9 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

9 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(SAHİFE 6) ATATÜRK'ÜN AZİZ HATIRASINA —— Yazan : İ. İnönü — Türk Tarih Kurumu letenin son çıkan onuncu & kün aziz hatırasına tahsis edilmi, sayısında, Milli maktadır. nin ilk sahifesindedir. «Atatürkün aziz hatırasına» başlığı altındaki bu yazıyı aynen alıyoruz: «Türk Tarih Kurumu bu nüshada bir toplantı tertip etmiş oluyor. Buna hepimiz hürmet ve mu- habbetle, koşarak geldik. Cemiyet kurmak, cemi- yet içinde konuşmak Atatürkün sevdiği bi çok hususi bir mahareti idi. Bu toplantıdan onun ruhu şadolacaktır. Bize bu fırsatı verdiği 'Türk Tarih Kurumuna teşekkür &! Türk Tarih Kurumu, milli kültürümüz, kültü. terbiyemiz, için birinci derecede faydalı bir mües- semiz olmuştur. Geniş mikyasta enternasyonal neş- riyata, eski eserlere ve vesikalara yanan araştırmaları, ilim ve ideal ufkumuzda yeni Atatürk ve tarih tezi YAZAN — AFET h kurumu as başkanı Bi letenin ayni sayısında, (Atatürk ve tarih tezi) diye bir makalesi intişar | etmiştir. Bu yazıyı da aynen sütün - larımıza ahyoruz: Atatürk, Türkiye için bir tarih devirdir. Türkiye cumhuriyeti tarihi O'mun kurmasiyle başladı, cumhuri- yeti kurdu, onu on beş i idaresiyle yaşattı, büy zerinde milletinin sevgi de ebediyete intikal etti. İnönü O'nun için diyor ki: «Devletimizin bânisi ve milletimi - zm fedakâr, sadık hâüm'si, hmsanlık idaelinin âşık ve mümtaz siması eş- kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır , Bu cümle herşeyin ifades; mi? İlâve ediyorum, Türklük tarihi O büyük başa mintettardır. O Türkiye için bir tarih yaptı Türklük için ise tarih yazdı. Bu ta- rih yazmasında Ö'nun yazıcısı ve be- raberce okuyanı oldum. Tarihte ta -| lebesi idim. Beraber okuduğumuz ki taplar sayısızdır. Bu çalışma 1929 da başlar. Türk Tarih Kurumu bu çalışmalar neticesinde doğdu. Ku - rüm ilk kongresini (1981) O'nun ya- kam alâkası ve takibi altında başar- dı. Türk Tarih tezi ilk olarak bu kon- grede ortaya atıldı ve münakaşa e- dildi. Memleketin butün tarih mu - allimleri, tarih âlimleri, bunda ha- zir bulundular. Mekteblerin dört ciltlik tarihi bunun sonunda mey - dana geldi. Türk tarihinin anahtarını ve Türk lerin medeniyete hizmetlerini tetkik etmek ve yazmak vazifesi Tarih Ku- rumunun başlıca işi olarak Atatürk tarafından verildi. Hafriyat, işleri O'nun teşvik ve hi- mayesiyle başarılıyordu. Hasta ya - tağında, dahi, Türk Tarih Kurumu - nun işleriyle — alâkadâr olmaktan zevk duyardı. Bir gün Trakya hüyük lerinde son çıkan/eserlerden bahset- miştim, o kadar alâkadar oldu ki , «0 çıkan eserlerden bana getir. gö- reyim> diye arzu gösterdi. Bir kaç parça eşyayı müzeden alarak saraya getirdim. Bay Feth; Okyarla görü - şüyordu. Eşyaları istedi. Hepsini bi- rer birer gördü. «Devam ediniz, memleketimizin kültür tarihi zengin liğini daha çok bulacaksınız» diyor- du. O'nun son gördüğü kitap da «Belleten> oldu. 15 birinci teşrin 1988 cumartesi ak şamı idi. Saat 7 ile 8 arası beni ça - farttı. «Bu akşam kendimi daha iyi hissediyorum. Ankaraya yakında gi- debileceğimi ümid ediyorum» diyor- du, Çok sevinmiştim. Tarih Kurumunun faaliyet Malümat almak istedi. Doktorların tavsiyesi - ne göre, kendisini çok yormamak is. tiyordum, Kisaca istediği malümatı verdim. Bu meyanda Belletenin ye- ni çıkan nü--asını da — söylemiştim. halesi