Mi VE SİKALAR KONUŞUYOR Bu dini nasıl tepelemek istediler? 20 hesiran 1978..$ Cümhüriyet ilân edi- Jeli henüz 5 sene var... Şapka giyileli birkaç e o ; Jâtin harflerinin kabulüne de O zamanlar, bugünün tam aksine, (Vakit), en çok satan gazete... İşte 20 haziran"1928 tarihli (Vakit)ın birinci sayfasından bir ba aşlık : YAY iŞ vak! BL MN if EL riçin! 0933 li 3 va YİN Şa İŞ İlâhiyat Fakültesinde hazırlanan lâyiha Yeni Türkiye din sahasında yalnız yeni vicdan Intlbahının değil, bü- tün esir ve gerl olan İslâm k&- vimlerinin hürriyet ve terakki- sinin de bir mürşldli olacaktır Sizin anlıyacağınız, kısa bir zaman Sonra lüslütun ortadan kaldırılacak olan İlâhiyat Fakültesi Profesörlerinden bir grup, İslâmi- yeti inkılâba uydurmak ve her biri sahte bir Peygamber salasiyle yepyeni © bir din (!) öyl dâvasındadır. İsimlerini aşağıda teker teker okuyacağınız Lu heyette lerine uzatılan Hulunmayan, kendi- lâyıhayı imzalamayan aynı Fakülte mülerrislerinden iki meşhur - ve bu- gün merhum - zat vardır: Bakan zade Ahmet Naim tey ve Ferit Kam... Şimdi nefret duy- gunuzu elinizden geldiği id ar zaptetmeğe se hışarak (Vakit) gazetesini okuyunu yeni baştan dincilik gayretine düşen in şahısların iç yüzlerini ve İslâmiyeti ne şartla kenimşomeğe, hazır bulunduklarını böylece anlayınız : bi yeni hayatın, .tekâmü- rine uygun bir şekil ver- mek için İlâhiyat Fakültesi müderris- leri ıslahat esaslarını tetkik ve bun- ları bir lâyiha halinde tesbit etmiş- lerdir. Bünu alâkadar makama bildir- mek üzeredirler. Heyet; Köprülü Zade Fuat, ter- biyeci İssasil Hakkı, ruhiyat müderrisi Şekip, İzmirli İsmail Hakkı, Halil Ha- lit, Halil Nimetullah, Mehmet Ali Ayni, Şerafeddin, Arapkirli Hüseyin Avni, Hilmi Ömer, Yusuf Ziya bey- lerden mürekkeptir. v Komisyon tarafından dini ıslahat esasları hakkında hazır'anan lâyihanın elde ettiğimiz bir suretini âtiye derce- diyoruz : Dini ıslahatın esasları hakkında lâyiha Dini ıslahatımızın esasalarını tet- a eden komisyonumuz bu baptaki ilmi kanaatini bervechi zir arzeder : 1 — Demokrasi sahasında tecelli eden muazzam Türk inkılâbı; lisani, ahlâki, hukuki, iktisadi bütün içtima! müesseseleriyle başlıca iki manzara gösteriyor. Birincisi: Bütün içtimai müesseselerin ilmileşmesi ; ikincisi : Bütün” içtimai müesseselerin millileş- mesi. Binaenaleyh cemiyetimizin ha- yalında ilme ve makulâta ait olan bütün mevzular aklın ve ilmin salâ- hiyeti ile idâre edildiği gibi mijli hayata ait olan bütün faaliyetler de infiratçıhktan kurtulmakta ve milli tesanüde dahil olmaktadır. Türk inkıâbı lisanda, ahlâkta, iktısatta, sanatta yaptığı bütün tahavvüllerin mebdeini ilmin mâkuliyetinden ve milli hayatın fey- zinden almıştır. 2 — Dinde içtimai bir müesse- sedir. Diger içtimai müesseseler gibi hayatın zaruretlerine katlanmak, te- kâmülün seyrini kovalamak mecburi- yetindedir. 