F WrE 5 $ EFFEFE &318 FF ERESEFES BEFAYELEZ (SAHİFE 494 * HIKÂYE ; - Plâtin Bugün genenen var sevgilim? Su. rakın ço Muhakkak gene bir leniln bir kat dahi k da ben bi,|da fedi vardır. mümküt Onunla r. F âşmak, at küvvetli bir hiçbir şey iste- ak çok güçtür. ne kadar çok k değişen birşey ol- in bu devapları! ni anlamadı ve mem- olabi Selim, ve ne kada duğunu bilmel ki manasr ünin bir köşeşine çekil- kat buna rağmen israr etme. n surat astığımı öğrenmek ü hâalde bana olan şevgisi olanlar, böyle dargın dargın eye çekilmenin manşaını pek; iyi bilirler. Bu hareket karıkoca ara. #ında bit fırtına koparabilir.. Bu fır- madan sonra bazan uyuşulur, bazan anlaşmamazlık deyam eder, gider.. Nebile Selimle tam iki buçuk sene evvel tanışmıştı. Biribirlerini deli gi- b vdiler. Ve altı ay şonra evlendi-. Bu akşam ik; senelik evlilik ha- yatlarının ilk kavgasını yaptılar. Ögece evde yemek yönmedi., Se- lim bir köşede sor rak gazetesi- ni açtı. Nebile öteki köşede homurda. narak örgüsünü ördü. Biraz sonra capı sıkılan de kanapeye büzülerak uyumağa çalış- tı., Selim sabahleyin karısiyle barış- mak jatedi. Nezaktle kapısını vurdu. Kimse ses vern ince kapıyı açıp gir mek istedi. Nebile haykırdı.. Selim kızdı, Hızla evinin kapısını çekip işi- nin başına gitti. Selim, ebileyi çok sever. Onu gucendir çin sakşama kadar ü; züldü. Vakıa karısını üzecek hiçbir yapmamıştı. Fakat ne oluraa ol- zayıf mahlüktur, Gönlü- Salim akşam eve gelirken bir ku- yumeu dükkânının vitrininde altı ay evvel Nebilenin pek beğenmiş oldu- u bir yüzüğü aldı. Mahfazası Ne - bilenin önünde açıldığı vakit genç kadın az daha sevincinden çıldırıyor. du. Bu ince bir plâtin halka idi. Ü: tarafa doğru halka güzel bir elmasa kaide olabilmek için epeyce genişle- misti Nebile yüzüğü görünce çok sevin. i. Fakat her kadin gibi, kocasına bu rliğınin da kusurlu tarafını yüzü. ne vurmaktan çekinmedi: — Buna düpedüz israf derler Be- Him.. Böyle çılgınca masraflar yüzün- den aile büdeesinin delinmesine razt Fuarımıza Bermutat il mani belki |le: yüzük olamam doğrusu.; Fakat bu çok akıllıça — düşünce, Nebilenin Selimin boynuna atilma na, onu uzün üzün kucaklamasına olmadı. n çok Zzengin Se bir adam tav - gülümsemen yalnız paramı doğil, hayatımı hazırım. yüzüğü k. iğını söy- )k kibanı r hareketti. Fakat Nebilenin merakı ve tecessiü- kıa paraya kıymet ve ehemmiyet ve- İren *v'r kadın değil; n kıymetini — öğreninceye kadar iyi olacaktı. Bir tek rakam, kullandığımız eşyaya yeni bir husu- siyet izafa eder, Hele sevgiliden alı- nan hediyenin kıymetj aşkın derece- sini ölçen en yanılmaz ölçüdür. Son- ra konuşmalarında lâkayd bir tavırla yüzüğün fiyatından bahsetmek N bile için ne sonsuz bir gurur vesi olacak! Fakat Nebile bu sual; tekrar sora- maz. Çünkü kocn 'nra ga- rip bir mana ver vardır. Nebile o günd yüzüğü parmağından çıkarma yatağına giderken yüzüğü çıkardığı iden ayrılmış kadar çok tebriklere vesile oldu. Nebilenin akrabaları, arkadaşları, terzisi, yü- züğü çok ba, Nebileyi kukunanlar da oldu. Nebile yüzüğü etrafındaki bu umumt alüka- dan memnun, çok memn Aradan aylar geçti. e hâlü mağrurdur. Artık bıı Yü züğü kocasının kaça aldığını düşün- müyor. Geçen gün Negbile bir mağazada kumaş beğeniyordu. Güzel ipeklileri ince parmaklariyle yoklarken yüzü- gün taşı birdenbire fırladı. Yere düş- tü, Ve pırl.piril payladı. Nobile inde idi, kaza sokakta olabilirdli, otomobild olabilir. gerdivenden inerken