için- değil tarafından ı, Ebedi Şe £ İnönünün, tan lerin ve profesörlerin Atatürke aid yazıları bulun- mizin yazısının bir kılişesi ukarıda bahsi geçen bel- || , alarak yazıları lanan Bel- Atatür- ir. Belletenin ba anmiş Münevver. di Belleto- sind Bu milli külti eti ve el sini isteriz. Türk tmı ve arkelojiye da. ——— bir göz gezdirdi. Ve memnuniyetini beyan etti. İsti- rahat etmesi için kendisini yalnız bı raktım. Böylece Atatürkün son gördüğü kitap «Belleten » oldu. «Belleten» adını O koymuştu. Bu mecümaya — <Atatürkü dinlerken> diye bir köşe açmıştım. O yazılar O'nu dinlediğim xgibi Belleten sayfa-| larına geçti. Bagün O'nu dinlemek- ten mahrum oluşumun acıları için « deyim. O sesi ki, ben senelerce işit-| tim ve dinledim. Artık O'nu işitme- mekten duyduğum ıztırabı çekiyo « rum, Çünkü O'nun gür ve daima bâ- kim olan sesi kulaklarımda Her dakika O'nu işitir gibiyim. O'nun son günlerini hatırlamakla bu yazıma başladım, ülemler açmıştır. Bir milletin en büyük kaybı, ken- imadını kaybetmesidir. iki yüz seneye yakındır ki, bu memleketin okumuş geçinenleri, kendi medeniyet kuvvetlerine inanma- dan konuşurlardı. Türklerin milli hayatın; ha retten mahrum etmek istiyen bir yabancı edebiya- — P| i telkini, en dikkatli olduğunu zanneden ilim muhitlerimizde bile yerleşmişti. Kurumu, Atatürkün hususi alâka: tetkiklerinde başlı başına düşünür ve hüküm verir bir müstakil zihniyetle için büyük kazanç ve çok sağlam bir esastır. Kurumun, kırk yıllık hurafeler ve sabit fikirler karşısında tereddüd etmeksizin, bulmak ve söylemek cesaretini muhafaza etme- medeni kabiliyet ve hizmetlerini, insanlık âleminde teşrih ederken yeni nesillerin temiz ideallerine de taze can kattığından emin olabilir. Sevgili Ebedi Atatürk! Tarih Kurumundan beklediğin maksadları biz ve den sonra gelecekler, aşk ile takip edeceğiz. ; lünün en eski devlet kuranla i'nizin k. .Jitunu ve tarihte yaşadığını görüyor - O'nun için ne kadar yazsam, bü- tün duygularımı, bildiklerimi, i lerimi bitiremem, Bu yazımla, Atatürkün tarih tezi üzerindeki ilk çalışmalarını hatırla- mak istiyorum. 1928 yılında, Fran - sızca coğrafya kitaplarının birinde, 'Türk ırkının sarı irka mensüp oldü- ifu ve Avrupa zihniyetine göre ikinci «secondaire> nevi bir insan tipi ol- duğu yazılı İdi, Kendisine gösterdim, Bu böyle mi- dir? Dedim. «Hayır, olamaz, bunun üzerinde meşgul olalım. Sen çalış.> Dediler. Ben tarih okutma vazifem icabı olarak 1929 da çalışmağa başladım. Tarih sahasında çıkmış en yeni ki- tapları Atatürk getirtti. Bunlarla İyeni bir kütüphane kurmuştu. Mem- lekette tarihle uğraşanları etrafına topladı. Herkesten bir fikir dinliyor duk. Her vekil ve mebus arkadaşları Atatürkün yanından çıkarken yeni bir kitap koltuğunda oluyordu. On- ların hülâsaları toplanıyor, Atatürk «Onu getir görmek * -zim> dediler, Belletenin 5-6 sayılı nüshasımı eline'h kendi okudufu kitaplarla beraber bu enkkillrak (ANADOLU)J Cumhuriyete kadar Türk Tarih ve tesiri saye- temayüz etmiştir. hakikat- Tarih Kurumu, Türk milletinin | a mak, yüze masaj yapmak, gülsuyu uzun ve ekseriya fasılasızdı. ve portakal suyunu karıştırarak ü b * nado- HSA «Türkler bir #şiret olarak Anado-| (4.6 gül suyu 1-5 portakal suyu) bu luda imparatorluk kuramaz. Bunun başka türlü bir İzahı blmak lâzım - dir. Tarih ilmi bunu meydana çı « karmalıdır. » diyordu. Etiler A nu biri