27 Ağustos 1939 PAZAR is l HZ. MUHAMMEİ Mekke şehri bu bedevi kabilenin de idare edilirken Kureyşiler de iyiden iyiye fazlalaşmışlardı. Gittik. çe Arabistanın şark tarafındaki badi- yelerö doğru kol atıyor ve diğer kabi- lelerle ihtilât peyda ediyorlardı. Arap müverrihlerine göre Cahi- liyelarap devrinde, yâni islâmiyet- ten evvelki devirde bir çok dinler intişar ve taammüm etmişti. Başlı- caları şunlardı: Nasranilik ve Yahudilik, Mecu- silik ve Zındıklık.. Bir de Sabiiler vardı ki, bunlar Yemen taraflarında ikamet ederler- di ve kendilerince tayin edilen yıldız lara taparlardı. Kureyetlerin bir kısmı Zındık ol- Mmuşlardı. Kelimenin tam manasiyle doğru yoldan, hak ve iman yolun- dan ayrılmışlardı. . Nasrantler, mütemadiyen kilise inşa ediyorlardı. Bunlardan Şam, Ha lep ve Habeşistan kiliseleri çok meş- hurdu. Araplardan bir kısmı taşlara kar- H ibadet ederlerdi. Eğer bulunduk- ları mahalde taş bulamazlarsa kum- yığar ve teşekkül eden tümseğin| rine sütlü bir deveyi getirip sa- darlardı. Ve artık bu küum yığını 'Onlar için bir mabut teşkil ederdi. ibeye hürmet, gerek milâttan ev- Vel, gerek sonra aynen cari idi. Fa- t burası hazret İbrahimin temin #ttiği mahiyetten uzaklanmış bulu- tüyordu. Ceneba: hakka karşı iba- l&t esası zail olmuştu. İranda Mecusiler, yâni beni te- Mim, binlerce senedenberi yanan ve Mukaddes sanılan bir ateşe tapıyor- lardı. Yemen kıtasındaki Hamyert me- lükünden birisi, Nasraniyeti - kabul #tmişti. Bu adam, Roma imparatoru Onstans ile muharebe etti ve San'a tehrinde büyük bir kilise insasına Muvafakat istihsal etti. Bu hükümet Hkbeşistanın, Arabistan -toprakları- ğ geçmemesi için bir dıvar teşkil &liyordu. Fakat Habeşiler pek az faman sonra Arabistana da geçmeğe Muvaffak oldular. Kureyşiler arasında putberestlik Yle taammum etmişti ki, Benu Ha Hife kabilesi, bir gün hurma helva - Kndan bü: bir put yaptilar.. -Bu tİvanın adı (sevik) tir Hurmanın tekirdeği çıkarıldıktan sonra tereya- ile yoğurularak imal edilmişti. Benu Hanife yıllarca, bu helva Butün karsısına geçi iye tapındılar. Bu Mina kurbanlar kestiler. Onun a- Yakları ucunda dualarda bulundu - İlt. Ondan feyiz ve bereket, küdret Ve her şey istediler. Bir sene geldi ki, Arabistana hiç Yağmur düşmedi. Sıcağın arzettiği dehşet mahsulâtı kuruttu. Sey- Tüsefer azaldı. Kazanç kalmadı. Yi- Yecek te tükendi. Bu kabile uzun Müddet ne bulduysa, yedi, içti. Fa- Ntikuk âçük son Kâreyö geliiiğii. Kabile efradı kırılıyordu. Nihayet bir Rün; bu aç kabile sürüsü, yıllarca ta- ikları bu helva putun üzerine lrdılar. Onu yere devirerek ağ- dı ağlıya yediler ve mabutlarını mi- Ye indirdiler. Kabilelerin bir kısmı Allahı ve pey berleri tamamiyle inkâr ediyor- . Bir kısmı: — Evet, Allah var, fakat peygam- ? yoktur. Diyorlardı. Bir kısmı da, yukarıda lÇt ettiğimiz veçhile putlara ve zlara tapıyorlardı. Müpirinci kısım, yâni tamamiyle nkir olanlar, <hilkati âlem» mef- Mnunu da reddediyorlardı. Gerek ». “ğjaııın. gerek insanların yaradılı- K Pir takım serseri, cahil, ateh ge- iş kabile pirlerinin nazariyeleri- », Söre telâkki ediliyordu. Onların Ğ"nda, dünyanın yaradılışı, ce- İ hakkın büyük iradesinin taal Etmediği bir keyfiyetti. Dünya- 'şdı:mluıu. dehrin mahsulü sayılı- b __: Eğer bu cihanın yıkılıp bozül- llç, Ve beşer neslinin harap olup bir. Müncer olması mukadder ise. bu Mlda _Y!