ola- bilirdi. Kendisi farkına varmıs bulunabilirdi. O vakir Selime ne di- yecek, bu dikkatsizliği nasıl affetti- recekti, Taşı düşünez, Nebilo yüzüğü par- mağından çıkarmağa mecbur oldu Fakat bu aşk tılsımından ayrı alarak gezmeğe yüreği razı olmadı. Doğru kapalı çarşıya çıktı. Ve ilk rast gal- ği kuyumcu dükkânına girdi. Ku- yumcu yüzüğe taşı takmak için pen lerini hazırlarken Nebile alta aydan- beri kendisine merak olan meşeleyi kuyumcudan sormak istedi ve gordi — Buü büyüklükte bir taş çok pa - halıdır değil mi? Bu cümleyi söylerken kalbi hızlı hızlı çarpıyordu : Kuyümeu dudaklarını büzdü: — Eh, dedi, yüz elli, iki yüz kuruş heyecah 5 dbu İsti de tatmin edilmiş olmuyordu. Va-| ldir. Fakat kadın-| Her geçe |ç (ANADOLU) Kıyafeti fakira- ne, fakat Kadın hiç durma- dan para harcıyor Dün, 35 yaşları: şan bir kadı ra sarfetti bu kadin, gü Fatma adını taşıyan bu kadının *|bir otomabile bineni tiği, orada şoföre beş lira verdi; för paranın üzerini vermeğe teşeb- büs edince: — Senin olsun, De , istasyon kişesinde kasaba- ya gitmek Üzere )ı_* aldığı sırada da kişa memuruna da bülün bir on Jlirabk verdiği, tren bileti aldıktan sonra on liralığın üzerini de memu- ra bıraktığı görülmüştür. Zabıta, el- biselerinin fakirliğine rağmen etratı- na pura savuran bu kadın hakkında tahkikata devam etmektedir. eder. Nebile olduğu yerde sıçrayarak ve boğuk bir sesle tekrarladı. — Yüz elli, iki yüz kuruş mu? Na- sıl olar? Kuyuümeu eski fikrinde israr etti: — Katiyen fazla etmez. Fakat be- nim de anlamadığım bir nokta var. Bu kıymetsiz şı, neden bu kadar kıymetli bir plâtin yüzüğün şlar? celi düşünceli çıktı. Selim, bu yüzüğün çok kıymetli bir y olduğunu K kendi. ini aldatmıştı ha! r—ılıı ıımıyıı fiyatın husu taklit SEDi stememişti. kararını vermişti art yüzüne vuracaktı. Sonra düşündü, bu kararından vüzgeşçti. Çünkü de kendisi haksız çıkacaktı. Salim yü- züğün taşının olmas olduğunu kati- yen söylememişt'!. Bu haberi alınca Külec ti, günün birinde işlerim taşını değiştiririm tüm!»0O vakit te mahcub ( Nebre ormcaktı. Nebile selime hiç hir şevy söylememe ğe karar verdi. kı bit kocaşının karşısında hareketleri eakisi gibi ol- miyacaktır, Kendini kalbinde saklı- yacak, zaman geçtikçe intikamı da kin! nisbatinde büyük olacaktı. Akşam Nebile suartı asık £ okuyordu. Birdenbire haykırdı: Ga- zetede gördüğü bir isim Nebileyi bir çok şey anlatıyordu. Birçok evlerde hizmetçilik eden bir kadın, bir hır- sız. çeti mensup olduğu için po- lisçe yaklanmıştı. Bu kadın evden hakiki mücevherleri alıyor, taşlarını iyor, yerine adi taşlar koyu- . Bu isim, geçen kış eylerinde hı7mu|çılık eden kadının İsmi idi, Nebile kalktı. Kocasının boynuna sarıldı. Ve vak'ayı anlatarak koca- sından af istedi. Fakat vak'ayı anla- tırlarken kekelemeğe başladı. kü çok utanmıştı. girse, enk gane 6 den tezi yok, yalanını Selimin |âl4â «— Ben o yüzüğü alırkon, diyecek-|* *i diye düşünmüş- | yo 20 Ağustos 1939 PAZAR — RADYO M BORSASI, PARA BORSASI | Bugünkü program İZMİR 200 ç. H, Levi 7 j4Taranto 10 11 9 50 16 17 60 14 9 50 218762 Zeytinyağı 1000 kilo A. Lüfont 3ö —— 35 Zahire borsası İZMİR 268 ç. Buğday 598 ç. Bakla 10086 kilo yapak « cc003»——— Avrupanın büyük mes'elesi: Danzig Berliner Börsen için diyor ki: «Danzig, Avrupanın büyük mese- lesidir ve Alma: ya avdetine kâ- dar büyük meselesi olarak kalacak- tır. Parisin hiçbir manevrası, bizi ve İtalyayı, bu mosöleyi halla mani ola: mıyacaktır. Bizim için, Danzig mih- politikası çerçevesinde birinci urgta teyit edi- tir ve muhasımları- alıdırlar.