y (SANİFE 8) TARİRİ ROMAN— | kxANL mir Yunüs; “Nif ve Peygamberin — rga Te kat emir Y medin, kızı Tayy teklifte bulunduğunu nafih £ sında tekrar b Emir Yunus bir. miş kuzuda Mehmede uzat ğa elini uzattı sına gelir> ol tiğini söyledi. Emir Yunus bu sefer de Me din talebini ya anladı ve yahud da işi anlamazlığa vurdu. Yemekten sanra şehzade Mah-| med, dikkatsizlik ve İâübalilik gös- terdiğinden bahisle emir Yunustan af talep etti. Fakat emir Yunus bi le bir şey vaki olmadığını söyliyer zadeyi okşadı Mehmed «Pekâlâ ; iyi Bk güzele |i lâkki ettiniz? Diye sordu. ğu yerden kalki gitti ve elini avucuna şadı, — Oğlum nikâh Allahın emriyle ve peygamberimizin arzusiyle akde« dilir, Dedi. Muallim Seyvan biran için sü- kât etti. Ve gözleri resine dikti. Çacuğun temiz ruhu vecde dal- mış gibi idi. Çocukta acayip, bir uyu- şukluk göze ç-ı!pnamu Tarihi hi-| kâyeleri dinlemeğe âşık olduğu bes- belli idi. Çocuk, edebiyat ve felı 've tarihe çok mütemayildi. korku içinde yaşıyan çocuk kafası- ni işgal eden düşünceleri dahi ifade edemiyordu. Muallim ise, bahçenin temiz yer şilliği içinde fışkıran berrak sula: İâtif manzarası karşısında zekâsı açıl- mış, kelimelerin oynadığı büyük rol leri izah etmek, ilmin yüksek kıym tini çocuğa aşılamak fırsatını elde etmişti, Bir aralık çocukla beraber üstün- de oturduğu halıdan kalktı. Fışkıy den akan sudan ayuciyle bir kaç yu: dum içti. Sonra tekrar talebesini: nına geldi. Bir kaç söz daha söyledi. — Oğlum sevgi, hürmet, b beşeriyetin istinad ettiği en mühim noktalardır. Kullarını lara hürmet ve riayet gösterirsen muhakkak mukabelesini gör Halkın sevgisi, hüküm bir kuvvet bahşeder. Halkır sını temin eden, halkla arasında gi ve muhabbetle kuvvet v bir idare, iyi idaredir. Kafile, k ayrılmış olan bütün be tabiatin mahsulüdür. mezhep beşeriyeti ayırmıştır. Fakat in bariyle birdir. Elimizdeki parmaklar gibi birbirine bağlıdır. Fahreddin gözlerini muayyen bir yere dikmiş düşünüyordu. O anda benin hâdisesi kafasını fazlaca işgal ediyordu. Hayalinde, gayet dil-| ber bir kız canlanmış ve .“r)ımcdıı D güzel kızı kolu: larak atına bin- dirdiği dakikanın heyecanını kendi| içinde duymağa başlamıştı Bu dersleri, bazan siyahlara bü- rTünmüş bir kadın da dinliyor; takip ediyordu. Nitekim bu derste de ha- zır bulünmüş ve elleri göğsüne bağlı olduğu hakde tek kelime sar- fetmeden dersi dinlemişti. Zaman ve süküt bu kadının en büyük men- faatleri idi. Bir hissikablelvuku — ona teselli veriyordu. Ve bu tesellinin yarattı- ğı ümidle siyah gözlerinin içinde bir ışık parlıyordu. Cebeli Lübnan ahalisini teşkil eden kabile arasında memleketin i tiklâlini en fazla düşünen, ahalisinin serbest hayatiyle vakındnn en fazla alâkadar görünen yalnız bir kabile vardı. Maronitler ismini taşıyan bu kitla, hepb muharip adamlardan mü teşekkildi. Bu kabilenin de maksadı; yaşa- dığı dar arazi içinde müatakil hür de Meh- e için nezaketle JöRE yemek esi zuhur € biraz sonra firini r parça kopari Mehmet eti alr 1 «Tayyib - uğ da piş- ve iyi müna- kabul et ndan e k.