sini döğmeğe yoruldukları fakat gece yarısı Balikar'a kaçdığını unutmuş mu acaba? Hatta bir def'a bayram sabahı ahaliye va'z edeceğim diye cami'de kürsiye çıkub bir takım saçma sapan nefsani sözler söylemeğe başlar başlamaz ahali tarafından çala-yaka kapu dışarı atıldığını niçün der-hatır etmiyor. Namus kim, Behzad kim, haya kim? Bir de yazıyor ki Sofya'ya getmiş Ali Ferah beğden iltifat görmüş ve İstanbul mekteblerine üç çocuk kabul ettirmiş. Ve minel acaib?!... Ali Ferah Bey nazik, terbiyeli bir zat olduğundan herkese hoş mu'amele ederdi. Eğer üç müslüman çocuğu İstanbul'a gönderdiyse Behzad gibi bir bed-mestin keyfi içün değil ancak kendi uluvvü cenabındandır. Fakat tuhafı şu ki Behzad'ın İstanbul'a göndertdim dediği çocuklar acaba kimin çocukları? Bu çocukların her birinin babası binlerce liralık adamdır. Bu zevat çocukları İstanbul'a gitmese bile yine kendi paralarıyla tahsil ettirebilirlerdi. Fakat işin içinde iş vardı. O çocukların babalarından Ali Şakir'le birlikde çarpmış oldukları bin iki yüz lef parayı pek anmak niçün istemiyorlar? Bu çocukların babaları ki elyevm Tutrakan'dadır, bunlardan paralarını istedikleri zaman çocuklarını mektebe göndertmiş olduklarına mukabil tutmalarını söylüyorlar. Bu da mı namus ve hamiyyet? Behzad'ın namussuzluklarını isbat içün birinci delil İspektorluk'da Tutrakan ahali-i islamiyesi tarafından imzalanmış protokoldür. Babayiğit muharrir acaba bunlara ne cevab verebilir? DAHİLI Bulgaristan'ın her kasabasında Rumlara karşı mitingler yapılacağını Sofya'da verilen karara atfen yazmış idik. Malumat-ı hususiyemize nazaran Burgaz ve Balçık kasabalarında da mitingler yapılarak oralarda da emsali misüllü polislerin gösterdikleri mukavemat ve muhalefete rağmen Bulgarlar yine Rumların mekteb ve kiliselerini zabt ederek ilan-ı şadmani eylemişlerdir. Zabt edip şimdi benimsemek iyi ama bilahare i'ade edilmemiş olsa!... & Hasköyde 14 yaşında bir Yahudi kızı aynı kasabadan onaltı yaşlarında İslam kıbtilerinden bir kasab çocuğuna teaşşuk edip kaçmış. Bundan son derece içerleyen Yahudiler gürültü, na'ra ile kıbti mahallesine gedip kızı kuvvet-i bazu ile geri alarak ebeveynine teslim etmişler. TELGRAF HAVADİSİ GİRİD MESELESİ Atina'dan:Düvel-i mu'azzamanın şimdilik Girit meselesinin Giritlilerin arzusuna göre hallolunmasına muvafakat etmeleri üzerine Yunanistan Heyet-i Vükelası kralın taht-ı riyasetinde olarak suret-i fevkal'ade ictima' etmiştir. Mevsugan alınan haberlere nazaran adanın Yunanistan'a bu sıralarda ilhak edilemeyeceğini anlayan Yunanistan Nazırları hiç olmaz ise adadan düvel-i hamiyenin asakir-i muhafazası yerine Yunan askerinin ikame edilmesini rica zımnında düvel-i mu'azzamaya müşterek-ül me'l bir nota takdim etmeğe karar vermişlerdir. Atina'dan: Girit'in Yunanistan'a ilhak edilmesine düvel-i mu'azzama tarafından ru'yi muvafakat gösterilmediğinden muğber olan cezire prensi Jorj cenabları güya isti'fa etmek niyetinde imiş. Prens isti'fa idüp yerine Avrupa prenslerinden biri tayin edilecek olursa Giritliler fena suretde ihtilal edeceklermiş.