> diyor ki: eski &. 53 5 Zeltung Danziz tini, Al- nın şerefine dir. Danzig evvelki buh- mek suretiyle yer vazifeler gibi ayni muvaffakıyetle ireceği bir vazifadir.> tsche Allegemeine Zeltung di- y4Danzig meselesi, Kldeiidar W Almaziya veİkdiyk/bu medelenin BaT ledilmesi lâzım geldiği fikrindedir- ler.> hıre:îz halle. Doktor B. Behçet Uz ÇOCUK Hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,80 dan bire kadar| ler sşokağında Ahenk matbaası vanında kabul eder. Mücellit Yeni Kavaflar Çün- muhafaza et- getirilen mml ANKARA Silerlin Dolar F. Frangı Liret İsyiçra F. Florin Rayşmark Belga Drahmi Leva Çekoslorak kr, ESHAM ve TAHVİLAT ANKARA 1933 Türk borcu 2. — 19 36 peşin 1988 yüzde 5 hazine tehvili 68 liya Gelenler Konya mebusu B. Galib Güntekin Konyadan, Tarsus parti Kuddüsi Tarsusdan, Mersin İtalyan Vis konsolasu B, Aloiz Katano Mer- sinden şehrimize gelmişlerdir, başkanı B. Dövmüş Bayındır kazasında Derebaşı kö - yünde İhrahim oğlu Hasan İri, Meh- ldrimi alacak mezelesin - yaralamıştır. med oğl den döğerek bıçakla Suçlu, tutulmuştur. ANADOLU GÜNTÜT SİYAYİ CAFETE Sahip ve Başmuharriri HAYDAR RÜŞTÜ ÜKTEM Umumt gepriyat ve yam işleri müdürü HAMDİ NÜZHET ÇANÇAR İDAREHANESİ E Halk Pürtiri “Ginüze (çinda Telgraf: İzmir — ANADOLU TELEPFON: 2776. Posta kutusu:ş07 ÂBONE ŞERAİTI Yuluk 1400, Alhı aylığı 800 Kuruştur. Yabancı memleketler içlü senelik Abone ücreti 27 İlradır. Günt geçmiş nüshalar 25 kuruştur. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Ali Riza — En temiz ve en zarif işleri çabuk yapar çarşısı No. 34 ECZACIBASI « . Sarayı Sarayı Sarayı Sergi Sergi Sergi Pavyon Pavyon Pavyon B. Stand Stand Stand 109 110 26 1639 M. 183 Kos./120 Vw K T. A, ©. 19.74 M. 15195 Kos. /20 Kw. T. A, , 31,70 M. 8465 Kos./20 Kw. TÜRKİYE RADYO DİFÜZYON POSTALARI 'TÜRKİYE RADYOSU ANKARA RADYOSU Öğle neşriyalı: 12,30 — Program 42.35 —Türk müziği. Okuyan; Musştafa Çağları Çalanlar: Rüşen Kam, Res şat Erer, Vecihe Daryal, 1 — Ferahnâk peşrevi. 2 — Melekset - Ferahnâk şarkı ( Tityer yüreğim güli ter bezme gelirken. 3 —I Selim - Eviç şarlıı (Bir sebeple gücenmişsin 4 — İsak Varan - Eyiç şar” n l beni yükseklere) 6 — Halk türküşsü (Çıkar yım gideyim urum ellerine) Memleket saat ayarı, ajanli 've meteoroloji haberleri. Müzik (Küçük orkestra * $ef: Necip Aşkın) Sounod — Ave Marit 2 — Ganglberger — Küçük toplantı (Revü - İntermez” za) 3 — Paul Lineke - İtalyaft serenadı. j 4 — İtalo Azroni - Meladi 5 — Freire — Ay-Ay-Ay 6 — Bizet Arleziyen No. 1 a) Prelude b) Menuetto €) Adagietto d) Carillön 7 —R. Benatzky —Git zing ve bir daha - Vals 8 — J. Strauss Viyana Haai d 14.15. 14.30 — Müzik (Danâ müziğit N»’ Akşam neşriyatı: 1830 — Program | 18.35 — Müzik (Danş müziği - Pt 19.05 — Çocuk aaati. 1935 , Türkmüziği :. (Fanl |) yeti.) Neşeli plâklar - R. Müzik (Valsler) Memleket saat ayarı, aj ve mc!tomlv)x haberleri: Türk müzi J Okuyatlar: Radife Neydi Sadi Hoşses, ğ Çalanlar: Reşağ Erer, fik Fersan, Kemal Niyfil Seyhun, Zühtü Bardakoğ 1 — ÜUğşşak peşrevi: Z — Rakim'- Uşeaktalil (aBna hiç yakışml)v'o') 3 — Uşşak Müstezat ( ıel'ı: bu şep) v Şemsettin Ziya » ? — Devım. 8 ncı Sahifede — | 20.10 20.15 20.30 |20.45 Büyük Mık%asta İştirak Ediyor : Izmir Vilâyeti Ticaret Odası Pavyonu hususi standında Fuar müddetince S. FERİT Eczacıbaşı Kolonya, Ruş, Krem ve Pudralarında 0/9 10 tenzilât DÖĞT