngiltere'nin Hindiatan'dakl mev* kii eidden tehlikede kalmıştı. Hindu Cenup Vilâyetlerine gidan MUalüman lttifakı tehllkesidir ki İngltayyare filomut İvmir'den hareket eden I tayyareden mü liz'leri Hindistan'a dominyon yanl vftsi rekkep bir filomuz Antalya'yı, oradan da muhtariyet vadinde bulunmağa sevket* Adana'yı ziyaret etmiştir. mtf İdi. Afyon'da kar ve yağmur Oandi'nin birinci hareketi yatifUk* Geçen hafta Afyon eivanna faziaca yag tan sonra Hindu'lar Ue Müslüman'lar mur yagmış, kasabaya yakm elftliklere dogevşemiatir. lu ve kar düşmüştür. Bazı köylerde seller arasındaki birlik gittikçe Bunun başlıea sebebi Hindu'lann yanlıs biçilmiş eklnleri göturmuştür. aiyasetidir. Hindistan'm bir çok yerindj iftemesi için tesebbüste bulunmak üzere ve bahusus büyük şehlrlerde nüfusun Ankara'ya giden yataklı vagonlar şirketi ehseriyeti Hindu olduğu gibi Hlndtstan'müfettişl umumUl M. La Komli, dün şehdaki İngiliz kollejlerine ve İngiltere Da* rimize avdet etmiştir. M. La Komli, kendisile görüşen muharririmize. mavi trenlerm rülfünunlarına en ziyade devam edenler gelecek yaz mevsiminde işliyeeeğini ve bu gene Hindu gençleri olduğundan Oarp yetiştirer» sayede seyahat edenlerin daha mükemmel usulünde en çolc münevver şerait dahilinde seyahat etmeleri mümkün unsur Hindu'lardır. Hindu'lar bu iki dolaeağını söylemiştir. hettekl faikiyetten tam bir surette istiAdana valisi şehriminde fade etmek iatiyerek eyalet ve şehlr intiAdana Valisi, Antalya'ya gitmek üzere haplarında Müslüman'lara müstahak şehrimize gebniştir. oltfukları nisbette aza çıkarmağa mey* dan bıralcmadıklan gibi eyaletlerin yeni taksimatında Müslüman ekseriyetini bertaraf etmeğe çalışmiflardır. HinduV an lann bu tabiyesinden gayri memnun olan Müslüman'lar Hindistan'da milli istiklâl vücude geldiği takdirde Hindu ekseriyeti tarafmdan kahrolunacakin,* vinde iş görmekle, veya fabrikadft nndan kerkmuşlardır. çalışmakla vaktini geçiren kadının İşte bu endişe ve düşüneeler Oandl'nto elinde her halde bu zincirli kö • yeni hareketine iştirakten Müslümaniapeği göremezsiniz. Onun evinde n menetmiştir. Hindistan'm atisl Hinkuru ekmeği güçlükle yedirdiği du'lar ile Müslüman'lar arasındaki mttbaşka köpekleri var. Hem onlar bu nasebetln alacağı şekle bağlıdır. MlaaHffce ve