ANRIKULU'na bir ya- zımı okuyorum. Tam 20 yıl evvel, 20 yaşla- rndayken bir tetim sergisinde yendim bir konferanstan satır. Beni ne güzel, ne tatlı: dinli. alien dünya e bu. güne kadar sanât hayatım: miz üze- rinde verilmiş hüküm toptan ve kabaca şudur: Sanat yok, sanatkâr hareket, eği > Bire nesil kuvveti tsiz, gaye - : Nerede beklenen sanat . uu hükmün görehildiği sey, bir hasta- nn derisindeki uçuıkluk gibi vâkıanın en üst ve en sığ tabakasıdır. u vâkıanın dibine inmeğe, bari > e opan faciayı kö- kü-d tmeğe, sanatın bütün dün- ydi "ecirdiği ihtilârlardan bugünkü Türk neline düşen payı e ve sor. mağı zahmet etmiş değildir. on elli senelenberi insan kafası, yal- nız bir subsde değil, bütün havat ve bü- > madde üzerinde korkunc bir tecrübe- iriemis bulunuyor; Bir minareden sey. rekğimiz kaldırım taşlarını, üzerine bur- “muzu J im ssafesin za görebilmek için kendimizi minareden amvarak .hir kisnik da, lavış ve görüs farkı olarak. bir Süveyş A de- gl. Wir okyanos actı. Sanki yeryüzünde bir âfet olmuş, kü- Zi ve her okur yazarın hildiği bu deri de- ve değil, kemik değistirme hâdisesi, Harek evimiz diinvanın bacaen. e bir ii cevikliğivle içeriye dalmıs, her odanın in eğin tavan arasına kal- *st Bir biseyedi salonu kadar xiz aa. nat odasında tek bir reis koltuğu yok. Eki atlas sedirlarin vevinde, vitewdemu. hönersiz dö-t ayaklı tahta Da Bu anaor,. yeklara ksrıs'ırdığı eşyanm yeri. ne bunları mı getindi? gömleği, . korku. sundan (Şiller) in çoraplarını göğsüne vz bekliyor. Ve © heps tlisi, hasırı sökülmüş cilk an bir tenaşir MEYE estiği, her cismin ve her e fevkinde bir boşluk, bir çip- değişmenin Mae ve “hikmeti ne ice asrın sonunâ li hayatın başındaki meşin koltuk halinde yedi ced. denberi elden ele teslim edilen “anane- den bugünün çocukları sanki «babamı- zn b»bemız ; ol inanmıyoruz /» Mi gibi hiç bir miras kabul etmediler. eyve yliklü bir ağaca benzer kafası- İzik 2 Fapl ka ın her dalında, içiçe mâ ânalar halinde Şeytanı, yan, hiç bir grda' ile doymıyan, kal'ba sığmıyan, 'bşırın etrafındâki iman güverc'nlerini imdadına çağırdığı kadar onların yoluna en biçimsiz korkulukları dilen, sevimsiz, rahatsız, yüzü ıstırap, dahlandı. Belki bir kurtarıcı, belki ai has ta: olan bu mehlük bütün dünvada belli başlı bir sanatkâra, ve ünün müş- terek ruhuna ait bir rem: İman ve gaye bütün dük icin e. m Fakat nasıl bir iman ve nasıl bir gay»? / m bubünkü hamleye hayırlanır. memleketimiz «Tansimatı Hawrivey : ŞA, eltnda kısır bir Avrupalilaşma hareketine pisisiyardu. Bu hareketin bavraltarlaı. Avmınada elri'ik veya talebelik ederken (Sen Mi. sel) kulvarında k bi halka hitap edisini gözleri fal taşı gibi açılarak sevretmis, (Veresır) da vizlerra musiki âletinin konserini düşük çenesiyle dinlemiş, (Sarlötenburg) sarayınn ül Bh delille kendinden gecmis, basit bir İsviçre