atılub, kan dökülüb, hükumet ürküdüldü." ve bu sayede hürriyetler ve müsa'adeler alındı, diyorlar. Bu gazetelerin tefsiri de doğru degil. Her iki taraf öz meslegine, öz nazarına muvafık suretde işe ma'nalar verüb, tercüme ve tefsir idiyorlar. Her iki taraf ahvali, fırka, partiya istifadesi iktizasına göre beyan idiyorlar. Ama hakikat-i hal başkadır. "Balkan" Tercünan refik-i muhteremimiz Rusya'da ilan idilen hürriyeti, adaleti, akan kanların tesiratına, o herc ü mercin zulmüne havf eylemiş olduğu, havf ve hırs asarına atf etmek istemiyorsa da, henüz hürriyeti, adaleti hazm idemeyen Rusya gibi bir hükumet idaresinde münteşir bir Müslüman gazetesinin hakikati bundan fazla teşrih idebilmesi bittabi' biraz müşkülcedir. Hürriyet hiçbir beldede; bir memleketde kan dökülmeden kazanılmadı. Zulm ve istibdadın bar-ı sıkletini zaten insana his ettiren de kan, kan harareti degil midir? Bize kalırsa Rusya'da te'sise başlayan adl ve hürriyetin tekamülünü ve fevz ve feyzin bizlere de, Müslümanlara, Türklere de teveccühünü, insaniyet, adalet, hürriyet ve uhuvvetin zevali, bizlerin de ruh ve efkarımızda hakkıyla takrrür tecellisini an ve dakika temenni eyleriz. - - -⫷O⫸ - - - BİZ NE İÇÜN GERÜDE KALDIK "Vakit" refikimize A. Abdüllin isminde bir zat yazıyor : Gazetelerde "Biz niçün gerüde kaldık" diye bir sual vardır. Buna herkes kendi bilgisine göre bir cevab veriyor, ama ben diyorum ki : Şeriat-ı Ahmediye ile amel itmedigimizden ve şer'en mezmum ve menhiyy olan şeyleri adet idindigimizdendir. İkincisi tenbelligimizdir. Ermeniler, Yahudiler hep çalışmakdadır. Biz ise sokaklarda boş boş gezeriz. Üçüncü, sünnet amelleri yerine bid'at ve haram adet idindigimizdendir. Hazret-i Fatma'nın mihri ne kadar olduğunu ve mihri nikahları şer'en memduh olduğunu bildigimiz halde ağır ağır mühürler, nikahlar ibda' eylemekdeyiz. Bu yüzden birtakım fukara gencler teehhül idemeyüb ömürlerini zevk sefahatde geçiriyorlar. - - -⫷O⫸ - - - DAHİLİ Hükumet-i hazıra aleyhdarı olan diğer fırkaların hal-i hazır kabinesi aleyhinde tahrikatdan gerü durmadıkları malumdur. Bu partilerden bazıları vaki' olan tahrikatında ve neşriyatında güya Makedonya'da zulmdide olan Bulgarların tahlisine mutlaka çalışacaklarını, mesela Hükumet-i Seniyye'ye ilan-ı harbe kadar yürüyeceklerini telkin iderlermiş. Zaten Filibe'de Rumlar aleyhinde yapılan son mitingde de bu fikirde bazı muhalifin görülmüştür. * * * YİNE MEKTEBLER HAKKINDA Burgaz'dan yazılıyor : Muhterem efendim, Mu'teber gazetenizde birkaç gündür mektebler ve mu'allimler hakkında bazı fikirler meşhudumuz olduğundan biz dahi kendi hal-i esef-i iştimalimizden bir nebze haber vermek isteriz. Bizim Burgaz mektbi de şayan-ı merhamet bir haldedir. Dostlar alışverişde görsün içün bir mektebimiz var gibi ise de böyle varlığa yok demek daha evladır. Koca hükumetin ancak bir mu'allimi var. Bu mu'allim onca çocuğa usul-u cedid mi, usul-u atik üzere mi ne