| Bunun üzerine| » güzel- yıktır» ifademi nasıl te- Emir Yunus oturdu- Mehmedin yanına alebesii çeh efe seversen, on- V bir Fakat|» kİdu. Fakat I ÇOL N *K eâh Allahin emri rizasiledir,, dedi eleder: Areazi tevsji g iyyen kapılmıy l olabi yaşıyan olabilmekti. ki mafih r hülya Maa- mek için kabileler lerin en yakın olan lara ayni arazi olmadığını, aksitakdirde bu şa biliyordu. Bu beraber manen teşriki me- saj eden Rum Maronitlerin işga| et- tikleri araziyle, İbni Seyf nâmında in ik nüfuzu i$i ramıyacağını pekâlâ altında idi. Bir tarafta: |Suriye ile be nln er intil isyana hazırlanırken diğer taralt: Man kabilesinin de Marpnitlerle ve dolayısiyle Kürt Seyf ile anlaşması icap &diyordu, Bununla beraber Ce beli Lübnan ahalisi bu anlaşmalara pek meyleder gibi görünmüyordu. Çünkü İbrahim paşa Ceheli Lübnar. idaresini kudretli ellere ti. Mâamafih Nasibe Yyordu. Çocuklarının tahsiliyle uğra- şıyor, hem de halkın hissiyatını ze rirlemeğe çalışıyordu. Nitekim mu- vaffak-da oluyordu. Halebe, Şama, Lazkiye ve Beyrü ta gelip giden pağalar ise ancak ahali den para toplamak lardı. Memle karşı en ufak alâka bile göstermiyor. a meşgul oluyor tin dahili vaziyetine lardı. Suriye havalisinde Rum ekalli: yetleri haksızlıklara maruz kaldıkla 1 şeklinde yalanlar - uyduruyor ve düyeli muazzama elçi? liye müracaatlerde âmil oluyorlardı. hükümet kulak bile asmı lakikatte zaman zaman vi patlak veren — isyanlarır âmilleri resikârda bulu nanlardı Büyük vezir Sokullu Meh. Tmed paşanın katlind. Lora him paşanın gösterdiği gayrete, sar fettiği enerjiye rağmen — memleket içinde sultanların nüfuzu suküt et miye başlamıştı. Osmanlı imparator- luğu hududu içinde yaşıyan halkır teneflüş ettiği hava isyan havası idi Herkes 1592 senesini, vilâdeti nebe- vinin on birin: 4 in Babığ bulunmalarına ) sonra inin onun iyordu. Camilerde vaiz ya âliyei osmaniye eyi rüyu zemine refah ve recek öl. n adamın bu ası saadet get yi risine çıktığınız gün, başınızın üstün- || de bir mide belâs, dolaşmağa başlar. | v (ANA çWD'KLED ııski şiirlerin yeni medlülleri Bizim Mussolini, ansızın hastala- niverdi. Gerçi Orhan Rahmi arkada- Hamız onu, siyasi şahsiyeti ile çoktan vofat etmiş gösteriyor amma, haki katto, Mussolininin hasta olduğu an- laşılıyar. İnsan hasta olabilir. Karnı ağrır, başı a; romatizmalar; tutar, bir taraftan siyilce çıkabilir, hatta sıt- ma geçirir, şu ve bu amma, «Mide fe- sadı» denilen illete uğramak, bam. başka bir şeydir. Mide fesadı, pisbo- gazlığa uburluğa işarettir ve «Mide teyessüiür denilan diğer bir illetle, he men hemen ayni şekilde mütalea e- dilir. Her midenin kendine mahsı bir hali, bir itiyadı yardır. Onun ha Zavallı Mussolini dostumuz, İşte bu illete tutulmuş. Fakat garip değil mi? açlıktan kıvratyrken Muasolini, acı ba nefaj nefsinj yalnız kendi midesini mi — düşünyor- du?. Yani, milleti aç otururken, Mus- i kendi & iyrmadan, nö bulürsa tıkınıyor. mu di?. Gerçi, büyle bir mülâhaza da va- it olabilir amma; bana kalırsa bu mi. ie fesadlı, daha ziyade Haboş ve Âr vud milletlerinin pişme! inzivaşı i diri yutulmasından ileri