_-ımın ve zamanın tecellileriliki devlet Avrupadaki mevzilerini (ANADOLU) LÂM TARİHİ 7 yapacaktır. | Diyorlardı. Kabile - reislerinden İbir çoğu; kendi şevketlerini tahkim etmek, ganimetlerden bol bol hisse almak için, halkı delâlete, şerre; fe> sada çapulculuğa ve kan dökmeğe teşvik ediyorlardı. — Ne yaparsanız yanınıza kâr ka- hır. Diğer kabilelere karşı dilediğiniz gibi hareket ediniz.. Mahşer ve ru- züceza tur, Herkes taprak olup gidecektir. Başka bir şeye inanma- yınız. Diyaorlardı. Bu suretle hazret İbrahime iman eden kabilelerden başka, hıriatiyan- |hk da dahil olduğu hakle Yahudiler putporestlerin, mecusilerin, putpe- restlerin, Münkirlerin mezhep ve i- tikatları, Ceziretülarapta içtimai, ah- lâki ve vicdani kargaşalığı körükle- yip duruyordu. Ahlâk, tamamen yıkılmıştı. Nesli hiç bir şey tutamıyordu. Muaşeret kâmien zail olmuştu. Kâbenin idaresi, Kureyşilerden bazret İsmail ahfadının elinde bulu- nuyordu, Fakat bilâhare gene Hızai- ler tarafından alınmıştı. Külâbın bir bir dul karısı, bir de Kusey namında bir çocuğu kalmıştı. Kusey ibni Külâbın anası, niha- yet Şamda oturan Kadaalı bir Arap- la evlenince çocuğunu alıp Şam ta- taflarına git?. Kusey civanmertti. Güzeldi, kah- ramandı. Fakat yabancı bir muhitte yabancı bir kabile içinde bulunuyor- du. Fazla zekâsı, iradesi, kahraman- lığı, kabile gençleri arasında daima kıskançlık tevlit ediyordu. Bir gün sokakta Kadaf bir gençle atıştı. Mu- hasımı kendisini müstehzi nazarlarla süzdükten sonra: — Sen kimsin be -dedi. yabancı bir adam? Soyu sopu belli olmıyan bir genç.. Bu söz, damarlayında Kureyş ka- ni bulunan Kuseyin gururuna do- kunmuştu. Çünkü muhatabı ona — Sen vatansızsın.. Senin kabilen| — Ebi Gabsan da, adamakılı sarhoş le yok.. Nesebin, hasehin belli de-| olmuştu. ğil.. Bu aralık Kusey; kayinbiraderi-| Demişti. İle Kâbenin anahtarı etrafında birmü| |kâleme açtı ve çünkü Ebi Gabsanın bir kadeh şarap mukabilinde Beyti. şerifin anahtarlarını vereceği hakkın da bir söz sarfettiğini işitmisti. Ona — Devam edecek — Bana söyle: : Ben kimim? Hangi kabiledenim? Ecdadım kimdir? şü cevabı verdi — Üzülme evlâdım, sen büyük bir sülâlenin çocuğusun. Senin babanın adı Külâptır. Hazret İsmail sülüle sindensin.. Baban ölünce seni bura- lara getirmek mecburiyetinde kal- dım. Kâbenin icazeti bizdeydi. Fa- kat şimdi bilmiyorum ne oldu? Mek- kede senin en büyük dedelerin İb - rahimle İsmailin kurduğu bir şehir- dir. Orası da şimdi yabancı ellerde bulunuyor. Kusey ibni Külâp hazret İsmaile müntehi olan sülâlesi hakkında bu de yumruklarını sıktı: — Öyle ise Allaha 1smarladık re kendi memleketime dönüyorum, Hakkını helâl et. Annesi onu hacıya gidecek kafi le kervanının kalkmasına kadar bek- letti. Nihayet o gün geldi ve Kusey anası ile öpüşüp helâlastıktan sonra; Şamdan Hicaza ve Mekkeye giden kervana katıklı; Epeyce bir müddet sonra artiık Mekke