olduğu için, O'nun zihn işgal eden bir bahisti, Aceba, A lmuş ve yaşamış olan es-| ç ki medeniyeti ile Tüklerin alâkası nedir, suali sik sik tet riyordu. Dünyanın mu: e vesile ve- if yerlerin- de, bilhassa Türkiyede otokton halk| bir defa bütün yet getiren halk kimlerdir? Türklerin cihan tarihinde ve mede - niyet âleminde rolleri nedir? Bu sorulara cevap vermek kolay görün ıHakıııı baası bu sorulara cevap veren notları bastı; 'Türk tarihinin ana-hatları -kitab bir cilt h. de bunu takip ederek ba sıldı. Yalova kaplıcalarında Türk | Tarih Kurumunun hazır bulunan üye lerine Atatürk bizzat riyaset yeti Milliyer ÇUlus) mat etti. Anahatları kitabı bu müzakereler ne rli ticesinde hazırlanıp basılmıştır. Atatürk, bütün Türk tarihçilerini bir kurum etrfaimda topladı. O' kendi yüksek ve yakın himayelerinde hükümetin büyük yardımı içinde ya şatmak ve çalıştırmak istiyordu. O zaman Başvekil olan Reisicumhur İsmet İnönü bu çalışmaların yakın şa hidi oluyordu. Hükümet işlerini ko - nuştukları vakit, iki şef arasında ta- rihi meseleler de yer alıyordu. Atatürk büyük develt işleri arasın da mühim bir zamanı bizzat tarihi etüdler yapmak için ayırmıştı. Çün- kü O, bizzat tarihten büyük intiba- lar ve dersler — almı: Kurtardığı | milletinin büyük işler yaptığına ka- ni idi. Kurduğu devlet gibi nice dev- letlerin Türkler tarafından kuruldu- du. Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyete de sa- hip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur, diyordu. Türk çocuğu ecdadım tanıdıkça daha bü- yük işler yapmak için kendinde kuv- vet bulacaktır. O yakın bir turihte göç etmiş olmakla bu vatanın hakiki sahibi olamaz. Bu fikir tarihten, il- men yanlıştır. Türk brakisefal ırkı Anadoluda ilk devlet kuran bir mil- lettir. Bu ırkın kültür yurdu ilk za- manlarda, iklimi müsait olan Orta Asyada idi. İklim tabli şartlar dahi- linde değişti. Taşı cilâlamağı bulan, ziraat ha - yatına erişen, madenlerden istifade- yi keşfeden bu halk kütlesi, göç et - meğe mecbur kaldı. Orta Asyadaı şarka, cenuba, garpte Hazer denizi-. nin şimal ve cenubundan olmak üze- re yayıldı. Gittikleri yerlere yerleş- tiler, kültürlerini oralarda kurdular. Bazı mıntakalarda otokton oldula: bazılarında otokton olan diğer bir ark ile karşılaştılar. Avrupada tesa- düf ettikler; ırk tipi dolikosefal idi. İrat, Anadolu, Mısır, Eğe meden'vet- lerin'n ilk kurucuları Ortaası — Devamı 9 uncu :2 ._ı&ı'— nasıl makiyaj yap- yapabilir miyim? |de cevet> d çabuk yıpratırlar. rüzgârı leştirdi zan sinin faza etmek ihtiyacındadır. Bunun i-| " çI zin güzel rengini muhafaza etmek için hormonlu bir krem kulanmalı |Kremi yüzde bir saat bırakmalı. Son ra yüz üsünger kâğıdiyle ilk g; kyilzu her gün sabunlamamalı, arasıra ki genç kızın, 50 makyajı gayet moda gö mazlar. Y fakat penbe bir renk, ince ve bol| , (meli. Dudaklara sürülen açık ruj ile bu tuvalet tamamlanır, şıhdaki jler şunlardır: dd A İ B .9 Ağustos 1939 ÇARŞAMBA — |PLÂJLARDA Aliğmiar ni AM Sıcaklar, çoluk çocuk halkı plâjlara döktü KADIN Makiyaj 18-50 yaş arasında malıdır 18 yaşındaki kız soruyor: Makiyaj yaşındaki kadın da saruyor: aj yapmakta devam edebi- im? cemiyet kavaldi her ikisine ve ilâve ediyor; fa -| fif olmak şartiyle, kızın cildi incedir. bu cildlerini çok Çünkü — güneşin, » soğuğun derilerini kuvvet- zannederler, Halbuki bu ki kız deri- iğini ve gençliğini