gelmiş. ir, Allah için, Habeşler ve Arnavyt lay kolay kolay yutulur mu ya?. Buzün bile Arnavutluk ve Habe- istanda, Habeşler ve Arnavutlar kahraman ve muzaffer italyan ordu- una akla karayı seçi Bu iki lokma, y lininin de il, belki de itafyanın midesinde zün, akla gelmedik çok şeyler çıka rıp çekmek istidadındağır. mdi Mussolini sağa yattıkça Ha- beşinin, sola yattıkça Armavudun tekmeşini midesinde hissetmektedir. Galiha da bu yüzdendir ki, son za- nanlarda artık Musel, vesi ve İtalyada halkın dörtte üç buçuğu, | A düşünerek acaball DOLU) tos 19 39 PAZAR fi vaz u sporları için ç derhal takdir &d arafı de- gür asında mut: şeraltini haizdir va htelif olan üç denl: Karadeniz, Xlıx genup sahilleri in ve İskend 4 diğer YU müsaiddi y olarak ri n Haz ylül viha: Maramar olmak üzere dik diğer e derindir. f akıntılar y deri üüzm Yözü duyulpraz olmuş, arahanın diz- şinleri kendi yetiştirmesi ve damadı | Kont Cişnonun elinde kalmıştı | Hatıramda aldanmıyorsam, — Sul-| tşn Ahmede atfedilen şöyle bir hâ- dise vardı Sultan, sk sk cariye değiştirirmiş. Haseki Mahfiruz sultan işe, pa: kun aguşu visaline giren her dilber kızı, ya hemen ertesi sabah, yahud Ja daha bir kaç gün sonra hemen boğdurur, saray hahçeşinden denize attırırmış Sultan bir gün Habeşi bir carjye da doğacağını ilân pdiyordu. Acemi, tanda Şah ABbasin yıldızı parlıyor Babiklide memleketi uçu-| kurtarâcak” devlete sühşedecek güneş — hen n ge iz parlama [ ma: Cebel Lübnanda Nasibe kö Ona bütün kapılar ydeni dolaşıyor ütün onların va tediği fikri aşılamak imkânı doğuyordu. Mer- hum Korkmazın. bütün taraftarları verdikleri sözde' duruyorlardı. Ara-| dan beş uzun bir müddet Osmanlı hü ine karşı beslediği düşmanlık zail olmamış, bilâkis her yerde her gün bu düşı küvvet bulmuştu. |Nasibe bun! yordu, Herkes knr»n—.a an yerini kim işgal ede ceka Diye soruyordu. Bu suale Na ııhc den başka cevap verecek aalâ- hiyettar kimse bulunmuyordu. Kur- naz kadın bununla beraber — sırrını mahirane bir şekilde 4: r, bunu azla itimad ettiği karılara söy lüyordu, Onların ağzından da mu- kaddes bir armağan gibi erkeklerin kulağına varacağını pekâlâ biliyor- gdu. geçtiğ — Devam edecek — Eleksir Şahap Basur memelerini gi-| derir, Kuvyeti, Erkek-|| liği, istihayı orttırır. Patemiş,, Cariyeyi bulup getirmişler ve Sultanın odasına tıkmışlar. Fakat |adam bakmış ki, cariye, hiç durma: dan ağlıyor. Sormuş — ve zavallı, bu| d (!) vuslet gecesinin ardınca kendisini bekliyen ölümü anlatmış, imiş. Adam akıllı köpürmüş ve Haseki Mahfiruz sultana çatmış. Fa- kat © gete, Haba, i sineye çekememiş. Aradan zaman geçmiş. Teferruatını hatırlıyamıyorum, — £: |at padişuh bir türlü visale nail ola. mamış. Bi münasebetle, padişaha bir beyit ttfederle: Pir Jten etme Habı Carf'ısin - istifr efe9! bahi gh etme Kâasıpdan sonra.. Burtdaki «Bahri siyah» dan mak- yud, hiç şüpbesiz Karadeniz değil dilber Habeş cariyesinin yücudüdür. Padişah bu meyanda ihtiyarlığından da şikâyet ediyor ye böyle bir çağ- da Habeş cariyesini sineye çekmek. Hiğin doğru olmıyacağını — söylüyor. Mussolini