civarına gelmis-| t. Burada Kureyş kabilesinin efradı arasına katıştı. Nihayet, Beytullahın Şerife Halil ibni Habeşiye tarafından mütevlli sıfatiyle idare edildiğini anladı. Ku- sey her türlü meziyetiyle iştihar et- tiği için az zamanda bu zata damat oldu ve gene az zamanda kainpederi toprağa göçtü. Mekkenin anahtarı, Kuseyin ka- yin biraderi, Ebi Gabsana kalmıştı. Bir gün, Taifte; büyük bir eğlence| vardı. Arap çengileri dönüyor, gazel-| hanlar maval okuyor - ve mecliste| ağır, derin bir sarhoşluk havası esi- yordu. Kabile reislerindem mürek- kep olan eğlence erkâni, şarabı çek- tikçe nârayı basıyorlardı. bil Bü hakareti hazinedemeyince döğ tü Evlerine koştu. Anasinın karşısı- va dikilidi: — Ana -dedi: ben bir hakarete uğ: radım. Bunu hazmedamiyeceğim.! sordu: İK Bulgarlara göre: Türkiye, Avrupa- ya dönüyor Bulgaristan bu yeni temayülü göz önünde bu undurmağa mecburdur Sofyada çıkan Slov gazetesinde yeniden takviye etmeğe koyuldu - (Türkiye Avrupaya dönüyor) baş-|lar. hığı altında profesör Petko yazıyor: | — Türkiyenin Avrupada yeniden Büyük harbin neticesi olarak / kuvvetli bir mevkie sahip olması için iki devlet Avrupadan çekilmiş ve bi- rer Asya devleti halini almıştı. Rusya, hükümet merkezini Petro- graddan Moskovaya nakil ile Krem- lini bu devletin nazımı yapmak iste- mişti. Diğer taraftan Türkiye Ankarayı hükümet merkezi yapmış ve muhte. lif kahraman savaşlar — neticesinde| Anadoluda yeni bir devlet meydana getirmiştir. Bu yeni devlet her ne| kadar bir ayağını Avrupaya atmış| bulunuyor idiyse de kendisine bo- ğazların müdafaası bile tevdi edil - miş değildi. Sovyet Rusya bu yeni Asya devletiyle olan münasebatını düzelterek kendisine bütün mücade- lelerde yardım etmiş ve böylelikle Ayrupa islerinden tamamen cekil - miş bu iki devlet arasında #kı bi dostluk meydana — gelmisti. Bu iki devletin Asvada tam manasivle kuv wetlenehilmelri icir yirmi vllık bir, >aman kâfi celmist! P itiharla har larına şahit olmaktayız. Türk poli tikacıları, Ti 'nin Asyada pre: sahibi olabilmesi için Ayrupaya dö: mesi lâzım geldiğini ve bunun içü de boğazlara hâkim olması icap etti- ğgini anlamışlardı. Türk diplomasisi son seneler zar- fında bu istikâmette sistamnatik bir| faaliyet sarfetti.. Bu faâlivetin saha- dan Avrupa ve Balkan devletleri yülünün en beliğ tezahürü Balkan paktının meydana gelmesi idi Türkive, bu paktın imzalanması ile bir Balkan devleti afatiyle ortaya cıkıyor. Ve simdiki Balkanb mütte- fikleriyle birlikta Avrmpadaki hu dudlarını müdafaaya hazırlanmış o- luvordu. İkinci bir hareket ise İnm'lterenin vardım ve himı vesivle ve P» hosr ı kanzlı; —Dovamı 10 uncu sal mın kive - de — Annesi oğlunu bağrında basarak | malümatı alınca derin bir zevk için-I ana -dedi- ben kabilemin olduğu ye-| Türk siyasetinin bu uğurdaki inkişaf | s1 bir yandan Cenevre, diğer yan -| merkezleri idi. Türkiyenin bu tema-| | (SAHİFE 8) | | | P ON 18 yaşınd Anni Verne, olgunluk imtihanların- da üç derstern döndü b Tililik O, diğer yıldızlar gibi geç vakite kadar yatakta kalmaz, erkenden kalkar, daima jimnastik yapar dız., Anni Ver. 18 -yaşında bir yı koşar, çünkü A Verne sine-|hakkak lâzım olduğunu pek iyi bilen 4 bDenze -| macılığa başlarken lisenin son gını -| yıldız, bir sendenberi muannit bir a- mez.. Gündüz saat ona kadar yata-|?