3 Bu tekâmül gerçi dinimizin tabi- atı esasiyesi haricinde olmayacaktır. Fakat bununla dinimizin ilmi, iktisadi ve bedii emirleri her ve olursa olsun bütün eski şekillere ve eski örflere merbut ve tekâmül kudretin- den mahrum kalacağını düşünmek hatadır. Binaenaleyh Türk demokras- yasında din de muhtaç olduğu inki- ei ve hayatiyeti gösterimelidir. 3 — Böyle bir uslahat imkânı “ mevcut olmakla beraber bunu sırrile- rin lâak'i ve fevri olan teessürlerin- den beklemek bugünkü cemiyetlerin şartlarına göre bir imkânsızlıktır. Dini hayat da, ahlâki ve iktısadi hayat gibi ancak ilmi tefekküler ve ilmi usül- lerle bast ve ıslah edilmelidir ki, diger meselelerle hemâhenk bir su- rette hususi ve şahsi feyzini verebil- sin, Bu ıslahat için ümenimizin tasavvur ettiği tedbirler şunlardır : Mâbetlerimiz temiz, muntazam kabili iskân bir hale getirilmelidir. Mâbetlerde sıralar, elbiselikler tesis edilmeli ve temiz ayakkaplarla mâ- betlere girilmesi tervic edilmelidir. Bu, dini ıslahatın ibadete ait olan sıhbi şartıdır. badetin dilinde : İbadet lisanı Türkçe olmalıdır. Âyetlerin, duaların, hutbelerin Türkçe şekilleri kabul ve istimal edilmelidir. Bunlar; yalniz hafhzann sermayesi olarak değil, mektup ve muharrer olarak dahi istimal edilebilmelidir ve mâbetlerde bu esasta teşkilât yapılmalıdır. İbadetin sıfatında : İbadetlerin son derece bedii, müheyyiç bir şe- kilde yapılması temin edilmelidir. Bunun için usül dairesinde teganniye müstait müezzinler, imamlar yetiştir- mek lâzımdır. Ayrıca mâbetlere mu- siki âletlerinin kabulü dahi lâzımgelir. Mâbetlerde ilâhi mahiyetinde asri ve (enstrümantal) musikiye kati ihtiyaç .ardır. İbadetin fikriyatında : Hutbelerin matbu şekilleri kâfi değildir. Hitabet kıraetten ayrı birşeydir. Hutbelerde mühim olan mahiyet doğrudan doğ- ruya ilmi, yahut iktisadi fikirler de- ir doğrudan doğruya dini olan kıy- etler ve muakaledir. l Bunu verebilecek olan insanlar, hitabete muktedir din filozoflardır. Bu mertebede hatiplerimiz İlâhiyat Fakültesi vasıtasiyle kâfi miktarda yetişinceye kadar hariçte mevcut olan din mütefekkirlerinden ve din filozoflarından istifade etmek. lâzım- dır. Bunlar haricinde yapılacak hiz. met. din edebiyatının ve din felsefe- sinin tesisidir, u maksadı eski şekli ile ne doğrudan doğruya ilmi kelâm d edemez. Asıl m Kur'anı Kerimin Türkçesi, ne de bu Türkçenin tasnif ve tensik edilmiş şeklidir, Mühim olan şey Kur'anın ve İslâm dininin beşeri ve mutlak mahi- yetini gösteren felsefi bir ruyettir, Şimdiye kadar bu yapılmamıştır. Kur'anı Kerim bu gözle görülüp kuv- vetli bir zekâ ile anlaşılmadıkça. aklı mahz ve mantıkı mücerret ile anla- şılamaz. Bütün ıslahatın tahakkuku için ilmi bir merkez tarafından vücude getirilecek olan tatbikat ME ihzarı lâzım gelir. Bu ilim merkez İlâbiyat Fakültesidir. Türk inkilâbı bu Fakülteyi vücude (Züffen sayfayı çeviriniz)