de ayni ihtiraşla Habeşe şarılıp onu yutmak iatedi, fakat mi- do fesadına uğradı, kimi dilinin be- Iâsmı çeker, kimi de midenin ve u- burluğunun.. ÇİMDİK oktor M. ŞEYKİ ULUR Dahili hastalıklar mütehasamı İkinci Beyler sokak No, 82 Telefan Na. 3286 Hastalerını Sababtan itiharen ve |mel Ki nizden sahile Meğer, sultan bu işlerden haberdar | * e8i demek ölün meddü cezir lerinden mütevellid şiddetli 4 hillerimiz tamamen ındur. F erimizde diyetin OKTU esen $ ından hası deni'ze girebilme! dir dolay ayyen saatl. kat um güntün w inhasır kalır, F tiyetle sabah n oölür rine ları |eenup inde de vakidir. Bosforun Karadenize İnin şark ve garp sahiller i dünyadı açılan ağz ine pek © idüf edilen vasi kums, sturdur. Kilyosda yüzme mev minde Boğaza doğru bir mile y zan en sıcak günlerinde daimt bir serinlik biribirinden & MArayı K | uçurum hal run başla: da akıntı anafor şel ipkılâp etmektedir. Burala; yi yüzücüler a değil acemil n bile yüzmesi kaza 'ade ettirecek kıyıları p, mahdud olup mülnasi ir oldukça uzal hirde kanalizasyon — olmamasındı mip edebilirdi. Çanakkale Boğazı da sah nın derinliği ve akıntı şera xiz kenarıdır. rındaki kumsaflar mevki ve derin itibariyle çok evsafına mal l rler. Bura İgârları Karadı gün olur. Lenfavf ve asabi olan 'sanların köpüre: etin nehirleri biraz esirgemiştir. F: ken başlar. Bi Karadeniz| olan dalgalardan leniz vakit hal Marmaranın de İrva ve akı poyda etmekte ve bu- hatta sında halkı yüz- " Bu sıhhi mahzur o). 1 itiba-Jeuda da batar; iyle İstanbul Boğazının aynidir. Yal.|sebhetmeği temin mız Nâra burnu sığlığı kumsa) olması|cakların muayyen hareketleridir. Bu itibariyle yüzmeğe çok müsald bir de-|muayyn hareketler için her iki suyu 'da mutat mel t-m rü dalga ve çatlaklârdan Ari ve dur. biribiri peşinden Su sporları bakımından memleketi. mizin coğrafi durumu Abdurrahman Benlioğlu gürültü ( de yüzmi gildir. Bi rakit s Marmaranın diğer bazı kıy mesel 1 'arlanan dalgalar içi çin miza k 4 civarında plâj olmağa münaz k güzel kumluk yor n tadır. Beyaz ve bir boyda yuvarlak çakılı ile Burgaz adasının garp lindeki küçük bir koyda guyun ber. . |raklık c en insanı kendine çe, ken bir i vardır. e kumsalları balıba- ttir. Burada tabitin iki ü nazarı — dikkati caliptir. rasında lâle çiçekleri uçar, r. Burası eski hüsuüsiyı denizde Çeşr na bir 'u_hş.ı, Kuml zi da de zevkle yüz- sal verleri Marmariste kumsalın | sık çam ormanlariyl. » Burada bilhassa saba pek çok ir. mek döy bi vze İç memleketta Kızıl ve Yi riyle Meriç ve maz yüzmek decek çok güzel) kum- küçük göller halk bakımından tatifade edilmi Bunlar a: İ gerekl asında Van, Za0 gölü gibi n ree kilametre ulardır, ahaları yüz € İznik, Apoly As, Abat, Reşadiye gibi © K Dseid j de mürtefi ve *tasında hariku- ı cenne sldür. vu dipten Kaynak halin- çıkarmaktadır. Bunlardan büşke romatizmaya aydası dokunan g. |Küklürt ve arşeniklimuları arı da meyçuddür. Dinar katrşısında nn Mü Şifah âsa bir göl» auları yord vini sıcaklık dereceleri muhtel lcalarla süslemişi manlık Ka n olan © şehir ye ın İlerde birçok ılıcalara