ında idi. O seno bir taraftan film çe- zimle bakalorya derelerine çalışıyor, ğında bir yandan öbür yana dönme-| virirken n da olgunluk| Resimlerimizin birisinde — olgunluk ği âd mbellik, | sina olay|talebesi yıldızı güç bir mesellesat baş - |no Si karşısında apışıp — kalmış, gır. ine pek kulak as-|ter dökerken görüyorsunuz. icede Anni Verne, Bu yorucu çalışmadan sonra Anni «|tematikten, coğrafyadan ve Pransız| dershaneye yakın olan yüzme havu- ati tarihinden il le kaldı. |zuna koşar. Yüzme havuzunda weçen &ila, hangi meslekte olursa ol-| saatler yıldızımn en çok hoşlandığı sa- öüm ü kanünükeki Kıldız. not ver ne'de zev ; Doğrusünu ma- len ev yesinde hiç ki başını betizeyen | sün, her genç insana lise diplamasının mü -| — Deyvamı 10 uncu sahifede — bir-kız olarak sade yaşayışında de-| . vam ediş inti. HABERLER Cihan harbine ait bir faciayı anla-|rını şiddetle çekmiştir. Yıldız bu tan (Kazma sapları) ismindeki fil-|saçları takma zannediyordu. Fakat min çevrilmesi İgenç kızın can acısından bağırdığını * (Andre Hard Kovboy) görünce şu sözlerle itiraz etmi seven | çevrilirken filmde başrolü yapan Mi| *Affedersiniz, bu asırda Holivutta saçlarını kestirmiyecek kadar aptal bir kız bulunduğunu sanmıyordu: * Norma Şererin so0n - çevirdi filmde taktığı kıymetli mücevherle. ri muhafaza etmek için şirket dört polis hafiyesi tutmuştur. *& Balalayka filmini çevirmekte o- lan İyona Masey, şirketle olan mu - kavelesini yenilemiştir. * Meri Obron Fransada — Antip şehrinde bulunuyor. Burada Alek - sandr Kordo ile (bu zat zengin bir sinema stüdyosu sahibidir) tanıştı. Oraya genç aktör David Nivan ile beraber gelmişti, sevişiyorlardı, evle neceklerdi. Fakat yıldız yeni tanış- tığı Kordoyu tercih etti. Aktörden ayrıldı. Korda $le Obaronün düğün- leri yakında yapılacaktır, * Erih Fon Ştrokaym «Paris üze- rinde fırtın> isimli yeni bir film çe- virecektir. En şayanı dikkat nokta n bu filmde bir zenci rolü- ynamasıdır. Ştrohym bu filmde morfin, kokain gbi uyuşturucu mad deler satacaktır. 'Filmin çevrilmesi- ne başlanmıştır, * Korkunç babalar isminde jan Kokhun piyesinden alınmış bir fil - min bu hafta içerisinde çevrilmesine başlanacaktır. Şair filmin alınmas- na bizzat nezaret edecek ve rejisör jak Mamuel yalnız teknik işlere ka- rışacaktır. ** Bir oğlu doğduğu için altı ay- dır çalışmıyan dilber yıldız- Marla İŞelton, Balalayka film'nde biF — rol k Üzere bir konturat imzala - buçuk senedenbi ema mesleğinin zarüret leri onu tamamiyle serbest 'ıır:ıkmı.[ yor. Fakat Anni, meslek işleriyle an| den sonra uğraşır, sabahtan adar olan vakti lnmı.mı_vinı filmi kmağı 2 olgünlük sınay. larına hazırlıyan hasusi bir dersh z rolünü oyna- n uzun saçla- ke Ronez, bir genç k yan Virjiniya Mildey Resmini gördü z di'ber, Amerika 8'nema âleminde yeni parlı. yan bir yıldızd An Seridendir. Sinema mehafili, bu güzel kızın İfevkelâde seksepali bulunduğunu söylüyorlar.