B“ sırada yine bay bakanı gör- meğe meselâ Sümerbank umumi müdürü gelmiştir. Bu zat birkaç ve- kilin hizmeti müddetince sandalya- sında kalabilmiştir. Gayet kurnazdır ; her nabza göre şerbet vermeği pek iyi bilir. Kendisine mevdu işler , mahiyeti herkesçe anlaşılmış işlerden değildir. Fakat genel direktör işin vekillere karşı olan siyasetini idare etmesini gayet güzel öğrenmiştir. Mecliste onun için propaganda ya- panlarda vardır, Banka içinde bir erkek memur bir kadın memnra gü- lümseyerek selâm verse - ne güzel! - cezayı muciptir. Ama genel direktör, mesai odasına bitişik odada hususi kâtibesiyle arasında geçen ve her- kesçe malüm olan bir hadiseden do- layı karısından ayrılmaya ve hususi kâtibesini almağa mecbur olmuştur. Bunun hiç ehemmiyeti yoktur. Ha. disenin disiplin bakımından bankada doğurduğu anarşinin de ehemmiyeti yoktur. Bu yeni hanımın b eski ve küçük bir banka memurudur ve şim- di damadının genel direktör olduğu banka ve ona bağlı müesseselerde nüfuz a Bunun da ehem- miyeti yol Sail - " çekisi veya yenisi - ba- kan da bilir. Ama yine genel direk. törü, peşinen verilmiş bir itimat re- yile karşılar.'Bakanında bazı hesap- ları vardır. Meselâ bu mülâkattan, emri altında bulunan müesseselerin temin ettiği kârlarla bakanlığın yü- zünü ğüldüreceği neticesini de ümit edebilir. Bu kârların memleket evlâdı ve devlet bütçesi için bir yük oldu- ğunu düşünmeğe lüzum yoktur. Mev. cut ihtikâr makanizması o kadar karışık (o yollardan kurulmuştur ki, esasen kimsenin anlaması mümkün değildir. Mecliste bir iki hüsnü niyet sahi- bi millet vekili mırıldanır durur ama onun da bu iktisadi devlet teşekkülü eliyle kurulan facia şebekesi hak- kında bir fikri olmadığı için söyledik- leri, şümullü bir mâna ifade etmez. Velhasıl genel . direktörün verdiği izahat ve rakamlar yeni bakan için hakikaten enteresan ve her güvene lâyıktır. - Bakan fabri- kaları tetkike dâ- : vet edilir. Tam ya bir tek- if... Manzara 3 kaları tanımadan idare mümkün o- lamaz. Binaena- leyh şöyle müna- sip bir program yapıp fabrika ve madenleri gezmek yerindedir. Bakanlığa düşen devlet vazifeleri esasen kendi kendine yürümektedir. Asıl ehemmiyet, bakanlığa bağlı ik- tisadi devlet teşekküllerinin idaresin- dedir, Bakanın faaliyetini gösterecek, yüzünü güldürecek, buralarıdır. Tetkik neticesinde bir kolayı bulunup ka- zanç artırılabilir, ay bakan refakatine Banka Mü- dürünü “alır. haber zırlanır. Evvelâ doğru Zonguldak !... Bay bakan, gelen misafirlere, Zon- guldakta muhteşem konakta yapılan kabul merasimini kulaktan işitmiştir. Hele alâkalı vekil orada kaldığı müd- detçe âdeta peri masallarında olduğu gibi, yaşatılır. Taze havyarlar mı istersiniz, eski Fransız şampanyaları mı istersiniz ? Yemeğin âlâsı.., Hele bu muhteşem konakta devlet parasiyle kurulan (konfor)un bir menendi, Cumhur Başkanı köşkünde yoktur. Müessese senede on milyon lira zarar ederken, Babil bahçeleri gibi muhşeşem parklar, geniş güzel asfalt yollar yapılmıştır Benzinin, lâstiğin kıt ve bulunma. dığı zamanlarda adedi 25. 30zu bu- lan şube müdürlerinden her birinin ayrı ayrı birer otomobili ve genel direktörün de iki üç otomobili olduğu gibi, sayın misafiri için de garajda, gıcır gıcır, yeni bir otomobil emre âmadedir, Bay bakan her türlü mâ- nasiyle ve tab'ına göre izaz ve ikram gördükten sonra altına bir otomo- bil çekilir. Etrafı yeşil oçimenlerle bezenmiş asfalt yollardan, ocaklardan bir tanesine şöyle bir tetkik gezisi yapılır. Bakanın teşrifinden evvel gidile. cek ocaklar tespit edilmiştir. Üzerin- de arzu edilen tesirin vapılabilmesi için tertibat alınmıştır. Gidilen ocak- ta madenci elbiseleri ve fotoğrafçı hazırdır. Havzanın genel direktörü de hazırdır. Derhal elbiseler giyilir, fotoğraf. lar alınır. Elde lâmbaları, başta madenci kasketleri, ocağın içine dalınır, Ocak arabalarının gelişi, Hakkı Kâmil AK Devlet demiryollarına ulaştırılır. Hususi vagon ha- 1355 m gidişi arasında sinema aktörlerine hâs bir kahramanlıkla ilerlenir. Bakan ocak içinde şöyle bir iki dik yokuşa doğru sevk edilir, İndirilir, çikarılır. Makine ve vagon gürültüleri içerisin- de bakan, zaten az çok sersemlemiş ve bunalmıştır Bu dik yokuşlar onu bütün bütün bunaltır. Biran evvel dışarı çıkmak arzusunu izhar eder. Hemen dönülür, Bakan tabii ilk defa böyle bir gezinti: yaptıgı için kan ter içindedir, Hemen genel direktöre dö- ner ve MEAL şöyle bir muhavere e eder ahu, “bu ocaklara her gün iğ yeri mısınız ! emen hemen efendim! Ne Miami vazife — Doğrusu! Allah yardımcınız olsun; çekilir şey değil | eşekkür ederiz efendim, fakat zatı . âlileri gibi herkes gelip burayı görmediği için derdimizi kimseye an- latamıyoruz. Bir ricada, bir istirham- da bulunsak söylenmeyen kalmıyor. Madencilik kolay iş değil ki, efendim! — Ya!.. Demek istedikleriniz ya- pılmıyor Neymiş bakalım o yapılma- yan şeyler?.. — Efendim, bunu gelişi güzel ar- zeyledim; maruzatımız bir değil ki... Bu gördüğünüz koskoca Havzayı idare etmek için yetişmiş personele ihtiyacımız var. Barem kanunu elimizi kolumuzu bağlıyor | İstediğimiz adam- ları buraları getiremiyoruz. Elimizde ancak beş on tane kıymetli maden mühendisi var,.. Onlar da nazlanıyor- lar, Mutlaka maaşlarına kuvvetli bir zam lâzım!.. Sümerbank genel direktörü 41 büyüklerine bir sergidi n veriyor izahat ve