rastlanır. Bur iyanında Yakınşarkın ei dar su vehri olan Bursa kükürtlü ve çelikli sulari ına birer ha' lar le başlıba- ğıdır. Kezalik Samsunun Ha asında, Yozdg- ğin Yerköyünde, Ankara; Hayma- Râ ve Kızılcahamam — kazalarındı Kırşehirde, Sivasta, Erzurumda, Bey- pazarında sıcak sular az bir himmet- le halkın yüzme zevkini ve eğlence- sini temine çok elverişlidir. -Böyle suyu bol olan abalarımızda Halk. evleri — bahçesine ve civar veyahut kaplıcaların yanına yüzme havuz- lari yapmak halkın ve bilhassa genç. lerin yüzme ihtiyacını kolayca temin yı ek şe.-|eder. Haliç suları şe- Acaba deniz tath suda mi yüzn li birçok defa kesif olan de geC yunda mı, yoksa ek kolaydır? Sua- lur. Binnazari: suyunda yüzmek dır. Fakat umoliyatta de- e tatlı suda yüzmek arasın- Ka hiçbir fark yoktur. Çünkü; hiç yüzmek bilmiyen bir insan her iki insana su üstünde eden kol ve ba- an z göstereceği mukavemet şeraiti bilâ- |i Marmarada Florya ile Tuzla etva-|m yekdiğerine müsavi addolunabi. lik|Hie, Kaldı ki deniz suyundan ilk y ik-İme öğrenenler için tuzlu suyun « ve nisbeten gözleri (yakması müşkülüt nrzdor. Bunda başka, denizde biraz yüzme öğrenan bir tatlı suda da gene o kadar zebilir. Bizim deniz — sularımızla in- 'dür. Hıı:s t Italyan ve Alman havacılığının mu- kayesesi Alman h hğt bütüm > Dü dünyada ? Acaba bu heye mi konuşmuştur? Acaba bu beyanat propaganda mah : Yoksa inkâr edilemez katip soğuk ifadesi mi? Fran llerede Alman havacılığı sa olduğundan miştir. Hatt memleke iddeti tikin esası var n manyanın dünş elinde söylenmiş ymet veril- ahfiller bıı ki n hav Acaba Al- en küvvetli ve ripe malik ol. ingiliz ve Fransız ima birkaç sene tekaddüm ettiği Jddia edilebilir mi? devam eden mo- esnası: bu otip cihazlar gönde da, uğradı. lman tays İspanyaya gönde- erinin hemen iyle istenilen net. alnız yüzde 12 & inin lüzumlu gör veriyordu. A, üzde 23 ünü; fta olduğu anlaşıldı Du:ı[.f ancak elkinci zların remedi, modeyn * hat» ta o himayesi — altıı nd.ı releriyle n fevvu eğer Alma vareleyiden ancak | çin kifayet ederse, İt 11 fip teyrarelerinden saffa kulinılabilir ş n 12 tip Si modern anla beşi bir &p kullanabilirler. Fı nisbeti gyayrı kat yana karşı 6 tip nisbeten -fazladır. 1 esnai pılan ve min olduğumuz müşa- italyan prat, ermiştir. Halbuki rinin yüzde 45 erinin yüzde 85 ildir. ve itsiyan tay- iştimale şalih _—Opgm(ö,_—_ Cevdet Mustafa GÖNENDEN Memleket baştakibi £ inci Beyler sokak furun karş No, 26 tanesi —— Doktor Cahit Tuner Sinir hastalıkları mutehassısı saat 8 den sonra Şamli 19 da hasta kabulün başlamıştır. Tel; 53559 yüzmek meyzuyb: rımız arasındaki kesafet farkı (: Ş H geçmez. Deniz kesaf yıkanma nulnnnınlıı kesafetli mukattara nisbetle azami 0,02 #i bir kesafet farkı nncak büyük ıolı"_*’_ lerin ve deni tünde sebhetn müsir olabil sim olan insan gövdesini, de bu ınm ı(uu.ll bir gmesin Hülüsa; yurdumuz mut; ga bulunması itibariyle d yaı İbakımdan vyüzme sporuns ıının“” en müssld etlerden bİİCE Bu sebepledir n Trbiyesi K ette yüzMÜ nel direkt ti H mle kı Bede İsporunun tanmmüm v plâna almıştır.