köylüsünün ruh hâletini taşıyan bir zümredir. Bu zümrenin memlekete hediye ettiği k'vafst de, avnı köylünün Berlinde, köy Wüleve hazır elbise satan bir Am e ç'karken kırıta kırıta sırtında “ taşıdığı ruba... İçinde yasadığı cemiyetin bütün duy. gularmı kucsklayamam'& da olsa; dili an- nesinin dilinden * ayrı bir karagöz diline hu wbavı giyince, ayda âdi bir mülei de kaldı. Hintlilerin maymun li için hari- kulâde bir usulleri varmış... Ma: nla- fındık doldururlarmış... sün ve taklid etsin diye de ellerini küpe sokarak 'bir kaç fındık alırlar, yerler ve giderlermiş... Maymun bili avuçlamak — elini küpe sokup avuçlarının alabildi. ne doldurur, fakat ya side sign dar bibi u küpten arm iz türlü a fındıkla- rı bırakmayı akıl edemez ve böylece göz. leri zekâ ve şeyta: parlıya dursun, avcısının: eline düşermiş... ve anlayışsız taklit pisikoloc . 1 eğ PHANE | ANKARA İD ÜNÜDİRİN? başka ne emi 2 Tense LERİN erer Gelen Nesil yasmı ifade için misalden atının 'da ap Po de içinde saklar findık kabuğu bulunan bu küpte büyük harp sonuna kadar bekledi. Ara- da (Bodler) ve (Rembo) gibi bugünün, hattâ yarının sanatkâr. laından * halis numuneler -gelip eçtiği “devirde, nuştuğu yegâne lisan fıransızca' olan R yin e Arap, ne İslâm, n mi ne ah, ne Asyalı yim bir.mek- p. (Müse) ile (Sülliprüdom)*'un tuzlu pere yn başka içecek kevser bu. İam ( (Edebiyat cedide) r) akel ilerisini bir yu ve idrak anlâyamamış, haremağalığı devridir. N'havet bu fınd'k küpüni'n üstüne bi en indi. Bu b-lvozu indiren ne yeni nesil. ne eski nes'ldir. Pi keli Ki HAVAT pi», ilerisinde ve Lbaerdisine âlim vwitrümesi lâzımcelen kıstastarın #m. viyesini kendi kendina asmıs, dalpra vol- cuvu sard-llan evvel götürmüs ve kavık geride: parcalanmıetır, İşte bugünkü bahtız neslin içinde bu. lunduğu Ka mun mancınık güllesi yerine fürükle erk tarzında. ölümlerin 0 en serefsiziyle rakipsiz. mücadelesiz ölen ev- velkiler icin ne hasin âkibet. bweiinküler için ne alya bir ders ve istikbal... Kısa ei nesil ufak tefek farklarla dünva- nın her tarafında olduğu gibi memleke timzde de bir (Kaos)” içindedir. Sanatın (A) -sındân başlavıp: (Y) si. halis olarak te- 25 sene evvel bulmuş olan bu nesil, bun” dan sonra. okuyucusunu, seyircisini, Me vici'ini meydanâ geti'meğe ve onun vi basında, miyarlarını, öleölerini, hk nı, Ma kendisini ortava koymağa mec- bord Tohum o, toprak o, ağaç o. Bir Türk edikinin sâman ekmeğinden yetiştiğini. e! Nerede beklerileri B-klenen sanatkâr yolda! Eğer fa>la yaklaşınca zaranın irk ie ürküp geriye dn mese. Tarikula sordu: — Eeee, yirmi senedir” beklediklerin geldi mi? — Güya geldik ama. Min gelenler her şeyi halletti! Topvekön ye- lişlerden ve geleceklerden bütün Yenitler ri kuru > elinizde düzelecek, yahut hiç bir in aslâ düzelmiyeceği belk mi! ruttu! — Son ümit yine sizdel Ya. her dey.