muha -|$ başvuracağı todbirler çok basit Hafta b r defa deriyi fırçala - mahlüller yüzü , ak, alt göz ka- ine birer damla tatlı ba rmek, Bu tedbirler 18 yaşındaki genç kı- || aki bayan ise sıhhatine Oi itlea etmeğe mecburdür. Gıda - sına dikkat etn h ve çok t iyemekler yememeli, içki içme - meli, baharat kullanmamalı, ayda vücud — adelelerine masaj yaptırmalı, Yüzünü fırçalama h. Haftada bir iki defa yüzü mey - n solariyle yıkamalı, cildi beslemek silmeli, n cildi tahriş eder. Onun zellik Mmaskesi kull Ası lmakiy nalı gelince 18 yaşında- | aşındaki bayanın hafif olmalıdır. Son naklara h: pudra, İki dakika sonra pudrayı sil- bir 18 yaşındaki genç kızla, elli ya - bayanın sakınacakları şey -| & Koyu dudak boyası, Kirpiklere rimel sürmek, Gündüz göz kapaklarını boyamak, Kaşları boyamak, TAVSİYELER ÜİT F AÜĞL ÜN * Çiçeklerden çıkan tuvalet suları Her gün kullanılabilecek bir tu- uyü yapmak için çok basit bir usul vardır. Lâvanta gül, yahüt hor- hangi intihab ettiğiniz bir çiçeği 90 derecelik spirto içersinde ön beş gün bırakmız. On beş gün sonra bu mayli süzünüz. Ve ağzı kapalı bir şişeye koyunuz. Çok güzel kokulu ve çok serinlendirici bir tuvalet suyu elde etm'ş olursunüz. Güllerle, çok güzel kokan bir tü- valet suyu yapmak ta kabildir. Çok miktarda gül toplayınız, tüveyçlerini ayırınız. Ve şişenin dibine zeytinyağı batırılmış pamauklar sarınız. Bu pa- mük yatak üzerine bir tabaka çiçek koyunuz. Ve üzerine inde tuz ekiniz. Şişenin ağzına beş altı parmak me- safe kalıncaya kadar bu suretle bir tabaka pamuk, bir tabaka çiçek ko- yünüz. Ve her tabakanın üzerini taz- layınız. Şişenin üst tarafını fazla kn- kukulu yediveren 'gülleriyle doldu- vunuz. Yalnız bu güllerin kurak bir havada foplanmış olması şarttır. Ş şenin üzerini ağzına kadar 90 dere- eelik İspirtoyla doldurunuz. On beş gün bırakınız. On beş gün sonra İs- pirtoyu süzerseniz çok güzel bir ta- valet suyu elde etmiş olursunuz. ve Hasır şapkaları parlatmak ve temizlemek için eski bir diş fırçasını, içerisine yüzde 25 amonyak — ilâve edilmiş ispirtoya batırarak sürmek Xifayet eder. Bu mayi saçla- rın şapkaya temasından hasıl olan lekleri de çıkarır. Yalmız — biras İskelede bir başka grup. Son günlerde gene birdenbire ar- tan sıcaklar, halkı serin yerlere plâj- lara topladı. İnciraltı plâjları, Karşıyaka ban- yoları, Çeşme yalnız pazarları de; hemen her gün doludur. Bu sene bilhassa İnciraltı plâjla” tına rağbet artmıştır. Bir gazino in-| şaasi ve yeni tesisat, yerin güzelliği| ve vesaitin bolluğu halkı oraya çek- _—_-/ Doktor “J ç M. ŞEVKİ ULUR Dahili ı.Ş..ı.ı.u.r ııw”';' $ İkinci Beyler #okak No: *” 'Telefon Na 3286 Hastalarını Sabahtan ir. Hiç olmazsa pazar ri İnciraltına bir vaptr da uw lirse, muhakkak ki, bu pı.ıd-l' föde edenler artatak, daha xaktil yahat imkânını da bulmuş ©' Resimlerimiz, pazar- gün! altı plâjını dolaşan foto muhabir'” İsmail Zorlu'nun objektifine manzaralardır. . kuvvetli sürmek lâzımdır. ve Parmak kenarındaki tütün leke. lerini çıkarmak için parmakları sık sık taze domatesle oğmak — kadar güzel bir çare bulamazsınız. * Çok yıpranmış bakır eşyayı te- d mizlemek için tuz ve sirkeyi karıt. , A li kaku! ve muayene tırarak bir mahlüt — yapmalı ve bu /» yı”.. mayile bakırları küvvetle uğuştür-| yıkamalıdır. Bu süretle ll malıdır. Si ' kab ıoıukıuüı;kırluunımlın!

Bu sayıdan diğer sayfalar: